Kültür ve Turizm Bakanı Mehmet Nuri Ersoy, devam eden orman yangınlarına ilişkin olarak, “İnsanımızın yaralarını el birliği ile saracak, yaşamı normale döndüreceğiz. Ormanlarımızı yeniden yemyeşil birer cennet bahçesi yapacak, turkuaz denizlerimizle buluşturacağız.” dedi.
Kültür ve Turizm Bakanı Mehmet Nuri Ersoy, Nevşehir’in Hacıbektaş ilçesindeki, Hacı Bektaş Veli Müzesi ile türbesini ziyaret etti. Ersoy, daha sonra Kültür ve Turizm Bakanlığı tarafından Hacı Bektaş Veli’nin vefatının 750’nci yılı dolayısıyla, “İnsanlığın özü sevgi, barış, kardeşlik” sloganıyla Hacı Bektaş Veli Külliyesi önünde düzenlenen anma programına katıldı.
Burada bir konuşma yapan Bakan Ersoy, ülke genelinde yaşanan yangınlarda yaşamını yitirenler ile görevlerini canla başla yerine getirirken şehadete yürüyen görevlilere Allah’tan rahmet, ailelerine baş sağlığı ve sabırlar diledi.
Türk milletinin bu sınamadan da alnı ak çıkacağını vurgulayan Bakan Ersoy, “İnsanımızın yaralarını el birliği ile saracak, yaşamı normale döndüreceğiz. Ormanlarımızı yeniden yemyeşil birer cennet bahçesi yapacak, turkuaz denizlerimizle buluşturacağız. Allah’ın izniyle bir çakıl taşından dahi vazgeçmediğimiz bu vatanın doğasını da içindeki canlıları da karamsarlığa teslim etmeyecek; dimdik ayakta kalarak, bir ve beraber olarak huzursuzluk ve umutsuzluk için çaba gösterenleri umudumuz, inancımız ve kararlılığımızla yine hüsrana uğratacağız.” diye konuştu.
“Erenlerin ayak izlerini neden takip ediyoruz, öğütleri niçin her daim gönüllerimizde yankı bulmalı sorularının çok açık bir cevabı vardır” diyen Bakan Ersoy, şunları söyledi:
“Bizler, dünya denen bir yolda, bu yolun ahiret denen bir menzile ulaşacağı bilinciyle yürüyenleriz. Maksat odur ki en şerefliler olarak bizleri bu yola yolcu kılan Rabb’imize o şerefle kavuşalım, emaneti aldığımız gibi tertemiz teslim edenlerden olalım. Bunu başarabilmenin yolu nefis denen hasmı yenmekten, emredildiğimiz gibi dosdoğru olmaktan geçiyor. Bir sınav veriyoruz. Sorular belli, cevaplar zaten bize sunulmuş. Unutursak diye o kutlu ‘Kitap’ var, bakmak serbest. Anlayamadığın yerler olur diye öğretmenlerin en güzeli gönderilmiş, sormak serbest. Ve en başarılı öğrenciler geride ders notlarını bırakmış; adına hayat diyoruz, örnek alıp yaşamak serbest. İşte erenlerin ardına düşmemiz de ‘Aramak açık bir sınavdır.’ diyen Hacı Bektaş-ı Veli dergahına vakitlice dönüp gelmemiz de bundandır.”
2021 “Hacı Bektaş Veli Yılı” İlan Edildi
“Hünkarın ocağına misafir olmanın bir inanç, bir kültür ve fikir deryasına yelken açmak” gibi olduğunu kaydeden Bakan Ersoy, şöyle devam etti:
“O, kendimizi bulacağımız, bizde bizden fazlası olduğunu anlayacağımız, ötesine ulaşmak için arayışta olacağımız uzun bir yolda; huzurla, umutla ama ‘Bitti’ demeden, ‘Oldum’ diye düşünmeden daima yürümenin örneğidir. Neticede bizim sorumluluğumuz da budur. Koşulsuz, şartsız, kendi doğrularımıza saplanmadan, nefsimizi ikna etme derdine düşmeden hakikati aramak ile yükümlüyüz. Zira ancak arayan olunca yol bulunur, yol gösterenlerle yaren olunur, en nihayetinde de o yolu var edene kavuşulur. Şunu da unutmayalım, sadece kendimizden sorumlu değiliz. Peygamber Efendimiz, ‘İnsanların en hayırlısı insanlara faydalı olandır.’ diyor. Hayrın peşinde koşmak dolayısıyla duymayana duyurmak, bilmeyene öğretmek, anlamayana anlatmak da lazım. Bizim çabamız da budur.”
Hacı Bektaş Veli’nin vefatının 750. yılının UNESCO anma ve kutlama yıl dönümleri programına alındığını anımsatan Bakan Ersoy, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın da 2021’i “Hacı Bektaş Veli Yılı” ilan etmesiyle gerekli adımlar atılarak, Bakanlıkları öncülüğünde onun öğretilerinin anlatılacağı etkinlikler düzenlenmesinin kararlaştırıldığını söyledi.
“Bu Manevi Havayı Solumak İçin Herkesi Buraya Davet Ediyorum”
Uluslararası çok güzel bir sempozyum gerçekleştirerek dün etkinlikleri başlattıklarını hatırlatan Bakan Ersoy, şöyle konuştu:
“Bilim insanlarımız, akademisyenlerimiz ve çevrim içi olarak etkinliğe iştirak eden yabancı katılımcılarımızla Hacı Bektaş Veli’nin çağları ve sınırları aşan etkisi, izleri detaylarıyla anlatıldı; fikirler ve bilgiler paylaşıldı. Anadolu irfanını bina eden, yaşatan ve yayan manevi rehberlerimizin bilinmesini, fikirlerinin öğrenilmesini ve anlaşılmasını sağladığımız ölçüde, geçmişte olduğu gibi bugün ve gelecekte de insanlığa çok büyük bir fayda sunmuş, daha geniş kitlelerin sahipleneceği bir miras bırakmış oluruz. O yüzden yılmadan, usanmadan anlatmayı sürdüreceğiz.
Bu minvalde UNESCO ile iş birliği içinde etkinlikler düzenlemeye ve hünkarın sesi olmaya devam edeceğimizi bir kez daha vurgulamak isterim. Bu ocağın emanetlerine de bu bilinçle sahip çıkıyoruz. Restorasyonlarını titizlikle sonuçlandırdığımız bir Osmanlı sancağı, bir seccade ve bir örtüyü bugün itibarıyla Hacı Bektaş Müzemizin Kiler Evi Bölümü’nde sergiye açıyoruz. Yine bu büyük velimizi ağırlamış 800 yıllık bir kültür mirası olan Kadıncık Ana Evi’ni restore ettik. Hayırlı olmasını diliyor, bu manevi havayı solumak için herkesi buraya davet ediyorum.”
Bakan Ersoy, Cumhurbaşkanı Erdoğan’a millî ve manevi değerleri yaşatmak, daima güçlü kılmak ve geleceğe taşımak yolunda gerçekleştirdikleri çalışmalar, ayrıca bu yolda kendilerine sundukları güçlü destekten dolayı teşekkür etti.
Programda, Hacıbektaş Belediye Başkanı Arif Yoldaş Altıok, UNESCO Türkiye Milli Komisyonu Başkanı Prof. Dr. Öcal Oğuz, Nevşehir Belediye Başkanı Mehmet Savran ve Nevşehir Valisi İnci Sezer Becel de birer konuşma yaptı.
Tiyatro gösterisi ve dinleti sunulan programa, Ankara Valisi Vasip Şahin, Yozgat Valisi Ziya Polat, Çorum Valisi Mustafa Çiftçi, Aksaray Valisi Hamza Aydoğdu, Tunceli Valisi Mehmet Ali Özkan ve Malatya Valisi Aydın Baruş ile İran’ın Ankara Büyükelçisi Muhammed Ferazmend, sanatçı Hülya Koçyiğit ve davetliler katıldı.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Etik Eğitimi ve Etik Eğitici Yetiştirilmesi İş Birliği Protokolü İmza Töreni”nde yaptığı konuşmada, “Kamunun yararı, diğer her şeyin üzerindedir. Her bir vatandaşımızın kamu hizmetlerinden eşit, adil ve etkin bir şekilde yararlanması bizim en temel önceliğimizdir” dedi.
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Cumhurbaşkanlığı Külliyesinde düzenlenen “Etik Eğitimi ve Etik Eğitici Yetiştirilmesi İş Birliği Protokolü İmza Töreni”ne katılarak bir konuşma yaptı.
Tüm kamu görevlilerinin Etik Günü’nü ve Etik Haftası’nı tebrik eden Cumhurbaşkanı Erdoğan, yurt içinde ve dışında fedakârca hizmet eden kamu çalışanlarına teşekkür edip, vazifelerinde başarılar diledi.
Etik Haftası boyunca yapılacak çalışmaların, düzenlenecek etkinliklerin ülke ve millet için hayırlara vesile olmasını temenni eden Cumhurbaşkanı Erdoğan, şunları kaydetti: “İki güzide kurumumuz arasında imzalanan iş birliği protokolünü fevkalade anlamlı ve isabetli bulduğumu burada ifade etmek istiyorum. Eğitim ve farkındalık faaliyetlerinin düzenlenmesiyle nitelikli eğiticilerin yetiştirilmesini öngören bu protokol, kamuda etik bilincin yaygınlaştırılması noktasında önemli bir rol üstlenecektir. Protokolün her iki kurumumuz için de hayırlı sonuçlar getirmesini temenni ediyor, kurul başkanımıza ve Aile ve Sosyal Hizmetler Bakanımıza bir kez daha şükranlarımı iletiyorum.”
Cumhurbaşkanı Erdoğan, 2004’te kamu hizmetlerinin kalitesini artırmak ve etik değerleri güçlendirmek amacıyla ihdas ettikleri Kamu Görevlileri Etik Kurulu’nun son dönemde etkin ve başarılı çalışmalar icra ettiğini belirterek, şunları söyledi: “Kurulumuz inceleme ve araştırma faaliyetleriyle, farklı kurum ve bakanlıklarımızla yaptığı iş birlikleriyle eğitim, seminer, konferans ve paneller marifetiyle ülkemizde etik bilincin yerleşmesine katkı sağlıyor. Kurulumuz tarafından geçtiğimiz yıl toplam 228 bin 922 kamu görevlisine etik merkezli eğitimler verildi. Değerlerin, ilkelerin, kural ve standartların tam anlamıyla benimsenmesi ve tatbik edilmesi için çeşitli faaliyetler düzenlendi. Bunları kamu hizmetlerinde etkinlik, verimlilik ve şeffaflık bakımından çok değerli gördüğümün bilinmesini isterim. Kurul Başkanımız Zerrin Hanım’a, Kurul Üyelerimize, Etik Kurulumuzun tüm mensuplarına emek ve gayretlerinden ötürü teşekkürlerimi iletiyorum. Kurul bünyesinde bugüne kadar başarılı görevler icra eden tüm üyelerimize şükranlarımı sunuyorum. Kamu Görevlileri Etik Kurulumuza bundan sonraki çalışmalarında Rabbimden muvaffakiyetler niyaz ediyorum. Cumhurbaşkanı olarak kendilerine gereken desteği her zaman vermeye inşallah güçlü bir şekilde devam edeceğiz.”
Türkiye Cumhuriyeti’nin geleneği olan bir devlet olduğunu hatırlatan Cumhurbaşkanı Erdoğan, şunları kaydetti: “Devlet tecrübemiz 2 bin yılı aşan köklü bir geçmişe sahiptir. Bu geçmiş tüm safhaları ile tetkik edildiğinde karşımıza hep iki gerçeklik çıkmaktadır. Bunlardan ilki atalarımızın çok güçlü bir kurucu iradeye ve bağımsızlık ruhuna sahip olduğudur. Öyle ki tarihimizin en ümitsiz anlarında bile ecdadımız yüzyıllarca hüküm sürecek yeni devletler kurmayı başarmışlardır. ‘Devleti ebed müddet’ ifadesinde vücut bulan süreklilik ilkesinde şekillenen bu gelenek, milletimizin teşkilatlanma ve yeniden toparlanma hususunda ne denli mahir olduğunu net bir şekilde ortaya koymaktadır. İkinci hakikat ise devlet ve idare anlayışımızdaki insanı merkeze alan yaklaşımdır. ‘İnsanı yaşat ki devlet yaşasın’ ilkesi ‘halka hizmet, hakka hizmettir’ düsturu asırlardır yönetim anlayışımıza istikamet çizmiştir.”
“KAMUNUN YARARI DİĞER HER ŞEYİN ÜZERİNDEDİR”
“Tarihimizin semalarında göndere çektiğimiz tüm bayraklar iyiliğin, adaletin, refahın, huzurun, erdem ve inancın yeryüzündeki sembolleri olmuş” diyen Cumhurbaşkanı Erdoğan, sözlerini şöyle sürdürdü: “Geleneği, örfü, töreyi, ahlakı maziden alıp atiye nakleden ruh işte bu millî bünyede, bu millî şuurda mahfuzdur. Bugün etik olarak nitelendirdiğimiz tüm vasıflar millî seciyemizde yine bu kavramlarla tebellür etmiştir. Devlet yönetimi ve kamu hizmetindeki istikrarın sağlanmasında bilgi, ahlak, ehliyet ve liyakate verilen önem hiç şüphesiz büyük rol oynamıştır. Nizamülmülk, ‘Siyasetname’ adlı eserinde 1000 yıl öteden bu hususu bakınız nasıl ifade ediyor. ‘Şahsiyetsiz, asaletsiz ve faziletsiz kişileri büyük işlere memur ettiğimiz zaman, bilginleri, asilleri ve faziletli kişileri kenara sürüp onları muattal yani işe yaramaz hâle getirmiş oluruz. Rabbimiz de Kur’an-ı Kerim’de ‘Allah size emanetleri mutlaka ehline vermenizi ve insanlar arasında hükmettiğiniz zaman adaletle hükmetmenizi emreder’ buyurmuştur.”
Ehliyet, liyakat, adalet ve huzurun özellikle devlet işlerinde birbirini besleyen kardeş kavramlar olduğunun altını çizen Cumhurbaşkanı Erdoğan, burada verilen en küçük bir tavizin kartopu gibi gittikçe büyüyerek hangi zorluklara, yıkımlara yol açtığının tarih sayfalarında olduğunu anımsattı.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Mevkii, konumu, unvanı ne olursa olsun devlet hizmetinde bulunan her bir kardeşime şunu hatırlatmak isterim; bu makamların her biri gelip geçidir. Bu görevler, bu yetkiler bize milletin emanetidir. Asıl olan halka samimiyetle hizmet ederek hakkın rızasını kazanmak, milletimizin hayır duasına mazhar olabilmektir. Kamunun yararı diğer her şeyin üzerindedir” ifadelerini kullandı.
“DEVLET DEMEK; VATANDAŞINA HİZMET EDEN MEKANİZMA DEMEKTİR”
Cumhurbaşkanı Erdoğan, her bir vatandaşın kamu hizmetlerinden eşit, adil ve etkin bir şekilde yararlanmasının en temel önceliklerinden olduğunu söyledi.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Bu anlamda görevini ve yetkisini kötüye kullanan, milletin talep ve beklentilerine cevap veremeyen, çözümün değil sorunun bir parçası olan, devletin saygınlığına, itibarına, kerim devlet kimliğine halel getiren, kamunun mallarını ve kaynaklarını israf eden, beytülmale el uzatan kimsenin gözünün yaşına bakmadık, bundan sonra da bakmayacağız” dedi.
“Koltuğundan güç devşirerek hizmet etmekle yükümlü olduğu vatandaşa zulmeden hiç kimseye müsamaha göstermeyiz. Devlet demek; düzen, nizam, intizam demektir. Devlet demek; vatandaşına hizmet eden mekanizma demektir” ifadelerini kullanan Cumhurbaşkanı Erdoğan, devlette de toplumda da nizamı, yasalarla beraber vicdanın sağladığını, bir eylem veya işlemin yasalara uygun olmasının onun her zaman etik ve meşru olduğu anlamına gelmeyeceğini belirtti.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, kimsenin mevzuattaki boşluklardan faydalanarak “ben yaptım oldu” diyerek milletin tek bir ferdinin bile hak ve hukukunu çiğnemesine müsaade etmeyeceklerinin altını çizerek, millete kamu hizmetlerini ulaştırmakla görevli kamu personelinin bu noktalarda azami hassasiyet göstermesini beklediğini dile getirdi.
Kamunun yararını ilk planda tutan, hukuka ve etik davranış ilkelerine uyan, vatandaşın derdine derman olmak için uğraşan, üstün bir vazife şuuruyla çalışan her bir vatandaşın bu milletin başının üstünde yeri olduğunu vurgulayan Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Bu arkadaşlarımı tebrik ediyor. Rabbim kendilerinden razı olsun diyorum” diye konuştu.
“DEVLET MEKANİZMASININ DAHA SAĞLIKLI İŞLEMESİNİ SAĞLAMAK İÇİN TÜM ADIMLARI ATTIK”
Cumhurbaşkanı Erdoğan, insan odaklı bir devlet yönetiminin, insanlara hizmet etmeyi önceleyen bir idare açısından etik kaidelerin en az kanun hükümleri kadar önemli olduğunu söyledi.
Etik kuralların sadece kamu görevlilerinin riayet edecekleri düzenlemeleri hatta sınırlamaları ifade etmekte kalmadığını, aynı zamanda her kamu çalışanının işini hakkıyla yapmasını, devletine ve milletine hizmet etme şuuruyla hareket etmesini de sağladığını ifade eden Cumhurbaşkanı Erdoğan, sözlerine şöyle devam etti: “Bu şuurun güçlendirilmesi için kamu idaresinde etik kuralları 2005’te belirleyerek uygulamaya aldık. Devlet mekanizmasının daha sağlıklı işlemesini sağlamak, devletin vatandaşımıza daha hızlı, verimli, nitelikli hizmet vermesini temin etmek için tüm adımları attık. Hamdolsun aradan geçen 20 yılda bu konuda ciddi bir bilgi birikimi ve uygulama örneği olmuştur. Arzu ettiğimiz devlet modelinin olgunlaştırılması noktasında büyük mesafeler kaydettiğimizi bugün memnuniyetle ifade etmek istiyorum. Bu sistemin kökleştirilmesinde büyük emekleri olan Kamu Görevlileri Etik Kurulunun bugüne kadarki çalışmalarını takdirle karşılıyorum.”
“Bizler yakın geçmişte bürokratik oligarşiden ‘bugün git yarın gel’ anlayışından, ‘hamili kart yakınımdır’ zihniyetinden çok çektik” diyen Cumhurbaşkanı Erdoğan, kendisini vatandaştan üstün gören, vatandaşla muhatap olmaktan imtina eden, burnundan kıl aldırmayan kibir abidelerinin millete yıllarca kan kusturduğunu ifade etti.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, “FETÖ gibi ihanet çetelerinin, terör örgütlerinin türlü şebekelerin devlet kadrolarına sızarak milletimizin geleceğine kastettiği günleri yaşadık. Milletimizden aldığımız destekle tüm bu zorlukların, sınavların, darbe teşebbüslerinin üstesinden alnımızın akıyla gelmeyi başardık” açıklamasında bulundu.
Tavassuta ihtiyaç duymadan birinci sınıf hizmet alınmasını sağladıklarını vurgulayan Cumhurbaşkanı Erdoğan, 23 yıllık iktidarları boyunca kamu hizmetlerinin iyileştirilmesi, hizmet standartlarının yükseltilmesi, hizmete erişimin kolaylaştırılması için gece gündüz çalıştıklarını bildirdi.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, şunları kaydetti: “Anayasa, yasa ve mevzuat düzeyinde yaptığımız düzenlemelerle kamuda verimliliği artırdık. Yeni kurumlar ve Cumhurbaşkanlığı İletişim Merkezi (CİMER) gibi yeni mekanizmalar ihdas ederek hak arama ve bilgi edinme yollarını genişlettik. 1994’te İstanbul Büyükşehir Belediyesinde başlattığımız devrim niteliğindeki beyaz masa uygulamasının daha modernini, CİMER ile tüm ülke genelinde hayata geçirmiş olduk. Vatandaşla devlet arasında köprü olan CİMER’e 2024’te 4 milyon 590 bin başvuru yapıldı. Katılımcı yönetim anlayışımızın simgesi olan CİMER ile aynı zamanda kamuoyunun da yakından takip ettiği birçok suç örgütü çökertildi. Millet ile devlet arasına örülmüş duvarları yıkarak siyasetin bürokratik kapasitesini güçlendirdik. Millet iradesinin önündeki engelleri kaldırdık. Yıllarca vesayete ve bürokratik oligarşiye davetiye çıkaran siyasi istikrar eksiliğine çözüm bulduk. Temsilde adaleti, yönetimde istikrarı hamdolsun hâkim kıldık. Bundan sonra da aynı azimle, aynı kararlılıkla çalışmaya milletimize eser ve hizmet kazandırmaya inşallah devam edeceğiz. Türkiye Yüzyılı hedeflerimizi bilgili, vicdanlı, ahlaklı ve vizyon sahibi kamu personellerimizle tüm kurum ve kuruluşlarımızla tek tek hayata geçirmeyi sürdüreceğiz.”
Cumhurbaşkanı Erdoğan, Türk Devletleri Teşkilatı Gayriresmî Zirvesi’nde yaptığı konuşmada, “Geçmişte Kıbrıs’ta, Karabağ’da, Bosna’da ve bugün de Gazze’de yaşanan trajediler bizlere sınırlarımızın ötesini de düşünmemiz gerektiğini hatırlatıyor” dedi.
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Macaristan’ın başkenti Budapeşte’de düzenlenen Türk Devletleri Teşkilatı (TDT) Gayriresmî Zirvesi’nde bir konuşma yaptı.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, konuşmasında, zirve vesilesiyle derin dostluk ilişkilerine sahip olunan Macaristan’ı ziyaret etmekten memnuniyet duyduğunu söyledi.
Macaristan Başbakanı Victor Orban’a nazik ev sahipliğinden dolayı teşekkür eden Cumhurbaşkanı Erdoğan, TDT’nin dönem başkanlığını üstlenen Kırgızistan Cumhurbaşkanı Sadır Caparov’a başarılarının devamını diledi.
TDT’nin ilk defa bir zirveyi gözlemci ülkede tertiplediğini belirten Cumhurbaşkanı Erdoğan, bu durumun Macaristan’a verilen önemin en açık göstergesi olduğuna değindi.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, Türk Devletleri olarak tarihin ve medeniyetin kesişim noktasında Doğu’nun bilgeliği ile Batı’nın dinamizmini birleştiren köklü bir mirasın taşıyıcıları olduklarını vurgulayarak, şöyle devam etti: “Teşkilatımızın Doğu ile Batı’yı buluşturan bu stratejik bağlantının asli mimarlarından biri olacağına yürekten inanıyorum. Temsilcilik ofisiyle Kuraklık Önleme Enstitüsü’ne ev sahipliği yapan Macaristan’ın teşkilatımız ile Avrupa kuruluşları arasındaki ilişkilerin güçlendirilmesine katkı sağlayan rolüne büyük önem atfediyoruz. Macaristan temsilcilik ofisimizin İcra İhraç Direktörlüğü’ne de Macaristan’ın İstanbul eski başkonsolosu Balazs Hendrich’in atanmasının ofisin etkinliğini artıracağı kanaatindeyiz. Bu vesileyle Macaristan’ın kültürel iş birliğimizin nişanesi TÜRKSOY’a gözlemci üye olarak katılımını teşvik ettiğimizi ifade etmek istiyorum. Teşkilat olarak nice zorluğun, ön yargının, engelin üstesinden geldik. Geriye doğru baktığımızda bugün parmakla gösterilen bir seviyedeyiz. Elbette önümüzde daha gidilecek çok mesafe var ama siz kardeşlerimle hedefe varacağımızdan hiçbir şüphe duymuyorum.”
Cumhurbaşkanı Erdoğan, idare, personel ve bütçe başlıklarında sekretaryanın ilave imkânlarla donatılmasının teşkilatı çok daha etkin hâle getireceğine işaret ederek, ilk aşamada sekretaryanın bütçesinin iki katına çıkarılmasının faydalı ve gerekli olduğu kanaatini taşıdıklarını söyledi.
“21 MART’IN TDT NEVRUZ ANMA VE KUTLAMA GÜNÜ OLARAK İLAN EDİLMESİNDEN MEMNUNİYET DUYACAĞIZ”
Nevruz Bayramı’nın bin yılı aşan ortak kültür ve tarihin, kader ve gönül birliğinin en önemli kültürel mirası olduğunu dile getiren Cumhurbaşkanı Erdoğan, şunları kaydetti: “21 Mart’ın bundan böyle Türk Devletleri Teşkilatı Nevruz Anma ve Kutlama Günü olarak ilan edilmesinden memnuniyet duyacağız. Keza Semerkant’ta bu yıl düzenlenecek olan UNESCO 43. Genel Konferansı’nda 15 Aralık Günü’nün Dünya Türk Dili Günü olarak ilan edilmesinin çok anlamlı olacağını düşünüyoruz. Bu doğrultuda yürütülen çalışmaların konferans tarihine kadar neticelenmesini temenni ediyorum. Özbek kardeşlerimize başarıyla icra edeceklerine samimiyetle inandığım genel konferansta şimdiden üstün muvaffakiyetler diliyorum. Bu vesileyle Özbekistan’ın Türk Kültür ve Miras Vakfına üye olarak kabul edilmesinden büyük memnuniyet duyuyoruz. Doğu ile Batı arasında güvenli ve kesintisiz ulaşım hakkını teşkil eden Orta Koridor stratejik bir güzergâh olarak öne çıkıyor. Orta Koridor’un başarısı için teşkilat bünyesinde iş birliğine büyük önem veriyor, üye devletlerin desteğini bekliyoruz. Geçmişte Kıbrıs’ta, Karabağ’da, Bosna’da ve bugün de Gazze’de yaşanan trajediler bizlere sınırlarımızın ötesini de düşünmemiz gerektiğini hatırlatıyor. Sesimizi duyuracağımız her vesile insanlığın ihtiyaç duyduğu adil düzen, hakça paylaşım ve hukuk temelli sistem arayışlarına cevap verecektir. Kardeşlik hukukumuzun gereği olarak birbirimizi kollarken, aramızdaki dayanışmayı çok daha görünür kılmamız gerekiyor.”
Cumhurbaşkanı Erdoğan, aile meclisinin, Türk dünyasının ayrılmaz parçası olan Kıbrıs Türk halkıyla dayanışmayı artırmasının önemine değindi.
Türk dünyasının doğru bildiği yoldan şaşmadan, gönülden bağlı olduğu Kıbrıs Türkleri’nin hak, özgürlük ve adalet mücadelesine çok daha fazla omuz vermesini beklediklerini belirten Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Bu minvalde Aksakallar Konseyi’mizin mayıs ayı başında Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti’nde gerçekleştirdiği toplantıyı çok anlamlı bulduğumu ifade etmek istiyorum. Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti’nin bulunmadığı bir Türk dünyası aile fotoğrafının her zaman eksik kalacağını düşünüyoruz. Bu nedenle bugün zirvemizde Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti’nin Türk Akademisi’ne gözlemci üyeliğine ilişkin aldığımız kararı çok önemli bir ilave adım olarak görüyoruz. İnşallah uzak olmayan bir gelecekte Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti’ni teşkilatımıza tam üye olarak kabul edeceğimiz günleri hep birlikte görmeyi ümit ediyorum” ifadelerini kullandı.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, Türk dünyası için stratejik öneme haiz Kafkaslar’da yaşanan gelişmeleri yakından takip ettiklerini vurgulayarak, “Can Azerbaycan’ın Ermenistan ile barış anlaşması üzerinde mutabık kalmasından memnunuz. İki ülke arasında kalıcı barış tesis edilebildiği takdirde bu durum şüphesiz Türk dünyamız için birçok fırsatı da beraberinde getirecektir. Bu noktada muzaffer Cumhurbaşkanı, aziz kardeşim Aliyev’in bölgeye barışı getirecek lider olarak tarihe geçeceğinden eminim” diye konuştu.
“Modern zamanların en şiddetli insani felaketinin yaşandığı Gazze’de sivil halk adeta cehennemi yaşıyor” diyen Cumhurbaşkanı Erdoğan, Birleşmiş Milletler’in dün yaptığı “yardım ulaşmazsa 14 bin bebeğin ölebileceğine dair” vahim bir uyarısını hatırlattı.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Türk dünyası olarak ateşkesin tesisi, insani yardımların kesintisiz sevkiyatı, Gazze’nin yeniden imarı ile adil ve kalıcı bir barış sürecinin başlatılması yönündeki çabalara katkılarımız önemlidir. Bölgemizdeki istikrar ve sükûnet arayışları çerçevesinde İsrail’in sınır tanımayan yayılmacılığına karşı durulması ve Filistin’in yanı sıra Lübnan ve Suriye’nin toprak bütünlüğünün desteklenmesi gerekiyor” dedi.
“SURİYE’NİN İSTİKRARA KAVUŞMASINA YÖNELİK YOĞUN ÇABALARIMIZ DEVAM EDİYOR”
Cumhurbaşkanı Erdoğan, güvenliğe yönelik sınamaların en önemlilerinden biri olan Rusya-Ukrayna Savaşı’nın küresel etkilerinin derinden hissedildiğine işaret ederek, “Taraflar 2022 yılından bu yana ilk kez geçtiğimiz günlerde yeniden İstanbul’da bir araya geldi. Kapsamlı ateşkese ve adil bir barışa ulaşılması yönünde her iki ülkeyle yoğun temaslarımızı sürdüreceğiz. Keza 14 yıl süren ihtilafın ardından Suriye’nin istikrara kavuşmasına yönelik yoğun çabalarımız devam ediyor. Bu fırsatın etkin ve doğru şekilde kullanılması sadece Suriye’de değil, bölge ve ötesinde istikrarın sağlanması açısından önemlidir” değerlendirmesinde bulundu.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, Türk Dünyası Kültür Elçisi, Nobel Ödüllü bilim insanı Prof. Dr. Aziz Sancar’ın da aralarında olmasından duyduğu memnuniyeti dile getirerek, “Kendisine Bişkek Zirvesi’nde almış olduğumuz kararla, Türk dünyasında bilimsel çalışmalara üstün katkılarından dolayı Ali Şir Nevai Uluslararası Ödülü’nü birazdan takdim edeceğiz. İstikbalimizin teminatı olan gençlerimizin Sayın Sancar’ın izinden giderek bilimde, teknolojide, ilimde ve diğer alanlarda Türk milletine daha nice başarılar yaşatacaklarını düşünüyoruz” şeklinde konuştu.
Bugün imzalanacak Budapeşte Deklarasyonu’nun ve alacakları kararların Türk dünyası başta olmak üzere tüm dost ve kardeş ülkelere hayırlı olmasını temenni eden Cumhurbaşkanı Erdoğan, Türk dünyasının tam bir dayanışma, karşılıklı saygı ve kardeşlik içinde geleceğe hep beraber yürüyeceğine inandığını sözlerine ekledi.
Size daha iyi hizmet sunabilmek amacıyla çerezleri kullanıyoruz. Çerezler Hakkında Aydınlatma Metni için tıklayınız. www.kimlerburada.com Bu siteyi kullanmaya devam ederseniz, Gizlilik ve Çerez Politikamızı kabul etmiş olursunuz.
Size daha iyi hizmet sunabilmek amacıyla çerezleri kullanıyoruz. Çerezler Hakkında Aydınlatma Metni için tıklayınız. www.kimlerburada.com Bu siteyi kullanmaya devam ederseniz, Gizlilik ve Çerez Politikamızı kabul etmiş olursunuz.
Gerekli cookie, sayfa gezinmesi ve web sitesinin güvenli alanlarına erişim gibi temel işlevleri etkinleştirerek bir web sitesi kullanıma yardımcı olur. Web sitesi bu cookie olmadan düzgün çalışamaz.
Tercih cookies, bir web sitesinin, tercih ettiğiniz diliniz veya bulunduğunuz bölgeniz gibi, web sitesinin davrandığını veya görünüşünü değiştiren bilgileri hatırlamasını sağlar.
İstatistik
İstatistik cookies, web sitesi sahiplerinin anonim olarak bilgi toplayıp bildirerek ziyaretçilerin web siteleriyle nasıl etkileşimde bulunduğunu anlamalarına yardımcı olabilir.
Pazarlama
Pazarlama cookies, ziyaretçileri web sitelerinde izlemek için kullanılır. Amaç, bireysel kullanıcıya ilgi çekici ve böylece yayıncılar ve üçüncü taraf reklamverenler için daha değerli olan reklamları görüntülemektir.
Sınıflandırılmamış
Sınıflandırılmamış cookies, bireysel kurabiye sağlayıcıları ile birlikte sınıflandırma sürecinde olduğumuz cookies.