Ülkemizdeki sanayi, eğitim, kültür ve sanat alanlarının gelişmesine büyük ve önemli katkılar sunmuş olan iş insanı Suna Kıraç, 15 Eylül 2020’de aramızdan ayrıldı. Suna Kıraç’ın vefatının birinci yıl dönümünde kızı İpek Kıraç, “Suna’nın Kızları” adını taşıyan yeni bir eğitim seferberliği için yola çıktı. Suna Kıraç’ın eğitim alanındaki çabalarını, değerlerini, hedeflerini ve vizyonunu yaşatacak olan “Suna’nın Kızları”, Suna ve İnan Kıraç Vakfı çatısı altında yürütülecek. Ülkemizin dört bir köşesinde eğitime erişemeyen, erişen ama tamamlayamayan, tamamlayan ancak gerçek anlamda nitelikli eğitim alamayan kız çocuklarına ulaşacak. Annesi Suna Kıraç’ın bir eğitim gönüllüsü olarak yaşamını eğitimde fırsat eşitliği çalışmalarına adadığını hatırlatan İpek Kıraç, vefatının birinci yıl dönümünde “Suna’nın Kızları” ile yola çıkmanın heyecanı içinde olduğunu belirtti. İpek Kıraç, “Dünya pek çok zorlukla aynı anda mücadele ettiğimiz bir dönemden geçiyor. Her biri devasa ve çözümü için büyük çabalar gerektiren sorunlar karşımızda duruyor. Tüm bunların içinde eğitim en önemlisi. Eğitim alanında yüzleşmemiz, çözmemiz gereken çok büyük konular, sorunlar var. Ancak mücadeleden vazgeçmemeli, umutlarımızı kaybetmemeliyiz. Annemin bir sözü vardır; ‘Planlarımızı önümüzdeki yoğun sise göre değil, ilerideki parlak ufuklara göre yapıyoruz’. ‘Suna’nın Kızları’ ile böyle bir noktadayız ve ilerideki parlak ufuklar için, Türkiye için, kız çocukları için, eğitimde fırsat eşitliği için harekete geçtik. Her yönüyle gelişmiş ve kalkınmış bir Türkiye hayali kuruyoruz. Türkiye’deki tüm kız çocukların zorunlu eğitimlerini tamamlamaları, aldıkları eğitimin niteliği ile de çağı yakalayabilmeleri ve hayattaki potansiyellerine ulaşmaları için çalışacağız.”
Suna ve İnan Kıraç Vakfı Yönetim Kurulu Başkan Yardımcısı, Koç Holding Yönetim Kurulu Üyesi, Sirena Marine Denizcilik Yönetim Kurulu Başkanı iş insanı İpek Kıraç, annesi Suna Kıraç’ın vefatının birinci yıl dönümünde yeni bir eğitim seferberliği başlatmak üzere yola çıktı. İpek Kıraç bu önemli açıklamayı Suna ve İnan Kıraç Vakfı CGO’su Erdal Yıldırım, Suna ve İnan Kıraç Vakfı Yönetim Kurulu Üyesi Oya Ünlü Kızıl, Suna ve İnan Kıraç Vakfı Yönetim Kurulu ve İcra Komitesi Üyesi M. Özalp Birol, Suna’nın Kızları Genel Koordinatörü Burcu Gündüz Maşalacı ile birlikte yaptı. “Suna’nın Kızları”nı, Suna ve İnan Kıraç Vakfı çatısı altında başlattıklarını açıklayan İpek Kıraç, “Annem, çocukların gelişmelerini sağlamak, bilgilerini ve kültürlerini artırmak için gönüllü bir seferberlik ilan edilmesi gerektiğine inanırdı. ‘Eğitim yalnızca devlete bırakılamayacak kadar büyük ve karmaşık bir sorun. O bakımdan bizlerin destek olması gerekir’ derdi. Suna’nın Kızları’na başlarken, Türkiye’de şimdiye kadar kız çocukların eğitimi üzerine yapılan birçok değerli çalışmayı inceledik. Deneyimlerden öğrendik, ilham aldık. Ülkemizin dört bir köşesinde eğitime erişemeyen, erişen ama tamamlayamayan, tamamlayan ancak gerçek nitelikli eğitim alamayan kız çocukları odağımıza aldık. Türkiye’yi karış karış dolaşacağız. İş birlikleri yapacağız. Anlayacağız, anlatacağız. Kız çocukların eğitime erişmelerini ve eğitimlerini en iyi kazanımla tamamlamalarını sağlamanın yanı sıra öğretmen, okul, aile, mahalleleri ve karar vericileri de kapsayan bir ekosistem oluşturmayı hedefliyoruz” dedi.
Kız çocukların eğitim sistemi içerisinde çok sayıda zorlukla karşılaştığına dikkat çeken İpek Kıraç, şöyle devam etti: “Eğitime erişimin yanı sıra ders içerikleri, öğretim programları ve sınıf içi uygulamalar, okul ortamları, öğretmenlerin ve idarecilerin tutumları ve yetkinlikleri gibi eğitimin niteliğinde belirleyici rol oynayan çok farklı boyutlar var. Mesleki ve teknik ortaöğretimden mezun olanların mezuniyet alanları incelendiğinde cinsiyete göre belirgin bir farklılaşma olduğu görülüyor. Örneğin, çocuk gelişimi ve eğitimi, el sanatları teknolojisi, aile ve tüketici hizmetleri, hasta ve yaşlı hizmetleri alanlarından mezun olanların %95’ten fazlası kız çocuklar. Ancak metal teknolojisi, metalürji teknolojisi, tesisat teknolojisi ve iklimlendirme ve motorlu araçlar teknolojisi alanlarındaki mezunlar içinde kız çocukların oranı %1’in altında. Uluslararası Öğrenci Değerlendirme Programı (PISA) ve Uluslararası Matematik ve Fen Eğilimleri Araştırması (TIMSS) gibi değerlendirmelere göre, Türkiye’de kız çocukları ‘özgüven, okula aidiyet hissi, motivasyon, öğrenmeyi sevmek’ gibi avantajlı özellikleri başarıya dönüştürmekte erkeklerin büyük oranda gerisinde. PISA bulguları, kız ve erkek çocukların fen başarıları arasında anlamlı bir fark olmamasına karşın kız çocukların bilim ve mühendislik odaklı mesleklerdeki kariyer beklentilerinin erkeklerden düşük olduğunu gösteriyor. Kız çocukların okulda ve okul sonrasında anlamlı ve üretken yaşamlar sürmelerini istiyorsak bu tablo değişmek zorunda.”
Ön hazırlık fazı tamamlandı, haritalama çalışması gerçekleştirildi.
Suna’nın Kızları’nın ön hazırlık fazı Eğitim Reformu Girişimi ile iş birliği içerisinde yürütüldü. Türkiye’deki ilgili aktörlerin bu konuyla ilgili şimdiye kadar yaptıkları çalışmaları analiz etmek ve alandaki boşlukları tespit etmek için bir haritalama çalışması gerçekleştirildi. Haritalama çalışmasına, Türkiye’de kız çocukların eğitimi için çalışan, kız çocuklara yönelik faaliyetler düzenleyen ve kız çocukların eğitime erişiminin önündeki engelleri kaldırmaya yönelik çalışmalar yürüten 121 kurum ve bu kurumların gerçekleştirdikleri 279 proje dahil edildi. Masabaşı taraması, anket ve 45 uzman, kurum temsilcisi ve akademisyenle bireysel veya deneyim paylaşımı toplantıları yapıldı. Şimdi ise risk faktörlerinin yoğun olduğu bölgeler analiz ediliyor. Önümüzdeki süreçte, kız çocukların yapabilirliklerinin önündeki engelleri kaldıracak ve gereksinimlerini daha detaylı bir şekilde ortaya koyacak araştırmalar ve pilot uygulamalar yürütülecek. Sonrasında ise uygulama faaliyetlerinin aşama aşama risk altındaki tüm kız çocuklara erişmesi hedefleniyor.
Suna’nın Kızları, kız çocuklarının karşı karşıya kaldıkları eşitsizlikleri katman katman belirlemeyi ve ortadan kaldırmayı hedefliyor.Suna’nın Kızları, kız çocukların “başarıları” kadar “başarma özgürlüğüne sahip olmalarını” önemseyen bir yaklaşıma sahip. Bu doğrultuda, eğitim ve istihdam alanında istatistiklerin ötesine geçerek, kız çocukların özgün koşullarında karşı karşıya kaldıkları eşitsizlikleri katman katman belirlemeyi ve ortadan kaldırmayı hedefliyor. Bu amaç kız çocukların karşılaştıkları riskler ve destekleyici faktörler konusunda kanıt temelli bir yaklaşım benimserken, çözümler konusunda paydaşlarla birlikte esnek, öğrenmeye açık ve hızlı olmayı gerektiriyor. Kısacası, Suna’nın Kızları eğitim alanında kız çocukları destekleyecek, güncel ihtiyaçlara uyum sağlayabilen güçlü bir ekosistem oluşturmayı hedefliyor.
Ulaştırma ve Altyapı Bakanı Abdulkadir Uraloğlu, Türkiye’nin ilk yerli ve milli elektrikli ana hat lokomotifi ESKİŞEHİR-5000 projesinde sona yaklaştıklarını duyurarak, Ekim 2024 itibarıyla başlanan yol testlerinde lokomotifin saatte 140 kilometre hıza ulaştığını açıkladı. Bakan Uraloğlu, 2025 yılı Eylül ayında raylara inmesi beklenen ESKİŞEHİR-5000 projesi kapsamında 95 adet lokomotifin seri üretimine de devam ettiklerinin altını çizdi.
Ulaştırma ve Altyapı Bakanı Abdulkadir Uraloğlu, Türkiye Raylı Sistem Araçları Sanayii A.Ş. (TÜRASAŞ) tarafından üretilen Türkiye’nin ilk yerli ve milli elektrikli ana hat lokomotifi ESKİŞEHİR-5000 projesinin test sürecinin devam ettiğini belirtti. Bakan Uraloğlu, “Yerli ve milli imkanlarla geliştirdiğimiz lokomotifimizin yol testlerine Ekim 2024 itibarıyla TCDD Hasan Bey depo sahası içinde başladık. Lokomotifimiz bu testlerde saatte 140 kilometre hıza ulaşarak büyük bir eşiği aştı. İnşallah 2025 yılı Eylül ayı içerisinde lokomotifimizi raylara indirmeyi planlıyoruz.” dedi.
Türkiye’nin İlk Yerli Elektrikli Ana Hat Lokomotifi
Bakan Uraloğlu, TÜRASAŞ’ın Eskişehir fabrikasında geliştirilen 5 megavat gücündeki lokomotifin hem yük hem de yolcu taşımacılığı yapabileceğini ve Avrupa Birliği Demiryollarında Karşılıklı İşletilebilirlik (TSI) sertifikasına sahip olacağını belirtti. Uraloğlu, “Türk mühendisliğiyle tasarlanan ESKİŞEHİR-5000 projemizde 115 yerli firma ile iş birliği yaparak yüzde 65 yerlilik oranına ulaştık. Seri üretimde bu oran yüzde 80’e ulaşacak. Bu sayede demiryolu sektöründeki dışa bağımlılığın önüne geçeceğiz.” ifadelerini kullandı.
İlklerin ve Enlerin Projesi
ESKİŞEHİR-5000 projesinin birçok ilki barındırdığına dikkat çeken Bakan Uraloğlu, “Lokomotifin cer motorları, her biri bin 280 kilovat gücünde olup Türkiye’de bugüne kadar tasarlanan en yüksek güçlü cer motorlarıdır. Ayrıca, 2.5 megavat gücündeki cer konvertörleri de ülkemizde tasarlanan en güçlü yüksek gerilim cer konvertörleridir. Ana hat lokomotifler için ilk defa araç gövdesi, boji ve Tren Kontrol Yönetim Sistemi de tamamen yerli tasarımla üretildi. ESKİŞEHİR-5000 ile elde ettiğimiz bilgi birikimi, diğer projelerimizde de kullanılacak. Bundan sonra ihtiyaca uygun lokomotiflerin üretiminde yurtdışına bağımlılık kalkacak ve ihracat imkanlarına kavuşacağız.” şeklinde konuştu.
Üniversite ve Sanayi İş Birliğiyle Geliştirilen Teknoloji
ESKİŞEHİR-5000 projesinin Türkiye’deki üniversiteler ve sanayi kuruluşlarının ortak çalışmasıyla hayata geçtiğini belirten Uraloğlu, “Projemiz üniversite ve sanayi iş birliğinin en güzel örneklerinden biri. TÜRASAŞ, TÜBİTAK RUTE, ASELSAN ve İstanbul Teknik Üniversitesi gibi önemli paydaşlar bu projede yer aldı. Türkiye’nin raylı sistemlerdeki yerlilik oranını artırmak adına önemli bir dönüm noktası yaşanıyor.” açıklamasında bulundu.
TÜRASAŞ, 95 Lokomotifin Seri Üretimine Son Hız Devam Ediyor
Proje kapsamında TCDD Taşımacılık A.Ş.’ye teslim edilecek 95 adet ESKİŞEHİR-5000 lokomotifin seri üretimine son hız devam ettiklerini belirten Uraloğlu sözlerini şöyle sürdürdü:
“ESKİŞEHİR-5000 lokomotif için geliştirilen tüm ana bileşenler ayrı birer ürün olarak ihraç edilebilir kritik teknolojiye sahip ürünlerdir. Bu ürünler, TCDD Taşımacılık bünyesindeki mevcut lokomotiflerde de hem yedek parça hem de modernizasyonları kapsamında kullanılabilecektir.”
Teknoloji girişimciliğinin ülkemizdeki gelişim hızının artırılarak küresel boyutta lider bir teknoloji girişimciliği ekosistemi inşa etmek amacıyla yürürlüğe konulan Ulusal Teknoloji Girişimciliği Stratejisi kapsamında kurulan Teknogirişim Konseyi, beşinci toplantısını Sanayi ve Teknoloji Bakan Yardımcısı Zekeriya Çoştu başkanlığında gerçekleştirdi.
Bakanlık binasında gerçekleştirilen toplantıda; girişim finansmanı konusunda önemli görülen Girişim Sermayesi Yatırım Fonları (GSYF) Tebliğindeki gelişmeler, halka arzlarda teknoloji şirketlerine sağlanan kolaylıklar, melek yatırımcılığın geliştirilmesine yönelik atılan adımlar, teknogirişim şirketlerinin çalışanlarına yönelik hisse verilmesine yönelik vergisel teşvikler görüşüldü. Aynı zamanda teknogirişim şirketi tanımını ortaya koyan Teknogirişim Rozeti taslağı, yeni uygulamaya alınan Türkiye Tech Visa Programı, özel sektör ve kamuda deneyimli kişilerin girişimci olmasına imkan sağlayan ücretsiz izin uygulaması, uygulamalı girişimcilik eğitimleri, teknoloji girişimciliği ekosistemine yönelik iletişim çalışmaları gibi bir çok konu da Teknogirişim Konseyi 5. toplantısında ele alındı.
Konseyin beşinci toplantısına; Hazine ve Maliye Bakan Yardımcısı Osman Çelik, Ticaret Bakan Yardımcısı Mahmut Gürcan, Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakan Yardımcısı Lutfihak Alpkan, Kalkınma Ajansları Genel Müdürü Ahmet Şimşek, Ar-Ge Teşvikleri Genel Müdür V. Coşkun Çekiciler, TÜBİTAK Başkanı Orhan Aydın, KOSGEB Başkanı Ahmet Serdar İbrahimcioğlu, Gelir İdaresi Başkan Yardımcısı Mahmut Sütçü, SPK Başkan Yardımcıları Ali İhsan Güngör ile Ali Erdurmuş, Türkiye Sermaye Piyasası Birliği Başkanı Pamir Karagöz, TTGV Genel Sekreteri Mete Çakmakçı, GİRVAK Genel Sekreteri Mehru Aygül, TOBB Girişim Sermayesi Meclisi Başkanı Altan Küçükçınar, Bilkent Cyberpark Genel Müdürü Faruk İnaltekin, ODTÜ Teknokent Genel Müdürü Serdar Alemdar, Yıldız Teknopark Genel Müdürü Muhammet Garip, T-Gate TEKMER Yönetim Kurulu Başkan Vekili Hüseyin Karslıoğlu, Ankara TEKMER CEO’su İmran Gürakan, Fark Labs CEO’su TEKMER Haluk Akçalı katıldı.
Konsey toplantılarının üç aylık periyotlarla düzenli olarak gerçekleştirilmeye devam edilmesi bekleniyor.
TEKNOLOJİ VE İNOVASYON TABANLI GİRİŞİMCİLİK
Ulusal Teknoloji Girişimciliği Stratejisi’nde yer alan eylemlerin hayata geçirilebilmesi için yüksek düzeyli bir karar ve yönlendirme mekanizması olarak kurulan ve 2023 yılından beri toplantıları süren Teknogirişim Konseyi, teknoloji ve inovasyon tabanlı girişimcilik faaliyetlerine etki eden kamu kurum ve kuruluşlarının üst düzey yöneticileri ile girişimcilik ekosisteminin temsilcilerinden oluşuyor. Konsey, Strateji kapsamında yürütülecek çalışmaları yönlendirmede, ekosistemin ihtiyaçları doğrultusunda çevik politikaların hayata geçirilmesinde ve ulusal düzeyde etki oluşturacak program ve projelere öncülük etmede aktif rol alıyor. Bu zamana kadar ekosistemi ilgilendiren birçok konuda yenilikçi adımlar atıldı.
Ulaştırma ve Altyapı Bakanı Abdulkadir Uraloğlu, AJET’in Bosna-Hersek’in Tuzla kentine başlattığı ilk seferine katıldı. Bakan Uraloğlu Tuzla’daki açılış töreninde yaptığı konuşmada, bu yeni seferin iki ülke arasında olan ilişkileri ve ticareti geliştireceğini vurgulayarak, “Elbette ki Bosna Hersek’in Tuzla Kentini ihmal edemezdik buraya da mutlaka gelmeliydik. Yakın coğrafyamıza değil dünyada ulaşmadığımız hiçbir nokta kalmayacak yaklaşımıyla dünyanın her tarafına ulaşıyoruz. AJET 1 Ekim itibariyle 7 yeni dış hatta devreye girdi. Bugün de 8’incisini Tuzla’ya düzenlemiş olduk.” dedi.
Bakan Uraloğlu, konuşmasına başlamadan önce 4 Ekim’de yaşanan yoğun yağışlar nedeniyle meydana gelen sel felaketinde hayatlarını kaybeden Bosnalı vatandaşlara Allah’tan rahmet yakınlarına sabır ve başsağlığı, afet sırasında yaralananlara acil şifalar diledi.
Ulaştırma ve Altyapı Bakanı Abdulkadir Uraloğlu, AJET’in Bosna Hersek’in Tuzla Kentine başlattığı ilk seferin açılış törenine katıldı. Burada yaptığı konuşmada, Türkiye’nin en genç hava yolu şirketi AJET’in; Bosna-Hersek’in tarihi kenti Tuzla’ya başlattığı seferlerin ilki vesilesiyle bir araya gelmekten büyük memnuniyet duyduğunu ifade eden Bakan Uraloğlu, Türkiye ve Bosna Hersek’in tarihin her döneminde olduğu gibi bu afette de hem iyi gün hem kötü gün dostu olduğunu birbirine gösterdiğini belirterek, “Türkiye’de en son geçen sene yaşanan 6 Şubat Depremlerinde Bosnalı Kardeşlerimiz arama kurtarma çalışmalarında bizlere destek vermişti. Bugün bizler de sel felaketinin ilk anı itibarıyla TİKA, Türk Kızılayı ve AFAD başta olmak üzere birçok kurum ve yardım derneklerimiz vesilesiyle Bosna halkına gıda ve temiz su gibi temel ihtiyaçlar başta olmak üzere yardım malzemelerini ulaştırmayı sürdürüyoruz.” diye konuştu.
“Saldırıların Bir An Önce Bitmesi İçin Cumhurbaşkanımız Sayın Recep Tayyip Erdoğan Her Platformda Gerekli Girişimlerde Bulundu ve Bulunmaya Devam Ediyor”
Bir yıl önce İsrail’in çoğu bebek, çocuk ve masum sivillerden oluşan binlerce Filistinliyi şehit ederek Gazze’de gerçekleştirdiği insanlık dışı saldırıları şiddet ve nefretle kınayarak başlayan Bakan Uraloğlu, “Bunu en iyi sizler anlarsınız. Maalesef 1992-1995 yılları arasında gerçekleşen Bosna Savaşı’nda yaklaşık 100 bin Bosnalı kardeşimiz şehit olmuş, 2 milyonu ise göç etmeye zorlanmıştı. Bu saldırıların bir an önce bitmesi için Cumhurbaşkanımız Sayın Recep Tayyip Erdoğan her platformda gerekli girişimlerde bulundu ve bulunmaya da devam ediyor. Nasıl Srebrenitsa Soykırımı’nın failleri uluslararası mahkemelerde nasıl hüküm giydilerse, Gazze’de yaşananların failleri de uluslararası hukuk karşısında hesap vereceklerdir. Bilindiği gibi Türkiye ile Bosna Hersek’in bir birlikteliği ve dostluğu var bundan sonra da daimî olarak devam edecektir. Gelecekteki ilişkilerimizi anlamak için sadece geçmişe bakmamız yeterlidir.” dedi.
“Bugün Türkiye’den 131 Ülkede 347 Farklı Noktaya Uçuş Gerçekleştiriyoruz”
AJET’in 31 Mart’ta seferlerine başladığını anımsatan Bakan Uraloğlu, “Elbette ki Bosna Hersek’in Tuzla Kentini ihmal edemezdik buraya da mutlaka gelmeliydik. Türkiye’nin bulunduğu coğrafya 4 saatlik süresiyle 67 ülkeye ulaşabilmektedir. Yakın coğrafyamıza değil dünyada ulaşmadığımız hiçbir nokta kalmayacak yaklaşımıyla dünyanın her tarafına ulaşıyoruz. Bugün Türkiye’den 131 ülkede 347 farklı noktaya uçuş gerçekleştiriyoruz. Sene sonunda bu sayıyı 349’a yükselteceğiz. Geçtiğimiz günlerde ülkenin iç hat seferlerinde de 12 hattı devreye aldık. AJET 1 Ekim itibariyle 7 yeni dış hatta devreye girdi. Bugün de 8’incisini Tuzla’ya düzenlemiş olduk. İstanbul-Tuzla seferlerinin her iki ülke arasında olan ilişkileri ve ticareti geliştireceğine inanıyorum.” diye konuştu.
Size daha iyi hizmet sunabilmek amacıyla çerezleri kullanıyoruz. Çerezler Hakkında Aydınlatma Metni için tıklayınız. www.kimlerburada.com Bu siteyi kullanmaya devam ederseniz, Gizlilik ve Çerez Politikamızı kabul etmiş olursunuz.
Size daha iyi hizmet sunabilmek amacıyla çerezleri kullanıyoruz. Çerezler Hakkında Aydınlatma Metni için tıklayınız. www.kimlerburada.com Bu siteyi kullanmaya devam ederseniz, Gizlilik ve Çerez Politikamızı kabul etmiş olursunuz.
Gerekli cookie, sayfa gezinmesi ve web sitesinin güvenli alanlarına erişim gibi temel işlevleri etkinleştirerek bir web sitesi kullanıma yardımcı olur. Web sitesi bu cookie olmadan düzgün çalışamaz.
Tercih cookies, bir web sitesinin, tercih ettiğiniz diliniz veya bulunduğunuz bölgeniz gibi, web sitesinin davrandığını veya görünüşünü değiştiren bilgileri hatırlamasını sağlar.
İstatistik
İstatistik cookies, web sitesi sahiplerinin anonim olarak bilgi toplayıp bildirerek ziyaretçilerin web siteleriyle nasıl etkileşimde bulunduğunu anlamalarına yardımcı olabilir.
Pazarlama
Pazarlama cookies, ziyaretçileri web sitelerinde izlemek için kullanılır. Amaç, bireysel kullanıcıya ilgi çekici ve böylece yayıncılar ve üçüncü taraf reklamverenler için daha değerli olan reklamları görüntülemektir.
Sınıflandırılmamış
Sınıflandırılmamış cookies, bireysel kurabiye sağlayıcıları ile birlikte sınıflandırma sürecinde olduğumuz cookies.