Bizimle iletişime geçin

GÜNCEL

Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Brexit ile artan belirsizlik Türkiye’nin Avrupa ailesinde hak ettiği yeri almasıyla giderilecektir”

Haberler

on

Cumhurbaşkanı Erdoğan, Avrupa Birliği ülkeleri büyükelçileri ile toplantıda yaptığı konuşmada, “Ülkemizin 60 yılı bulan üyelik süreci nasıl bizim için stratejik bir tercihse Avrupa Birliği’nin ülkemizi tam üyeliğe kabul etmesi de Birliğin geleceği açısından ontolojik bir tercih olacaktır. Brexit ile artan belirsizlik ancak Türkiye’nin Avrupa ailesinde hak ettiği yeri almasıyla giderilecektir” dedi.

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Avrupa Birliği (AB) ülkelerinin Ankara büyükelçileriyle Çankaya Köşkü’nde bir araya geldi. Büyükelçilere hitap eden Cumhurbaşkanı Erdoğan, toplantının ülkeler ve insanlık için hayırlara vesile olmasını diledi.

“YAŞADIĞIMIZ SÜREÇ BİZE TÜM İNSANLIĞIN AYNI GEMİDE OLDUĞUNU BİR KEZ DAHA HATIRLATMIŞTIR”

Konuşmasının başında tüm Avrupa halklarının yeni yılını kutlayarak, 2021’in sağlık, barış ve huzur getirmesini temenni eden Cumhurbaşkanı Erdoğan, 2020’de koronavirüs salgını başta olmak üzere birçok zorlukla mücadele edildiğini anımsattı.

Koronavirüsün son asrın en ciddi sağlık krizlerinden birisi olduğuna işaret eden Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Salgın daha şimdiden dünyanın hemen her ülkesinde izleri yıllarca silinmeyecek derin acılar bıraktı. Bugüne kadar salgında hayatını kaybeden yaklaşık 2 milyon kişinin her biri istatistikten öte bir candır. Yaşadığımız süreç bize din, dil, ırk, bölge farkı gözetmeden tüm insanlığın aynı gemide olduğunu bir kez daha hatırlatmıştır” dedi.

Cumhurbaşkanı Erdoğan, salgınla mücadelede küresel dayanışma ve iş birliğinin önemine dikkati çekerek, Türkiye’nin bu süreçte vatandaşlarına en iyi sağlık hizmetini sunmaya çalışırken, hiçbir ayrım yapmadan, aralarında Avrupa ülkelerinin de yer aldığı 156 ülkeye ve 11 uluslararası kuruluşa tıbbi malzeme desteği sağladığının altını çizdi.

“DAYANIŞMANIN GÜCÜNE İNANAN BİR MİLLET OLARAK YARDIM FAALİYETLERİMİZİ DEVAM ETTİRECEĞİZ”

Acil tahliye uçuşlarıyla 100 bini aşkın vatandaşı Türkiye’ye getirdiklerini belirten Cumhurbaşkanı Erdoğan, 67 ülkeden 5 bin 500’den fazla yabancının tahliyesini de yaptıklarını söyledi.

Cumhurbaşkanı Erdoğan, Türkiye’den ana vatanlarına dönmek isteyen 90 ülkeden 38 bin yabancıyı da ülkelerine gönderdiklerini ifade ederek, “Tüm bunları muhataplarımızdan maddi bir karşılık beklediğimiz için değil, insanlık ailesine karşı kendimizi mesul hissettiğimiz için yaptık. Paylaşmanın bereketine, dayanışmanın gücüne inanan bir millet olarak yardım faaliyetlerimizi bundan sonra da devam ettireceğiz” diye konuştu.

Cumhurbaşkanı Erdoğan, Türkiye’nin farklı kaynaklardan temin ettiği aşıları, vatandaşlarına gönüllülük esasına dayalı olarak uygulamaya başlayacağını ifade ederek, “İnsan deneyi aşamasında olan yerli aşılarımızı gerekli onayların ardından inşallah milletimizle birlikte tüm insanlığın hizmetine sunacağız” açıklamasında bulundu.

“BİZ, DOĞU AKDENİZ’DE HAKKIMIZ OLMAYAN BİR ŞEYİ TALEP ETMİYORUZ”

Cumhurbaşkanı Erdoğan, 2020 yılının Türkiye-AB ilişkileri bakımından da maalesef kolay geçmediğini aktararak şöyle devam etti: “Geride bıraktığımız dönemde çoğu da suni olarak üretilen pek çok tatsız sorunla uğraşmak zorunda kaldık. Bazı üye ülkeler Türkiye ile ikili problemlerini AB koridorlarında çözme çabasına girdi. Birlik dayanışması bahanesinin ardına sığınılarak Türkiye-AB gündemi suiistimal edildi. Bu yaklaşım bir yandan köklü münasebetlerimizi esir alırken, diğer yandan birliğin bölgesel ve küresel güç olma iddiasını da zayıflatıyor. ‘Stratejik körlük’ olarak nitelendirdiğimiz bu tavrın en somut göstergesi Doğu Akdeniz ve Kıbrıs meselesidir. Her iki konuda da Türkiye ciddi haksızlıklara maruz kalmıştır. Oysa Türkiye Akdeniz’in en uzun kıyı şeridine sahip ülkesidir.”

Cumhurbaşkanı Erdoğan, Türkiye’nin şimdiye kadar hayata geçirdiği enerji projeleri ile Avrupa’nın enerji arz güvenliğine önemli katkılarda bulunduğuna vurgu yaparak, “Biz, Doğu Akdeniz’de hakkımız olmayan bir şeyi talep etmiyoruz. Bölgede var olan hidrokarbon kaynakları konusunda ülkemizin ve milletimizin meşru menfaatlerini korumaya çalışıyoruz. Hiçbir geçerliliği olmayan maksimalist haritalar üzerinden ülkemizin sahillerine hapsedilme girişimlerine itiraz ediyoruz” değerlendirmesinde bulundu.

“TÜRKİYE AKDENİZ’DE GERİLİMDEN DEĞİL, BARIŞTAN VE ADALETTEN YANADIR”

Cumhurbaşkanı Erdoğan, geçen aylarda yaşanan kimi hadiselerde Türkiye’nin haklarını koruma kararlılığını gösterdiğinin altını çizerek, “Türkiye’nin ve KKTC’nin içinde yer almadığı hiçbir denklemden Akdeniz Barışı çıkmayacağı herhalde artık anlaşılmıştır” uyarısında bulundu.

“Türkiye Akdeniz’de gerilimden değil, barıştan, iş birliğinden, hakkaniyetten ve adaletten yanadır” diyen Cumhurbaşkanı Erdoğan, şunları kaydetti: “Akdeniz, bizleri ayıran değil, hepimizi birbirimize yakınlaştıran, birleştiren, iş birliğimizi güçlendiren bir denizdir, öyle olmalıdır. Akdeniz, Cezayir’den Mısır’a, Libya’dan Tunus’a, Filistin’den İsrail’e, Türkiye’den Yunanistan’a, İtalya’dan İspanya’ya kadar tüm ülkeleri ve halklarıyla büyük ailemizin çatısı, ortak yuvasıdır. Doğu Akdeniz’i bir rekabet alanı olmaktan çıkartıp uzun vadeli çıkarlarımıza hizmet edecek bir iş birliği havzası hâline getirmeliyiz. Gündeme getirdiğimiz Doğu Akdeniz Konferansı’nın da bu amaca hizmet edeceğini düşünüyoruz.”

Cumhurbaşkanı Erdoğan, Kıbrıs Türkleri dâhil tüm tarafları bir araya getirecek bir enerji iş birliği forumu kurulmasının faydalı olacağı kanaatinde olduklarını dile getirdi.

“KIBRIS’TA YENİ VE GERÇEKÇİ ALTERNATİFLERİ TARTIŞMAMIZ GEREKİYOR”

Yunanistan’ın Navtex ilanıyla ve sahaların sadece yüzde 10’unu kullanarak yeni bir gerginlik sebebi oluşturduğunu anlatan Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Son yıllarda hava sahası ihlallerini ve gayri askerî statüdeki adalarda özellikle hukuka aykırı faaliyetlerini artıran Yunanistan’ı gerginliği tırmandırıcı faaliyetlerinden vazgeçmeye davet ediyoruz. Komşumuz Yunanistan ile 25 Ocak’ta başlayacak istikşafi görüşmelerin inşallah yeni bir dönemin habercisi olacağına inanıyorum” dedi.

AB’nin hem bu konularda hem de Kıbrıs meselesinde samimi bir özeleştiri yapması gerektiğini belirten Cumhurbaşkanı Erdoğan, AB’nin, Kıbrıs’ta 2004 yılında çözüme “hayır” diyen Rum tarafını tam üyelikle ödüllendirirken, referanduma “evet” diyen Kıbrıs Türkü’ne verdiği taahhütleri unuttuğunu söyledi.

Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Bunları da yerine getirmesini bekliyoruz. Son dönemde AB’nin Kıbrıs Türk tarafıyla üst düzey hiçbir teması olmamıştır. Hâl böyle iken AB, Kıbrıs meselesinin çözümünde nasıl kolaylaştırıcı bir rol oynayabilir?” ifadelerini kullandı.

Kıbrıs’ta iki devletli model dışındaki alternatiflerin çözüm olmayacağını, yarım asırlık müzakere tarihinden alınan derslerin açıkça gösterdiğine işaret eden Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Kıbrıs’ta başarısız olmuş modelleri tekrar tekrar konuşmak yerine yeni ve gerçekçi alternatifleri tartışmamız gerekiyor” diye konuştu.

“NİHAİ HEDEFİMİZ OLAN TAM ÜYELİKTEN HİÇBİR ZAMAN VAZGEÇMEDİK”

Cumhurbaşkanı Erdoğan, Fransa ile ilişkileri vizyoner bir yaklaşımla yeniden ele alarak, gerilim hattından kurtarmak istediklerini, son dönemde bu çerçevede iki tarafça atılan adımları memnuniyetle takip ettiklerini söyledi.

Portekiz’in AB dönem başkanlığında tüm başlıklarda müspet gelişmeler sağlanmasını ümit ettiklerini ifade eden Cumhurbaşkanı Erdoğan, şöyle konuştu: “Bin yıldır aynı coğrafyayı paylaşıyor, aynı medeniyet havzasından besleniyoruz. Türk tarihini nasıl Avrupasız okumak mümkün değilse, Avrupa tarihini de Türkiyesiz anlamak mümkün değildir. Millet olarak geleceğimizi Avrupa ile birlikte tasavvur ediyoruz. Bu anlayışla 60 yıldır Birliğe tam üyelik mücadelesi veriyoruz. Bu süreçte karşılaştığımız onca çifte standarda ve haksızlığa rağmen, nihai hedefimiz olan tam üyelikten hiçbir zaman vazgeçmedik. Göreve geldiğimiz 2002’de ‘Kopenhag Kriterlerine gerekirse Ankara Kriterleri der yolumuza devam ederiz’ demiştim. Nitekim son 18 senede bu sözümüze sadık olarak vatandaşlarımızın hak ve özgürlüklerini genişletme noktasında tarihî nitelikte adımlar attık. Mevcut anayasamızın üçte ikisini değiştirerek darbe dönemlerinin izlerini büyük ölçüde ortadan kaldırdık. Darbe, cunta ve siyasete anti demokratik müdahalelerle maruf bir ülkeyi ileri demokrasi rayına oturttuk. Sivil siyasetin önündeki engelleri kaldırıp ülkemizde sessiz bir devrime imza attık. Avrupa Birliği üyesi ülkeler bunu ‘Türkiye’nin sessiz devrimi’ olarak nitelemişlerdir.”

Cumhurbaşkanı Erdoğan, 18 yıl boyunca sokak olaylarından teröre, vesayetten 15 Temmuz kanlı darbe girişimine kadar demokrasiye yönelik saldırıların püskürtmelerinde söz konusu sessiz devrimin çok büyük payının olduğunun altını çizdi.

“Bugün elini vicdanına koyan herkes 18 sene öncesine göre Türkiye’nin demokrasiden hukuka kadar her alanda hayal dahi edilemeyecek derecede ileri bir konumda olduğunu görebiliyor” ifadesini kullanan Cumhurbaşkanı Erdoğan, yaşananları yakından takip edenlerin Türkiye’nin bu süreçte Avrupalı dostları tarafından yalnız bırakıldığını da kabul ettiklerini kaydetti.

“ÜLKE OLARAK UZUN VADELİ BİR BAKIŞ AÇISIYLA İLİŞKİLERİMİZİ YENİDEN RAYINA OTURTMAK İÇİN HAZIRIZ”

Türkiye’nin özellikle 15 Temmuz darbe teşebbüsü ve terörle mücadelesinde Avrupa’dan beklediği destek ve dayanışmayı göremediğine vurgu yapan Cumhurbaşkanı Erdoğan, şöyle devam etti: “Daha vahimi 15 Temmuz gecesi kimi Avrupalı siyasetçiler adeta darbeye çanak tutan bir tavır sergilemişlerdir. Darbe gecesi 251 vatandaşımızı şehit eden FETÖ’cü teröristler, birçok Avrupa ülkesinde hiçbir tahkikata uğramadan hayatlarını devam ettiriyor. Aynı şekilde bölücü terör örgütü mensupları Avrupa’nın göbeğinde şahsımı, milletimizi ve ülkemizi en aşağılık şekilde hedef alan sözde protesto eylemleri düzenleyebiliyor. Strazburg’da, Brüksel’de çadırlar kurmak suretiyle hatta hatta oralarda konferans verebilecek seviyede bunlara kapılar açılabiliyor. Hukuk, demokrasi, özgürlük ve müttefiklikle asla bağdaşmayan bu tablonun milletimizde oluşturduğu infialin Avrupalı dostlarımız tarafından yeterince kavranamadığı anlaşılıyor.”

Büyükelçilere, “Nasıl oluyor da bu tür teröristlere Avrupa Konseyi’nde, Avrupa Birliği’nde kapılar açılıp, bunlar oralarda rahat rahat cirit atabiliyor?” sorusunu yönelten Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Türk insanın Avrupa Birliğine ve Avrupa değerlerine olan inancının zayıflamasının temel nedeni işte bu tablodur. Son yıllarda yükselen İslam düşmanlığı ve kültürel ırkçılık ise bu olumsuz algıyı daha da körüklüyor” değerlendirmesinde bulundu.

İslam karşıtlığının Avrupa değerleri açısında da büyük bir kara deliğe dönüştüğü uyarısında bulunan Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Türkiye’de herhangi bir kiliseye karşı böyle bir bomba atma, herhangi bir eylem girişimi söz konusu olmuş mudur? Olamaz. Böyle bir şeye asla müsaade etmeyiz. Tam aksine kilise, manastır, sinagog bunların kendi cebimizden restorasyonlarını yapmak suretiyle ibadete açıyoruz. Bütün bunlar açık, net ortadayken acaba şu anda Fransa’da, Almanya’da, Avrupa’nın birçok yerinde Müslümanların ibadet yerlerine yapılan bombalama ve saldırıları neyle izah edeceğiz? Oralardaki din adamlarımıza karşı saldırıları neyle izah edeceğiz?” dedi.

Cumhurbaşkanı Erdoğan, Türkiye’nin AB’ye tam üyeliğinin kültürel ırkçılıkla mücadelede de Birliğin elini güçlendireceğini belirterek, “Ülkemizin 60 yılı bulan üyelik süreci nasıl bizim için stratejik bir tercihse Avrupa Birliği’nin ülkemizi tam üyeliğe kabul etmesi de Birliğin geleceği açısından ontolojik bir tercih olacaktır. Brexit ile artan belirsizlik ancak Türkiye’nin Avrupa ailesinde hak ettiği yeri almasıyla giderilecektir. Biz ülke olarak uzun vadeli bir bakış açısıyla olumlu gündem oluşturmak ve ilişkilerimizi yeniden rayına oturtmak için hazırız. Avrupalı dostlarımızın da aynı iradeyi sergilemesini bekliyoruz” diye konuştu.

“TÜRKİYE, DÜNYADA EN FAZLA SIĞINMACIYA EV SAHİPLİĞİ YAPAN ÜLKE”

Cumhurbaşkanı Erdoğan, Türkiye ile AB arasındaki 18 Mart Mutabakatı’nın güncellenmesinin ilişkilere güven ve ivme kazandıracak şekilde yapılması gerektiğini vurguladı.

Geçen yıl martta AB konsey ve komisyon başkanları ile Brüksel’de yapılan görüşmede mutabakatın güncellenmesi konusunda anlaşmaya varıldığını hatırlatan Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Türkiye olarak bu anlaşma doğrultusunda üzerimize düşeni yaptık, güncellenmiş önerimizi ilettik. Ama henüz Avrupa makamlarından tekliflerimize cevap alamadım” dedi.

Cumhurbaşkanı Erdoğan, düzenli Türkiye-AB zirvelerini ve üst düzey diyalog toplantılarını yeniden başlatmakta fayda gördüklerini aktararak, “Kısa bir süre önce gerek Charles Michel gerekse Ursula von der Leyen ile yaptığım görüşmelerde bu adımları atma ve bu ay sonu kendileriyle beraber ülkemizde bir araya gelme teklifini yaptım. Onlardan da kabul gördü” diye konuştu.

AB Komisyonu Başkanı Ursula von der Leyen’e Suriye’nin kuzeyinde yapılan briket evleri ziyaret etme teklifinde bulunduğunu dile getiren Cumhurbaşkanı Erdoğan, şu ifadeleri kullandı: “Sayın Ursula von der Leyen’e dedim ki, sadece gelmek değil, hatta şu anda Suriye’nin kuzeyinde yapmakta olduğumuz briket evleri sizinle beraber gezmek isterim. Göçten sorumlusunuz, göç konusuyla ilgileniyorsunuz, buraları beraber bir görelim ve bu konuda nasıl bir hassasiyet içerisinde olduğumuzu görün. Çünkü biz kendilerinden söz aldık ve bu briket evler konusunda, ciddi bir sayıyı onların da yapmak istediklerinin sözünü bana verdiler ama bize bu konuda en ufak bir destek gelmedi. Şimdi ise 50 bin briket konut yapma planımızın şu anda hemen hemen yarısından fazlasını gerçekleştirmiş durumdayız. Bir taraftan şu anda altyapısını yapıyoruz ama sizinle oraya gidene kadar büyük oranda bunları da bitirmiş oluruz. Türkiye’nin bu konuda da neler yaptığını ve şimdi İdlib’teki, o gerçekten muhacir insanların, ölümle her an karşı karşıya olan insanların, buraları nasıl heyecanla beklediklerini orada göreceksiniz.”

Cumhurbaşkanı Erdoğan, Türkiye’nin yük olan değil yük alan bir ülke olduğuna dikkati çekerek, özellikle Avrupa’nın sığınmacı akınına uğramasının önüne geçmede gösterdikleri fedakârlığın asla unutulmaması gerektiğinin altını çizdi.

Türkiye’nin son altı yıldır dünyada en fazla sığınmacıya ev sahipliği yapan ülke olduğuna işaret eden Cumhurbaşkanı Erdoğan, şöyle devam etti: “Bunu Ursula von der Leyen ifade etti. Yani 6 milyar avroluk bunun için bir para ayrıldığını ve bundan da 3 milyar 200 milyon avronun Türkiye’ye gönderildiğini veya gönderileceğini, buna benzer ifadeler kullandılar. Şu ana kadar bizim için uygulamaya giren ciddi manada bir rakam dersem yalan olmaz. Çünkü proje bazlı çalıştık, çalışıyoruz. Her şey ortada. Bunları görmek mümkün. Böyle bir şey yapılmış olsa da bizim şu anda göçmenlere yaptığımız harcamanın bu rakamlarla zaten hâlledilmesi mümkün değil. Bunlar öyle ufak tefek rakamlar değil. Yapılan harcama çok çok büyük ve şu anda ülkemizin sadece bir bölgesinde değil, birçok bölgelerde bu tür göçmen kamplarımız var.”

“TÜRKİYE GÖÇÜN ORTAK YÖNETİMİ KONUSUNDA AYNI İRADEYİ TEKRAR SERGİLEMEYE HAZIRDIR”

Cumhurbaşkanı Erdoğan, Türkiye’nin kamplarının, dünyanın değişik yerlerindeki gibi ilkel çadırlardan oluşmadığını ifade ederek, “Hepsinde adeta insani bir yaşam tarzını göçmenlere hazırladık ve bundan iftihar duyuyoruz. İstiyorum ki, bu da özellikle Avrupa Birliği’nin dünyaya örnek bir sergilemesi olsun. Bu işleri Sayın Guterres de çok iyi bilir. Onunla beraber de ülkemizdeki göçmen kamplarını bu görevde iken gezmiş dolaşmıştık. Şimdi de aynısını yine beraber yapalım diyorum ve kendileri de olumlu yaklaştılar. Temenni ederim ki Türkiye ziyaretinde bunu beraber gerçekleştiririz” şeklinde konuştu.

Sadece Suriye kökenli 4 milyona yakın insanın Türkiye’de misafir edildiğini dile getiren Erdoğan, şunları kaydetti: “Sınırlarımız ötesindeki 5 milyon ihtiyaç sahibine düzenli yardım ulaştırıyoruz. Avrupa Birliği bir ülkeye 100 bin sığınmacı için 3 milyar avro destek verirken, Türkiye’deki 4 milyon sığınmacı için 3 artı 3 milyar avroluk taahhüdünü bile tam olarak yerine getirmemiştir. Buna rağmen Türkiye göçün ortak yönetimi konusunda aynı iradeyi tekrar sergilemeye hazırdır. Gümrük Birliği’nin güncellenmesi, Türk vatandaşlarına vize serbestisi sağlanması ve üyelik müzakerelerimizde mesafe kat edilmesi de 18 Mart Mutabakatı’nın parçasıdır. Vize serbestisi, aslında 2020’nin değil 2014’ün sonuna kadar çözülmesi gereken bir sözdü ama yapılmadı. Şimdi 2020 bitti, 2021’deyiz.”

Cumhurbaşkanı Erdoğan, güvenlik ve terörle mücadele alanında iş birliğinin ilerletilmesi gerektiğinin belirterek, şöyle konuştu: “DEAŞ ile mücadele deniyor. Soruyorum, Türkiye’den başka DEAŞ ile mücadelede onurlu, şahsiyetli bir mücadele veren ülke var mı Avrupa Birliği ülkeleri içinde? Bu mücadeleyi de en onurlu şekilde veren Türkiye, biziz. Hiç gözlerinin yaşına bakmayız. Nerede bulursak orada gereğini yaparız. PKK/YPG ile aynı şekilde mücadelemiz sürerken, maalesef batılı dostlarımız PKK/YPG bunlarla ilgili, onları kendi ülkelerinde barındırıyor, onlara gerekli destekleri veriyor. Kusura bakmayın açık ve net konuşuyorum. Dost acı söyler ama gerçeği söyler. Ben gerçeği söylemek mecburiyetindeyim. Çünkü şu anda müzakereci bir ülke olarak Türkiye bunları sizinle paylaşmazsa, bilesiniz ki yarın aynı bela sizin de başınıza gelecektir. Avrupa’nın ve NATO’nun güneydoğu sınırlarının, dolayısıyla da güvenliğinin Türkiye’nin doğu ve güneydoğusundan başladığını hatırlatmak isterim. Hepinizle NATO’da beraberiz. NATO’da birlikte olduğumuza göre bu mücadeleyi de beraber sürdürmemiz gerekmez mi? Bunu da beraber sürdürmemiz gerekir. Terörle mücadelede biz hiçbir NATO ülkesini yalnız bırakmadığımıza göre, acaba neden NATO’nun diğer ülkeleri bizi terörle mücadelede yalnız bırakıyor?”

“İDLİB’TEKİ MEVCUDİYETİMİZLE YENİ BİR İNSANİ TRAJEDİNİN VE BÜYÜK BİR GÖÇ DALGASININ ÖNÜNE GEÇTİK”

Suriye’nin kuzeyinde PKK/YPG ve DEAŞ terör örgütlerinin bulunduğuna değinen Cumhurbaşkanı Erdoğan, bölgedeki koalisyon ülkeleri olarak Almanya, Fransa, İngiltere ve hatta Amerika’nın bu mücadelede Türkiye’nin yanında yer almadığını belirtti.

Cumhurbaşkanı Erdoğan, binlerce tır silah, mühimmat ve araç gerecin terör örgütlerine gönderildiğini ve terör örgütlerinin bunlarla Türkiye’ye savaş açtığını vurgulayarak, “Biz bir NATO ülkesi olarak bunlarla bu şekilde savaştık, savaşıyoruz ve savaşacağız. Geri durmak yok” diye konuştu.

Libya ve Dağlık Karabağ gibi bazı kesimlerce sorunlu addedilen alanlardan hiçbirinin Avrupa Birliği ve üye ülkelerle olan ilişkilerin özüne müteallik olmadığının altını çizen Cumhurbaşkanı Erdoğan, Libya’nın doğusundaki gayrimeşru güçlerin lideri Halife Hafter’e karşı yapılan Berlin Konferansı’nda alınan kararlara uyulmadığına dikkati çekti.

Cumhurbaşkanı Erdoğan, Hafter’in bölgede kendi kendini koruma durumunda olduğunu hatırlatarak, “Biz eğer o darbeci Hafter’e karşı mücadelemizi vermemiş olsaydık çok açık net söylüyorum uluslararası camianın kabul ettiği şu andaki Millî Mutabakat Hükûmeti yok olurdu. Bizim oradaki varoluşumuz oradaki Millî Mutabakat Hükûmeti’nin ömrünü uzatmıştır” ifadelerini kullandı.

Türkiye’nin bu bölgelerde aldığı inisiyatiflerle Avrupa’nın güvenliğine katkıda bulunduğunu kaydeden Cumhurbaşkanı Erdoğan, şu bilgileri verdi: “Bugüne kadar 9 bine yakın yabancı terörist savaşçı yakaladık ve hepsini de geri gönderdik. Çatışma bölgeleri ile bağlantılı olduğunu tespit ettiğimiz yaklaşık 100 bin kişiye ülkemize giriş yasağı koyduk. Türkiye’nin sınır dışı ettiği DEAŞ mensuplarıyla ilgili gereken tedbirleri almadıkları için eyleme maruz kalan ülkelerin içine düştükleri acı durumu sizler de gördünüz. Suriye’de bir dönem terörün kol gezdiği bölgeleri güvenli hâle getirerek 420 bini aşkın mazlumun memleketlerine geri dönmesini sağladık. İdlib’teki mevcudiyetimizle yeni bir insani trajedinin ve büyük bir göç dalgasının önüne geçtik. Libya Millî Mutabakat Hükûmeti’ne sağladığımız eğitim ve danışmanlık desteği ülkenin kanlı bir iç savaşa sürüklenmesini engelledi. Ortaya koyduğumuz inisiyatif Libya’da Birleşmiş Milletler öncülüğündeki siyasi sürecin önünü açtı.”

“2021 SENESİNİ AB-TÜRKİYE İLİŞKİLERİ BAKIMINDAN BAŞARIYA TAHVİL ETMEK BİZİM ELİMİZDEDİR”

Cumhurbaşkanı Erdoğan, Türkiye’nin Dağlık Karabağ’da 30 yıllık bir gecikmeyle de olsa adaletin tecelli etmesini ve bölgenin hasret çektiği istikrara kavuşmasını sağladığını anımsatarak, 30 yılda MİNSK Üçlüsü’nün başaramadığının Türkiye’nin verdiği destekle 44 günde gerçekleştirildiğini ifade etti.

Tüm bu konuların objektif ve stratejik bir bakış açısıyla ele alınması durumunda Avrupa Birliği ile Türkiye’nin çıkarlarının örtüştüğünün görüleceğini belirten Cumhurbaşkanı Erdoğan, şunları kaydetti: “2021 senesini Avrupa Birliği-Türkiye ilişkileri bakımından başarıya tahvil etmek bizim elimizdedir. Önyargılar veya korkular yerine uzun vadeli bir bakış açısıyla hareket ettiğimizde bunu başarabileceğimize inanıyorum. Sayın Michel ve Sayın von der Leyen’ı ay sonunda Türkiye’de misafir edeceğiz. Kendileriyle bu konuları etraflıca ele alacağız. Dışişleri Bakanım da bu ziyaret öncesinde 21 Ocak’ta Brüksel’de temaslarda bulunacak.”

Cumhurbaşkanı Erdoğan, hukuk ve ekonomi alanında yeni reformların hazırlıkları içinde olduklarını hatırlatarak sözlerini şöyle tamamladı: “Son aşamasına gelen çalışmaları inşallah yakında kamuoyumuzla paylaşacağız. Bu çerçevede Reform Eylem Grubu’nu da toplayarak, kapsamlı bir değerlendirme yapacağız. Temennim odur ki altı ay gibi bir aralıkla sizlerle de bir araya gelmeyi, ama Dışişleri Bakanım ama ben şahsım, önemli görüyorum. Bu toplantıları yapmak suretiyle istiyorum ki bu buluşmalarla çok daha bu münasebetleri güçlendirelim, Bu adımları atalım ve bu adımları atarak, sizler de adeta ülkelerinizi enforme edin. Tüm kurumlarımızın katkılarıyla 2021-2023 arası Avrupa Birliği Ulusal Eylem Planımızı güncelledik. Bu süreçte sizden gerek Brüksel’e gerek başkentlerinize yapacağınız yönlendirmelerle Türkiye-Avrupa Birliği ilişkilerinde yeni bir sayfanın açılmasına destek vermenizi bekliyoruz. Bu vesileyle bir önceki Dönem Başkanı Almanya’ya ilişkilerimizin geliştirilmesi yönünde harcadığı çabalar için teşekkür ediyorum. Yeni dönem başkanı Portekiz’e ve müteakip dönem başkanı Slovenya’ya şimdiden başarılar diliyorum.”

DÜNYA

Cumhurbaşkanı Erdoğan, THY Avrupa Ligi şampiyonu Fenerbahçe Beko basketbol takımını kabul etti

Haberler

on

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, THY Avrupa Ligi şampiyonu Fenerbahçe Beko basketbol takımını Vahdettin Köşkü’nde kabul etti.

Kabulde, Fenerbahçe Kulübü Başkanı Ali Koç, basketbolcular ve teknik heyeti tebrik eden Cumhurbaşkanı Erdoğan, takımla fotoğraf çektirdi.

Takım kaptanı Melih Mahmutoğlu, Cumhurbaşkanı Erdoğan’a forma, Fenerbahçe Beko’nun maskotu Yellow ise peluş Yellow hediye etti.

Kabulde, Gençlik ve Spor Bakanı Osman Aşkın Bak da hazır bulundu.

OKUMAYA DEVAM ET

DÜNYA

Cumhurbaşkanı Erdoğan, Galatasaray Spor Kulübü heyetini kabul etti

Haberler

on

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Süper Lig 2024-2025 sezonunda şampiyon olan Galatasaray Spor Kulübü yönetici, teknik heyet ve sporcularını Cumhurbaşkanlığı Dolmabahçe Çalışma Ofisi’nde kabul etti.

Genç Gazeteciler İstanbul

OKUMAYA DEVAM ET

DÜNYA

“Her vatandaşımızın kamu hizmetlerinden eşit bir biçimde yararlanması en önemli önceliğimizdir”

Haberler

on

Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Etik Eğitimi ve Etik Eğitici Yetiştirilmesi İş Birliği Protokolü İmza Töreni”nde yaptığı konuşmada, “Kamunun yararı, diğer her şeyin üzerindedir. Her bir vatandaşımızın kamu hizmetlerinden eşit, adil ve etkin bir şekilde yararlanması bizim en temel önceliğimizdir” dedi.

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Cumhurbaşkanlığı Külliyesinde düzenlenen “Etik Eğitimi ve Etik Eğitici Yetiştirilmesi İş Birliği Protokolü İmza Töreni”ne katılarak bir konuşma yaptı.

Tüm kamu görevlilerinin Etik Günü’nü ve Etik Haftası’nı tebrik eden Cumhurbaşkanı Erdoğan, yurt içinde ve dışında fedakârca hizmet eden kamu çalışanlarına teşekkür edip, vazifelerinde başarılar diledi.

Etik Haftası boyunca yapılacak çalışmaların, düzenlenecek etkinliklerin ülke ve millet için hayırlara vesile olmasını temenni eden Cumhurbaşkanı Erdoğan, şunları kaydetti: “İki güzide kurumumuz arasında imzalanan iş birliği protokolünü fevkalade anlamlı ve isabetli bulduğumu burada ifade etmek istiyorum. Eğitim ve farkındalık faaliyetlerinin düzenlenmesiyle nitelikli eğiticilerin yetiştirilmesini öngören bu protokol, kamuda etik bilincin yaygınlaştırılması noktasında önemli bir rol üstlenecektir. Protokolün her iki kurumumuz için de hayırlı sonuçlar getirmesini temenni ediyor, kurul başkanımıza ve Aile ve Sosyal Hizmetler Bakanımıza bir kez daha şükranlarımı iletiyorum.”

“KAMU GÖREVLİLERİ ETİK KURULU, ETİK BİLİNCİN YERLEŞMESİNE KATKI SAĞLIYOR”

Cumhurbaşkanı Erdoğan, 2004’te kamu hizmetlerinin kalitesini artırmak ve etik değerleri güçlendirmek amacıyla ihdas ettikleri Kamu Görevlileri Etik Kurulu’nun son dönemde etkin ve başarılı çalışmalar icra ettiğini belirterek, şunları söyledi: “Kurulumuz inceleme ve araştırma faaliyetleriyle, farklı kurum ve bakanlıklarımızla yaptığı iş birlikleriyle eğitim, seminer, konferans ve paneller marifetiyle ülkemizde etik bilincin yerleşmesine katkı sağlıyor. Kurulumuz tarafından geçtiğimiz yıl toplam 228 bin 922 kamu görevlisine etik merkezli eğitimler verildi. Değerlerin, ilkelerin, kural ve standartların tam anlamıyla benimsenmesi ve tatbik edilmesi için çeşitli faaliyetler düzenlendi. Bunları kamu hizmetlerinde etkinlik, verimlilik ve şeffaflık bakımından çok değerli gördüğümün bilinmesini isterim. Kurul Başkanımız Zerrin Hanım’a, Kurul Üyelerimize, Etik Kurulumuzun tüm mensuplarına emek ve gayretlerinden ötürü teşekkürlerimi iletiyorum. Kurul bünyesinde bugüne kadar başarılı görevler icra eden tüm üyelerimize şükranlarımı sunuyorum. Kamu Görevlileri Etik Kurulumuza bundan sonraki çalışmalarında Rabbimden muvaffakiyetler niyaz ediyorum. Cumhurbaşkanı olarak kendilerine gereken desteği her zaman vermeye inşallah güçlü bir şekilde devam edeceğiz.”

Türkiye Cumhuriyeti’nin geleneği olan bir devlet olduğunu hatırlatan Cumhurbaşkanı Erdoğan, şunları kaydetti: “Devlet tecrübemiz 2 bin yılı aşan köklü bir geçmişe sahiptir. Bu geçmiş tüm safhaları ile tetkik edildiğinde karşımıza hep iki gerçeklik çıkmaktadır. Bunlardan ilki atalarımızın çok güçlü bir kurucu iradeye ve bağımsızlık ruhuna sahip olduğudur. Öyle ki tarihimizin en ümitsiz anlarında bile ecdadımız yüzyıllarca hüküm sürecek yeni devletler kurmayı başarmışlardır. ‘Devleti ebed müddet’ ifadesinde vücut bulan süreklilik ilkesinde şekillenen bu gelenek, milletimizin teşkilatlanma ve yeniden toparlanma hususunda ne denli mahir olduğunu net bir şekilde ortaya koymaktadır. İkinci hakikat ise devlet ve idare anlayışımızdaki insanı merkeze alan yaklaşımdır. ‘İnsanı yaşat ki devlet yaşasın’ ilkesi ‘halka hizmet, hakka hizmettir’ düsturu asırlardır yönetim anlayışımıza istikamet çizmiştir.”

“KAMUNUN YARARI DİĞER HER ŞEYİN ÜZERİNDEDİR”

“Tarihimizin semalarında göndere çektiğimiz tüm bayraklar iyiliğin, adaletin, refahın, huzurun, erdem ve inancın yeryüzündeki sembolleri olmuş” diyen Cumhurbaşkanı Erdoğan, sözlerini şöyle sürdürdü: “Geleneği, örfü, töreyi, ahlakı maziden alıp atiye nakleden ruh işte bu millî bünyede, bu millî şuurda mahfuzdur. Bugün etik olarak nitelendirdiğimiz tüm vasıflar millî seciyemizde yine bu kavramlarla tebellür etmiştir. Devlet yönetimi ve kamu hizmetindeki istikrarın sağlanmasında bilgi, ahlak, ehliyet ve liyakate verilen önem hiç şüphesiz büyük rol oynamıştır. Nizamülmülk, ‘Siyasetname’ adlı eserinde 1000 yıl öteden bu hususu bakınız nasıl ifade ediyor. ‘Şahsiyetsiz, asaletsiz ve faziletsiz kişileri büyük işlere memur ettiğimiz zaman, bilginleri, asilleri ve faziletli kişileri kenara sürüp onları muattal yani işe yaramaz hâle getirmiş oluruz. Rabbimiz de Kur’an-ı Kerim’de ‘Allah size emanetleri mutlaka ehline vermenizi ve insanlar arasında hükmettiğiniz zaman adaletle hükmetmenizi emreder’ buyurmuştur.”

Ehliyet, liyakat, adalet ve huzurun özellikle devlet işlerinde birbirini besleyen kardeş kavramlar olduğunun altını çizen Cumhurbaşkanı Erdoğan, burada verilen en küçük bir tavizin kartopu gibi gittikçe büyüyerek hangi zorluklara, yıkımlara yol açtığının tarih sayfalarında olduğunu anımsattı.

Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Mevkii, konumu, unvanı ne olursa olsun devlet hizmetinde bulunan her bir kardeşime şunu hatırlatmak isterim; bu makamların her biri gelip geçidir. Bu görevler, bu yetkiler bize milletin emanetidir. Asıl olan halka samimiyetle hizmet ederek hakkın rızasını kazanmak, milletimizin hayır duasına mazhar olabilmektir. Kamunun yararı diğer her şeyin üzerindedir” ifadelerini kullandı.

“DEVLET DEMEK; VATANDAŞINA HİZMET EDEN MEKANİZMA DEMEKTİR”

Cumhurbaşkanı Erdoğan, her bir vatandaşın kamu hizmetlerinden eşit, adil ve etkin bir şekilde yararlanmasının en temel önceliklerinden olduğunu söyledi.

Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Bu anlamda görevini ve yetkisini kötüye kullanan, milletin talep ve beklentilerine cevap veremeyen, çözümün değil sorunun bir parçası olan, devletin saygınlığına, itibarına, kerim devlet kimliğine halel getiren, kamunun mallarını ve kaynaklarını israf eden, beytülmale el uzatan kimsenin gözünün yaşına bakmadık, bundan sonra da bakmayacağız” dedi.

“Koltuğundan güç devşirerek hizmet etmekle yükümlü olduğu vatandaşa zulmeden hiç kimseye müsamaha göstermeyiz. Devlet demek; düzen, nizam, intizam demektir. Devlet demek; vatandaşına hizmet eden mekanizma demektir” ifadelerini kullanan Cumhurbaşkanı Erdoğan, devlette de toplumda da nizamı, yasalarla beraber vicdanın sağladığını, bir eylem veya işlemin yasalara uygun olmasının onun her zaman etik ve meşru olduğu anlamına gelmeyeceğini belirtti.

Cumhurbaşkanı Erdoğan, kimsenin mevzuattaki boşluklardan faydalanarak “ben yaptım oldu” diyerek milletin tek bir ferdinin bile hak ve hukukunu çiğnemesine müsaade etmeyeceklerinin altını çizerek, millete kamu hizmetlerini ulaştırmakla görevli kamu personelinin bu noktalarda azami hassasiyet göstermesini beklediğini dile getirdi.

Kamunun yararını ilk planda tutan, hukuka ve etik davranış ilkelerine uyan, vatandaşın derdine derman olmak için uğraşan, üstün bir vazife şuuruyla çalışan her bir vatandaşın bu milletin başının üstünde yeri olduğunu vurgulayan Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Bu arkadaşlarımı tebrik ediyor. Rabbim kendilerinden razı olsun diyorum” diye konuştu.

“DEVLET MEKANİZMASININ DAHA SAĞLIKLI İŞLEMESİNİ SAĞLAMAK İÇİN TÜM ADIMLARI ATTIK”

Cumhurbaşkanı Erdoğan, insan odaklı bir devlet yönetiminin, insanlara hizmet etmeyi önceleyen bir idare açısından etik kaidelerin en az kanun hükümleri kadar önemli olduğunu söyledi.

Etik kuralların sadece kamu görevlilerinin riayet edecekleri düzenlemeleri hatta sınırlamaları ifade etmekte kalmadığını, aynı zamanda her kamu çalışanının işini hakkıyla yapmasını, devletine ve milletine hizmet etme şuuruyla hareket etmesini de sağladığını ifade eden Cumhurbaşkanı Erdoğan, sözlerine şöyle devam etti: “Bu şuurun güçlendirilmesi için kamu idaresinde etik kuralları 2005’te belirleyerek uygulamaya aldık. Devlet mekanizmasının daha sağlıklı işlemesini sağlamak, devletin vatandaşımıza daha hızlı, verimli, nitelikli hizmet vermesini temin etmek için tüm adımları attık. Hamdolsun aradan geçen 20 yılda bu konuda ciddi bir bilgi birikimi ve uygulama örneği olmuştur. Arzu ettiğimiz devlet modelinin olgunlaştırılması noktasında büyük mesafeler kaydettiğimizi bugün memnuniyetle ifade etmek istiyorum. Bu sistemin kökleştirilmesinde büyük emekleri olan Kamu Görevlileri Etik Kurulunun bugüne kadarki çalışmalarını takdirle karşılıyorum.”

“Bizler yakın geçmişte bürokratik oligarşiden ‘bugün git yarın gel’ anlayışından, ‘hamili kart yakınımdır’ zihniyetinden çok çektik” diyen Cumhurbaşkanı Erdoğan, kendisini vatandaştan üstün gören, vatandaşla muhatap olmaktan imtina eden, burnundan kıl aldırmayan kibir abidelerinin millete yıllarca kan kusturduğunu ifade etti.

Cumhurbaşkanı Erdoğan, “FETÖ gibi ihanet çetelerinin, terör örgütlerinin türlü şebekelerin devlet kadrolarına sızarak milletimizin geleceğine kastettiği günleri yaşadık. Milletimizden aldığımız destekle tüm bu zorlukların, sınavların, darbe teşebbüslerinin üstesinden alnımızın akıyla gelmeyi başardık” açıklamasında bulundu.

“CİMER’E 2024’TE 4 MİLYON 590 BİN BAŞVURU YAPILDI”

Tavassuta ihtiyaç duymadan birinci sınıf hizmet alınmasını sağladıklarını vurgulayan Cumhurbaşkanı Erdoğan, 23 yıllık iktidarları boyunca kamu hizmetlerinin iyileştirilmesi, hizmet standartlarının yükseltilmesi, hizmete erişimin kolaylaştırılması için gece gündüz çalıştıklarını bildirdi.

Cumhurbaşkanı Erdoğan, şunları kaydetti: “Anayasa, yasa ve mevzuat düzeyinde yaptığımız düzenlemelerle kamuda verimliliği artırdık. Yeni kurumlar ve Cumhurbaşkanlığı İletişim Merkezi (CİMER) gibi yeni mekanizmalar ihdas ederek hak arama ve bilgi edinme yollarını genişlettik. 1994’te İstanbul Büyükşehir Belediyesinde başlattığımız devrim niteliğindeki beyaz masa uygulamasının daha modernini, CİMER ile tüm ülke genelinde hayata geçirmiş olduk. Vatandaşla devlet arasında köprü olan CİMER’e 2024’te 4 milyon 590 bin başvuru yapıldı. Katılımcı yönetim anlayışımızın simgesi olan CİMER ile aynı zamanda kamuoyunun da yakından takip ettiği birçok suç örgütü çökertildi. Millet ile devlet arasına örülmüş duvarları yıkarak siyasetin bürokratik kapasitesini güçlendirdik. Millet iradesinin önündeki engelleri kaldırdık. Yıllarca vesayete ve bürokratik oligarşiye davetiye çıkaran siyasi istikrar eksiliğine çözüm bulduk. Temsilde adaleti, yönetimde istikrarı hamdolsun hâkim kıldık. Bundan sonra da aynı azimle, aynı kararlılıkla çalışmaya milletimize eser ve hizmet kazandırmaya inşallah devam edeceğiz. Türkiye Yüzyılı hedeflerimizi bilgili, vicdanlı, ahlaklı ve vizyon sahibi kamu personellerimizle tüm kurum ve kuruluşlarımızla tek tek hayata geçirmeyi sürdüreceğiz.”

GENÇ GAZETECİLER ANKARA

OKUMAYA DEVAM ET

DÜNYA

DÜNYA21 saat önce

Cumhurbaşkanı Erdoğan, THY Avrupa Ligi şampiyonu Fenerbahçe Beko basketbol takımını kabul etti

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, THY Avrupa Ligi şampiyonu Fenerbahçe Beko basketbol takımını Vahdettin Köşkü’nde kabul etti. Kabulde, Fenerbahçe Kulübü Başkanı...

DÜNYA3 gün önce

Cumhurbaşkanı Erdoğan, Galatasaray Spor Kulübü heyetini kabul etti

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Süper Lig 2024-2025 sezonunda şampiyon olan Galatasaray Spor Kulübü yönetici, teknik heyet ve sporcularını Cumhurbaşkanlığı Dolmabahçe...

DÜNYA5 gün önce

“Her vatandaşımızın kamu hizmetlerinden eşit bir biçimde yararlanması en önemli önceliğimizdir”

Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Etik Eğitimi ve Etik Eğitici Yetiştirilmesi İş Birliği Protokolü İmza Töreni”nde yaptığı konuşmada, “Kamunun yararı, diğer her şeyin...

DÜNYA1 hafta önce

Cumhurbaşkanı Erdoğan, İspanya Başbakanı Sanchez ile görüştü

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Türkiye’ye ziyarette bulunan İspanya Başbakanı Pedro Sanchez ile Dolmabahçe Çalışma Ofisi’nde bir araya geldi. Cumhurbaşkanı Erdoğan,...

DÜNYA1 hafta önce

Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Yaşanan trajediler bizlere sınırlarımızın ötesini de düşünmemiz gerektiğini hatırlatıyor”

Cumhurbaşkanı Erdoğan, Türk Devletleri Teşkilatı Gayriresmî Zirvesi’nde yaptığı konuşmada, “Geçmişte Kıbrıs’ta, Karabağ’da, Bosna’da ve bugün de Gazze’de yaşanan trajediler bizlere...

DÜNYA2 hafta önce

Cumhurbaşkanı Erdoğan, Türk Devletleri Teşkilatı Gayriresmî Zirvesi’ne katıldı

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Macaristan’ın başkenti Budapeşte’de düzenlenen Türk Devletleri Teşkilatı (TDT) Gayriresmî Zirvesi’ne katıldı. Cumhurbaşkanı Erdoğan’ı zirve için gittiği...

DÜNYA2 hafta önce

Cumhurbaşkanı Erdoğan Macaristan’da

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Türk Devletleri Teşkilatı (TDT) Gayriresmî Zirvesi’ne katılmak üzere gittiği Macaristan’ın başkenti Budapeşte’ye ulaştı. Cumhurbaşkanı Erdoğan’ı, Macaristan...

DÜNYA2 hafta önce

“Gençler, Milletimizin Gücü, Ufku ve Umududur “19 Mayıs Atatürk’ü Anma Gençlik ve Spor Bayramı Kutlu Olsun

“Türkiye Cumhuriyeti’nin kurucusu Gazi Mustafa Kemal Atatürk’ün Millî Mücadele hareketini başlatmak üzere Samsun’a çıkışının 106. yılı. Nice yıllar olması dileğiyle...

DÜNYA2 hafta önce

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan ,19 Mayıs Atatürk’ü Anma, Gençlik ve Spor Bayramı mesajı yayımlandı.

“Aziz Milletim, Kıymetli Gençler Bugün, Cumhuriyetimizin banisi Gazi Mustafa Kemal’in Kurtuluş Savaşımızı başlatmak üzere Samsun’a çıkışının 106. yıl dönümü. 19...

DÜNYA2 hafta önce

“75 milyar metreküplük yeni doğal gaz keşfi yaptık”

Cumhurbaşkanı Erdoğan, İstanbul Fizik Tedavi ve Rehabilitasyon Eğitim ve Araştırma Hastanesi Açılış Töreni’nde yaptığı konuşmada, “Göktepe-3 kuyusundan dün müjdeli bir...

EN ÇOK OKUNAN HABERLER

seers cmp badge
tr_TRTurkish