“Türkiye’yi kendi vatandaşlarımız yanında dünyadaki tüm bilim insanları için de bir cazibe merkezi hâline getirmeyi hedefliyoruz”
Cumhurbaşkanı Erdoğan, TÜBİTAK ve TÜBA Bilim Ödülleri Töreni’nde yaptığı konuşmada, “Türkiye’yi kendi vatandaşlarımız yanında dünyadaki tüm bilim insanları için de bir cazibe merkezi hâline getirmeyi hedefliyoruz. Bu kapsamda, Uluslararası Lider Araştırmacılar Programı vasıtasıyla 21 farklı ülkeden 127 üst düzey araştırmacı çalışmalarını Türkiye’ye taşıdı” dedi.
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Cumhurbaşkanlığı Külliyesinde düzenlenen TÜBİTAK ve TÜBA Bilim Ödülleri Töreni’ne katıldı.
Törende konuşan Cumhurbaşkanı Erdoğan, bu yıl, TÜBİTAK ödüllerinde 18 bilim insanını, TÜBA ödüllerinde ise 43 bilim insanının takdir edildiğini belirterek, ödül almaya hak kazanan bilim insanlarını tebrik etti.
“EĞİTİM-ÖĞRETİM SİSTEMİMİZ ÜZERİNDE KURULAN TÜM BARİYERLERİ KALDIRDIK”
Türkiye’nin, son 18 yılda ortaya koyduğu başarıları, ilim ve irfan medeniyetine sahip çıkmasına borçlu olduğunu vurgulayan Cumhurbaşkanı Erdoğan, bu başarının en önemli mimarlarının çocuklarının eğitimi üzerine titreyen ana-babalar ile milleti ve insanlık için katma değer üreten bilim insanları olduğunu söyledi.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, keşfetmeye, araştırmaya, üretmeye devam eden her bilim insanının yanında olarak, üzerlerine düşeni yapmaya çalıştıklarını ifade ederek, şöyle devam etti: “Bu anlayışla her kademede eğitimi ve bilimsel çalışmayı desteklemeyi, önceliklerimizin en başına yerleştirdik. Gerek ilk ve orta öğretimde, gerekse yükseköğretim seviyesinde gerçekleştirdiğimiz reformlarla, kendini yetiştirmek ve geliştirmek isteyen her evladımıza bu imkânı sağladık. Daha önceki dönemlerde kısır ideolojik bakış açılarıyla eğitim-öğretim sistemimiz üzerinde kurulan tüm bariyerleri kaldırdık. Erkek ve kız tüm evlatlarımızın, diledikleri düzeye kadar ve istedikleri her yerde eğitim-öğretim alabilmelerini temin ettik. Zorunlu eğitimi 8 yıldan 12 yıla çıkararak, lise seviyesinde okullaşma oranını yüzde yüze yaklaştırdık. Öğretmen başına düşen öğrenci sayımızı ilkokul düzeyinde 28’den 17’ye, ortaöğretimde ise 18’den 11’e indirdik. En büyük atılımlarımızdan birini ise yükseköğretimde gerçekleştirdik. Üniversite sayımızı 76’dan 207’ye çıkardık, okullaşma oranını yükseköğretim seviyesinde yüzde 15’ten yüzde 44’e çıkardık.”
Cumhurbaşkanı Erdoğan, ortaöğretim ve yükseköğretim seviyesindeki okullaşma oranlarının artık OECD ortalamasını yakalamış durumda olduğuna dikkat çekerek, şimdi okul öncesi eğitime odaklandıklarını söyledi.
“Biz geldiğimizde yüzde 10 civarında olan okul öncesi eğitim oranını 5 yaş grubunda yüzde 75’lere kadar yükselttik” diyen Cumhurbaşkanı Erdoğan, hedefin bu oranı en kısa sürede yüzde 100’e taşımak olduğunu açıkladı.
Düzenlenen araştırma projesi yarışmaları, ulusal ve uluslararası bilim olimpiyatları ile çocukları, bilim insanı olma ve girişimcilik konusunda geleceğe hazırladıklarını anlatan Cumhurbaşkanı Erdoğan, “TEKNOFEST yarışmalarıyla gençlerimizi büyük bir heyecanla icat peşinde koşmaya teşvik ediyoruz. DENE-YAP teknoloji atölyelerinde genç yeteneklerimizi geleceğin mucit adayları olarak, yükselen teknolojilerle buluşturuyoruz. Nitekim son iki yılda 159 öğrencimiz, uluslararası ve bölgesel bilim olimpiyatlarından 144 madalya ve 8 mansiyon derecesi ile döndü” diye konuştu.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, yeni Stajyer Araştırmacı Programı ile bin 500 lisans öğrencisini, AR-GE ve yenilik süreçlerine dâhil ettiklerini, TÜBİTAK Sanayi Doktora Programı ile de bugüne kadar bin 162 doktora öğrencisi yetiştirildiğini kaydederek, TÜBA’nın genç bilim insanlarına yönelik ödüllerini de bu açıdan çok önemli gördüğünü söyledi.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, üstün yetenekli genç bilim insanlarının ödüllendirilmesinin gelecekteki çığır açıcı çalışmalara kapı açacağını vurguladı.
Bilim ve teknolojinin, insanlığın faydasına kullanılabildiği, başkalarına aktarılabildiği ölçüde kıymetli olduğuna işaret eden Cumhurbaşkanı Erdoğan, ‘Bir ilmin sadece eyleme dönüşmesi yeterli değildir, elzem olan faydalı hâle gelmesidir. Sizlerin ortaya koyduğu bilimi, ürettiği teknolojiyi özgün ve değerli kılan işte bu hassasiyettir. Eğer ailenizden, kendinizden feragat ederek yürüttüğünüz, hayatınızı adadığınız çalışmalar insanlığa fayda sağlamıyorsa, o zaman şöyle oturup ne yaptığımızı bir düşünmemiz lazım” değerlendirmesinde bulundu.
“BİLİM VE TEKNOLOJİYİ DİĞERLERİNE ÜSTÜNLÜK KURMAK İÇİN BİR SÖMÜRÜ ARACI OLARAK KULLANAN ÜLKELER VAR”
Her medeniyetin kendi teknolojisini, her teknolojinin de kendi kültürünü ve değerini ürettiğini anlatan Cumhurbaşkanı Erdoğan, şöyle devam etti: “Bilim ve teknolojiyi yıkıcı güç olarak gören, diğerlerine üstünlük kurmak için bir sömürü aracı olarak kullanan ülkeler var. Bizim medeniyetimiz işte tüm bu noktada diğerlerinden ayrılıyor. Bu medeniyetin evlatları, bilimi sadece ve sadece insanlık yararına üretir, teknolojiyi insanlık yararına geliştirir. Onlar yeni bir teknoloji geliştirdiğinde, uzak coğrafyaları antrenman sahası olarak kullanır, yeni savaşlar başlatır. Biz yeni bir teknoloji geliştirdiğimizde ise bunu, o coğrafyalarda sefaletin, insanlık dışı görüntülerin önüne geçmek, hayatlarını değiştirmek için kullanırız. Bizim medeniyetimize yakışan da dünyanın Türk bilim insanlarından beklediği de işte bu duruştur. Türkiye’yi kritik teknolojilerin pazarı değil, üreticisi yapma hedefimizin altında yatan ana sebep de budur.”
Cumhurbaşkanı Erdoğan, bilim insanlarına seslenerek; “Sizlerin laboratuvarlarda, araştırma-geliştirme merkezlerinde yaptığınız çalışmaların gün yüzüne çıkması, somutlaşması hedeflerimiz bakımdan çok önemlidir. Bu çerçevede, dünyanın Koronavirüs salgını ile boğuştuğu bir dönemde bilim insanlarımızın sağlık alanında da elde ettikleri gelişmeleri dikkatle takip ediyoruz” dedi.
Salgın henüz Türkiye sınırlarına dayanmadan kurdukları TÜBİTAK KOVID-19 Türkiye Platformu ile adeta bir bilim seferberliği başlattıklarını vurgulayan Cumhurbaşkanı Erdoğan, platformdaki 436 araştırmacının, aşı ve ilaç geliştirme odaklı 17 proje yürüttüklerini açıkladı.
“KENDİ AŞISINI ÜRETEN BİR ÜLKE OLARAK ULUSLARARASI ARENADA ÖNDE GELEN BİR OYUNCU KONUMUNA GELECEĞİZ”
Cumhurbaşkanı Erdoğan, şu anda üç yenilikçi aşı adayının faz çalışmalarına başlama arifesinde olunduğunu bildirerek, “Hocalarımızın çalışması, kendi kategorilerinde dünyada klinik aşamaya geçen üçüncü aşı adayı olma potansiyeline sahiptir. Ayrıca, mevcut inaktif aşılardan daha etkin olma potansiyeline sahip bir aşımız ile ikinci nesil bir aşımızın çalışmaları da hızla devam ediyor” bilgisini paylaştı.
Yenilikçi aşı adaylarının yerli ve millî üretimi konusunda özel sektör kuruluşlarını da seferber ettiklerini kaydeden Cumhurbaşkanı Erdoğan, Türkiye’nin Dünya Sağlık Örgütü verilerine göre, Amerika ve Çin’den sonra, KOVID-19 konusunda en çok aşı projesi yürüten üçüncü ülke durumunda olduğunu bildirdi.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, bu alana yapılan yatırımların sadece salgın dönemiyle sınırlı olmadığını da belirterek, “İnşallah kendi aşısını tasarlayan, geliştiren ve üreten bir ülke olarak, uzun yıllardır ihmal edilmiş bu alanda, uluslararası arenada önde gelen bir oyuncu konumuna geleceğiz” ifadelerini kullandı.
“Medeniyet coğrafyamızın büyüklüğü, bizim en önemli gücümüzdür” diyen Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Bu gücü değerlendirebilmek için, öncelikle elimizdeki potansiyeli kullanılabilir hâle getirmemiz gerekiyor. Bu amaçla, Türk-İslâm medeniyeti havzasında farklı dillerde ve farklı lehçelerde üretilmiş telif, tercüme ve şerh eserleri çeviri, tıpkı-basım ve harf-çevirisi yoluyla günümüze kazandırıyoruz. TÜBA’nın 2014 yılında başlattığı TÜBA Türk-İslâm Bilim Kültür Mirası Projesi kapsamında pek çok eser genç kuşaklarla buluştu” dedi.
“2025 YILINDA DÜNYA BİLİM FORUMU’NA EV SAHİPLİĞİ YAPMAYA TALİP OLDUK”
TÜBA’nın bilim diplomasisi kapsamında uluslararası çatı kuruluşlar nezdinde yürüttüğü temsil faaliyetlerinin de Türkiye’nin bilim dünyasındaki etkinliğinin artırılması bakımından çok kıymetli olduğuna işaret eden Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Bu çerçevede, 2025 yılında Dünya Bilim Forumu’na ev sahipliği yapmaya talip olduk, hazırız” diye konuştu.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Diğer yandan, Türkiye’yi kendi vatandaşlarımız yanında dünyadaki tüm bilim insanları için de bir cazibe merkezi hâline getirmeyi hedefliyoruz. Bu kapsamda, Uluslararası Lider Araştırmacılar Programı vasıtasıyla 21 farklı ülkeden 127 üst düzey araştırmacı çalışmalarını Türkiye’ye taşıdı” açıklamasında bulundu.
Fransa’nın ve dünyanın önde gelen araştırma kuruluşlarından birinde 36 yıldır temiz ve güvenli enerji konusunda çalışmalar yürüten Prof. Dr. İskender Gökalp’in, iklim değişikliği alanında çok önemli çalışmaları olan ve Hükûmetlerarası İklim Değişikliği Paneli üyesi Prof. Dr. Erik Jeppesen’in çalışmalarını Türkiye’ye taşıdığını aktaran Cumhurbaşkanı Erdoğan, Dr. Hasan Demirci’nin de Stanford Üniversitesi’ndeki laboratuvarını Türkiye’ye taşıyarak, yapısal biyofizik, yapısal biyoloji ve protein mühendisliği çalışmalarını Türkiye’de yürüteceğini bildirdi.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, bu yıl TÜBA ödülü almaya hak kazanan bilim insanlarından Dr. Rodica Eliza Gheorghe, Dr. Savaş Taşoğlu ve Dr. Ayşegül Doğan’ın da Uluslararası Lider Araştırmacılar Programı kapsamında Türkiye’ye gelen isimler arasında yer aldığını aktararak, “Tüm bu bilim insanlarımızı, kıymetli çalışmaları için bir kez daha tebrik ediyorum. İnşallah, bu yıl içerisinde yeni bir çağrı daha açarak, alanının en iyisi en az 100 araştırmacıyı daha ülkemize kazandıracağız” ifadesini kullandı.
Daha gidecek çok yolları ve yapılacak çok işleri olduğunu kaydeden Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Sahip olduğumuz sinerji ve potansiyelin bizleri en kısa sürede hedeflerimize ulaştıracağına yürekten inanıyorum” dedi. Cumhurbaşkanı Erdoğan, Sanayi ve Teknoloji Bakanlığı ile TÜBİTAK ve TÜBA’ya teşekkür ederek, ödül alan tüm bilim insanlarını tekrar tebrik etti.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, konuşmasının ardından TÜBİTAK ve TÜBA Bilim Ödülleri’ne layık görülen bilim insanlarına ödüllerini takdim etti.
2020 TÜBA Uluslararası Akademi Ödülleri Prof. Dr. Erik Jeppesen, Prof. Dr. Okyay Kaynak Prof. Dr. Murat Günel Prof. Dr. Tayfun Özçelik’e, Prof. Dr. Wael B. Hallaq yerine ise İbn Haldun Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Recep Şentürk’e takdim edildi.
2020 TÜBA-GEBİP Ödülleri; doğa bilimleri alanında Doç. Dr. Serdar Akbayrak, Doç. Dr. Yaşar Akdoğan, Dr. Ghaith Makey, Dr. Korhan Özkan ve Doç. Dr. Rifat Onur Umucalılar’a mühendislik bilimleri alanında Doç. Dr. Abdullah Aksu, Doç. Dr. Kamil Boratay Alıcı, Prof. Dr. Ahmet Can Altunışık, Prof. Dr. Necip Atar, Dr. Ayşegül Doğan, Doç. Dr. Ozan Erdinç, Doç. Dr. Ozan Erdinç, Doç. Dr. Aysel Kantürk Figen, Prof. Dr. Yusuf Kaynak, Dr. Savaş Taşoğlu ve Dr. Hüseyin Cumhur Tekin’e Kutup çalışmaları alanında ise Uzm. Dr. Güneş Güner, Doç. Dr. Zerrin Sezgin Bayındır, Doç. Dr. Fatma Sezer Şenol Deniz, Doç Dr. Mustafa Oğuz Afacan, Dr. Muhammet Zahit Atçıl, Dr. Eliza Gheorge, Doç. Dr. Hulusi Kafalıgönül, Dr. Mert Moral, Dr. Betül Özbay, Doç. Dr. Ahmet Şensoy, Dr. İhsan Efe Tokdemir, prof. Dr. Mehmet Gökhan Hakıcı, Prof. Dr. Didem Özçimen, Doç. Dr. Burcu Özsoy ve Prof. Dr. Cengiz Yıldırım’a tevdi edildi.
2020 TÜBA-TESEP Ödülleri’ne Prof. Dr. Alp Can’ın “Yaşam Bilimlerinde A’dan Z’ye: Mikroskopi”, Doç. Dr. Ersin Erdoğan’ın “Hakem Kararlarının kesin Hüküm Etkisi”, Prof. Dr. Altay Tayfun Özcan’ın “Hazar Kağanlığı ve Etrafındaki Dünya”, Ar. Gör. Kübra Fettahoğlu “Rasathane-i Amire (1868 – 1922)”, Dr. Ömer Gezer’in “Kale ve Nefer: Habsburg Serhaddinde Osmanlı Askeri Gücü (1699 – 1715)”, Doç. Dr. Evren Küçük’ün “Savaşta Diplomasi: Adana – Yenice Gizlice Görüşmeleri (30-31 Ocak 1943) ve Fatma Betül Altıntaş’ın “Tarihsel Eleştiri Yöntemleri: Tenkidi ve İslami Rivayetlere Uygulanması Sorunu” adlı eserlerine takdim edildi. Ayrıca 2020 Yılı TÜBİTAK Bilim Ödülü’nü mühendislik bilimleri alanında TÜBA Asli Üyesi Prof. Dr. Hilmi Volkan Demir aldı.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, Danıştay’ın 157. Kuruluş Yıl Dönümü Töreni’nde yaptığı konuşmada, “Adaletin tecellisi için uğraşan yargı mensuplarımızın, kimi zaman ailelerini ve çocuklarını da işin içine katarak hedef gösterilmesi, hele hele meydanlarda yuhalatılması yanlış olduğu kadar büyük bir sorumsuzluktur. Nezaket kuralları korunarak eleştiriler yapılabilir ama eleştiri bahanesiyle kimse yargı mercilerine parmak sallayamaz” dedi.
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Danıştay Konferans Salonu’nda düzenlenen, “Danıştay’ın 157. Kuruluş Yıl Dönümü Töreni”ne katılarak bir konuşma yaptı.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, binlerce yıllık devlet geleneklerinin en önemli prensibinin “devlet ebed müddet” olarak tarif ettikleri devamlılık olduğunu söyledi.
Devlet anlayışının bu devamlılığının, iki ilke üzerine bina edildiğini vurgulayan Cumhurbaşkanı Erdoğan, şöyle konuştu: “Bunlardan ilki eşref-i mahlukat olan insana atfedilen önemdir. Şeyh Edebali’nin ‘İnsanı yaşat ki devlet yaşasın’ sözü işte bu hakikatin altını çizmektedir. İkincisi ise hiç şüphesiz, mülkün temeli olarak gördüğümüz adalettir. Çünkü bizim inancımızda varlık, adalet üzere yaratılmıştır. Bu yönüyle adalet, hikmeti ilahinin yeryüzünde tecelli etmesi, dirlik ve düzenin ancak bu ölçü ekseninde tesis edilmesidir. Adalet terazisindeki en küçük bir sapma, Allah muhafaza, tamiri de telafisi de mümkün olmayan yıkıcı sonuçları her zaman gebedir.”
“HUKUK DEVLETİNİN EN TEMEL İLKELERİNDEN BİRİ İDARENİN DENETİMİDİR”
Cumhurbaşkanı Erdoğan, her bir vatandaşın hak ve hukukunun korunup gözetilmesi, güçsüzün güçlüye asla ezdirilmemesinin son derece önemli olduğunu belirtti.
“Zor kapıdan girerse töre bacadan çıkar” sözünü anımsatan Cumhurbaşkanı Erdoğan, sözlerini şöyle sürdürdü: “Divanu Lugati’t-Türk’te yer alan bu söz, toplumdaki nizam ve intizamın, adalete duyulan güvenin, kıyamet kopsa dahi adaletin tecelli etmesinin ancak ve ancak hukuk devletiyle sağlanabileceğini ifade eder. Hukuk devletinin en temel ilkelerinden biri ise idarenin denetimi, yani idari eylem ve işlemlerin tamamının yargısal denetime açık olmasıdır. İşte, Danıştayımız tam 157 yıldır böylesine hayati bir görevi ifade etmektedir. İnceleme, danışma ve karar organı olarak idareyi yargı yoluyla denetlemekte, temyiz merci sıfatıyla kamu ile vatandaş arasındaki uyuşmazlıkları çözüme kavuşturmaktadır. Diğer yüksek mahkemelerimiz gibi Anayasa ve kanunları uyulmasını, meri hukukun titizlikle uygulanmasını sağlamaktadır. Bu itibarla milletimiz adına karar verme sorumluluğunu yüksek bir vazife şuuruyla yerine getiren Danıştay Başkanlığımızın tüm mensuplarına bir kez daha teşekkür ediyorum.”
Cumhurbaşkanı Erdoğan, devletin ancak adaletle hükmettiği takdirde devlet olabileceğini dile getirdi.
Devletin alameti farikasının adalet olduğunu vurgulayan Cumhurbaşkanı Erdoğan, şunları söyledi: “Haksızlığa yol veren, mağduriyetleri gideremeyen, haklıya hakkını teslim edemeyen hiçbir otorite varlığını sürdüremez. Adalete olan inancın temelinden sarsıldığı bir ülkede ne yaparsanız yapın, huzuru, güveni, barışı, demokrasi ve istikrarı tesis edemezsiniz. Gerek adli gerekse idari yargıda görev yapan hâkim ve savcılarımız, milletimizin geleceği, huzuru ve esenliği adına çok önemli bir mesuliyeti yerine getirmektedir. İbn-i Haldun, ‘Basiret gözüyle bakan kimse adaletli ölçüyü bulur’ diyor. Anayasa’ya, kanuna ve hukuka uygun olarak vicdani kanaatleri doğrultusunda karar veren yargı mensuplarımızın bu bilinçle vazifelerini icra etmelerini bekliyoruz.”
Cumhurbaşkanı Erdoğan etkin, güçlü, hızlı ve erişilebilir bir adaletin hükûmetlerinin önceliklerinin en başında olduğunu, göreve geldikleri ilk günden beri hep bunun için çalıştıklarını vurguladı.
Yargı sisteminin güçlendirilmesi ve daha işlevsel bir zemine oturtulması için bugüne kadar pek çok düzenlemeyi hayata geçirdiklerini hatırlatan Cumhurbaşkanı Erdoğan, yasa ve anayasa değişikliklerini reform ve strateji belgeleriyle desteklediklerini dile getirdi.
Adalet hizmetlerinin vatandaşlara en üst seviyede sunulması için tüm imkânları seferber ettiklerini belirten Cumhurbaşkanı Erdoğan, şunları kaydetti: “Vesayet dönemlerinin acı bir hatırası olarak yıllarca insanımızı bizar eden üstünlerin hukukunu milletimizin de desteğiyle geride bıraktık, yerine hukukun üstünlüğü ilkesini bu ülkede egemen kıldık. Geçmişte, adalet dairesinin merkezi bazılarına daha yakındı. Hamdolsun biz bunu herkese eşit mesafeye getirmeyi başardık. Darbeleri ayakta alkışlayan yargı yerine, 15 Temmuz ihaneti sonrası olduğu gibi milletin iradesine kasteden darbecilere hak ettikleri hükmü giydiren adil ve demokratik bir yargı rejimini kurduk. Yargının bağımsızlığına tarafsızlık ilkesini ekledik. Hak arama yollarını alabildiğine genişlettik, yeni kurumlar ihdas ettik.”
“YAPANIN YANINA KAR KALIYOR TÜRÜ ÖN KABULLERİN TOPLUMDA YERLEŞMESİNE MÜSAADE ETMEYECEĞİZ”
Cumhurbaşkanı Erdoğan, son 23 yılda fiziki ve teknik altyapıdan temel hak ve özgürlüklere, temel kanun ve mevzuat değişikliklerinden ceza infaz sistemine, alternatif uyuşmazlık çözüm yöntemlerinden kurumsal değişikliklere, icra ve iflas sisteminden adli sicil işlemlerine, yargıda hedef sürelerden özlük haklarına çok geniş bir yelpazede adalet hizmetlerini günden güne geliştirdiklerini, iyileştirdiklerini ve tahkim ettiklerini belirtti.
Danıştayın üye sayılarını artırdıklarını, hâkim ihtiyacını karşıladıklarını ve yardımcı personel sorununu çözdüklerini anımsatan Cumhurbaşkanı Erdoğan, Danıştayı 2012’de yeni hizmet binasına, 2023’te yeni sosyal tesisine kavuşturduklarını söyledi.
İdari yargıdaki mahkeme sayısını yüzde 60 oranında artırarak önemli bir eşiği daha geride bıraktıklarını dile getiren Cumhurbaşkanı Erdoğan, 2002’de 146 olan idari yargıdaki faal ilk derece mahkemelerinin sayısını 233’e yükselttiklerini aktardı.
Hataları asgari seviyeye indirecek ve temyiz mahkemelerindeki yığılmayı önleyecek şekilde istinaf incelemesi yapmak üzere bölge idare mahkemelerini 9 bölgede faaliyete geçirdiklerini anımsatan Cumhurbaşkanı Erdoğan, böylece Danıştayın iş yükünü önemli ölçüde azaltırken uyuşmazlıkların daha kısa sürede çözülmesini temin ettiklerini kaydetti.
“VATANDAŞLARIMIZIN HAK VE HUKUKUNUN KORUNMASI NOKTASINDA KARARLIYIZ”
İdari yargı teşkilatını güçlendirmek için daha pek çok yeniliği, değişikliği ve düzenlemeyi hayata geçirdiklerini, 23 Ocak’ta açıkladıkları 4. Yargı Reformu Strateji Belgesi ile tüm çalışmaları bir adım daha öteye taşıdıklarını belirten Cumhurbaşkanı Erdoğan, şunları ifade etti: “Son dönemde milletimizi en fazla rahatsız eden cezasızlık algısının önüne geçecek kapsamlı düzenlemeleri kamuoyumuzla paylaştık. Şu konuda son derece kararlıyız. ‘Yapanın yanına kar kalıyor’ türü ön kabullerin her ne sebeple olursa olsun toplumda yerleşmesine müsaade etmeyeceğiz. Hukuka, nizama, kanunlara uyan vatandaşlarımızın hak ve hukukunun korunması noktasında kararlıyız. Bundan en küçük bir taviz vermeyeceğiz. Suç işleyenlerin, suçtan kibirlenenlerin, kendini yasadan, devletten üstün görenlerin tepelerine binmeye devam edeceğiz. Yine bu süreçte ortaya çıkan onca ihanetten sonra bile devlete, millete ve demokrasimize pusu kurmaktan vazgeçmeyen FETÖ ile mücadelemiz güçlenerek devam edecektir. ‘Su uyur ama FETÖ’nün sinsi hücreleri uyumaz’ gerçeği örgüte yapılan her operasyonla kendisini bir kez daha hatırlatıyor. FETÖ ile mücadelede yaşanacak herhangi bir zafiyetin Allah korusun ülkemize, özellikle de devletimize çok ağır bedelleri olacaktır.”
“YARGI MENSUPLARIMIZIN HEDEF GÖSTERİLMESİ, BÜYÜK BİR SORUMSUZLUKTUR”
Yargının, FETÖ’nün nasıl büyük bir tehdit, nasıl habis bir yapı olduğunu en iyi bilen devlet organlarından biri olduğuna işaret eden Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Unutmayalım ki tarih, ibret alınmazsa tekerrür eder. Yakın geçmişte yaşadığımız acıların ve ihanetlerin tekrarının önüne ancak akılla, dirayetle, tecrübeyle ve tarihten ibret alarak geçebiliriz. Diğer türlü milletimize, devletimize ve umudunu Türkiye’nin güçlenmesine bağlamış 100 milyonlarca mazluma karşı görevlerimizi ihmal etmiş oluruz” diye konuştu.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, bu konuda güvenlik ve istihbarat birimleri gibi yargının da gereken dikkat, teyakkuz ve hassasiyeti göstermeyi sürdüreceğine inandığının altını çizerek, şunları kaydetti: “Adaletin tecellisi için uğraşan yargı mensuplarımızın kimi zaman ailelerini ve çocuklarını da işin içine katarak hedef gösterilmesi, hele hele meydanlarda yuhalatılması yanlış olduğu kadar büyük bir sorumsuzluktur. Yargı mercilerinin baskı altına alınmasının hiçbir haklı gerekçesi yoktur. İster siyasetçi ister gazeteci olsun halkın huzuruna herkes, Anayasa ve yasalar çerçevesinde hukukun sorunsuz işlemesine, suç varsa hesabının mutlaka sorulmasına yardımcı olmalıdır. Elbette nezaket kuralları korunarak eleştiriler yapılabilir ama eleştiri bahanesiyle kimse yargı mercilerine parmak sallayamaz.”
Bugüne kadar hükûmetin tasarrufları konusunda yargı organlarıyla aralarında ortaya çıkan görüş ayrılıklarında tavırlarının hep bu yönde olduğunu belirten Cumhurbaşkanı Erdoğan, kararlarını tenkit etseler dahi yargı mensuplarını ve organlarını daima ayrı bir yerde tuttuklarını, güncel tartışmalarla ilgili aynı özeni gösterdiklerini söyledi.
“TÜRKİYE YÜZYILI’NDA, TECRÜBESİNDEN EN FAZLA İSTİFADE EDECEĞİMİZ KURUMLARIMIZDAN BİRİ DANIŞTAYIMIZ OLACAKTIR”
Kamuoyunun gözünü ve kulağını çevirdiği herkesin aynı itinalı üslupla hareket etmesini ümit ve arzu ettiklerini dile getiren Cumhurbaşkanı Erdoğan, “İçinde bulunduğumuz 21. Asrı Türkiye Yüzyılı yapmak hedefiyle yürüttüğümüz çalışmalarda birikiminden, tecrübesinden, vizyonundan ve rehberliğinden en fazla istifade edeceğimiz kurumlarımızdan biri Danıştayımız olacaktır. Özellikle iç kalemizin güçlendirilmesine yönelik attığımız adımlarda devletimizin tüm birimleri gibi sizlerin de desteğine güvendiğimizi, sizlerin de yapıcı katkılarınızı beklediğimizi vurgulamak istiyorum” ifadelerini kullandı.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, konuşmasının sonunda Danıştayın 157. Kuruluş yıl dönümünün ülke, millet, hukuk ve yargı camiası için hayırlara vesile olmasını temenni etti.
Törene, TBMM Başkanı Numan Kurtulmuş, Cumhurbaşkanı Yardımcısı Cevdet Yılmaz, Adalet Bakanı Yılmaz Tunç ile yüksek yargı kurumlarının başkanları ve davetliler katıldı.
Başta aziz şehitlerimizin emanetleri olan annelerimiz olmak üzere evlatlarını vatanına, milletine ve insanlığa hizmet yolunda yetiştiren tüm annelerimizin Anneler Günü’nü kutluyoruz.
“Anneler toplumun vicdanıdır. Onların şefkati, duası ve fedakârlıkları hayatımıza anlam katar. Sevgi, merhamet ve mücadele duygularının kaynağı olan anneler, evlatlarına umut verir ve değer kazandırırlar. Sadece ailelerini değil, içinde yaşadıkları toplumu da şekillendirirler.
Dünyamızı şefkatiyle, sevgisiyle güzelleştiren annelerimiz. İyi ki varsınız.
Size daha iyi hizmet sunabilmek amacıyla çerezleri kullanıyoruz. Çerezler Hakkında Aydınlatma Metni için tıklayınız. www.kimlerburada.com Bu siteyi kullanmaya devam ederseniz, Gizlilik ve Çerez Politikamızı kabul etmiş olursunuz.
Size daha iyi hizmet sunabilmek amacıyla çerezleri kullanıyoruz. Çerezler Hakkında Aydınlatma Metni için tıklayınız. www.kimlerburada.com Bu siteyi kullanmaya devam ederseniz, Gizlilik ve Çerez Politikamızı kabul etmiş olursunuz.
Gerekli cookie, sayfa gezinmesi ve web sitesinin güvenli alanlarına erişim gibi temel işlevleri etkinleştirerek bir web sitesi kullanıma yardımcı olur. Web sitesi bu cookie olmadan düzgün çalışamaz.
Tercih cookies, bir web sitesinin, tercih ettiğiniz diliniz veya bulunduğunuz bölgeniz gibi, web sitesinin davrandığını veya görünüşünü değiştiren bilgileri hatırlamasını sağlar.
İstatistik
İstatistik cookies, web sitesi sahiplerinin anonim olarak bilgi toplayıp bildirerek ziyaretçilerin web siteleriyle nasıl etkileşimde bulunduğunu anlamalarına yardımcı olabilir.
Pazarlama
Pazarlama cookies, ziyaretçileri web sitelerinde izlemek için kullanılır. Amaç, bireysel kullanıcıya ilgi çekici ve böylece yayıncılar ve üçüncü taraf reklamverenler için daha değerli olan reklamları görüntülemektir.
Sınıflandırılmamış
Sınıflandırılmamış cookies, bireysel kurabiye sağlayıcıları ile birlikte sınıflandırma sürecinde olduğumuz cookies.