Tarihinde sayısız medeniyetlerin durağı olmuş, kuruluş tarihi kesin olarak bilinmemekle birlikte, tarihe tanıklık eden izlere bakıldığında insanoğlunun yerleşik düzene geçtiği dönemlere kadar uzanan bir geçmişe sahip olmuş, Malazgirt ovasından Türklere yurt olarak adanmış topraklarında Selçuklu ve Osmanlının kervansaraylarının güzergâhı ve bir ticaret merkezi haline gelmiş ve Birinci Dünya Savaşı sonrasında Gazi Mustafa Kemal Atatürk’ün liderliğindeki ulusal direniş hareketinin yönetildiği belirgin bir konum üstlenerek Ulusal Kurtuluş Savaşı’nın zaferle sonuçlanmasından sonra 13 Ekim 1923 tarihinde işgalden kurtulan Türk yurdunun yeni başkenti ilan edilmiş, Günümüzde sanayi, bilişim ve bürokrasinin kalbinin attığı şehrimizdir ANKARA.
İyi ki varsın yazı dizimde, Türkiye’deki birçok markaları, marka üretimlerinde bulunmuş hayatı tamamen ticarette geçmiş son 16 yılını kariyer çelik kapı kariyer Grup Metal ve en son ise PLANTİNYUM Savunma Sanayi HOLDİNG’ ini kurarak ticari hayatına tam hızla devam edip, Ülkemizde ve yurtdışında çelik kapı imalatında kendisinin ismini altın harflerle yazdırmayı başarmış bir değer Mustafa ÇITAK yer verdim.
1967 yılında Ankara’ da dünyaya geldi . Mustafa ÇITAK aslen, Türkmen diyarı, Osmanlı şehzadelerinin yetiştiği Çorum İli Osmancık’ lıdır
Mustafa ÇITAK Öğrenim yıllarımda Ankara’ nın önemi büyük, daha İlk Okulun 5. sınıfında, Çekirdekcilik, Ayakkabı Boyacılığı ile beraberinde simit satmaya başladım. Yaşamın tam da içerisinde olduğumu fark ettim diyor ve ekliyor. “Türk aile yapısı çerçevesinde ve çocukların içinde şekil aldıkları aile yapılarını sos-yal hareketlilik ve sosyal ilişkiler bağlamı içerisinde, ilkokul yıllarımda, ailemizin yapısında meydana gelen işlevsel değişim ve dönüşümünden kaynaklanacak ki, Aile kavramında ki hem iç ilişkileri hem de toplumsal olarak öğrendim. Aileme katkıda bulunmak amacı ile, birçok küçük ticaretler de olsa hep çalışarak hayatımı kazanmaya çalıştım Hatta birkaç işte çalışarak okumadım ama kendimi alaylı tabir ettiğimiz alaylı olarak yetiştirdim. Ankara Ayrancı Lisesinden mezun olduktan hemen sonra, ticari hayatına birçok sektörde çalışma teknolojileri geliştirerek, tam da gençliğinin baharında başlamasından dolayı hayat okulunda Lisans Diplomasını aldım.
Mustafa ÇITAK “Hayata her zaman farklı bir yerden baktım” hayatı boyunca büyümeye hedefledi, her duasında, her yalvarışın da hedeflediği şeyleri yapmaya çalıştı ve başardı. İnsanlara yardım etmeyi, onların dertleri ile hem hal olmayı benimseyerek, insanların hep yüzlerinin gülmesi için kendini PERSONELİ ne adadı Bu felsefe ile Başkent Ankara’ da Saray Kazancılar Sitesinde “Kariyer Grup” u kurdu. Grup bünyesinde “Çelik Kapı, İç Oda Kapıları, Yangın Kapıları, imalatı da yapıyor.
Türkiye’nin ve Dünya’nın ileri gelen çelik kapı firması olmayı hedefleyen KARİYER ÇELİK KAPI hizmetlerini müşterilerine her gecen gün daha da iyi sunmayı planlamaktadır. KARİYER ÇELİK KAPI, kurumsal ve vizyon sahibi çizgisinden hiçbir zaman vaz geçmemiştir. KARİYER ÇELİK KAPI, teknolojik gelişmeleri takip ederek ürün kalitesinde çıtayı sürekli yükselterek Türkiye ve dünya genelinde en iyi yerlere ulaşmayı hedeflemektedir.
Mustafa ÇITAK Bütün yaptığı işlerde bir üst kademeyi hedefledi. “Kariyer ,Kariyer” sözleri ile Kariyer Çelik Kapı Firmasında düstur ve Kurumsallaşma hedeflerinden ödün vermedi. Bu nedenle tertemiz bir Kariyer sahifesi yazdı ve hiçbir zaman leke getirmedi. Covid 19 döneminde bile, çalışmış olduğu Firmaların tamamında hem Yurt içi hem de Yurt dışı üretimlerinde , prensip ilkelerinden taviz vermedi.
Mustafa ÇITAK, Covid 19 dönemine , tüm çalışanlarımız ile birlikte göğüs gerdik . Bir çok Firma sahipleri küçülme yada kapanma yolunu tercih ettilerse de, “Kariyer Çelik Kapı “ olarak firmasında bunu asla düşünmedi. Zor dönemler yaşanılan günlerde kendi personelleri her ne şekilde olursa olsun, hep yanlarında olmayı hedefledi. Mustafa ÇITAK , hayatımın baharında ,gençliğimin ilk yıllarında zor süreçlerden gelmenin avantajları desem yalan olmaz diyor. Azmim ve dirayetimden asla ama asla taviz vermedim. Su sattığım dönemlerde Testimi kırdılar. Ben yılmadım. 1 değil 3 testi ile devam ettim diyerek sözlerinin devamın da “Anlattığım gibi çekirdek, su satarak, tabiri caizse engellerle dolu yollardan geçerek, çok çalışarak bu günlere geldim. Ülkemizde birçok markaların ve Firmaların Kurumsallaşma yolunda geldikleri noktalarda, başarılı hayat hikâyelerinde çok çalışma ve azim söz konusu. Firmamız Kariyer ÇelikKapı’nın başarı hikâyesinin altında yatan gerçekte ,”Büyüme hedefi, dürüst ve düzgün çalışma ortamı” olduğunun altını çiziyor.
Koç Holding Kurucusu merhum Vehbi Koç ‘ un şu sözünü kendime ilke edinerek çalışmalarıma hız verdim “Hayat üniversitesi diploma vermeyen bir üniversitedir. Her gün ders alınacak o kadar çok gelişmeler oluyor ki! Bunlardan hepimiz istifade etmeliyiz.”
Buradan yola çıkarak ,söylemeye de devam edeceğim Allah bana nefes verdiği sürece istihdam yaratmaya, iş, aş, ekmek vermeye devam edeceğim, Allah bize, biz de takım arkadaşlarımıza her zaman için ekmek vermeye Aş vermeye devam edeceğiz. Diyor
Bir kız bir oğlan çocuğu olan Mustafa ÇITAK’ ın masal bebek isimli torunu var. Onun olmazsa olmazı. Ülkesine ve doğup büyüdüğü ve istihdam kaynaklarını seferber ettiği Ankara’ ya olan vefası, hayatın tamda içerisinde olmasının kaynağında yatan girişimciliğinde sahip olduğu vizyonu, ve iş tecrübesi, başarılarına gıpta ve hayranlıkla baktığımız Ankara’nın sevilen aranan siması olmasının yanı sıra, hep yapıcı, pozitif yaklaşımı ve yardım sever kişiliği ile her daim etrafına yaymaya çalıştığı bilgi, beceri, deneyimleri ve istihdama kazandırdığı değerleri sebebiyle, sözlerimizin sonunda
İyi ki varsın Mustafa ÇITAK diyorum. Levent KANDEMİR
Cumhurbaşkanı Erdoğan, Adıyaman’da 350 Bininci Afet Konutu Anahtar Teslimi Töreni’nde yaptığı konuşmada, deprem bölgesini ve depremzedeleri hiç yalnız bırakmadıklarını vurgulayarak, “11 ilimizde yapımını tamamladığımız 350 bininci yuvamızın anahtarlarını hep birlikte teslim etmenin gururunu yaşıyoruz. Yeni yuvalarımızın hayırlı olmasını diliyor, Rabbimden hanelerine kavuşan her bir kardeşimizin evine; huzur, güven ve bereket vermesini niyaz ediyorum” dedi.
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Adıyaman’da “350 Bininci Afet Konutu Kura Çekimi, Anahtar Teslimi ve Yapımı Tamamlanan Yatırımların Toplu Açılış Töreni”ne katılarak bir konuşma yaptı.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, kendisini havalimanından şehir merkezine kadar büyük heyecanla karşılayan Adıyamanlılara teşekkür etti. “Sizin sevginize, samimi dualarınıza mazhar olmaktan daima onur duydum. Bugüne kadar biz de sizin bu teveccühünüze halel getirmedik. Size mahcup olmadık. Sizinle olan kavlimize gölge düşürmedik. Hamdolsun bu şekilde de yolumuza devam ediyoruz” diyen Cumhurbaşkanı Erdoğan, millete, ülkeye ve Adıyaman’a hizmet etmekten başka gayelerinin, insanların derdine çare bulmaktan, sıkıntılarına, sorunlarına çözüm üretmekten başka hiçbir amaçlarının bulunmadığını söyledi.
“SİZİ BİR AN ÖNCE GÜVENLİ YUVALARINIZA KAVUŞTURMAK İÇİN ADETA ÇIRPINIYORUZ”
Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Biz yaraları sarmanın derdindeyiz. Biz taş üstüne taş koymanın, ülkeye ve millete eser kazandırmanın peşindeyiz. Sizler de zaten çok iyi görüyorsunuz. Gece gündüz demeden sizin için çalışıyor, sizi bir an önce güvenli yuvalarınıza kavuşturmak için adeta çırpınıyoruz” diye konuştu.
Bugün Anadolu İrfanı’nın sembol şehirlerinden biri olan Adıyaman’da devletin gücüyle milletin dayanışmasının nasıl tek yürek hâline geldiğine tanıklık ettiklerini dile getiren Cumhurbaşkanı Erdoğan, 11 ilde yapımı tamamlanan 350 bininci yuvanın anahtarlarını hep birlikte teslim etmenin gururunu yaşadıklarını kaydetti.
Nemrut’un şafakla buluşan ihtişamından, Fırat’ın coşkun akan sularından ilham alan Adıyaman’ın bu coğrafyanın hem iradesi hem de direnci olduğunu belirten Cumhurbaşkanı Erdoğan, Kahta’nın bağlarında bereketin, Besni’nin sokaklarında alın terinin izleri olduğunu anlattı.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Bu şehir sabrıyla dağlar gibi duran acıyı bağrına basıp yeniden ayağa kalkmayı bilen bir milletin adeta canlı hafızasıdır. Adıyaman, kardeşliğin, vefanın, dayanışmanın ve dirilişin şehirleşmiş hâlidir” görüşlerini paylaştı.
“DEPREM BÖLGESİNİ VE DEPREMZEDELERİMİZİ HİÇ YALNIZ BIRAKMADIK”
Adıyaman’ın 6 Şubat’ta çok büyük acı ve yıkım yaşadığını, 53 binden fazla canın toprağa verildiği asrın felaketinde Adıyaman’la birlikte 11 ilin zarar gördüğünü anımsatan Cumhurbaşkanı Erdoğan, şöyle devam etti: “Millet ve devlet olarak gerçekten çok zor bir imtihanla sınandık. Dünyada çok az milletin taşıyabileceği büyüklükte devasa bir yükün altından omuz omuza vererek hamdolsun başarıyla kalktık. Ama bu süreçte herkes iyi bir sınav veremedi. Millet burada can derdindeyken siyasi rant hesabı yapan vicdansızlar çıktı. Devletimiz tüm imkânlarını seferber etmişken, yüreği yaralı depremzedelerimizi devletimize karşı kışkırtanlar oldu. Oy tercihlerinden dolayı depremzedelerimizin kapı dışarı atıldığı, aşağılandığı, horlandığı sahnelere şahitlik ettik. Seçimlerden önce bol bol fotoğraf çektirip bir daha yolları buralara hiç düşmeyen deprem turistlerini gördük. Bedava ev sözü verip daha sonra kulaklarının üzerine yatan yalancılarla karşılaştık. Lafa gelince mangalda kül bırakmayanları medyada ve sosyal medyada hükûmet düşmanlığı yapanları, meydanlarda bol keseden atıp tutanları şimdi ne gören ne duyan var. Sandıklar kapandı, seçim bitti. Mürailerin de deprem bölgesiyle işi bitti. Biz ise deprem bölgesini ve depremzedelerimizi hiç yalnız bırakmadık. Buradaki çalışmalardan elimizi bir an olsun çekmedik. Sizlerin talep ve beklentilerine kulaklarımızı hiçbir zaman tıkamadık. Sadece enkazları kaldırmadık, çok daha önemlisi Anka kuşu misali milletçe küllerimizden yeniden doğduk, Adıyaman’da doğduğumuz gibi.”
“DEPREMDEN ETKİLENEN TÜM ŞEHİRLERİ YENİDEN AYAĞA KALDIRIYORUZ”
Bir yandan vatandaşları yeni evlerine kavuşturduklarını, diğer yandan da depremden etkilenen tüm şehirleri yeniden ayağa kaldırdıklarını söyleyen Cumhurbaşkanı Erdoğan, eylülde Malatya’da 304 bininci konutun anahtarını teslim ettiklerini hatırlattı.
Bugün de söz verdikleri gibi konutların yüzde 78’ini tamamladıklarını, 350 bininci konutun anahtarlarını Adıyaman’da teslim ettiklerini belirten Cumhurbaşkanı Erdoğan, şöyle devam etti: “Depremin üzerinden geçen iki yılda sadece Adıyaman’da 38 bin 157 konut ve iş yerini kardeşlerimize teslim ettik. Türkiye’nin en büyük ikinci şantiye alanını Adıyaman’ımızda kurduk. İndere’de 5 milyon metrekarelik devasa alanda 16 bin yuvamızı tamamlayarak, 100 bine yakın vatandaşımızı içinde güvenle, huzurla yaşayacakları konutlarıyla inşallah buluşturacağız. Bugün Adıyaman’ımızla birlikte Malatya’mızda 21 bin 760, Hatay’ımızda 11 bin 320, Kahramanmaraş’ımızda 6 bin 523, Gaziantep’imizde 3 bin 834, Şanlıurfa’mızda 644, Elazığ’ımızda 354, Osmaniye’mizde 214, Tunceli’mizde 97, Sivas’ımızda 79, Bingöl’ümüzde 62, Diyarbakır’ımızda 50, Kayseri’mizde 15, Adana’mızda 14 olmak üzere toplam 45 bin 342 yuvamızı daha teslim ediyoruz. Böylece 11 ilimizde toplam 350 bin 178 bağımsız bölümün anahtarlarını hak sahibi kardeşlerimize takdim etmiş oluyoruz. Hayırlı uğurlu olsun.”
Cumhurbaşkanı Erdoğan, deprem konutları ve iş yerleriyle birlikte ayrıca Gençlik ve Spor Bakanlığının 10 projesini, İçişleri Bakanlığının 11 projesini, Millî Eğitim Bakanlığının da 99 okul yatırımını resmen hizmete verdiklerini bildirerek, “Bunların da hayırlı uğurlu olmasını diliyorum. İnşallah yıl sonunda Adıyaman’ımızda 40 bin 993 konut ve 2 bin 580 iş yeri olmak üzere toplam 43 bin 573 konut ve iş yerini, deprem bölgemizin tamamında ise 453 bin bağımsız bölümü teslim etmeyi hedefliyoruz” ifadelerini kullandı.
“ADIYAMAN’IMIZ İNŞALLAH HIZLI TRENİN SÜRAT VE KONFORUYLA BULUŞACAK”
Depremde hasar gören 235 kilometre uzunluğundaki Malatya-Gölbaşı-Narlı-Nurdağı Demir Yolu Hattı’nın 15 Eylül’de yeniden kullanıma açıldığını anımsatan Cumhurbaşkanı Erdoğan, “93 kilometre uzunluğundaki Gölbaşı-Adıyaman- Kahta Hızlı Demir Yolu’nun proje çalışmaları sona erdi. Bu önemli proje hayata geçtiğinde Adıyaman’ımız inşallah hızlı trenin sürat ve konforuyla buluşmuş olacak” dedi.
Alandakilere 6 Şubat 2023 depremlerinin ardından Adıyaman’da yaraları sarmak için yapılan çalışmaların yer aldığı bir video izleten Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Sevgili Adıyamanlılar, atalarımızın dediği gibi ‘iş bilenin, kılıç kuşananın.’ Biz eserlerimizle, hizmetlerimizle konuşuyoruz. Şunu lütfen hiçbir zaman unutmayınız: Bizim boş işlerle, boş tartışmalarla kaybedecek tek bir saniyemiz yok. Millete ve memlekete hiçbir hayrı dokunmayan sahte ve sanal gündemler bizim umurumuzda bile değil” diye konuştu.
Bunu özellikle söylediğini vurgulayan Cumhurbaşkanı Erdoğan, konuşmasını şöyle sürdürdü: “Ana muhalefetin başındaki zat, günlerdir hem çok çirkin ifadelerle bizi, yargı mensuplarımızı ve yolsuzluk iddialarının üzerine giden herkesi hedef alıyor. Muhalif kimliğiyle öne çıkan gazetecileri sırf hoşlarına giden cümle kurmadılar diye milletin kesesinden besledikleri trol ordularına linç ettiriyor. Son seçimde beraber kapı kapı gezdikleri, ‘Kazanırsak Türkiye’yi uyum içinde yöneteceğiz.’ dedikleri eski ittifak ortakları bile bunların öfkesinden kurtulamıyor. Öyle bir faşizm ki aykırı tek bir söze, fikre, görüşe tahammülü yok. Sözlerine bakıyorsunuz ne nezaket ne derinlik ne de tutarlılık var. Hâllerine bakıyorsunuz ne olgunluk ne de oturduğu koltuğun hakkını veren bir duruş var. Her gün bir yalanı ortaya çıkıyor, her gün çark ediyor. Sürekli geri vitese takıyor. Yalan makinesi mi ana muhalefetin genel başkanı mı ayırabilene helal olsun. Bunu söyleyince beyefendiler hemen rahatsız oluyor. İyi de bir partinin genel başkanına o üslup, o dil, o hakaretler hiç yakışıyor mu? Bu ülkenin ana muhalefet partisinin genel başkanı sokak ağzıyla siyaset yapar mı? Sizler de mecburen bu rezil üsluba maruz kalıyorsunuz. Oradan oraya sürüklediği CHP’li vatandaşlarımıza her gün 3-5 defa konuşuyor.”
“SUÇ ÖRGÜTÜ YAKAYI ELE VERDİĞİNDEN BU YANA MUVAZENEYİ İYİCE YİTİRDİ”
CHP Genel Başkanı Özgür Özel’in elinden mikrofonun hiç eksik olmadığını ifade eden Cumhurbaşkanı Erdoğan, şunları kaydetti: “Peki ne dediğini anlayabilen var mı? Ne demek istediğini çözebilen var mı? Yolsuzlukları savunmak dışında yaptığı bir iş var mı? Şimdiye kadar milletin ve memleketin faydasına kurduğu bir cümle var mı? Suç örgütü yakayı ele verdiğinden bu yana muvazeneyi iyice yitirdi. Çıkıyor her gün yargı mensuplarına hakaret ediyor. Sabah akşam birilerini tehdit ediyor. Allah aşkına yargıyı siyasallaştırmanın, hukuki davaları güncel siyasete meze etmenin, milletin kesesinden zenginleşenler haricinde kime ne faydası olacak? Şurası bir gerçek; CHP Genel Başkanı’nın dürüstlükten ve siyasi olgunluktan uzak bu üslubu, en fazla CHP’li vatandaşlarımızı rencide etmektedir. Gazi Mustafa Kemal’in partisinin düşürüldüğü bu kötü durumdan bizim kadar onlar da rahatsız, onlar da şikayetçi. Anlaşılan onlar bu zatın iş bilmezliğinden yılmışlar, bıkmışlar, usanmışlar. Yani nereden tutsanız elinizde kalan, nereden baksanız hayal kırıklığı yaşatan, zavallı, zayıf bir karakterle karşı karşıyayız. Sınırlarımızın ötesinde bu kadar çatışma ve kriz varken ülkemiz içinde milletimiz bizden sorunlarına çözüm beklerken, biz bu zatın yaptıklarıyla, söyledikleriyle, çok daha önemlisi söylemeye cesaret edemedikleriyle zerre kadar ilgilenmiyoruz. Bu zatın milletin milyarlarca lirasını iç eden, talan eden, başında bulundukları belediyeleri arpalığa çeviren şebekeyi aklama çabalarıyla ilgilenmiyoruz. Bu şahsın artık iyice gençlerin eğlencesi hâline dönüşen garip, komik ve zavallı hâlleriyle ilgilenmiyoruz. Biz sadece işimize bakıyoruz. Milletimize verdiğimiz sözleri her ne pahasına olursa olsun tutmaya bakıyoruz. Tüm mücadelemiz bunun içindir. Tüm gayretimiz sizleri bir an önce yuvalarınıza kavuşturmak içindir. Bunu da öyle laf olsun, hamaset olsun diye söylemiyorum. Tam tersine hakikatler böyle olduğu için bunları ifade ediyorum. Biz lafla değil, eserle konuşan bir anlayışın sahibiyiz.”
“ŞEHİRLERİMİZİN ÇEHRESİNİ DEĞİŞTİREN PROJELERLE YOL ALIYORUZ”
“Ana muhalefet ile aramızdaki zihniyet farkını görmek için şu rakamlar bile yeterlidir; bugün deprem bölgesindeki 11 ilimizde 174 ayrı alanda 3 bin 481 şantiyede 200 bin mimar, mühendis ve işçi kardeşimiz 7 gün 24 saat esasıyla çalışıyor” diyen Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Dikkatinizi çekiyorum; dakikada 3, saatte 23, günde 550 yeni konut yapıyoruz. İnsanımızın hayatına dokunan, şehirlerimizin çehresini değiştiren projelerle yol alıyoruz” ifadelerini kullandı.
Geçen günlerde 500 bin sosyal konut projesini ilan ettiklerini ve 10 Kasım’da da başvuruların başladığını hatırlatan Cumhurbaşkanı Erdoğan, milletin projeye çok yoğun ilgi gösterdiğini belirtti.
Kampanya kapsamında Adıyaman’a 5 bin sosyal konut yapacaklarını bildiren Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Merkezde, Besni’de, Çelikhan’da, Gerger’de, Gölbaşı’nda, Kahta’da, Samsat’ta, Tut’ta yerlerimizi belirledik” diye konuştu.
Törendeki kalabalığın “Deliler gibi aşığım sana, ille de sen, ille de sen” şeklindeki tezahüratları üzerine Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Gençler ben de size aşığım” diyerek karşılık verdi.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, konuşmasını şöyle sürdürdü: “Başvurular bittikten sonra temelleri atacak, evlerimizi hızla teslim edeceğiz. Allah’ın izniyle Adıyaman’ımızı da tüm deprem bölgemizi de aziz ülkemizi de çok daha güçlü yarınlara taşımakta kararlıyız. Rabbim yar ve yardımcımız olsun. Kura çekiminde evlerinin anahtarlarını almaya hak kazanan vatandaşlarımızı şimdiden tebrik ediyorum. İnşallah en kısa sürede diğer vatandaşlarımıza da yeni evlerinin anahtarlarını teslim edeceğimizi buradan tekrar ilan ediyorum. Rabbim bu hanelerimizde oturacak tüm ailelerimize huzur, güven ve bereket ihsan eylesin. Bütün bu eserlerin, yatırımların ve projelerin ülkemize kazandırılmasında emeği geçen her bir bakanlığımızı kutluyorum. Çevre Bakanlığımıza, TOKİ Başkanlığımıza, AFAD’ımıza, hayırseverlerimize, işçisinden mühendisine tüm kardeşlerime teşekkür ediyorum.”
Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın talimatıyla AFAD Başkanı Ali Hamza Pehlivan’ın başlattığı kura çekiminde hak sahipleri belirlendi. Depremden etkilenen diğer illerdeki törenlere canlı bağlantıyla katılan Cumhurbaşkanı Erdoğan, bazı hak sahipleriyle sohbet etti. Daha sonra hak sahiplerine konutlarının anahtarları teslim edildi. Program, dua edilmesi ve kurdele kesiminin ardından sona erdi.
Törene, Aile ve Sosyal Hizmetler Bakanı Mahinur Özdemir Göktaş, Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanı Murat Kurum, İçişleri Bakanı Ali Yerlikaya, Tarım ve Orman Bakanı İbrahim Yumaklı, Ulaştırma ve Altyapı Bakanı Abdulkadir Uraloğlu katıldı.
DEPREMZEDE AİLE ZİYARETİ
Cumhurbaşkanı Erdoğan, törenin ardından Adıyaman’ın Zey köyünde Emlak Konut tarafından yapılan köy evlerinde depremzede Fahri Kizir ve ailesini ziyaret etti.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, KKTC Cumhurbaşkanı Erhürman ile düzenlediği ortak basın toplantısında yaptığı açıklamada, “Millî davamız Kıbrıs’ta adil, kalıcı ve adadaki gerçeklere uygun bir çözüme ulaşılmasına yönelik mücadelemizi Sayın Erhürman’la yakın eşgüdüm içerisinde kararlılıkla sürdüreceğiz. Kıbrıs meselesinin bugüne kadar çözümsüz kalışının temelinde Rum tarafının, Kıbrıs Türklerinin egemen eşitliği ve eşit uluslararası statüsünü reddetmeleri vardır” dedi.
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan ve Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti (KKTC) Cumhurbaşkanı Tufan Erhürman, Cumhurbaşkanlığı Külliyesinde gerçekleştirdikleri görüşmelerin ardından ortak basın toplantısı düzenledi.
Cumhurbaşkanı seçildikten sonra ilk resmî ziyaretini Türkiye’ye gerçekleştiren KKTC Cumhurbaşkanı Erhürman’ı Ankara’da ağırlamaktan duyduğu memnuniyeti dile getiren Cumhurbaşkanı Erdoğan, Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti’nde 19 Ekim’de yapılan Cumhurbaşkanlığı seçimlerinin huzur içerisinde gerçekleştiğini hatırlattı.
“BİZİM KIBRIS DAVASINDAKİ DURUŞUMUZ HER ZAMAN NET OLMUŞTUR”
KKTC Cumhurbaşkanı Erhürman’a bir kez daha yeni görevinde muvaffakiyetler dileyen Cumhurbaşkanı Erdoğan, şunları kaydetti: “Öncelikle 2 gün sonra 42’nci kuruluş yıl dönümünü idrak edeceğimiz Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti’nin bu müstesna gününü tebrik ediyor, Kıbrıs Türkü kardeşlerime muhabbetlerimi gönderiyorum. Millî davamız Kıbrıs’ta adil, kalıcı ve Ada’daki gerçeklere uygun bir çözüme ulaşılmasına yönelik mücadelemizi Sayın Erhürman’la yakın eş güdüm içerisinde kararlılıkla sürdüreceğiz. Sayın Cumhurbaşkanı ve kıymetli heyetiyle oldukça kapsamlı ve verimli bir görüşme yaptık. Kıbrıs meselesinin mevcut gidişatı çerçevesinde gelecek dönemde atılabilecek ortak adımları değerlendirdik. Bizim Kıbrıs davasındaki duruşumuz her zaman net olmuştur. Kıbrıs meselesinin bugüne kadar çözümsüz kalışının temelinde, Rum tarafının, Kıbrıs Türklerinin egemen eşitliği ve eşit uluslararası statüsünü reddetmeleri vardır. Rum tarafı ne siyasi gücü ne de ekonomik refahı Ada’daki Türklerle paylaşmak istemiyor, dahası buna asla yanaşmıyor. Rum tarafı, Kıbrıs için çözümü, 1963’te silah zoruyla ele geçirdiği, bugün ise hiçbir hükmü kalmamış olan ortaklık devletinde Kıbrıslı Türkleri azınlık konumuna indirgemekte görüyor. Bunda Birleşmiş Milletler Güvenlik Konseyi’nin Kıbrıs meselesinin bidayetinde yaptığı yanlışların ve Annan Planı’nı reddetmesine rağmen Rum yönetimini üye olarak kabul eden Avrupa Birliği’nin de hatası olduğunu akılda tutmamız gerekiyor.”
“ÇÖZÜMÜN ADA’DA İKİ DEVLETİN BİR ARADA VAR OLMASINDAN GEÇTİĞİNE İNANIYORUZ”
Geçmişin yanlış kararlarıyla Rum tarafına sunulan rehavet imkânının Kıbrıs Türklerinin öz vatanlarında sonu gelmeyen bir hak mağduriyetine uğramalarına yol açtığını vurgulayan Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Bunun tadili için verilen sözler de maalesef tutulmamıştır. Sayın Cumhurbaşkanı gerek geçmiş başbakanlık dönemi gerekse 2008-2010 yıllarındaki müzakere heyeti üyeliği tecrübelerinden bu süreci çok iyi bilmektedir” dedi.
“Bu tecrübeleri ışığında, kendisinin Rum tarafına son dönemde verdiği mesajlarda Kıbrıs Türk’ünün egemen eşitliğinden taviz verilmeyeceğini vurgulamasını oldukça isabetli buluyorum” ifadelerini kullanan Cumhurbaşkanı Erdoğan, şunları kaydetti: “1968’den beri yapılan ve bir sonuca varamayan müzakerelere, artık sırf dostlar alışverişte görsün diye devam etmeyeceğimizi 2017’de Rum tarafının masayı terk etmesiyle çökmesinin ardından ortaya koymuştuk. Bu duruşumuzu Kıbrıs Türk tarafıyla tam bir anlayış birliği içerisinde muhafaza ediyoruz. Kıbrıs meselesine en gerçekçi çözümün Ada’da iki devletin bir arada var olmasından geçtiğine inanıyoruz. Ada’daki iki halkın barış, refah ve emniyet içinde, yan yana yaşayabileceği bir çözümün mümkün olduğuna dair tutumumuzu koruyoruz. Bu doğrultudaki samimi gayretlerimizi de sürdüreceğiz. Bugün artık çok daha farklı bir uluslararası konjonktürle karşı karşıyayız. Daha önce de söyledim, ‘dünün güneşiyle bugünün çamaşırı kurutulamaz’ Eski dönemin ezberleriyle iğneyle kuyu kazmaya uğraşmak bizi bir yere götürmez. Dilerim Kıbrıs Türk’ünün gösterdiği cesaret ve çözüm iradesini ilerleyen dönemde karşı taraftan da görebiliriz. Bunu mümkün kılabilmek için her zamanki yapıcı, sonuç odaklı, adaletli ve insancıl yaklaşımımızı Kıbrıs Türk halkıyla birlikte sürdüreceğiz. Sayın Cumhurbaşkanı’yla aramızdaki işbirliğinin daha da hızlanması için yapılabilecekleri de ele aldık. Kıbrıs Türk’ünün refahını artırmak, gündelik hayatını kolaylaştırmak ve on yıllardır maruz kaldığı tecritten en az ölçüde etkilenmesini sağlamak üzere hayata geçirdiğimiz projeleri değerlendirdik.”
“KIBRIS TÜRK HALKINI HAKLI MÜCADELESİNDE ASLA YALNIZ BIRAKMAYACAĞIZ”
Gelecekte aynı kararlılık ve anlayışla Cumhurbaşkanı Yardımcısı Cevdet Yılmaz’ın koordinasyonda bu gayretlerin süreceğini vurgulayan Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Keza Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti’nin uluslararası toplumda layıkıyla temsil edilebilmesi, sesini ve uğradığı haksızlıkları dünyaya duyurabilmesi için siyasi ve diplomatik gayretlerimiz eş güdüm hâlinde devam edecektir. Anavatan ve garantör olarak dün olduğu gibi bugün ve yarın da Kıbrıs Türk halkını haklı mücadelesinde asla yalnız bırakmayacağız” ifadelerini kullandı.
KKTC Cumhurbaşkanı Erhürman’a ziyareti için bir kez daha teşekkür eden Cumhurbaşkanı Erdoğan, görüşmelerin hayırlara vesile olmasını diledi.
Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti’nin ilanının 42’nci yıl dönümünü bir kere daha içtenlikle tebrik eden Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Vatan için toprağa düşen tüm şehitlerimizi, fedakâr gazilerimizi ve Kıbrıs Davası’nın önderleri merhum Doktor Fazıl Küçük ve Kurucu Cumhurbaşkanı merhum Rauf Denktaş’ı şükranla yâd ediyorum. Sayın Cumhurbaşkanı’nın önceki gün Gürcistan’da düşen askerî kargo uçağımızda şehit olan 20 kahraman askerimiz için Kıbrıs Türk’ü adına yayımladığı taziye mesajı için de kendilerine teşekkür ediyorum. Kıbrıs Türk’ü kardeşleri muhabbetle selamlıyorum” dedi.
KKTC Cumhurbaşkanı Erhürman ise yaptığı açıklamada, “Görev sürem içerisinde, Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti ile Türkiye Cumhuriyeti arasındaki sarsılmaz kardeşlik bağları çerçevesinde, iki ülke arasındaki ilişkileri daha da iyi bir seviyeye taşımak, ülkemi, halkımı Türkiye kamuoyunda daha da bilinir, daha da tanınır kılmak benim için en önem verdiğim çalışma alanlarından biri olacaktır” dedi ve Türkiye’nin Kıbrıs’ın tamamına ilişkin yetki ve görevleri olan üç garantör ülkeden biri olduğunu belirtti.
KKTC Cumhurbaşkanı Erhürman, Kıbrıs’ın güneyinde ve bölgede silahlanmanın günden güne attığına işaret ederek, şunları söyledi: “Yalnızca aramızdaki sarsılmaz kardeşlik ilişkisi dolayısıyla değil özellikle Kıbrıs’ın güneyinde ve bölgede silahlanmanın günden güne arttığı koşullarda Kıbrıslı Türklerin kendilerini güvende hissetmelerinin hukuki dayanağı olan garantör ülke olma vasfıyla da Türkiye, Kıbrıs sorununun çözümüne ilişkin tüm çalışmalarda dün olduğu gibi bugün de en önemli aktörlerin başında gelmektedir.”
“Kıbrıs Türk halkı Kıbrıs’ta iki eşit kurucu ortaktan biridir. Halkımın bu statüsü tartışmaya, müzakereye, pazarlığa açık değildir. Kıbrıs Türk halkı bu statüsü gereği Kıbrıs Adası’nın tamamında egemenlik haklarına sahiptir” ifadesini kullanan KKTC Cumhurbaşkanı Erhürman, Kıbrıs Adası’nın tamamını ve adada yaşayan herkesi ilgilendiren enerji, hidrokarbon, deniz yetki alanları ve ticaret yolları gibi konularda Kıbrıs Türk halkının iradesinin görmezden gelinmesinin mümkün olmadığını vurguladı.
Gazi Mustafa Kemal Atatürk’ü 10 Kasım vesilesiyle saygı ve minnetle andığını söyleyen KKTC Cumhurbaşkanı Erhürman, Gürcistan-Azerbaycan sınırında düşen C130 tipi askerî kargo uçağında şehit olanlar için taziye dileklerini sundu.
KKTC Cumhurbaşkanı Erhürman, KKTC ile Türkiye arasındaki ilişkilerin başka herhangi iki devlet arasındaki ilişkilerle kıyaslanamayacak kadar özel olduğunu belirterek, “Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti’nin bugüne kadarki tüm cumhurbaşkanları seçildikten sonra ilk ziyaretlerini Türkiye Cumhuriyeti’ne yapmışlar ve gerek Kıbrıs sorunu, gerekse dış politikayla ilgili konulardaki görevlerini her zaman Türkiye Cumhuriyeti ile yakın istişare içinde yürütmüşlerdir” diye konuştu.
KKTC’nin 6. Cumhurbaşkanı olarak kendi döneminde de böyle olacağının altını çizen KKTC Cumhurbaşkanı Erhürman, bu çerçevede ilk ziyaretini Türkiye’ye yapmaktan son derece memnun olduğunu dile getirdi.
KKTC Cumhurbaşkanı Erhürman, “Kıbrıs’ta özellikle 2004’te ve 2017’de bütün dünyanın açık biçimde gördüğü, gerek Kıbrıslı Türklerin gerekse Türkiye’nin ortaya koyduğu tartışmasız çözüm iradesine karşın 10 yıllardır çözülemeyen bir sorun vardır. Bu sorunun varlığı yalnızca Ada’daki iki eşit kurucu ortak olan Kıbrıslı Türkler ile Kıbrıslı Rumları değil, bölgede kalıcı istikrar ve barış arayışlarını da olumsuz etkilemektedir” dedi.
Çabasının Ada’da ve bölgede sorunların diyalog ve müzakere yoluyla çözülmesine ve tüm tarafların kazanacağı, kimsenin kaybetmeyeceği adil ve kalıcı bir sonuca ulaşılmasına yönelik olduğunu vurgulayan KKTC Cumhurbaşkanı Erhürman, şunları kaydetti: “Büyük Lider Mustafa Kemal Atatürk’ün ortaya koyduğu ‘Yurtta barış dünyada barış’ ilkesinden hareketle ilgili tüm taraflar çağrımızla çabalarını bu noktaya yoğunlaştırmalıdır. Türkiye Cumhuriyeti’nin Cumhurbaşkanı Sayın Recep Tayyip Erdoğan öncülüğünde ortaya koyduğu gibi Doğu Akdeniz’de çözüm yolu diyalog ve müzakeredir. Unutulmamalıdır ki, Türkiye’yi ve Kıbrıslı Türkleri yok sayan, görmezden gelen, dışlayan hiçbir formül bu bölgede uygulanabilir değildir.”
KKTC Cumhurbaşkanı Erhürman, bunun bölgede gerçek ve kalıcı bir çözüme hizmet etmeyeceğini belirterek, “Bilinmelidir ki Kıbrıs Türk halkının kimsenin hakkında gözü yoktur. Ama çok zorlu bir varoluş mücadelesini onurla vermiş bu halk kimsenin hakkını yemesine de izin vermeyecektir. Bu noktada Ada’da ortak yetki alanları olan yukarıda sayılan konularda Kıbrıs Türk halkının egemenlik haklarının ihlal edilmesine, bu halkın yok sayılmasına, görmezden gelinmesine tahammülümüzün olmadığını bütün dünyaya bir kez daha buradan ilan etmek istiyorum” ifadelerini kullandı.
KKTC CUMHURBAŞKANI ERHÜRMAN: “MASA DIŞINDA DA BİR DÜNYA VAR VE BENİM HALKIM DA TÜM HALKLAR GİBİ DÜNYAYLA BULUŞMA HAKKINA SAHİPTİR”
KKTC Cumhurbaşkanı Erhürman, Kıbrıs Türk halkının her zaman çözüm iradesine sahip olduğunu söyleyerek “Hiçbir zaman masadan kaçmamış olan Kıbrıs Türk halkının müzakere olsun diye müzakere değil, çözüm olsun diye müzakere etmek niyetinde olduğu da bütün dünya tarafından bilinmelidir” dedi.
Bugüne kadar Kıbrıs Türk halkını sonuca ulaştırmayan ve başarısızlıkla sonuçlanmış deneyimlerden ders çıkarılması gerektiğin vurgulayan KKTC Cumhurbaşkanı Erhürman, şöyle devam etti: “Kıbrıs Türk halkının çözüm iradesini, hiç kimse, siyasi eşitliğin pazarlık ya da al ver konusu yapıldığı, zaman sınırlamasından yoksun, on yıllardır üzerinde defalarca yakınlaşma sağlanan konuların yeniden tartışmaya açıldığı, sonuç odaklı olmayan ve Kıbrıs Rum liderliğinin bir kez daha son dakikada masayı devirmesi hâlinde statükoya geri dönülmeyeceğinin, baştan güvence altına alınmadığı bir yöntemle masaya oturmaya yönelik bir irade olarak algılamamalıdır. Defalarca yürünmüş olmasına karşı hiçbir yere varmadığı görülen bir yolu, bir kez daha belki bu defa bir yere varır naifliğiyle yürümemizi kimse bizden beklememelidir.”
KKTC Cumhurbaşkanı Erhürman, saydığı maddelerin kendisinin ya da Kıbrıs Türk halkının masa kurulmasın diye ileri sürdüğü ön şartlar değil, çözüm iradesine sahip bir halkın bunca yıllık deneyimden sonra ortaya koyduğu çözüm metodolojisinin unsurları olduğuna işaret ederek, şunları söyledi: “Bu metodoloji çerçevesinde bir müzakere sürecinin başlamasını sağlayacak koşulların olgunlaşmadığı durumda da kimse Türk halkının masada olmayacağını zannetmesin. Kapsamlı çözüme yönelik çözüm odaklı bir müzakere masası varsa orada olacağız. O masa henüz kurulmadıysa Ada’daki iki halkın günlük hayatlarını kolaylaştırmaya, güvenin tesis edilmesine, kazan-kazan ilkesi çerçevesinde ilerideki çözüme katkıda bulunacak biçimde işbirliklerinin ve çözümlerinin üretilmesine yönelik görüşme masasında olacağız. Ama altını çizmek istiyorum ki masa dışında da bir dünya var ve benim halkım da tüm halklar gibi dünyayla buluşma hakkına sahiptir.”
KKTC CUMHURBAŞKANI ERHÜRMAN: “KIBRIS TÜRK HALKI SOĞUKKANLIDIR, SABIRLIDIR AMA AYNI ZAMANDA KARARLIDIR”
KKTC Cumhurbaşkanı Erhürman, daha önce olduğu gibi bu dönemde de Türkiye’nin açılmasına yardımcı olacağı diplomatik olanaklardan da yararlanılacağını aktararak, “Gözlemci üye olduğumuz Türk Devletleri Teşkilatı, İslam İşbirliği Teşkilatı ve Ekonomik İşbirliği Teşkilatının yanı sıra Avrupa Konseyi’nde, Avrupa Birliği şemsiyesi altında sürdürülen görüşmelerde, Kıbrıs Rum liderliğiyle eşit statüde olduğumuz Birleşmiş Milletler’de ve erişebildiğimiz her yerde halkımızın hak ve çıkarlarını savunacağız” diye konuştu.
Çözüm iradesine sahip ve bu iradeye sahip olduğunu defalarca kanıtlamış Kıbrıslı Türklerin çözümsüzlüğün bedelini ödemeye mahkûm edilmesinin adil bulunmasını kimsenin istememesi gerektiğini vurgulayan KKTC Cumhurbaşkanı Erhürman, şunları kaydetti: “Ada’da bizim irademize karşı çözüme ulaşılamadı diye gençlerimizin uluslararası spor müsabakalarında yer alamamasını, bilim insanlarımızın, sanat insanlarımızın, iş insanlarımızın dünyayla buluşmakta sınırlamalarla karşılaşmasını, ekonomimizin gelişmesinin önüne sürekli engeller çıkarılmasını, çocuklarımızın arasında annelerinin, babalarının veya kendilerinin doğum yerine bakarak ayrımcılık yapılmasını kader diye kabullenmemizi kimse bizden beklemesin. Kıbrıs Türk halkı soğukkanlıdır, sabırlıdır ama aynı zamanda kararlıdır.”
KKTC Cumhurbaşkanı Erhürman, Kıbrıs Türk halkının en zor koşullarda var olduğunu ve yarın da var olacağının altını çizerek, şu ifadeleri kullandı: “Kimse bizi görmezden gelemeyecek, yok sayamayacaktır. Dünyayla buluşmamızı kimse engelleyemeyecektir. Bu zorlu mücadelemizde Türkiye Cumhuriyeti’nin dün olduğu gibi bugün de her koşulda yanımızda olduğunu, sarsılmaz kardeşlik bağlarımız çerçevesinde gelecekte de kayıtsız şartsız yanımızda olacağını bilmek bizim en büyük güvencemizdir. Sayın Cumhurbaşkanı’na, ülkemizde demokrasiyi bir yaşam biçimi olarak benimsemiş halkımızın tam bir demokratik olgunlukla gerçekleştirdiği seçimlerden sonra ilettiği kutlama mesajları, nazik davetleri ve bugünkü misafirperverlikleri için bir kez daha kendim ve eşim adına yürekten teşekkür eder, halkımın en sıcak sevgi ve selamlarını iletir, saygılarımı sunarım.”
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın eşi Emine Erdoğan, Cumhurbaşkanlığı görevini devraldıktan sonra ilk resmî yurt dışı ziyaretini Türkiye’ye düzenleyen Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti (KKTC) Cumhurbaşkanı Tufan Erhürman’ın eşi Nilden Bektaş Erhürman ile görüştü.
Emine Erdoğan, görüşmenin ardından sosyal medya hesabından yaptığı paylaşımda şu ifadeleri kullandı: “Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti Cumhurbaşkanı’nın eşi Nilden Bektaş Erhürman Hanımefendi ile bir araya gelmekten memnuniyet duydum. Bu anlamlı ziyaretin ülkelerimiz arasındaki gönül birliğini daha da pekiştirmesini temenni ediyorum.”
Size daha iyi hizmet sunabilmek amacıyla çerezleri kullanıyoruz. Çerezler Hakkında Aydınlatma Metni için tıklayınız. www.kimlerburada.com Bu siteyi kullanmaya devam ederseniz, Gizlilik ve Çerez Politikamızı kabul etmiş olursunuz.
Size daha iyi hizmet sunabilmek amacıyla çerezleri kullanıyoruz. Çerezler Hakkında Aydınlatma Metni için tıklayınız. www.kimlerburada.com Bu siteyi kullanmaya devam ederseniz, Gizlilik ve Çerez Politikamızı kabul etmiş olursunuz.
Gerekli cookie, sayfa gezinmesi ve web sitesinin güvenli alanlarına erişim gibi temel işlevleri etkinleştirerek bir web sitesi kullanıma yardımcı olur. Web sitesi bu cookie olmadan düzgün çalışamaz.
Tercih cookies, bir web sitesinin, tercih ettiğiniz diliniz veya bulunduğunuz bölgeniz gibi, web sitesinin davrandığını veya görünüşünü değiştiren bilgileri hatırlamasını sağlar.
İstatistik
İstatistik cookies, web sitesi sahiplerinin anonim olarak bilgi toplayıp bildirerek ziyaretçilerin web siteleriyle nasıl etkileşimde bulunduğunu anlamalarına yardımcı olabilir.
Pazarlama
Pazarlama cookies, ziyaretçileri web sitelerinde izlemek için kullanılır. Amaç, bireysel kullanıcıya ilgi çekici ve böylece yayıncılar ve üçüncü taraf reklamverenler için daha değerli olan reklamları görüntülemektir.
Sınıflandırılmamış
Sınıflandırılmamış cookies, bireysel kurabiye sağlayıcıları ile birlikte sınıflandırma sürecinde olduğumuz cookies.