Bizimle iletişime geçin

DÜNYA

Cumhurbaşkanı Tatar, Dr. Fazıl Küçük Bulvarı’ndaki resmi geçit töreninde konuştu

Genç Gazeteciler | Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti

Haberler

on

Cumhurbaşkanı Tatar, 20 Temmuz Barış ve Özgürlük Bayramı dolayısıyla Lefkoşa Dr. Fazıl Küçük Bulvarı’nda düzenlenen Resmi Geçit Töreni’ne katıldı ve bir konuşma gerçekleştirdi.

Cumhurbaşkanı Ersin Tatar, konuşmasına, Anavatan Türkiye Cumhuriyeti Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Türkiye Cumhuriyeti ve Azerbaycan’dan gelen milletvekili heyetleri ile tüm konuklar ve halkı selamladıktan sonra başladı.

“Kıbrıs Türk halkının özgürlüğüne kavuştuğu 20 Temmuz 1974 Barış Harekatı’nın 50. yıldönümünü büyük bir coşkuyla kutlamanın sevinci ve mutluluğunu yaşıyoruz” diyen Tatar, şöyle devam etti:
“Rum liderliği, Kıbrıs Türklerini 1960 Kıbrıs Cumhuriyeti’nden silah zoruyla dışlayarak bu Cumhuriyeti Enosis’e bir sıçrama tahtası olarak kullanmaya kalkmıştır. 21 Aralık 1963’de Kıbrıs Türklerini imha Planı olan Akritas planını Kanlı Noel’le acımasızca uygulamaya koyan Rumlar, 103 köyümüzü yakmış, yıkmış halkımızı yerinden yurdundan göç etmek zorunda bırakmıştır. Vefakâr ve cefakâr halkımız, 11 yıl boyunca en zor koşullarda göçmen çadırlarında yaşamış, açlığa ve yoksulluğa itilmiş, boyun eğmemiş, esir olmamış; başı dik, mücadele ederek Türklüğün onur ve şerefini çiğnetmemiştir. Birleşmiş Milletler Güvenlik Konseyi’nin 186 sayılı 4 Mart 1964 tarihli kararı ile 60 yıl önce yaratılan statüko sayesinde Rum liderliği haksız, hukuksuz ve talihsiz bir şekilde Adanın tek hükümeti olarak hala daha kabul görmektedir. 1963 Kanlı Noel saldırıları ile başlayan çatışma ve katliamlar Erenköy ve Geçitkale dahil Kıbrıs’ın çeşitli bölgelerinde 1974 yılına kadar devam etmiştir. Erenköy Şehidi Milli Şairimiz Süleyman Uluçamgil; Ne çıkar aramızda Akdeniz varsa, Ne fark var aramızda, Hep aynı sınırlarda sıvanmışız, Kimimiz ‘ölürken’ diyoruz Kimimiz ‘ölürkana’ dizeleriyle Anadolu ve Kıbrıs Türklerinin ortak mücadelesini dile getirmiştir. Şehit Şairimiz Uluçamgil’i bu vesileyle rahmet ve minnetle anıyorum.”

Cumhurbaşkanı Ersin Tatar, Rum-Yunan ikilisinin 1963-1974 yılları arasında bir taraftan katliamlar yaparken, diğer yandan da Adayı Yunanistan’a ne zaman bağlanacağının hesabını yapmaya devam ettiğini ifade ederek, şöyle devam etti:
“Nitekim, Yunanistan’daki askeri cunta yönetimi ile EOKA milisleri, 15 Temmuz 1974 darbesiyle ‘Kıbrıs Elen Cumhuriyeti’ni ilan ederken ana hedefleri halkımızı yok edip Kıbrıs’ı Yunanistan’a ilhak etmekti. Bu süreçte Halkımızın gözü Toroslarda, kulağı da Ankara’daydı. 15 Temmuz darbesinden sonraki günler sanki de aylara bedeldi. Garantör ülke Anavatan Türkiye’nin Başbakanı Ecevit, önce 18 Temmuz günü Garantör ülke İngiltere’ye giderek İngiliz Başbakanı Callahan ile istişare etmiş, ardından Amerika Birleşik Devletleri Özel Temsilcisi Cyrus Vance ise acilen Atina ve Ankara’ya gönderilmişti. Ecevit, Cyrus Vance’e, ‘ülkenize dönmek istiyorsanız acele edin, çünkü biraz sonra havalimanları kapanacak. Türk Silahlı Kuvvetleri şu anda Kıbrıs açıklarında’’ uyarısında bulunmuştu.
Kıbrıs’ta ise silah sesleri susmuş ne Türk tarafında ne de Rum tarafında çıt çıkmıyordu. Yunan Birlikleri ile Eoka B, Atina’dan Cunta’nın talimatlarını bekleye dursun, Türk Havva Kuvvetlerine ait Türk Jetlerinin gökleri yırtıp Kıbrıs Semalarında yankılanacak sesi Kuzey’den gelmek üzereydi. Kıbrıs Türk Halkının artık tahammülü kalmamıştı. Anavatan Türkiye Cumhuriyeti, uluslararası antlaşmalardan kaynaklanan garantörlük hakkını kullanarak 20 Temmuz 1974 sabahı Barış Harekâtını gerçekleştirme kararı almıştı. 20 Temmuz 1974 sabahı Türk askeri Girne sahillerine ayak basarken, paraşütlerle de gökten yağmur gibi toprağa iniyordu. O gün, halkımız ve Mücahitlerimiz büyük bir özlemle Mehmetçikle kucaklaşırken sevinç gözyaşları hala hafızalarımızdan silinmemiştir.”

Cumhurbaşkanı Tatar, Dr. Fazıl Küçük ile Rauf Raif Denktaş’ın yaktığı meşalelerin yollarını aydınlatırken, Ulu Önder Mustafa Kemal Atatürk’ün ilkelerinin de yollarını çizdiğini vurguladı.
“Bu yol özgürlük, bağımsızlık ve hürriyet yoludur” diyen Tatar, “Ne diyor İstiklal Marşı şairimiz Mehmet Akif Ersoy? Hakkıdır, hakka tapan milletimin istiklal. Dünyada hak ettiğimiz yeri er geç bir gün mutlaka alacak, hedeflerimize ulaşacağız” vurgusu yaptı.

Cumhurbaşkanı Tatar, Türk tarafı olarak müzakere süreçlerinde uluslararası çözüm önerilerine her zaman samimi, olumlu ve yapıcı bir tutum gösterdiklerine işaret ederek, şunları kaydetti:
“Amacımız, Kıbrıs’ın ve bölgenin yararına olacak, adil, kalıcı ve sürdürülebilir bir anlaşmaya ulaşmaktı. Ama ne var ki, değişmeyen Rum zihniyetinin hâkimiyetçi ve dayatmacı tutumu tüm müzakere süreçlerinin başarısızlıkla sonuçlanmasına neden olmuştur. Rum tarafı hala daha federal çözüm adı altında Kıbrıs Türkü’nün azınlık pozisyonunda olacağı ve Avrupa Birliği içerisinde üniter bir yapıya dönüştüreceği çözümde ısrar etmektedir. Bu çözüm şekliyle de Türkiye’nin garantörlüğünün ve müdahale hakkının kaldırılmasını, Türk askerinin Kıbrıs’tan uzaklaştırılması talebiyle, devletimiz ile egemenliğimizi yok etme hedeflerini kabul etmemiz asla mümkün değildir”
-İzolasyonlar asla kabul edilebilir değil
Cumhurbaşkanı Tatar, Kıbrıs Türk halkına 60 yıldır uygulanan insanlık dışı ambargoların savunulacak hiçbir yanı olmadığını söyledi.

Cumhurbaşkanı Tatar, şöyle devam etti:
“Kıbrıs Türkeri’ne uygulanmakta olan ambargolar ve izolasyonlar günümüz dünyasında asla kabul edilebilir değildir. Annan Planı sonrasında 1 Mayıs 2004 tarihinde Rum tarafının tek yanlı, haksız yere Kıbrıs sorununa çözüm bulunmadan Avrupa Birliği ilkelerine ters düşülerek üyeliğe alınması Kıbrıs sorununun çok daha karmaşık hale gelmesine neden olmuştur. Avrupa Birliği güvencesini arkasında hisseden Kıbrıs Rum Kesimi hiçbir antlaşmaya yanaşmamakta, Kıbrıs Türkleri’ni Kıbrıs adasında bir azınlık haline getirmek ve kendine muhtaç etmek amacı ile sürekli farklı söylemler üreterek zamana oynamaktadır. 60 yıldır çözüm bulmak adına geçirilen boşa zaman, Annan planı süreci ve Crans Montana’da yaşananlar, artık yerini 2021 yılında Cenevre’de ilk kez gündeme getirdiğimiz yeni siyasetimize bırakmıştır. Beklentimiz, Egemen Eşit ve Eşit Uluslararası Statü temelinde Kıbrıs Türk Halkının pozisyonunun teyit edilmesidir.”

Cumhurbaşkanı Ersin Tatar, Cenevre zirvesinin ardından Birleşmiş Milletler Genel Sekreteri Guterres tarafından yapılan tespitin çok net olduğunu vurgulayarak, “Sayın Guterres, bir sürecin başlamasına yönelik olarak iki taraf arasında ortak zeminin bulunmadığını ortaya koymuş ve değişik fikirlerle gelinmelidir demiştir. Sayın Guterres’in bu söylemi Kıbrıs gerçekleriyle uyum sağlamaktadır” dedi.

Cumhurbaşkanı Tatar, Rum Yönetiminin, bazı ülkelerle anlaşmalar yaparak Güney’i, askeri bir operasyon merkezi haline getirmesinin Ada’yı tehlikeye attığına da işaret ederek, şöyle devam etti:
“Rum yönetiminin yaptığı tarihi hatalar Güney Kıbrıs’ı bazı büyük örgütler tarafından hedef haline getirmiştir. Yunanistan Savunma Bakanı Nikos Dendias, 16 Temmuz 2024 günü Güney Kıbrıs Rum kesimine yaptığı ziyarette Larnaka yakınındaki Mari’de bir deniz üssü inşa edilmesi konusunda Rum yönetimiyle anlaştıklarını açıklamıştır. Ayrıca, Türkiye Cumhuriyeti Millî Savunma Bakanlığı’ndan 17 Temmuz 2024 tarihinde yapılan açıklamada da ifade edildiği üzere Kıbrıs Türklerini ve kahraman Türk ordusunu hedef alan Yunanistan Savunma Bakanı Dendias’ın, düzeysiz, yalan ve iftira dolu açıklamasını biz de şiddetle kınıyoruz. 20 Temmuz 1974 Kıbrıs Barış Harekâtı ile Kıbrıs Adasında son 50 yıldır sürdürülen barışı bu şekilde tarihi hatalarla bir çatışmaya veya birilerinin hedef tahtası yapmaya kimsenin hakkı yoktur. Rum tarafının provokatif adımları, üçüncü ülkelerle yaptığı askerî anlaşmalar ve ortak tatbikatlar gerginliğe hizmet etmektedir. Uluslararası camia, nasıl ki 1963-74 döneminde Rumların Kıbrıs Türk halkına yönelik saldırılarına seyirci kaldıysa, günümüzde de Gazze’ye yapılan saldırılara da benzer şekilde seyirci kalmaktadır. Hemen yanı başımızda Gazze’de yaşananlar bizlere bir kez daha Kıbrıs’ta Anavatan Türkiye’nin etkin ve fiili garantörlüğü ile Türk askerinin varlığının ne kadar önemli olduğunu göstermektedir.”

Cumhurbaşkanı Ersin Tatar, Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti’nin, Türk Devletleri Teşkilatı, İslam İşbirliği Teşkilatı, ve Ekonomik İşbirliği Teşkilatı’nda gözlemci üye olarak yer almasının kendilerini uluslararası alanda kabul edilmesine büyük destek arz ettiğine vurgu yaptı.
Türk Dünyasının manevi başkenti Şuşa’da, 44 günlük Vatan Muharebesi sonucunda Muzaffer Başkomutan İlham Aliyev liderliğindeki kahraman Azerbaycan ordusu tarafından 8 Kasım 2020 tarihinde işgalden kurtarılarak azad edildiğini anımsatan Tatar, şunları kaydetti:
“5-6 Temmuz 2024 tarihinde Azerbaycan’ın Şuşa kentinde gerçekleşen Türk Devletleri Teşkilatı zirvesine katılmamız ve orada bayrağımızın dalgalanması iki devletli siyasetimizin kabul görmesi bakımından büyük bir başarıdır. Sayın İlham Aliyev’e bu vesileyle en samimi duygularımla teşekkürlerimi iletmek istiyorum. Şuşa Zirvesi’nde, Türkiye Dışişleri Bakanı Sayın Hakan Fidan’ın, ‘Egemen Eşit ve Eşit Uluslararası Statü’ temelindeki yeni siyasetimize güçlü şekilde destek vermesi nedeniyle kendisine teşekkür ediyorum. Türk Devletleri Teşkilatı zirvesinde de ifade edildiği gibi Kıbrıs Türk Halkı, Türk Dünyası’nın ayrılmaz bir parçasıdır. Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti, Türk Devletleri ile her alanda ilişki kurmaya hazır bir devlet yapısına sahiptir.

  1. Yüzyıl’da tüm siyasi dengeleri derinden etkileyebilme potansiyeline fazlasıyla sahip olan Türk Devletleri Teşkilatı’nın sınırları Doğu Akdeniz’e kadar genişletilerek, en Güneydeki Türk Devleti olan Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti’nin katılımıyla daha da güçlü hale gelmiştir. Doğu Akdeniz’de Türk Dünyasının kalesi konumunda olan Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti, Mavi Vatandaki ve hava sahasındaki hak ve hukukumuzun korunması için gemilerimizin, iha ve sihalarımızla mücadelemiz sürmektedir.”

Cumhurbaşkanı Tatar, Türkiye Cumhuriyeti Cumhurbaşkanı Erdoğan’a hitaben, “Siz Kıbrıs Türk Halkı’nın hakkının çiğnenerek temsil ettirilmediği Birleşmiş Milletler Platformunda sesimiz, soluğumuz, nefesimiz oldunuz” dedi. Tatar, şöyle devam etti:
“77. ve 78. Genel Kurul Toplantılarında milat niteliğindeki konuşmalarınız Kıbrıs Türk Halkı için tarihi anlamda büyük onur ve gurur vesilesidir. Ortaya koyduğunuz güçlü irade münasebetiyle ve her platformda sesimiz olduğunuz için Zat-ı Devletlerine teşekkür ederiz. Rum Yönetimi, Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti’ne yönelik izolasyonları daha da yoğunlaştırmıştır. Kısa bir süre önce Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi kararlarının hilafına mülkiyet konusunu siyasileştirerek baskı, tehdit ve diğer yöntemlerle Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti’ni çökertmeye çalışmaktadır. Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti Ekonomik Örgütler Platformu’nun çağırısında da ifade edildiği gibi mülkiyet meselesinde çare, Taşınmaz Mal Komisyonudur”
-Kıbrıs konusunda kınanması gereken en başta Yunanistan’dır
Yunanistan Başbakanı Mitsodakis kendi ifadeleri ile Kıbrıs Barış Harekatı’nın 50’nci yıldönümünü kınamak üzere Güney Kıbrıs’ta bulunmasına da değinen Tatar, “Kıbrıs konusunda kınanması gerekenlerin en başında Yunanistan gelmektedir” dedi.

Cumhurbaşkanı Tatar, şöyle devam etti:
“Nitekim Yunan Eski Başbakanlarından Andreas Papandreou ‘Namlunun Ucundaki Demokrasi’ kitabında babası Başbakan Yorgo Papandreou’nun sivil kıyafet giydirilmiş yirmi bin Yunan askerinin tam teçhizatlı olarak 1964 Haziran’ında gizlice Kıbrıs’a çıkarılması emrini verdiğini iftiharla anlatmaktadır. Türkiye 20 Temmuz 1974’te Kıbrıs Barış Harekatı’nı başlatarak Yunanistan’daki Cunta yönetimi ile Rumların oluşturduğu EOKA-B’nin 15 Temmuz’da başlattıkları katliama dur demiş, bir iç savaşı sonlandırmıştır. Merhum Bülent Ecevit’in vurguladığı gibi 20 Temmuz Barış Harekâtı hem Güney Kıbrıs’ta hem de Yunanistan’da barış ve demokrasinin tesis edilmesini sağlamıştır.”

Cumhurbaşkanı Tatar, Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti’ni tanıtmak, ekonomisini güçlendirmek, refahını artırmak için Türkiye Cumhuriyeti’nin desteğiyle canla başla çalıştıklarını ifade ederek, şunları vurguladı:
“Çalışmalarımıza ve bizlere her alanda desteğini esirgemeyen Türkiye Cumhurbaşkanı Sayın Recep Tayyip Erdoğan’a sonsuz teşekkürlerimi iletiyorum. Ayrıca, Hükümetimizle imzalan İktisadi ve Mali İşbirliği protokolleri çok önem arz etmektedir. Türkiye Cumhuriyeti Cumhurbaşkanı Yardımcısı Sayın Cevdet Yılmaz ile Başbakan Sayın Ünal Üstel arasında imzalanan 2024 İktisadi ve Mali İşbirliği Protokolü tarihi büyüklüktedir. Tüm bu çaba ve gayretlerin Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti’nde ekonomik başarıya dönüşmesini temenni eder, Türkiye Cumhuriyeti Cumhurbaşkanı Yardımcısı Sayın Cevdet Yılmaz’a teşekkürlerimi sunarım.”

Cumhurbaşkanı Tatar, Türkiye Büyük Millet Meclisi’nde Kıbrıs konusunda alınan iki tarihi karara da dikkat çekerek, şöyle devam etti:
“İlk tezkere; elli yıl önce Kıbrıs Türk Halkının can güvenliğini sağlamak amacıyla garantörlük hakkını kullanarak yapılacak olan 20 Temmuz 1974 tarihli Barış Harekâtı tezkeresidir. İkinci tezkere ise iki gün önce 18 Temmuz 2024 tarihindeki ‘iki devletli çözüm siyasetimizi destekleyen’ tezkeredir.
Bu kararı oy birliği ile alan Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanı Sayın Numan Kurtulmuş nezdinde tüm milletvekillerine şahsım ve Kıbrıs Türk halkı adına teşekkürlerimi ifade eder, en derin sevgi ve saygılarımı sunarım. Bu tezkere, 50. yılını kutlamakta olduğumuz Barış Harekatı’nın yıldönümünde davamıza, bizlere büyük güç ve destek vermiştir.”

Cumhurbaşkanı Tatar, Barış Harekatı’nın 50’nci yıldönümünü büyük bir gurur, coşku ve heyecanla kutlarken, özgürlük mücadelesi Lideri Dr. Fazıl Küçük’ü, Kurucu Cumhurbaşkanı Rauf R. Denktaş’ı, tüm dava arkadaşlarını, Kıbrıs Türkünün haklı mücadelesine büyük katkı sağlamış olan Türk Devlet adamları, Adnan Menderes’i, Fatin Rüştü Zorlu’yu, İsmet İnönü’yü, Süleyman Demirel’i, Bülent Ecevit’i, Necmettin Erbakan’ı ve dönemin Genel Kurmay Başkanı Semih Sancar’ı sevgi, saygı ve rahmetle andı.

Cumhurbaşkanı Tatar, “Bu duygu ve düşüncelerle bu tarihi günde halkımızın bir asırlık direnişini, Mücahitlerimizi ve Gazilerimizi en içten duygularımla selamlarken, her zaman ve her koşulda yanımızda olan Anavatan Türkiye’ye, kahraman Türk Silahlı Kuvvetleri’ne şahsım ve Kıbrıs Türk Halkı adına şükranlarımı sunar aziz şehitlerimizi rahmet ve minnetle anarım” dedi.
20 Temmuz Mutlu Barış Harekatı’nın 50. yıldönümünü kutlarken, 20 Temmuz 1974 sabahı doğan özgürlük güneşinin sonsuza dek parlayacağına ve sönmeyeceğine yürekten inandığını da vurgulayan Tatar, “20 Temmuz karanlıkları aşarak aydınlığa kavuştuğumuz gündür. 20 Temmuz Kıbrıs Türkü’nün yoktan varoluşudur. 20 Temmuz varoluş destanıdır. 20 Temmuz halkımızın küllerinden yeniden doğuşudur. Bayramımız kutlu olsun. Ne Mutlu Türküm Diyene” diyerek, konuşmasını tamamladı.

DÜNYA

Türk Devletleri Teşkilatı Adalet Bakanları Konseyi’nin ilk toplantısı Kazakistan’ın Astana şehrinde yapıldı.

Kazakistan Astana

Haberler

on

BAKAN TUNÇ: TÜRK DÜNYASI OLARAK DAİMA HAKKI, HAKKANİYETİ VE ADALETİ SAVUNACAĞIZ

Türk Devletleri Teşkilatı (TDT) Adalet Bakanları Konseyi toplantısında konuşan Adalet Bakanı Yılmaz Tunç, “Türk dünyası olarak nerede olursa olsun daima hakkı, hakkaniyeti ve adaleti savunacağız.” dedi.

Kazakistan’ın başkenti Astana’da Bağımsızlık Sarayı’nda düzenlenen toplantıya katılan Bakan Tunç, ‘Birliğimiz gücümüzdür’ şiarıyla Türk dünyasını her alanda kuvvetli kılmayı, daha dirençli ve dayanıklı hale getirmeyi hedefliyoruz.” diye konuştu.

İNSANLIK İÇİN BARIŞ VE HUZURA KATKI VEREN ADIMLARI ATMAKTA KARARLIYIZ

Asya’nın parlayan yıldızı Astana’da bulunmaktan büyük memnuniyet duyduğunu dile getiren Adalet Bakanı Yılmaz Tunç, “Bu güzel birlikteliğin devamını sağlayacak istişarelerin, ülkelerimizin yargı kurulları arasındaki iletişim bağlarını daha da güçlendireceğine yürekten inanıyorum.” İfadelerini kullandı.

Bakan Tunç, “Geçmişte olduğu gibi bugün de tam bir kardeşlik içerisinde yan yana ve omuz omuzayız. Cumhurbaşkanı’mız Sayın Recep Tayyip Erdoğan’ın ‘Daha adil bir dünya mümkün’ düsturuyla insanlık için barış ve huzura katkı veren adımları atmakta kararlıyız.” dedi.

Bu amaçla kardeş ülkeler olarak birlikteliği ve dayanışmayı güçlendirmeye devam edeceklerini vurgulayan Adalet Bakanı Tunç, “Bizler, aynı kökten gelen ulu bir çınarın geniş bir coğrafyaya yayılan kollarıyız. Bu temeli unutmadan birliğimizi pekiştirdiğimiz takdirde dünyadaki gücümüzü hiç şüphesiz daha da artıracağız.” değerlendirmesinde bulundu.

Adalet Bakanı Tunç, TDT üyesi ülkeler arasında siyasi, kültürel, ekonomik, ticari ve askeri alanların yanında, adalet ve yargı konularındaki işbirliğinin de derinleştirilmesine ve geliştirilmesine önem verdiklerini vurguladı.

İŞBİRLİĞİMİZİ ARTIRACAK ÖNEMLİ ÇALIŞMALAR YAPTIK

İstanbul’da 2021 yılında düzenlenen ve Türk devletlerinin bağımsızlığının 30. yıl dönümünün kutlandığı TDT 8. Zirvesi’nde “Türk Dünyası-2040 Vizyon Belgesi”ni birlikte kabul ettiklerini hatırlatan Bakan Tunç, “Bu vizyon doğrultusunda son 10 yılda Türk Devletleri Teşkilatı bünyesinde yüksek yargı kurullarına, yüksek mahkemelere, başsavcılara, adalet akademilerine, avukatlara ve noterlere ilişkin işbirliğimizi artıracak önemli çalışmalar yaptık.” diye konuştu.

Türk dünyası olarak uluslararası adli işbirliğini daha da ilerletmelerinin gerektiğine dikkati çeken Adalet Bakanı Tunç, “Birazdan imzalayacağımız ortak bildiriyle adli işbirliğimizin daha da ileriye taşınacağına yürekten inanıyorum.” dedi.

Terörle mücadeleye de değinen Bakan Tunç, FETÖ’nün 15 Temmuz 2016’daki darbe girişiminin Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan liderliğinde ve milletin onurlu direnişiyle başarısızlığa uğratıldığını anımsattı.

TERÖR İNSANLIK SUÇUDUR

Terör konusuna da değinen Adalet Bakanı Yılmaz Tunç, konuşmasını şu şekilde sürdürdü;

“Terör, insanlık suçudur. Terörle mücadelenin hukuk zeminindeki önemli bir boyutunu da hiç şüphesiz ülkeler arasındaki iade talepleri yani adli yardımlaşma oluşturmaktadır. Biz, adli işbirliği konusunda uluslararası hukuktan doğan yükümlülüklerimize şimdiye kadar samimiyetle uyduk. Bundan sonra da aynı ciddiyet ve kararlılıkla bu yükümlülüğümüze uymaya devam edeceğiz fakat aynı bakış açısını tüm dünyadan beklediğimiz gibi, tarihi, kültürel birçok ortak ve akrabalık bağımızın olduğu Türk dünyası ülkelerinden özellikle beklediğimizi altını çizerek vurgulamak istiyorum.”

ULUSLARARASI İNSANCIL HUKUKUN, YA HİÇE SAYILDIĞINI YA DA ÇİFTE STANDARDA TABİ TUTULARAK İŞLETİLDİĞİNİ GÖRÜYORUZ

Adalet Bakanı Yılmaz Tunç, Gazze’deki insanlık felaketine dikkati çekerek, “1917’ye kadar özenle korunan, her dinden insanın barış ve esenlik içerisinde yaşadığı Filistin, maalesef günümüzde kanla, gözyaşıyla, zulümle yıkanmaktadır. İşgalci İsrail, hastaneleri, okulları, camileri, kiliseleri, mülteci kamplarını bombalayarak tarihte eşi benzeri görülmemiş bir katliam, soykırım gerçekleştiriyor.” ifadelerini kullandı.

İsrail’in Gazze’de gerçekleştirdiği saldırılarda 40 binden fazla kardeşlerinin şehit olduğunu anlatan Bakan Tunç, sözlerini şöyle sürdürdü:

“Bunların en az 16 bini çocuk, 10 bini kadın. Maalesef geçmişte olduğu gibi bugün de uluslararası insancıl hukukun, güç sahipleri tarafından ya hiçe sayıldığını ya da çifte standarda tabi tutularak işletildiğini görüyoruz. Türkiye olarak Cumhurbaşkanı’mız Sayın Recep Tayyip Erdoğan’ın liderliğinde Filistin’de akan kanın durması için yoğun bir diplomasi trafiği yürütüyoruz. Gecikmeli de olsa Uluslararası Ceza Mahkemesi Başsavcısı harekete geçmiş, İsrail Başbakanı (Binyamin) Netanyahu ve İsrail Savunma Bakanı (Yoav Gallant) için işledikleri savaş ve insanlık suçları nedeniyle ‘yakalama kararı başvurusunda’ bulunmuştur. Bir an önce yakalama kararının icra edilmesini bekliyoruz. Bu davanın yanında, Güney Afrika’nın soykırım suçlamasıyla Uluslararası Adalet Divanında açtığı davayı ayrıca çok değerli buluyor ve destekliyoruz.

İSRAİLLİ YETKİLİLER HAK ETTİKLERİ CEZAYI ALANA KADAR MÜCADELEMİZİ SÜRDÜRECEĞİZ

“Türkiye olarak bu soykırım davasına müdahil olmak için 7 Ağustos 2024 tarihinde resmi başvuruda bulunduk. Türkiye olarak, İsrailli yetkililer hak ettikleri cezayı alana kadar mücadelemizi sürdüreceğiz” diyen Adalet Bakanı Yılmaz Tunç, ‘Türk dünyası olarak nerede olursa olsun daima hakkı, hakkaniyeti ve adaleti savunacağız.” diye konuştu.

Bakan Tunç, Türkiye Cumhuriyeti Adalet Bakanlığı olarak yargıyı ilgilendiren tüm alanlarda her türlü işbirliğine hazır olduklarını dile getirerek “‘Birliğimiz gücümüzdür’ şiarıyla Türk dünyasını her alanda kuvvetli kılmayı, daha dirençli ve dayanıklı hale getirmeyi hedefliyoruz.” ifadelerini kullandı.

Kazakistan Adalet Bakanı Azamat Yeskarayev’in ev sahipliğinde düzenlenen toplantıya Türkiye Cumhuriyeti Adalet Bakanı Yılmaz Tunç, Azerbaycan Adalet Bakanı Farid Ahmedov, Kırgızistan Adalet Bakanı Ayaz Baetov, Özbekistan Adalet Bakanı Akbar Taşkulov ile TDT Genel Sekreteri Kubanıçbek Ömüraliyev katıldı.

TDT Adalet Bakanlıkları arasında işbirliğinin geliştirilmesi için perspektiflerin belirlenmesi ve sistemlerinin dijitalleştirilmesi konularının masaya yatırıldığı toplantıda bakanlar, TDT Adalet Bakanları 1. Konseyinin Astana Bildirisi’ni imzaladı.

Genç Gazeteciler KAZAKİSTAN

OKUMAYA DEVAM ET

DÜNYA

Emine Erdoğan, İstanbul Çocukları Vakfı Koruyucu Aile Şenliği’ne katıldı

Haberler

on

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın eşi Emine Erdoğan, İstanbul Valiliğince düzenlenen İstanbul Çocukları Vakfı Koruyucu Aile Şenliği’nde koruyucu aileler ve çocuklarla bir araya geldi.

Emine Erdoğan, konuşmasında şenlik vesilesiyle çocuklar ve koruyucu aileleriyle bir araya gelmekten memnuniyet duyduğunu belirtti.

Aileleri bir araya getiren, birbirilerini tanıma ve yakınlaşma imkânı sunan etkinliklerin yapılıyor olmasını çok kıymetli bulduğunu söyleyen Emine Erdoğan, “Yavrularımızın ve ailelerinin bugün buradan yüzlerinde tebessüm, kalplerinde neşe ile ayrılmasını temenni ediyorum” diye konuştu.

Emine Erdoğan, çocukluğun, geleceğin ekildiği bir toprak gibi olduğunu vurgulayarak, “Çocukluk; cesaret, doğruluk gibi erdemlerin, merhamet, sevgi gibi güzel duyguların ruha işlendiği ömrün en kıymetli dönemidir. Merak ve keşfetme duygusuna güçlü bir vicdanın eşlik ettiği her çocuk, yetişkinliğinde çevresini güzelleştiren birer iyilik pınarına dönüşür. Çocuklarımızın içindeki bu potansiyel, ancak sevgi ve güven ortamında köklenip yeşerebilir. Bu imkana sahip olmayan çocuklarımıza gönüllü aile olan koruyucu anne ve babalarımız, yalnızca bir çocuğun geleceğini değil, toplumdaki huzuru da inşa eder” ifadelerini kullandı.

“KORUYUCU AİLELER ÇOCUKLARIN HAYAT HİKAYESİNİ ADETA BAŞTAN YAZDI”

Koruyucu ailelerin, çocukların hayat hikayesini adeta baştan yazdığını dile getiren Emine Erdoğan, şöyle konuştu: “Her biriniz bu hikâyenin başkahramanısınız. Koruyucu aileleri olduğunuz günden itibaren çocuklarımızın ilk öğretmeni, can yoldaşı, rol modellerisiniz. Sunduğunuz himayeyle onlara yaşamları boyunca yüreklerinde taşıyacakları mutlu bir çocukluk hediye ediyorsunuz. Gönüllülüğünüzle acının yerini sevinç, yalnızlığın yerini muhabbet, kimsesizliğin yerini güven duygusu alıyor. Rengarenk boyadıkları resimleri, uyumadan önce kurdukları hayalleri, evi şenlendiren neşeleri sizlerin eseri. Bu anlamlı yolculukta kazandığınız deneyimlerinizi paylaşarak başka gönüllü anne babalara da ilham olmanızı diliyorum.”

Emine Erdoğan, Türk toplumunda açığı kapatma, eksiği tamamlama ve boşu doldurmanın adeta bir refleks gibi olduğunu kaydederek, “Bu topraklar, kökleri eskilere dayanan, kadim bir dayanışma ve vakıf kültürü ile bilinir. Eytam Nezareti, Darülaceze, Darüşşafaka gibi tarihi asırlar öncesine uzanan kurumlar, kültürümüzdeki ötekine karşı merhamet temelli bakışın eserleridir” dedi.

“DEVLETİMİZ TÜM İMKANLARI SEFERBER ETMEYE DEVAM EDİYOR”

Bugün Gönül Elçileri Projesi ile muhafaza etmeye ve yaygınlaştırmaya çalıştıkları koruyucu ailelik müessesinin de bu geleneğin bir mirası olduğunu dile getiren Emine Erdoğan, şöyle devam etti: “2002 yılında koruyucu aile yanındaki çocuk sayımız, ülke genelinde 515 iken, bugün ne mutlu ki yalnızca İstanbul’da 1263’e ulaştı. Türkiye genelinde koruyucu aile yanında yaşayan 10 bin 266 çocuğumuzun 1132’si ise özel gereksinimli. Bu özel çocuklarımıza, tüm zorluklara rağmen gönüllü anne babalık yapan ailelerimiz, hayatta karşılıksız sevginin aşamayacağı engel olmadığının birer ispatı. Bu süreçte devletimiz de koruyucu ailelerimize, çocuklarımızın ihtiyaçlarını karşılarken, sunabileceği tüm imkanları seferber etmeye devam ediyor. Farklı beklentilere hitap edecek, ‘akraba ve yakın çevre’, ‘süreli’, ‘geçici’ ve ‘uzmanlaşmış’ olmak üzere 4 farklı model ile koruyucu aileliği teşvik ediyor ve kolaylaştırıyor.”

Emine Erdoğan, 12. yılını tamamlayan Gönül Elçileri Projesi’nin küresel ölçekte ilgi ve takdir görmeye başlamasını da memnuniyet verici bir gelişme olarak ifade etti.

Gönül Elçileri Projesi ve Koruyucu Ailelik modellerinin, Birleşmiş Milletler Çocuk Programı UNICEF’in raporlarında, “Dünya için umut vaat eden proje” olarak değerlendirildiğini aktaran Emine Erdoğan, “Diğer çalışmalarımızda olduğu gibi, koruyucu ailelik konusunda da edindiğimiz bilgi ve tecrübeleri, projemizi uygulama örneği olarak ele alan ve iş birliği yapmak isteyen her ülke ile paylaşmaya hazırız” dedi.

“ÇOCUKLAR İNSANLIĞIN ORTAK EMANETİDİR”

Emine Erdoğan, bu çerçevede, Azerbaycan ve Özbekistan ile Türkiye’nin Aile Bakanlıkları arasında ortak çalışmalar yürütüldüğünü aktararak, “Aynı şekilde, UNICEF ile kimsesiz çocuklara yönelik iş birliğimizi artırma gayretinde olduğumuzu da ifade etmek isterim. Çünkü inanıyoruz ki çocuklar uğruna savaşılacak yegâne hazine, insanlığın ortak emanetidir. Bombalar altında hayatta kalmaya çalışan Gazze’nin çocuklarına, açlıkla mücadele eden Yemen’in çocuklarına, evini defalarca terk etmek zorunda kalan Kırım’ın, Ukrayna’nın çocuklarına, dünya bir gelecek borçlu” diye konuştu.

Bugün Gazze’de, ailesinden hiçbir üyenin sağ kalmadığı ve yaralı olarak kurtarılan çocuk sayısının çok yüksek olduğunu ve bu nedenle onlara özel bir tanım geliştirildiğini vurgulayan Emine Erdoğan, “İsimleri yok, hepsi ‘Ailesi Hayatta Kalmayan Yaralı Çocuk’. Oysa tıpkı tüm kimsesiz kalmış çocuklar gibi savaş hayatlarını gölgelemeden önce onların da bir ismi, hayatı, hayali ve ailesi vardı. Kalıcı bir barış ve adaletin, ancak dünyanın tüm çocuklarına adil bir gelecek vaat edebildiğinde mümkün olduğuna yürekten inanıyorum” ifadelerini kullandı.

Emine Erdoğan, organizasyona ev sahipliği yapan İstanbul Valisi Davut Gül ve eşi Gülden Gül ile Aile ve Sosyal Hizmetler Bakanlığı’na teşekkür ederek, “Koruyucu ailelerimiz ve çocuklarımız arasında yeni dostlukların filizlenmesine imkân verecek böylesi buluşmaların, bütün illerimize örnek olmasını diliyorum” dedi.

KORUYUCU AİLE YANINDA BÜYÜYEN HATİCE KAYA MÜZİK DİNLETİSİ SUNDU

Programda, koruyucu aile yanında büyüyen ve konservatuarı bitirmesinin ardından müzik öğretmeni olarak atanan görme engelli Hatice Kaya’nın müzik dinletisi ile halk oyunları ekibinin gösterisini ilgiyle izleyen Emine Erdoğan, “Gerçekleştirdiği müzik dinletisiyle yüreklerimize şifa olan Hatice kızımızı ve özel gösterileri için halk oyunları ekibini tebrik ederim” dedi.

Emine Erdoğan, konuşmasının ardından katılımcılarla “Biz büyük bir aileyiz” fotoğrafı çektirdi, etkinlik alanındaki çocukları ziyaret etti.

Çocuklara patlamış mısır, patates kızartması ve kâğıt helva dağıtan Emine Erdoğan, çocukların halat çekme yarışmasını izledi.

İstanbul Valiliğinin ev sahipliğindeki programa Emine Erdoğan’ın yanı sıra Aile ve Sosyal Hizmetler Bakanı Mahinur Özdemir Göktaş, İçişleri Bakanı Ali Yerlikaya’nın eşi Hatice Nur Yerlikaya, İstanbul Valisi Davut Gül ve eşi Gülden Gül, İstanbul Çocukları Vakfı’nın Mütevelli Heyeti ile yönetim kurulu üyeleri, milletvekilleri, koruyucu aileler ve yanlarında kalan çocuklar katıldı.

Genç Gazeteciler İstanbul

OKUMAYA DEVAM ET

DÜNYA

Mısır Cumhurbaşkanı es-Sisi Cumhurbaşkanlığı Külliyesinde

“Türkiye’ye Hoş Geldiniz”

Haberler

on

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Türkiye’ye resmî ziyarette bulunan Mısır Cumhurbaşkanı Abdülfettah es-Sisi ile Cumhurbaşkanlığı Külliyesinde bir araya geldi.

Mısır Cumhurbaşkanı es-Sisi, Cumhurbaşkanlığı Külliyesine gelişinde Cumhurbaşkanı Erdoğan tarafından resmî törenle karşılandı. İki ülke millî marşlarının çalınmasının ardından Mısır Cumhurbaşkanı es-Sisi, tören kıtasını selamladı.

Türkiye ve Mısır bayrakları önünde basın mensuplarına poz veren Cumhurbaşkanı Erdoğan ve Mısır Cumhurbaşkanı es-Sisi, daha sonra baş başa görüşmelerini gerçekleştirmek ve Yüksek Düzeyli Stratejik İşbirliği Konseyi Toplantısı’na başkanlık etmek üzere Cumhurbaşkanlığı Külliyesine geçti.

Genç Gazeteciler ANKARA

OKUMAYA DEVAM ET

DÜNYA

DÜNYA3 saat önce

Türk Devletleri Teşkilatı Adalet Bakanları Konseyi’nin ilk toplantısı Kazakistan’ın Astana şehrinde yapıldı.

Kazakistan Astana

DÜNYA1 gün önce

Emine Erdoğan, İstanbul Çocukları Vakfı Koruyucu Aile Şenliği’ne katıldı

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın eşi Emine Erdoğan, İstanbul Valiliğince düzenlenen İstanbul Çocukları Vakfı Koruyucu Aile Şenliği’nde koruyucu aileler ve çocuklarla...

DÜNYA5 gün önce

Mısır Cumhurbaşkanı es-Sisi Cumhurbaşkanlığı Külliyesinde

“Türkiye’ye Hoş Geldiniz”

DÜNYA1 hafta önce

30 Ağustos Zafer Bayramı: Cumhurbaşkanı Erdoğan, Anıtkabir’de düzenlenen törene katıldı

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, 30 Ağustos Zafer Bayramı ve Türk Silahlı Kuvvetleri Günü nedeniyle Anıtkabir’de düzenlenen törene katıldı. Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın,...

DÜNYA2 hafta önce

Cumhurbaşkanı Erdoğan’dan ’30 Ağustos’ mesajı

“Büyük Zafer, milletimizin Anadolu topraklarındaki varlığını ebediyen tescil etmiştir”Cumhurbaşkanı Erdoğan, 30 Ağustos Zafer Bayramı dolayısıyla yayımladığı mesajda, “Gazi Mustafa Kemal...

DÜNYA2 hafta önce

Türk Hava Yolları, Türkiye Milli Paralimpik Komitesi Ana Sponsoru Oldu

Türk Hava Yolları

DÜNYA2 hafta önce

Cumhurbaşkanı Ersin Tatar, Ulaştırma ve Altyapı Bakanı Abdulkadir Uraloğlu’nu kabul etti

Kabulde, TC Lefkoşa Büyükelçisi Yasin Ekrem Serim ile Bayındırlık ve Ulaştırma Bakanı Erhan Arıklı da hazır bulundu. Bakan Uraloğlu’nu, Cumhurbaşkanlığı’na...

DÜNYA2 hafta önce

Bakan Göktaş, Yüksekova Spor Kulübü Kadın Futbol Takımı Otobüs Teslim Töreni’ne Katıldı

Güçlü Türkiye’nin güçlü kadınları

DÜNYA3 hafta önce

ANKARA’YA 500 MİLYON LİRALIK YATIRIM

Sanayi ve Teknoloji Bakanı Mehmet Fatih Kacır ile Ticaret Bakanı Ömer Bolat, Başkent OSB’de 500 milyon liralık yatırımla, 150 ilave...

DÜNYA3 hafta önce

AMATÖR VE SPORTİF HAVACILAR İÇİN YENİ HAVALİMANI

Ulaştırma ve Altyapı Bakanı Abdulkadir Uraloğlu, Sivil Havacılık Genel Müdürlüğü tarafından sportif ve amatör havacılığı geliştirmek ve havalimanlarındaki trafiği hafifletmek...

EN ÇOK OKUNAN HABERLER

seers cmp badge
tr_TRTurkish