Ankara Sanayi Odası, TOBB Ankara Kadın Girişimciler Kurulu, TOBB ETÜ ve Çankaya Üniversitesi arasında, kadın girişimcilerin birbiri ile bağlantı kurmasına imkan sağlayacak W-COOP mobil uygulamasının hayata geçirilmesi için işbirliği protokolü imzalandı.
Yapımı süren Mobil uygulamada şirket bilgileri, faaliyet alanları, ihtiyaç ve talepleri, duyurular, etkinlik takvimi ve birbirleri ile çevrimiçi görüşmeler yapabilecekleri özellikler yer alacak. Uygulama ilk olarak Ankara’da yaşayan kadın girişimcilerin kullanımına sunulacak, kısa bir süre içinde de tüm Türkiye’deki kadın girişimci kurulları üyeleri tarafından kullanılabilecek.
Mobil uygulamanın yazılımı ise TOBB ETÜ ve Çankaya Üniversitesi Bilgisayar ve Yazılım Mühendisliği öğrencileri tarafından gerçekleştirilecek.
Bu konudaki İşbirliği protokolü ASO Başkanı Nurettin Özdebir, TOBB Ekonomi ve Teknoloji Üniversitesi (TOBB ETÜ) Rektörü Prof. Dr. Yusuf Sarınay, Çankaya Üniversitesi Rektör Yardımcısı Prof. Dr. Selçuk Geçim ve TOBB Ankara İl Kadın Girişimciler Kurulu Başkanı Belma Yılmazyiğit tarafından ASO’da imzalandı. İmza törenine yazılımı gerçekleştirecek olan öğrenciler de katıldı.
Protokol öncesinde konuşan ASO Başkanı Nurettin Özdebir, bir kitabı ezberlemenin ya da sınavda iyi bir not almanın önemli olmadığını, asıl önemli olanın öğrencinin bildikleriyle ne yapabildiği olduğunu söyledi.
Tüm dünyada aynı eğitimi alan milyonlarla gencin bulunduğuna dikkati çeken Özdebir,” Sınırlar kalktı. Artık dünya, ticaret açısından kocaman bir pazar haline geldi. Bu pazarda olabilmek için farklı olabilmek lazım. Ben sizleri özellikle tebrik ediyorum. Öğrenci kardeşlerim, bildikleriyle ortaya bir eser koyacaklar. İnşallah daha başka yerlerde de bu başarıyı göstereceklerdir” dedi.
Salgın döneminde dijital yaşama dönüşün çok hızlandığını belirten Özdebir, sözlerine şöyle devam etti:
“Buna benzer işler yapan veya bunun birtakım fonksiyonlarını yapan birçok platform var. Ama siz bunları tek bir platforma topluyor, bütün üyelerinizin ihtiyaçlarını karşılayabilecek ve sonunda da kendi ürünlerini, kendi yapmış oldukları işlerini, ticari faaliyetlerini paylaşarak müşterinin yanı sıra sadece sosyal ilişkiler değil, ticari ilişkilerinde gelişmesini sağlayacak bir platform meydana getiriyorsunuz. Yani artık Ankara Kadın Girişimciler Kurulu, whatsapp, facebook, instagram gibi bir platform olabilir ama buna biraz daha emek vermek lazım. Güzel çalışma ama buna herkesin katılması lazım ki değer kazansın. İşleri elde tutabilmek girenlerin kayıtlarının onaylanması, içeriklerin kontrolü gibi birtakım şeylerin de yapılması lazım. Kadın Girişimcilerin bu platforma sahip çıkması gerekir” diye konuştu.
Özdebir konuşmasının sonunda böyle bir imkanı sağladıkları için başta öğrenciler, onları yönlendirenler, hocaları ve rektörleri olmak üzere çalışmada emeği geçenlere teşekkür etti.
TOBB ETÜ Rektörü Prof. Dr. Yusuf Sarınay da Türk iş dünyasının çatı kuruluşunun üniversitesi olduklarını ve dolayısıyla bu tip üniversite sanayi işbirliği girişimci faaliyetlerinin kendilerini çok heyecanlandırdığını söyledi.
Projenin kadın girişimcilere öncülük ve rehberlik yapması açısından önemli olduğunu belirten Sarınay, “Türkiye’ye örnek olacak bir proje. Dolayısıyla proje sayesinde bir araya gelecek tüm kadın girişimcilerin yaratacağı sinerji büyük işlere yol açacak, büyük potansiyel ortaya çıkaracak. Bu projeye destek veren değerli hocalarımıza öğrencilerimize de teşekkür ediyorum. Öğrencilik hayatınızda böyle bir şeye katkı vermeniz çok önemli. Bu girişimcilik ruhunuz ilerde de devam ederek gelişecektir. Bu açıdan bakıldığından bizim için çok anlamlı bir proje. Çünkü kadınlara iş hayatında verilen desteğin ayrı bir önemi var. Bu açıdan ben emeği geçen herkesi kutluyorum” diye konuştu.
Çankaya Üniversitesi Rektör Yardımcısı Prof. Dr. Selçuk Geçim ise Türkiye’de üniversite sanayi işbirliğinin çok güzel bir noktaya geldiğini ve daha da ileri gidebileceğini belirtti. 2003 yılından beri teknoloji transfer ofislerinin, teknoparkların kuruluşunda hatta yasanın çıkışından başlayarak üniversite sanayi işbirliğinin içinde olduğunu dile getiren Geçim, “Bu açıdan baktığımda çok heyecan duyuyorum. Ankara Sanayi Odası’nın bu işlerin içinde olması ayrı bir değer” dedi.
Geçim, Çankaya Üniversitesi’nin genç girişimci endeksinde ilk 50’in içinde olduğunu ve hedeflerinin her zaman daha da ileriye gitmek olduğunu söyleyerek Leonardo da Vinci’nin “Bilmekten daha önemlisi, yapmaktır” ifadesini kullandı.
TOBB Ankara İl Kadın Girişimciler Kurulu Başkanı Belma Yılmazyiğit de proje ile ilk hedeflerinin Ankara genelinde girişimci kadınlarının sayısını artırmak, birbirleriyle irtibatlarını sağlamak, ticaretlerini daha da ileriye götürerek ihracat hedeflerine ulaştırmak olduğunu söyledi.
Projenin hayata geçtiğinde sadece Ankara ile sınırlı kalmayacağını söyleyen Yılmazyiğit, “Üniversite sanayi işbirliği ile gerçekleştiren bu proje kadınlarımızı daha ileriye götürecek, birbirleri ile irtibatı ve çalışmayı daha da kolaylaştıracak. Bu proje sadece Ankara ile sınırlı kalmayacak. 81 İl’deki kadın girişimciler kurulunun birbirlerini tanımalarını ve çalışmalarını devam ettirmeleri şeklinde devam edecek” diye konuştu.
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın eşi Emine Erdoğan, Kadın ve Demokrasi Derneği (KADEM) tarafından Anadolu Ajansının global iletişim ortaklığında düzenlenen “Kültürel Kodlar ve Kadın” temalı 5. Uluslararası Kadın ve Adalet Zirvesi’nin gala yemeğine katılarak bir konuşma yaptı.
Bahariye Mevlevihanesi’nde düzenlenen programda konuşan Emine Erdoğan, tüm katılımcıları selamlayarak, yurt dışından gelen yabancı konuklara da “Hoş geldiniz” dedi.
Zirve vesilesiyle bir araya gelmekten duyduğu memnuniyeti dile getiren Emine Erdoğan, KADEM’in farklı temalarla her yıl düzenlediği zirvelerin, kadınlara dair evrensel meseleleri mercek altına aldığını, kördüğüm hâline gelmiş sorunların çözümlerine işaret ettiğini söyledi.
KADEM’in bugüne kadar yaptığı çalışmalarla, büyük bir ihtiyacı karşıladığına değinen Emine Erdoğan, derneğin kadın çalışmaları alanındaki tek sesliliğe, kendi medeniyet ve inanç dünyalarından yaklaşımlarla güçlü bir cevap verdiğini, kadınların, ailenin, toplumun yanında durduğunu dile getirdi. Tüm KADEM ailesine teşekkür eden Emine Erdoğan, derneğin başarılı çalışmalarının devamını diledi.
“KADINI HAKİKATİNDEN KOPARARAK YENİDEN ŞEKİLLENDİRMEYE ÇALIŞAN BİR GÜNDEMİN İÇİNDEYİZ”
Kadınların tarih boyunca hep tartışma konusu olduğunu vurgulayan Emine Erdoğan, sözlerini şöyle sürdürdü: “Dünya, her dönemde kadınlara dair yeni kodlar, yeni söylemler ve yeni roller üretmiştir. Buna rağmen kadınla erkeğin birbirini tamamladığı, fıtratın adalet terazisi olduğu bir dünya hâlâ kurulamadı. Maalesef, kadını hakikatinden kopararak yeniden şekillendirmeye çalışan bir gündemin içindeyiz. Kadınlar, sınırları her gün genişleyen popüler kültürün tahakkümü altında büyük mağduriyetler yaşıyorlar. Çünkü kadınlara vadedilen tüm hak, özgürlük ve başarıların ön koşulu öz kimliklerinden vazgeçmeleri. Kadınlar ötekileştirilmemek, sosyal hayattan dışlanmamak ya da işini kaybetmemek için bu koşulu kabul etmek zorunda kalıyorlar. O nedenle küreselleşmenin ve popüler kültürün, gözlerimizin önünde inşa ettiği yeni kodları, kılı kırk yararak irdelemeliyiz. Mesela, iş, teknoloji ve sanat dünyasına ait kültür kodlarının, kadınlarla ilgili neler söylediğine kulak kabartmalıyız.”
Modern dünyanın aileye yönelik tasarımının deşifre edilmesi gerektiğini belirten Emine Erdoğan, son zamanlarda öne çıkarılan rol modellere bakıldığında kadının bir özne olarak ailenin dışında, konumlandırıldığının görüldüğünü vurguladı.
Kadının emeği ev içinde kaldıysa, emeğinin de kendinin de görünmediğini dile getiren Emine Erdoğan, şunları söyledi: “İş yerlerinde kadın başarılı sayılırken, evdeki kadın hakir görülen bir konumda kalıyor. Evi ve işi arasında savrulan kadınların, ‘eşitlik’ adı altında sarf ettikleri insanüstü efor ve yaşadıkları çelişkiler göz ardı ediliyor. Benzer olarak annelik, kadının kendini gerçekleştirmesinin önündeki bir bariyer olarak sunuluyor. Evdeki kadının nesil yetiştiren, aile hayatını organize eden, her dakikası üretim ve sorumluluk dolu yaşamına tepeden bakılıyor. İşte tüm bunlar kadınları dar kalıplara mahkûm etmektir. Hayatın zenginliklerini, terazisini ve sunduğu seçenekleri yok etmektir.”
“KADINLARIMIZIN MEDENİYETİMİZ İÇİNDEKİ GÜÇLÜ VARLIĞINI HATIRLATMAMIZ GEREKİYOR”
Gerçek eşitlik ve özgürlüğün, kadınların fıtri hasletlerini korumalarına imkân sağlayacak ekosistemi oluşturmakla başladığını ifade eden Emine Erdoğan, konuşmasını şöyle sürdürdü: “Kadınların hayatın tüm alanlarında, kendi tabiatlarıyla var olmalarını sağladığımızda adalet ve denge ekseninde bir dünya zaten oluşacaktır. Hükûmetimiz bu anlayışla kadınların çalışma, sosyal ve eğitim hayatlarına yönelik reform niteliğinde iyileştirmeler yaptı. Kamusal yasakların kaldırılması da kadın meselelerinin en başta bir insan hakları mücadelesi ölçeğinde ele alınmasıyla başarıldı. Bu tecrübe, insanlık adına büyük bir kazanım olduğu gibi, evrensel bir referans noktasıdır. O nedenle bu başarılar sadece bizim gündemimiz olmamalı. El birliğiyle kadınlar adına kazandığımız hakları ve kadını örseleyen sistemlere karşı dik duruşumuzu tüm dünyaya anlatabilmemiz lazım. Zira bugün özgürlüğü sadece kendi değerleriyle tanımlayan dünyanın en medeni sayılan ülkelerinde bile kadınlar, ideolojik kıyımların kurbanı olabiliyorlar. Kamusal yasaklarla, mahalle baskısıyla, yaşamları görünmez prangalar içinde geçiyor.”
Emine Erdoğan, “Şu bir gerçek ki ana akım söylemler artık geçerliliğini yitirmiştir. Çözüm ise kadınların, hakikatlerinden koparılmadan var olabilecekleri reçeteler üretebilmektir. Dinimizin, kadın ve erkek arasında gözettiği, hassas dengeyi unutmayalım. Bizim inancımızda kadın ve erkek bir bütünün iki yarısıdır. Farklı fıtratlar ve farklı kabiliyetlerle hayatta yer alır, iş birliği içinde var olurlar. Dinimiz, kadınların ve erkeklerin, insan onuruna yaraşır hayatlar yaşamasının yollarını net bir şekilde ortaya koyuyor. Bu noktada bizim ödevimiz, bu prensipleri hayata aktarmaktır” dedi.
Dünyanın önemli bir dönemeçten geçtiğini vurgulayan Emine Erdoğan, ailenin DNA’sını bozmaya, kadını aileden koparmaya çalışanların çocuklar üzerinden çok çirkin hesaplar yaptığını dile getirdi.
Kadın hakları her konuşulduğunda cinsiyet kavramını belirsizleştiren küresel hareketin ortaya atıldığına dikkati çeken Emine Erdoğan, konuşmasını şöyle tamamladı: “Bizler büyük bir dayanışma içinde, bu dayatmaları bertaraf edecek güçlü formüller üretmek zorundayız. En başta da kadınlarımızın kendi medeniyetimiz içindeki güçlü varlığını onlara hatırlatmamız gerekiyor. Cesareti, azmi, rikkati ve vakarıyla temayüz eden Anadolu kadını, zamanlar üstü bir rol modeldir. Topraklarımızdan geçen seyyahların tarihe bıraktığı kayıtlar, Anadolu kadınının yüzyıllar öncesinde dahi sergilediği liderliğin delilleridir. Hanım sultanların vakıf eserleri, medeniyetimizde kadınların topluma yön veren figürler olduğunu anlatır. Şifahaneler, imaretler, aşevleri, camiler ve külliyeler ile donattıkları şehirler kadının dönüştürücü gücünü gösterir. Anadolu medeniyetinde ve İslam medeniyetinde çok güçlü bir kadın tarihi var. Bu tarihin güncel söylemlerle gün yüzüne çıkarılmaması, gerçekten çok düşündürücü. Tarihimize ve medeniyetimize, mührünü vurmuş kadınların örnekliğini geleceğe aktaracak projelerin hayati olduğuna inanıyorum.”
Programa; Aile ve Sosyal Hizmetler Bakanı Derya Yanık, KADEM Yönetim Kurulu Başkanı Saliha Okur Gümrükçüoğlu, Başkan Yardımcısı Sümeyye Erdoğan Bayraktar, Azerbaycan Aile, Kadın ve Çocuk Sorunları Devlet Komitesi Başkanı Bahar Muradova, Tanzanya Toplumsal Gelişim, Toplumsal Cinsiyet, Kadın ve Özel Gruplar Bakanı Onesphoro Gwajima, Libya Sosyal İşler Bakanı Wafaa Abu Bakhr Mohamed Al Kilani’nin yanı sıra sivil toplum kuruluşlarının temsilcileri, akademisyenler ve KADEM temsilcileri katıldı.
TÜRKSOY’un seçme eserlerinin yer aldığı 2000 adet kitap Almatılı okurlara hediye edildi.Hediye edilen eserlerin arasında 3 dilde hazırlanan Abay, Üç Arıs, Oljas Süleymanov, Cengiz Aytmatov gibi prestij eserler de yer aldı.
Etkinliğe Kazakistan Yazarlar Birliği Başkanı Ulugbek Esdaulet, TÜRKSOY Kazakistan Ülke Temsilcisi Bakıtjan Omarov, Daire Başkanı Sancar Mülazımoğlu ve Kazakistan edebiyat camiasının temsilcileri katıldı.
Kazakistan Cumhuriyetinin bağımsızlığının 30. yılı anısına düzenlenen etkinlikte, TÜRKSOY tarafından hediye edilen eserler Kazakistan’ın Almatı şehrinde bulunan farklı kütüphanelere dağıtılacak.
Etkinliği takiben, Karabağ’ın düşman işgalinden kurtarılması mücadelesini dünya kamuoyuna çalışmalarıyla duyuran Kazakistan medyasının temsilcilerinden Nurgali Jusipbay ile Serik Maleyev’e TÜRKSOY Basın Ödülü takdim edildi. Medya çalışanlarına ödüllerini TÜRKSOY Kazakistan Ülke Temsilcisi Bakıtjan Omarov takdim etti.
SOCAR Türkiye, 8 Kasım Karabağ Zaferi’ni ve şehitlerin hatırasını ölümsüzleştirmek üzere İzmir’in Aliağa ilçesinde ‘Azerbaycan Karabağ Hatıra Ormanı’ kurdu. 20 bin ağaçlık hatıra ormanının fidan dikim töreni, SOCAR Türkiye CEO’su Zaur Gahramanov’un ev sahipliğinde, Aliağa Kaymakamı Ömer Kocaman, Aliağa Belediye Başkanı Serkan Acar ve İzmir Orman Bölge Müdürü Zafer Derince’nin katılımlarıyla gerçekleşti.
Azerbaycan Cumhuriyeti Devlet Petrol Şirketi SOCAR’ın iştiraki olan SOCAR Türkiye, 30 yıldır işgal altında olan Karabağ’ın 8 Kasım 2020’de yeniden Azerbaycan topraklarına katılması zaferini ölümsüzleştirmek ve 44 gün süren mücadelede şehit olanların anısını yaşatmak üzere ‘Azerbaycan Karabağ Hatıra Ormanı’ kurdu. SOCAR’ın Türkiye’deki en büyük yatırımlarının konuşlandığı İzmir’in Aliağa ilçesinde kurulan hatıra ormanı için 22 Kasım’da fidan dikim töreni gerçekleştirildi.
SOCAR Türkiye CEO’su Zaur Gahramanov’un ev sahipliğinde ve SOCAR Türkiye çalışanlarından oluşan SOCAR Gönüllüleri’nin de katılımıyla gerçekleşen törene, Aliağa Kaymakamı Ömer Kocaman, Aliağa Belediye Başkanı Serkan Acar ve İzmir Orman Bölge Müdürü Zafer Derince katıldı. Samurlu mevkiinde bulunan 55 dönümlük alana dikilmek üzere Orman Genel Müdürlüğü’ne 20 bin adet kızılçam ve sedir ağacı fidanı bağışlanırken, törene katılan konuklar sembolik olarak fidan dikimi gerçekleştirerek, Karabağ Zaferi’ni ve şehitlerini andı.
“İKİ KARDEŞ ÜLKE OLARAK AZİZ ŞEHİTLERİMİZİ BİRLİKTE ANIYORUZ”
SOCAR Türkiye CEO’su Zaur Gahramanov, törende yaptığı konuşmada Karabağ Zaferi’ni iki devlet tek millet ülküsüyle kutladıklarını belirterek şunları söyledi: “SOCAR Türkiye olarak Azerbaycan Karabağ Hatıra Ormanımızı, bu zaferi ve şehitlerimizin hatırasını ölümsüzleştirmek için kurduk. İki kardeş ülke olarak, Karabağ’ı yeniden Azerbaycan toprağı yapan ve bize büyük bir zafer armağan eden aziz şehitlerimizi birlikte anmaktan gurur ve mutluluk duyuyorum.