İYİ Kİ VARSIN MERİH KARAYOL

İyi ki varsın Merih KARAYOL,

Geçmiş tarihinde, yüzyıllar öncesinin izlerini taşımakla birlikte, mağara, yer altı şehri ve höyük gibi arkeolojik eserler ve kalıntıların ışığında çok eski bir yerleşim merkezi olma özelliği ile, Anadolu’nun Türk ve İslam diyarı yapılması için mücadele verilen bölgelerin başında gelen, Osmanlı Devleti’nin son dönemlerinde Bölgenin Ankara Vilayetinin sancağı olan Kırşehir’e bağlı Keskin kasabasının, Kızılırmak Havzası içinde; Yahşihan, Kırık köyü ve Yuva Köyü gibi yerleşim alanları ile dikkati çeken, Cumhuriyetin ilk yıllarında kurulmaya başlanan Savunma Sanayisi ile çağdaşlaşmaya ve gelişmeye yönelen, Savunma Sanayisi üretimleriyle MKEK Fabrikaları, TÜPRAŞ Rafinerisi gibi diğer sanayi tesisleri ve Üniversitesi ile tarih, kültür, sanayi ve bilimin mükemmel bir bileşimi olan önemli bir Cumhuriyet Şehri Kırıkkale.

İyi ki varsın yazı dizimizde Akademik kariyerinde Ülkemiz başta olmak üzere Türk Cumhuriyetlerinde de isminden sıkça bahsettirmeyi başarmış Evli ve iki çocuk babası  Keçiören Belediye Başkan Yardımcısı Sayın Merih KARAYOL’ a yer verdim.

22.10.1971 tarihinde Kırıkkale’de doğmuş. Eğitim yıllarında doğup büyüdüğü şehir Kırıkkale’nin payı bir hayli büyük. Kırıkkale Tınaz İlkokulu sonrasında Atatürk Ortaokulu ve Kırıkkale Lisesinde devam eden eğitim dönemlerinden sonra 1992 yılında Gazi Üniversitesi Mühendislik ve Mimarlık Fakültesi İnşaat Mühendisliği bölümünden mezun oldu.  1993 yılında yine aynı fakültenin İnşaat Mühendisliği Bölümü Ulaştırma Anabilim Dalında Prof. Dr. Rüştü Yüce hocamızın asistanı olarak göreve başladı.  26 Eylül 1996 tarihinde Rüştü Yüce hocanın vefatı  sonrası  akademik kariyerime ara vermek istedi. Araştırma Görevlisi olarak çalıştığı Üniversiteden 1997 tarihinde ayrıldı. Aynı yıl  Orta Doğu Teknik Üniversitesi Mühendislik Fakültesi İnşaat Mühendisliği Yüksek Lisans Programına yurt dışı faaliyetleri için ara verdi.

Özelikle Türk Cumhuriyetleri içerisinde yer alan Türkmenistan’da Aşkabat Milli Müzesi projesinde yer aldı. Türk Tarihi ile alakalı Can ONAY imzalı projende Türk tarihi ve Türkmenistan ile ilgili özelliklere yer verilmiştir. Türkmenistan, başkent Aşkabat, Hazar denizi kıyısındaki Türkmenbaşı, kuzeyde Taşovuz, doğuda Çarçöv ve güneyinde Marı olmak üzere toplam 5 eyaletten oluşmaktadır. Müzenin merkezindeki kubbe işte bu beş eyalet ile ilişkilendirilen beş adet ve yirmi beş metre yüksekliğindeki beşerli kolon üzerinde yükselir. Turkuaz renkli kubbe, tarihte kurulmuş on altı Türk Devletini temsilen on altı dilimden oluşmuştur. Müzenin girişindeki protokol yolu İstanbul’un fethine istinaden 14 metre 53 cm genişliğinde yapılmıştır. Binaya giriş yapılan ana merdivenlerin genişliği de 1040 yılında yapılan Dandanakan savaşına atfen 10 metre 40 cm genişliğinde yapılmıştır. Her bir köşesi özel detaylarla bezenmiş müzenin binası deyim yerinde ise gergef gibi işlenmiş ve Türkmenistan’ın gezilecek görülecek yerleri listesinde en başlarda olan bir halı müzesi olarak hizmet vermektedir.

Bu yapının inşasında  çalıştığı Firmanın  şantiye şefi olarak görev alması ve böylesi özel projede çalışması kariyer basamaklarında ilki oluşturdu. Ülkemiz adına gerçekleştirdiği başarılı bir proje idi.

Birleşik Arap Emirlikleri, Abudabi ve Dubai’de dönemin önemli projelerinde çalıştığım firmanın proje müdürü olarak görev aldı. Abudabi’deki ilk projesinde ADNOC’a (Abu Dhabi National Oil Company) Zadco- Gasco New Headquarters binası oldu.  Emirliklerde Cornish bizde kordon adı verilen denizin hemen kıyısındaki ikiz kule daha sonra denizin doldurulması ile biraz daha denize uzak kalmıştır. İnşaat zamanında şantiye ofisi  ile deniz arasında sadece 20-30 metre var iken şimdilerde bu mesafe 350 metreye kadar çıkmıştır. 100 metre yüksekliğindeki ikiz kuleler birbirlerine ortadan bir köprü ile bağlanmışlardır. İlerleyen zaman içerisinde ihtiyaç gereği iki yanına ikinci ikiz kuleler yapılmıştır. Abudabi’nin tam karşısında bulunan Al Lulu adasından bakıldığında Abudabi’nin o muhteşem siluetinde yerini almış bu kulelerin yapımında çalışmış olmak benim için her zaman bir ayrıcalık olmuştur.

Dubai’deki ilk göz ağrımdır Emirates Towers diyor Merih Karayol. Üçgen planda yükselen; biri 300 m diğeri 350 m yüksekliğindeki alüminyum ve cam ile kaplanmış 2000 li yılların ilk yapılarından her zaman çok şık ve zarif bulduğu bu projede çalışmış olmaktan çok mutlu olduğunu ifade ediyor.

Merih KARAYOL ,

Her yeni proje yeni problemler demektir diyor ve ekliyor  her yeni problem ise tecrübeye eklenen yeni halkalar. Emirates Towers projesi de mesleki ve toplumsal anlamda oldukça fazla tecrübe edindiğim projelerden biridir. İlk defa üçgen şeklinde bir plana sahip yüzlerce metre yüksekliğinde bir projede çalışmak ilk zamanlarda da son zamanlarında da inanın nefes kesici idi. Her adımı detaylı düşünme ve hesaplamaya ihtiyaç duyulan narin bir vazo gibi elinizde tutmanız gereken özel bir proje.

Fairmont Sheikh Zayed Road, Dubai Havaalanı, Burj Al Arab, Abu Dhabi Trade Center ve National Bank of Abu Dhabi HQ projelerinde, Mısır’ da Kahire Nil nehri kıyısında 40 katlı Fairmont Hotel projelerinde de proje müdürü olarak görev aldı.

Dünyada ilk yedi yıldızlı oteli olan Burj Al Arab projesi dönemin en ilgi çeken inşaat projelerinden biri idi. Bu projede kullanılan malzemeler, detaylar her yönü ile olağanüstü idi. Yapay bir ada şeklindeki platform üzerinde inşa edilen bina, Jumeirah Plajı’ndan yaklaşık 280 metre uzunluktaki asma bir köprü ile karaya bağlanmıştır. 321 metre yüksekliği ile yapıldığı tarihte dünyanın en yüksek binası unvanını kazanan otel, günümüzde hala dünyadaki oteller içinde en yüksek binalardan biri olma özelliğine sahiptir. Bu proje gerçekten hayatımdaki dönüm noktalarından biridir.

Mısır’ın başkenti Kahire’de, Nil nehrinin hemen kıyısında yükselen kırk katlı, 780 odalı şimdiki adıyla Fairmont Nile City otelin devasa binası hem boyut hem de zorlu şartlarda aksiyon alma açısından önemli bir proje idi. Terastan bakıldığında Gize piramitlerinden Keops, Kefren ve Mikerinos çıplak gözle görülebiliyordu. Mısır ve Kahire’yi yaşamak, Egyption Museum olarak bilinen Mısır Müzesini, piramitleri, büyük Gize sfenksi ve daha birçok binlerce yıl öncesinden gelen mesajları yerinde görmek ve yaşamak önemli bir deneyimdi.

Kahire’den sonra tekrar Abudabi’ye dönmek aslında içimde bir bayram havası estirmişti. Hayat şartları ve yaşam kalitesi olarak oldukça iyi olan bu şehir Ankara’dan sonra en fazla severek yaşadığım ikinci şehirdir.

Abudabi Milli Bankasının yeni merkez binası projesi (National Bank of Abu Dhabi New Headquarter Building) yine yeni bir yolculuk ve omzumuza asmış olduğumuz heybeye tecrübe olarak dolacak kocaman bir projeydi. Kare formlu bir binanın tasarımla nasıl da farklı bir mimariye sahip olabileceğini göstermesi açısından böylesine güzel bir projede mimar Carlos Ott ile çalışmak mimarların neler yapabileceğini anlamamda oldukça etkili olmuştur. Bu proje kapsamında İtalya, Malezya ve Çin’de bulunmak ve o ülkelerde de iş yapmak benim için oldukça önemliydi.

Bir defasında Brezilya’nın başkenti Sao Paulo’ya gitmem gerektiğinde babamla yapmış olduğum telefon konuşmasını hiç unutamam. Hangi ülkeye, hangi şehre gidecek olursam mutlaka annemi-babamı arar nereye gideceğimi söyler, onların hayır duasını alırdım. Adet olduğu üzere babamı aradım ve haftaya bir süreliğine Brezilya’ya gideceğimi söyleyince karşı çıktı. “Brezilya neresi sen biliyor musun? Oraya gidilir mi? Gidilse bile dönülür mü?” Her defasında “yolun açık olsun, işin gücün rast gitsin” diye dua eden babam bu sefer razı olmamıştı. Ancak ustalıkla ikna ederek istediğim hayır duamı alıp çıkmıştım yola.

Yurt dışındaki birbirinden  başarılı projeler sonrasında 2003 yılında Türkiye’ye döndü. Ankara Keçiören Belediyesi’nde çalışmaya başladı. Cumhuriyet Kulesi projesinde kontrol mühendisi, Proje ve Ruhsat Şube Müdürlüğü, İmar Müdürlüğü, Emlak İstimlak Müdürlüğü ve Bilgi İşlem Müdürlüğü, görevlerinde bulundu. Ankara’nın yeni kulesi Cumhuriyet kulesi onun için artık yeni ve heyecanlandıran bir proje idi. Ankara’ya geldiğinde 13 metre derinliğinde kazısı yapılmış ve temelinin atılmasını bekleyen güzel bir projede kolları sıvayıp çalışmaya başladı. Kule’nin mimarı Ragıp Buluç ve statik Proje müellifi Kemal Türkarslan ile uyumlu bir şekilde çalıştılar. Mart 2009 yılında dönemin belediye başkanı Turgut Altınok’un görev süresi sona erdiği için kule inşaatı yarım kaldı.

Belediye başkanı ile eş zamanlı olarak belediyeden ayrılan Merih Karayol Ankara Üniversitesi’ne geçti. Üniversitenin Yapı İşleri ve Teknik Daire Başkanlığı Şube Müdürü olarak çalıştı. Daha sonra Gölbaşı Belediyesinde çalışmaya başladı ve burada İmar Müdürlüğü, Emlak İstimlak Müdürlüğü, Başkan Yardımcılığı ve Encümen üyeliği görevlerinde bulundu.

2013 yılında kariyer zincirinin bir halkasına Anadolu Üniversitesi İktisat Bölümünü bitirerek devam etti.  Çin, Malezya, Brezilya, İtalya, Katar, Kuveyt ve Cezayir’ de bulunarak bölgenin önemli projelerini inceledi. 2012-2017 yılları arasında Katar, Kuveyt ve Birleşik Arap Emirliklerinde projeleri bulunan bir firmanın koordinatörlüğü görevlerinde bulundu.

2018 yılında Türkerler Holding İnşaat Grup Başkan Yardımcılığı görevinde bulunan Melih KARAYOL, holdingin yapmakta olduğu Ankara Etlik Şehir Hastanesi, Kocaeli Şehir Hastanesi, İzmir Bayraklı Şehir Hastanesi, İzmir Mahall Bomonti, Mahall Ankara gibi oldukça önemli projelerde görev aldı.

Mart 2019 yapılan yerel seçimlerle birlikte Keçiören Belediye Başkan Yardımcılığı görevini üstlendi. Fen İşleri, Park Bahçeler, İmar, Emlak İstimlak ve Çevre Koruma Kontrol müdürlüklerinin çalışmalarını koordine ediyor ve Ankara’nın güzel merkez ilçesi Keçiören’e katma değer sağlamak için büyük bir özveri ile çalışmalarına devam ediyor. Bu görevlerinin yanı sıra, Türk Dünyası Mühendisler ve Mimarlar Birliği Yönetim Kurulu üyeliği, Kırıkkaleliler Vakfı Danışma Kurulu Üyeliği ve Ankara Üniversitesi Toplumsal Katkı Kordinasyon Kurul üyeliği görevlerini sürdürmekte.

Merih Karayol’un projesinde imzasının ve  büyük gayretinin olduğu Tepebaşı Mahallesi’ne inşa edilen Cumhuriyet Kulesi‘nin çalışmalarının yeniden başlayarak süratle tamamlanması için çalışmaların devam ettiğini ifade ederken, sadece Keçiören İlçemizin değil  Başkent Ankara’mızın önemli simgelerinden biri olacaktır. Yer aldığı konum ve 175,40 m  yüksekliği sayesinde Ankara’nın her yerinden görülecek muhteşem bir mimari yapıya sahip olup insanların keyifle vakit geçirebileceği birçok mekân yer alacaktır. Kulenin içinde yapılması planlanan başlıca mekanlar şöyledir; nikah salonları, sergi salonu, kapalı ve açık seyir terasları, uzay-cinedom platformu, mağazalar, spor salonu, market, güvercinlik platformu, fuaye alanı, sanat galerisi, heykel katı, kendi ekseni etrafında dönüş hareketi yapan döner restoran, iki katlı otoparkı bulunacaktır.

Merih KARAYOL ‘ un hayat felsefesinde, Cumhuriyetimizin kurucusu ve önder olarak kabul ettiği Gazi Mustafa Kemal Atatürk’ün “Yurt sevgisi ona hizmetle ölçülür” sözünü kendisine ilke edinmiş olması tüm başarılarının altında yatan gerçeği ortaya çıkarmaktadır.

Ülkesine olan sevdası, girişimci ruhu, vefalı ve uzlaşmacı bilge kişiliği, yurt içi ve yurt dışında, sayısız hizmetleri, uzmanlık kariyerinde yaratıcılık özelliği ile toplumun sevgisini, saygınlığını ve takdirini almış şahsiyeti ile, 21. Yüzyıl Bilişim Dünyasında, özelikle siyasi kariyer ve İnşaat sektöründe, sayısız  projeleri ile  insanlık adına faydalı çoğu kapsamlı donanımları  hayata kazandıracağını biliyoruz. Onun ülkemizde ve yurt dışında büyük ihtimamla ve mücadele ile yaptığı Akademisyen ruhunun devamlılığı adına

İyi ki varsın Merih KARAYOL diyorum

Gül ALCANSOY