DÜNYA
ZENGİN TÜRK MUTFAĞI DÜNYAYA TANITILIYOR
Haberler
2 sene önceon
By
Gul Alcansoy







Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın eşi Emine Erdoğan, Türk mutfağının sağlıklı, geleneksel ve atıksız yönleriyle dünya mutfaklarında öncü bir yer edineceğini belirterek, “Bu güce inanır, el birliği yaparsak, gastrodiplomasi alanında yeni rekorlar kırabiliriz.” dedi.
Emine Erdoğan, Anadolu’nun binlerce yıllık geleneksel yemek tariflerinin ilk kez sağlıklı ve atıksız yönleriyle dünyaya açıldığı “Asırlık Tariflerle Türk Mutfağı” kitabının İstanbul Cam ve Billur Müzesi’ndeki tanıtım programında, böylesine heyecan verici bir projenin hayata geçtiğini görmenin gerçekten büyük mutluluk olduğunu söyledi.
Birbirinden değerli şefler ve akademisyenlerin çok titiz bir çalışma yürüttüklerini, zengin mutfak kültürünün hak ettiği yeri bulması için büyük özveri gösterdiklerini bildiren Erdoğan, bu güzide eserin hazırlanmasında emeği geçen herkese, projeyi yürüten Kültür ve Turizm Bakanlığına, destek veren Türkiye Turizm ve Tanıtım Geliştirme Ajansına (TGA) teşekkürlerini sundu.
Erdoğan, kitabın dünyanın önemli kütüphaneleri ve gastronomi raflarında yer alacağı gibi kültürel diplomasi alanında da yeni bir köprü olacağını dile getirdi.
Yemeği, “kültür”, “her toplumun milli kimliği”, “insanlar arasında iletişimi ve dostluğu pekiştiren en hızlı yol” ve “duyguların taşıyıcısı” olarak tanımlayan Erdoğan, şöyle konuştu:
“Doğumdan düğünlere birçok özel anı yemek kültürümüzle taçlandırırız. Etrafında toplandığımız sofralar, bizi birbirimize dost kılar. Atasözlerimizde bu tecrübeyi aktaran nice güzel söz vardır. ‘Bir kahvenin kırk yıl hatırı olması’, vefanın, sadakatin ve hoşgörünün haber cisidir. ‘Tatlı yiyip tatlı konuşmak’, mutfak kültürünün barışı tesis etmedeki gücünü ifade eder. Geleneğimizde misafire, yabancıya, yolcuya sofra kurmak, gönüller arasına asılan bir köprüdür. İkram kültürümüz dillere destandır. Böylesi bir yaşam kültürüne sahip olduğumuz için gerçekten çok şanslıyız.”
Emine Erdoğan, sofraların aile bağlarını kuvvetlendirdiğini, dostluk bağlarını mayalayıp büyüttüğünü anlatarak, “Bayram sofralarının verdiği sevinci hangimiz unutabiliriz? Gurbette olduğumuzda, hiçbir şey memleket yemeğinin yerini asla tutmaz. Ekmeğin kokusu, hasretleri giderir. İşte tüm bu sebeplerle mutfak, küreselleşen dünyada özel konumunu koruyabilen nadir değerlerdendir.” ifadelerini kullandı.
“Türk mutfağı, asırlardan beri ocaktan tüten bir bilgelik birikimidir”
İletişimin yıldızının parladığı bir çağ yaşandığına değinen Erdoğan, küreselleşme ve iletişim teknolojilerinin erişimi çok kolaylaştırdığını, kültürel alışverişin herkesin deneyimi olduğunu, bu süreçte mutfağın hem bir sektör hem de bir diplomasi aracı olarak önemli roller üstlendiğini kaydetti.
Emine Erdoğan, gastrodiplomasinin son yıllarda tüm dillerde yerini aldığına dikkati çekerek, “Ulusal mutfak, toplumların yumuşak gücü olarak konumlandı. Bunun yanında, turizmin lokomotif bir kuvveti haline geldi. Metropollerde, etnik restoranlar bir cazibe merkezi haline gelmiş durumda. Bu restoranlar aynı anda kültürel diplomasinin yürütüldüğü, yabancıların tanış olduğu mekanlardır. Bir araştırmada, farklı ülke mutfaklarına ait yiyecekleri tüketenlerin yüzde 57’sinin kültüre dair görüşlerinin olumlu yönde değiştiği saptanmış. Yabancı bir ülkeye ait restorana gittiğinizde, o ülkenin kültürüne dair büyük bir içgörü kazanırsınız. Ben de bunu yurt dışında sıklıkla tecrübe etmişimdir. Dolayısıyla lezzet dünyasında kendini ön sıralara yerleştirenlerin, tüm dünyanın kalplerini kazandıkları aşikardır.” diye konuştu.
Uluslararası platformda, hem imaj oluşturma hem de marka haline gelmenin yolunun yine mutfaktan geçtiğini vurgulayan Erdoğan, konuşmasına şöyle devam etti:
“Bu kapsamda Türk mutfağına baktığımızda, elimizde ne kadar zengin bir potansiyelin olduğunu görebiliriz. Anadolu’da binlerce yıla yayılan ve birçok katmana sahip kadim bir tarihimiz var. Birçok medeniyetin doğumhanesi olmuş topraklarımızda, mutfağımızın da yüzlerce yıllık bir geçmişi var. Türk mutfağı, asırlardan beri ocaktan tüten bir bilgelik birikimidir. Her bir lokma, tarihsel deneyimimizden ve inanç dünyamızdan muhtevalar taşır. Reçetelerimiz, insanın ruh ve bedeni arasındaki hassas dengeyi gözeten şifa kaynaklarıdır. Adeta başlı başına bir eczanedir aynı zamanda. Bildiğiniz gibi, geleneksel reçetelerimizin birçoğu hekimlerle oluşturulmuşlar. Şifahanelerde hekimlerle işinde mahir aşçıların birlikteliğini görürsünüz. Oysa bugün, endüstrileşmiş küresel mutfak, insan sağlığını tehdit eder vaziyette maalesef.”
“Türk mutfağı, turşu küpleri ve sirkeleriyle şifa sunuyor “
Her yıl kronik hastalıkların sebep olduğu milyonlarca ölümün temelinde yanlış beslenme olduğunun altını çizen Erdoğan, şunları kaydetti:
“Türk mutfağı ise kaynayan tencerelerinde, turşu küplerinde, sirkelerinde ve şerbetlerinde her zaman şifa sunuyor. Dünyayı her gün daha çok hastalandıran fast food kültürüne karşı, yerel mutfakların çözüm merkezi haline gelmesi çok sevindirici. Bu anlamda, dünyanın her yerinde büyüyen bir ilgi var. Ben de şehir ziyaretlerimizde valilerimize, yerel yönetimlerimize, STK’larımıza bunu tavsiye ediyorum. ‘Her şehrimizin bir gastronomi kitabı rehberi olmalı’ diyorum. Türk mutfağı, yeme içme trendlerinin tümüne cevap verir durumdadır. Özellikle hızla yükselen vejetaryen yönelimler için mutfağımız sınırsız seçenekler sunmakta. Bunun yanında, kalan her parça yiyeceğin, bambaşka bir ürüne dönüşebildiği bir mucizeye sahibiz. Yani gıdanın korunması da doğal olarak gerçekleşiyor. Tabii bu da yemeği bir tüketimden öte, bir bilgeliğe dönüştürüyor. Ülkemizdeki iklim çeşitliliğinin ve verimli toprakların sunduğu yüksek bir ürün çeşitliliğimiz var. Envaiçeşit yabani ot, mantar, sebze ve meyve, mutfağımızı bir şölene çeviriyor. Kendi bölgesinde yetişen ürünlerle hazırlanan yemekler, kültürün ve tarihin portresi haline geliyor. Bu anlamda da yemeklerimizin birçoğunun coğrafi işaret alabilecek nitelikte olduğuna inanıyorum.”
İlk kez “Türk Mutfağı Haftası” ilan edildi
Emine Erdoğan, Türk mutfağının diğer ülke mutfakları arasında çok ayrı bir yeri olduğunu ancak bu şöhretin sadece birkaç çeşit yemekle sınırlı kalırsa Türk mutfağının asırlarla ölçülen tarihine büyük haksızlık olacağını düşündüğünü dile getirdi.
Türk aşçılarının başarılarının dünyaya mal olduğunu hatırlatan Erdoğan, dünyanın en önemli gastronomi yarışmalarında şampiyonluk elde etmiş gastronomi yıldızları olduğuna, Türk aşçılarının açtığı restoranlardan “Dünyanın en iyi 50 restoranı” listesine girenler bulunduğuna, “Michelin yıldızı” ve bu alanda dünyanın önde gelen ödüllerini almış aşçılar olduğuna dikkati çekti.
Gaziantep, Hatay ve Afyonkarahisar’ın, “UNESCO Yaratıcı Şehirler Ağı” içerisinde bulunduğunu, abugannuş, oruk, künefe, lokum, kaymak, sucuk ve pöçün UNESCO tarafından koruma altına alınan Türk yemekleri olduğunu aktaran Erdoğan, Türk mutfağını “daha nice büyük keşiflerin yapılabileceği bir derya” olarak niteledi.
Erdoğan, aşçılığın, gençler arasında tercih edilen bir meslek olmasının da çok sevindirici olduğunu belirterek, bu zengin kültür mirasıyla çok büyük başarılara imza atacaklarından emin olduğunu ifade etti.
“Asırlık Tariflerle Türk Mutfağı kitabının, Türk mutfağının dünyaya tanıtımına anlamlı bir katkı sunmasını ümit ediyorum.” diyen Erdoğan, şu değerlendirmelerde bulundu:
“İlk kez, bir ‘Türk Mutfağı Haftası’ ilan edilmesini de son derece önemli buluyorum. İnşallah bu gelişme, coğrafyamızın lezzetlerle dolu güzergahlarında, muhteşem yolculukların vesilesi olacak, Türk mutfağından en kısa zamanda, büyük ve uluslararası markalar doğmasına katkı sağlayacak. Hülasa işimiz yeni başlıyor. İnanıyorum ki Türk mutfağı, sağlıklı, geleneksel ve atıksız yönleriyle dünya mutfaklarında öncü bir yer edinecek. Bu güce inanır, el birliği yaparsak, gastrodiplomasi alanında yeni rekorlar kırabiliriz.”
Kitabın hazırlanmasına katkı veren şefler ve akademisyenlere teşekkür eden Erdoğan, heyecanlarını paylaşarak aralarına katılan gastronomi sektörünün önemli temsilcilerine, medya mensuplarına ve yazarlara da şükranlarını sundu.
“Eserde, sadece yemek tarifleri değil Türk kültürüne dair ciddi bilgiler de yer alıyor”
Kültür ve Turizm Bakanı Mehmet Nuri Ersoy da “Asırlık Tariflerle Türk Mutfağı” eserinin, bugüne kadar Türk mutfağı ile ilgili yayımlanmış en geniş çaplı ve gerçekçi eser olma özelliğine sahip olduğunu dile getirdi.
“Yakın zamanda dünyanın birçok farklı dilinde çevrilecek olan eserde, sadece yemek tarifleri değil aynı zamanda Türk kültürüne dair ciddi bilgiler de yer almaktadır.” diyen Ersoy, şöyle devam etti:
“Çünkü Türk mutfağını doğru anlamanın yolu Türk kültürünü de tanımaktan geçmektedir. Eğer Türk kültür dünyasını belirleyen ruh anlaşılabilirse işte o zaman Türk mutfağında hiçbir yiyeceğin israf edilmemesinin önemi de anlaşılmış olur. Bu ruh toplumun her alanına sirayet edip güzelleştirdiği gibi mutfağına da girip gastronomi anlayışını belirler. Mutfak sadece yenilen içilen bir yer olmaktan çıkar, nimete saygının, paylaşmanın ve şükretmenin ne kadar önemli olduğunun anlaşıldığı bir aleme evrilir.”
Küreselleşen dünyada bireylerin artık yerel lezzetlerin tadına bakmak için dahi olsa turizm faaliyetlerinde bulunduklarını belirten Ersoy, “Bizler de turizmin birçok alanında olduğu gibi gastronomi turizminde de etkili tanıtımlar yaparak dünya turizminin dikkatini bu alana çekiyoruz. Bu gayeyle bugün tanıtımını yaptığımız, Asırlık Tariflerle Türk Mutfağı adlı eserin hayırlı olmasını diliyorum. Bizlerden desteğini esirgemeyen Sayın Hanımefendi başta olmak üzere bu çalışmaya katkı sağlayan herkese şükranlarımı arz ediyorum.” diye konuştu.
Bu arada Ersoy, Bakanlık olarak 21-27 Mayıs’ı “Türk Mutfağı Haftası” ilan etme kararı aldıklarını da duyurdu.
Konuşmaların ardından Bakan Ersoy, Emine Erdoğan’a “Asırlık Tariflerle Türk Mutfağı” kitabını takdim etti.
Programa, kitap danışmanları, ünlü şefler, Türk mutfağının geleneksel tatlarını yaşatan sektör temsilcileri ve gastronomi yazarları da katıldı. Gecede, Prof. Dr. Mehmet Öz’ün kitaba dair görüşlerini anlattığı video mesajı da izletildi.
Gece sonunda Emine Erdoğan ve Bakan Ersoy, katılımcılarla hatıra fotoğrafı çektirdi.
Kitap Hakkında
Emine Erdoğan’ın öncülüğü ve Cumhurbaşkanlığı himayesinde, TGA iş birliğinde, Kültür ve Turizm Bakanlığının desteğiyle ünlü şef, akademisyen ve uzmanların katkılarıyla hazırlanan kitap, Türk mutfağının zenginliğini uluslararası alanda tanıtmayı amaçlıyor.
Türk mutfağının sağlıklı saklama ve pişirme teknikleri ile atıksız, ekolojik ve sürdürülebilir özelliklerine dikkatin çekildiği kitapla asırlık geleneksel tariflerin aslına uygun reçeteleri kayıt altına alınarak gelecek nesillere aktarılması hedefleniyor.
5 danışman ve 14 ünlü şefin katkılarıyla
Asırlık tarifleri aslına uygun reçetelerle kayıt altına alan kitabın hazırlanmasına akademisyen, uzman ve ünlü şefler destek verdi. Kitap, Prof. Dr. Mehmet Öz, Prof. Dr. Arif Bilgin, Prof. Dr. Günay Kut, Doç. Dr. Özge Samancı ve Dr. Gönül Paksoy danışmanlığında, Ebru Erke’nin koordinatörlüğünde hazırlandı.
Kitaba ünlü şefler Ali Ronay, Arda Türkmen, Aydın Demir, Cüneyt Asan, Eyüp Kemal Sevinç, Fatih Tutak, Ömür Akkor, Savaş Aydemir, Sezai Erdoğan, Sinem Özler, Şemsa Denizsel, Şerife Aksoy, Yılmaz Öztürk, Zeki Açıkgöz özel tariflerle katkı verdi. Kitapta atıksız, fermente, yöresel, yerel, glütensiz gibi sağlıklı ve alternatif beslenmeye yönelik 218 tarif yer alıyor.
Dünya kütüphanelerinde yerini alacak
“Asırlık Tariflerle Türk Mutfağı” kitabı, uluslararası üst düzey tanıtım kapsamında Cumhurbaşkanlığı yayınlarından prestij kitap olarak basılacak. Aynı zamanda Kültür ve Turizm Bakanlığı yayınlarından Türkçe basılacak kitap, Ekim 2021 itibarıyla kitabevlerinde satışa sunulacak.
İngilizce versiyonu “Turkish Cuisine With Timeless Recipes” adıyla uluslararası alanda yayımlanacak kitap, başta İngilizce, İspanyolca ve Arapça olmak üzere birçok dile çevrilecek. Kitap, Türk mutfağını, sadece geçmişe ve geleneğe değil, geleceğe iz bırakan yaklaşımı ve tarifleriyle uluslararası ölçekte tanıtmayı amaçlıyor


SİZİN İÇİN SEÇTİKLERİMİZ
-
Türkiye-Kazakistan Dostluk Parkı açıldı
-
TBMM-KAZAKİSTAN PARLAMENTOSU ARASINDA İŞ BİRLİĞİ PROTOKOLÜ İMZALANDI
-
Emine Erdoğan, Kadın ve Adalet Zirvesi’nin gala yemeğine katıldı
-
Techxtile Start-Up Challenge ödülleri sahiplerini buldu
-
TÜRKSOY’un seçme eserlerinin yer aldığı 2000 adet kitap Almatılı okurlara hediye edildi.
-
2018 yılında bin 541 olan kadın çalışan sayısını 3 binin üzerine çıkarmayı başardık



TBMM BAŞKANI ŞENTOP, KAZAKİSTAN MECLİS BAŞKANI KOŞANOV İLE BİRLİKTE, “TÜRKİYE-KAZAKİSTAN DOSTLUK PARKI”NIN AÇILIŞINI GERÇEKLEŞTİRDİ
TBMM Başkanı Prof. Dr. Mustafa Şentop, “Bugün olduğu gibi gelecekte de gerek Türkiye ve Kazakistan arasındaki ikili ilişkilerde gerekse bağımsız Türk devletleri arasındaki çok taraflı ilişkilerde kardeşlik, işbirliği ve dayanışma irademizi her zeminde ortaya koymaya devam edeceğiz.” dedi.
Türkiye Büyük Millet Meclisi (TBMM) Başkanı Mustafa Şentop, “Bugün olduğu gibi gelecekte de gerek Türkiye ve Kazakistan arasındaki ikili ilişkilerde gerekse bağımsız Türk devletleri arasındaki çok taraflı ilişkilerde kardeşlik, işbirliği ve dayanışma irademizi her zeminde ortaya koymaya devam edeceğiz.” dedi.
Mamak Belediyesince yaptırılan Türkiye-Kazakistan Dostluk Parkı’nın açılışında konuşan Şentop, Türkiye ve Kazakistan arasında dostluğun pekiştirilmesi için atılan her adımın mutluluk verdiğini söyledi.
Kazakistan’ın bağımsızlığından beri ilerleyen ilişkilere kardeşlik bilinci ve duygusunun yol gösterdiğini belirten Şentop, “Soydaş ve kardeş bir devlet olarak Kazakistan’ın sevincini kendi sevincimiz bildik, Kazakistan’ın kederini kendi kederimiz gibi gördük ve hissettik. Dostluk ve kardeşlik ilişkilerimiz, gerçek bir bağ olduğunu kara günlerde de ispatlamıştır. Türkiye olarak yaşadığımız deprem felaketinde bize yürekten gelen, dost elini uzatan Kazakistan’ın gösterdiği dayanışma ve destek bizim için çok kıymetlidir.” diye konuştu.
Türk Devletleri Teşkilatında (TDT) somutlaştığı gibi hükümetler arasındaki ilişkilerin çok derin ve boyutlu olduğunu dile getiren Şentop, iki ülke arasında 10 yılı aşkın süredir yüksek düzeyli, stratejik işbirliği olduğu vurguladı.
İki ülke cumhurbaşkanının, devletleri ortak amaç ve istikamette beraberce ilerletmek için iradelerini her zaman açıkça ifade ettiğini anlatan Şentop, konuşmasını şöyle sürdürdü:
“Enerji ve savunma gibi alanlarda yaptığımız işbirliği, ülkelerimizin tam bağımsız duruşuna güç katmaktadır. Bu güzel parkı ziyaret eden insanlar, halkımız, Kazakistan’a ve Kazakistan halkına duyduğu kardeşlik hislerini yakından tekrar yaşayacaktır. Ankara’nın kalbinde Kazakistan’a adanmış diğer abidelerde olduğu gibi bu parkta Kazakistan’ın yüreğimiz de tuttuğu yerin nişanesi olacak, dostluğumuzu somut olarak sergileyecektir. Bugün olduğu gibi gelecekte de gerek Türkiye ve Kazakistan arasındaki ikili ilişkilerde gerekse bağımsız Türk devletleri arasındaki çok taraflı ilişkilerde kardeşlik, işbirliği ve dayanışma irademizi her zeminde ortaya koymaya devam edeceğiz.”
Programa, AK Parti Genel Başkan Yardımcısı Jülide Sarıeroğlu, AK Parti Ankara Milletvekili Yıldırım Tuğrul Türkeş, Mamak Belediye Başkanı Murat Köse, iki ülkenin diplomatik temsilcileri ve çok sayıda davetli katıldı.

сәуірде Анкарадағы Мамак муниципалитетінде Қазақстан-Түркия достық паркінің салтанатты ашылуы өтті.
Аталған іс-шараға Түркі мемлекеттері Парламенттік Ассамблеясының ХІІ пленарлық отырысына қатысу үшін Түркияға жұмыс сапарымен келген Қазақстан Республикасының Парламент Мәжілісінің төрағасы Ерлан Қошанов пен Түркия Республикасы Ұлы Ұлттық Мәжілісінің төрағасы Мұстафа Шентоп, Мамақ муниципалитетінің төрағасы Мурат Көсе, Қазақстан Республикасының Түркиядағы Елшісі Еркебұлан Сәпиев, Түркия Республикасы Сыртқы істер министрінің орынбасары Мехмет Кемал Бозай, зиялы қауым және диаспора өкілдері, қала тұрғындары және бұқаралық ақпарат құралдары қатысты.
Мәжіліс спикерлері парктің ашылу салтанатында сөйлеген сөздерінде осындай игі істер – түбі бір, мәдениеті мен тарихы ортақ тамырлас екі елдің достығы мен ынтымағын одан әрі нығайта түсетінін атап өтті.
Саябақ Анкараның көне тарихи орталығы – Мамак ауданында орналасқан. Ауданы 14 мың шаршы метр. Онда отбасылық демалыс, жүгіру және дене шынықтырумен айналысу үшін барлық жағдай жасалған. Саябақта Күлтегін, Білге Қаған, Тоныкөк жазба ескерткіштері орнатылған. Сондай-ақ қазақтың ұлы ақыны Абай Құнанбайұлы мен дана философ Әл-Фарабидің мүсіндері бар.







DÜNYA
TBMM-KAZAKİSTAN PARLAMENTOSU ARASINDA İŞ BİRLİĞİ PROTOKOLÜ İMZALANDI
Haberler
1 ay önceon
28 Nisan 2023

Kazakistan’da 19 Mart’ta gerçekleştirilen parlamento seçimlerinden dolayı tebriklerini ileten Meclis Başkanı Şentop, “Yeni Meclisin, kardeş Kazak halkının esenliği ve refahı için faydalı çalışmalar yapacağından eminim. Yeni dönemin hayırlı olmasını diliyorum” dedi.
Meclis Başkanı Şentop, 6 Şubat depremlerinden dolayı Kazakistan’ın desteği için de teşekkür ettiği konuşmasında, “Böylesi acıların yaşandığı bir dönemde kardeşlerimizin yanımızda olduğunu bilmek bizler için en büyük teselli kaynağı oldu” diye konuştu.
İkili ilişkiler ve bölgesel sorunların da ele alındığı görüşmede Şentop, Kazakistan’ın istikrarının hem bölgesi hem bütün Türk dünyası için büyük önem taşıdığını vurguladı. Kazakistan’ın, Türk Devletleri Teşkilatı’nın (TDT) kurumsallaşmasında öncü rolü olduğunu belirten Şentop, Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti’nin gözlemci üyelik statüsü almasından duyduğu memnuniyeti dile getirdi. Şentop, “Bu kararın ardından, KKTC’nin TÜRKPA’da bulunmaması büyük bir eksiklik olurdu. Bu toplantı vesileyle, KKTC Cumhuriyet Meclisinin TÜRKPA’ya gözlemci üyeliği de inşallah tamamlanmış olur ve liderlerimizin Türk dünyası için attığı güçlü adımlara biz de ayak uydurmuş oluruz. Kuzey Kıbrıslı Türk kardeşlerimizin on yıllardır uğradığı insanlık dışı ambargo ve izolasyona Türk dünyasının razı olmadığını bundan böyle somut eylemlerimizle de göstermemiz gerektiği kanaatindeyim” dedi.
Meclis Başkanı Şentop ayrıca, parlamentolar arasında imzalanan “İşbirliği Protokolü”nün de iki ülke arasındaki temasları daha da artıracağına olan inancını dile getirdi. “Bu Protokol, iki Parlamento arasındaki dostluk ve kardeşliği güçlendirme konusunda duyduğumuz arzunun ve ortak iradenin bir göstergesidir” değerlendirmesinde bulundu.
Kazakistan Meclis Başkanı Yerlan Koşanov da konuşmasında, Türkiye’de meydana gelen deprem felaketinden dolayı üzüntülerini dile getirdi. Koşanov, ilk yurtdışı ziyaretini Türkiye’ye yaptığını vurgulayarak, bunun sembolik olarak önemine işaret etti. Kazakistan Meclis Başkanı Koşanov, Türkiye’nin izlediği dış politikayı yakından takip ettiklerini ifade eden Koşanov, özellikle Ukrayna Rusya savaşı konusunda arabulucu rolüne dikkat çekti. Koşanov, parlamentolar arasında imzalanan protokolün de iki ülke ilişkilerinin temposunu daha da yükselteceğine olan inancını dile getirerek, “Protokol, parlamentolarımız arası ilişkilere ivme kazandıracaktır” dedi.
Görüşme sonrasında iki Meclis Başkanı, Kazakistan Parlamentosu ve TBMM arasında İş Birliği Protokolü’nü imzaladı.
Meclis Başkanı Şentop, Kazakistan Meclis Başkanı Koşanov ile birlikte Mamak’ta açılışı gerçekleştirilecek olan Türkiye-Kazakistan Dostluk Parkı’na kendi kullandığı TOGG araç ile geçti.

Кеше Мәжіліс төрағасы Ерлан Қошанов бастаған депутаттар тобы Анкараға, Түркі мемлекеттері Парламенттік Ассамблеясының ХІІ пленарлық отырысына қатысу үшін арнайы келді.
Ұшақтан түсе сала ресми шаралар басталып кетті.
Түркия Республикасы Ұлы Ұлттық Жиналысының ғимаратында екі елдің заң шығарушы органдарының басшылары – Ерлан Қошанов және Мұстафа Шентоп бастаған делегация түбір халықтардың өзара достық, экономикалық және стратегиялық байланыстарды тереңдету жайын сөз етті.
Жиын соңында екіжақты ынтымақтастық туралы хаттамаға қол қойды.
Кеше Анкараның тарихы терең аудандарының бірі – Мамак муниципалитетінде Қазақстан-Түркия достық саябағы ашылды. Шараның ресми ашылуында Мәжіліс төрағасы бауырлас екі тамыры терең тарихына, дипломатиялық байланысына, екі ел басшыларының берік ұстанымдарына ерекше тоқталды.
Биыл Түркия Республикасының құрылғанына – 100 жыл! Осы ғасырлық саяси жеңіс қарсаңында ашылған саябақтан түбі бір бабаларымыз Күлтегін, Білге Қаған, Тоныкөктің тасқа жазып, тарихқа қаттаған рухты сөздері орын алыпты.
Сонымен бірге, ұлы данышпан Әбу Насыр әл-Фараби мен һакім Абайға саябақ аумағында арнайы бюст орнатылған.
700 мың халқы бар Мамак ауданы тұрғындарының серуеніне арналған ғажайып саябақта сейілдеген жандар Қазақ-Түрік бауырластығын ешқашан ұмытпайтыны даусыз.
Бүгін Ұлы Ұлттық Жиналысы ғимаратында Түркі мемлекеттері Парламенттік Ассамблеясының Кеңесі отырысы мен Түркі мемлекеттері Парламенттік Ассамблеясының ХІІ пленарлық жиына өтеді.
Сол отырысқа қатысатын боламыз.




DÜNYA
Emine Erdoğan, Kadın ve Adalet Zirvesi’nin gala yemeğine katıldı
Haberler
7 ay önceon
8 Kasım 2022



Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın eşi Emine Erdoğan, Kadın ve Demokrasi Derneği (KADEM) tarafından Anadolu Ajansının global iletişim ortaklığında düzenlenen “Kültürel Kodlar ve Kadın” temalı 5. Uluslararası Kadın ve Adalet Zirvesi’nin gala yemeğine katılarak bir konuşma yaptı.
Bahariye Mevlevihanesi’nde düzenlenen programda konuşan Emine Erdoğan, tüm katılımcıları selamlayarak, yurt dışından gelen yabancı konuklara da “Hoş geldiniz” dedi.
Zirve vesilesiyle bir araya gelmekten duyduğu memnuniyeti dile getiren Emine Erdoğan, KADEM’in farklı temalarla her yıl düzenlediği zirvelerin, kadınlara dair evrensel meseleleri mercek altına aldığını, kördüğüm hâline gelmiş sorunların çözümlerine işaret ettiğini söyledi.
KADEM’in bugüne kadar yaptığı çalışmalarla, büyük bir ihtiyacı karşıladığına değinen Emine Erdoğan, derneğin kadın çalışmaları alanındaki tek sesliliğe, kendi medeniyet ve inanç dünyalarından yaklaşımlarla güçlü bir cevap verdiğini, kadınların, ailenin, toplumun yanında durduğunu dile getirdi. Tüm KADEM ailesine teşekkür eden Emine Erdoğan, derneğin başarılı çalışmalarının devamını diledi.
“KADINI HAKİKATİNDEN KOPARARAK YENİDEN ŞEKİLLENDİRMEYE ÇALIŞAN BİR GÜNDEMİN İÇİNDEYİZ”
Kadınların tarih boyunca hep tartışma konusu olduğunu vurgulayan Emine Erdoğan, sözlerini şöyle sürdürdü: “Dünya, her dönemde kadınlara dair yeni kodlar, yeni söylemler ve yeni roller üretmiştir. Buna rağmen kadınla erkeğin birbirini tamamladığı, fıtratın adalet terazisi olduğu bir dünya hâlâ kurulamadı. Maalesef, kadını hakikatinden kopararak yeniden şekillendirmeye çalışan bir gündemin içindeyiz. Kadınlar, sınırları her gün genişleyen popüler kültürün tahakkümü altında büyük mağduriyetler yaşıyorlar. Çünkü kadınlara vadedilen tüm hak, özgürlük ve başarıların ön koşulu öz kimliklerinden vazgeçmeleri. Kadınlar ötekileştirilmemek, sosyal hayattan dışlanmamak ya da işini kaybetmemek için bu koşulu kabul etmek zorunda kalıyorlar. O nedenle küreselleşmenin ve popüler kültürün, gözlerimizin önünde inşa ettiği yeni kodları, kılı kırk yararak irdelemeliyiz. Mesela, iş, teknoloji ve sanat dünyasına ait kültür kodlarının, kadınlarla ilgili neler söylediğine kulak kabartmalıyız.”
Modern dünyanın aileye yönelik tasarımının deşifre edilmesi gerektiğini belirten Emine Erdoğan, son zamanlarda öne çıkarılan rol modellere bakıldığında kadının bir özne olarak ailenin dışında, konumlandırıldığının görüldüğünü vurguladı.
Kadının emeği ev içinde kaldıysa, emeğinin de kendinin de görünmediğini dile getiren Emine Erdoğan, şunları söyledi: “İş yerlerinde kadın başarılı sayılırken, evdeki kadın hakir görülen bir konumda kalıyor. Evi ve işi arasında savrulan kadınların, ‘eşitlik’ adı altında sarf ettikleri insanüstü efor ve yaşadıkları çelişkiler göz ardı ediliyor. Benzer olarak annelik, kadının kendini gerçekleştirmesinin önündeki bir bariyer olarak sunuluyor. Evdeki kadının nesil yetiştiren, aile hayatını organize eden, her dakikası üretim ve sorumluluk dolu yaşamına tepeden bakılıyor. İşte tüm bunlar kadınları dar kalıplara mahkûm etmektir. Hayatın zenginliklerini, terazisini ve sunduğu seçenekleri yok etmektir.”
“KADINLARIMIZIN MEDENİYETİMİZ İÇİNDEKİ GÜÇLÜ VARLIĞINI HATIRLATMAMIZ GEREKİYOR”
Gerçek eşitlik ve özgürlüğün, kadınların fıtri hasletlerini korumalarına imkân sağlayacak ekosistemi oluşturmakla başladığını ifade eden Emine Erdoğan, konuşmasını şöyle sürdürdü: “Kadınların hayatın tüm alanlarında, kendi tabiatlarıyla var olmalarını sağladığımızda adalet ve denge ekseninde bir dünya zaten oluşacaktır. Hükûmetimiz bu anlayışla kadınların çalışma, sosyal ve eğitim hayatlarına yönelik reform niteliğinde iyileştirmeler yaptı. Kamusal yasakların kaldırılması da kadın meselelerinin en başta bir insan hakları mücadelesi ölçeğinde ele alınmasıyla başarıldı. Bu tecrübe, insanlık adına büyük bir kazanım olduğu gibi, evrensel bir referans noktasıdır. O nedenle bu başarılar sadece bizim gündemimiz olmamalı. El birliğiyle kadınlar adına kazandığımız hakları ve kadını örseleyen sistemlere karşı dik duruşumuzu tüm dünyaya anlatabilmemiz lazım. Zira bugün özgürlüğü sadece kendi değerleriyle tanımlayan dünyanın en medeni sayılan ülkelerinde bile kadınlar, ideolojik kıyımların kurbanı olabiliyorlar. Kamusal yasaklarla, mahalle baskısıyla, yaşamları görünmez prangalar içinde geçiyor.”
Emine Erdoğan, “Şu bir gerçek ki ana akım söylemler artık geçerliliğini yitirmiştir. Çözüm ise kadınların, hakikatlerinden koparılmadan var olabilecekleri reçeteler üretebilmektir. Dinimizin, kadın ve erkek arasında gözettiği, hassas dengeyi unutmayalım. Bizim inancımızda kadın ve erkek bir bütünün iki yarısıdır. Farklı fıtratlar ve farklı kabiliyetlerle hayatta yer alır, iş birliği içinde var olurlar. Dinimiz, kadınların ve erkeklerin, insan onuruna yaraşır hayatlar yaşamasının yollarını net bir şekilde ortaya koyuyor. Bu noktada bizim ödevimiz, bu prensipleri hayata aktarmaktır” dedi.
Dünyanın önemli bir dönemeçten geçtiğini vurgulayan Emine Erdoğan, ailenin DNA’sını bozmaya, kadını aileden koparmaya çalışanların çocuklar üzerinden çok çirkin hesaplar yaptığını dile getirdi.
Kadın hakları her konuşulduğunda cinsiyet kavramını belirsizleştiren küresel hareketin ortaya atıldığına dikkati çeken Emine Erdoğan, konuşmasını şöyle tamamladı: “Bizler büyük bir dayanışma içinde, bu dayatmaları bertaraf edecek güçlü formüller üretmek zorundayız. En başta da kadınlarımızın kendi medeniyetimiz içindeki güçlü varlığını onlara hatırlatmamız gerekiyor. Cesareti, azmi, rikkati ve vakarıyla temayüz eden Anadolu kadını, zamanlar üstü bir rol modeldir. Topraklarımızdan geçen seyyahların tarihe bıraktığı kayıtlar, Anadolu kadınının yüzyıllar öncesinde dahi sergilediği liderliğin delilleridir. Hanım sultanların vakıf eserleri, medeniyetimizde kadınların topluma yön veren figürler olduğunu anlatır. Şifahaneler, imaretler, aşevleri, camiler ve külliyeler ile donattıkları şehirler kadının dönüştürücü gücünü gösterir. Anadolu medeniyetinde ve İslam medeniyetinde çok güçlü bir kadın tarihi var. Bu tarihin güncel söylemlerle gün yüzüne çıkarılmaması, gerçekten çok düşündürücü. Tarihimize ve medeniyetimize, mührünü vurmuş kadınların örnekliğini geleceğe aktaracak projelerin hayati olduğuna inanıyorum.”
Programa; Aile ve Sosyal Hizmetler Bakanı Derya Yanık, KADEM Yönetim Kurulu Başkanı Saliha Okur Gümrükçüoğlu, Başkan Yardımcısı Sümeyye Erdoğan Bayraktar, Azerbaycan Aile, Kadın ve Çocuk Sorunları Devlet Komitesi Başkanı Bahar Muradova, Tanzanya Toplumsal Gelişim, Toplumsal Cinsiyet, Kadın ve Özel Gruplar Bakanı Onesphoro Gwajima, Libya Sosyal İşler Bakanı Wafaa Abu Bakhr Mohamed Al Kilani’nin yanı sıra sivil toplum kuruluşlarının temsilcileri, akademisyenler ve KADEM temsilcileri katıldı.
DÜNYA


Türkiye-Kazakistan Dostluk Parkı açıldı
TBMM BAŞKANI ŞENTOP, KAZAKİSTAN MECLİS BAŞKANI KOŞANOV İLE BİRLİKTE, “TÜRKİYE-KAZAKİSTAN DOSTLUK PARKI”NIN AÇILIŞINI GERÇEKLEŞTİRDİ TBMM Başkanı Prof. Dr. Mustafa Şentop,...


TBMM-KAZAKİSTAN PARLAMENTOSU ARASINDA İŞ BİRLİĞİ PROTOKOLÜ İMZALANDI
Kazakistan’da 19 Mart’ta gerçekleştirilen parlamento seçimlerinden dolayı tebriklerini ileten Meclis Başkanı Şentop, “Yeni Meclisin, kardeş Kazak halkının esenliği ve refahı...


Emine Erdoğan, Kadın ve Adalet Zirvesi’nin gala yemeğine katıldı
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın eşi Emine Erdoğan, Kadın ve Demokrasi Derneği (KADEM) tarafından Anadolu Ajansının global iletişim ortaklığında düzenlenen “Kültürel...


Techxtile Start-Up Challenge ödülleri sahiplerini buldu
Bu yıl üçüncüsü düzenlenen TechXtile Start-Up Challenge, genç girişimcileri sektöre kazandırırken, Türkiye genelindeki sektör paydaşları ve ihracatçı birlik başkanlarını da...


TÜRKSOY’un seçme eserlerinin yer aldığı 2000 adet kitap Almatılı okurlara hediye edildi.
TÜRKSOY’un seçme eserlerinin yer aldığı 2000 adet kitap Almatılı okurlara hediye edildi.Hediye edilen eserlerin arasında 3 dilde hazırlanan Abay, Üç...


2018 yılında bin 541 olan kadın çalışan sayısını 3 binin üzerine çıkarmayı başardık
OPET Yönetim Kurulu Üyesi Filiz Öztürk, “2018 yılında bin 541 olan kadın çalışan sayısını 3 binin üzerine çıkarmayı başardık. ”...


SOCAR Türkiye, Karabağ Şehitleri Anısına ‘Azerbaycan Karabağ Hatıra Ormanı’ Kurdu.
SOCAR Türkiye, 8 Kasım Karabağ Zaferi’ni ve şehitlerin hatırasını ölümsüzleştirmek üzere İzmir’in Aliağa ilçesinde ‘Azerbaycan Karabağ Hatıra Ormanı’ kurdu. 20...


ATO BAŞKANI BARAN ANTOD’UN TOPLANTISINA KATILDI
ATO’DAN SAĞLIK TURİZMİ İÇİN HİSER PROJESİ BARAN: “ANKARA SAĞLIK TURİZMİNDE DE BAŞKENT OLMAYA ADAY” 27 KASIM 2021-Ankara Ticaret Odası (ATO)...


CW Enerji’nin Geleneksel Bayi Buluşmasında Gövde Gösterisi
Türkiye’nin ve Avrupa’nın en büyük güneş paneli üreticisi CW Enerji, Türkiye’nin dört bir yanında hizmet veren bayilerini ağırladı. Sektörün öncüsü...


Kazakistan Senfoni Orkestrası,CSO ADA Ankara’da konser verecek.
Kazakistan’ın bağımsızlığının 30. yıl dönümü dolayısıyla 27 Kasım Cumartesi günü saat 20.00’de CSO ADA Ankara’da Avrasya Senfoni Orkestrası konser verecek. ...
EN ÇOK OKUNAN HABERLER
-
GÜNCEL2 sene önce
İyi ki varsın Mustafa ÇITAK
-
DÜNYA2 sene önce
Suna Kıraç’ın Vefatının Birinci Yıl Dönümünde Kızı İpek Kıraç’tan Yeni Bir Eğitim Yolculuğu: “Suna’nın Kızları”
-
DÜNYA3 sene önce
Ankara’da Moda ve İş Dünyası Buluştu.
-
DÜNYA3 sene önce
TÜRK KAZAK DÜNYASININ SEVİLEN SİMASI ;GÜL ALCANSOY
-
İŞ DÜNYASI3 sene önce
Sanat alanında , Türkiye ve Özbekistan arasında bir köprü Ataberk Otabek Ruzmatov
-
GÜNCEL2 sene önce
İyi ki Varsın Nadire Yetiş
-
DÜNYA3 sene önce
Kazakistan Ulusal Dombıra Günü Ankara’da kutlanıyor
-
GÜNCEL2 sene önce
İyi ki varsın Fatma Gülşah Güzel