Türkiye Odalar ve Borsalar Birliği (TOBB) Başkanı M. Rifat Hisarcıklıoğlu, Hepsiburada desteğiyle hayata geçirilen “Hepsi Türkiye’den” programıyla coğrafi işaretli ürünlerin, e-ticaret yoluyla ülkenin her yerine ulaşabileceğini belirterek, “Kampanya döneminde sunulacak düşük komisyon, uygun reklam ve kargo anlaşmaları ile yerel üreticilerimize doğrudan destek olacağız” dedi.
Hisarcıklıoğlu, Hepsiburada’nın TOBB ile gerçekleştirdiği yöresel ve coğrafi işaretli ürünleri Türkiye’nin dört bir yanına ulaştıracak “HepsiTürkiye’den” programının çevrim içi tanıtım toplantısında yaptığı konuşmada, Anadolu’nun 12 bin yıllık geçmişiyle onlarca medeniyete ev sahipliği yaptığını, binlerce yöresel ürünü bulunduğunu söyledi.
Bu değerlerin, ekonomiye kazandırılması gerektiğinin altını çizen Hisarcıklıoğlu, “Geçen yıl, dünyada coğrafi işaretli ürün pazarı yıllık 200 milyar dolara ulaştı. Bu pazardaki en büyük pay ise Avrupa Birliğinin (AB). Birliğin tarımsal gıda ihracatının yüzde 17’sini coğrafi işaretli ürünler oluşturuyor. Biz ne yazık ki bu işin önemini çok geç fark ettik. Esasında yöresel ve coğrafi işaretli ürünlerimiz bizim zenginliğimiz, milli değerlerimiz. Bu mirası korumak hepimizin görevi.” diye konuştu.
Hisarcıklıoğlu, TOBB olarak coğrafi işaretli ürünlerin tescil edilmesi ve ticarileştirilmesinin en önemli gündem maddelerinden birisi olduğuna dikkati çekerek, “Odalarımız ve borsalarımızla birlikte, yöresel değerlerin coğrafi işaretini alarak bunların katma değerini artırıyor, ticari değer kazandırıyoruz. Ayrıca üreticilerle perakendecileri bir araya getirerek, yerel ürünlerin ülke çapında pazarlanmasına ve satılmasına yardımcı oluyoruz. Odalarımız ve borsalarımızın yaptığı yoğun çalışmalar sayesinde tescile sahip olmayan hiçbir ilimiz kalmadı. 2020 yılı sonu itibarıyla koruma altına alınan 627 coğrafi işaretin 261’i, yani yüzde 42’si TOBB’a bağlı oda ve borsalarca tescil ettirildi.” değerlendirmesinde bulundu.
TOBB olarak oda ve borsaların AB nezdindeki coğrafi işaret başvurularında rehberlik ettiklerini dile getiren Hisarcıklıoğlu, AB’de Türkiye’nin 7 coğrafi işaretinin tescilli durumda olduğunu, 5’ini oda ve borsaların tescil ettirdiğini, 21 coğrafi işaret için ise AB’de başvuru aşamasına gelindiğini bildirdi.
Hisarcıklıoğlu, bunlarla yetinmeyeceklerini dile getirerek, şunları kaydetti: “Bugün lansmanını gerçekleştirdiğimiz yöresel ürünler programı ile coğrafi işaretli ürünler, artık sanal raflarda da yerini alıyor. Hepsiburada desteğiyle hayata geçirilen bu programla coğrafi işaretli ürünler, e-ticaret yoluyla tek tıkla ülkenin her yerine ulaşabilecek. Kampanya döneminde sunulacak düşük komisyon, uygun reklam ve kargo anlaşmaları ile yerel üreticilerimize doğrudan destek olacağız. Öte yandan oda ve borsalarımız ve Hepsiburada iş birliğiyle düzenleyeceğimiz ambalajlama, paketleme, markalaşma, satış-pazarlama ve fotoğraflama eğitimleri ile yerel üreticilerimizin dijitalleştirilmesine katkı sağlayacağız.”
– Coğrafi ürünlerde sahteciliğin önüne geçmek için bandrol uygulaması gelecek
Katılımcıların sorularını da yanıtlayan Hisarcıklıoğlu, tüketicilerin, denetimden geçmiş gerçek coğrafi ürünleri tüketmesini istediklerini kaydederek, “Şimdi de coğrafi işaretlerde sahteciliğin önlenmesi için denetim sistemini daha da etkinleştireceğiz. Bu ürünlere kopyalanamaz bir bandrol, sertifika yerleştireceğiz. Bununla ilgili çalışmalarımız devam ediyor.” ifadesini kullandı.
Hisarcıklıoğlu, e-ticaretin son yıllarda payı hızla büyüyen bir alışveriş kanalı olduğunu belirterek, 2020 yılında e-ticaret hacminin yüzde 66’lık artış gösterdiğini, salgın ile bu kanalın daha görünür hale geldiğini anımsattı.
– “Hedefimiz, ilk etapta 81 ilin 971 ilçesinin tamamında en az 1 yerel üreticiyi programa dahil etmek”
Hepsiburada Yönetim Kurulu Başkanı Hanzade Doğan da 1 Temmuz’da Türkiye markası Hepsiburada’nın, Nasdaq’ta halka arz edilen ilk Türk şirketi olduğuna dikkati çekerek, “Aldığımız son derece olumlu tepkiler, tüm paydaşlarımızın Hepsiburada’ya gösterdiği teveccüh, mutluluğumuzu katlarken, sorumluluğumuzu da artırdı. Bu henüz bir başlangıç dedik ve iş ortağımız olan küçük ve orta ölçekli işletmelerimize ve müşterilerimize daha fazla değer yaratmak için çalışmalarımıza hız verdik. Ülkemizin yerel, sürdürülebilir kalkınmasına destek vermek amacıyla HepsiTürkiye’den Yöresel Ürünler Programı’nı başlatıyoruz.” dedi.
Türkiye’nin Hepsiburada’sı olarak, küçük ve orta boy işletmelerinin işlerini büyütmelerine fırsat sağlayan, onları yepyeni coğrafyalara taşıyan, ürünlerini ulaşmayı hiç hayal edemeyecekleri müşterileriyle buluşturan bir platform olmaya devam edeceklerini dile getiren Doğan, “KOBİ’lerimizle işimizi birlikte büyüteceğiz, birlikte dünyaya açılacağız. Ve umuyorum ki Nasdaq gibi dünyanın önde gelen finans ve teknoloji platformlarında çok da uzak olmayan bir gelecekte bu vizyonu paylaşan ve sürdürülebilir büyümeyi yakalayan başka Türk şirketlerini de göreceğiz.” görüşünü paylaştı.
Doğan, Hepsiburada’nın da 20 yıl önce yolculuğuna küçük bir işletme olarak İstanbul’da mütevazi bir apartman dairesinde başladığını hatırlatarak, “O günden bugüne ölçeğimiz, hızımız, erişimimiz çok gelişse ve değişse de iş anlayışımız, müşterimize yaklaşımımız, her bir ürünü teslim ederken ki duyduğumuz heyecan ve titizlik hiç değişmedi. Her zaman bir küçük işletme heyecanıyla ve girişimci ruhla hizmet vermeye özen gösterdik.” açıklamasında bulundu.
Kapsayıcılık ve sürdürülebilir büyüme adına bugün bir adım daha attıklarını belirten Doğan, TOBB destekleri ve iş birliğiyle HepsiTürkiye’den programını başlattıklarını dile getirdi.
Doğan, HepsiTürkiye’den, ölçeği ve içeriği açısından Türkiye’de bugüne kadar uygulamaya konan en kapsamlı yerel üretici dijitalleşme programı olduğuna işaret ederek, “Bu program ile daha önce e-ticaret yapmamış yöresel ürün üreten yerli üreticilerimize e-ticaret fırsatı sağlayarak, onlara Türkiye geneline erişim imkanı sunuyoruz. Hedefimiz, ilk etapta ülkemizin 81 ili ve 971 ilçesinin tamamında en az 1 yerel üreticiyi programa dahil etmek ve bu yolla yerel, sürdürülebilir kalkınma hamlesine katkıda bulunmak.” diye konuştu.
– Yerel üreticilere lansmana özel yüzde 1 komisyon
Yöresel Ürünler Programı’na katılan yerel üreticilere lansmana özel 10 bin liraya kadar yüzde 1 komisyon oranı uygulanacak. e-ticarete aşina olmayan satıcılar için özel eğitim programları düzenlenecek.
Hepsiburada ayrıca, TOBB’a bağlı 365 Oda ve Borsanın iş birliğinde içerik yönetimi, ürün girişi ve sipariş süreç yönetimi, 360 derece mağaza paneli, kampanya ve indirimlerin planlanması, satışları arttıracak öneriler gibi konularda ücretsiz eğitim desteği de sunacak. HepsiTürkiye’den Yöresel Ürünler Programı’na katılan yerel üreticilere 100 ürüne kadar ücretsiz fotoğraf çekimi desteği sunulacak, kurumsal fiyatlar üzerinden indirimli kargo imkanı tanınacak.
Yöresinde üretim yapan vergi mükellefi KOBİ’ler, kadın girişimciler, kooperatifler, geleneksel Türk el sanatları üretimi yapan esnaf, HepsiTürkiye’den Yöresel Ürünler Programı’ndan ürünlerini satabilecek.
Hepsiburada iş ortağı olan yerel üreticiler, ardından pazaryerinde mağazasını açıp mağaza yönetim panelinden “Yöresel ürün satışı yapmak istiyorum” başlığı altından talep oluşturarak programa katılabilecek.
Halen Hepsiburada pazaryerinde mağazası olan KOBİ, yerel üretici veya girişimcilerinse, üretildiği yörenin karakteristik özelliklerini taşıyan yöresel ürünlerini satmak için satıcı paneli üzerinden talep oluşturmaları yeterli olacak.
BAKAN TUNÇ: TÜRK DÜNYASI OLARAK DAİMA HAKKI, HAKKANİYETİ VE ADALETİ SAVUNACAĞIZ
Türk Devletleri Teşkilatı (TDT) Adalet Bakanları Konseyi toplantısında konuşan Adalet Bakanı Yılmaz Tunç, “Türk dünyası olarak nerede olursa olsun daima hakkı, hakkaniyeti ve adaleti savunacağız.” dedi.
Kazakistan’ın başkenti Astana’da Bağımsızlık Sarayı’nda düzenlenen toplantıya katılan Bakan Tunç, ‘Birliğimiz gücümüzdür’ şiarıyla Türk dünyasını her alanda kuvvetli kılmayı, daha dirençli ve dayanıklı hale getirmeyi hedefliyoruz.” diye konuştu.
İNSANLIK İÇİN BARIŞ VE HUZURA KATKI VEREN ADIMLARI ATMAKTA KARARLIYIZ
Asya’nın parlayan yıldızı Astana’da bulunmaktan büyük memnuniyet duyduğunu dile getiren Adalet Bakanı Yılmaz Tunç, “Bu güzel birlikteliğin devamını sağlayacak istişarelerin, ülkelerimizin yargı kurulları arasındaki iletişim bağlarını daha da güçlendireceğine yürekten inanıyorum.” İfadelerini kullandı.
Bakan Tunç, “Geçmişte olduğu gibi bugün de tam bir kardeşlik içerisinde yan yana ve omuz omuzayız. Cumhurbaşkanı’mız Sayın Recep Tayyip Erdoğan’ın ‘Daha adil bir dünya mümkün’ düsturuyla insanlık için barış ve huzura katkı veren adımları atmakta kararlıyız.” dedi.
Bu amaçla kardeş ülkeler olarak birlikteliği ve dayanışmayı güçlendirmeye devam edeceklerini vurgulayan Adalet Bakanı Tunç, “Bizler, aynı kökten gelen ulu bir çınarın geniş bir coğrafyaya yayılan kollarıyız. Bu temeli unutmadan birliğimizi pekiştirdiğimiz takdirde dünyadaki gücümüzü hiç şüphesiz daha da artıracağız.” değerlendirmesinde bulundu.
Adalet Bakanı Tunç, TDT üyesi ülkeler arasında siyasi, kültürel, ekonomik, ticari ve askeri alanların yanında, adalet ve yargı konularındaki işbirliğinin de derinleştirilmesine ve geliştirilmesine önem verdiklerini vurguladı.
İŞBİRLİĞİMİZİ ARTIRACAK ÖNEMLİ ÇALIŞMALAR YAPTIK
İstanbul’da 2021 yılında düzenlenen ve Türk devletlerinin bağımsızlığının 30. yıl dönümünün kutlandığı TDT 8. Zirvesi’nde “Türk Dünyası-2040 Vizyon Belgesi”ni birlikte kabul ettiklerini hatırlatan Bakan Tunç, “Bu vizyon doğrultusunda son 10 yılda Türk Devletleri Teşkilatı bünyesinde yüksek yargı kurullarına, yüksek mahkemelere, başsavcılara, adalet akademilerine, avukatlara ve noterlere ilişkin işbirliğimizi artıracak önemli çalışmalar yaptık.” diye konuştu.
Türk dünyası olarak uluslararası adli işbirliğini daha da ilerletmelerinin gerektiğine dikkati çeken Adalet Bakanı Tunç, “Birazdan imzalayacağımız ortak bildiriyle adli işbirliğimizin daha da ileriye taşınacağına yürekten inanıyorum.” dedi.
Terörle mücadeleye de değinen Bakan Tunç, FETÖ’nün 15 Temmuz 2016’daki darbe girişiminin Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan liderliğinde ve milletin onurlu direnişiyle başarısızlığa uğratıldığını anımsattı.
TERÖR İNSANLIK SUÇUDUR
Terör konusuna da değinen Adalet Bakanı Yılmaz Tunç, konuşmasını şu şekilde sürdürdü;
“Terör, insanlık suçudur. Terörle mücadelenin hukuk zeminindeki önemli bir boyutunu da hiç şüphesiz ülkeler arasındaki iade talepleri yani adli yardımlaşma oluşturmaktadır. Biz, adli işbirliği konusunda uluslararası hukuktan doğan yükümlülüklerimize şimdiye kadar samimiyetle uyduk. Bundan sonra da aynı ciddiyet ve kararlılıkla bu yükümlülüğümüze uymaya devam edeceğiz fakat aynı bakış açısını tüm dünyadan beklediğimiz gibi, tarihi, kültürel birçok ortak ve akrabalık bağımızın olduğu Türk dünyası ülkelerinden özellikle beklediğimizi altını çizerek vurgulamak istiyorum.”
ULUSLARARASI İNSANCIL HUKUKUN, YA HİÇE SAYILDIĞINI YA DA ÇİFTE STANDARDA TABİ TUTULARAK İŞLETİLDİĞİNİ GÖRÜYORUZ
Adalet Bakanı Yılmaz Tunç, Gazze’deki insanlık felaketine dikkati çekerek, “1917’ye kadar özenle korunan, her dinden insanın barış ve esenlik içerisinde yaşadığı Filistin, maalesef günümüzde kanla, gözyaşıyla, zulümle yıkanmaktadır. İşgalci İsrail, hastaneleri, okulları, camileri, kiliseleri, mülteci kamplarını bombalayarak tarihte eşi benzeri görülmemiş bir katliam, soykırım gerçekleştiriyor.” ifadelerini kullandı.
İsrail’in Gazze’de gerçekleştirdiği saldırılarda 40 binden fazla kardeşlerinin şehit olduğunu anlatan Bakan Tunç, sözlerini şöyle sürdürdü:
“Bunların en az 16 bini çocuk, 10 bini kadın. Maalesef geçmişte olduğu gibi bugün de uluslararası insancıl hukukun, güç sahipleri tarafından ya hiçe sayıldığını ya da çifte standarda tabi tutularak işletildiğini görüyoruz. Türkiye olarak Cumhurbaşkanı’mız Sayın Recep Tayyip Erdoğan’ın liderliğinde Filistin’de akan kanın durması için yoğun bir diplomasi trafiği yürütüyoruz. Gecikmeli de olsa Uluslararası Ceza Mahkemesi Başsavcısı harekete geçmiş, İsrail Başbakanı (Binyamin) Netanyahu ve İsrail Savunma Bakanı (Yoav Gallant) için işledikleri savaş ve insanlık suçları nedeniyle ‘yakalama kararı başvurusunda’ bulunmuştur. Bir an önce yakalama kararının icra edilmesini bekliyoruz. Bu davanın yanında, Güney Afrika’nın soykırım suçlamasıyla Uluslararası Adalet Divanında açtığı davayı ayrıca çok değerli buluyor ve destekliyoruz.
İSRAİLLİ YETKİLİLER HAK ETTİKLERİ CEZAYI ALANA KADAR MÜCADELEMİZİ SÜRDÜRECEĞİZ
“Türkiye olarak bu soykırım davasına müdahil olmak için 7 Ağustos 2024 tarihinde resmi başvuruda bulunduk. Türkiye olarak, İsrailli yetkililer hak ettikleri cezayı alana kadar mücadelemizi sürdüreceğiz” diyen Adalet Bakanı Yılmaz Tunç, ‘Türk dünyası olarak nerede olursa olsun daima hakkı, hakkaniyeti ve adaleti savunacağız.” diye konuştu.
Bakan Tunç, Türkiye Cumhuriyeti Adalet Bakanlığı olarak yargıyı ilgilendiren tüm alanlarda her türlü işbirliğine hazır olduklarını dile getirerek “‘Birliğimiz gücümüzdür’ şiarıyla Türk dünyasını her alanda kuvvetli kılmayı, daha dirençli ve dayanıklı hale getirmeyi hedefliyoruz.” ifadelerini kullandı.
Kazakistan Adalet Bakanı Azamat Yeskarayev’in ev sahipliğinde düzenlenen toplantıya Türkiye Cumhuriyeti Adalet Bakanı Yılmaz Tunç, Azerbaycan Adalet Bakanı Farid Ahmedov, Kırgızistan Adalet Bakanı Ayaz Baetov, Özbekistan Adalet Bakanı Akbar Taşkulov ile TDT Genel Sekreteri Kubanıçbek Ömüraliyev katıldı.
TDT Adalet Bakanlıkları arasında işbirliğinin geliştirilmesi için perspektiflerin belirlenmesi ve sistemlerinin dijitalleştirilmesi konularının masaya yatırıldığı toplantıda bakanlar, TDT Adalet Bakanları 1. Konseyinin Astana Bildirisi’ni imzaladı.
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın eşi Emine Erdoğan, İstanbul Valiliğince düzenlenen İstanbul Çocukları Vakfı Koruyucu Aile Şenliği’nde koruyucu aileler ve çocuklarla bir araya geldi.
Emine Erdoğan, konuşmasında şenlik vesilesiyle çocuklar ve koruyucu aileleriyle bir araya gelmekten memnuniyet duyduğunu belirtti.
Aileleri bir araya getiren, birbirilerini tanıma ve yakınlaşma imkânı sunan etkinliklerin yapılıyor olmasını çok kıymetli bulduğunu söyleyen Emine Erdoğan, “Yavrularımızın ve ailelerinin bugün buradan yüzlerinde tebessüm, kalplerinde neşe ile ayrılmasını temenni ediyorum” diye konuştu.
Emine Erdoğan, çocukluğun, geleceğin ekildiği bir toprak gibi olduğunu vurgulayarak, “Çocukluk; cesaret, doğruluk gibi erdemlerin, merhamet, sevgi gibi güzel duyguların ruha işlendiği ömrün en kıymetli dönemidir. Merak ve keşfetme duygusuna güçlü bir vicdanın eşlik ettiği her çocuk, yetişkinliğinde çevresini güzelleştiren birer iyilik pınarına dönüşür. Çocuklarımızın içindeki bu potansiyel, ancak sevgi ve güven ortamında köklenip yeşerebilir. Bu imkana sahip olmayan çocuklarımıza gönüllü aile olan koruyucu anne ve babalarımız, yalnızca bir çocuğun geleceğini değil, toplumdaki huzuru da inşa eder” ifadelerini kullandı.
“KORUYUCU AİLELER ÇOCUKLARIN HAYAT HİKAYESİNİ ADETA BAŞTAN YAZDI”
Koruyucu ailelerin, çocukların hayat hikayesini adeta baştan yazdığını dile getiren Emine Erdoğan, şöyle konuştu: “Her biriniz bu hikâyenin başkahramanısınız. Koruyucu aileleri olduğunuz günden itibaren çocuklarımızın ilk öğretmeni, can yoldaşı, rol modellerisiniz. Sunduğunuz himayeyle onlara yaşamları boyunca yüreklerinde taşıyacakları mutlu bir çocukluk hediye ediyorsunuz. Gönüllülüğünüzle acının yerini sevinç, yalnızlığın yerini muhabbet, kimsesizliğin yerini güven duygusu alıyor. Rengarenk boyadıkları resimleri, uyumadan önce kurdukları hayalleri, evi şenlendiren neşeleri sizlerin eseri. Bu anlamlı yolculukta kazandığınız deneyimlerinizi paylaşarak başka gönüllü anne babalara da ilham olmanızı diliyorum.”
Emine Erdoğan, Türk toplumunda açığı kapatma, eksiği tamamlama ve boşu doldurmanın adeta bir refleks gibi olduğunu kaydederek, “Bu topraklar, kökleri eskilere dayanan, kadim bir dayanışma ve vakıf kültürü ile bilinir. Eytam Nezareti, Darülaceze, Darüşşafaka gibi tarihi asırlar öncesine uzanan kurumlar, kültürümüzdeki ötekine karşı merhamet temelli bakışın eserleridir” dedi.
“DEVLETİMİZ TÜM İMKANLARI SEFERBER ETMEYE DEVAM EDİYOR”
Bugün Gönül Elçileri Projesi ile muhafaza etmeye ve yaygınlaştırmaya çalıştıkları koruyucu ailelik müessesinin de bu geleneğin bir mirası olduğunu dile getiren Emine Erdoğan, şöyle devam etti: “2002 yılında koruyucu aile yanındaki çocuk sayımız, ülke genelinde 515 iken, bugün ne mutlu ki yalnızca İstanbul’da 1263’e ulaştı. Türkiye genelinde koruyucu aile yanında yaşayan 10 bin 266 çocuğumuzun 1132’si ise özel gereksinimli. Bu özel çocuklarımıza, tüm zorluklara rağmen gönüllü anne babalık yapan ailelerimiz, hayatta karşılıksız sevginin aşamayacağı engel olmadığının birer ispatı. Bu süreçte devletimiz de koruyucu ailelerimize, çocuklarımızın ihtiyaçlarını karşılarken, sunabileceği tüm imkanları seferber etmeye devam ediyor. Farklı beklentilere hitap edecek, ‘akraba ve yakın çevre’, ‘süreli’, ‘geçici’ ve ‘uzmanlaşmış’ olmak üzere 4 farklı model ile koruyucu aileliği teşvik ediyor ve kolaylaştırıyor.”
Emine Erdoğan, 12. yılını tamamlayan Gönül Elçileri Projesi’nin küresel ölçekte ilgi ve takdir görmeye başlamasını da memnuniyet verici bir gelişme olarak ifade etti.
Gönül Elçileri Projesi ve Koruyucu Ailelik modellerinin, Birleşmiş Milletler Çocuk Programı UNICEF’in raporlarında, “Dünya için umut vaat eden proje” olarak değerlendirildiğini aktaran Emine Erdoğan, “Diğer çalışmalarımızda olduğu gibi, koruyucu ailelik konusunda da edindiğimiz bilgi ve tecrübeleri, projemizi uygulama örneği olarak ele alan ve iş birliği yapmak isteyen her ülke ile paylaşmaya hazırız” dedi.
“ÇOCUKLAR İNSANLIĞIN ORTAK EMANETİDİR”
Emine Erdoğan, bu çerçevede, Azerbaycan ve Özbekistan ile Türkiye’nin Aile Bakanlıkları arasında ortak çalışmalar yürütüldüğünü aktararak, “Aynı şekilde, UNICEF ile kimsesiz çocuklara yönelik iş birliğimizi artırma gayretinde olduğumuzu da ifade etmek isterim. Çünkü inanıyoruz ki çocuklar uğruna savaşılacak yegâne hazine, insanlığın ortak emanetidir. Bombalar altında hayatta kalmaya çalışan Gazze’nin çocuklarına, açlıkla mücadele eden Yemen’in çocuklarına, evini defalarca terk etmek zorunda kalan Kırım’ın, Ukrayna’nın çocuklarına, dünya bir gelecek borçlu” diye konuştu.
Bugün Gazze’de, ailesinden hiçbir üyenin sağ kalmadığı ve yaralı olarak kurtarılan çocuk sayısının çok yüksek olduğunu ve bu nedenle onlara özel bir tanım geliştirildiğini vurgulayan Emine Erdoğan, “İsimleri yok, hepsi ‘Ailesi Hayatta Kalmayan Yaralı Çocuk’. Oysa tıpkı tüm kimsesiz kalmış çocuklar gibi savaş hayatlarını gölgelemeden önce onların da bir ismi, hayatı, hayali ve ailesi vardı. Kalıcı bir barış ve adaletin, ancak dünyanın tüm çocuklarına adil bir gelecek vaat edebildiğinde mümkün olduğuna yürekten inanıyorum” ifadelerini kullandı.
Emine Erdoğan, organizasyona ev sahipliği yapan İstanbul Valisi Davut Gül ve eşi Gülden Gül ile Aile ve Sosyal Hizmetler Bakanlığı’na teşekkür ederek, “Koruyucu ailelerimiz ve çocuklarımız arasında yeni dostlukların filizlenmesine imkân verecek böylesi buluşmaların, bütün illerimize örnek olmasını diliyorum” dedi.
KORUYUCU AİLE YANINDA BÜYÜYEN HATİCE KAYA MÜZİK DİNLETİSİ SUNDU
Programda, koruyucu aile yanında büyüyen ve konservatuarı bitirmesinin ardından müzik öğretmeni olarak atanan görme engelli Hatice Kaya’nın müzik dinletisi ile halk oyunları ekibinin gösterisini ilgiyle izleyen Emine Erdoğan, “Gerçekleştirdiği müzik dinletisiyle yüreklerimize şifa olan Hatice kızımızı ve özel gösterileri için halk oyunları ekibini tebrik ederim” dedi.
Emine Erdoğan, konuşmasının ardından katılımcılarla “Biz büyük bir aileyiz” fotoğrafı çektirdi, etkinlik alanındaki çocukları ziyaret etti.
Çocuklara patlamış mısır, patates kızartması ve kâğıt helva dağıtan Emine Erdoğan, çocukların halat çekme yarışmasını izledi.
İstanbul Valiliğinin ev sahipliğindeki programa Emine Erdoğan’ın yanı sıra Aile ve Sosyal Hizmetler Bakanı Mahinur Özdemir Göktaş, İçişleri Bakanı Ali Yerlikaya’nın eşi Hatice Nur Yerlikaya, İstanbul Valisi Davut Gül ve eşi Gülden Gül, İstanbul Çocukları Vakfı’nın Mütevelli Heyeti ile yönetim kurulu üyeleri, milletvekilleri, koruyucu aileler ve yanlarında kalan çocuklar katıldı.
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Türkiye’ye resmî ziyarette bulunan Mısır Cumhurbaşkanı Abdülfettah es-Sisi ile Cumhurbaşkanlığı Külliyesinde bir araya geldi.
Mısır Cumhurbaşkanı es-Sisi, Cumhurbaşkanlığı Külliyesine gelişinde Cumhurbaşkanı Erdoğan tarafından resmî törenle karşılandı. İki ülke millî marşlarının çalınmasının ardından Mısır Cumhurbaşkanı es-Sisi, tören kıtasını selamladı.
Türkiye ve Mısır bayrakları önünde basın mensuplarına poz veren Cumhurbaşkanı Erdoğan ve Mısır Cumhurbaşkanı es-Sisi, daha sonra baş başa görüşmelerini gerçekleştirmek ve Yüksek Düzeyli Stratejik İşbirliği Konseyi Toplantısı’na başkanlık etmek üzere Cumhurbaşkanlığı Külliyesine geçti.
Size daha iyi hizmet sunabilmek amacıyla çerezleri kullanıyoruz. Çerezler Hakkında Aydınlatma Metni için tıklayınız. www.kimlerburada.com Bu siteyi kullanmaya devam ederseniz, Gizlilik ve Çerez Politikamızı kabul etmiş olursunuz.
Size daha iyi hizmet sunabilmek amacıyla çerezleri kullanıyoruz. Çerezler Hakkında Aydınlatma Metni için tıklayınız. www.kimlerburada.com Bu siteyi kullanmaya devam ederseniz, Gizlilik ve Çerez Politikamızı kabul etmiş olursunuz.
Gerekli cookie, sayfa gezinmesi ve web sitesinin güvenli alanlarına erişim gibi temel işlevleri etkinleştirerek bir web sitesi kullanıma yardımcı olur. Web sitesi bu cookie olmadan düzgün çalışamaz.
Tercih cookies, bir web sitesinin, tercih ettiğiniz diliniz veya bulunduğunuz bölgeniz gibi, web sitesinin davrandığını veya görünüşünü değiştiren bilgileri hatırlamasını sağlar.
İstatistik
İstatistik cookies, web sitesi sahiplerinin anonim olarak bilgi toplayıp bildirerek ziyaretçilerin web siteleriyle nasıl etkileşimde bulunduğunu anlamalarına yardımcı olabilir.
Pazarlama
Pazarlama cookies, ziyaretçileri web sitelerinde izlemek için kullanılır. Amaç, bireysel kullanıcıya ilgi çekici ve böylece yayıncılar ve üçüncü taraf reklamverenler için daha değerli olan reklamları görüntülemektir.
Sınıflandırılmamış
Sınıflandırılmamış cookies, bireysel kurabiye sağlayıcıları ile birlikte sınıflandırma sürecinde olduğumuz cookies.