Sanayi ve Teknoloji Bakanı Mustafa Varank, TSE Temelli Kampüsünün inşaatına önümüzdeki aylarda başlanacağını belirterek, “TSE, çok daha geniş bir yelpazede uygunluk değerlendirme, test, sertifikasyon, kalibrasyon, deney ve belgelendirme hizmetleri sunabilecek. Sanayicilerimizin test ve sertifikasyon ihtiyaçları için yurt dışına akıttıkları milyonlarca dolar yurt içinde kalmış olacak.” dedi.
Varank, Cumhurbaşkanlığı Millet Kütüphanesi Konferans Salonu’nda gerçekleştirilen Türk Standardları Enstitüsü’nün (TSE) 60. Olağan Genel Kurul Toplantısı’ndaki konuşmasında, ülkeler arası ekonomik ve ticari entegrasyonun devam ettirilip geliştirilmesinin ürün ve hizmetlerde standardizasyonu sağlamaktan geçtiğini söyledi. TSE’nin küresel pazarlara erişimde kilit bir role sahip olduğunu kaydeden Varank, “En büyük pazarımız Avrupa Birliğinin yeşil mutabakat çerçevesinde getirmeyi planladığı yeni standartlar TSE’nin bu rolünü çok daha önemli kılıyor. Girişimcilerimizin bu ve benzeri düzenlemeler karşısında menfaatlerini koruyabilmek için standardizasyon alanındaki uluslararası çatı kuruluşlar nezdinde aktif faaliyetler yürütüyoruz. Yine kamunun ve iş dünyasının uygunluk değerlendirme alanındaki ihtiyaçlarına cevap verebilecek kapasitemizi ve kabiliyetimizi artırıyoruz. Bugün TSE, standardizasyon ve uygunluk değerlendirme alanlarındaki tecrübe ve deneyimle hem kendi coğrafyamızdaki ülkelere hem de İslam dünyasına liderlik ediyor.” şeklinde konuştu.
SOMUT ADIMLAR
TSE’nin faaliyetlerine önem verdiklerini anlatan Varank, “Enstitü, bahsettiğim bu misyon çerçevesinde sanayicimize destek olmak için birçok alanda politika ve strateji ortaya koyuyor. Somut adımlarla sanayi ve teknoloji ekosisteminin gelişimine katkı sağlıyor. Bunun en güzel örneklerini salgın döneminde gerçekleştirdiği hizmetlerle göstermiş olduk.” diye konuştu.
TSE’NİN 2020 FAALİYETLERİ
TSE’nin 2020’de yürüttüğü faaliyetlere de değinen Varank, “Muayene gözetim alanında 232 bin 351 belge ve rapor, 65 bin 491 deney raporu, 27 bin 865 kalibrasyon raporu, bilişim alanında 488 test ve rapor, ulaşım lojistik alanında 439 bin 662 belge ayrıca 1191 eğitim ve sertifikasyon programı düzenledi, 16 bin 917 kişiye de sertifika verdi.” bilgisini paylaştı.
İŞ BİRLİĞİ PROTOKOLLERİ
Türkiye Atom Enerjisi Kurumu, Nükleer Düzenleme Kurumu ve TSE arasında geniş kapsamlı iş birliği protokolleri imzalandığını anlatan Varank, “Protokollerle TSE, uygunluk ve değerlendirme faaliyetlerinden bugüne kadar edindiği tecrübeyi nükleer alana aktaracak. Böylelikle ülkemiz nükleer enerji alanında yetişmiş insan kaynağı ve teknoloji geliştirme kabiliyetlerine sahip olacak.” şeklinde konuştu.
KARAR VERİCİ ÜLKE
Varank, standartların uluslararası ticarette ürünlerin sınırlardan kolayca geçişini sağladığını vurgulayarak, Türkiye’nin standartlarda karar verici bir ülke haline gelmesini istediklerini söyledi.
ELEKTRİKLİ ARAÇ ŞARJ EKOSİSTEMİ
Elektrikli Araçlar ve Elektrikli Araç Şarj Sistemleri Temel Terimler ve Tanımlar Standardı’nın yayımlandığını hatırlatan Varank, “Bu standartla TOGG’un üreteceği başta olmak üzere elektrikli araç şarj ekosisteminin güçlendirilmesi için teknik çalışmaların zeminini ve ilk adımını attık.” değerlendirmesinde bulundu.
CEP TELEFONU YENİLEME MERKEZLERİ
TSE’nin, ikinci el cep telefonu sektöründe önemli bir çalışma yürüttüğünü anlatan Varank, “Bu kapsamda cep telefonu yenileme merkezleri için bir standart belirledik. Standardımız, Ticaret Bakanlığı ve sektör temsilcilerinin katkılarıyla hazırlanarak yürürlüğe girdi ve belgelendirme işlemlerine başladık. Şu ana kadar 7 firma yetkili yenileme merkezi olmak üzere başvurularını yaptı. Bir firmamız eksiklerini tamamlayarak ilk yetkili yenileme merkezi olmaya hak kazandı.” diye konuştu.
ÜRÜN YENİLEME
Varank, ürün yenileme alanındaki bu ilk standardın, bundan sonrada ülkede kullanılmış elektrik-elektronik ürünün ekonomiye tekrar kazandırılmasının yolunu açacağını vurgulayarak böylece hem ekonomik bir değer oluşacağını hem de kullanıcıların ikinci elde güvenli ürünlere erişmesinin önünün açılacağını ifade etti.
RAHAT SATIN ALMA İMKANI
Türkiye’deki ikinci el cep telefonu pazarının önemine dikkati çeken Varank, “Ama kullanıcılar bunları satın alırken herhangi bir garantiden faydalanamıyorlar. İşte bu yenileme merkezlerinin elinden çıkmış ikinci el cep telefonları belli bir garantiye kavuşmuş olacak. Vatandaşlarımız bunu satın aldıklarında bilecekler ki bu telefon ikinci el bir telefon ama bunun üzerinde her türlü iyileştirme ve bakım yapılmıştır. Vatandaşlarımız böylece ikinci el cep telefonu daha rahat satın almanın imkanına kavuşacak.” şeklinde konuştu.
YERLİ ÜRETİM
Varank, son dönemde global markaların Türkiye gelerek yatırım yapmalarının önünü de açtıklarını belirterek, Türkiye’de yerli üretimi desteklerken ikinci el piyasasına da bir standart getirdiklerini kaydetti. Burada önceliklerinin katma değerin Türkiye’de kalması olduğunu anlatan Varank, bunun önünü açacak faaliyetlere devam edeceklerini söyledi.
TECRÜBE VE YETKİNLİK
Bakan Varank, standardizasyon ve uygunluk değerlendirme faaliyetlerinin, iktisadi kalkınmanın her bir kalemine sirayet ettiğine dikkati çekerek ekonomiye yön veren ülkelerin bu alanlarda uluslararası güce sahip olduğuna işaret etti.
TSE TEMELLİ KAMPÜSÜ PROJESİ
Türkiye’nin bu alandaki gücünü geliştirmeye yönelik çalışmalar yaptıklarını dile getiren Varank, şöyle devam etti:
“TSE’nin de teknik ve idari altyapısının iyileştirilmesi, muadili kuruluşlarla rekabet gücünün artırılması için her türlü desteği veriyoruz, vermeye devam edeceğiz. Bu yüzden TSE Temelli Kampüsü Projesi’ni de çok önemsiyorum. Bölgenin en donanımlı, en son teknolojilere sahip laboratuvarlarını ve teknik eğitim üssünü ihtiva edecek bu kampüsün inşaatına inşallah önümüzdeki aylarda başlıyoruz. TSE’nin mevcut alanlarından çok daha rahat bir alana taşınmasını, yeni aletlerin, test cihazlarının alınmasını sağlayacağız. Bu sayede TSE tüm dünyayla rekabet edebilir bir konuma gelecek.”
MİLLİ TEKNOLOJİ HAMLESİ
Varank, kampüs tamamlandığında, TSE’nin Milli Teknoloji Hamlesi vizyonuna büyük katkılar sunabileceğini vurgulayarak, “Çok daha geniş bir yelpazede uygunluk değerlendirme, test, sertifikasyon, kalibrasyon, deney ve belgelendirme hizmetleri sunabilecek. Sanayicilerimizin test ve sertifikasyon ihtiyaçları için yurt dışına akıttıkları milyonlarca dolar yurt içinde kalmış olacak.” ifadelerine yer verdi.
Böylelikle TSE’nin tecrübe ve yetkinliğinin üst noktalara taşınacağını anlatan Varank, Enstitünün, bölgenin en etkin kuruluşlarından ve önemli oyuncularından biri haline geleceğini vurguladı.
ŞAHİN: “SANAYİ STRATEJİMİZLE UYGUN ALTYAPI İNŞA ETMEYE ÇALIŞIYORUZ”
TSE Başkanı Adem Şahin de Genel Kurul’da çok taraflı bir temsilin söz konusu olduğunu, kamu, üniversite ve iş dünyasının bir arada yer aldığını söyledi. Enstitünün faaliyetlerine değinen Şahin, “Sanayi stratejimizle uygun bir altyapı inşa etmeye çalışıyoruz. Üyesi olduğumuz ve yönetiminde yer aldığımız uluslararası kuruluşlarda, yurt dışında ülkemizi en iyi şekilde temsil etmeye çalışıyoruz. Sahip olduğumuz ve iştiraklerimiz olan şirketlerin faaliyet alanlarında başarılı olmalarının gayreti içindeyiz.” diye konuştu.
Şahin, Bakan Varank’ın desteğiyle geliştirilen “Kalite Kampüsü” projesinin de hızla ilerlediğini sözlerine ekledi.
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın eşi Emine Erdoğan, Kadın ve Demokrasi Derneği (KADEM) tarafından Anadolu Ajansının global iletişim ortaklığında düzenlenen “Kültürel Kodlar ve Kadın” temalı 5. Uluslararası Kadın ve Adalet Zirvesi’nin gala yemeğine katılarak bir konuşma yaptı.
Bahariye Mevlevihanesi’nde düzenlenen programda konuşan Emine Erdoğan, tüm katılımcıları selamlayarak, yurt dışından gelen yabancı konuklara da “Hoş geldiniz” dedi.
Zirve vesilesiyle bir araya gelmekten duyduğu memnuniyeti dile getiren Emine Erdoğan, KADEM’in farklı temalarla her yıl düzenlediği zirvelerin, kadınlara dair evrensel meseleleri mercek altına aldığını, kördüğüm hâline gelmiş sorunların çözümlerine işaret ettiğini söyledi.
KADEM’in bugüne kadar yaptığı çalışmalarla, büyük bir ihtiyacı karşıladığına değinen Emine Erdoğan, derneğin kadın çalışmaları alanındaki tek sesliliğe, kendi medeniyet ve inanç dünyalarından yaklaşımlarla güçlü bir cevap verdiğini, kadınların, ailenin, toplumun yanında durduğunu dile getirdi. Tüm KADEM ailesine teşekkür eden Emine Erdoğan, derneğin başarılı çalışmalarının devamını diledi.
“KADINI HAKİKATİNDEN KOPARARAK YENİDEN ŞEKİLLENDİRMEYE ÇALIŞAN BİR GÜNDEMİN İÇİNDEYİZ”
Kadınların tarih boyunca hep tartışma konusu olduğunu vurgulayan Emine Erdoğan, sözlerini şöyle sürdürdü: “Dünya, her dönemde kadınlara dair yeni kodlar, yeni söylemler ve yeni roller üretmiştir. Buna rağmen kadınla erkeğin birbirini tamamladığı, fıtratın adalet terazisi olduğu bir dünya hâlâ kurulamadı. Maalesef, kadını hakikatinden kopararak yeniden şekillendirmeye çalışan bir gündemin içindeyiz. Kadınlar, sınırları her gün genişleyen popüler kültürün tahakkümü altında büyük mağduriyetler yaşıyorlar. Çünkü kadınlara vadedilen tüm hak, özgürlük ve başarıların ön koşulu öz kimliklerinden vazgeçmeleri. Kadınlar ötekileştirilmemek, sosyal hayattan dışlanmamak ya da işini kaybetmemek için bu koşulu kabul etmek zorunda kalıyorlar. O nedenle küreselleşmenin ve popüler kültürün, gözlerimizin önünde inşa ettiği yeni kodları, kılı kırk yararak irdelemeliyiz. Mesela, iş, teknoloji ve sanat dünyasına ait kültür kodlarının, kadınlarla ilgili neler söylediğine kulak kabartmalıyız.”
Modern dünyanın aileye yönelik tasarımının deşifre edilmesi gerektiğini belirten Emine Erdoğan, son zamanlarda öne çıkarılan rol modellere bakıldığında kadının bir özne olarak ailenin dışında, konumlandırıldığının görüldüğünü vurguladı.
Kadının emeği ev içinde kaldıysa, emeğinin de kendinin de görünmediğini dile getiren Emine Erdoğan, şunları söyledi: “İş yerlerinde kadın başarılı sayılırken, evdeki kadın hakir görülen bir konumda kalıyor. Evi ve işi arasında savrulan kadınların, ‘eşitlik’ adı altında sarf ettikleri insanüstü efor ve yaşadıkları çelişkiler göz ardı ediliyor. Benzer olarak annelik, kadının kendini gerçekleştirmesinin önündeki bir bariyer olarak sunuluyor. Evdeki kadının nesil yetiştiren, aile hayatını organize eden, her dakikası üretim ve sorumluluk dolu yaşamına tepeden bakılıyor. İşte tüm bunlar kadınları dar kalıplara mahkûm etmektir. Hayatın zenginliklerini, terazisini ve sunduğu seçenekleri yok etmektir.”
“KADINLARIMIZIN MEDENİYETİMİZ İÇİNDEKİ GÜÇLÜ VARLIĞINI HATIRLATMAMIZ GEREKİYOR”
Gerçek eşitlik ve özgürlüğün, kadınların fıtri hasletlerini korumalarına imkân sağlayacak ekosistemi oluşturmakla başladığını ifade eden Emine Erdoğan, konuşmasını şöyle sürdürdü: “Kadınların hayatın tüm alanlarında, kendi tabiatlarıyla var olmalarını sağladığımızda adalet ve denge ekseninde bir dünya zaten oluşacaktır. Hükûmetimiz bu anlayışla kadınların çalışma, sosyal ve eğitim hayatlarına yönelik reform niteliğinde iyileştirmeler yaptı. Kamusal yasakların kaldırılması da kadın meselelerinin en başta bir insan hakları mücadelesi ölçeğinde ele alınmasıyla başarıldı. Bu tecrübe, insanlık adına büyük bir kazanım olduğu gibi, evrensel bir referans noktasıdır. O nedenle bu başarılar sadece bizim gündemimiz olmamalı. El birliğiyle kadınlar adına kazandığımız hakları ve kadını örseleyen sistemlere karşı dik duruşumuzu tüm dünyaya anlatabilmemiz lazım. Zira bugün özgürlüğü sadece kendi değerleriyle tanımlayan dünyanın en medeni sayılan ülkelerinde bile kadınlar, ideolojik kıyımların kurbanı olabiliyorlar. Kamusal yasaklarla, mahalle baskısıyla, yaşamları görünmez prangalar içinde geçiyor.”
Emine Erdoğan, “Şu bir gerçek ki ana akım söylemler artık geçerliliğini yitirmiştir. Çözüm ise kadınların, hakikatlerinden koparılmadan var olabilecekleri reçeteler üretebilmektir. Dinimizin, kadın ve erkek arasında gözettiği, hassas dengeyi unutmayalım. Bizim inancımızda kadın ve erkek bir bütünün iki yarısıdır. Farklı fıtratlar ve farklı kabiliyetlerle hayatta yer alır, iş birliği içinde var olurlar. Dinimiz, kadınların ve erkeklerin, insan onuruna yaraşır hayatlar yaşamasının yollarını net bir şekilde ortaya koyuyor. Bu noktada bizim ödevimiz, bu prensipleri hayata aktarmaktır” dedi.
Dünyanın önemli bir dönemeçten geçtiğini vurgulayan Emine Erdoğan, ailenin DNA’sını bozmaya, kadını aileden koparmaya çalışanların çocuklar üzerinden çok çirkin hesaplar yaptığını dile getirdi.
Kadın hakları her konuşulduğunda cinsiyet kavramını belirsizleştiren küresel hareketin ortaya atıldığına dikkati çeken Emine Erdoğan, konuşmasını şöyle tamamladı: “Bizler büyük bir dayanışma içinde, bu dayatmaları bertaraf edecek güçlü formüller üretmek zorundayız. En başta da kadınlarımızın kendi medeniyetimiz içindeki güçlü varlığını onlara hatırlatmamız gerekiyor. Cesareti, azmi, rikkati ve vakarıyla temayüz eden Anadolu kadını, zamanlar üstü bir rol modeldir. Topraklarımızdan geçen seyyahların tarihe bıraktığı kayıtlar, Anadolu kadınının yüzyıllar öncesinde dahi sergilediği liderliğin delilleridir. Hanım sultanların vakıf eserleri, medeniyetimizde kadınların topluma yön veren figürler olduğunu anlatır. Şifahaneler, imaretler, aşevleri, camiler ve külliyeler ile donattıkları şehirler kadının dönüştürücü gücünü gösterir. Anadolu medeniyetinde ve İslam medeniyetinde çok güçlü bir kadın tarihi var. Bu tarihin güncel söylemlerle gün yüzüne çıkarılmaması, gerçekten çok düşündürücü. Tarihimize ve medeniyetimize, mührünü vurmuş kadınların örnekliğini geleceğe aktaracak projelerin hayati olduğuna inanıyorum.”
Programa; Aile ve Sosyal Hizmetler Bakanı Derya Yanık, KADEM Yönetim Kurulu Başkanı Saliha Okur Gümrükçüoğlu, Başkan Yardımcısı Sümeyye Erdoğan Bayraktar, Azerbaycan Aile, Kadın ve Çocuk Sorunları Devlet Komitesi Başkanı Bahar Muradova, Tanzanya Toplumsal Gelişim, Toplumsal Cinsiyet, Kadın ve Özel Gruplar Bakanı Onesphoro Gwajima, Libya Sosyal İşler Bakanı Wafaa Abu Bakhr Mohamed Al Kilani’nin yanı sıra sivil toplum kuruluşlarının temsilcileri, akademisyenler ve KADEM temsilcileri katıldı.
Bu yıl üçüncüsü düzenlenen TechXtile Start-Up Challenge, genç girişimcileri sektöre kazandırırken, Türkiye genelindeki sektör paydaşları ve ihracatçı birlik başkanlarını da bir araya getirerek, sektörün “güçbirliği” oluşturmasını sağladı.
Uludağ Tekstil İhracatçıları Birliği ve Uludağ Hazır Giyim ve Konfeksiyon İhracatçıları Birliği’nin bu yıl üçüncüsünü gerçekleştirdikleri girişimcilik programı Techxtile Start-Up Challenge, tekstil ve hazır giyim sektörünü buluşturan zirveye dönüştü. UTİB Başkanı Pınar Taşdelen Engin ve UHKİB Başkanı Nüvit Gündemir’in ev sahipliğinde; TİM Başkanı İsmail Gülle ve BTSO Başkanı İbrahim Burkay’ın yanı sıra Türkiye genelindeki Tekstil ve Hazır Giyim İhracatçı Birliklerinin başkanlarının yer aldığı gecede dereceye girenler ödüllerine kavuştular.
İnovasyon Ligi’nin şampiyonu Sun Tekstil
Gecenin ilk ödül töreninde; 8 yıldır firmaların katılarak inovatif çalışmalarını sergilediği İnovasyon Ligi’nin kazananları ödüllerini aldılar. T.C. Ticaret Bakan Yardımcısı Rıza Tuna Turagay’ın video konferans yoluyla bağlanarak girişimcilere başarılar dilediği ödül töreninde kazanan firmaların ödüllerini UTİB Başkanı Pınar Taşdelen Engin ile Birlikte TİM Başkanı İsmail Gülle, BTSO Başkanı İbrahim Burkay, UHKİB Başkanı Nüvit Gündemir, İHKİB Başkanı Mustafa Gültepe birlikte verdiler. Geceye katılan GAİB Başkanı Ahmet Fikret Kileci, İTHİB Başkanı Ahmet Öksüz, ATHİB Başkanı Fatih Doğan, AHKİB Başkanı Gürkan Tekin, DENİB Başkanı Hüseyin Memişoğlu, EİB Koordinatör Başkanı Jak Eskinazi, EHKİB Başkanı Recep Burak Sertbaş ve BEBKA Genel Sekreteri M. Zeki Durak, İnovasyon Ligi kazananları ile birlikte aile fotoğrafında yer aldılar.
İnovasyon Ligine katılan firmalar arasında Ar-Ge ve İnovasyona yaptıkları yatırımlar ve sektöre katkıları nedeniyle ilk 10 sırayı Almaxtex Yeşim Tekstil, Berteks Tekstil, Bossa, Elyaf Tekstil, FG Tekstil Konfeksiyon, Kipaş Mensucat, Polyteks Tekstil, Sun Tekstil, Tepar Tekstil ve Yünsa Yünlü Sanayi firmaları paylaşırken, En Sürdürülebilir Proje Ödülünü FG Tekstil, En İnovatif Projesi ile gecenin şampiyonluğunu ise Sun Tekstil kazandı. Gecede ayrıca Akbaşlar Tekstil, Bursalı Tekstil, Ebruzen Tekstil, Gamateks Tekstil, Işıksoy Tekstil, İskur Tekstil, Maritaş Denim, Ozanteks firmaları mansiyon ödülü aldılar.
On iki yıldır genç girişimcilerin kariyerlerine yön vermesine destek olduklarını belirten UTİB Başkanı Pınar Taşdelen Engin, “Techxtile Start-Up Challenge, gelecek güzel günler için tohumları toprağa ektiğimiz bir platform. Toprağın veriminden hiç şüphemiz yok. Eğer hava şartları da uygun olur, üzerine bir de sulamasını iyi yaparsak bu tohumlardan nefis çiçekler açacağına yürekten inanıyorum” dedi. Törende konuşan BTSO Başkanı İbrahim Burkay, BEBKA bünyesinde oluşturulacak fon ile girişimcilere destek olacaklarını açıklarken, TİM Başkanı İsmail Gülle ise Girişimcilerin projelerini sanayiciler ile buluşturma ve ortak bulmaları açısından destek vereceklerini vurguladı.
Bahar Korçan adına özel ödül
Gecede yakın zamanda hayatını kaybeden Moda Tasarımcısı Bahar Korçan adına verilen “Sürdürülebilirlik Özel Ödülü’nü Greensus Projesi ile Emrah Özbakır kazanırken, bu yıl ikinci kez verilen Kadın Girişimci Özel Ödülünü kazanan Reyhan Miray Reyhan’a ise ödülünü UTİB Başkanı Pınar Taşdelen Engin, TİM Kadın Konseyi Başkan Yardımcıları, Adalet İnanç, Jale Tunçel, Nilgün Özdemir, Sultan Tepe ve TOBB Kadın Girişimciler Kurulu Bursa Şube Başkanı Sevgi Saygın birlikte verdiler.
Level-Up birincisi Bora Mert Tığlı ve ekibi
İki kategoride toplam 16 projenin yarıştığı finalde, girişimleri henüz fikir aşamasında olan projelerin yarıştığı Fikir Aşaması Girişimci Kategorisi’nin (Level-Up) birincisi On Of Out isimli projesiyle Bora Mert Tığlı ve ekibi oldu. Bu kategoride ikinciliği SES (Sustainable Energy Services) isimli proje ile Göksel Güler ve ekibi kazanırken, üçüncülüğü ise Robocam Textile projesiyle Doğa Nalcı ile Yama isimli projesiyle Mahmure Nur Bayram ve ekibi paylaştı.
Scale-Up Birincisine iki ödül birden
Girişimleri fikir aşamasını geçmiş, ticarileşme ve ölçeklenme potansiyeline sahip ürün veya hizmeti geliştirmiş girişimcilerin yarıştığı Hizmet Geliştirmiş Girişimci Kategorisi’nin (Scale- Up) galibi ise En Güzel Günüm Her Günüm isimli projesi ile Reyhan Miray Reyhan oldu. İş ve akademi dünyasının önemli isimlerinden oluşan jürinin değerlendirmesi sonucunda Yapay Zeka Tabanlı Desen ve Doku Yazılım Teknolojisi isimle proje ile Özgecan Üstgül ikinci sırada yer alırken, Virtual Try isimli projesi ile Melih Ünsal ve Nazife Nur Köksal üçüncülük ödülünü kazandı.
TÜRKSOY’un seçme eserlerinin yer aldığı 2000 adet kitap Almatılı okurlara hediye edildi.Hediye edilen eserlerin arasında 3 dilde hazırlanan Abay, Üç Arıs, Oljas Süleymanov, Cengiz Aytmatov gibi prestij eserler de yer aldı.
Etkinliğe Kazakistan Yazarlar Birliği Başkanı Ulugbek Esdaulet, TÜRKSOY Kazakistan Ülke Temsilcisi Bakıtjan Omarov, Daire Başkanı Sancar Mülazımoğlu ve Kazakistan edebiyat camiasının temsilcileri katıldı.
Kazakistan Cumhuriyetinin bağımsızlığının 30. yılı anısına düzenlenen etkinlikte, TÜRKSOY tarafından hediye edilen eserler Kazakistan’ın Almatı şehrinde bulunan farklı kütüphanelere dağıtılacak.
Etkinliği takiben, Karabağ’ın düşman işgalinden kurtarılması mücadelesini dünya kamuoyuna çalışmalarıyla duyuran Kazakistan medyasının temsilcilerinden Nurgali Jusipbay ile Serik Maleyev’e TÜRKSOY Basın Ödülü takdim edildi. Medya çalışanlarına ödüllerini TÜRKSOY Kazakistan Ülke Temsilcisi Bakıtjan Omarov takdim etti.