Mükemmellik kültürünü yaşam biçimine dönüştürerek Türkiye’nin rekabet gücünü ve refah düzeyini artırmak adına öncü çalışmalara imza atan Türkiye Kalite Derneği’nin (KalDer) yeni başkanı belli oldu. KalDer’de 2009 yılından bu yana önemli görevler üstlenen Yılmaz Bayraktar, KalDer’in Yönetim Kurulu Başkanı seçildi. KalDer’in yeni yönetim kurulu ise cinsiyet dengesinin korunduğu, KOBİ ve özel sektör alanında, kamu, akademi dünyasının öncü isimleri ile sivil toplum kuruluşlarının deneyimli, kaliteye gönül vermiş temsilcilerinden oluştu. Başkanlık görevinden dolayı büyük bir onur duyduğunu söyleyen Bayraktar, “Tüm sektörlerde, bölgelerde, ülkemizde ve küreselde; değişimi yaymayı, bilgiyi paylaşmayı, yaşam kalitesi yüksek sürdürülebilir bir gelecek sağlamayı ve sürdürülebilir değer yaratmayı amaçlıyoruz. KalDer olarak Türkiye’deki şube ve temsilciliklerimizle ülkemize hizmet sunmaya devam edeceğiz” dedi.
Türkiye’nin öncü sivil toplum kuruluşları arasında yer alan Türkiye Kalite Derneği’nin (KalDer) yeni yönetim kurulu başkanı Yılmaz Bayraktar oldu. İstanbul’daki Titanic Business Kartal Otel’de düzenlenen genel kurul toplantısında, Bayraktar KalDer’in yeni yönetim kurulu başkanı seçilirken, Dr. Erhan Baş ve Filiz Öztürk başkan yardımcısı, Fatma Aydoğdu ise sayman olarak belirlendi. “Toplumsal cinsiyet eşitliğini sağlamak ilkesi ile hareket ettik”
KalDer Yönetim Kurulu’nda başkanlığı, başkan yardımcılığı ve yönetim kurulu üyeliğinin yanı sıra, EFQM Ülke Yöneticileri Kurulu’nda KalDer temsilciliği görevlerini üstlenen Bayraktar, başkanlık görevinden ötürü onur duyduğunu söyledi. “KalDer ile tanışmam 2009 yılında oldu. O dönemden bugüne bir kalite gönüllüsü olarak ülkem adına fayda üreten KalDer’de pek çok farklı alanda gönüllü olarak çalıştım” açıklamasını yapan Bayraktar, “KalDer’in bundan önceki tüm yönetimlerine değerli katkıları için bir kez daha teşekkür ediyorum. Göreve gelen yönetim, denetim ve etik kurullarımız; ülkemiz iş dünyasına yön veren başarılı kuruluşlarımızın temsilcilerinden oluşuyor. KalDer çalışma hayatında eşitlik ve etik ilkelerinin yayılımına önem veren örnek bir STK olarak; yeni yönetimin oluşumunda da ‘toplumsal cinsiyet eşitliğini sağlamak’ ilkesi ile de hareket etti. Yönetim listemizde bu hassasiyetimizi görebilirsiniz. Bu durumun olumlu etkileri çalışmalarımıza da yansıyacak. Üye profili ile özel sektöre, kamuya, sivil toplum kuruluşlarına, gençliğe KalDer gibi dokunabilen kuruluşların sayısı çok değil. Bunun bilincinde olarak iş birlikleriyle işte ve yaşamın her alanında kalite kültürünü yaymak için güçlü bir yönetim kurulu ile görevimize başladık” diye konuştu.
“KalDer, yaratıcı ve yenilikçi fikirlerin destekçisi, uygulayıcısı olacak” Salgın sürecinde yaşanan değişimin hayatın her alanında olduğu gibi KalDer’in iş yapış şekillerini de değiştirdiğini dile getiren Bayraktar, “Covid 19 salgını ile teknolojik alt yapısını daha önce güçlendiren ve çalışma şeklini yenileyen KalDer, ‘online’ dünyaya kendini hızlıca uyumlandırdı. KalDer gelecek çalışmalarında da dönüşüm ve dijital gelişmeleri yakından takip ederek, yaratıcı ve yenilikçi fikirlerin destekçisi, uygulayıcısı olacak. Bugün geldiğimiz noktada dönüşümün kaçınılmaz olduğunu, dijitalleşme ve teknolojik yatırımların önemini daha etkili bir biçimde hissediyoruz” dedi. Avrupa Kalite Yönetimi Vakfı’nın EFQM modelinin, bir yönetim aracı olarak 1992 yılından bugüne KalDer üyeleri tarafından benimsendiğini anımsatan Bayraktar, şu açıklamaları yaptı: “Modelin; yaşadığımız salgın günlerinde stratejik planlama, kriz yönetimi, kurumsallaşma, dijitalleşme ve performans ve dönüşümün yönetilmesi gibi konularda kurumlar için önemli bir rehber olacağına inandığımızdan dolayı daha fazla kurumun EFQM Modeli’ni benimsemesi ve uygulaması için çalışacağız. Tüm sektörlerde, bölgelerde, ülkemizde ve küreselde; değişimi yaymayı, bilgiyi paylaşmayı, yaşam kalitesi yüksek sürdürülebilir bir gelecek sağlamayı ve sürdürülebilir değer yaratmayı amaçlıyoruz. KalDer olarak Türkiye’deki şube ve temsilciliklerimizle ülkemize hizmet sunmaya devam edeceğiz.” Yeni görev alan yönetimimiz; EFQM Modelinin öngördüğü gibi, ‘geleceğe odaklanarak yön belirleyecek’ ‘her seviyede liderlik’, çağa ayak uydurmak için ‘değişimden çok dönüşüm’, ‘yönetimde çeviklik’, çığır açmayı amaçlamış ‘yıkıcı düşünce’ ile ‘esnek ve uyumlu’ bir performans sergileyecektir.
Yılmaz Bayraktar Kimdir? 1954 yılında Ardahan’da doğan Yılmaz Bayraktar, evli ve bir çocuk babasıdır. ‘Devlet Parasız Yatılı’ sınavını kazanarak başladığı Diyarbakır Maarif Koleji eğitiminin ardından Boğaziçi Üniversitesi Kimya Mühendisliği Bölümünden mezun oldu.1976-1978 yılları arasında İngiltere’de University of Wales Makine Mühendisliği Bölümü’nde ‘Endüstri İçin Dizayn ve İş İdaresi’ başlıklı yüksek lisans programını tamamladı. İş yaşamına 1979 yılında Tüpraş İzmit Rafineri Müdürlüğü’nde başladı ve 1999 yılında Rafineri Müdür Yardımcılığı görevinden ayrıldı. 1999-2006 yıllarında merkezi Orlando’da bulunan Siemens Power Generation şirketinin ‘İşletme ve Bakım’ anlaşması altındaki Bosen Enerji Elektrik Üretim Birleşik Çevrim Santrali’nde Tesis Müdürü olarak çalıştı. 2006 yılında Tüpraş’ın özelleştirilmesi ile Genel Müdür Yardımcısı olarak yeniden görev aldı. Bu görevi yürütürken Toplu İş Sözleşmeleri ve Değişim Yönetimini de yönetti. Bayraktar; bir dönem KSO Yönetim Kurulu, Koç Holding Emekli ve Yardım Sandığı Vakfı Yönetim Kurulu ve Tüpraş Etik Kurul Üyelikleri görevlerinde bulundu. Önceki dönemlerde Türkiye Kalite Derneği Yönetim Kurulu Başkan Yardımcılığı ve Başkanlık görevlerinde bulundu. Yılmaz Bayraktar halen Boğaziçi Üniversitesi Kimya Mühendisliği Bölümü’nde Yarı Zamanlı Öğretim Üyesi olarak ‘Proses Emniyeti Yönetimi’ dersini vermektedir.
Ulaştırma ve Altyapı Bakanı Abdulkadir Uraloğlu, Türkiye’nin ilk yerli ve milli elektrikli ana hat lokomotifi ESKİŞEHİR-5000 projesinde sona yaklaştıklarını duyurarak, Ekim 2024 itibarıyla başlanan yol testlerinde lokomotifin saatte 140 kilometre hıza ulaştığını açıkladı. Bakan Uraloğlu, 2025 yılı Eylül ayında raylara inmesi beklenen ESKİŞEHİR-5000 projesi kapsamında 95 adet lokomotifin seri üretimine de devam ettiklerinin altını çizdi.
Ulaştırma ve Altyapı Bakanı Abdulkadir Uraloğlu, Türkiye Raylı Sistem Araçları Sanayii A.Ş. (TÜRASAŞ) tarafından üretilen Türkiye’nin ilk yerli ve milli elektrikli ana hat lokomotifi ESKİŞEHİR-5000 projesinin test sürecinin devam ettiğini belirtti. Bakan Uraloğlu, “Yerli ve milli imkanlarla geliştirdiğimiz lokomotifimizin yol testlerine Ekim 2024 itibarıyla TCDD Hasan Bey depo sahası içinde başladık. Lokomotifimiz bu testlerde saatte 140 kilometre hıza ulaşarak büyük bir eşiği aştı. İnşallah 2025 yılı Eylül ayı içerisinde lokomotifimizi raylara indirmeyi planlıyoruz.” dedi.
Türkiye’nin İlk Yerli Elektrikli Ana Hat Lokomotifi
Bakan Uraloğlu, TÜRASAŞ’ın Eskişehir fabrikasında geliştirilen 5 megavat gücündeki lokomotifin hem yük hem de yolcu taşımacılığı yapabileceğini ve Avrupa Birliği Demiryollarında Karşılıklı İşletilebilirlik (TSI) sertifikasına sahip olacağını belirtti. Uraloğlu, “Türk mühendisliğiyle tasarlanan ESKİŞEHİR-5000 projemizde 115 yerli firma ile iş birliği yaparak yüzde 65 yerlilik oranına ulaştık. Seri üretimde bu oran yüzde 80’e ulaşacak. Bu sayede demiryolu sektöründeki dışa bağımlılığın önüne geçeceğiz.” ifadelerini kullandı.
İlklerin ve Enlerin Projesi
ESKİŞEHİR-5000 projesinin birçok ilki barındırdığına dikkat çeken Bakan Uraloğlu, “Lokomotifin cer motorları, her biri bin 280 kilovat gücünde olup Türkiye’de bugüne kadar tasarlanan en yüksek güçlü cer motorlarıdır. Ayrıca, 2.5 megavat gücündeki cer konvertörleri de ülkemizde tasarlanan en güçlü yüksek gerilim cer konvertörleridir. Ana hat lokomotifler için ilk defa araç gövdesi, boji ve Tren Kontrol Yönetim Sistemi de tamamen yerli tasarımla üretildi. ESKİŞEHİR-5000 ile elde ettiğimiz bilgi birikimi, diğer projelerimizde de kullanılacak. Bundan sonra ihtiyaca uygun lokomotiflerin üretiminde yurtdışına bağımlılık kalkacak ve ihracat imkanlarına kavuşacağız.” şeklinde konuştu.
Üniversite ve Sanayi İş Birliğiyle Geliştirilen Teknoloji
ESKİŞEHİR-5000 projesinin Türkiye’deki üniversiteler ve sanayi kuruluşlarının ortak çalışmasıyla hayata geçtiğini belirten Uraloğlu, “Projemiz üniversite ve sanayi iş birliğinin en güzel örneklerinden biri. TÜRASAŞ, TÜBİTAK RUTE, ASELSAN ve İstanbul Teknik Üniversitesi gibi önemli paydaşlar bu projede yer aldı. Türkiye’nin raylı sistemlerdeki yerlilik oranını artırmak adına önemli bir dönüm noktası yaşanıyor.” açıklamasında bulundu.
TÜRASAŞ, 95 Lokomotifin Seri Üretimine Son Hız Devam Ediyor
Proje kapsamında TCDD Taşımacılık A.Ş.’ye teslim edilecek 95 adet ESKİŞEHİR-5000 lokomotifin seri üretimine son hız devam ettiklerini belirten Uraloğlu sözlerini şöyle sürdürdü:
“ESKİŞEHİR-5000 lokomotif için geliştirilen tüm ana bileşenler ayrı birer ürün olarak ihraç edilebilir kritik teknolojiye sahip ürünlerdir. Bu ürünler, TCDD Taşımacılık bünyesindeki mevcut lokomotiflerde de hem yedek parça hem de modernizasyonları kapsamında kullanılabilecektir.”
Teknoloji girişimciliğinin ülkemizdeki gelişim hızının artırılarak küresel boyutta lider bir teknoloji girişimciliği ekosistemi inşa etmek amacıyla yürürlüğe konulan Ulusal Teknoloji Girişimciliği Stratejisi kapsamında kurulan Teknogirişim Konseyi, beşinci toplantısını Sanayi ve Teknoloji Bakan Yardımcısı Zekeriya Çoştu başkanlığında gerçekleştirdi.
Bakanlık binasında gerçekleştirilen toplantıda; girişim finansmanı konusunda önemli görülen Girişim Sermayesi Yatırım Fonları (GSYF) Tebliğindeki gelişmeler, halka arzlarda teknoloji şirketlerine sağlanan kolaylıklar, melek yatırımcılığın geliştirilmesine yönelik atılan adımlar, teknogirişim şirketlerinin çalışanlarına yönelik hisse verilmesine yönelik vergisel teşvikler görüşüldü. Aynı zamanda teknogirişim şirketi tanımını ortaya koyan Teknogirişim Rozeti taslağı, yeni uygulamaya alınan Türkiye Tech Visa Programı, özel sektör ve kamuda deneyimli kişilerin girişimci olmasına imkan sağlayan ücretsiz izin uygulaması, uygulamalı girişimcilik eğitimleri, teknoloji girişimciliği ekosistemine yönelik iletişim çalışmaları gibi bir çok konu da Teknogirişim Konseyi 5. toplantısında ele alındı.
Konseyin beşinci toplantısına; Hazine ve Maliye Bakan Yardımcısı Osman Çelik, Ticaret Bakan Yardımcısı Mahmut Gürcan, Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakan Yardımcısı Lutfihak Alpkan, Kalkınma Ajansları Genel Müdürü Ahmet Şimşek, Ar-Ge Teşvikleri Genel Müdür V. Coşkun Çekiciler, TÜBİTAK Başkanı Orhan Aydın, KOSGEB Başkanı Ahmet Serdar İbrahimcioğlu, Gelir İdaresi Başkan Yardımcısı Mahmut Sütçü, SPK Başkan Yardımcıları Ali İhsan Güngör ile Ali Erdurmuş, Türkiye Sermaye Piyasası Birliği Başkanı Pamir Karagöz, TTGV Genel Sekreteri Mete Çakmakçı, GİRVAK Genel Sekreteri Mehru Aygül, TOBB Girişim Sermayesi Meclisi Başkanı Altan Küçükçınar, Bilkent Cyberpark Genel Müdürü Faruk İnaltekin, ODTÜ Teknokent Genel Müdürü Serdar Alemdar, Yıldız Teknopark Genel Müdürü Muhammet Garip, T-Gate TEKMER Yönetim Kurulu Başkan Vekili Hüseyin Karslıoğlu, Ankara TEKMER CEO’su İmran Gürakan, Fark Labs CEO’su TEKMER Haluk Akçalı katıldı.
Konsey toplantılarının üç aylık periyotlarla düzenli olarak gerçekleştirilmeye devam edilmesi bekleniyor.
TEKNOLOJİ VE İNOVASYON TABANLI GİRİŞİMCİLİK
Ulusal Teknoloji Girişimciliği Stratejisi’nde yer alan eylemlerin hayata geçirilebilmesi için yüksek düzeyli bir karar ve yönlendirme mekanizması olarak kurulan ve 2023 yılından beri toplantıları süren Teknogirişim Konseyi, teknoloji ve inovasyon tabanlı girişimcilik faaliyetlerine etki eden kamu kurum ve kuruluşlarının üst düzey yöneticileri ile girişimcilik ekosisteminin temsilcilerinden oluşuyor. Konsey, Strateji kapsamında yürütülecek çalışmaları yönlendirmede, ekosistemin ihtiyaçları doğrultusunda çevik politikaların hayata geçirilmesinde ve ulusal düzeyde etki oluşturacak program ve projelere öncülük etmede aktif rol alıyor. Bu zamana kadar ekosistemi ilgilendiren birçok konuda yenilikçi adımlar atıldı.
Ulaştırma ve Altyapı Bakanı Abdulkadir Uraloğlu, AJET’in Bosna-Hersek’in Tuzla kentine başlattığı ilk seferine katıldı. Bakan Uraloğlu Tuzla’daki açılış töreninde yaptığı konuşmada, bu yeni seferin iki ülke arasında olan ilişkileri ve ticareti geliştireceğini vurgulayarak, “Elbette ki Bosna Hersek’in Tuzla Kentini ihmal edemezdik buraya da mutlaka gelmeliydik. Yakın coğrafyamıza değil dünyada ulaşmadığımız hiçbir nokta kalmayacak yaklaşımıyla dünyanın her tarafına ulaşıyoruz. AJET 1 Ekim itibariyle 7 yeni dış hatta devreye girdi. Bugün de 8’incisini Tuzla’ya düzenlemiş olduk.” dedi.
Bakan Uraloğlu, konuşmasına başlamadan önce 4 Ekim’de yaşanan yoğun yağışlar nedeniyle meydana gelen sel felaketinde hayatlarını kaybeden Bosnalı vatandaşlara Allah’tan rahmet yakınlarına sabır ve başsağlığı, afet sırasında yaralananlara acil şifalar diledi.
Ulaştırma ve Altyapı Bakanı Abdulkadir Uraloğlu, AJET’in Bosna Hersek’in Tuzla Kentine başlattığı ilk seferin açılış törenine katıldı. Burada yaptığı konuşmada, Türkiye’nin en genç hava yolu şirketi AJET’in; Bosna-Hersek’in tarihi kenti Tuzla’ya başlattığı seferlerin ilki vesilesiyle bir araya gelmekten büyük memnuniyet duyduğunu ifade eden Bakan Uraloğlu, Türkiye ve Bosna Hersek’in tarihin her döneminde olduğu gibi bu afette de hem iyi gün hem kötü gün dostu olduğunu birbirine gösterdiğini belirterek, “Türkiye’de en son geçen sene yaşanan 6 Şubat Depremlerinde Bosnalı Kardeşlerimiz arama kurtarma çalışmalarında bizlere destek vermişti. Bugün bizler de sel felaketinin ilk anı itibarıyla TİKA, Türk Kızılayı ve AFAD başta olmak üzere birçok kurum ve yardım derneklerimiz vesilesiyle Bosna halkına gıda ve temiz su gibi temel ihtiyaçlar başta olmak üzere yardım malzemelerini ulaştırmayı sürdürüyoruz.” diye konuştu.
“Saldırıların Bir An Önce Bitmesi İçin Cumhurbaşkanımız Sayın Recep Tayyip Erdoğan Her Platformda Gerekli Girişimlerde Bulundu ve Bulunmaya Devam Ediyor”
Bir yıl önce İsrail’in çoğu bebek, çocuk ve masum sivillerden oluşan binlerce Filistinliyi şehit ederek Gazze’de gerçekleştirdiği insanlık dışı saldırıları şiddet ve nefretle kınayarak başlayan Bakan Uraloğlu, “Bunu en iyi sizler anlarsınız. Maalesef 1992-1995 yılları arasında gerçekleşen Bosna Savaşı’nda yaklaşık 100 bin Bosnalı kardeşimiz şehit olmuş, 2 milyonu ise göç etmeye zorlanmıştı. Bu saldırıların bir an önce bitmesi için Cumhurbaşkanımız Sayın Recep Tayyip Erdoğan her platformda gerekli girişimlerde bulundu ve bulunmaya da devam ediyor. Nasıl Srebrenitsa Soykırımı’nın failleri uluslararası mahkemelerde nasıl hüküm giydilerse, Gazze’de yaşananların failleri de uluslararası hukuk karşısında hesap vereceklerdir. Bilindiği gibi Türkiye ile Bosna Hersek’in bir birlikteliği ve dostluğu var bundan sonra da daimî olarak devam edecektir. Gelecekteki ilişkilerimizi anlamak için sadece geçmişe bakmamız yeterlidir.” dedi.
“Bugün Türkiye’den 131 Ülkede 347 Farklı Noktaya Uçuş Gerçekleştiriyoruz”
AJET’in 31 Mart’ta seferlerine başladığını anımsatan Bakan Uraloğlu, “Elbette ki Bosna Hersek’in Tuzla Kentini ihmal edemezdik buraya da mutlaka gelmeliydik. Türkiye’nin bulunduğu coğrafya 4 saatlik süresiyle 67 ülkeye ulaşabilmektedir. Yakın coğrafyamıza değil dünyada ulaşmadığımız hiçbir nokta kalmayacak yaklaşımıyla dünyanın her tarafına ulaşıyoruz. Bugün Türkiye’den 131 ülkede 347 farklı noktaya uçuş gerçekleştiriyoruz. Sene sonunda bu sayıyı 349’a yükselteceğiz. Geçtiğimiz günlerde ülkenin iç hat seferlerinde de 12 hattı devreye aldık. AJET 1 Ekim itibariyle 7 yeni dış hatta devreye girdi. Bugün de 8’incisini Tuzla’ya düzenlemiş olduk. İstanbul-Tuzla seferlerinin her iki ülke arasında olan ilişkileri ve ticareti geliştireceğine inanıyorum.” diye konuştu.
Size daha iyi hizmet sunabilmek amacıyla çerezleri kullanıyoruz. Çerezler Hakkında Aydınlatma Metni için tıklayınız. www.kimlerburada.com Bu siteyi kullanmaya devam ederseniz, Gizlilik ve Çerez Politikamızı kabul etmiş olursunuz.
Size daha iyi hizmet sunabilmek amacıyla çerezleri kullanıyoruz. Çerezler Hakkında Aydınlatma Metni için tıklayınız. www.kimlerburada.com Bu siteyi kullanmaya devam ederseniz, Gizlilik ve Çerez Politikamızı kabul etmiş olursunuz.
Gerekli cookie, sayfa gezinmesi ve web sitesinin güvenli alanlarına erişim gibi temel işlevleri etkinleştirerek bir web sitesi kullanıma yardımcı olur. Web sitesi bu cookie olmadan düzgün çalışamaz.
Tercih cookies, bir web sitesinin, tercih ettiğiniz diliniz veya bulunduğunuz bölgeniz gibi, web sitesinin davrandığını veya görünüşünü değiştiren bilgileri hatırlamasını sağlar.
İstatistik
İstatistik cookies, web sitesi sahiplerinin anonim olarak bilgi toplayıp bildirerek ziyaretçilerin web siteleriyle nasıl etkileşimde bulunduğunu anlamalarına yardımcı olabilir.
Pazarlama
Pazarlama cookies, ziyaretçileri web sitelerinde izlemek için kullanılır. Amaç, bireysel kullanıcıya ilgi çekici ve böylece yayıncılar ve üçüncü taraf reklamverenler için daha değerli olan reklamları görüntülemektir.
Sınıflandırılmamış
Sınıflandırılmamış cookies, bireysel kurabiye sağlayıcıları ile birlikte sınıflandırma sürecinde olduğumuz cookies.