Bizimle iletişime geçin

GÜNCEL

Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Brexit ile artan belirsizlik Türkiye’nin Avrupa ailesinde hak ettiği yeri almasıyla giderilecektir”

Haberler

on

Cumhurbaşkanı Erdoğan, Avrupa Birliği ülkeleri büyükelçileri ile toplantıda yaptığı konuşmada, “Ülkemizin 60 yılı bulan üyelik süreci nasıl bizim için stratejik bir tercihse Avrupa Birliği’nin ülkemizi tam üyeliğe kabul etmesi de Birliğin geleceği açısından ontolojik bir tercih olacaktır. Brexit ile artan belirsizlik ancak Türkiye’nin Avrupa ailesinde hak ettiği yeri almasıyla giderilecektir” dedi.

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Avrupa Birliği (AB) ülkelerinin Ankara büyükelçileriyle Çankaya Köşkü’nde bir araya geldi. Büyükelçilere hitap eden Cumhurbaşkanı Erdoğan, toplantının ülkeler ve insanlık için hayırlara vesile olmasını diledi.

“YAŞADIĞIMIZ SÜREÇ BİZE TÜM İNSANLIĞIN AYNI GEMİDE OLDUĞUNU BİR KEZ DAHA HATIRLATMIŞTIR”

Konuşmasının başında tüm Avrupa halklarının yeni yılını kutlayarak, 2021’in sağlık, barış ve huzur getirmesini temenni eden Cumhurbaşkanı Erdoğan, 2020’de koronavirüs salgını başta olmak üzere birçok zorlukla mücadele edildiğini anımsattı.

Koronavirüsün son asrın en ciddi sağlık krizlerinden birisi olduğuna işaret eden Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Salgın daha şimdiden dünyanın hemen her ülkesinde izleri yıllarca silinmeyecek derin acılar bıraktı. Bugüne kadar salgında hayatını kaybeden yaklaşık 2 milyon kişinin her biri istatistikten öte bir candır. Yaşadığımız süreç bize din, dil, ırk, bölge farkı gözetmeden tüm insanlığın aynı gemide olduğunu bir kez daha hatırlatmıştır” dedi.

Cumhurbaşkanı Erdoğan, salgınla mücadelede küresel dayanışma ve iş birliğinin önemine dikkati çekerek, Türkiye’nin bu süreçte vatandaşlarına en iyi sağlık hizmetini sunmaya çalışırken, hiçbir ayrım yapmadan, aralarında Avrupa ülkelerinin de yer aldığı 156 ülkeye ve 11 uluslararası kuruluşa tıbbi malzeme desteği sağladığının altını çizdi.

“DAYANIŞMANIN GÜCÜNE İNANAN BİR MİLLET OLARAK YARDIM FAALİYETLERİMİZİ DEVAM ETTİRECEĞİZ”

Acil tahliye uçuşlarıyla 100 bini aşkın vatandaşı Türkiye’ye getirdiklerini belirten Cumhurbaşkanı Erdoğan, 67 ülkeden 5 bin 500’den fazla yabancının tahliyesini de yaptıklarını söyledi.

Cumhurbaşkanı Erdoğan, Türkiye’den ana vatanlarına dönmek isteyen 90 ülkeden 38 bin yabancıyı da ülkelerine gönderdiklerini ifade ederek, “Tüm bunları muhataplarımızdan maddi bir karşılık beklediğimiz için değil, insanlık ailesine karşı kendimizi mesul hissettiğimiz için yaptık. Paylaşmanın bereketine, dayanışmanın gücüne inanan bir millet olarak yardım faaliyetlerimizi bundan sonra da devam ettireceğiz” diye konuştu.

Cumhurbaşkanı Erdoğan, Türkiye’nin farklı kaynaklardan temin ettiği aşıları, vatandaşlarına gönüllülük esasına dayalı olarak uygulamaya başlayacağını ifade ederek, “İnsan deneyi aşamasında olan yerli aşılarımızı gerekli onayların ardından inşallah milletimizle birlikte tüm insanlığın hizmetine sunacağız” açıklamasında bulundu.

“BİZ, DOĞU AKDENİZ’DE HAKKIMIZ OLMAYAN BİR ŞEYİ TALEP ETMİYORUZ”

Cumhurbaşkanı Erdoğan, 2020 yılının Türkiye-AB ilişkileri bakımından da maalesef kolay geçmediğini aktararak şöyle devam etti: “Geride bıraktığımız dönemde çoğu da suni olarak üretilen pek çok tatsız sorunla uğraşmak zorunda kaldık. Bazı üye ülkeler Türkiye ile ikili problemlerini AB koridorlarında çözme çabasına girdi. Birlik dayanışması bahanesinin ardına sığınılarak Türkiye-AB gündemi suiistimal edildi. Bu yaklaşım bir yandan köklü münasebetlerimizi esir alırken, diğer yandan birliğin bölgesel ve küresel güç olma iddiasını da zayıflatıyor. ‘Stratejik körlük’ olarak nitelendirdiğimiz bu tavrın en somut göstergesi Doğu Akdeniz ve Kıbrıs meselesidir. Her iki konuda da Türkiye ciddi haksızlıklara maruz kalmıştır. Oysa Türkiye Akdeniz’in en uzun kıyı şeridine sahip ülkesidir.”

Cumhurbaşkanı Erdoğan, Türkiye’nin şimdiye kadar hayata geçirdiği enerji projeleri ile Avrupa’nın enerji arz güvenliğine önemli katkılarda bulunduğuna vurgu yaparak, “Biz, Doğu Akdeniz’de hakkımız olmayan bir şeyi talep etmiyoruz. Bölgede var olan hidrokarbon kaynakları konusunda ülkemizin ve milletimizin meşru menfaatlerini korumaya çalışıyoruz. Hiçbir geçerliliği olmayan maksimalist haritalar üzerinden ülkemizin sahillerine hapsedilme girişimlerine itiraz ediyoruz” değerlendirmesinde bulundu.

“TÜRKİYE AKDENİZ’DE GERİLİMDEN DEĞİL, BARIŞTAN VE ADALETTEN YANADIR”

Cumhurbaşkanı Erdoğan, geçen aylarda yaşanan kimi hadiselerde Türkiye’nin haklarını koruma kararlılığını gösterdiğinin altını çizerek, “Türkiye’nin ve KKTC’nin içinde yer almadığı hiçbir denklemden Akdeniz Barışı çıkmayacağı herhalde artık anlaşılmıştır” uyarısında bulundu.

“Türkiye Akdeniz’de gerilimden değil, barıştan, iş birliğinden, hakkaniyetten ve adaletten yanadır” diyen Cumhurbaşkanı Erdoğan, şunları kaydetti: “Akdeniz, bizleri ayıran değil, hepimizi birbirimize yakınlaştıran, birleştiren, iş birliğimizi güçlendiren bir denizdir, öyle olmalıdır. Akdeniz, Cezayir’den Mısır’a, Libya’dan Tunus’a, Filistin’den İsrail’e, Türkiye’den Yunanistan’a, İtalya’dan İspanya’ya kadar tüm ülkeleri ve halklarıyla büyük ailemizin çatısı, ortak yuvasıdır. Doğu Akdeniz’i bir rekabet alanı olmaktan çıkartıp uzun vadeli çıkarlarımıza hizmet edecek bir iş birliği havzası hâline getirmeliyiz. Gündeme getirdiğimiz Doğu Akdeniz Konferansı’nın da bu amaca hizmet edeceğini düşünüyoruz.”

Cumhurbaşkanı Erdoğan, Kıbrıs Türkleri dâhil tüm tarafları bir araya getirecek bir enerji iş birliği forumu kurulmasının faydalı olacağı kanaatinde olduklarını dile getirdi.

“KIBRIS’TA YENİ VE GERÇEKÇİ ALTERNATİFLERİ TARTIŞMAMIZ GEREKİYOR”

Yunanistan’ın Navtex ilanıyla ve sahaların sadece yüzde 10’unu kullanarak yeni bir gerginlik sebebi oluşturduğunu anlatan Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Son yıllarda hava sahası ihlallerini ve gayri askerî statüdeki adalarda özellikle hukuka aykırı faaliyetlerini artıran Yunanistan’ı gerginliği tırmandırıcı faaliyetlerinden vazgeçmeye davet ediyoruz. Komşumuz Yunanistan ile 25 Ocak’ta başlayacak istikşafi görüşmelerin inşallah yeni bir dönemin habercisi olacağına inanıyorum” dedi.

AB’nin hem bu konularda hem de Kıbrıs meselesinde samimi bir özeleştiri yapması gerektiğini belirten Cumhurbaşkanı Erdoğan, AB’nin, Kıbrıs’ta 2004 yılında çözüme “hayır” diyen Rum tarafını tam üyelikle ödüllendirirken, referanduma “evet” diyen Kıbrıs Türkü’ne verdiği taahhütleri unuttuğunu söyledi.

Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Bunları da yerine getirmesini bekliyoruz. Son dönemde AB’nin Kıbrıs Türk tarafıyla üst düzey hiçbir teması olmamıştır. Hâl böyle iken AB, Kıbrıs meselesinin çözümünde nasıl kolaylaştırıcı bir rol oynayabilir?” ifadelerini kullandı.

Kıbrıs’ta iki devletli model dışındaki alternatiflerin çözüm olmayacağını, yarım asırlık müzakere tarihinden alınan derslerin açıkça gösterdiğine işaret eden Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Kıbrıs’ta başarısız olmuş modelleri tekrar tekrar konuşmak yerine yeni ve gerçekçi alternatifleri tartışmamız gerekiyor” diye konuştu.

“NİHAİ HEDEFİMİZ OLAN TAM ÜYELİKTEN HİÇBİR ZAMAN VAZGEÇMEDİK”

Cumhurbaşkanı Erdoğan, Fransa ile ilişkileri vizyoner bir yaklaşımla yeniden ele alarak, gerilim hattından kurtarmak istediklerini, son dönemde bu çerçevede iki tarafça atılan adımları memnuniyetle takip ettiklerini söyledi.

Portekiz’in AB dönem başkanlığında tüm başlıklarda müspet gelişmeler sağlanmasını ümit ettiklerini ifade eden Cumhurbaşkanı Erdoğan, şöyle konuştu: “Bin yıldır aynı coğrafyayı paylaşıyor, aynı medeniyet havzasından besleniyoruz. Türk tarihini nasıl Avrupasız okumak mümkün değilse, Avrupa tarihini de Türkiyesiz anlamak mümkün değildir. Millet olarak geleceğimizi Avrupa ile birlikte tasavvur ediyoruz. Bu anlayışla 60 yıldır Birliğe tam üyelik mücadelesi veriyoruz. Bu süreçte karşılaştığımız onca çifte standarda ve haksızlığa rağmen, nihai hedefimiz olan tam üyelikten hiçbir zaman vazgeçmedik. Göreve geldiğimiz 2002’de ‘Kopenhag Kriterlerine gerekirse Ankara Kriterleri der yolumuza devam ederiz’ demiştim. Nitekim son 18 senede bu sözümüze sadık olarak vatandaşlarımızın hak ve özgürlüklerini genişletme noktasında tarihî nitelikte adımlar attık. Mevcut anayasamızın üçte ikisini değiştirerek darbe dönemlerinin izlerini büyük ölçüde ortadan kaldırdık. Darbe, cunta ve siyasete anti demokratik müdahalelerle maruf bir ülkeyi ileri demokrasi rayına oturttuk. Sivil siyasetin önündeki engelleri kaldırıp ülkemizde sessiz bir devrime imza attık. Avrupa Birliği üyesi ülkeler bunu ‘Türkiye’nin sessiz devrimi’ olarak nitelemişlerdir.”

Cumhurbaşkanı Erdoğan, 18 yıl boyunca sokak olaylarından teröre, vesayetten 15 Temmuz kanlı darbe girişimine kadar demokrasiye yönelik saldırıların püskürtmelerinde söz konusu sessiz devrimin çok büyük payının olduğunun altını çizdi.

“Bugün elini vicdanına koyan herkes 18 sene öncesine göre Türkiye’nin demokrasiden hukuka kadar her alanda hayal dahi edilemeyecek derecede ileri bir konumda olduğunu görebiliyor” ifadesini kullanan Cumhurbaşkanı Erdoğan, yaşananları yakından takip edenlerin Türkiye’nin bu süreçte Avrupalı dostları tarafından yalnız bırakıldığını da kabul ettiklerini kaydetti.

“ÜLKE OLARAK UZUN VADELİ BİR BAKIŞ AÇISIYLA İLİŞKİLERİMİZİ YENİDEN RAYINA OTURTMAK İÇİN HAZIRIZ”

Türkiye’nin özellikle 15 Temmuz darbe teşebbüsü ve terörle mücadelesinde Avrupa’dan beklediği destek ve dayanışmayı göremediğine vurgu yapan Cumhurbaşkanı Erdoğan, şöyle devam etti: “Daha vahimi 15 Temmuz gecesi kimi Avrupalı siyasetçiler adeta darbeye çanak tutan bir tavır sergilemişlerdir. Darbe gecesi 251 vatandaşımızı şehit eden FETÖ’cü teröristler, birçok Avrupa ülkesinde hiçbir tahkikata uğramadan hayatlarını devam ettiriyor. Aynı şekilde bölücü terör örgütü mensupları Avrupa’nın göbeğinde şahsımı, milletimizi ve ülkemizi en aşağılık şekilde hedef alan sözde protesto eylemleri düzenleyebiliyor. Strazburg’da, Brüksel’de çadırlar kurmak suretiyle hatta hatta oralarda konferans verebilecek seviyede bunlara kapılar açılabiliyor. Hukuk, demokrasi, özgürlük ve müttefiklikle asla bağdaşmayan bu tablonun milletimizde oluşturduğu infialin Avrupalı dostlarımız tarafından yeterince kavranamadığı anlaşılıyor.”

Büyükelçilere, “Nasıl oluyor da bu tür teröristlere Avrupa Konseyi’nde, Avrupa Birliği’nde kapılar açılıp, bunlar oralarda rahat rahat cirit atabiliyor?” sorusunu yönelten Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Türk insanın Avrupa Birliğine ve Avrupa değerlerine olan inancının zayıflamasının temel nedeni işte bu tablodur. Son yıllarda yükselen İslam düşmanlığı ve kültürel ırkçılık ise bu olumsuz algıyı daha da körüklüyor” değerlendirmesinde bulundu.

İslam karşıtlığının Avrupa değerleri açısında da büyük bir kara deliğe dönüştüğü uyarısında bulunan Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Türkiye’de herhangi bir kiliseye karşı böyle bir bomba atma, herhangi bir eylem girişimi söz konusu olmuş mudur? Olamaz. Böyle bir şeye asla müsaade etmeyiz. Tam aksine kilise, manastır, sinagog bunların kendi cebimizden restorasyonlarını yapmak suretiyle ibadete açıyoruz. Bütün bunlar açık, net ortadayken acaba şu anda Fransa’da, Almanya’da, Avrupa’nın birçok yerinde Müslümanların ibadet yerlerine yapılan bombalama ve saldırıları neyle izah edeceğiz? Oralardaki din adamlarımıza karşı saldırıları neyle izah edeceğiz?” dedi.

Cumhurbaşkanı Erdoğan, Türkiye’nin AB’ye tam üyeliğinin kültürel ırkçılıkla mücadelede de Birliğin elini güçlendireceğini belirterek, “Ülkemizin 60 yılı bulan üyelik süreci nasıl bizim için stratejik bir tercihse Avrupa Birliği’nin ülkemizi tam üyeliğe kabul etmesi de Birliğin geleceği açısından ontolojik bir tercih olacaktır. Brexit ile artan belirsizlik ancak Türkiye’nin Avrupa ailesinde hak ettiği yeri almasıyla giderilecektir. Biz ülke olarak uzun vadeli bir bakış açısıyla olumlu gündem oluşturmak ve ilişkilerimizi yeniden rayına oturtmak için hazırız. Avrupalı dostlarımızın da aynı iradeyi sergilemesini bekliyoruz” diye konuştu.

“TÜRKİYE, DÜNYADA EN FAZLA SIĞINMACIYA EV SAHİPLİĞİ YAPAN ÜLKE”

Cumhurbaşkanı Erdoğan, Türkiye ile AB arasındaki 18 Mart Mutabakatı’nın güncellenmesinin ilişkilere güven ve ivme kazandıracak şekilde yapılması gerektiğini vurguladı.

Geçen yıl martta AB konsey ve komisyon başkanları ile Brüksel’de yapılan görüşmede mutabakatın güncellenmesi konusunda anlaşmaya varıldığını hatırlatan Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Türkiye olarak bu anlaşma doğrultusunda üzerimize düşeni yaptık, güncellenmiş önerimizi ilettik. Ama henüz Avrupa makamlarından tekliflerimize cevap alamadım” dedi.

Cumhurbaşkanı Erdoğan, düzenli Türkiye-AB zirvelerini ve üst düzey diyalog toplantılarını yeniden başlatmakta fayda gördüklerini aktararak, “Kısa bir süre önce gerek Charles Michel gerekse Ursula von der Leyen ile yaptığım görüşmelerde bu adımları atma ve bu ay sonu kendileriyle beraber ülkemizde bir araya gelme teklifini yaptım. Onlardan da kabul gördü” diye konuştu.

AB Komisyonu Başkanı Ursula von der Leyen’e Suriye’nin kuzeyinde yapılan briket evleri ziyaret etme teklifinde bulunduğunu dile getiren Cumhurbaşkanı Erdoğan, şu ifadeleri kullandı: “Sayın Ursula von der Leyen’e dedim ki, sadece gelmek değil, hatta şu anda Suriye’nin kuzeyinde yapmakta olduğumuz briket evleri sizinle beraber gezmek isterim. Göçten sorumlusunuz, göç konusuyla ilgileniyorsunuz, buraları beraber bir görelim ve bu konuda nasıl bir hassasiyet içerisinde olduğumuzu görün. Çünkü biz kendilerinden söz aldık ve bu briket evler konusunda, ciddi bir sayıyı onların da yapmak istediklerinin sözünü bana verdiler ama bize bu konuda en ufak bir destek gelmedi. Şimdi ise 50 bin briket konut yapma planımızın şu anda hemen hemen yarısından fazlasını gerçekleştirmiş durumdayız. Bir taraftan şu anda altyapısını yapıyoruz ama sizinle oraya gidene kadar büyük oranda bunları da bitirmiş oluruz. Türkiye’nin bu konuda da neler yaptığını ve şimdi İdlib’teki, o gerçekten muhacir insanların, ölümle her an karşı karşıya olan insanların, buraları nasıl heyecanla beklediklerini orada göreceksiniz.”

Cumhurbaşkanı Erdoğan, Türkiye’nin yük olan değil yük alan bir ülke olduğuna dikkati çekerek, özellikle Avrupa’nın sığınmacı akınına uğramasının önüne geçmede gösterdikleri fedakârlığın asla unutulmaması gerektiğinin altını çizdi.

Türkiye’nin son altı yıldır dünyada en fazla sığınmacıya ev sahipliği yapan ülke olduğuna işaret eden Cumhurbaşkanı Erdoğan, şöyle devam etti: “Bunu Ursula von der Leyen ifade etti. Yani 6 milyar avroluk bunun için bir para ayrıldığını ve bundan da 3 milyar 200 milyon avronun Türkiye’ye gönderildiğini veya gönderileceğini, buna benzer ifadeler kullandılar. Şu ana kadar bizim için uygulamaya giren ciddi manada bir rakam dersem yalan olmaz. Çünkü proje bazlı çalıştık, çalışıyoruz. Her şey ortada. Bunları görmek mümkün. Böyle bir şey yapılmış olsa da bizim şu anda göçmenlere yaptığımız harcamanın bu rakamlarla zaten hâlledilmesi mümkün değil. Bunlar öyle ufak tefek rakamlar değil. Yapılan harcama çok çok büyük ve şu anda ülkemizin sadece bir bölgesinde değil, birçok bölgelerde bu tür göçmen kamplarımız var.”

“TÜRKİYE GÖÇÜN ORTAK YÖNETİMİ KONUSUNDA AYNI İRADEYİ TEKRAR SERGİLEMEYE HAZIRDIR”

Cumhurbaşkanı Erdoğan, Türkiye’nin kamplarının, dünyanın değişik yerlerindeki gibi ilkel çadırlardan oluşmadığını ifade ederek, “Hepsinde adeta insani bir yaşam tarzını göçmenlere hazırladık ve bundan iftihar duyuyoruz. İstiyorum ki, bu da özellikle Avrupa Birliği’nin dünyaya örnek bir sergilemesi olsun. Bu işleri Sayın Guterres de çok iyi bilir. Onunla beraber de ülkemizdeki göçmen kamplarını bu görevde iken gezmiş dolaşmıştık. Şimdi de aynısını yine beraber yapalım diyorum ve kendileri de olumlu yaklaştılar. Temenni ederim ki Türkiye ziyaretinde bunu beraber gerçekleştiririz” şeklinde konuştu.

Sadece Suriye kökenli 4 milyona yakın insanın Türkiye’de misafir edildiğini dile getiren Erdoğan, şunları kaydetti: “Sınırlarımız ötesindeki 5 milyon ihtiyaç sahibine düzenli yardım ulaştırıyoruz. Avrupa Birliği bir ülkeye 100 bin sığınmacı için 3 milyar avro destek verirken, Türkiye’deki 4 milyon sığınmacı için 3 artı 3 milyar avroluk taahhüdünü bile tam olarak yerine getirmemiştir. Buna rağmen Türkiye göçün ortak yönetimi konusunda aynı iradeyi tekrar sergilemeye hazırdır. Gümrük Birliği’nin güncellenmesi, Türk vatandaşlarına vize serbestisi sağlanması ve üyelik müzakerelerimizde mesafe kat edilmesi de 18 Mart Mutabakatı’nın parçasıdır. Vize serbestisi, aslında 2020’nin değil 2014’ün sonuna kadar çözülmesi gereken bir sözdü ama yapılmadı. Şimdi 2020 bitti, 2021’deyiz.”

Cumhurbaşkanı Erdoğan, güvenlik ve terörle mücadele alanında iş birliğinin ilerletilmesi gerektiğinin belirterek, şöyle konuştu: “DEAŞ ile mücadele deniyor. Soruyorum, Türkiye’den başka DEAŞ ile mücadelede onurlu, şahsiyetli bir mücadele veren ülke var mı Avrupa Birliği ülkeleri içinde? Bu mücadeleyi de en onurlu şekilde veren Türkiye, biziz. Hiç gözlerinin yaşına bakmayız. Nerede bulursak orada gereğini yaparız. PKK/YPG ile aynı şekilde mücadelemiz sürerken, maalesef batılı dostlarımız PKK/YPG bunlarla ilgili, onları kendi ülkelerinde barındırıyor, onlara gerekli destekleri veriyor. Kusura bakmayın açık ve net konuşuyorum. Dost acı söyler ama gerçeği söyler. Ben gerçeği söylemek mecburiyetindeyim. Çünkü şu anda müzakereci bir ülke olarak Türkiye bunları sizinle paylaşmazsa, bilesiniz ki yarın aynı bela sizin de başınıza gelecektir. Avrupa’nın ve NATO’nun güneydoğu sınırlarının, dolayısıyla da güvenliğinin Türkiye’nin doğu ve güneydoğusundan başladığını hatırlatmak isterim. Hepinizle NATO’da beraberiz. NATO’da birlikte olduğumuza göre bu mücadeleyi de beraber sürdürmemiz gerekmez mi? Bunu da beraber sürdürmemiz gerekir. Terörle mücadelede biz hiçbir NATO ülkesini yalnız bırakmadığımıza göre, acaba neden NATO’nun diğer ülkeleri bizi terörle mücadelede yalnız bırakıyor?”

“İDLİB’TEKİ MEVCUDİYETİMİZLE YENİ BİR İNSANİ TRAJEDİNİN VE BÜYÜK BİR GÖÇ DALGASININ ÖNÜNE GEÇTİK”

Suriye’nin kuzeyinde PKK/YPG ve DEAŞ terör örgütlerinin bulunduğuna değinen Cumhurbaşkanı Erdoğan, bölgedeki koalisyon ülkeleri olarak Almanya, Fransa, İngiltere ve hatta Amerika’nın bu mücadelede Türkiye’nin yanında yer almadığını belirtti.

Cumhurbaşkanı Erdoğan, binlerce tır silah, mühimmat ve araç gerecin terör örgütlerine gönderildiğini ve terör örgütlerinin bunlarla Türkiye’ye savaş açtığını vurgulayarak, “Biz bir NATO ülkesi olarak bunlarla bu şekilde savaştık, savaşıyoruz ve savaşacağız. Geri durmak yok” diye konuştu.

Libya ve Dağlık Karabağ gibi bazı kesimlerce sorunlu addedilen alanlardan hiçbirinin Avrupa Birliği ve üye ülkelerle olan ilişkilerin özüne müteallik olmadığının altını çizen Cumhurbaşkanı Erdoğan, Libya’nın doğusundaki gayrimeşru güçlerin lideri Halife Hafter’e karşı yapılan Berlin Konferansı’nda alınan kararlara uyulmadığına dikkati çekti.

Cumhurbaşkanı Erdoğan, Hafter’in bölgede kendi kendini koruma durumunda olduğunu hatırlatarak, “Biz eğer o darbeci Hafter’e karşı mücadelemizi vermemiş olsaydık çok açık net söylüyorum uluslararası camianın kabul ettiği şu andaki Millî Mutabakat Hükûmeti yok olurdu. Bizim oradaki varoluşumuz oradaki Millî Mutabakat Hükûmeti’nin ömrünü uzatmıştır” ifadelerini kullandı.

Türkiye’nin bu bölgelerde aldığı inisiyatiflerle Avrupa’nın güvenliğine katkıda bulunduğunu kaydeden Cumhurbaşkanı Erdoğan, şu bilgileri verdi: “Bugüne kadar 9 bine yakın yabancı terörist savaşçı yakaladık ve hepsini de geri gönderdik. Çatışma bölgeleri ile bağlantılı olduğunu tespit ettiğimiz yaklaşık 100 bin kişiye ülkemize giriş yasağı koyduk. Türkiye’nin sınır dışı ettiği DEAŞ mensuplarıyla ilgili gereken tedbirleri almadıkları için eyleme maruz kalan ülkelerin içine düştükleri acı durumu sizler de gördünüz. Suriye’de bir dönem terörün kol gezdiği bölgeleri güvenli hâle getirerek 420 bini aşkın mazlumun memleketlerine geri dönmesini sağladık. İdlib’teki mevcudiyetimizle yeni bir insani trajedinin ve büyük bir göç dalgasının önüne geçtik. Libya Millî Mutabakat Hükûmeti’ne sağladığımız eğitim ve danışmanlık desteği ülkenin kanlı bir iç savaşa sürüklenmesini engelledi. Ortaya koyduğumuz inisiyatif Libya’da Birleşmiş Milletler öncülüğündeki siyasi sürecin önünü açtı.”

“2021 SENESİNİ AB-TÜRKİYE İLİŞKİLERİ BAKIMINDAN BAŞARIYA TAHVİL ETMEK BİZİM ELİMİZDEDİR”

Cumhurbaşkanı Erdoğan, Türkiye’nin Dağlık Karabağ’da 30 yıllık bir gecikmeyle de olsa adaletin tecelli etmesini ve bölgenin hasret çektiği istikrara kavuşmasını sağladığını anımsatarak, 30 yılda MİNSK Üçlüsü’nün başaramadığının Türkiye’nin verdiği destekle 44 günde gerçekleştirildiğini ifade etti.

Tüm bu konuların objektif ve stratejik bir bakış açısıyla ele alınması durumunda Avrupa Birliği ile Türkiye’nin çıkarlarının örtüştüğünün görüleceğini belirten Cumhurbaşkanı Erdoğan, şunları kaydetti: “2021 senesini Avrupa Birliği-Türkiye ilişkileri bakımından başarıya tahvil etmek bizim elimizdedir. Önyargılar veya korkular yerine uzun vadeli bir bakış açısıyla hareket ettiğimizde bunu başarabileceğimize inanıyorum. Sayın Michel ve Sayın von der Leyen’ı ay sonunda Türkiye’de misafir edeceğiz. Kendileriyle bu konuları etraflıca ele alacağız. Dışişleri Bakanım da bu ziyaret öncesinde 21 Ocak’ta Brüksel’de temaslarda bulunacak.”

Cumhurbaşkanı Erdoğan, hukuk ve ekonomi alanında yeni reformların hazırlıkları içinde olduklarını hatırlatarak sözlerini şöyle tamamladı: “Son aşamasına gelen çalışmaları inşallah yakında kamuoyumuzla paylaşacağız. Bu çerçevede Reform Eylem Grubu’nu da toplayarak, kapsamlı bir değerlendirme yapacağız. Temennim odur ki altı ay gibi bir aralıkla sizlerle de bir araya gelmeyi, ama Dışişleri Bakanım ama ben şahsım, önemli görüyorum. Bu toplantıları yapmak suretiyle istiyorum ki bu buluşmalarla çok daha bu münasebetleri güçlendirelim, Bu adımları atalım ve bu adımları atarak, sizler de adeta ülkelerinizi enforme edin. Tüm kurumlarımızın katkılarıyla 2021-2023 arası Avrupa Birliği Ulusal Eylem Planımızı güncelledik. Bu süreçte sizden gerek Brüksel’e gerek başkentlerinize yapacağınız yönlendirmelerle Türkiye-Avrupa Birliği ilişkilerinde yeni bir sayfanın açılmasına destek vermenizi bekliyoruz. Bu vesileyle bir önceki Dönem Başkanı Almanya’ya ilişkilerimizin geliştirilmesi yönünde harcadığı çabalar için teşekkür ediyorum. Yeni dönem başkanı Portekiz’e ve müteakip dönem başkanı Slovenya’ya şimdiden başarılar diliyorum.”

DÜNYA

“Gençler, Milletimizin Gücü, Ufku ve Umududur “19 Mayıs Atatürk’ü Anma Gençlik ve Spor Bayramı Kutlu Olsun

Haberler

on

“Türkiye Cumhuriyeti’nin kurucusu Gazi Mustafa Kemal Atatürk’ün Millî Mücadele hareketini başlatmak üzere Samsun’a çıkışının 106. yılı. Nice yıllar olması dileğiyle Atatürk’ü Anma, Gençlik ve Spor Bayramımız kutlu olsun.”

Tarih boyunca toplumları ayakta tutan en büyük güç gençlik olmuştur. Hangi ülke genç kuşakların yetişmesine büyük önem vermişse daima ileriye gitmiş ve kalkınmıştır. Bu nedenle; gençlerimizi kendine güvenen, donanımlı, bilgili, milli ve manevi değerlerine sahip çıkan, demokrasiye inanan, çalışkan ve üretken insanlar olarak yetiştirmek en önemli görevimizdir. İçinde bulunduğumuz yüzyılın güçlü ve saygın Türkiye’si sizlerin omuzlarında yükselecektir.

19 Mayıs, yalnızca bir tarihten ibaret değildir. Bu gün, milletimizin bağımsızlık yolundaki ilk adımı, gençliğe duyulan güvenin en büyük göstergesidir. başta Gazi Mustafa Kemal Atatürk olmak üzere Kurtuluş Savaşı’nın tüm kahramanlarını, şehitlerimizi, gazilerimizi rahmet, minnet ve şükranla anıyoruz tüm gençlerimizin bayramını kutluyoruz.

GÜL ALCANSOY

OKUMAYA DEVAM ET

DÜNYA

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan ,19 Mayıs Atatürk’ü Anma, Gençlik ve Spor Bayramı mesajı yayımlandı.

Haberler

on

“Aziz Milletim, Kıymetli Gençler

Bugün, Cumhuriyetimizin banisi Gazi Mustafa Kemal’in Kurtuluş Savaşımızı başlatmak üzere Samsun’a çıkışının 106. yıl dönümü. 19 Mayıs Atatürk’ü Anma, Gençlik ve Spor Bayramı’nızı en içten dileklerimle kutluyorum.

Gazi Mustafa Kemal’in Türk gençliğine armağan ettiği 19 Mayıs, ecdadımızın inançla azimle ve kararlılıkla başlattığı bağımsızlık mücadelesinin ilk adımının atıldığı tarihtir. Bizler de ecdadımızın kutsal bir emanet olarak bıraktığı vatana ve Cumhuriyete sahip çıkıyor, ilelebet payidar kalacak Türkiye Cumhuriyeti Devleti’ni her alanda ileriye taşıyacak ve yüceltecek adımlar atıyoruz.

Gençlerimizi yalnızca geleceğin mimarları olarak değil değişimin itici gücü olarak da görüyor; medeniyet mirasımızı yüreğinde taşıyan Türk gençliğinin enerjisi, azmi ve hayalleriyle yaşadığımız çağa “Türkiye Yüzyılı” damgasını vuracağına yürekten inanıyorum.

Türkiye’nin geleceğinin inşasında; gençlerimizin enerjisini heba edecek, kısır tartışmalarla ülkemizin kaynaklarını boşa sarf edecek hangi sorun varsa çözüyor ve onu kalıcı olarak yok ediyoruz. Gençlerimize barış ve huzur dolu, yüksek teknolojilerle donatılmış, müreffeh bir ülke bırakma sözümüzü yerine getirmek için bütün gücümüzle çalışıyoruz.

Bilimden sanata, spordan tarıma, diplomasiden nükleer teknolojilere kadar her alanda gençlerimizin potansiyellerini keşfetmeleri için onlara imkânlar sunuyor, büyük ve güçlü Türkiye idealimizi hayata geçirmek için gençlerimizle birlikte el ele, kol kola yürüyoruz.

Düşlerini hayata geçirmek için azimle çalışan ve asla pes etmeyerek ecdadından devraldığı medeniyet mirasını daha da yüceltmek isteyen her bir gencimizi sonuna kadar desteklemeye devam edeceğiz.

Güçlendikçe merkez ülke konumuna gelen ve attığımız adımlarla konumunu pekiştiren Türkiye’nin her başarısında gençlerimizin hakkını teslim ederek onlar için daha çok çalışma ve başarma azmimizi her zaman canlı tutacağız.

Cumhurbaşkanı Erdoğan , 19 Mayıs Atatürk’ü Anma, Gençlik ve Spor Bayramı’nı tekrar kutluyor, başta Cumhuriyetimizin banisi Gazi Mustafa Kemal olmak üzere Kurtuluş Savaşımızın bütün kahramanlarını saygıyla anıyorum.”

GENÇ GAZETECİLER ANKARA

OKUMAYA DEVAM ET

DÜNYA

“75 milyar metreküplük yeni doğal gaz keşfi yaptık”

Haberler

on

Cumhurbaşkanı Erdoğan, İstanbul Fizik Tedavi ve Rehabilitasyon Eğitim ve Araştırma Hastanesi Açılış Töreni’nde yaptığı konuşmada, “Göktepe-3 kuyusundan dün müjdeli bir haber aldık. Büyük bir titizlikle yürütülen çalışmalar neticesinde hamdolsun, sahada 75 milyar metre küplük yeni doğal gaz keşfi yaptık” açıklamasında bulundu.

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Bahçelievler’deki İstanbul Fizik Tedavi ve Rehabilitasyon Eğitim ve Araştırma Hastanesi Açılış Töreni’ne katılarak bir konuşma yaptı.

Konuşmasında, sağlıkta büyük bir hamle gerçekleştirdiklerini kaydeden Cumhurbaşkanı Erdoğan, Türkiye’yi başarıdan başarıya koşturdukları bir diğer başlığın da enerji olduğunu söyledi. “Nükleer enerjiden hidroelektriğe, rüzgârdan jeotermale, güneş enerjisinden petrol ve doğal gaza kadar her alanda ciddi yatırımlar yaptık. Bu alanda ülkemizin gerçek potansiyelini açığa çıkarmanın gayretindeyiz” dedi.

Cumhurbaşkanı Erdoğan, bir taraftan ülkenin enerji köprüsü olma vasfını güçlendirirken, diğer taraftan enerji kaynaklarını çeşitlendirmeye gayret ettiklerini belirterek, “Çevreci maskesi takan beşinci kol elemanlarının karşı çıkmasına rağmen Akkuyu Nükleer Enerji Santrali projemizle ülkemizi farklı bir lige taşıdık. Karadeniz ve Gabar’daki keşiflerimiz sayesinde enerjide yeni dönemin kapılarını açtık. Sakarya Gaz Sahası’ndaki keşfimiz, milletimiz için kelimenin tam anlamıyla dönüm noktası oldu” diye konuştu.

“Bulanlar ancak arayanlardır” şiarıyla sondaj çalışmalarını kararlılıkla devam ettirdiklerini bildiren Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Filomuzu yeni gemilerle takviye ettik. Kendi bölgemiz yanında yurt dışında da farklı iş birlikleri geliştirdik. Yani enerjide de bağımsızlığımızı kazanmak için içeride ve dışarıda yoğun mücadele içinde olduk. Şu anda sismik araştırma, sondaj gemilerimiz nerede biliyor musunuz? Ta Somali’de. Oralarda sondaj yapıyorlar. Bu mücadelenin meyvelerini toplamaktan büyük memnuniyet duyuyoruz” ifadelerini kullandı.

“DOĞAL GAZ KEŞFİMİZİN EKONOMİK DEĞERİ 30 MİLYAR DOLAR”

Cumhurbaşkanı Erdoğan, bugüne kadar Akdeniz’de 11, Karadeniz’de 38 sondaj yaptıklarına işaret ederek, şunları söyledi: “Yedinci nesil sondaj gemimiz Abdülhamid Han ile Göktepe-3 Kuyusu’nda 27 Mart’ta başlayan çalışmalarımız dün itibarıyla tamamlandı. 2 bin 154 metre su derinliğinde açılan 49 günlük sondaj log ve test operasyonları sonucunda 3 bin 500 metre derinlikte tamamlanan Göktepe-3 Kuyusu’ndan dün müjdeli bir haber aldık. Büyük titizlikle yürütülen çalışmalar neticesinde hamdolsun sahada 75 milyar metreküplük yeni doğal gaz keşfi yaptık. Bu miktarla konutlarımızın ihtiyacını yaklaşık üç buçuk yıl boyunca tek başına karşılayacağız. Doğal gaz keşfimizin ekonomik değeri ise 30 milyar dolardır. Sahanın geliştirilmesinde Sakarya Projesi için yaptığımız yatırımlarla yüzer üretim platformunu kullanacağız. Dolayısıyla sahanın ekonomik katkısı çok daha büyük olacak. Yeni keşfimizin ülkemize, milletimize hayırlı olmasını diliyorum.”

Keşifte emeği geçen herkese teşekkür eden Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Önümüzdeki döneme dair şunu da ifade etmek istiyorum. Karadeniz’deki üretimin ilk fazının tamamlandığının müjdesini vermiştik. Günlük 9,5 milyon metreküp üretimle 4 milyon hanenin ihtiyacını Karadeniz’den karşılıyoruz. 2026 yılında ikinci fazla üretimi iki katına, 2028 yılında üçüncü fazla dört katına çıkarmayı hedefliyoruz. Enerjide de tam bağımsız Türkiye hedefimize ulaşana kadar durmadan, dinlenmeden, eleştirilere ve engellere aldırmadan yola devam edeceğiz” şeklinde konuştu.

GENÇ GAZETECİLER İSTANBUL

OKUMAYA DEVAM ET

DÜNYA

DÜNYA9 saat önce

“Gençler, Milletimizin Gücü, Ufku ve Umududur “19 Mayıs Atatürk’ü Anma Gençlik ve Spor Bayramı Kutlu Olsun

“Türkiye Cumhuriyeti’nin kurucusu Gazi Mustafa Kemal Atatürk’ün Millî Mücadele hareketini başlatmak üzere Samsun’a çıkışının 106. yılı. Nice yıllar olması dileğiyle...

DÜNYA15 saat önce

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan ,19 Mayıs Atatürk’ü Anma, Gençlik ve Spor Bayramı mesajı yayımlandı.

“Aziz Milletim, Kıymetli Gençler Bugün, Cumhuriyetimizin banisi Gazi Mustafa Kemal’in Kurtuluş Savaşımızı başlatmak üzere Samsun’a çıkışının 106. yıl dönümü. 19...

DÜNYA1 gün önce

“75 milyar metreküplük yeni doğal gaz keşfi yaptık”

Cumhurbaşkanı Erdoğan, İstanbul Fizik Tedavi ve Rehabilitasyon Eğitim ve Araştırma Hastanesi Açılış Töreni’nde yaptığı konuşmada, “Göktepe-3 kuyusundan dün müjdeli bir...

DÜNYA1 gün önce

“Sağlık hizmetlerinin her boyutunda büyük mesafe katettik”

Cumhurbaşkanı Erdoğan, İstanbul Fizik Tedavi ve Rehabilitasyon Eğitim ve Araştırma Hastanesi Açılış Töreni’nde yaptığı konuşmada, “Sağlık hizmetlerinin her boyutunda 22...

DÜNYA4 gün önce

Cumhurbaşkanı Erdoğan, TOBB Hizmet Şeref Belgesi ve Plaket Töreni’nde konuştu

Cumhurbaşkanı Erdoğan, TOBB Hizmet Şeref Belgesi ve Plaket Takdim Töreni’nde yaptığı konuşmada, “Büyük bir sabırla, kararlılıkla ve samimiyetle yürüttüğümüz ‘Terörsüz...

DÜNYA6 gün önce

Cumhurbaşkanı Erdoğan, NATO Genel Sekreteri Rutte’yi kabul etti

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, NATO Genel Sekreteri Mark Rutte’yi Cumhurbaşkanlığı Külliyesinde kabul etti. GENÇ GAZETECİLER ANKARA

DÜNYA1 hafta önce

Cumhurbaşkanı Erdoğan, Danıştay’ın 157. Kuruluş Yıl Dönümü Töreni’nde konuştu

Cumhurbaşkanı Erdoğan, Danıştay’ın 157. Kuruluş Yıl Dönümü Töreni’nde yaptığı konuşmada, “Adaletin tecellisi için uğraşan yargı mensuplarımızın, kimi zaman ailelerini ve...

DÜNYA1 hafta önce

Sevgisiyle yolumuzu aydınlatan Annelerimiz fedakârlığın, şefkatin ve merhametin en büyük timsalidir.

Dünyamızı şefkatiyle, sevgisiyle güzelleştiren annelerimiz. İyi ki varsınız.

DÜNYA1 hafta önce

“Krizlere aldırmadan yol alıyoruz”

Cumhurbaşkanı Erdoğan, MÜSİAD 28. Olağan Genel Kurulu’nda yaptığı konuşmada, “Hükûmet olarak fırtınalı sularda gemiyi limana güvenle ulaştıracak plana, programa, tecrübeye...

DÜNYA2 hafta önce

Cumhurbaşkanı Erdoğan, 10. Anadolu Medya Ödülleri töreninde konuştu

Cumhurbaşkanı Erdoğan, 10. Anadolu Medya Ödülleri Töreni’nde yaptığı konuşmada, “Anadolu medyası varsa milletin sesi vardır. Anadolu medyasının sesi gür çıktığı...

EN ÇOK OKUNAN HABERLER

seers cmp badge
tr_TRTurkish