Bakanı Pekcan: “Aralık ayında ihracatımız, bir önceki yılın aynı ayına göre yüzde 16 artışla 17 milyar 844 milyon dolar olmuştur. Bu tüm zamanların en yüksek aylık ihracat tutarıdır” Ticaret Bakanı Ruhsar Pekcan, 2020 yılını ihracatta tarihi bir rekor ile kapattıklarını belirterek, “169,5 milyar dolarlık ihracat, ihracatçılarımızın başarısıdır, Türkiye’nin başarısıdır.” dedi.
Pekcan, Bakanlığın 2020 Yılı Dış Ticaret Değerlendirme Toplantısı’nda yaptığı konuşmada, 2020’nin sıra dışı bir yıl olduğunu, yeni tip koronavirüs (Kovid-19) salgınının sağlık alanında yarattığı risk ve kayıpların yanında, sosyal yaşantıdan ekonomik hayata kadar pek çok açıdan derin etkiler yarattığını söyledi.
Türkiye’nin tüm dünya ile birlikte önemli bir sınav verdiğine ve vermeye de devam ettiğine dikkati çeken Pekcan, süreci mümkün olan en az kayıpla atlatabilmek için devletin, tüm imkanlarını seferber ettiğini vurguladı.
Pekcan, salgının ve belli başlı diğer küresel ve bölgesel faktörlerin gölgesinde bir yılı geride bıraktıklarını dile getirerek, 2020 yılında dış ticarette önemli bir direnç sergilediklerini bildirdi.
Bakan Pekcan, küresel ticarette 2020 yılında yaşanan nominal düşüş oranının yüzde 11,7 olarak tahmin edildiğinin altını çizerek, reel olarak ise 2010-2019 döneminde ortalama yüzde 3,8 büyüyen dünya ticaret hacminin 2020 yılında yüzde 9,2 daralmasının beklendiğine dikkati çekti.
Gelecek yıla ilişkin tahminlere göre küresel ekonomi ve ticarette toparlanma beklenmekle birlikte genel olarak 2019 yılındaki salgın öncesi seviyelere ulaşılamayacağının öngörüldüğünü ifade eden Pekcan, dünya ekonomisinin 2021 yılında yüzde 5,2 büyüyeceğinin tahmin edildiğini belirtti.
“2020 yılını ihracatta tarihi bir rekor ile kapattık” Pekcan, 2020 yılı aralık ayı ve yılın tamamına ilişkin verileri paylaşarak, 2020 yılını ihracatta tarihi bir rekor ile kapattıklarını duyurdu.
Geçen yıl ekim ayında 17,3 milyar dolar ile tüm zamanların en yüksek aylık ihracat rakamını yakaladıklarını hatırlatan Pekcan, şöyle devam etti:
“2020 yılının son ayında bu rekorumuzu daha da geliştirmenin memnuniyetini yaşadık. 2020 Aralık ayında ihracatımız, bir önceki yılın aynı ayına göre yüzde 16 artışla 17 milyar 844 milyon dolar olmuştur. Bu tüm zamanların en yüksek aylık ihracat tutarıdır. 2020 gibi zor bir yılın, böylesine önemli bir rekorla kapatılmasını temin eden ihracatçılarımızı canı gönülden tebrik ediyorum. 17,8 milyar dolarlık ihracat, Türkiye’nin dış ticaretteki gücü ve dinamizminin somut bir göstergesidir. Bu şekilde 2020 yılını 169,5 milyar dolarlık ihracatla kapamış olduk. Başta Avrupa Birliği olmak üzere, pek çok ihracat pazarımızda yaşanan ciddi ekonomik küçülmeye ve dış talep daralmalarına rağmen gerçekleştirilen 169,5 milyar dolarlık ihracat, ihracatçımızın başarısıdır, Türkiye’nin başarısıdır.”
OVP hedefi aşıldı Pekcan, 2020 yılında gerçekleştirilen 169,5 milyar dolarlık ihracatla Orta Vadeli Program’da 2020 yılı için hedeflenen 165,9 milyar dolar ihracat hedefinin aşıldığını vurgulayarak, şunları kaydetti:
“Pandeminin etkisiyle ihracatımız yılın ikinci çeyreğinde 32,4 milyar dolara kadar gerilemiştir. Yılın üçüncü çeyreğinde ise bir önceki çeyreğe göre yüzde 33,8 oranında hızlı bir toparlanma ile 43,3 milyar dolar seviyesine ulaşmıştır. Şimdi sürpriz, yılın son çeyreğinde artık büyüme fazına geçilmiş ve çeyreklik ihracatımız ilk defa 50 milyar dolar seviyesinin üzerinde gerçekleşmiştir. En büyük ticaret ortağımız olan Avrupa Birliği’nde salgında ikinci dalganın yaşandığı ve kısıtlama tedbirlerinin alındığı yılın son çeyreğinde ihracatımız bir önceki çeyreğe göre yüzde 18,4, 2019 yılının son çeyreğine göre ise yüzde 6,7 artarak 51,2 milyar dolar olmuştur. Dolayısıyla, 2020 yılı aralık ayı ile gelen en yüksek aylık ihracat rekorunun yanında, 2020 yılı son çeyreği itibarıyla 51,2 milyar dolarlık ihracatla en yüksek çeyrek dönem ihracat rekoru da kırılmıştır.”
“2020 yılında ihracatın ithalatı karşılama oranı yüzde 77,3” Bakan Pekcan, aralık ayı ithalatının 2019’un aynı ayına göre yüzde 11,7 artışla 22,4 milyar dolar olarak gerçekleştiğini ifade ederek, “Altın hariç aralık ayı ithalatımız 20,3 milyar dolardır. 2020 yılı geneli ithalatımız yüzde 4,3 artışla 219,4 milyar dolar olarak gerçekleşmiştir. Ancak altın hariç olarak baktığımızda ise 2020 yılı ithalat değeri 194,2 milyar dolardır, bu da 2020 yılı için ithalatımızda yüzde 2,4’lük bir düşüşe karşılık gelmektedir.” değerlendirmesinde bulundu.
Pekcan, nisanda yüzde 66,2 seviyesine kadar gerileyen ihracatın ithalatı karşılama oranının aralık ayında yüzde 79,6’a çıktığını bildirdi.
Altın ticareti hariç tutulduğunda ise nisan ayında yüzde 68,8’e kadar gerileyen ihracatın ithalatı karşılama oranının aralık ayında yüzde 86,8’e ulaştığını ifade eden Pekcan, “2020 yılında ihracatın ithalatı karşılama oranı yüzde 77,3 iken altın hariç tutulduğunda ise yüzde 85,8 olarak gerçekleşmiştir. İhracatın ithalatı karşılama oranı 2020 yılının 3. çeyreğinden itibaren artmıştır. Son çeyrekte, ihracatın ithalatı karşılama oranı yüzde 81, altın hariç tutulduğunda ise yüzde 89,4 olarak kaydedilmiştir.” diye konuştu.
“2020 yılında ülkelere göre ihracatta, ihracat rekoru kırdığımız 44 ülke bulunmaktadır” Ticaret Bakanı Ruhsar Pekcan, 2020 yılında 44 ülkeye yapılan ihracatta rekor kırıldığını bildirdi. Pekcan, IMF’ye göre 2020 yılında dünya mal ihracatının nominal olarak yüzde 11,7 azalmasının öngörüldüğünü, Türkiye’deki düşüşün ise bunun çok altında yüzde 6,3 oranında gerçekleştiğini söyledi. Yeni tip koronavirüs (Kovid-19) salgını nedeniyle azalan ticari aktivitelere rağmen Türkiye’nin ihracatının dünya ihracatına göre daha iyi bir performans gösterdiğine işaret eden Pekcan, şu değerlendirmelerde bulundu: “İhracatımızda özellikle ikinci çeyrek sonrası dönemde hızlı bir toparlanma süreci başlamıştır. Türkiye diğer bölgelerle karşılaştırıldığında, pandemi sonrası alınan politika önlemlerine en hızlı olumlu tepkiyi veren ve pozitif ayrışan ülkelerden birisi olmuştur. Bu çerçevede Türkiye, 2018’in üçüncü çeyreğinden itibaren, reel olarak ihracatını Asya, Avrupa, Afrika, Güney/Orta Amerika ve dünya ortalamasına kıyasla daha fazla artırarak; risklere karşı dayanıklılığını, üretim ve ihracatta süreklilik sağlayabileceğini ispatlamıştır. Dünyada 4. çeyrek dış ticaret verilerinin açıklanmasıyla birlikte Türkiye’nin daha pozitif ayrışacağını öngörüyoruz. İhracatımızın tabana yayılması ve küresel değer zincirlerine entegrasyonumuzun artırılması ile bu trendi devam ettirmeyi ve Türkiye’nin küresel ticaretteki yerini daha da olumlu bir noktaya taşımayı hedefliyoruz.” Türkiye’nin 2019 yılında küresel ihracattan aldığı payı binde 9,6’ya çıkararak Dünya Ticaret Örgütü verilerine göre 1948 yılından bu yana en yüksek seviyeyi yakaladığına işaret eden Pekcan, “Pandeminin etkilerinin derinden hissedildiği 2020 Ocak-Ekim döneminde ise verisi açıklanan ülkelerin toplam ihracatı içerisindeki payımız ilk defa yüzde 1’i aşarak, yüzde 1,03 seviyesine çıkmıştır.” dedi.
44 ülkede ihracat rekoru Bakan Pekcan, ülkelere göre ihracata bakıldığında 2020 yılında en fazla ihracat gerçekleştirilen ülkenin yaklaşık 16 milyar dolar ile Almanya olduğunu belirtti. Almanya’yı 11,2 milyar dolar ihracat ile İngiltere izlerken üçüncü sırada 10,2 milyar dolar ihracat ile Amerika Birleşik Devletleri’nin yer aldığını dile getiren Pekcan, ayrıca 2020 yılında bir önceki yıla göre İsrail ve Rusya Federasyonu’na ihracatta artış gözlendiğini ifade etti. Ülke bazlı ihracat rakamları açısından da bazı rekorlar gerçekleştiğini vurgulayan Pekcan, “2020 yılında ülkelere göre ihracatta, ihracat rekoru kırdığımız 44 ülke bulunmaktadır. Bunlardan ilk 3’ü sırasıyla Amerika Birleşik Devletleri, İsrail ve Güney Kore olmuştur.” diye konuştu. Fasıllara göre ihracata bakıldığında, 2020 yılında en fazla ihracat yapılan fasılların yüksek ve orta-yüksek teknoloji gruplarında olduğuna değinen Pekcan, şu bilgiler verdi: “Nitekim 2020 yılında en fazla ihracat gerçekleştirdiğimiz fasıl, 22,1 milyar dolarlık tutar ile motorlu kara taşıtları faslı olmuş; söz konusu faslı 16,8 milyar dolar ihracat ile kazanlar, makineler faslı izlemiştir. En çok ihracat gerçekleştirdiğimiz üçüncü fasıl ise 9,3 milyar dolar ihracat ile elektrikli makine ve cihazlar grubu olmuştur. 2020 yılında sektörlere göre ihracatta, 29 fasılda ihracat rekoru kırdığımız görülmektedir. Plastik ve mamulleri, meyveler ve halılar gibi fasıllarda bugüne kadarki en yüksek ihracat seviyeleri yakalanmıştır.”
18 bin 123 firma ilk kez ihracat yaptı Ruhsar Pekcan, tüm bunların yanında, ihracatçı sayısındaki artışın sürmesinin de ayrıca önemli ve değerli olduğunu söyledi. Pekcan, “2020 yılında ihracatçı sayımız bir önceki yıla göre yüzde 3,6 artarak 87 bin 400’ü aşmıştır. Bu itibarla, aralık ayında ihracatçı firma sayımızda bir önceki yılın aynı dönemine göre yüzde 7,5 artış yaşanmıştır. Ayrıca 2020 yılında ilk defa ihracat gerçekleştiren firma sayısı 18 bin 123 olarak gerçekleşmiştir.” dedi. Pekcan, öte yandan 1 milyon doların üzerinde ihracat gerçekleştiren ihracatçı sayısı 2019’da 14 bin 481 iken, bu rakamın salgın koşullarına rağmen 14 bin 620’ye yükseldiğini ifade etti.
İthalatta cep telefonu ve tablet etkisi İthalattaki gelişmelere ilişkin de bilgiler veren Pekcan, 2020 yılında en fazla ithalatın Çin’den gerçekleştirildiğini söyledi. Bu artışta, salgın şartlarındaki talebe de bağlı olarak, cep telefonu ve tabletler gibi elektronik ürün ithalatındaki artışın etkili olduğunu anlatan Pekcan, Çin’i Almanya ve Rusya’nın takip ettiğini belirtti. 2020 yılında en fazla ithalat yapılan faslın 2019’da olduğu gibi mineral yakıtlar olduğunu ifade eden Pekcan, “Bu fasılda 29 milyar dolarlık ithalat yapılmıştır. Bu faslı 26,6 milyar dolar ile kıymetli taşlar ve 25,3 milyar dolar ile kazan ve makinalar izlemiştir. Aralık ayında altın ithalatı 2019 yılı aralık ayına kıyasla yüzde 45,4 artışla 2,1 milyar dolar olarak gerçekleşmiştir. 2020 yılı genelinde ise bir önceki yıla göre yüzde 123,5 gibi önemli bir artış ile 11,3 milyar dolardan 25,2 milyar dolara ulaşmıştır. Bu noktada, ithalatımızda kayda değer bir yer tutan altının, büyük oranda tasarruf ve yatırım saikiyle ithal edildiği değerlendirilmektedir.” diye konuştu.
Salgının ticaret üzerindeki etkileri Hizmet ticaretine ilişkin verileri de paylaşan Pekcan, salgının tüm dünyada en fazla turizm ve taşımacılık gibi hizmet sektörlerini vurduğunu dile getirdi.Hizmet ihracatının 2020 yılının 10 ayında 2019 yılı aynı dönemine kıyasla yüzde 49,5 azalışla 27,3 milyar dolar olarak gerçekleştiğini belirten Pekcan, hizmet ithalatının ise aynı dönemde yüzde 7,1 azalışla 20,8 milyar dolar olduğunu bildirdi. Salgın sebebiyle yaşanan bir diğer problemin tedarik sürecinde gözlenen aksamalar olduğuna işaret eden Pekcan, “Küresel firmalar için tedarikçilerin yakın bölgelere kaydırılarak tedarik mesafeleri ve sürelerinin kısaltılması öncelikli hale gelmiştir. Tedarikin daha sık ve daha küçük partiler halinde yapılması ile tedarik güvenliğinin yanında ara ve nihai malların stratejik lokasyonlarda stoklanması da öne çıkan eğilimler olarak değerlendirilmektedir. Böylece tedarik zincirlerinde küreselleşmenin yerini bölgeselleşmenin aldığı ‘adalaşma’ dönemine girilmiştir.” dedi.
“Türkiye konumunu güçlendirerek çıkıyor” Salgının, dünya ekonomisini derinden etkileyerek tarihi bir resesyona neden olduğunu ifade eden Pekcan, şunları kaydetti: “Pandemi, arz ve talep yönlü şoklar yaratırken dünya ticareti önemli oranda daralmış ve bu gelişmeler neticesinde tüm dünyada olduğu gibi Türkiye’nin de ihracatı düşüş göstermekle birlikte; yılın üçüncü çeyreğindeki güçlü toparlanmadan sonra yılın son çeyreğinde ihracat tarihimizde ilk defa 50 milyar doları aşmış ve büyüme fazına girilmiştir. Ülkemiz bu performansı ile ihracatta diğer ülkelerden olumlu yönde ayrışmıştır. Ayrıca 2020 yılında Orta Vadeli Program’da hedeflenen ihracat düzeyini aşmayı başarmıştır. Temassız ticaret, sanal ticaret organizasyonları, kağıtsız gümrük gibi alınan tedbirlerin neticesinde Türkiye, pandemiye rağmen, dünya ihracatındaki payını yüzde 1,03 gibi tarihi seviyeye yükseltmiştir ve pandemi döneminden küresel ticaretteki konumunu güçlendirerek çıkmaktadır.”
“Ülkemizi ticarette cazibe merkezi haline getirecek projeler geliştireceğiz” Ticaret Bakanı Ruhsar Pekcan, “Güçlü İç Ticaret, Güçlü Dış Ticaret” hedefi doğrultusunda Türkiye’yi ticarette cazibe merkezi haline getirecek projeler geliştireceklerini söyledi. Pekcan, geçen yıl ihracatı destekleyici pek çok adım atıldığını, özellikle pandemi süreci de dikkate alınarak iş insanları ve ihracatçıya yönelik hizmetlerin etkinlikle sürdürüldüğünü ifade etti. Bakanlığın tüm faaliyetlerinin 2021 yılında da aynı titizlik ve etkinlikle süreceğini dile getiren Pekcan, pek çok yeni çalışmanın da hayata geçirileceğini belirtti.
Pekcan, bakanlığın iç ticaret, gümrükler, kaçakçılıkla mücadele ve tüketicinin korunması gibi alanlarda farklı çalışmaları ve önemli projeleri olduğuna dikkati çekerek, “Önümüzdeki günlerde bu alanlardaki çalışma ve projelerimizi de farklı etkinlik ve platformlarda sizlerle paylaşacağız. Eximbank 2020 Yılı Faaliyetleri ve Stratejik Dönüşüm Programı, yurt dışı müteahhitlik ve müşavirlik faaliyetlerimiz, kaçakçılıkla mücadele çalışmalarımız, yeni ürün güvenliği yasamız ve etkileri, esnaf ve kooperatifçilik çalışmalarımız, iç ticaretin düzenlenmesine yönelik faaliyetlerimiz ve yıllık e-ticaret verilerinin açıklanması gibi çalışmalarımızın tanıtımı kapsamında sizlerle yakın zamanda yeniden bir araya gelebilmeyi ümit ediyoruz. ” dedi.
Yeni tip koronavirüs (Kovid-19) salgınıyla küresel tedarik zincirlerinde ortaya çıkan dönüşümü iyi okuyarak, küresel ticarette güçlenen Türkiye’nin konumunu daha da yukarı çıkaracak aksiyonları hızla alacaklarını belirten Pekcan, “İhracatta 184 milyar dolarlık program hedefine ulaşmak için çalışacağız.” dedi. Pekcan, “Ticareti daha kolay, daha güvenli ve daha verimli hale getirerek ticaret kapasitemizi çok daha büyütecek çalışmalar yapacağız. ‘Güçlü İç Ticaret, Güçlü Dış Ticaret’ hedefi doğrultusunda ülkemizi ticarette cazibe merkezi haline getirecek projeleri geliştireceğiz.” ifadelerini kullandı.
Pekcan, açıkladığı rekorların, Türkiye’nin dış ticaretteki dinamizmini göstermenin yanı sıra 2021 yılı için de umut ve güç veren çok önemli göstergeler olduğunu dile getirdi. Bakan Pekcan, şunları kaydetti: “Umuyoruz, 2021 ve sonrasında ülkemizin gerçek potansiyelini değerlendirecek ihracatlar yaparak, katma değerli ihracatımızı artırarak ülke olarak hedeflerimize doğru yolumuza en iyi şekilde devam edeceğiz.”
“2021 yılında ihracatçılara desteğimizi 4,1 milyar liraya çıkardık” Ticaret Bakanı Ruhsar Pekcan, yeni tip koronavirüs (Kovid-19) salgınından olumsuz etkilenen esnaf ve gerçek kişi tacirlere yönelik destek paketine bu sabah itibarıyla e-Devlet üzerinden 1 milyon 200 bini aşkın başvuru yapıldığını bildirdi. Bakan Pekcan, Ticaret Bakanlığı’nın geçen yıl gerçekleştirdiği proje ve faaliyetlere ilişkin bilgi verdi. Kovid-19 salgını koşullarında ticaretin korunması ve geliştirilmesine yönelik önemli çalışmalar yaptıklarını belirten Pekcan, Habur, Kapıkule ve Kapıköy gümrük kapılarında ve Ro-Ro limanlarında temassız ticaret uygulamasını hızla hayata geçirdiklerini söyledi. Pekcan, ticari araçların giriş-çıkış işlemlerini, tampon bölgede ve Ro-Ro limanlarında konteyner, dorse ve şoför değişimi yoluyla yaptıklarını ifade ederek, “Bu sayede, Habur ve Kapıkule’de pandemi öncesi dönemlere yakın bir sevkıyat akışı sağladık.” dedi. Bakanlığın birçok alandaki faaliyetlerinin dijital ortama taşındığına işaret eden Pekcan, şöyle konuştu:
“Pazara Girişte Dijital Faaliyetlerin Desteklenmesi Hakkında Karar uyarınca mayıs ayından bu yana toplam 15 sanal fuar organizasyonu 92 bini aşkın ziyaretçiyle gerçekleşmiştir. 43 sanal ticaret heyetinde yaklaşık 7 bin ikili iş görüşmesi gerçekleştirildi. Bakanlığımızca onaylanan e-ticaret sitelerine üyelik giderleri, 2020 yılı için yüzde 80, takip eden yıllarda yüzde 60 oranında desteklenmektedir.” Bakan Pekcan, Kovid-19 salgınından olumsuz etkilenen esnaf ve gerçek kişi tacirlere yönelik destek paketi açıkladıklarını anımsatarak, “e-Devlet üzerinden başvurular alınmaya başlanmış olup, bugün itibarıyla desteğe 833 bini aşkın esnaf ve sanatkarımız ile gerçek kişi tacirlerimiz başvurmuştur ama benim gördüğüm bu sabah itibarıyla 1 milyon 200 bini aşmıştı bu rakam.” ifadelerini kullandı. “e-Ticaret Olarak KOBİ’lerin Yanındayız” kampanyasının önemine dikkati çeken Pekcan, “Kampanyadan yaklaşık 135 bin KOBİ yararlanmış, 3 bin 761 KOBİ’miz ilk defa e-ticaretle tanışmış ve KOBİ’lerimize vadesinden önce 1,2 milyar lira aktarılmıştır.” bilgisini verdi.
“İhracatçılara desteğimizi 4,1 milyar liraya çıkardık” Pekcan, ihracatın geliştirilmesine yönelik destekler kapsamında 2020 yılında salgın sebebiyle fiziki fuarların ertelenmesine ve desteklerinin verilememesine rağmen, mal ve hizmet ihracatçılarına toplamda 3 milyar 150 milyon lira destek ödemesi gerçekleştirdiklerini aktararak, şöyle devam etti: “2021 yılında ihracatçılara desteğimizi 4,1 milyar liraya çıkardık. 2020 yılında kredi ve sigorta finansman desteği olarak Eximbank toplamda yüzde 3,6 artışla 45,6 milyar dolar desteğe ulaşmış ve bu desteğin içinde toplam kredi desteği ise yüzde 6,7 artışla 28,5 milyar dolar olarak gerçekleşmiştir. 2019 yılında yüzde 24,3 olan ihracata destek oranı 2020’de yüzde 26,9 olmuştur.”
“İhracatçı portföyü içindeki KOBİ oranı yüzde 71” Kredi ve sigortayla toplam 13 bin 102 ihracatçıya destek verdiklerini belirten Pekcan, ihracatçı portföyü içindeki KOBİ oranının yüzde 71 olarak gerçekleştiğini dile getirdi. Pekcan, ihracata ilk hazırlıktan pazarlama kabiliyetlerinin geliştirilmesine, dış pazarda tutunup markalaşmadan yüksek katma değerli ürün ihracatına kadar firmaların yetkinlik düzeyine göre farklılaşan 14 ayrı ihracat desteği olduğunu bildirdi. İhracatçılara sunulan destekleri “Destek Yönetim Sistemi” ile tek bir çatı altında birleştirdiklerini hatırlatan Pekcan, tüm desteklere e-Devlet aracılığıyla çevrim içi başvuru imkanı sağladıklarını ifade etti.
“17 bin 514 ihracatçımıza hususi damgalı pasaport temin ettik” Bakan Pekcan, “İhracatçılarımızın dünyanın her noktasında daha aktif ve görünür olmalarını sağlamak amacıyla bugüne kadar 17 bin 514 ihracatçımıza hususi damgalı yeşil pasaport temin ederek pek çok ülkeye vizesiz girişin önünü açtık.” dedi. “81 İlde İhracata İlk Adım Programı” çerçevesinde 78 ilde 18 bin 403 potansiyel ihracatçı firma tespit ettiklerini aktaran Pekcan, bu firmalara yönelik mentorluk çalışması başlatarak ihracatçı olmalarını teşvik edeceklerini ve programı en kısa zamanda 81 ile yayacaklarını kaydetti. Pekcan, kullanıcılara ülke bazında somut pazar bilgisi ve öneriler sunan Kolay İhracat Platformu’na yakın zamanda ülke ve ürün bazlı ithalatçı listeleri gibi bilgilerin de ekleneceğini işaret ederek, platforma 28 Ağustos’tan bugüne kadar 81 binin üzerinde kullanıcı tarafından erişim sağlandığını aktardı. Ayrıca, “kolaydestek.gov.tr” adresinde firmaların desteklere daha kolay ulaşabilmeleri için bilgiler paylaşıldığına dikkati çeken Pekcan, “Sitemiz yayına alındığı günden bu yana 360 bin kayıtlı kullanıcıya erişmiş, 1 milyon 750 bin kez ziyaret edilmiştir.” bilgisini paylaştı. Pekcan, iç ve dış ticaret, girişimcilik ve e-ticaret konularında eğitimlerin sunulduğu Sanal Ticaret Akademisinin 81 ilden 30 binin üzerinde kullanıcıya ulaşarak, bugüne kadar eğitimlerini tamamlayan 5 bini aşkın kullanıcıya sertifika takdim ettiğini bildirdi.
“e-Ticaret hacmi 2020’nin ilk 6 ayında yüzde 64 arttı” e-Ticaretin Türkiye’nin dijital ekonomiye adaptasyonu için stratejik önem arz ettiğini vurgulayan Pekcan, ülkedeki e-ticaret altyapısının gelişimi için yürüttükleri çalışmaları da anlattı. Pekcan, Türkiye’de e-ticaret sektörüne ilişkin verileri ilk kez bu yıl açıkladıklarına dikkati çekerek, “Ülkemizde e-ticaret hacmi 2020 yılının ilk 6 ayında 2019’un aynı dönemine göre yüzde 64 artarak 91 milyar 700 milyon lira oldu.” diye konuştu. Hizmete açıldığı günden bu yana e-Ticaret Bilgi Platformu’ndan 440 binden fazla kullanıcının yararlandığını belirten Pekcan, şunları kaydetti: “e-Ticaret Akademisinde yer alan eğitimlerimizden faydalanan kullanıcı sayısı yaklaşık 55 bini buldu. Güven Damgası Sistemi uygulaması kapsamında şu ana kadar 20 e-ticaret sitesi ‘Güven Damgası’ almıştır. Ülkemizde e-ticaretin etkin ve güvenli biçimde kullanılmasının yaygınlaştırılması için çalışmalarımız yoğun biçimde devam edecektir.” Pekcan, DigiKamp Dijital Dönüşüm Yarışması ile girişimcilik ekosistemini hareketlendirmek, yeni fikirlere erişmek ve Türkiye’den yeni ‘unicorn’ların çıkması için kurumsal bir altyapı oluşturmak istediklerini belirterek, “Yarışmayı son derece önemsiyoruz. Tek seferlik olmayıp ileriki dönemlerde de geliştirilerek her sene tekrarlanacak bir yarışma olacak.” ifadelerini kullandı.
“139 kooperatife 14,3 milyon lira hibe desteği” Kadın ve genç girişimciliğine yönelik faaliyetler kapsamında 2020’de düzenlenen 12 Export Akademi Programı’na yaklaşık 3 bin 700 girişimcinin katılım sağladığı bilgisini veren Pekcan, şu değerlendirmede bulundu: “Bu programlarımız Uluslararası Ticaret Merkezinin SheTrades Outlook Platformu tarafından dünyadaki iyi uygulama örnekleri arasında gösterilmiş olup, 12’nci DTÖ Bakanlar Konferansı’nda da örnek çalışma olarak ele alınacaktır. Kadın Girişimci Fiziki/Online Network Ağı Projemiz kapsamında, 2020 yılında 34 ilimizden 800 kadın girişimcimize ulaştık.” Pekcan, Kooperatiflerin Desteklenmesi (KOOP-DES) Programı’na ilişkin de bilgi verirken, program kapsamında bugüne kadar 41 ilden 139 kooperatifin toplam proje bedeli yaklaşık 19 milyon lira olan 149 projesine 14,3 milyon lira hibe desteği verildiğini söyledi. Geçen yıl kadın kooperatiflerine yönelik 7 toplantı düzenlendiğini ifade eden Pekcan, 2 bin 570 kadına, kadın kooperatifçiliği, girişimcilik ve e-ticaret başlıklarında eğitim verildiğini anlattı.
“İngiltere ile ticaretimizin imzalanan yeni STA sayesinde daha da gelişmesini umuyoruz” Ticaret Bakanı Ruhsar Pekcan, İngiltere ile imzalanan serbest ticaret anlaşmasıyla (STA), Gümrük Birliği’nden bugüne kadar elde edilen kazanımın korunduğunu ve iş insanları açısından belirsizliğin ortadan kaldırıldığını belirterek, “İngiltere ile ticaretimizin imzalanan yeni serbest ticaret anlaşması sayesinde daha da gelişmesini umuyoruz.” dedi. Bakan Pekcan, geçen yıl, Türkiye’deki 18 serbest bölgede 21,9 milyar dolarlık ticaret hacmi sağlandığını söyledi. Bu serbest bölgelerde 80 bin kişilik istihdam oluşturulduğuna işaret eden Pekcan, “Toplam satışlar içinde ihracatın payı yüzde 63 olmuş ve ihracatta yüksek teknoloji payı yüzde 9 gibi önemli bir düzeyde gerçekleşmiştir.” ifadesini kullandı. Pekcan, yüksek teknolojili ihracata ilişkin imkanları daha da artırmak amacıyla serbest bölgelere yeni bir nitelik kazandırdıklarını ve “İhtisas Serbest Bölge” modelini hayata geçirdiklerini dile getirererek, şunları kaydetti: “Haziran ayında yayımlanan ilgili Cumhurbaşkanı Kararı çerçevesinde, İhtisas Serbest Bölge olarak tanımlanacak bölgelerde Ar-Ge yoğun, yüksek katma değerli, inovasyon ve teknoloji odaklı sektörlerde ihracat hedefiyle faaliyet gösterecek firmalara ve bu bölgeleri kuracak olan ana yatırımcılara önemli ilave teşvik ve destekler sunulacaktır.” Bu kapsamda ilk olarak İstanbul İhtisas Serbest Bölgesi’ni belirlediklerinin ve 30’u aşkın firmaya ruhsat vererek yeni yatırımların önünü açtıklarının altını çizen Pekcan, Bakanlık olarak İstanbul, İzmir, Eskişehir gibi diğer illerden de gelen kurulum taleplerini değerlendirmeye aldıklarını bildirdi.
Yurt dışı lojistik merkezler Pekcan, Türk ürünlerinin rekabetçiliğinin artırılması ve dünya pazarlarına daha kolay ulaşması amacıyla çok önemli bir karar olan “Yurt Dışı Lojistik Merkezlerinin (YDLM) Desteklenmesi Hakkında Karar”ın yayımlandığını anımsatarak, söz konusu Karar uyarınca, ihracatçıların talep ve ihtiyaçları çerçevesinde yurt dışındaki kritik noktalarda kurulacak lojistik merkezlerinin Bakanlıkça desteklenebileceğini kaydetti. YDLM’lerin Türk ihracatçısının yurt dışı tedarik ve dağıtım süreçlerine önemli katkı sağlayacağını anlatan Pekcan, merkezlerin, Türkiye’nin yurt dışı pazara erişim ve ihracat kapasitesine orta ve uzun vadede büyük ve kalıcı bir etki yapabilecek nitelikte olduklarını dile getirdi. Pekcan, bu merkezlerin aynı zamanda, ülkedeki e-ticaret girişimlerinin lojistikle ilgili ihtiyaç duyabilecekleri birçok konuda hizmet ve destek sağlayabileceklerini de ifade etti. Bakanlığa bağlı dış temsilciliklerin çalışmalarının izlenebilirliğini, raporlanabilirliğini, etkinliğini, kurumsal hafızasını ve kapasitesini daha da güçlendirdiklerinin altını çizen Bakan Pekcan, “Dijitalleşme çalışmalarımız kapsamında bu yıl devreye aldığımız Dış Temsilcilikler Yönetim Bilgi Sistemi ile iş dünyamız ve Bakanlığımızın yurt dışı teşkilatında görev yapan temsilcilerimiz arasında bilgi akışını kolaylaştırdık, 320 bin firma talebine geri bildirimde bulunduk.” dedi. Öte yandan, 2020’de 48 hedef ülkeye yönelik gerçekleştirilen 50 e-sohbet etkinliğine 10 binin üzerinde firma temsilcisinin katıldığını belirten Pekcan, e-sohbet toplantılarının kayıtlarının Bakanlık YouTube sayfası üzerinden iş dünyasına sunulduğunu söyledi. Pekcan, ithalattan kaynaklanan haksız rekabet ve zarara karşı yerli üreticileri korumak amacıyla ithalat politikası araçlarını etkin bir şekilde uyguladıklarına dikkati çekerek, yine yerli üreticileri ithalat baskısına karşı korumak için de muhtelif ürünlerde ilave gümrük vergisi getirdiklerini, mevcut ilave gümrük vergilerini artırımlı olarak uyguladıklarını kaydetti.
“2020 yılında iç piyasada yaklaşık 11 milyon ürün adet denetlendi” İthalat-ihracat denetimleriyle piyasa gözetim ve denetim faaliyetlerini etkinlikle sürdürdüklerini belirten Pekcan, şu ifadeleri kullandı: “2020 yılında yaklaşık 13 milyon güvensiz ürünün ülkemize girişine izin vermedik. 2020 yılında iç piyasada yaklaşık 11 milyon adet ürün denetlendi. Öte yandan, yurt dışında Türk malı imajını korumak amacıyla geleneksel tarım ürünlerimizle ilgili olarak ihracat işleminden önce uyguladığımız ticari kalite denetimi çerçevesinde, 2020 yılında 531 bin ihracat partisi ürünü denetleyip, yaklaşık 2 bin 100 parti ürünün ihracatına izin verilmemiştir.” Pekcan, 2020 yılı içerisinde de etkin bir ticaret diplomasisi izlediklerinin altını çizerek, yeni tip koronavirüs (Kovid-19) salgınının getirdiği fiziki kısıtlamalara rağmen yıl genelinde, çoğu video konferans yoluyla olmak üzere bakan ve bakan yardımcıları seviyesinde 173 ikili üst düzey resmi görüşme gerçekleştirdiklerini bildirdi. Bakan Pekcan, 2020 yılında Karma Ekonomik Komisyon ve Ekonomik ve Ticaret Ortaklık Komitesi mekanizmaları başta olmak üzere, ikili ve çok taraflı diyalog platformlarını ve ticaret diplomasisi araçlarını aktif ve yoğun olarak kullandıklarını kaydetti. Dünya Ticaret Örgütü Anlaşmazlıkların Halli Mekanizması’nın aktif şekilde kullanıldığını belirten Pekcan, “Ülke çıkarlarımız ve ihracatçılarımızın ihtiyaçlarına uygun olarak, gerekli olduğu değerlendirilen konularda açtığımız davalarla ülkemize karşı açılan davalar, Bakanlığımızca etkinlikle takip edilmektedir.” dedi.
STA müzakerelerinde son durum Halihazırda 22 STA’nın yürürlükte olduğunu dile getiren Pekcan, şöyle konuştu: “En fazla ihracat yaptığımız ikinci ülke olan İngiltere ile anlaşma imzalanarak, bugüne kadar Gümrük Birliği’nden elde edilen kazanım korunmuş, iş insanlarımız açısından belirsizlik ortadan kaldırılmıştır. İngiltere ile ticaretimizin imzalanan yeni serbest ticaret anlaşması sayesinde daha da gelişmesini umuyoruz. Japonya, Ukrayna, Tayland ve Endonezya ile STA müzakereleri, Rusya ile hizmet ticareti ve yatırım anlaşması müzakereleri devam etmektedir.” Pekcan, Libya ile firma alacaklarına ilişkin ihtilafların çözülmesine yönelik bir mutabakat zaptı imzaladıklarına dikkati çekerek, Türkiye-Azerbaycan Tercihli Ticaret Anlaşması’nı 25 Şubat 2020’de imzaladıklarını anımsattı. Özbekistan ile Tercihli Ticaret Anlaşması imzalanması konusunda son aşamaya geldiklerini anlatan Pekcan, “Elektronik ticaret ve dijital ekonomi alanında Çin Halk Cumhuriyeti ile bir iş birliği anlaşması üzerinde uzlaştık. Bunun da bir sonraki Karma Ekonomik Komisyon Toplantısı’nda imzalanması için hazırlanıyoruz.” diye konuştu.
Gümrük Birliği’nin güncellenmesi Pekcan, hem mevcut ticari ilişkilerde yaşanan sorunların çözümü hem de Gümrük Birliği’nin güncellenmesi sürecinin başlatılabilmesi için Avrupa Birliği (AB) kurumları ve üye ülke temsilcileri ile, 40’ı bakan düzeyinde, 57 üst düzey görüşme gerçekleştirdiklerine işaret ederek, şunları kaydetti: “Son olarak, 28 Aralık’ta Ticaret Komiserliği görevini de üstlenen Avrupa Komisyonu Başkan Yardımcısı Sayın Valdis Dombrovskis ile bir görüşmemiz oldu. AB yetkilileri ve üye ülke temsilcileri ile yapılan görüşmelerde Gümrük Birliği’nin güncellenmesi hususuna ilave olarak, Kovid-19 pandemisi ile mücadele, Brexit süreci, AB tarafından demir ve çelik ithalatında uygulanan korunma önlemlerine yönelik ülkemiz talepleri ve Avrupa Yeşil Mutabakatı konuları görüşülmüştür.” Anlaşmalı veya anlaşmasız bütün Brexit senaryolarına karşı hazırlıklarını tamamladıklarını belirten Pekcan, şöyle devam etti: “Nihayet, AB ve Birleşik Krallık’ın prensip anlaşmasından sonra 29 Aralık’ta Birleşik Krallık ile serbest ticaret anlaşmamızı imzaladık. 1 Ocak 2021 tarihi itibariyle yürürlüğe girmiş olan bu anlaşma ile ikili ticaretimizin aksamamasını ve tercihli ticaret rejiminin devamını sağlamış olduk. Noel Bayramı’ndan sonraki ikinci iş gününde böyle kapsamlı ve hayati bir anlaşmayı imzalamış olmamız ülkemiz için büyük bir ticari diplomasi zaferidir. Ülkemizin Gümrük Birliği’nden sonraki en önemli ikinci ticaret anlaşmasının imzacısı olmaktan onur duyuyorum.”
Avrupa Yeşil Mutabakatı Pekcan, ülkeyi Avrupa Yeşil Mutabakatı (AYM) kapsamında öngörülen değişikliklere hazırlamak ve gerekli uyum çalışmalarını başlatmak üzere, Bakanlığın koordinasyonunda ve ilgili tüm kurumların katılımıyla şubatta bakan yardımcısı düzeyinde AYM Çalışma Grubu kurulduğunun altını çizdi. Pekcan, AYM’nin Bakanlık, AB, üye ülkeler ve AB sektörleriyle temaslarında da öncelikli gündem maddesi haline getirildiğini belirterek, “Bu doğrultuda, sınırda Karbon Düzenleme Mekanizması’nın Gümrük Birliği kapsamında ticari bir engele dönüşmemesi, AB ve ülkemiz sektörleri arasında iş birliklerinin geliştirilmesi ve ülkemizin AB finansman mekanizmalarına erişimine yönelik beklentilerimiz gündeme getirilmektedir.” diye konuştu.
Küresel marka, 9 Eylül’de Londra’da gerçekleştirilen ‘’Airline Economics ’’ ödül töreninde “Yılın Garantili Finansmanı (Avrupa)” ve “Yılın Anlaşması (Avrupa)” ödüllerini alırken, Türk Hava Yolları Yönetim Kurulu ve İcra Komitesi Üyesi ve Genel Müdür (Mali) Yardımcısı Doç. Dr. Murat Şeker de “Avrupa’da Yılın CFO’su’’ ödülüne layık görüldü.
Dünyada en fazla ülkeye uçan havayolu Türk Hava Yolları, çeşitli döviz cinslerinden elde ettiği gelirleri sayesinde kur riskini en aza indirip, maliyet verimliliğini sağlayabilmek için finansör portföyünü coğrafi olarak genişletmeye devam ediyor. 3 adet Airbus A350 uçağının AVIC International Leasing ve CCB Financial Leasing tarafından Çin Yuanı döviz cinsinden finansmanıyla, mevcut finansman yapısına bir döviz cinsi daha ekleyerek ‘’Yılın Anlaşması (Avrupa)’’ ödülünü almaya hak kazandı.
Ayrıca Bayrak taşıyıcı, 2 adet Airbus A350 uçağını da BNP Paribas & Citibank & NTT TC Leasing konsorsiyumunca Japon Yeni döviz cinsinden sağlanan Avrupa İhracat Kredisi Ajansları garantili JOLCO yapısı ile finanse ederek, Yılın Garantili Finansmanı (Avrupa) ödülünü aldı. Bu ödül, havayolunun 2007’den bu yana Japonya pazarında edindiği köklü konumunun bir göstergesi olarak ön plana çıkıyor.
Bu ödüllerle, Türk Hava Yolları’nın son birkaç yıldır sürdürülebilir büyüme ve başarısının merkezinde olağanüstü finansal liderliğinin, stratejik vizyonunun ve derin uzmanlığının yer aldığının altı çiziliyor. Doç. Dr. Şeker’in katkıları, Türk Hava Yolları’nın mali sağlığını güçlendirmekle kalmadı, aynı zamanda stratejik girişimlerini de destekleyerek Türk Hava Yolları’nın giderek daha rekabetçi ve değişken bir pazar ortamında başarılı olmasını sağladı. 2016 yılında Türk Hava Yolları’nın CFO’su olarak göreve başlayan Doç. Dr. Şeker, finansal operasyonları optimize etme, riskleri yönetme ve şirketin küresel aşamada rekabet avantajını korumasına destek olma stratejileri doğrultusunda markayı küresel çapta üst seviyelere taşıdı. Türk Hava Yolları’nın son yıllardaki etkileyici performansının temel itici güçlerinden biri olan Doç. Dr. Şeker, üstün liderliği, finansal uzmanlığı ve stratejik katkıları nedeniyle “Avrupa’da Yılın CFO’su” ödülüne layık görüldü.
Ödül törenine katılan Türk Hava Yolları Yönetim Kurulu ve İcra Komitesi Üyesi ve Genel Müdür (Mali) Yardımcısı Doç. Dr. Murat Şeker; “Bu ödüllere layık görüldüğümüz için teşekkür ediyor, güçlü ve büyük Türk Hava Yolları ailesinin bir parçası olmaktan onur duyuyorum. Bu başarı şirketimizdeki herkesin özverili çalışması ve marka aidiyetinin bir sonucudur. Bayrak taşıyıcı şirketimizin başarılı yolculuğunda stratejik hedeflerini sırasıyla gerçekleştireceğine gönülden inanıyorum.” dedi.
Türk Hava Yolları uçak finansmanı ekibi, farklı yapılardaki uçak finansmanı işlemleri hakkında detaylı bilgi sahibi olan deneyimli kadrosu ile havayolu endüstrisinde en düşük finansman maliyetli işlem oranlarına ulaşmayı başardı. Küresel marka, 2009 yılından bu yana gerçekleştirdiği ve birçoğu ilk kez uygulamaya konulmuş yaratıcı finansman modelleri ile ‘Global Transport Finance’, ‘Airline Economics’, ‘Airfinance Journal’ ve ‘Bonds, Loans & Sukuk Turkey’ gibi dünyaca ünlü kuruluşlar tarafından her yıl farklı finansman ödüllerine layık görüldü. Türk Hava Yolları, son 10 yılda gerçekleştirdiği yaklaşık 16 milyar USD tutarındaki finansman işlemlerinde toplamda 30 adet uluslararası finansman ödülü kazanarak, bu alanda da başarısını zirveye taşıdı.
Geçmiş Ödüller
2024 Airline Economics – Yılın Anlaşması (Global) 2024 Airline Economics – Yılın JOLCO Finansmanı 2024 Airline Economics – Yılın Sigorta Garantili Finansmanı 2023 Airline Economics – Yılın Anlaşması (Asya-Pasifik) 2022 Airfinance Journal – Yılın Finansmanı (Avrupa) 2022 Airfinance Journal – Yılın Yapılandırılmış Finansmanı 2022 Airline Economics – Yılın Anlaşması (Global) 2022 Airline Economics – Yılın Anlaşması (Avrupa) 2020 Airline Economics – Yılın Anlaşması (Avrupa) 2020 Airline Economics – Yılın En iyi (Sigorta) Garantili Finansmanı (Avrupa) 2019 Bonds, Loans and Sukuk – Yılın en iyi ulaştırma ve taşımacılık finansmanı 2019 Airline Economics – Yılın En iyi (Sigorta) Garantili Finansmanı 2018 Airline Economics – Yılın Anlaşması 2018 Global Transport Finance – Yılın Vergi Kalkanlı Uçak Finansmanı 2018 Bonds, Loans and Sukuk – Yılın Ulaşım Finansmanı Anlaşması (Orta Doğu) 2017 Airfinance Journal – Yılın Vergi Kalkanlı Uçak Finansmanı 2017 Global Transport Finance – Yılın Özgün Finansmanı 2017 Bonds, Loans and Sukuk – Yılın Ticaret ve İhracat Finansmanı (Orta Doğu) 2017 Bonds, Loans and Sukuk – Yılın Ulaşım Finansmanı Anlaşması (Orta Doğu) 2017 Bonds, Loans and Sukuk – Yılın Yapılandırılmış Finansmanı (Orta Doğu) 2015 Airfinance Journal – Yılın Sermaye Piyasaları Finansmanı 2015 Airfinance Journal – Yılın Vergi Kalkanlı Uçak Finansmanı 2015 Airline Economics – Yılın Anlaşması (Editör’ün Seçimi) 2015 Airline Economics – Yılın Anlaşması (Avrupa) 2015 Global Transport Finance – Yılın EETC Anlaşması (Avrupa) 2015 Bonds, Loans and Sukuk – Yılın Ticaret ve İhracat Finansmanı (Orta Doğu) 2015 Airfinance Journal – Yılın Uçak Motoru Finansmanı Yenilikler
Çin Yuanı ile uçak finansmanı sağlayan Çin dışındaki ilk yabancı havayolu (2024) İlk ITASCA garantili Fransız vergi kalkanlı finansman (2023) İlk AFS garantili İtalyan vergi kalkanlı finansman (2021) İlk UKEF garantili Fransız vergi kalkanlı finansman (2020) İlk AFS garantili finansman yapısında finansman (2019) İlk Balthazar garantili Fransız vergi kalkanlı finansman (2019) İlk AFIC garantili İtalyan vergi kalkanlı finansman (2018) İlk SACE garantili Fransız vergi kalkanlı finansman (2018) İlk AFIC garantili Fransız vergi kalkanlı finansman (2017) İlk Japon Yeni EETC Jolco ihracı (2015) İlk US Ex-Im garantili Fransız vergi kalkanlı finansman (2015) İlk EECA garantili İtalyan vergi kalkanlı finansman (2014) İlk US Ex-Im garantili Japon Yeni bonoya çevrilebilir yedek motor tahvili (2014) İlk EECA garantili Japon Yeni İtalyan vergi kalkanlı finansman(2014) İlk US Ex-Im garantili Japon Yeni bonoya çevrilebilir tahvil (2013) İlk EECA garantili Jolco finansmanı (2011)
Cumhurbaşkanı Ersin Tatar, parlamenterler, büyükelçiler, düşünce kuruluşu temsilcileri, Birleşik Krallık basın mensupları, iş dünyası ve sivil toplum temsilcilerinin katıldığı bir resepsiyonda konuşma yaptı. “Kıbrıs Sorununun 60 Yılı” başlıklı etkinlik, Holbeach’li Lord Taylor ve Kuzey Kıbrıs için Özgürlük ve Adalet kampanyası tarafından Parlamento Binası’ndaki The Pavilion’da gerçekleşti.
Cumhurbaşkanı Tatar burada yaptığı konuşmasında şunları söyledi:
“Kıbrıslı Türklerin Cumhurbaşkanı olarak, halkımın gelişimini olumsuz etkileyen izolasyon ve kısıtlamaların kaldırılmasını talep ediyorum. Halkımın izole edilmesinin bu çağda yeri yoktur, çünkü halkım Kıbrıs sorununa kapsamlı bir çözüm bulunması için tüm müzakere süreçlerinde yoğun çabalar ortaya koydu. Kıbrıs Türk halkı, Kıbrıs sorununa adil, pratik ve sürdürülebilir olacak müzakere edilmiş bir çözüm bulunmasını istemektedir”.
Cumhurbaşkanı Tatar konuşmasını şöyle sürdürdü:
“Kıbrıs’ta iki Devlet arasında istikrar ve iş birliği istiyoruz. Kıbrıs’ta son 60 yıldır fiilen iki devlet bulunmaktadır ve ileriye dönük doğru yol, Kıbrıs’a sadece 60 km mesafede bulunan Türkiye üzerinden taşınması mümkün olan doğal kaynaklar konusunda iş birliği yapmaktır.”
Cumhurbaşkanı Tatar, birkaç gün önce Türkiye Cumhuriyeti Cumhurbaşkanı Yardımcısı Cevdet Yılmaz ile bir görüşme gerçekleştirdiğini belirterek şunları söyledi: “Cumhurbaşkanı Yardımcısı Yılmaz ile enterkonnekte konusunda önemli görüşmeler yaptık. Kıbrıs’ın hem kuzeyini hem de güneyini, zaten AB’ye bağlı olan Türkiye üzerinden birbirine bağlayabileceğimiz, Kıbrıslı Türkler ve Kıbrıslı Rumlar arasında bir köprü olabilecek ve geleceğe yönelik güveni arttıracak çok daha uygulanabilir bir proje öneriyoruz. Kıbrıs’ta ilerlemenin yolu iki devletin enerji, su, mayın temizleme ve düzensiz göç gibi Ada’nın karşı karşıya olduğu güçlüklerin ele alınması gibi farklı alanlarda iş birliği yapmasından geçmektedir. Sizlere burada, Parlamenterler Meclisinde hitap ederken, uluslararası topluma Kıbrıs Rum tarafını Kıbrıslı Türklerle iş birliği yapmaya teşvik etmeleri çağrısında bulunuyorum, zira KKTC’nin statüsünün güçlendirilmesi anlamına geleceği bahanesiyle bizimle iş birliği yapmayı reddediyorlar. Ancak, Kıbrıslı Türklerin Kıbrıs Cumhuriyeti’nin iki kurucu ortağından biri olduğu, self-determinasyon hakkına sahip olduğu, tarihi ve kültürü nedeniyle ve Ada’nın Türkiye’ye coğrafi yakınlığı nedeniyle Kıbrıs meselesinin bir tarafı olduğumuz gerçeğini kimse inkâr edemez. Ada’ya sadece 40 mil uzaklıkta bulunan ve Ada’nın refahı için bize büyük bir fırsat sunan Anavatan Türkiye ve Kıbrıs Türk halkının rızası olmadan hiç kimse Kıbrıs sorununa çözüm bulamayacaktır.”
Türkiye’nin bugün 80 km’lik deniz altı boru hattıyla KKTC’ye yılda 75 milyon m3 tatlı su taşıdığınıa değinen Cumhurbaşkanı Tatar, “Küresel ısınma ve yağışların azalması nedeniyle su kaynakları çok azalan ve kuraklığın pençesindeki ülkemize Cumhurbaşkanı Erdoğan sayesinde Türkiye’den su taşıyoruz. Bu su, Kıbrıs Adası için çok kıymetlidir. Turizm, tarım ve diğer sektörlerimiz için çok önemli. Dolayısıyla biz diyoruz ki bunu Kıbrıslı Rumlarla paylaşabiliriz. Eğer adil, pratik ve sürdürülebilir bir çözüm bulabilirsek, Türkiye limanlarını Kıbrıs Rum gemi ve deniz araçlarına ve diğer tesislere açacaktır. Türkiye’nin hava sahası da Larnaka’ya doğrudan uçuşların yapılabilmesi için açılacak, Kıbrıslı Rumlar çok daha fazla refaha ulaşabilecekler. Bu da gelecek nesillere çok daha fazla refah, barış ve işb irliği sunmamızı sağlayacaktır” dedi.
İngiliz halkının bu vizyonu destekleyeceğine inanç belirten Cumhurbaşkanı Tatar, “Kıbrıs’ta iki Egemen İngiliz Üssü bulundurmaktadır. Ortak bir tarihimiz ve kültürümüz var, İngilizlerin adalet ve herkes için eşitlik değerlerini paylaşıyoruz. Birleşik Krallık’ta yaşayan en az 350,000 Kıbrıslı Türk var, bunlar ülkede hayatın farklı alanlarında başarı elde ettiler ve Anavatanları KKTC ile de güçlü bağları vardır.. Uzun süredir sürüncemede olan Kıbrıs sorununa adil, gerçekçi ve sürdürülebilir bir çözüm bulmak gelecek nesillere borcumuzdur” dedi.
BM Genel Sekreterinin Maria Angela Holguin Cuellar’ı yeni bir süreç başlatmak üzere iki taraf arasında ortak bir zemin olup olmadığını araştırmak üzere Özel Temsilcisi olarak atadığını belirten Cumhurbaşkanı Tatar, “Egemen eşitliğimiz ve eşit uluslararası statümüzle ilgili olarak bizi tatmin edecek hususları ilettik. İki devletli çözüm için yeni bir vizyonumuz var. İki devletli çözüme giden yolda, egemen eşitliğimizin ve eşit uluslararası statümüzün kritik önemde olduğunu ve teyit edilmesi ve kabul edilmesi gerektiğini belirttik. Bunlar tarihten gelen ve Kıbrıs ortaklık Cumhuriyetini kuran 1960 anlaşmalarında yer alan doğal haklarımızdır. Kıbrıslı Türkler eşit doğal haklara sahip cumhuriyetin kurucu ortaklarıdır” dedi. Cumhurbaşkanı Tatar, Kıbrıs Türk Halkı’nın egemen eşitliği ve eşit uluslararası statüsünün teyit edilmeden yeni ve resmi müzakerelere başlanamayacağının da altını çizdi.
Kıbrıs Adası’nın tarihine de değinen Cumhurbaşkanı Tatar, Kıbrıs Türk Halkı’nın yarım asrı aşkın bir süredir çözüme ulaşmak için her zaman çetin çabalar ortaya koyduğunu belirtti.
Cumhurbaşkanı Tatar, “Uzun yıllar süren müzakerelerin ardından Nisan 2004’te Annan Planı olarak bilinen BM Kapsamlı Çözüm Planı Ada’nın her iki tarafında ayrı ayrı eş zamanlı referanduma sunuldu. Kıbrıs Rum Tarafı planı ezici bir çoğunlukla yüzde 76 oranında reddetmiştir. Kıbrıs Türk Halkı ise planı yüzde 65 oranında kabul etti. Bir hafta sonra Kıbrıslı Rumlar AB’ye üye olarak kabul edilirken, Kıbrıslı Türkler bu denklemin dışında tutuldu. Uluslararası toplum tarafından izolasyonumuzun sona erdirilmesi, yani ülkemle doğrudan uçuşların ve doğrudan ticaretin engellenmesi konusunda verilen sözlerin hiçbiri yerine getirilmedi. Sporcularımız bile önde gelen önemli uluslararası spor turnuvalarına katılamıyor. Buse Savaşkan isimli bir Kıbrıslı Türk atlet, Türkiye milli takımında yer alarak Paris Olimpiyatlarına katılabildi. Futbol kulüplerimiz ceza alacakları için başka ülkelerin kulüpleriyle uluslararası dostluk maçları bile yapamıyor. Nerede benim halkıma adalet ve eşit muamele? Uluslararası topluma ve garantör güçlerden biri olan İngiltere’ye bu politikaları gözden geçirmeleri ve izolasyonumuza son vermeleri için çağrıda bulunuyoruz. Bu ele alınması gereken bir insan hakları meselesidir” dedi. Cumhurbaşkanı Tatar, Annan Planı döneminde görev yapan İngiltere eski Dışişleri Bakanı Jack Straw’un bugün Kıbrıs’ta iki devletli bir çözümü desteklediğini ve çözümden önce Kıbrıs Rum tarafının AB üyesi olmasının hata olduğunu söylediğini vurguladı. Cumhurbaşkanı Tatar, Lord Holbeach’e, Parlamenterlere, Büyükelçilere, düşünce kuruluşu temsilcilerine ve tüm seçkin konuklara etkinliğe katıldıkları için teşekkür etti. Lord Holbeach ise Cumhurbaşkanı Tatar’a şunları söyledi:
“Cumhurbaşkanı Tatar, kendisine göre iki devletli çözümün tek yol olduğunu açıkça ifade etti. Bizim çıkarlarımızın da Kuzey Kıbrıs devletini inşa etmekte yattığını görebiliyorum. Onun gibi zeki bir adamın bu ülke için bir övünç kaynağı olduğunu ve Kıbrıs Türk halkı için çabaladığını söyleyebilirim. Birçok yönden onların Anavatanını temsil ediyor ve kendisini burada ağırlamaktan büyük mutluluk duyuyorum.”
Kuzey Kıbrıs için Özgürlük ve Adalet kampanyası eş başkanları Çetin Ramadan ve Rikki Williams da resepsiyonda, kampanyanın hedefleri ve projeleri hakkında bilgi verdiler.
Sanayi ve Teknoloji Bakanı Mehmet Fatih Kacır, “Edirne Uzunköprü Atatürk OSB ve Gaziantep Nurdağı OSB ile organize sanayi bölgelerimizin sayısını 362’ye çıkardık. 120 bin hektarlık alanda, 362 OSB ile üretim altyapımızı sağlamlaştırdık.” dedi.
Bakan Kacır, sosyal medya adresi X üzerinden yaptığı paylaşımda, “Türkiye üretiyor, güçleniyor. Edirne Uzunköprü Atatürk OSB ve Gaziantep Nurdağı OSB ile organize sanayi bölgelerimizin sayısını 362’ye çıkardık. Her yeni Organize Sanayi Bölgesi, üretim kapasitemizi artırıyor, ekonomimize katkı sağlıyor. 120 bin hektarlık alanda, 362 OSB ile üretim altyapımızı sağlamlaştırdık. Türkiye’nin her bölgesinde istihdam ve yatırım fırsatlarını büyütüyoruz. Sanayimizi daha da güçlendirecek adımlar atmaya devam ediyoruz. Yatırımlarımızla Türkiye’nin kalkınma yolculuğuna hız kesmeden devam ediyoruz.” ifadelerini kullandı.
362 OSB’YE ULAŞILDI
Sanayi ve Teknoloji Bakanlığınca, 2 yeni OSB’ye daha sicil verilerek tüzel kişilik kazandırıldı. Toplam OSB sayısı 362’ye yükseldi. Yeni kurulan 100 hektar büyüklüğündeki Edirne Uzunköprü Atatürk OSB ve 100 hektarlık Gaziantep Nurdağı OSB ile toplamda yaklaşık 120 bin hektarlık alanda kurulu 362 OSB’ye ulaşıldı.
Size daha iyi hizmet sunabilmek amacıyla çerezleri kullanıyoruz. Çerezler Hakkında Aydınlatma Metni için tıklayınız. www.kimlerburada.com Bu siteyi kullanmaya devam ederseniz, Gizlilik ve Çerez Politikamızı kabul etmiş olursunuz.
Size daha iyi hizmet sunabilmek amacıyla çerezleri kullanıyoruz. Çerezler Hakkında Aydınlatma Metni için tıklayınız. www.kimlerburada.com Bu siteyi kullanmaya devam ederseniz, Gizlilik ve Çerez Politikamızı kabul etmiş olursunuz.
Gerekli cookie, sayfa gezinmesi ve web sitesinin güvenli alanlarına erişim gibi temel işlevleri etkinleştirerek bir web sitesi kullanıma yardımcı olur. Web sitesi bu cookie olmadan düzgün çalışamaz.
Tercih cookies, bir web sitesinin, tercih ettiğiniz diliniz veya bulunduğunuz bölgeniz gibi, web sitesinin davrandığını veya görünüşünü değiştiren bilgileri hatırlamasını sağlar.
İstatistik
İstatistik cookies, web sitesi sahiplerinin anonim olarak bilgi toplayıp bildirerek ziyaretçilerin web siteleriyle nasıl etkileşimde bulunduğunu anlamalarına yardımcı olabilir.
Pazarlama
Pazarlama cookies, ziyaretçileri web sitelerinde izlemek için kullanılır. Amaç, bireysel kullanıcıya ilgi çekici ve böylece yayıncılar ve üçüncü taraf reklamverenler için daha değerli olan reklamları görüntülemektir.
Sınıflandırılmamış
Sınıflandırılmamış cookies, bireysel kurabiye sağlayıcıları ile birlikte sınıflandırma sürecinde olduğumuz cookies.