Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Ülkemizin kültür ve sanat hayatına ilave değer katacak, bu alanda çeşitliliği artıracak her türlü nitelikli esere destek veriyoruz”
Cumhurbaşkanı Erdoğan, Ankara Devlet Resim ve Heykel Müzesi’nin açılış programında yaptığı konuşmada, “İnsanımız arasında ayrım yapmadığımız gibi, sanatçılarımız, sanat dallarımız arasında da asla ayrımcılık yapmıyoruz. Ülkemizin kültür ve sanat hayatına ilave değer katacak, bu alanda çeşitliliği artıracak her türlü nitelikli esere destek veriyoruz” dedi.
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, restore edilen Ankara Devlet Resim ve Heykel Müzesi’nin açılış programına katıldı.
Programda konuşan Cumhurbaşkanı Erdoğan, restorasyonu tamamlanarak hizmete açılan Ankara Devlet Resim ve Heykel Müzesi’nin Ankara’ya, Türkiye’ye, kültür ve turizm dünyasına hayırlı olmasını dileyerek restorasyonda emeği geçenleri tebrik etti.
“MÜZE ÜÇ YILLIK TİTİZ BİR ÇALIŞMANIN SONUCUNDA, DAHA KULLANIŞLI BİR ALTYAPIYLA HİZMETE HAZIR HÂLE GELDİ”
Ankara Devlet Resim ve Heykel Müzesi’nin Ankara’nın sembol eserlerinden birisi olduğuna dikkati çeken Cumhurbaşkanı Erdoğan, merhum Arif Hikmet Koyunoğlu tarafından 1930 yılında inşa edilen bu yapının, birinci millî mimarlık döneminin en güzel örneklerinden olduğunu söyledi.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, Türk Ocakları Merkez Binası olarak projelendirilen, daha sonra Halkevine dönüştürülen bu müzenin, Ankara’da uzun yıllar kültür ve sanatın merkezi olduğunu anlattı.
Gerek kullanımından gerekse zamanla oluşan yıpranmadan dolayı kapsamlı bir restorasyon ihtiyacı doğan binada, Kültür ve Turizm Bakanlığınca 2017 yılında binada restorasyon çalışmalarına başlandığını anımsatan Cumhurbaşkanı Erdoğan, proje kapsamında yapının özgün mimari detaylarına sadık kalınarak taşıyıcı duvarların çelik kafeslerle güçlendirildiğini, böylece müzenin statik bakımdan tahkim edilerek depreme karşı eskisine göre çok daha dirençli hâle getirildiğini açıkladı.
Restorasyon sürecinde müzenin teknolojik altyapısını da yenilediğini vurgulayan Cumhurbaşkanı Erdoğan, Türk resim ve heykel sanatının en nadide örneklerine ev sahipliği yapan müzemizin depolarındaki eserlerin akıllı depolama sistemiyle koruma altına alındığını, müzenin envanterindeki tüm eserlerin fotoğraflanarak belgelenerek dijital ortama aktarıldığını bildirdi.
Müzenin sağlıklı bir belgelendirme ve arşivleme imkânına kavuştuğunu kaydeden Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Ankara Resim ve Heykel Müzesi üç yıllık titiz bir çalışmanın sonucunda daha modern, daha kullanışlı bir altyapıyla hizmete hazır hâle gelmiştir. Yapılan restorasyonla yeni bir çehre kazanan müzenin Başkentimizin çekim merkezlerinden biri olmayı sürdüreceğine inanıyorum” dedi.
“HER KARIŞINDAN TARİH FIŞKIRAN BİR ÜLKEDE YAŞIYORUZ”
“İnsanlık tarihi kadar eski, binlerce yıldır insanlığa istikamet çizmiş, her karışından âdeta tarih fışkıran bir ülkede yaşıyoruz” diyen Cumhurbaşkanı Erdoğan, 81 vilayetin tamamının ayrı bir medeniyetin, farklı bir kültürün eserleriyle birer açık hava müzesi gibi olduğunu vurguladı.
Afrika’dan Asya’ya, Kudüs’ten Kırım’a, Balkanlar’a kadar pek çok yerde ecdada ait bir eserin muhakkak bulunduğunu dile getiren Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Atalarımız fethettiği topraklara yüksek kültürü yanında medeniyetimizin ihtişamını yansıtan görkemli eserleriyle de mührünü vurmuştur. Medeniyet inşa etmek elbette zordur, emek ve zaman gerektiren bir iştir. Ama en az bunun kadar önemlisi; bu medeniyetin ürünlerine ve kültürüne sahip çıkmak, onu yaşatmak, devralınan mirası daha da geliştirmektir” diye konuştu.
Tarih içinden süzülüp gelen kültürel mirasın yeni nesillerin katkısıyla, yeni kuşakların ilaveleriyle zenginleştiğini ve süreklilik kazandığını belirten Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Bunun için geleneği yeniden üretmek, yeniden işlemek, geçmişin birikimini altın sandukasından çıkartarak bugüne taşımak gerekir. Yahya Kemal bu serencamı ‘kökü mazide olan ati’ diye tarif ediyor. Bu süreçte zengin ve köklü tarihimizin nişaneleri olan müzelerimizin çok önemli roller üstlendiğine inanıyorum” ifadelerini kullandı.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, Anadolu’nun her bir şehrine yayılmış müzelerin hem maziyi hatırlatan hem de insanlığın ortak birikimini yansıtan müstesna eserler olduğunu kaydederek müzelerin her yönüyle milletin geçmişten geleceğe kurduğu birer kültür, sanat ve tarih köprüsü olduğunu söyledi.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, bir dönem tarihe, sanata, kadim değerlere sahip çıkma konusunda yaşanan ihmalkârlığın müzelere de yansıdığına işaret ederek şöyle devam etti: “Tarihe ve sanata kendi sığ ideolojilerinin merceğinden bakanlar uzun yıllar müzelerimize bakımsızlığa, yıkıma, talana mahkûm etmiştir. Türk müzeciliği sembolik birkaç adım dışında hak ettiği ilgiyi hiçbir zaman görmemiştir. Çok daha vahimi, bir dönem müzecilik Ayasofya Camii’nde olduğu gibi milletin kutsallarıyla hesaplaşmanın aracı hâline dönüştürülmüştür. Tarihimizin önemli bir bölümünü reddeden bu zihniyet, ülkemizi yüz yılların birikiminden mahrum etmenin yanı sıra, kültür ve sanat hayatımızın çoraklaşmasına sebep olmuştur. Oysa kökleri kuruyan bir ağaç nasıl ayakta duramazsa, mazisiyle bağları zayıflayan toplumlar da istikbali inşa edemez. Tarihimizle ve coğrafyamızla ilişkimiz ne kadar köklü ve sağlam olursa esen rüzgârlara karşı direncimiz de o kadar güçlü olacaktır.”
“BU TOPRAKLARA AİT NE VARSA TÜRKİYE’NİN BİR ZENGİNLİĞİ OLARAK HEPSİNİ KUCAKLAMAYA ÇALIŞIYORUZ”
Cumhurbaşkanı Erdoğan, bu amaçla bir taraftan geçmişin yanlışlarını düzeltirken, diğer taraftan geleceğe damga vuracak uzun vadeli çalışmalar yürüttüklerinin altını çizerek, özellikle gençlerin tarihini bilen, kültürüne vakıf, aklıselim, kalbi selim ve zevkiselim sahibi bireyler olarak yetişmeleri için gayret gösterdiklerini söyledi.
“İnsanımız arasında ayrım yapmadığımız gibi, sanatçılarımız, sanat dallarımız arasında da asla ayrımcılık yapmıyoruz” ifadesini kullanan Cumhurbaşkanı Erdoğan, “İmtiyazlarını kaybedenler bizi sürekli eleştirse de bu topraklara ait ne varsa Türkiye’nin bir zenginliği olarak hepsini kucaklamaya çalışıyoruz. Ülkemizin kültür ve sanat hayatına ilave değer katacak, bu alanda çeşitliliği artıracak her türlü nitelikli esere destek veriyoruz” dedi.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, son 18 yılda milletin değerlerine yabancı zihniyetin bakımsızlığa mahkûm ettiği kültürel mirası tekrar ihya etmek için yoğun çaba harcadıklarına dikkati çekerek, tarihî eserleri restore etme, renove etme, kültür sanat hayatına yeniden katma noktasında pek çok projeyi hayata geçirdiklerini aktardı.
“SON 18 YILDA 4 BİN 440 ESERİ YENİDEN AİT OLDUĞU TOPRAKLARA KAVUŞTURDUK”
Koleksiyonuyla dünyanın sayılı örnekleri arasında yer alan Anadolu Medeniyetleri Müzesi’nin restore edildiğini, geçen hafta Tunceli, Bursa ve Konya Akşehir’de üç önemli müzenin açıldığını anımsatan Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Türkiye genelinde 156 müzemizi yenilerken, ayrıca ülkemize uluslararası standartta 52 yeni müze daha kazandırdık. Göreve geldiğimizde 42 olan kültür merkezi sayımız bugün 116’ya çıktı. Son 18 yılda 91 yurt içi ve 78 yurt dışı kültür varlığı sergisi düzenledik. Destek ve teşviklere bağlı olarak müze ve ören yerlerini ziyaret edenlerin sayısına da çok ciddi artış yaşandı. 2002 yılında 7,5 milyonu dahi bulmayan müze ve ören yeri ziyaretçi sayısı bugün 42 milyonu aşmıştır” açıklamasında bulundu.
Türkiye’nin, yurt dışındaki kültürel varlıklarını da ihmal etmediklerini dile getiren Cumhurbaşkanı Erdoğan, TİKA ve Yunus Emre Enstitüsü başta olmak üzere ilgili kurumlar vasıtasıyla nerede bir ata yadigârı eser varsa ona sahip çıktıklarını söyledi.
Yurt dışına kaçırılan eserlerin tekrar Türkiye’ye dönmesi için de yoğun gayret gösterdiklerini anlatan Cumhurbaşkanı Erdoğan, bu yönde yapılan hukuki ve diplomatik çalışmalar neticesinde son 18 yılda 4 bin 440 eseri yeniden ait olduğu topraklara kavuşturduklarını bildirdi.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Bununla birlikte, paha biçilmez birçok eserimizin hâlen dünyanın önemli müzelerinde sergilendiğini de biliyoruz. Çalınan bu eserlerin iadesi için mücadelemizi kararlılıkla sürdürüyoruz. Türkiye’yi kültür ve sanatta hak ettiği konuma kavuşturana dek çalışmaya, koşturmaya, mücadeleye devam edeceğiz. Cumhuriyetimizin 100. yılını kutlayacağımız 2023 senesini inşallah diğer alanlarla birlikte kültür ve sanatta da çok daha güçlü karşılayacağız” diye konuştu.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, Devlet Resim ve Heykel Müzesi’nin Ankara ve Türkiye’ye hayırlı olması temennisinde bulundu, burada görev yapacaklara başarılar diledi. Kültür ve Turizm Bakanı Mehmet Nuri Ersoy ve ekibine eserin tekrar kazandırılmasından dolayı teşekkür eden Cumhurbaşkanı Erdoğan, “2020’yi artık geride bıraktığımız bugünlerde 2021’in ülkemiz için, milletimiz için hayırlara vesile olmasını, bu koronavirüs belasından tüm insanlığı kurtarmasını Rabbimden niyaz ediyorum” diyerek konuşmasını tamamladı.
Cumhurbaşkanı Ersin Tatar, parlamenterler, büyükelçiler, düşünce kuruluşu temsilcileri, Birleşik Krallık basın mensupları, iş dünyası ve sivil toplum temsilcilerinin katıldığı bir resepsiyonda konuşma yaptı. “Kıbrıs Sorununun 60 Yılı” başlıklı etkinlik, Holbeach’li Lord Taylor ve Kuzey Kıbrıs için Özgürlük ve Adalet kampanyası tarafından Parlamento Binası’ndaki The Pavilion’da gerçekleşti.
Cumhurbaşkanı Tatar burada yaptığı konuşmasında şunları söyledi:
“Kıbrıslı Türklerin Cumhurbaşkanı olarak, halkımın gelişimini olumsuz etkileyen izolasyon ve kısıtlamaların kaldırılmasını talep ediyorum. Halkımın izole edilmesinin bu çağda yeri yoktur, çünkü halkım Kıbrıs sorununa kapsamlı bir çözüm bulunması için tüm müzakere süreçlerinde yoğun çabalar ortaya koydu. Kıbrıs Türk halkı, Kıbrıs sorununa adil, pratik ve sürdürülebilir olacak müzakere edilmiş bir çözüm bulunmasını istemektedir”.
Cumhurbaşkanı Tatar konuşmasını şöyle sürdürdü:
“Kıbrıs’ta iki Devlet arasında istikrar ve iş birliği istiyoruz. Kıbrıs’ta son 60 yıldır fiilen iki devlet bulunmaktadır ve ileriye dönük doğru yol, Kıbrıs’a sadece 60 km mesafede bulunan Türkiye üzerinden taşınması mümkün olan doğal kaynaklar konusunda iş birliği yapmaktır.”
Cumhurbaşkanı Tatar, birkaç gün önce Türkiye Cumhuriyeti Cumhurbaşkanı Yardımcısı Cevdet Yılmaz ile bir görüşme gerçekleştirdiğini belirterek şunları söyledi: “Cumhurbaşkanı Yardımcısı Yılmaz ile enterkonnekte konusunda önemli görüşmeler yaptık. Kıbrıs’ın hem kuzeyini hem de güneyini, zaten AB’ye bağlı olan Türkiye üzerinden birbirine bağlayabileceğimiz, Kıbrıslı Türkler ve Kıbrıslı Rumlar arasında bir köprü olabilecek ve geleceğe yönelik güveni arttıracak çok daha uygulanabilir bir proje öneriyoruz. Kıbrıs’ta ilerlemenin yolu iki devletin enerji, su, mayın temizleme ve düzensiz göç gibi Ada’nın karşı karşıya olduğu güçlüklerin ele alınması gibi farklı alanlarda iş birliği yapmasından geçmektedir. Sizlere burada, Parlamenterler Meclisinde hitap ederken, uluslararası topluma Kıbrıs Rum tarafını Kıbrıslı Türklerle iş birliği yapmaya teşvik etmeleri çağrısında bulunuyorum, zira KKTC’nin statüsünün güçlendirilmesi anlamına geleceği bahanesiyle bizimle iş birliği yapmayı reddediyorlar. Ancak, Kıbrıslı Türklerin Kıbrıs Cumhuriyeti’nin iki kurucu ortağından biri olduğu, self-determinasyon hakkına sahip olduğu, tarihi ve kültürü nedeniyle ve Ada’nın Türkiye’ye coğrafi yakınlığı nedeniyle Kıbrıs meselesinin bir tarafı olduğumuz gerçeğini kimse inkâr edemez. Ada’ya sadece 40 mil uzaklıkta bulunan ve Ada’nın refahı için bize büyük bir fırsat sunan Anavatan Türkiye ve Kıbrıs Türk halkının rızası olmadan hiç kimse Kıbrıs sorununa çözüm bulamayacaktır.”
Türkiye’nin bugün 80 km’lik deniz altı boru hattıyla KKTC’ye yılda 75 milyon m3 tatlı su taşıdığınıa değinen Cumhurbaşkanı Tatar, “Küresel ısınma ve yağışların azalması nedeniyle su kaynakları çok azalan ve kuraklığın pençesindeki ülkemize Cumhurbaşkanı Erdoğan sayesinde Türkiye’den su taşıyoruz. Bu su, Kıbrıs Adası için çok kıymetlidir. Turizm, tarım ve diğer sektörlerimiz için çok önemli. Dolayısıyla biz diyoruz ki bunu Kıbrıslı Rumlarla paylaşabiliriz. Eğer adil, pratik ve sürdürülebilir bir çözüm bulabilirsek, Türkiye limanlarını Kıbrıs Rum gemi ve deniz araçlarına ve diğer tesislere açacaktır. Türkiye’nin hava sahası da Larnaka’ya doğrudan uçuşların yapılabilmesi için açılacak, Kıbrıslı Rumlar çok daha fazla refaha ulaşabilecekler. Bu da gelecek nesillere çok daha fazla refah, barış ve işb irliği sunmamızı sağlayacaktır” dedi.
İngiliz halkının bu vizyonu destekleyeceğine inanç belirten Cumhurbaşkanı Tatar, “Kıbrıs’ta iki Egemen İngiliz Üssü bulundurmaktadır. Ortak bir tarihimiz ve kültürümüz var, İngilizlerin adalet ve herkes için eşitlik değerlerini paylaşıyoruz. Birleşik Krallık’ta yaşayan en az 350,000 Kıbrıslı Türk var, bunlar ülkede hayatın farklı alanlarında başarı elde ettiler ve Anavatanları KKTC ile de güçlü bağları vardır.. Uzun süredir sürüncemede olan Kıbrıs sorununa adil, gerçekçi ve sürdürülebilir bir çözüm bulmak gelecek nesillere borcumuzdur” dedi.
BM Genel Sekreterinin Maria Angela Holguin Cuellar’ı yeni bir süreç başlatmak üzere iki taraf arasında ortak bir zemin olup olmadığını araştırmak üzere Özel Temsilcisi olarak atadığını belirten Cumhurbaşkanı Tatar, “Egemen eşitliğimiz ve eşit uluslararası statümüzle ilgili olarak bizi tatmin edecek hususları ilettik. İki devletli çözüm için yeni bir vizyonumuz var. İki devletli çözüme giden yolda, egemen eşitliğimizin ve eşit uluslararası statümüzün kritik önemde olduğunu ve teyit edilmesi ve kabul edilmesi gerektiğini belirttik. Bunlar tarihten gelen ve Kıbrıs ortaklık Cumhuriyetini kuran 1960 anlaşmalarında yer alan doğal haklarımızdır. Kıbrıslı Türkler eşit doğal haklara sahip cumhuriyetin kurucu ortaklarıdır” dedi. Cumhurbaşkanı Tatar, Kıbrıs Türk Halkı’nın egemen eşitliği ve eşit uluslararası statüsünün teyit edilmeden yeni ve resmi müzakerelere başlanamayacağının da altını çizdi.
Kıbrıs Adası’nın tarihine de değinen Cumhurbaşkanı Tatar, Kıbrıs Türk Halkı’nın yarım asrı aşkın bir süredir çözüme ulaşmak için her zaman çetin çabalar ortaya koyduğunu belirtti.
Cumhurbaşkanı Tatar, “Uzun yıllar süren müzakerelerin ardından Nisan 2004’te Annan Planı olarak bilinen BM Kapsamlı Çözüm Planı Ada’nın her iki tarafında ayrı ayrı eş zamanlı referanduma sunuldu. Kıbrıs Rum Tarafı planı ezici bir çoğunlukla yüzde 76 oranında reddetmiştir. Kıbrıs Türk Halkı ise planı yüzde 65 oranında kabul etti. Bir hafta sonra Kıbrıslı Rumlar AB’ye üye olarak kabul edilirken, Kıbrıslı Türkler bu denklemin dışında tutuldu. Uluslararası toplum tarafından izolasyonumuzun sona erdirilmesi, yani ülkemle doğrudan uçuşların ve doğrudan ticaretin engellenmesi konusunda verilen sözlerin hiçbiri yerine getirilmedi. Sporcularımız bile önde gelen önemli uluslararası spor turnuvalarına katılamıyor. Buse Savaşkan isimli bir Kıbrıslı Türk atlet, Türkiye milli takımında yer alarak Paris Olimpiyatlarına katılabildi. Futbol kulüplerimiz ceza alacakları için başka ülkelerin kulüpleriyle uluslararası dostluk maçları bile yapamıyor. Nerede benim halkıma adalet ve eşit muamele? Uluslararası topluma ve garantör güçlerden biri olan İngiltere’ye bu politikaları gözden geçirmeleri ve izolasyonumuza son vermeleri için çağrıda bulunuyoruz. Bu ele alınması gereken bir insan hakları meselesidir” dedi. Cumhurbaşkanı Tatar, Annan Planı döneminde görev yapan İngiltere eski Dışişleri Bakanı Jack Straw’un bugün Kıbrıs’ta iki devletli bir çözümü desteklediğini ve çözümden önce Kıbrıs Rum tarafının AB üyesi olmasının hata olduğunu söylediğini vurguladı. Cumhurbaşkanı Tatar, Lord Holbeach’e, Parlamenterlere, Büyükelçilere, düşünce kuruluşu temsilcilerine ve tüm seçkin konuklara etkinliğe katıldıkları için teşekkür etti. Lord Holbeach ise Cumhurbaşkanı Tatar’a şunları söyledi:
“Cumhurbaşkanı Tatar, kendisine göre iki devletli çözümün tek yol olduğunu açıkça ifade etti. Bizim çıkarlarımızın da Kuzey Kıbrıs devletini inşa etmekte yattığını görebiliyorum. Onun gibi zeki bir adamın bu ülke için bir övünç kaynağı olduğunu ve Kıbrıs Türk halkı için çabaladığını söyleyebilirim. Birçok yönden onların Anavatanını temsil ediyor ve kendisini burada ağırlamaktan büyük mutluluk duyuyorum.”
Kuzey Kıbrıs için Özgürlük ve Adalet kampanyası eş başkanları Çetin Ramadan ve Rikki Williams da resepsiyonda, kampanyanın hedefleri ve projeleri hakkında bilgi verdiler.
Sanayi ve Teknoloji Bakanı Mehmet Fatih Kacır, “Edirne Uzunköprü Atatürk OSB ve Gaziantep Nurdağı OSB ile organize sanayi bölgelerimizin sayısını 362’ye çıkardık. 120 bin hektarlık alanda, 362 OSB ile üretim altyapımızı sağlamlaştırdık.” dedi.
Bakan Kacır, sosyal medya adresi X üzerinden yaptığı paylaşımda, “Türkiye üretiyor, güçleniyor. Edirne Uzunköprü Atatürk OSB ve Gaziantep Nurdağı OSB ile organize sanayi bölgelerimizin sayısını 362’ye çıkardık. Her yeni Organize Sanayi Bölgesi, üretim kapasitemizi artırıyor, ekonomimize katkı sağlıyor. 120 bin hektarlık alanda, 362 OSB ile üretim altyapımızı sağlamlaştırdık. Türkiye’nin her bölgesinde istihdam ve yatırım fırsatlarını büyütüyoruz. Sanayimizi daha da güçlendirecek adımlar atmaya devam ediyoruz. Yatırımlarımızla Türkiye’nin kalkınma yolculuğuna hız kesmeden devam ediyoruz.” ifadelerini kullandı.
362 OSB’YE ULAŞILDI
Sanayi ve Teknoloji Bakanlığınca, 2 yeni OSB’ye daha sicil verilerek tüzel kişilik kazandırıldı. Toplam OSB sayısı 362’ye yükseldi. Yeni kurulan 100 hektar büyüklüğündeki Edirne Uzunköprü Atatürk OSB ve 100 hektarlık Gaziantep Nurdağı OSB ile toplamda yaklaşık 120 bin hektarlık alanda kurulu 362 OSB’ye ulaşıldı.
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Anayasa Mahkemesi üyeliğine seçilen Metin Kıratlı’nın yemin törenine katıldı.
Anayasa Mahkemesi (AYM) Yüce Divan Salonu’nda gerçekleştirilen törene gelişinde Anayasa Mahkemesi Başkanı Kadir Özkaya tarafından karşılanan Cumhurbaşkanı Erdoğan, daha sonra törenin düzenlendiği salona geçti.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, törende Anayasa Mahkemesi üyeliğine seçilen Kıratlı’nın üyelik yeminini ve kisvesinin giydirilmesi töreni ile Anayasa Mahkemesi Başkanı Özkaya’nın konuşmasını takip etti.
Size daha iyi hizmet sunabilmek amacıyla çerezleri kullanıyoruz. Çerezler Hakkında Aydınlatma Metni için tıklayınız. www.kimlerburada.com Bu siteyi kullanmaya devam ederseniz, Gizlilik ve Çerez Politikamızı kabul etmiş olursunuz.
Size daha iyi hizmet sunabilmek amacıyla çerezleri kullanıyoruz. Çerezler Hakkında Aydınlatma Metni için tıklayınız. www.kimlerburada.com Bu siteyi kullanmaya devam ederseniz, Gizlilik ve Çerez Politikamızı kabul etmiş olursunuz.
Gerekli cookie, sayfa gezinmesi ve web sitesinin güvenli alanlarına erişim gibi temel işlevleri etkinleştirerek bir web sitesi kullanıma yardımcı olur. Web sitesi bu cookie olmadan düzgün çalışamaz.
Tercih cookies, bir web sitesinin, tercih ettiğiniz diliniz veya bulunduğunuz bölgeniz gibi, web sitesinin davrandığını veya görünüşünü değiştiren bilgileri hatırlamasını sağlar.
İstatistik
İstatistik cookies, web sitesi sahiplerinin anonim olarak bilgi toplayıp bildirerek ziyaretçilerin web siteleriyle nasıl etkileşimde bulunduğunu anlamalarına yardımcı olabilir.
Pazarlama
Pazarlama cookies, ziyaretçileri web sitelerinde izlemek için kullanılır. Amaç, bireysel kullanıcıya ilgi çekici ve böylece yayıncılar ve üçüncü taraf reklamverenler için daha değerli olan reklamları görüntülemektir.
Sınıflandırılmamış
Sınıflandırılmamış cookies, bireysel kurabiye sağlayıcıları ile birlikte sınıflandırma sürecinde olduğumuz cookies.