Yeni tip koronavirüs (Kovid-19) sürecini ve sonrasındaki dönemi değerlendirmek için düzenlenen Global Turizm Forumu’na katılan GENÇLİK ve SPOR BAKANI Dr.Muharrem KASAPOĞLU, “Zorlu süreçler birtakım etkileriyle sona ererler ama bizim amacımız bu zorlu süreci hem sporumuz hem de gençliğimiz açısından bir fırsata dönüştürmek” dedi.
İstanbul Çırağan Palace Kempinski’de gerçekleştirilen Global Turizm Forumu’nun bir bölümü salgın tedbirleri kapsamında çevrim içi düzenlendi. Forumda, Kovid-19’un turizme etkilerinin ve çıkış yolları ile ülkeler arası iş birliği de görüşüldü.
Dr.Muharrem KASAPOĞLU organizasyonda yaptığı konuşmada, Kovid-19’un ardından gelişme stratejilerinde gençlik ve sporun rolünü anlattı.
Yaşanan zorlu süreci fırsata dönüştürmek adına daha çok çalışılması gerektiğini vurgulayan Dr.Muharrem KASAPOĞLU “Pandemi tüm dünyayı etkiledi. Birçok sektör etkilendi, turizm bunlardan biri. Temennimiz bu sürecin tüm insanlar için son bulması. Özellikle spor, ciddi anlamda etkilendi çünkü sporun en önemli aktörü insan. İnsanın olduğu ve fiziksel anlamda eforun gerektiği yer spor. Dolayısıyla spor faaliyetleri yerel ve uluslararası anlamda önemli bir etki alanında salgının. Zorlu süreçler birtakım etkileriyle sona ererler ama bizim amacımız bu zorlu süreci hem sporumuz hem de gençliğimiz açısından bir fırsata dönüştürmek” ifadelerini kullandı.
Süreç sona erdiğinde Türkiye’nin çok daha farklı bir konum ve heyecanla yoluna devam edeceğine inandığını aktaran Dr.Muharrem KASAPOĞLU , şöyle devam etti:
“Spor çok önemli bir olgu ve etkileşimi açısından küresel bir güce sahip. Ülkemizin sahip olduğu imkanlar ve inanılmaz genç nüfus potansiyelimiz var. Tesisleşme her yönüyle iyi. Bizim inci gibi işlenmiş bir tesisleşmemiz var. Bunu spor turizmiyle güçlendirmemiz gerekiyor. Türkiye’nin ilk 3-5 hedefini ortaya koyup yürümemiz lazım. Her türlü gayret var. Bu manada Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi sonrası var olan birimler arası güçlü koordinasyon var ve bunu bu noktaya kadar getirdik. Halka halka bu vizyonu geliştirip, büyüteceğiz.”
Dr.Muharrem KASAPOĞLU spor turizminde var olan olguyu daha güçlü hale getireceklerini dile getirerek, “İklimimiz, tesisimiz var. Sıcak Türk insanının misafirperverliği var. Bunu hiçbir gücün hiçbir sermayeyle oluşturması mümkün değil. Bu bir miras. Bu mirası durduk yere kimse kazanamaz. Böyle bir coğrafyada böyle asil bir milletin torunlarıyız. Umarım spor turizminde çok başarılı olacağız. Çünkü geçtiğimiz süreçte pandemiye rağmen faaliyetler devam ediyor. Türkiye organizasyonlar için talep eden ülke konumunda değil, talep edilen ülke konumunda” şeklinde konuştu.
Sporun geniş bir yelpazeye sahip olduğunu da aktaran Dr.Muharrem KASAPOĞLU , şunları kaydetti:
“Ülkenin dört bir yanında faaliyetler devam ediyor. Çıtayı, kaliteyi yükseltme adına çalışacağız. Var olanla yetinmek yok. Bizim kalite ve standartlar noktasında her gün bir adım ileri gitme hedefimiz var. Ülkenin dört bir yanı oksijeniyle, toprağıyla, güneşiyle cennet. ‘Cennet Vatan’ gerçekten doğru bir ifade ve güçlü bir kavram. Bu vatan için daha çok çalışarak, alın teri dökerek ifa etmemiz lazım. Sporu gündelik yaşamın bir parçası haline getirirsek bunlarda başarılı oluruz. Bizim her ilçemizin ayrı zenginliği var. Her birinin ayrı değeri var. Kaybedecek bir salisemiz yok. Spor birlik, beraberlik, dayanışma demek. Öyle olduktan sonra hiçbir engel önümüzde duramayacak.”
Sporun sağlık açısından önemine de değinen Dr.Muharrem KASAPOĞLU , “Spor bir sağlık olgusu. Spor yapan insanlar daha az hasta oluyor. Zihnen daha rahat. Spor, ruhsal sağlık demek. Bununla birlikte sosyal anlamda sağlık. Tıpçılar tam iyilik halini ruhsal, fiziksel ve sosyal sağlık olarak tanımlıyor. Sağlıklı toplum olma yolunda aslında ilk aşamamız spor. Spor, bir dayanışma ve beraberlik sembolü. Tribünde taraftarların birlikte sevindikleri, üzüldükleri bunlar çok anlamlı konular. Biz bu ortamı tüm alanlara yayabildiğimizde çok daha güçlü oluruz. Spor aynı zamanda centilmenlik, rakibi alkışlayabilmek demek. Spor ruhunu o yüzden birlikte güçlendirmeliyiz” diye konuştu.
Yeni koşullara kendilerini her daim hazırladıklarının da altını çizen Dr.Muharrem KASAPOĞLU , sözlerini şöyle tamamladı:
“Kurumlar arası iş birliği ve bunun güçlenmesi konusunda ciddi mesafe katettik. Şartlar değişse dahi bu şartları fırsata dönüştüreceğimize inanıyorum. Hem sektörler hem de spor camiasının aktörleri açısından. Pandemi dalgası zaman zaman duruluyor zaman zaman yükseliyor. Biz hazırlığımızı tüm paydaşlar için hazır olacak şekilde yapıyoruz. Turizm camiasının da heyecanını görüyorum. Bir defa bizim dünyamızda moral bozmak yok. Moralimiz güçlü yürüyeceğiz. Heyecanımızdan, inancımızdan taviz vermeyeceğiz. Cumhurbaşkanımız lider olarak bu anlamda bize ilham kaynağı hakikaten. Bu memleketin imkanlarını bu güzel insanları için ortaya koyma adına yarınlara umutla, inançla, ciddi ve güçlü bakabilmek mühim. Turizm sektörü bu konuda ciddi bir etkilenme sürecini yaşıyor. Türkiye’ye yaz kış gelip giden milyonlar var. Onların da özlemini görüyorum. Yeter ki biz hazır olalım. Biz Bakanlık olarak frene basmadık. Tesisleşmelerimiz, inşaatlarımız tüm hızıyla devam ediyor. Turizmcilere bundan daha güçlü bir mesaj olamaz.”
Çin Halk Cumhuriyeti’nin 75’inci KURULUŞ GÜNÜ olan Milli Günü Ankara JW MARRIOTT otelde verilen bir resepsiyon ile kutlandı.
Çin’in 75’inci Milli Günü-KURULUŞ YILDÖNÜMÜ dolayısıyla Ankara JW MARRIOTT otelde bir resepsiyon verildi.
Çin Halk Cumhuriyeti Büyükelçisi Liu Shaobin resepsiyona ev sahipliği yaptı.
Çin Halk Cumhuriyeti’nin KURULUŞ YILDÖNÜMÜ resepsiyonunda Türkiye’yi Hazine ve Maliye Bakanı Mehmet ŞİMŞEK temsil etti.
Resepsiyona Büyükelçiler, Askeri Ataşeler, elçilik görevlileri ve seçkin bir davetli topluluğu katıldı.
Resepsiyon iki ülkenin milli marşlarının seslendirilmesiyle başladı.
Milli marşların seslendirilmesinin ardından konuşmalara geçildi.
Resepsiyonda, ilk olarak kürsüyle Çin Halk Cumhuriyeti Büyükelçisi Liu SHAOBIN geldi.
Çin Halk Cumhuriyeti Büyükelçisi Liu Shaobin, konuşmasına Çin ve Türkiye’nin kadim ve medeni ülkeler olduğunu hatırlatarak başladı.
Çin Halk Cumhuriyeti Büyükelçisi Liu Shaobin daha sonra sözlerine şöyle devam etti: “Tarihi binlerce yıl öncesine uzanan İpek Yolu, iki milleti birbirine bağladı, aralarındaki karşılıklı alışveriş ve dostane temaslar tarihe geçti. Son yıllarda Çin Halk Cumhuriyeti Devlet Başkanı Xi Jinping ile Türkiye Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın ortak ilgileri ve liderliği sonucu Çin-Türkiye ilişkileri istikrarlı bir şekilde gelişmekte ve her alandaki iş birliği derinleşmektedir. Kısa bir süre önce başkan Jinping, Cumhurbaşkanı Erdoğan ile Şangay İş Birliği Örgütü Zirvesinde başarılı bir görüşme gerçekleştirmiş ve ikili ilişkilerin geleceğine yön vermiştir.”
Çin ve Türkiye’nin temel İLGİ alanlarının kararlılıkla destekleneceğini ve milli duruşlarına paralel kalkınma yolunda ilerleyeceklerine işaret eden Büyükelçi Shobin, “Yeni koşullar altında kapsamlı, derin ve üst düzey bir Çin Halk Cumhuriyeti- Türkiye ilişkisinin kurulması her iki ülkenin ve halklarının temel çıkarlarına uygundur. İki ülke liderinin önemli mutabakatının kapsamlı ve özenli bir şekilde yerine getirilmesi, potansiyeli derinlemesine su yüzüne çıkarılması ve Çin-Türkiye stratejik iş birliği ilişkilerini bir üst seviyeye çıkarmak için Türk tarafı ile birlikte çalışmaya hazırız” şeklinde konuştu.
Çin Halk Cumhuriyeti Büyükelçisi Liu SHAIBIN’den sonra kürsüye Hazine ve Maliye Bakanı Mehmet ŞİMŞEK geldi.
Çin Halk Cumhuriyeti’nin 75’inci KURULUŞ yıldönümünü kutladığına dikkati çeken Mehmet Şimşek konuşmasında şunları söyledi: “Çin hükümeti ve halkına en içten tebriklerimi sunuyorum. Türkiye ve Çin köklü tarihleri, güçlü kültürel bağları ve kadim medeniyet geçmişleriyle binlerce yıllık etkileşime sahip.
Bugünkü dostluğumuz ve işbirliği işte bu sağlam temeller üzerine yükselmektedir. Cumhurbaşkanımız ve Çin Halk Cumhuriyeti Devlet Başkanı Xi JINPING’in gerçekleştirmiş olduğu verimli görüşme neticesinde ülkelerimiz arasındaki üst düzey temaslar son dönemde ivme kazandı. Türkiye Çin hükumetler arası iş birliği Komitesi eş başkanı olarak yakında Çin’i ziyaret edeceğim. Bu ziyarette ülkelerimiz arasındaki ekonomik ve siyasi ilişkileri güçlendirmeye çalışacağız. Türkiye ve Çin arasındaki ekonomik ilişkiler her geçen yıl daha da ivmeleniyor. Çin bizim için Asya’da birinci Dünyada üçüncü büyük ticaret ortağımız. Geçen yıl 48 milyar doları aşan ticaret hacmimizin daha dengeli bir şekilde gelişmesi için çaba gösteriyoruz. Bu kapsamda Çinli yatırımcıların son dönemde ülkemize artan ilgisini memnuniyetle karşılıyor, iş birliğimizin farklı alanlarda daha da güçlenmesini ümit ediyoruz.
Bu yıl daha fazla Çinli turistin ülkemizi ziyaret ediyor olması bizler için çok sevindirici. Ayrıca iki ülke arasında yapay zeka, yeşil enerji, sürdürülebilir tarım ve finans gibi alanlarda da iş birliğini önemsiyoruz. Yeniden Asya girişimimiz kapsamında Çin’le ilişkilerimizi daha ileri noktalara taşıyoruz”
Konuşmalar, solo müzik şarkıcıların performansı ve dans gösterisinden sonra resepsiyon, davetlilere Çin ve Türk mutfağından yemek ikramıyla sona erdi.
Dünyanın en çok ülkesine uçan havayolu Türk Hava Yolları, Taş Tepeler Bölgesi’nde yapılan kazı çalışmalarında ortaya çıkan ve tarihte bilinen evcilleştirilmiş ilk buğday tanelerinin yeniden üretimiyle yapılan 12 bin yıllık ekmeği tanıttı. Anadolu’nun da en eski tahıl türleri olan Siyez ve Gernik Buğdaylarından yapılan ekmek, Türk Hava Yolları’nın misafirleriyle Türk kültürünü paylaşma ve geleneklerini modern yeniliklerle birleştirme çabasını yansıtıyor.
22 Eylül 2024 tarihinde İstanbul’dan New York’a giden TK3 seferinde resmi olarak menüye dahil edilen ilk ekmek için T.C Kültür ve Turizm Bakanlığı’nın desteğiyle Göbeklitepe, Karahantepe ve Taş Tepeler ’in yer aldığı Mezopotamya Bölgesi’nde bir film prömiyeri yapıldı. İlk Ekmek, ödüllü seyyah şef Ömür Akkor ve Doç Dr. Çetin Şenkul danışmanlığında, İstanbul merkezli Turkish DO&CO catering şirketi tarafından hazırlandı. Yemek servisi öncesinde sıcak olarak servis edilecek ekmek, tereyağı ve zeytinyağı eşliğinde QR kodlu tanıtım kartı ile özel kesesinde sunularak, kıtalararası seyahat eden Business Class misafirlerine ikram edilecek.
Tanıtılan tarihi ekmeğe ilişkin değerlendirmede bulunan Türk Hava Yolları Yönetim Kurulu ve İcra Komitesi Başkanı Prof. Dr. Ahmet Bolat; “Dünyanın en iyi lezzetlerini misafirlerine sunan ve bu alanda dünya çapında tanınmış kuruluşlardan birçok ödül alan bayrak taşıyıcı havayolu olarak, Business Class yolcularımızı Anadolu bölgesindeki kazılarda keşfedilen antik buğdaylardan elde edilen, dünyanın en eski ekmeği ile tanıştırmaktan mutluluk duyuyoruz. Türk mutfağına özgü olan ve küresel gastronomi tarihinde önemli bir yer tutan bu temel gıdayı misafirlerimize deneyimletmeyi amaçlıyoruz. Uçuş yemekleri alanındaki ödüllü liderliğimizi sürdürürken, misafirlerimizin bu yeni ürünü takdir edeceğini umuyoruz. “dedi.
Türk Hava Yolları projesi olarak Anadolu tarım tarihini yansıtan ilk ekmek, Taş Tepeler bölgesinde 12 bin yıl önce evcilleştirilmiş buğdaydan üretilmiş ve bunun sonucunda beslenme alışkanlıkları ve sosyal yapılar yeniden şekillenmiştir.
Bayrak taşıyıcı, dünyanın en iyi uçak içi ikram konseptine sahip havayolu konumunu korumaya ve güçlendirmeye devam ediyor. Menülerinde kullandığı ürünlerin yüzde 80’ini yerel üreticilerden temin eden küresel marka, misafirlerinin beğenisine sunduğu yemeklerini her gün uzman şeflere en taze ürünlerle hazırlatıyor.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, Türkiye Yatırım Danışma Konseyi 10. Toplantısı’nda yaptığı konuşmada, “Cari açığımızın düştüğü, rezervlerin arttığı, risk göstergelerinin iyileştiği, enflasyonun kontrol altına alındığı bir döneme girmiş bulunuyoruz” dedi.
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Cumhurbaşkanlığı Dolmabahçe Ofisi’nde Türkiye Yatırım Danışma Konseyi 10. Toplantısı’na katıldı.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, toplantıda yaptığı konuşmanın başında katılımcıları selamladı.
Toplantı vesilesiyle katılımcıları İstanbul’da ağırlamaktan büyük memnuniyet duyduğunu belirten Cumhurbaşkanı Erdoğan, yapılacak istişarelerin hayırlara vesile olmasını temenni etti.
“TÜRKİYE YÜZYILI’NI AYNI ZAMANDA YATIRIM YÜZYILI YAPMAYA KARARLIYIZ”
Konseyin uluslararası iş dünyasının görüş ve önerilerini almak amacıyla 2004 yılında oluşturulduğunu dile getiren Cumhurbaşkanı Erdoğan, şunları söyledi: “Konseyde iletilen birçok teklif ve tavsiyeyi ülkemizin yatırım ortamını iyileştirirken daima göz önünde bulundurduk. Doğrudan Yabancı Yatırımlar Kanunu’ndan sermaye piyasaları düzenlemelerine, bankacılık ve finans sisteminin etkinleştirmesinden yatırım teşviklerine, fikri mülkiyetten gümrük ve rekabet düzenlemelerine uzanan geniş bir yelpazede devrim niteliğinde adımlar attık. Tüm bunlar sayesinde ülkemiz bugün uluslararası doğrudan yatırımların yöneldiği öncü destinasyonlardan biri hâline geldi. Bundan sonra da ortak akılla sorunlarımıza çözüm bulacak yeni reform paketlerini devreye alacağız. Türkiye Yüzyılı’nı aynı zamanda yatırım yüzyılı yapmaya kararlıyız.”
“ÜLKEMİZİN KÜRESEL TEDARİK ZİNCİRLERİNDEKİ KONUMU HER GEÇEN YIL GÜÇLENİYOR”
Cumhurbaşkanı Erdoğan, Kovid-19 sonrasında küresel tedarik zincirlerinde yaşanan kırılmalar ve ortaya çıkan jeopolitik gerilimlerin uluslararası ticareti ve yatırımları yeniden şekillendirdiğini belirterek, sözlerini şöyle sürdürdü: “Türkiye sahip olduğu üretim kabiliyetleri, güçlü altyapısı, nitelikli insan kaynağı, gelişmiş pazarlara yakın konumu ve küresel entegrasyonu ile bu dönüşüm sürecine en hızlı adapte olan ülkelerin başında geliyor. Yakın dönemde yaşanan birçok gelişme Türkiye’nin küresel ekonomideki rolünü daha da öne çıkarmıştır. Mesela bu yılbaşında Süveyş Kanalı’nda yaşanan kriz dünya ticaretinin ne kadar kırılgan olduğunu bir kez daha ortaya koymuştur. Türkiye, Süveyş Kanalı’ndaki tıkanma döneminde alternatif ulaşım rotaları sunarak küresel ticarette güvenilir bir partner olduğunu ispatlamıştır. Ülkemizin küresel tedarik zincirlerindeki konumu her geçen yıl daha da güçleniyor. 2002 yılında 36 milyar dolar ihracatla dünya ticaretinden binde 5 oranında pay alırken, bugün 256 milyar dolara ulaşan ihracatımızla payımızı yüzde 1’in üzerine çıkardık.”
Burada sadece bir hacim artışından bahsetmediğinin altını çizen Cumhurbaşkanı Erdoğan, ihraç edilen ürünlerin teknoloji kompozisyonunu da genişlettiklerini söyledi.
“YAPTIĞIMIZ DEV YATIRIMLARLA ÜLKEMİZİN ALTYAPI EKSİKLERİNİ TAMAMLADIK”
Artık ürün sepetinin yarıya yakınının yüksek ve orta yüksek teknolojili ürünlerden oluştuğunu ifade eden Cumhurbaşkanı Erdoğan, şunları kaydetti: “Son 21 yılda yıllık ortalama yüzde 5,4’lük büyüme kaydederek satın alma gücü paritesine göre 11’inci sıraya yükseldik. Ulaştırma, enerji, eğitim, sağlık ve dijitalleşme alanlarında yaptığımız dev yatırımlarla ülkemizin altyapı eksiklerini tamamladık. Uluslararası doğrudan yatırımlar da bu süreçte bizlere ciddi katkı sundu. 2003’ten önceki 30 yılda sadece 15 milyar dolar yatırım alan Türkiye, son 20 yılda toplamda 268 milyar dolarlık doğrudan yatırım çekti. 2002 yılında ülkemizde yalnızca 5 bin 600 uluslararası sermayeli şirket faaliyet gösteriyordu, bugün ise 83 binden fazla çok uluslu şirkete ev sahipliği yapıyoruz. Türkiye artık bu şirketlerin üretim faaliyetlerinin, araştırma geliştirme merkezleri, tasarım ekipleri, satın alma ofisleri, lojistik üsleri ve bölgesel yönetim merkezleriyle desteklendiği bir ekonomik merkeze dönüştü.”
Cumhurbaşkanı Erdoğan, burada karşılıklı bir “kazan kazan” durumu söz konusu olduğunu vurgulayarak, “Son 15 yılda Türkiye’de gerçekleştirilen ihracatın yaklaşık yüzde 31’ini uluslararası sermayeli şirketler yaptı. Özel sektör istihdamında uluslararası yatırımcıların payı yüzde 8,8’e çıktı” diye konuştu.
“TÜRKİYE’NİN İMALAT SANAYİ YATIRIMLARINDAKİ LİDERLİĞİ DE DİKKAT ÇEKİCİ”
Cumhurbaşkanı Erdoğan, Türkiye’nin imalat sanayi yatırımlarındaki liderliğinin dikkati çekici olduğunu söyledi.
Türkiye’nin yeni dönemde de uluslararası yatırımların tercih ettiği, büyüyüp geliştiği lider ekonomilerden biri olmaya devam edeceğini belirten Cumhurbaşkanı Erdoğan, “12. Kalkınma Planı, Orta Vadeli Program ve Uluslararası Doğrudan Yatırım Stratejisi gibi belgelerle ekonomideki yol haritamızı belirledik. Orta Vadeli Program’ın temel hedeflerinden biri yıllık ortalama yüzde 5’in üzerinde ekonomik büyümedir. Enflasyonun tek haneli rakamlara düşürülmesi cari açığın azaltılması ve ihracatın yıllık ortalama yüzde yedi oranında artırılması da programın öne çıkan başlıkları arasındadır” diye konuştu.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, dijital dönüşüm, yeşil ekonomi ve enerji verimliliği konularına özellikle ağırlık vererek, bu alanlardaki yatırımları hızlandırmayı planladıklarını vurgulayarak, “6 Şubat depremlerinin maliyemize getirdiği 104 milyar dolarlık ilave yüke rağmen program döneminde mali disiplinden taviz vermiyoruz. Son dönemde açıklanan büyüme, istihdam, dış ticaret ve enflasyon verileri programın çalıştığını ortaya koyuyor. Cari açığımızın düştüğü rezervlerin arttığı, risk göstergelerinin iyileştiği, enflasyonun kontrol altına alındığı bir döneme girmiş bulunuyoruz” ifadelerini kullandı.
“YATIRIMCILARIMIZ İÇİN ÖNEM ARZ EDEN BİRÇOK KONUDAKİ ÇALIŞMALARIMIZ TÜM HIZIYLA DEVAM EDİYOR”
Mikroekonomide elde edilen olumlu gidişatı, yatırım ortamının iyileştirilmesi çalışmalarıyla desteklediklerini aktaran Cumhurbaşkanı Erdoğan, Yatırım Ortamını İyileştirme Koordinasyon Kurulu (YOİKK) 2024 yılı Eylem Planı’nda birçok çalışmayı hâlihazırda tamamladıklarını ifade etti.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, kişisel verilerin korunması, yenilenebilir enerji, girişim sermayesi, yatırım taahhütlü avans kredisi gibi önemli konularda ilerlemeler kaydedildiğine dikkati çekerek, “Yatırımcılarımız için önem arz eden birçok konudaki çalışmalarımız da tüm hızıyla devam ediyor” dedi.
İklim yasası, girişimcilik ekosistemi, araştırma geliştirme faaliyetleri, dijitalleşme ve yatırım teşvikleri gibi konulara odaklanan bu çalışmaları da yıl bitmeden tamamlayıp yatırımcıların önünü daha da açmayı hedeflediklerini vurgulayan Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Bir diğer önemli belgemiz Uluslararası Doğrudan Yatırım Strateji’mizdir. 29 Temmuz’da kamuoyu ile paylaştığımız bu stratejiyi, nitelikli yatırımları ülkemize kazandıracak bir yol haritası olarak tasarladık. Stratejiyle, yüksek katma değerli sürdürülebilir dijital dönüşümü destekleyen, yüksek teknolojiye dayalı ve kaliteli istihdam sağlayan yatırımları ülkemize daha fazla çekmek istiyoruz” ifadelerini kullandı.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, böylece Türkiye’nin küresel sermaye pastasından aldığı payı 2028 yılı itibarıyla yüzde 1,5’a çıkaracaklarını belirterek, sözlerini şöyle sürdürdü: “Burada şunu da söylemek isterim. 1 Ekim itibarıyla yeni yasama yılımız başlayacak. Meclisimizin açılmasıyla birlikte iklim kanunu gündeme gelecek. Kanunla sanayimizde yeşil dönüşüm sürecini hızlandıracağız. Emisyon ticaret sistemi kurulmasına yönelik çalışmalar da devam ediyor. Karbon ayak izini azaltıcı her türlü yeniliği teşvik ederek sanayimizin dönüşümünü destekleyecek ve rekabet gücümüzü arttıracağız. Gerek yüksek teknoloji yatırım programımız, gerekse yatırım taahhütlü avans kredisi mekanizmamız sizlerin kullanımına açıktır. 30 milyar dolar bütçeyle desteklenen bu programla 8 öncelikli alandaki 30’dan fazla yatırım başlığında çok önemli imkânlar sunacağız. Yarı iletkenlerden, mobiliteye, yeşil enerjiden ileri imalata haberleşme ve uzaydan değer zinciri yatırımlarına kadar birçok sektör programdan faydalanacaktır.”
“TÜRKİYE’NİN AYDINLIK GELECEĞİNE YATIRIM YAPAN HERKESİN YANINDA OLDUĞUMUZU BİLMENİZİ İSTERİM”
Cumhurbaşkanı Erdoğan, bir hususu özellikle vurgulamak istediğini belirterek, şunları söyledi: “Biz iktidar ve ittifak olarak tüm planlarımızı 2028’e göre yapıyoruz. Milletin 14-28 Mayıs seçimlerinde verdiği yetkiyi sonuna kadar en güzel, en verimli şekilde kullanmanın çabasındayız. Muhalefetin kendi iç çekişmelerini perdeleme amacıyla gündeme getirdiği seçim tartışmalarını havanda su dövmek olarak görüyoruz. Türkiye’nin önünde her biri altın kıymetinde seçimsiz 3,5 yıl vardır. Ekonomide, savunmada, diplomaside, demokraside ve diğer alanlardaki hedeflerimize ancak bu 3,5 yılın hakkını vererek ulaşabiliriz. Bunun dışındaki her gündem lafügüzaftır, sahtedir, sanaldır. Sadece ve sadece ülkenin enerjisini tüketmeye dönük fuzuli hamlelerdir. Sizin de gelecek planlarınızı buna göre yapmanızda fayda olduğuna inanıyorum.”
Türkiye’nin siyasi istikrarı, nitelikli insan kaynağı küresel değer zincirlerindeki yükselen konumu, coğrafi avantajları ve güçlü ekonomik altyapısıyla, uluslararası doğrudan yatırımların merkezi olmaya devam edeceğini vurgulayan Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Bu süreçte şunu lütfen unutmayın. Cumhurbaşkanlığı Yatırım Ofisi’miz 7 gün 24 saat sizlerin hizmetindedir. İlgili bakanlıklarımız da sizlere gereken desteği vermeye daima hazırdır. Türk ekonomisine güvenen, Türkiye’nin aydınlık geleceğine yatırım yapan herkesin yanında olduğumuzu ve olacağımızı bilmenizi isterim” diye konuştu.
Size daha iyi hizmet sunabilmek amacıyla çerezleri kullanıyoruz. Çerezler Hakkında Aydınlatma Metni için tıklayınız. www.kimlerburada.com Bu siteyi kullanmaya devam ederseniz, Gizlilik ve Çerez Politikamızı kabul etmiş olursunuz.
Size daha iyi hizmet sunabilmek amacıyla çerezleri kullanıyoruz. Çerezler Hakkında Aydınlatma Metni için tıklayınız. www.kimlerburada.com Bu siteyi kullanmaya devam ederseniz, Gizlilik ve Çerez Politikamızı kabul etmiş olursunuz.
Gerekli cookie, sayfa gezinmesi ve web sitesinin güvenli alanlarına erişim gibi temel işlevleri etkinleştirerek bir web sitesi kullanıma yardımcı olur. Web sitesi bu cookie olmadan düzgün çalışamaz.
Tercih cookies, bir web sitesinin, tercih ettiğiniz diliniz veya bulunduğunuz bölgeniz gibi, web sitesinin davrandığını veya görünüşünü değiştiren bilgileri hatırlamasını sağlar.
İstatistik
İstatistik cookies, web sitesi sahiplerinin anonim olarak bilgi toplayıp bildirerek ziyaretçilerin web siteleriyle nasıl etkileşimde bulunduğunu anlamalarına yardımcı olabilir.
Pazarlama
Pazarlama cookies, ziyaretçileri web sitelerinde izlemek için kullanılır. Amaç, bireysel kullanıcıya ilgi çekici ve böylece yayıncılar ve üçüncü taraf reklamverenler için daha değerli olan reklamları görüntülemektir.
Sınıflandırılmamış
Sınıflandırılmamış cookies, bireysel kurabiye sağlayıcıları ile birlikte sınıflandırma sürecinde olduğumuz cookies.