Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, video konferans aracılığıyla da olsa katılımcılarla bir araya gelmekten duyduğu memnuniyeti ifade etti.
“‘Kalpten kalbe bir yol vardır görülmez, gönülden gönüle gider yar oy’ diyen aşık gibi bizim de sizinle aramızda gönülden gönüle kurulu bir köprü var.” ifadesini kullanan Erdoğan, sözlerini şöyle sürdürdü:
“Biz buralara gökten zembille inmedik, vesayetin paraşütüyle de gelmedik, dededen, babadan miras, aristokratik kanallardan da vasıl olmadık. Hayatın merdivenlerini teker teker tırmanarak, milletimizin her kesimi ile hemhal olarak, zorlukları ve imkanları bizzat tecrübe ederek buralara geldik. Ömrü boyunca devletten aldığı maaş dışında bir iş, üretim, istihdam tecrübesi olmayanların kürsülerden esip gürlemeleri teneke tıngırtısının ötesinde bir anlama sahip değildir. Bunların önlerine konan kağıtlardaki rakamların ne anlama geldiğine ilişkin en küçük bir fikirleri olmadığını en iyi sizler biliyorsunuz. Daha Kıbrıs meselesinin ne olduğunu, Maraş’ın açılmasının ne anlama geldiğini bilmeyen, orada Türkiye’nin Cumhurbaşkanının başkanlığındaki heyetle verdiği görüntünün diplomatik mesajını anlamamış birine ekonomiyi izah etmek de mümkün değildir.
Kaldı ki Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti’nin Cumhurbaşkanı bunları davet ediyor ve bu davete icabet etmiyor, ben oraya gittim ‘e niye bizi de yanında götürmedi’ havasına girerek yine beni eleştirmeye kalkıyor. Ya, bununla sana ekmek çıkmaz, boşuna uğraşma. Senin bir defa Kuzey Kıbrıs diye bir aşkın var mı? Bu bir. İki, Kapalı Maraş bölgesini açmak diye bir tezi savunmak böyle bir anlayışın var mı? Yok. Aynı şeyleri bunlar Azerbaycan’da yapmadı mı, aynı şeyleri bunlar Suriye’de yapmadı mı, aynı şeyleri bunlar Libya’da yapmadı mı? Yaptı ve şimdi de kalkmışlar bunları konuşuyorlar. Kendisini ait doğru yanlış hiçbir fikri, hiçbir projesi, hiçbir hayali olmayan dışarıdan ve içeriden yazılan senaryoların tetikçiliğini yapmak dışında müktesebatı bulunmayanların ekonomiyle ilgili ahkam kesmesi gerçekten gülünçtür. Azıcık bir samimiyet görsek herkes gibi onlarla da çok daha farklı bir şekilde oturur, konuşuruz. Ama bizim milletimize sözümüz ve saygımız gereği proje kişiliklerle, proje kadrolarla, proje siyasetlerle, bilhassa da yalanları ve iftiraları önlerine konduğu halde yüzleri kızarmayan siyaset bezirganlarıyla işimiz olmaz.”
Her zaman söyledikleri gibi muhataplarının millet olduğunu vurgulayan Erdoğan, “Milletimizin bağrından çıkıp gelen tüm kesimlerle bizim iş dünyamızdır. Her husus gibi ekonomi de sanayi de ticaret de bir gönül işidir, bir adanmışlık işidir. Biz kendisi de esnaflıktan, ticaretten gelen bir siyasetçi olarak daima girişimcilerimizle, sanayicilerimizle, ticaret erbabımızla, esnafımızla, sanatkarımızla bir arada olduk.” diye konuştu.
“Babayiğit aradığımda hemen sizler çıkıp bu işe talip oldunuz”
Türkiye Odalar ve Borsalar Birliği’nin genel kurullarına, şuralarına ve çeşitli etkinliklerine katılmaya özel önem verdiklerine dikkati çeken Erdoğan, “Ülkemizin asırlık rüyası olan yerli otomobil için babayiğit aradığımda hemen sizler çıkıp bu işe talip oldunuz. Milletimizin huzurunda verdiğiniz sözü yerine getirerek adım adım Türkiye’nin otomobili projesini hayata geçirdiniz. İnşallah bu güzel projeyi yine sizlerle birlikte neticeye ulaştıracağız. Aynı şekilde şehit Başbakan Adnan Menderes’in acı hatırası sebebiyle adı yaslı adaya çıkan Yassıada’yı sizlerle birlikte demokrasi ve özgürlükler adası haline getirdik.” değerlendirmesinde bulundu.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, bu sene koronavirüs salgını sebebiyle her konuda olduğu gibi iş dünyasıyla hasbihallerinde de farklı bir dönem geçirdiklerini belirterek, Türkiye Odalar ve Borsalar Birliği’nin bu yılki genel kurulunun ertelendiğini hatırlattı.
Kendilerinin de bu durum sebebiyle video konferans aracılığıyla da olsa iş dünyasıyla bir araya gelmek istediklerinin altını çizen Erdoğan, “Önce ekranları başından bizi izleyen arkadaşlarıma, şu anda Kovid-19’a yakalanmış olan içinizde birçok arkadaşım var, hepsine Allah’tan şifalar diliyorum, geçmiş olsun diyorum. Rabbim en kısa zamanda inşallah tüm mesai arkadaşlarınıza kavuşmayı da nasip etsin. ‘Bu da geçer ya Hu” diyoruz, inşallah bu da geçecek.” dedi.
“Yüksek faizin nelere mal olduğu ortada”
Ekonominin kalbinde faaliyet gösteren oda ve borsa temsilcilerinin 81 il ve 160 ilçede iş dünyasının nabzını en güzel şekilde yansıttıklarına inandığını ifade eden Cumhurbaşkanı Erdoğan, sözlerini şöyle sürdürdü:
“Bu arada özellikle yüksek faiz sebebiyle üretimin, ticaretin, ihracatın, istihdamın temsilcileri olan sizler sahada yaşananların tercümanı olarak karar vericilere yol gösteriyor, ışık tutuyorsunuz. Zira yüksek faizin nelere mal olduğu ortada. Yüksek faizle bizler gerçek anlamda yatırım yapabilir miyiz? Sizler bu işin içindesiniz. İstihdam üretebilir miyiz? Mümkün değil. Peki üretim yapabilir miyiz? O da mümkün değil. Peki ihracata yönelik ciddi adımlar atabilir miyiz? O da mümkün değil. Öyleyse bizim bu noktada çok daha dikkatli olmamız lazım ve yüksek faize yatırımcımızı ezdirmememiz gerekiyor. Bunun için ekonomiyle ilgili her konuda iş dünyamızla ve onların temsilcileri olan sizlerle istişare etmeye özel önem veriyoruz. Aldığımız tüm kararlarda, attığımız tüm adımlarda sizlerle birlikte oluşturduğumuz ortak akıldan faydalanıyoruz. Sektörlerimizin ve şehirlerimizin sorunlarını, taleplerini, beklentilerini sizlerle birlikte konuşuyor, tartışıyor ve birlikte çözüm yolları geliştiriyoruz.”
Türkiye’nin son 18 yıldır büyük mesafe kat ettiği demokrasi ve kalkınma yolculuğunda 365 oda ve borsanın lokomotif vazifesi gördüğünü vurgulayan Erdoğan, “Her oda ve borsamız kendi üyelerine çağın gerektirdiği en ileri hizmetleri vermenin yanında Türk ekonomisine de çok önemli katkılarda bulundu. Ben birçok sanayici, birçok iş adamlarımızla oturup konuştuğumuzda hepsi nasıl battığını, nasıl bittiğini anlatırken hep bana şunu söylerlerdi, neydi o? ‘Beni faiz batırdı, beni faiz bitirdi, şu kadar faiz ödedim, şu kadar faiz ödüyorum’ bunu söyleyen insanlara zulmetmek var mıdır. İnşallah biz bunları da tersine çevireceğiz, bundan sonra da sizlerin azmi, çalışkanlığı, dirayeti ve kabiliyetiyle önümüze çıkartılan engelleri birer birer aşarak hedeflerimize doğru yürümeye devam edeceğiz.” değerlendirmesinde bulundu.
Yüksek faizden arındırılmış, istihdamdan finansmana, özellikle nakit akışından teşviklere kadar ihtiyaç duyulan çok sayıda destek paketini hayata geçirdiklerini belirten Erdoğan, bugüne kadar uygulanmış en büyük kredi paketleri, Kredi Garanti Fonu kefaletleri ve istihdam teşviklerinin de bu dönemde başlatıldığını dile getirdi.
Salgından olumsuz etkilenen onlarca sektörde vergi ve primleri 6 ay ertelediklerini anlatan Erdoğan, birikmiş kamu alacaklarına uzun vadeli yapılandırma getirdiklerini, bununla ilgili kanunun da Mecliste kabul edildiğini anımsattı.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Şimdi önümüzde yeni bir dönem var. Artık çok daha güçlü bir şekilde üretime, yatırıma, istihdama ve ihracata odaklanmamız gerekiyor. El birliğiyle bu sıkıntılı dönemi de tıpkı öncekiler gibi geride bırakıp inşallah büyük ve güçlü Türkiye hedefine ulaşacağız. Sizlerden müteşebbisimizin, üreticimizin yanında bir Cumhurbaşkanına ve yönetime sahip olduğunuzu asla unutmadan gayretinizi artırmanızı, azminizi güçlendirmenizi istiyorum.” diye konuştu.
Türkiye olarak reformlar ve başarılarla dolu sürdürülebilir büyümeyi politikalarının merkezine aldıkları 18 yılı geride bıraktıklarına işaret eden Erdoğan, topyekün kalkınma anlayışıyla 81 vilayetin tamamında her haneye ve insana dokunan hizmetler gerçekleştirdiklerini söyledi.
Piyasa ekonomisi anlayışıyla, rekabeti esas alan şeffaf ve öngörülebilir politikalarla Türkiye’yi kalkındırıp güçlendirdiklerini dile getiren Erdoğan, şöyle devam etti:
“Bugün yaptığımız gibi her kesimle istişare halinde olmaya özel ehemmiyet verdik. Türkiye tarihinin en büyük demokrasi ve kalkınma hamlesi bizim dönemimizde başladı. Milli gelirimizi 236 milyar dolardan 950 milyar dolara, ihracatımızı 36 milyar dolardan 152 milyar dolara çıkardık. Kişi başına düşen milli gelirimizi 12 bin 500 dolara kadar yükselterek ülkemizi üst-orta gelirli ülkeler grubuna dahil etmiştik. Ülkemize gelen doğrudan yatırımlar 138 milyar doları bulmuştu. Yüzde 32 olan enflasyon oranını yüzde 4’lere kadar indirmiş, faizleri tarihin en düşük seviyelerine getirmiştik. Ülke ve millet olarak 2023 hedeflerimize doğru emin adımlarla yükselirken bir anda içeride ve dışarıda büyük bir saldırı dalgasıyla karşılaştık. Gezi olayları ile başlayıp sınırlarımızın kuşatılmasına, darbe girişiminden ekonomimize kurulan tuzaklara kadar bütün bunlara uzanan bu saldırıların hepsini de hamdolsun birer birer boşa çıkardık. Maruz kaldığımız saldırılar sebebiyle tüm gücümüzle istiklal ve istikbal mücadelemize yoğunlaşırken, yatırımları ve ekonomiyi de ihmal etmedik. Bu tarihi mücadele döneminde bile Türkiye’yi yüzlerce büyük proje ile donattık.”“İmkansız denilen nice başarılara imza attık“
Erdoğan, kendini savunmanın ötesinde bölgesel ve küresel bir güç olma yolunda çok önemli adımlar attıklarına işaret ederek, “Yapılamaz denilen nice harekatları yaptık, imkansız denilen nice başarılara imza attık. Güçlü sanayi altyapımız, zengin insan kaynağımız ve yeniliğe odaklı çalışkan girişimcilerimiz sayesinde her zorluğu aşacak yeni yollar bulduk. Savunma sanayinde ülkemizin geldiği yer, tüm dünyada hayranlıkla takip ediliyor.” dedi.
İstanbul’a kazandırdıkları üçüncü havalimanının Türkiye’nin 2053 vizyonunun en önemli altyapılarından biri olduğunu vurgulayan Erdoğan, şunları kaydetti:
“Eğitimden sağlığa, ulaşımdan enerjiye her alanda gerçekten tarihi öneme sahip projeleri işte bu mücadele döneminde hayata geçirdik. Değerini salgın döneminde çok daha iyi anladığımız şehir hastaneleri ile kapsamlı Genel Sağlık Sigortası sistemimiz bile başlı başına bir başarı hikayesidir. İşte İstanbul’da Atatürk Havalimanı’nda ve Sancaktepe’de 1008’er odalı hastaneleri 2 ay gibi bir sürede yaptık ve uçak inecek 5 dakikada hastaneye ulaşacak. Sancaktepe’de uçak yine orada havalimanına inecek 5 dakikada hastaneye ulaşacak. Niye yaptık bunları? Bütün bu Kovid olayıyla mücadele için.
““Dünya ile birlikte Türkiye’de yeni bir döneme giriyor“
Erdoğan, yine aynı şekilde devasa bir hastaneyi Başakşehir’de yaptıklarını ve bu hastane ile de salgınla mücadelede çok önemli adımlar attıklarını vurgulayarak, şöyle konuştu:
“Yatırımcılarımızın önünü açmak için gerçekleştirdiğimiz reformlarla ülkemizi iş yapma kolaylığı endeksinde 27 basamak birden yükselterek 190 ülke arasında 33’üncü sıraya yerleştirdik. Bunun anlamını şöyle küçük bir örnekle anlatacak olursak, 2002’de iş yeri açma süresi 38 gün iken bu süreyi 7 günün altına kadar düşürdük. Şimdi ise salgının ortaya çıkardığı değişim süreciyle dünya ile birlikte Türkiye de yeni bir döneme giriyor. Ülkemiz yatırımın, üretimin ve ticaretin yükselen merkezlerinden biri olarak gösteriliyor. Artık vites yükseltmenin bile yeterli olmadığı, araç değiştirmenin gerektiği bir dönemdeyiz. Bunun için ne gerekiyorsa yapmaya kararlıyız.”
Cumhurbaşkanı Erdoğan, bir süredir çalışmalarını sürdürdükleri hukuk ve ekonomi reformlarının bu yeni dönemin hazırlıkları olduğuna işaret ederek, şunları söyledi:
“Türkiye’nin en köklü demokrasi ve ekonomi reformlarını gerçekleştirmiş bir yönetim olarak, önümüzdeki dönemde ihtiyaç duyulan değişimleri hayata geçirmek de elbette bizim görevimizdir. Temelini attığımız, tabiri caizse kaba inşaatını tamamladığımız binamızı artık nihai hale getirecek atılımın eşiğindeyiz. İnşallah ülkemiz hazırlık devrini geride bırakıp artık şahlanış dönemine giriyor. Yerli ve uluslararası yatırımcılar için her anlamda en uygun şartları sağlamaya devam edeceğiz. Üretim, istihdam, ihracat ve büyümede ülkemizin olumlu yönde ayrıştığını göreceğiz. Eylül ayına ilişkin gelen öncü verilerle ise üçüncü çeyreği güçlü bir büyümeyle kapatacağımız artık kesinleşmiş oldu. Eylül ayında sanayi üretimimiz hem aylık hem de yıllık bazda artarak en önemli bir başarıya imza attı.
““Yılı pozitif bir büyümeyle bitireceğimize inanıyorum
Recep Tayyip Erdoğan, sanayi ve ticaret sektöründeki adımlarla hizmet sektörleri toplamında ciro endeksinin eylül ayında yıllık yüzde 26,2 arttığını belirtti.
Bütün bunlarla beraber salgının yol açtığı ve halen devam eden kimi zorluklara rağmen yılı da pozitif büyümeyle bitireceklerine inandığını ifade eden Erdoğan, “Fiyat istikrarını ve finansal istikrarı birlikte sağlayacağız. Bunun için enflasyonla mücadele de en önemli önceliğimizdir. Hedefimiz bir an önce tek haneli enflasyon rakamlarına ulaşmaktır. Mali disiplini koruyarak, kamu finansman kalitesini artırarak, yapısal ve mikro reformları hayata geçirerek, değişim çizgimizden sapmayarak büyüme ve istihdam odaklı bir anlayışla yolumuza devam edeceğiz.” diye konuştu.
Önlerindeki sorunları, piyasa ekonomisi kurallarına uygun şekilde çözeceklerini vurgulayan Erdoğan, şu değerlendirmelerde bulundu:
“Salgının önüne geçmek için aldığımız tedbirlerin yol açtığı sıkıntıların elbette farkındayız. Devlet olarak elimizdeki imkanları sonuna kadar kullanarak bu sıkıntıları azaltmanın gayreti içindeyiz. İnşallah önümüzdeki yıl tüm bu zorlukları geride bırakmış olarak bugünleri acı bir tebessümle yad edeceğiz. Sorumluluğumuzun ağır olduğunu biliyoruz ama milletimize olan güvenimiz, enerjimiz, şevkimiz, azmimiz daha da büyüktür. Ülkemizi bugünkü bölgesel ve küresel liderlik seviyesine sizlerle birlikte getirdik. İnşallah yaşadığımız sıkıntıları yine sizlerle birlikte aşacak, hep birlikte büyük ve güçlü Türkiye hedefine ulaşacağız.”
Erdoğan, oda ve borsa başkanlarıyla bir araya gelmekten duyduğu memnuniyeti de ifade ederek, iş dünyasına, esnaf ve sanatkarlara, üreticilere, tüm sektörlere hayırlı ve bol kazançlar diledi.
Türkiye Odalar ve Borsalar Birliği (TOBB) Başkanı M. Rifat Hisarcıklıoğlu, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan ve bazı bakanların katılımıyla TOBB İkiz Kuleler’de düzenlenen TOBB Türkiye Ekonomi Şurası’nın açılışında yaptığı konuşmada, “Sizin önderliğinizde başlatılacak, cesur ve ezber bozan, yeni bir yapısal reform hamlesi, küresel rekabette bizi öne çıkaracaktır. Bu noktada son olarak şunu vurgulamak isterim. Mevzuata ilişkin yapılacak reformlarda, eskiden olduğu gibi, kamu-özel sektör diyalog mekanizmalarının kurulması ve sin her zaman vurguladığımız istişarenin güçlendirilmesi çok faydalı olacaktır” dedi.
TOBB Başkanı M. Rifat Hisarcıklıoğlu’nun ev sahipliğindeki Türkiye Ekonomi Şurası; Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Cumhurbaşkanı Yardımcısı Fuat Oktay, Hazine ve Maliye Bakanı Lütfi Elvan, Tarım ve Orman Bakanı Bekir Pakdemirli, Ticaret Bakanı Ruhsar Pekcan, Kültür ve Turizm Bakanı Mehmet Nuri Ersoy, Sanayi ve Teknoloji Bakanı Mustafa Varank, Ulaştırma ve Altyapı Bakanı Adil Karaismailoğlu ve TOBB Yönetim Kurulu Üyelerinin katılımıyla TOBB İkiz Kuleler Konferans Salonu’ndan video konferans aracılığıyla gerçekleştirildi.
TOBB Başkanı M. Rifat Hisarcıklıoğlu konuşmasında, Ekonomi Şuralarını 2003 yılında Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın talimatı ile başlattıklarını hatırlatarak, “O zamandan bu yana hep yanımızda oldunuz. Bu salonda çok hayırlı müjdeler verdiniz. Biliyorsunuz, bu sene pandemi nedeniyle Genel kurul yapamadık. Ama sağolun, sorunlarımızı dinlemek, çözüm yolları üzerine istişare etmek üzere, Türk iş dünyasının kalbine hoş geldiniz” dedi.
Şurayı 81 il ve 160 ilçeden, bölgelerinin kanaat önderleri olan, Oda ve Borsa Başkanları, TOBB Delegeleri, Kadın ve Genç girişimciler ile Genel Sekreterler olmak üzere yaklaşık 3 bin kişinin izlediğini söyleyen Hisarcıklıoğlu, “Pandemi sürecinde hepsi yoğun bir mesai harcadılar. İllerin ve ilçelerin sorunlarını çıkardılar, öneriler hazırladılar. Yerelde hangi ekonomik sıkıntılar yaşanıyorsa, hepsini tespit ettiler. Gece yarılarına kadar üyeleriyle istişare ettiler. Talepleri bize aktardılar. Biz de, acil yapılması gerekenleri, saat kaç olursa olsun Bakanlarımıza ilettik. Tabandan tavana müthiş bir çalışma ortaya koyduk. Camiamızla gurur duyuyorum. Hepsine ayrı ayrı teşekkür ediyorum” şeklinde konuştu.
Hisarcıklıoğlu, Şura için tüm sorunları ve önerileri bir araya getirdiklerini, il bazında ve ayrıca bakanlıklara göre tasnif ettiklerini söyledi.
“Sizin aramızda olmanız, hem bürokrasinin çarklarını işletmek, hem de sürdürdüğümüz mücadelede yalnız olmadığımızı görmek açısından, bizim için çok değerli” diyen Hisarcıklıoğlu, “Dile getirdiğimiz pek çok önerinin, sizin liderliğinizde hayata geçtiğini gördük. Bugün gündeme getireceğimiz konularda da, geçmişte olduğu gibi, çözüm getireceğinize inanıyoruz” dedi.
Bununla ilgili pek çok örneği birkaç ayda yaşadıklarını anımsatan Hisarcıklıoğlu, “Kısa çalışma ödeneği başta olmak üzere, firmalarımızın üzerindeki istihdam yüklerini azalttınız. İç Piyasaya destek için, vergi indirimleri gerçekleştirdiniz. Kredi Garanti Fonu’nun kefalet kapasitesini 2 katına çıkardınız. Kamu bankaları vasıtasıyla işletmelerimize düşük maliyetli kredi imkanı sundunuz. Yine bu vesileyle, Sayın Bakanlarımıza da tüm bu icraatlar için ayrıca teşekkür ediyorum. Sağolsunlar, ne zaman arasak, hep görevlerinin başındalar. Gece yarısı bile çalışıyor, ihtiyaç duyduğumuz her an yanımızda oluyor, sorunlarımızı çözüyorlar. Bu vesileyle size ve şahsınızda tüm bakanlarımıza, emek ve gayretlerinizden dolayı, camiam adına ve Türk özel sektörü adına, en içten teşekkürlerimizi sunuyorum” şeklinde konuştu.
Hisarcıklıoğlu, tüm dünyanın yeni bir dönemin arifesinde olduğunu, bu yeni döneme her yönüyle hazır hale gelmeleri gerektiğini söyledi.
Aşı çalışmalarından gelen olumlu haberlerin 2021’in ikinci yarısında toparlanma dönemi başlayabileceğine işaret ettiğine dikkat çeken Hisarcıklıoğlu şöyle devam etti: “Küresel değer zincirleri kısalacak, Türkiye’ye olan iş ve yatırım talebi artacaktır. Ülkemiz için yeni fırsatlar doğacaktır. Yurtdışı temaslarımızda bunu görüyor ve duyuyoruz. Bu fırsatları yakalamak üzere, şimdi harekete geçmemiz ve hazırlanmamız gerekiyor. Çünkü talih hazır olana güler. Fırsatların kazası olmaz. Evet, kritik virajları aştık. Ama önümüzde, inişli-çıkışlı uzun ve zor bir yolculuk var.
Ayrıca dünyada da yeni dengeler kuruluyor. Asya-Pasifik bölgesinin 15 ülkesi, küresel ekonominin yüzde 30’unu kapsayan, dünyanın en büyük serbest ticaret anlaşmasına imza attılar. Öte yandan aşının bulunmasına rağmen, onaylanması ve yaygın hale gelmesi de zaman alacak. Dolayısıyla hem salgın sonrası döneme hazır olmamızı sağlayacak, hem de yatırımcılara güven verecek bir program tasarlamalıyız.
Sizin son grup toplantınızdan başlayarak yaptığınız açıklamaları, bu açıdan çok değerli görüyorum. Verdiğiniz demeçlerle pozitif bir ortam oluştu. Moraller yükseldi. Kurumsal yapının ve hukuk sisteminin güçlendirileceğine, reformlara hız verileceğine yönelik mesajlar, iş dünyasında gayet olumlu karşılandı. Yatırımcı dostu, şeffaf ve öngörülebilir politikalarla, Türk Lirası’nın destekleneceğini açıklamanız da ayrıca önemlidir.
Yine sizin özellikle vurguladığınız şekilde, fiyat istikrarı, finansal istikrar ve makroekonomik istikrarla Türkiye, tempolu büyüme sürecini yeniden yakalayabilecektir. Zira iş alemi, önünü görmek, ileriye bakarak hesap yapabilmek ister. Yatırımların, üretimin ve istihdamın artmasında ön koşul, istikrardır, güvendir ve geleceğe dair belirsizliklerin azalmasıdır. Bunun yolu da fiyat istikrarıdır. Enflasyonla mücadele, döviz kurlarında da istikrar gerektirir. Fiyatların ve kurların devamlı arttığı bir ortam, iş yapma iştahını azalmakta, üretim ve yatırım kararlarını olumsuz etkilemektedir. Dolayısıyla döviz kurlarında istikrarın sağlanması da önem arz etmektedir.
Yine Sizin, AB Kurumlarının liderleriyle en üst düzeyde kurmuş olduğunuz diyalog da, ekonomiyi desteklemek ve AB-Türkiye ilişkilerinin geleceği açısından son derece önemlidir. Bu kapsamda, bazı vizyonsuz AB liderlerine rağmen, AB ile ilişkilerin güçlü tutulmasında, gümrük birliğinin güncellenmesinde ve vize diyaloğu dahil, ilişkilerde tekrar pozitif bir gündeme dönülmesinde, büyük fayda görüyoruz”.
Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın önderliğinde başlatılacak, cesur ve ezber bozan, yeni bir yapısal reform hamlesinin küresel rekabette Türkiye’yi öne çıkaracağını belirten Hisarcıklıoğlu, “Bu noktada son olarak şunu vurgulamak isterim. Mevzuata ilişkin yapılacak reformlarda, eskiden olduğu gibi, kamu-özel sektör diyalog mekanizmalarının kurulması ve sin her zaman vurguladığımız istişarenin güçlendirilmesi çok faydalı olacaktır. Zira hazırlanan kanun tekliflerinde, özel sektörün görüşünün zamanında alınmaması, sahada pek çok sıkıntıya neden oluyor. Biz, koşmaya, çalışmaya, üretmeye hazırız. Bu tekerlek bu tümsekte kalmayacak. Allah’ın izniyle tüm bunları aşacak, yola devam edeceğiz. Elbirliğiyle Türkiye’yi yeniden tempolu büyüme sürecine kavuşturacağız. Ülkemizi daha güçlü, daha zengin, daha müreffeh yapmak için üretmeyi, emek vermeyi sürdüreceğiz” dedi.
Cumhurbaşkanı Erdoğan adına hatıra ağacı dikildi
Açılış konuşmalarının ardından TOBB ETÜ Hatıra Ormanı’na Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan adına çınar ağacı dikildi. Ağaç dikimini TOBB ETÜ Rektörü Yusuf Sarınay tarafından gerçekleştirildi.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, TEKNOFEST 2024’te yaptığı konuşmada, “Teknolojiyi sadece kullanan değil; tasarlayan, geliştiren, üreten ve ihraç eden ülke hedefimiz doğrultusunda emin adımlarla ilerliyoruz” dedi.
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Adana Şakirpaşa Havalimanı’nda düzenlenen TEKNOFEST 2024’e katılarak bir konuşma gerçekleştirdi.
Konuşmasına Adanalıları selamlayarak başlayan Cumhurbaşkanı Erdoğan, 10 Ağustos’ta Adana’ya gelerek muhteşem bir projenin açılışını yaptıklarını, Adana ile Mersin’in de gurur kaynağı olan Uluslararası Çukurova Havalimanı’nı tüm bölgenin hizmetine sunduklarını hatırlattı.
Şimdi de dünyanın en büyük Havacılık, Uzay ve Teknoloji Festivali için Adana’da olduklarını dile getiren Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Her yıl milyonlarca vatandaşımızın akın ettiği, gençlerimizin heyecanla beklediği TEKNOFEST Adana’ya hepiniz hoş geldiniz” dedi.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, bugün Adana’nın gençlerin coşkusuyla bir başka güzel olduğuna işaret ederek, şunları kaydetti: “Gözlerinin ışıltısında aydınlık yarınlarımızın müjdesi olan siz gençlerimizle Adana ve Şakirpaşa bugün çok farklı. Bugün burada sadece millî teknoloji hamlemizin göz kamaştıran ürünleri yok. Burada aynı zamanda Türkiye Yüzyılı’nın mimarı olacak genç yüreklerimiz, parlak zihinlerimiz var. Burada yarının Hezarfen Ahmet Çelebileri, Cezerileri, Ferganileri, Ali Kuşçuları, Aziz Sancarları var. Burada aşkın diliyle, barışın diliyle, ilmin, teknolojinin, bilimin diliyle konuşan, ufku açık yüz binlerce gencimiz var. Sizlerin vasıtasıyla bilime, araştırmaya, teknolojiye, keşfetmeye özellikle meraklı ülkemizin tüm gençlerini bir kez daha sevgiyle selamlıyorum. Kalplerimizi tekrar buluşturan Rabbime hamdediyorum.
Biz, Çukurova Havalimanı’nı açtığımızda birileri Şakirpaşa ile ilgili yoğun bir algı çalışması yürüttüler. Akla, vicdana, siyasi ahlaka sığmayan bir sürü iddiayı gündeme taşıdılar. Peki, ne oldu? İddialarının hiçbir geçerliliğinin olmadığı bugün bir kez daha ortaya çıktı. Şakirpaşa kapandı mı? Şakirpaşa açık mı? Buyurun biz de bugün Şakirpaşa’ya indik. Ve şimdi Şakirpaşa’da bir TEKNOFEST fuarını şu anda gümbür gümbür buradan dünyaya haykırıyoruz. Algı operasyonlarından etkilenip Şakirpaşa ne olacak diye endişelenen Adanalı gençlerimize sesleniyorum, siz, birilerine bakıp da asla endişe etmeyin. Şakirpaşa eskisinden daha mühim, daha hayati görevler icra edecek. Millî teknoloji hamlemizin simgesi olan TEKNOFEST sadece bir başlangıç. İnşallah burayı tarihine, misyonuna ve önemine uygun şekilde çok etkin bir şekilde kullanmaya devam edeceğiz.”
Cumhurbaşkanı Erdoğan, TEKNOFEST 2024’ün Adana’ya, Türkiye’ye, millete ve özellikle gözleri parlayan gençlere hayırlı, uğurlu olmasını diledi.
Gençlere özgüven aşılayan, umudu ve başarmayı öğreten bu güzide festivalin düzenlenmesinde emeği geçen Sanayi ve Teknoloji Bakanlığını, Türkiye Teknoloji Takımı Vakfını, sponsorlar ve iştirakçiler ile güvenlik görevlisinden gönüllülere herkesi tebrik eden Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Kendilerine tek tek teşekkür ediyorum. En büyük teşekkürü de sizler gibi pırıl pırıl evlatlar yetiştiren, vatanına, milletine, devletine, tüm gücüyle hizmet edecek böyle parlak gençler büyüten anne-babalarımıza ediyorum” diye konuştu.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, katıldıkları yarışmalarda ödül alan tüm gençleri, takımları kutlayarak, şunları ifade etti: “İsmini yaşattığımız eski Adana Valilerinden, Adana nehirlerini ıslahıyla ve tarıma verdiği destekle bilinen Şakir Paşa’yı da rahmetle anıyorum. Yiğidin sevdiği güzel olunca, ömrü arkasından sökülür gidermiş. Öyle demişler sevgili gençler. İşte bizim gönlümüzde de buraların, Çukurova’nın çok ayrı bir yeri var. İlk fetihlerden Kuvayı Millîye’ye ve günümüze kadar devletine, milletine, hakka ve hakikate sahip çıkan Adana’nın kalbimizde farklı bir yeri var. Toroslar’ın çocukları, Çukurova’nın evlatları, Yemen’den Galiçya’ya, Sarıkamış’tan Çanakkale’ye, coğrafyamızın dört bir yanında hilal uğruna, bekamız uğruna ve sevdamız için şehit düştüler. Bugün başı dik, alnı ak, huzur içinde yaşıyorsak, gölge olarak sadece ay yıldızlı al bayrağımızın gölgesini tanıyorsak, ölümden korkmayan o aziz şehitlerimiz sayesindedir. Bu vesileyle Adana’nın verdiği şehitleri, tüm şehitlerimizle birlikte rahmetle, minnetle yâd ediyorum. Ruhları şad olsun. Rabbim, hepsinden razı olsun.”
Geleceği inşa etmenin, yarınları hayal etmekle başlayacağını belirten Cumhurbaşkanı Erdoğan, Türkiye’nin teknoloji serüveninin geçmiş yıllarda bugünü düşünerek hayal eden, dert ve ideal sahibi şahsiyetlerin emekleriyle şekillendiğini söyledi.
“SON 22 YILDA ELDE ETTİĞİMİZ HİÇBİR KAZANIM, BİZE ALTIN TEPSİDE SUNULMADI”
Biruni, Uluğ Bey, Cabir bin Hayyan, Harezmi, Piri Reis ve daha nice büyüğün bu uğurda fikir ve yürek teri döktüğünü dile getiren Cumhurbaşkanı Erdoğan, Vecihi Hürkuş, Nuri Killigil ve Necmettin Erbakan’ın hayallerini gerçekleştirmek pahasına bedeller ödediğini, hayalperestlikle suçlanmaktan şüpheli ölümlere kadar pek çok badireyle karşılaştığını hatırlattı.
Onların inandıkları yolda yürümekten hiçbir zaman vazgeçmediğinin altını çizen Cumhurbaşkanı Erdoğan, şunları kaydetti: “Şunu bilmenizi isterim, bugün hepimizi gururlandıran TEKNOFEST’e ulaşmak, buradaki ileri teknoloji ürünlerini yapmak asla kolay değildi. Bilhassa son 22 yılda elde ettiğimiz hiçbir kazanım, bize altın tepside sunulmadı. Zorluklarla karşılaştık, engellerle buluştuk, sabotajlara maruz bırakıldık. İçeriden ve dışarıdan ihanetlere uğradık. Haksızlıkların, çifte standartların her türünü gördük, yaşadık. Neyi başardıysak, bileğimizin gücüyle başardık. Alnımızın teriyle başardık. Yüreğimizi, gerektiğinde canımızı ortaya koyarak başardık. Dün bize parasıyla, savunma sanayii teknolojisi ürünü vermeyen ülkelere artık ihracat yapar hâle geldik.”
Kendilerinden öncekilerin zor zamanlarda verdikleri asil mücadeleye dikkati çeken Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Biz de onların açtığı yolda sarsılmadan, yıkılmadan cesaretle yürüdük. O mücadele adamlarından büyük ve güçlü Türkiye için canını dişine takanlardan birisi de merhum Özdemir Bayraktar’dı” dedi.
Özdemir Bayraktar’ın insansız hava araçlarında çığır açan bir isim ve millî teknoloji hamlesinin mihmandarlarından olduğunu ifade eden Cumhurbaşkanı Erdoğan, “BAYKAR’ın bugün hayata geçirdiği pek çok projenin de fikir babasıydı. Kararlıydı, azimliydi, cesurdu. Yılmadı ve yıldırmadan da yoluna devam etti. Kendi ifadesiyle, durumdan vazife çıkaran idealist bir insandı. Bugün İHA ve SİHA’larımız 50’den fazla ülkede Türk savunma sanayini gururla temsil ediyorsa bu başarıda Özdemir ağabeyin çok büyük payı vardır. Kendisine bir kez daha Allah’tan rahmet diliyorum. Mekânı cennet olsun. İnşallah sizler bu mücadeleyi çok daha iyi seviyelere taşıyacaksınız” diye konuştu.
Gençlerin kendilerinin eksiklerini telafi edeceğini belirten Cumhurbaşkanı Erdoğan, şöyle konuştu: “Unutmayın, sizler Türkiye’nin umudusunuz, sizler Türkiye’nin istikbali, Türkiye’nin aydınlık yarınlarısınız. Türkiye Cumhurbaşkanı olarak sizlerden isteğim hayallerinizin peşinden gitmeyi asla bırakmamanızdır. Karşılaştığınız zorluklara aldırmadan sabırla, inançla hedeflerinize doğru yürümekten asla vazgeçmeyin. ‘Yapamazsınız, başaramazsınız’ diyen zihni köleleştirilmiş, iradesi esir alınmış felaket tellallarına kulak asmayın. Unutmayın sabır acıdır, zordur, çetindir ama meyvesi daima tatlıdır. İnancın ve azmin elinden Allah’ın izniyle hiçbir şey kurtulamaz. Sevgili gençler, tüm bunları şu gerçeğin farkında olarak söylüyorum, Türkiye artık eski Türkiye değil, Türkiye 22 yıl öncesinin Türkiye’si asla değil. Ekonomide, savunmada, eğitimde, teknoloji altyapısında 22 yıl öncesi ile kıyas dahi edilemeyecek bir Türkiye’de yaşıyoruz, yaşıyorsunuz.”
“İNSANSIZ HAVA ARAÇLARINDA DÜNYANIN İLK ÜÇ ÜLKESİ ARASINDAYIZ”
Cumhurbaşkanı Erdoğan, son 22 yılda gençlerle hayalleri arasına girebilecek birçok engeli kaldırdıklarını belirterek, “Millî gelirde tarihimizde ilk kez 1,1 trilyon dolar sınırını aştık, nereden nereye. Savunma sanayinde yerli ve millî üretimin payını yüzde 80’lere çıkardık. İnsansız hava araçlarında dünyanın ilk üç ülkesi arasındayız” bilgisini verdi.
Araştırma Geliştirme Merkezi sayısını da sıfırdan 1328’e çıkarttıklarını aktaran Cumhurbaşkanı Erdoğan, şöyle devam etti: “Buralarda 66 bin 250 projeyi tamamladık, 14 bin 634 proje ise devam ediyor. 22 yıl önce sadece 2 teknopark vardı, bugün 104 teknoparkımız var. Tasarım merkezimiz yokken bugün 332 tane tasarım merkezine sahibiz. Buralarda da 13 bin 101 proje tamamlandı, 2 bin 262 proje devam ediyor. Daha bunlar gibi saymaya kalksak saatler alacak güçlü bir altyapıyı son 22 yıl içerisinde ülkemize kazandırdık.”
Merkezinde gençlerin olduğu 21. yüzyıl Türkiye’sini ilim ve teknolojiyle inşa etmenin gayreti içerisinde olduklarını da vurgulayan Cumhurbaşkanı Erdoğan, yeni, büyük ve güçlü Türkiye’yi yansıtan en önemli tablonun bu sene 10’uncusu düzenlenen TEKNOFEST olduğunu söyledi.
Her geçen yıl katılımcı sayısı artan, ziyaretçi rekorları kıran TEKNOFEST’in geniş yelpazedeki yarışmalarıyla teknoloji ekosistemine ışık tuttuğunu dile getiren Cumhurbaşkanı Erdoğan, “TEKNOFEST dışa bağımlılığın, montajcılığın, başkalarına muhtaç yaşamanın ülkemizin kaderi olmadığını bizlere çok net bir biçimde gösteriyor. TEKNOFEST, unutmayın gençler, bir gençlik destanıdır, TEKNOFEST bir teknoloji devrimidir. TEKNOFEST, bereketli Anadolu topraklarında filizlenen idealist gençlerin güçlü sesidir” diye konuştu.
2018’den bu yana TEKNOFEST’in dalga dalga büyüdüğüne hep beraber şahitlik ettiklerini belirten Cumhurbaşkanı Erdoğan, şunları kaydetti: “2018’de, 14 farklı kategoride toplam 4 bin 333 takım ve 20 bin yarışmacıyla başlamıştık. Geçen sene İstanbul, Ankara ve İzmir’de 41 farklı kategoride 333 binden fazla takım, 1 milyondan fazla yarışmacıyla, 4,5 milyon ziyaretçiye ulaştık, Allah’a hamdolsun. TEKNOFEST Adana’ya ise 50 farklı kategoride, 790 binden fazla takım, 1 milyon 650 binden fazla yarışmacı başvurdu. Ziyaretçi bakımından da yeni bir rekora imza atacağımıza inanıyorum. Adana ve Mersin başta olmak üzere Akdeniz bölgesindeki tüm gençlerimizi, tüm çocuklarımızı, Şakirpaşa’ya davet ediyorum.”
“GERİLİM, ÇATIŞMA VE SAVAŞLAR COĞRAFYAMIZI İÇTEN İÇE ÇÖKERTİYOR”
Cumhurbaşkanı Erdoğan, bölgede son yılların en sancılı günleri yaşandığına işaret ederek, “Gerilim, çatışma ve savaşlar coğrafyamızı içten içe çökertiyor. Gazze ve Lübnan’daki katliamları millet olarak, insanlık olarak içimiz kan ağlayarak takip ediyoruz” dedi.
Gazze’ye yönelik İsrail saldırıları başlayalı neredeyse bir yıl olduğunu anımsatan Cumhurbaşkanı Erdoğan, çoğu çocuk ve kadın 50 bin kişinin vahşice siyonist İsrail tarafından katledildiğini söyledi.
Saldırılarda 100 bine yakın insanın da yaralandığını belirten Cumhurbaşkanı Erdoğan, şu ifadeleri kullandı: “Şehirler birer enkaz yığınına döndü. İsrail, Hamas bahanesiyle önce Gazze’yi işgal etti, şimdi de Hizbullah bahanesiyle Lübnan’da kan döküyor. Filistin’in seçilmiş son başbakanı İsmail Heniyye’yi Tahran’da şehit ettikten sonra, geçtiğimiz günlerde de Hizbullah lideri Hasan Nasrallah’ı katlettiler. İsrail saldırılarında can veren Filistinli ve Lübnanlı kardeşlerimize bir kez daha Allah’tan rahmet diliyorum.”
“GAZZE, BATI ŞERİA VE LÜBNAN İLE SINIRLI KALMAYACAK SİNSİ BİR PLAN UYGULAMAYA KONULMUŞTUR”
Uluslararası hukukun tamamen rafa kaldırılmış durumda olduğunu söyleyen Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Bölgede ateşkese, barışa ve huzura her yaklaşıldığında, İsrail hükümeti bu süreci dinamitleyecek bir provokasyona imza atıyor. Ateşi tüm bölgeye yaymak, coğrafyamızı kana ve gözyaşına boğmak için her yola başvuruyorlar” ifadesini kullandı.
İsrail’in, Birleşmiş Milletler (BM) Genel Sekreteri Antonio Guterres’i “istenmeyen kişi” ilan etmesine ilişkin Cumhurbaşkanı Erdoğan, şunları söyledi: “Utanmadan, sıkılmadan Birleşmiş Milletler Genel Sekreteri Guterres’e, özellikle kalkıyor ‘Birleşmiş Milletler’e gelemez’ diye meydan okuyor. Şu hâle bak, şimdi 196 ülke, herhalde Birleşmiş Milletler Genel Sekreterine sahip çıkacaktır. Sen kim oluyorsun da burada Birleşmiş Milletler Genel Sekreteri’ne yönelik, Birleşmiş Milletler’e gelemeyeceğine dair ferman gönderiyorsun? Kundaktaki bebekleri dahi öldürmekten zevk alan bir cinnet hâliyle karşı karşıyayız. Tüm bu gerçeklere rağmen ne yazık ki Batılı güçler, bu katliam şebekesine silah, mühimmat, istihbarat ve diplomatik destek vermeyi sürdürüyor. Gazze’ye ve Lübnan’a yağan binlerce tonluk bombaların nereden geldiği, nerede üretildiği, kimler tarafından tedarik edildiği bellidir. Kimse kusura bakmasın ama dökülen her damla kana bombaları atanlar kadar o bombaları temin edenler de aynı derece ortaktır. Burada şunu çok açık ifade etmek durumundayım, bölgemizde sadece Gazze, Batı Şeria ve Lübnan ile sınırlı kalmayacak sinsi bir plan uygulamaya konulmuştur. Bu planın nihai hedefinin neresi olduğunu görmek ve anlamak için kâhin olmaya gerek yoktur.”
“İSRAİL YÖNETİMİ YAPTIĞI HER AÇIKLAMAYLA ASIL NİYETLERİNİ ORTAYA KOYUYOR”
Tarih bilen, dinler tarihi bilen, siyaset ve diplomasi bilen herkesin meselenin Kudüs, Mescid-i Aksa ve “vadedilmiş topraklar” hezeyanı ile bağlantısını kolayca idrak edeceğini belirten Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Biz hepimiz arz-ı mevudun ne olduğunu gayet iyi biliriz. Vaat edilmiş toprakların ne olduğunu gayet iyi biliriz. 30 kilometre mesafede adeta Türkiye’ye meydan okuma yarışına giriyorlar. Bunları biz gayet iyi biliriz. Mevcut İsrail yönetimi yaptığı her açıklamayla, paylaştığı her haritayla asıl niyetlerini ortaya koyuyor” dedi.
Türkiye’nin sahadaki gelişmeleri anbean takip ettiğini vurgulayan Cumhurbaşkanı Erdoğan, Türkiye’nin komşular ve bölgedeki tüm kardeş ülkelerle işbirliğini ileriye taşıdığını ifade etti.
Zalimler karşısında insanlık cephesini güçlendirmenin gayretinde olduklarını bildiren Cumhurbaşkanı Erdoğan, şöyle devam etti: “Savunma sanayii alanında dışa bağımlılığımızı en aza indirmeye çalışıyor, yerli ve millî üretimi çok güçlü biçimde destekliyoruz. Devlet destekli siber saldırılara ve dijital terör eylemlerine karşı mukavemetimizi sürekli güçlendiriyoruz. Elektronik harp ve millî yazılım konusu zaten gündemimizin üst sırasında yer alıyor. Teknolojiyi sadece kullanan değil tasarlayan, geliştiren, üreten ve ihraç eden ülke hedefimiz doğrultusunda emin adımlarla ilerliyoruz. Tanktan zırhlı araçlara, savaş gemisinden denizaltına, uçaktan helikoptere, silahlı ve silahsız insansız hava araçlarından hava savunma sistemlerine kadar çok geniş bir alanda hamdolsun son derece güçlüyüz. İnşallah çok daha iyi yerlerde olacağız. TB2’lerle yakaladığımız, Akıncı ile sürdürdüğümüz ivmeyi savaş uçağımız Kızıl Elma ile çok farklı bir seviyeye taşıyacağız. Şu hakikati lütfen aklınızdan çıkarmayın, Adanalı kardeşlerim ‘Elle gelen öğün olmaz o da arasan bulunmaz.’ atasözünü çok iyi bilir. Biz de savunma sanayii alanı başta olmak üzere dışa bağımlılığın acısını çok iyi bilen bir ülkeyiz. Bize takılan çelmeleri, müttefiklerimizin uyguladığı gizli-açık ambargoları unutmadık.”
Teknolojinin sadece kalkınma ve refah değil bağımsızlık, güvenlik ve egemenlik manasına da geldiğini defalarca tecrübe ettiklerini söyleyen Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Bayraktar’la, ANKA’yla, Akıncı’yla, Aksungur’la, Kızılelma’yla, Atak’la, Hürkuş’la, Hürjet’le, Gökbey’le, Kaan’la, Anadolu’yla, Altay’la ve ülkemizin caydırıcılığını artıran daha nice savunma kabiliyetlerimizle iftihar etmenin sebebi işte budur” dedi.
Türkiye’nin her zaman sulhu sükûnun tarafında olduğunu belirten Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Tüm bunları da savaş heveslisi olduğumuz için değil, vatanımızı ve vatandaşlarımızı kem gözlerden layıkıyla korumak için yapıyoruz. Bölgemizin içinde bulunduğu cinnet hâli karşısında bugüne kadar olduğu gibi yine mazlumların yanında, adaletin safında yer alacağız” ifadesini kullandı.
“Coğrafyamızın yeni bir Sykes-Picot taksimiyle tekrar lime lime edilmesine göz yummayacağız.” diye konuşan Cumhurbaşkanı Erdoğan, bu hedefleri yakalamada en büyük güç kaynağının gençler olduğunu söyledi. “Yerli ve millî olsun” diyerek çırpınan gençler oldukça vatanın daima güvende olacağını dile getiren Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Mavi Vatan’da, Gök Vatan’da sizlerin sesi, sizlerin nefesi her daim duyulacak. Size güveniyor, inanıyor ve hepinizle iftihar ediyorum. Sizlerle yol yürümekten, sizlere yoldaşlık etmekten onur duyuyorum. ‘Ülkem, milletim, insanlık için ne yapabilirim’ diye gayret eden, düşünen ve hayallerinin peşinden ayrılmayan siz gençleri yetiştiren ailelerinize de teşekkür ediyorum” dedi.
TEKNOFEST logolu montla platforma çıkan Cumhurbaşkanı Erdoğan, festival paydaşlarıyla fotoğraf çektirdi. Cumhurbaşkanı Erdoğan, daha sonra TEKNOFEST Girişim Yarışması’nda dereceye giren gençlere ödüllerini verdi. TEKNOFEST Yönetim Kurulu ve Türkiye Teknoloji Takımı Vakfı (T3 Vakfı) Mütevelli Heyeti Başkanı Selçuk Bayraktar, Cumhurbaşkanı Erdoğan’a hediye takdim etti. Cumhurbaşkanı Erdoğan, daha sonra T3 Vakfı Yönetim Kurulu ile TEKNOFEST pozu vererek fotoğraf çektirdi.
Çin Halk Cumhuriyeti’nin 75’inci KURULUŞ GÜNÜ olan Milli Günü Ankara JW MARRIOTT otelde verilen bir resepsiyon ile kutlandı.
Çin’in 75’inci Milli Günü-KURULUŞ YILDÖNÜMÜ dolayısıyla Ankara JW MARRIOTT otelde bir resepsiyon verildi.
Çin Halk Cumhuriyeti Büyükelçisi Liu Shaobin resepsiyona ev sahipliği yaptı.
Çin Halk Cumhuriyeti’nin KURULUŞ YILDÖNÜMÜ resepsiyonunda Türkiye’yi Hazine ve Maliye Bakanı Mehmet ŞİMŞEK temsil etti.
Resepsiyona Büyükelçiler, Askeri Ataşeler, elçilik görevlileri ve seçkin bir davetli topluluğu katıldı.
Resepsiyon iki ülkenin milli marşlarının seslendirilmesiyle başladı.
Milli marşların seslendirilmesinin ardından konuşmalara geçildi.
Resepsiyonda, ilk olarak kürsüyle Çin Halk Cumhuriyeti Büyükelçisi Liu SHAOBIN geldi.
Çin Halk Cumhuriyeti Büyükelçisi Liu Shaobin, konuşmasına Çin ve Türkiye’nin kadim ve medeni ülkeler olduğunu hatırlatarak başladı.
Çin Halk Cumhuriyeti Büyükelçisi Liu Shaobin daha sonra sözlerine şöyle devam etti: “Tarihi binlerce yıl öncesine uzanan İpek Yolu, iki milleti birbirine bağladı, aralarındaki karşılıklı alışveriş ve dostane temaslar tarihe geçti. Son yıllarda Çin Halk Cumhuriyeti Devlet Başkanı Xi Jinping ile Türkiye Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın ortak ilgileri ve liderliği sonucu Çin-Türkiye ilişkileri istikrarlı bir şekilde gelişmekte ve her alandaki iş birliği derinleşmektedir. Kısa bir süre önce başkan Jinping, Cumhurbaşkanı Erdoğan ile Şangay İş Birliği Örgütü Zirvesinde başarılı bir görüşme gerçekleştirmiş ve ikili ilişkilerin geleceğine yön vermiştir.”
Çin ve Türkiye’nin temel İLGİ alanlarının kararlılıkla destekleneceğini ve milli duruşlarına paralel kalkınma yolunda ilerleyeceklerine işaret eden Büyükelçi Shobin, “Yeni koşullar altında kapsamlı, derin ve üst düzey bir Çin Halk Cumhuriyeti- Türkiye ilişkisinin kurulması her iki ülkenin ve halklarının temel çıkarlarına uygundur. İki ülke liderinin önemli mutabakatının kapsamlı ve özenli bir şekilde yerine getirilmesi, potansiyeli derinlemesine su yüzüne çıkarılması ve Çin-Türkiye stratejik iş birliği ilişkilerini bir üst seviyeye çıkarmak için Türk tarafı ile birlikte çalışmaya hazırız” şeklinde konuştu.
Çin Halk Cumhuriyeti Büyükelçisi Liu SHAIBIN’den sonra kürsüye Hazine ve Maliye Bakanı Mehmet ŞİMŞEK geldi.
Çin Halk Cumhuriyeti’nin 75’inci KURULUŞ yıldönümünü kutladığına dikkati çeken Mehmet Şimşek konuşmasında şunları söyledi: “Çin hükümeti ve halkına en içten tebriklerimi sunuyorum. Türkiye ve Çin köklü tarihleri, güçlü kültürel bağları ve kadim medeniyet geçmişleriyle binlerce yıllık etkileşime sahip.
Bugünkü dostluğumuz ve işbirliği işte bu sağlam temeller üzerine yükselmektedir. Cumhurbaşkanımız ve Çin Halk Cumhuriyeti Devlet Başkanı Xi JINPING’in gerçekleştirmiş olduğu verimli görüşme neticesinde ülkelerimiz arasındaki üst düzey temaslar son dönemde ivme kazandı. Türkiye Çin hükumetler arası iş birliği Komitesi eş başkanı olarak yakında Çin’i ziyaret edeceğim. Bu ziyarette ülkelerimiz arasındaki ekonomik ve siyasi ilişkileri güçlendirmeye çalışacağız. Türkiye ve Çin arasındaki ekonomik ilişkiler her geçen yıl daha da ivmeleniyor. Çin bizim için Asya’da birinci Dünyada üçüncü büyük ticaret ortağımız. Geçen yıl 48 milyar doları aşan ticaret hacmimizin daha dengeli bir şekilde gelişmesi için çaba gösteriyoruz. Bu kapsamda Çinli yatırımcıların son dönemde ülkemize artan ilgisini memnuniyetle karşılıyor, iş birliğimizin farklı alanlarda daha da güçlenmesini ümit ediyoruz.
Bu yıl daha fazla Çinli turistin ülkemizi ziyaret ediyor olması bizler için çok sevindirici. Ayrıca iki ülke arasında yapay zeka, yeşil enerji, sürdürülebilir tarım ve finans gibi alanlarda da iş birliğini önemsiyoruz. Yeniden Asya girişimimiz kapsamında Çin’le ilişkilerimizi daha ileri noktalara taşıyoruz”
Konuşmalar, solo müzik şarkıcıların performansı ve dans gösterisinden sonra resepsiyon, davetlilere Çin ve Türk mutfağından yemek ikramıyla sona erdi.
Dünyanın en çok ülkesine uçan havayolu Türk Hava Yolları, Taş Tepeler Bölgesi’nde yapılan kazı çalışmalarında ortaya çıkan ve tarihte bilinen evcilleştirilmiş ilk buğday tanelerinin yeniden üretimiyle yapılan 12 bin yıllık ekmeği tanıttı. Anadolu’nun da en eski tahıl türleri olan Siyez ve Gernik Buğdaylarından yapılan ekmek, Türk Hava Yolları’nın misafirleriyle Türk kültürünü paylaşma ve geleneklerini modern yeniliklerle birleştirme çabasını yansıtıyor.
22 Eylül 2024 tarihinde İstanbul’dan New York’a giden TK3 seferinde resmi olarak menüye dahil edilen ilk ekmek için T.C Kültür ve Turizm Bakanlığı’nın desteğiyle Göbeklitepe, Karahantepe ve Taş Tepeler ’in yer aldığı Mezopotamya Bölgesi’nde bir film prömiyeri yapıldı. İlk Ekmek, ödüllü seyyah şef Ömür Akkor ve Doç Dr. Çetin Şenkul danışmanlığında, İstanbul merkezli Turkish DO&CO catering şirketi tarafından hazırlandı. Yemek servisi öncesinde sıcak olarak servis edilecek ekmek, tereyağı ve zeytinyağı eşliğinde QR kodlu tanıtım kartı ile özel kesesinde sunularak, kıtalararası seyahat eden Business Class misafirlerine ikram edilecek.
Tanıtılan tarihi ekmeğe ilişkin değerlendirmede bulunan Türk Hava Yolları Yönetim Kurulu ve İcra Komitesi Başkanı Prof. Dr. Ahmet Bolat; “Dünyanın en iyi lezzetlerini misafirlerine sunan ve bu alanda dünya çapında tanınmış kuruluşlardan birçok ödül alan bayrak taşıyıcı havayolu olarak, Business Class yolcularımızı Anadolu bölgesindeki kazılarda keşfedilen antik buğdaylardan elde edilen, dünyanın en eski ekmeği ile tanıştırmaktan mutluluk duyuyoruz. Türk mutfağına özgü olan ve küresel gastronomi tarihinde önemli bir yer tutan bu temel gıdayı misafirlerimize deneyimletmeyi amaçlıyoruz. Uçuş yemekleri alanındaki ödüllü liderliğimizi sürdürürken, misafirlerimizin bu yeni ürünü takdir edeceğini umuyoruz. “dedi.
Türk Hava Yolları projesi olarak Anadolu tarım tarihini yansıtan ilk ekmek, Taş Tepeler bölgesinde 12 bin yıl önce evcilleştirilmiş buğdaydan üretilmiş ve bunun sonucunda beslenme alışkanlıkları ve sosyal yapılar yeniden şekillenmiştir.
Bayrak taşıyıcı, dünyanın en iyi uçak içi ikram konseptine sahip havayolu konumunu korumaya ve güçlendirmeye devam ediyor. Menülerinde kullandığı ürünlerin yüzde 80’ini yerel üreticilerden temin eden küresel marka, misafirlerinin beğenisine sunduğu yemeklerini her gün uzman şeflere en taze ürünlerle hazırlatıyor.
Size daha iyi hizmet sunabilmek amacıyla çerezleri kullanıyoruz. Çerezler Hakkında Aydınlatma Metni için tıklayınız. www.kimlerburada.com Bu siteyi kullanmaya devam ederseniz, Gizlilik ve Çerez Politikamızı kabul etmiş olursunuz.
Size daha iyi hizmet sunabilmek amacıyla çerezleri kullanıyoruz. Çerezler Hakkında Aydınlatma Metni için tıklayınız. www.kimlerburada.com Bu siteyi kullanmaya devam ederseniz, Gizlilik ve Çerez Politikamızı kabul etmiş olursunuz.
Gerekli cookie, sayfa gezinmesi ve web sitesinin güvenli alanlarına erişim gibi temel işlevleri etkinleştirerek bir web sitesi kullanıma yardımcı olur. Web sitesi bu cookie olmadan düzgün çalışamaz.
Tercih cookies, bir web sitesinin, tercih ettiğiniz diliniz veya bulunduğunuz bölgeniz gibi, web sitesinin davrandığını veya görünüşünü değiştiren bilgileri hatırlamasını sağlar.
İstatistik
İstatistik cookies, web sitesi sahiplerinin anonim olarak bilgi toplayıp bildirerek ziyaretçilerin web siteleriyle nasıl etkileşimde bulunduğunu anlamalarına yardımcı olabilir.
Pazarlama
Pazarlama cookies, ziyaretçileri web sitelerinde izlemek için kullanılır. Amaç, bireysel kullanıcıya ilgi çekici ve böylece yayıncılar ve üçüncü taraf reklamverenler için daha değerli olan reklamları görüntülemektir.
Sınıflandırılmamış
Sınıflandırılmamış cookies, bireysel kurabiye sağlayıcıları ile birlikte sınıflandırma sürecinde olduğumuz cookies.