Yerli ve milli bütünleşik siber güvenlik çözümleri geliştiren STM Savunma Teknolojileri Mühendislik ve Ticaret A.Ş. ile Sakarya Üniversitesi tarafından gerçekleştirilen iş birliği ile elektrik dağıtımı ve su yönetimi altyapılarının güvenliğini sağlayacak çalışmalara ev sahipliği yapacak olan “Ulusal Test Yatağı Merkezi”nin açılışı yapıldı.
Üniversite – Sanayii İş birliği çerçevesinde, 31 Ekim 2019 tarihinde STM ve SAÜ arasında imzalanan protokolle çalışmaları başlatılan “Kritik Altyapılar Ulusal Test Yatağı Merkezi”nin açılış töreni 2 Şubat’ta gerçekleştirildi. SAÜ Bilgisayar ve Bilişim Bilimleri Fakültesinde yapılan tören Ulaştırma ve Altyapı Bakan Yardımcısı Dr. Ömer Fatih Sayan, Sakarya Vali Yardımcısı Murat Karasu, Sakarya Büyükşehir Belediye Başkanı Ekrem Yüce, SAÜ Rektörü Prof. Dr. Fatih Savaşan, STM Genel Müdürü Özgür Güleryüz ile Sakarya il protokolünden davetliler, STM ve üniversite yönetimi, akademisyenler katıldı.
“Kritik altyapılarda siber saldırılara hazır olmalıyız”
Bakan Yardımcısı Dr. Ömer Fatih Sayan, törende yaptığı konuşmasında kritik altyapılarda ortaya çıkabilecek sorunların devletin ve toplumun güvenliği ile ekonomik, sağlık ve refah gibi değerlere büyük zararlar verebileceğine değinerek, bilgi ve iletişim altyapısının diğer tüm altyapılarla ilişkisi nedeniyle ayrı bir öneme sahip olduğunu söyledi. Kritik altyapılara haiz sektörlerin sıklıkla siber suçluların hedefi haline geldiğini ifade eden Sayan, siber saldırıların şehirlerin ve tüm ülkenin günlük hayatını sekteye uğratma ve telafisi mümkün olmayan kayıplara sebep olma potansiyeli taşıdığını kaydetti.
Dünyada bilişim alanında kurgulanan felaket senaryolarının sıklıkla denenmeye başlandığına ve siber saldırılarla ülkelerin diz çökmeye zorlandığına işaret eden Bakan Yardımcısı Sayan, sözlerini şöyle sürdürdü:
“Bu nedenle kritik altyapılar ve sektörlerin korunabilmesi için gerekli tedbirleri almak, sınırda 24 saat nöbet tutmak ve radarla hava sahamızı gözlemlemek kadar önemlidir. Bunun için öncelikle haberleşme altyapısının güvenli olması, savunmanın buradan başlatılması gereklidir. Türkiye’nin siber güvenlik üssü olan Ulusal Siber Olaylara Müdahale Merkezi (USOM) ülkemizin dijital sınırlarını korumak için bakanlığımız desteği ile BTK bünyesinde 7 gün 24 saat çalışan bir kale gibi duruyor.
Siber güvenlik alanındaki çalışmalarımızın etkisini uluslararası göstergelerde de görüyoruz. Uluslararası Telekomünikasyon Birliği Global Siber Güvenlik Endeksinin 2019 yılında yayımlanan raporuna göre, ülkemiz bir önceki yıla göre 23 sıra birden yükselerek, dünyada 20. sıraya çıktı, Avrupa’da da 11. sırada yer aldı.
Kritik altyapıların korunması sadece ulusal bir konu olarak görülmemelidir. Yakın geçmişte yaşanan siber olaylarda küçük bir kontrol sisteminin ele geçirilmesi ile başlayan gelişmelerin tüm ülkeyi etkileyebildiğine şahit olduk. Geçtiğimiz yıllarda Gürcistan, Estonya, İran ve ABD’de enerji merkezlerine sızılmış ve binlerce kişi elektriksiz kalmıştı. Enerji merkezilerine yapılan saldırılar ülkelere zararlar verebilmektedir.
Özellikle Covid-19 pandemisi döneminde sağlık sisteminde yaşanabilecek saldırının sonuçları telafi edilemez olacaktır. Biz de Bakanlık olarak Cumhurbaşkanımızın başlattığı Milli Teknoloji Hamlesi doğrultusunda bilgi ve iletişim teknolojileri alanında sürdürülebilir yerli ve milli ekosisteminin geliştirilmesini stratejik hedefler olarak görüyor ve bu alanda yapılan çalışmaları önemsiyoruz.
Bu kapsamda 5G projesi geliştirildi. 5G’nin kritik altyapıları barındıran dikey sektörlerle olan etkileşimi, bu altyapıların güvenliğini sağlama noktasında daha da önemli hale geliyor. AR-GE alanında sanayi ile kamu ve üniversiteler arasındaki ilişkinin geliştirilerek, bu iki kesimin birbirinin ihtiyaç ve beklentilerini anlamalı, ortak bir amaç etrafında akademinin kuramsal altyapısı ile şirketlerin inovasyon kabiliyetleri birleştirilebilmelidir.
Sakarya Üniversitesi ve STM iş birliği ile oluşturulan Ulusal Test Yatağı Merkezi bu kapsamda güzel bir örnek. Kritik altyapıların güvenliği konusunda kapasite geliştirilmesi, akademik çalışmaların üniversite-sanayi iş birliği ile yerli ve milli somut projelere dönüşmesi ve kritik altyapıların siber güvenliği ile alakalı dayanıklılığının artırılmasına katkı sağlanacak olması bizleri mutlu ediyor. Merkezin aynı zamanda bir AR-GE merkezine dönüşecek olması da heyecan verici.
Merkezin akademik çalışmaların gerçek ortamda modellenmesi ile 2023 hedefleri doğrultusunda yerli ve milli üretime dönük girişimleri de artıracaktır. Merkezin hayırlı olmasını diliyor, emeği geçenleri kutluyorum.”
“Sektöre katma değeri yüksek bir hizmet sunuyoruz”
Rektör Savaşan da bir yılı aşkın süredir üzerinde çalışılan projenin sonuçlanmasından duyduğu memnuniyeti dile getirerek, “Başta İbrahim Özçelik hoca olmak üzere emeği geçenlere teşekkür ederim. Üniversitelerin en önemli fonksiyonlarından biri bir kez daha üniversitemizde ete ve kemiğe büründü. Bu test yatağı Türkiye’de bir ilk ve inanıyorum ki kritik altyapıların güvenliğinin sağlanması bakımından sektörün önemli bir ihtiyacını karşılayacak. STM gibi önemli bir savunma sanayi kuruluşumuzla iş birliği yaparak sektöre katma değeri yüksek bir hizmet sunabilme imkânına kavuştuk” diye konuştu.
Yeniliğe açık yönetim kültürü ile eğitimde değişimi sadece yönetmekle kalmayan, aynı zamanda ona yön veren bir üniversite olduklarını ifade eden Rektör Savaşan, “Sakarya Üniversitesi, gururla ifade etmek isterim ki eğitim alanında birçok yeniliğin mucidi, ilk uygulayıcısıdır. +1 uygulaması bu üniversiteden Türk yükseköğretim sistemine yayıldı. UMDE dediğimiz Uygulamalı Mühendislik Deneyimi Eğitimi ve İşyeri Fakültede modelleri öğrencileri eğitimleri sırasında sektörle tanıştıran onlarla entegrasyonu sağlayan özgün modellerimiz. 2018’de yeni bir SAÜ markası olarak sektör derslerini başlattık ve İlgi Alanları Uygulaması, Öğrenci AR-GE Uyumu projesi gibi birçok yeniliği gerçekleştirdik” şeklinde konuştu.
“Üniversite-sanayi iş birliğinin somut örneği”
STM Genel Müdürü Özgür Güleryüz, açılış konuşmasında siber güvenlik kabiliyetlerini kritik sivil alanlar için de genişlettiklerini aktararak, “siber güvenlik, kritik sivil altyapılarımızın işlerliğini sürdürebilmesi açısından da önemli bir alan olarak ortaya çıkıyor. Elektrik enerji şebekeleri ve su yönetimi gibi aksadığı durumlarda toplum düzenini ve hayatın akışını etkileyebilecek hizmetlerin aksamaması ve bu altyapıların siber güvenliğinin sağlanması için test ortamı sunacak Ulusal Test Yatağı Merkezimizi ülkemizde bir ilk olarak faaliyete geçiriyoruz.
Gerek akademik gerekse sektörel çalışmalara imkan verecek bu merkezimizi Sakarya Üniversitesi iş birliğinde ülkemize kazandırarak, Üniversite-Sanayii İş Birliğine yönelik somut bir gelişme sunduğumuz ve önemli bir boşluğu doldurduğumuz için gururluyuz. Temennimiz ülkemizin sahip olduğu bu kabiliyeti; haberleşme, ulaşım ve enerji üretim tesislerine varıncaya kadar genişleterek test yatağı merkezlerimizi çeşitlendirmek ve bu alanda rekabetçi ürünler de oluşturulmasına zemin hazırlamak” dedi.
Açılış konuşmalarının ardından protokol üyeleri ve davetliler Ulusal Test Yatağı Merkezi’ni gezdi.
Millileşme ön planda
Açılışı yapılan Test Yatağı Merkezi’nde, başlangıç aşamasında Enerji ve Su yönetim sistemlerinin modellemesi yapılıyor. Akademik çalışmaların gerçek ortamda modellenmesi ile ülkenin sahip olduğu bilgi dağarcığının genişlemesi ve 2023 hedeflerine paralel bir şekilde yerli ve milli üretimler konusundaki girişimlerin artması amaçlanıyor. Siber güvenlik ortamında oldukça önem taşıyan kritik altyapılar kapsamında planlanan proje ile hem kontrol sistemlerinin yerlileşmesi hem de bu sistemlerin güvenliğinin milli imkanlarla sağlanması hedefleniyor.
Cumhurbaşkanı Ersin Tatar, parlamenterler, büyükelçiler, düşünce kuruluşu temsilcileri, Birleşik Krallık basın mensupları, iş dünyası ve sivil toplum temsilcilerinin katıldığı bir resepsiyonda konuşma yaptı. “Kıbrıs Sorununun 60 Yılı” başlıklı etkinlik, Holbeach’li Lord Taylor ve Kuzey Kıbrıs için Özgürlük ve Adalet kampanyası tarafından Parlamento Binası’ndaki The Pavilion’da gerçekleşti.
Cumhurbaşkanı Tatar burada yaptığı konuşmasında şunları söyledi:
“Kıbrıslı Türklerin Cumhurbaşkanı olarak, halkımın gelişimini olumsuz etkileyen izolasyon ve kısıtlamaların kaldırılmasını talep ediyorum. Halkımın izole edilmesinin bu çağda yeri yoktur, çünkü halkım Kıbrıs sorununa kapsamlı bir çözüm bulunması için tüm müzakere süreçlerinde yoğun çabalar ortaya koydu. Kıbrıs Türk halkı, Kıbrıs sorununa adil, pratik ve sürdürülebilir olacak müzakere edilmiş bir çözüm bulunmasını istemektedir”.
Cumhurbaşkanı Tatar konuşmasını şöyle sürdürdü:
“Kıbrıs’ta iki Devlet arasında istikrar ve iş birliği istiyoruz. Kıbrıs’ta son 60 yıldır fiilen iki devlet bulunmaktadır ve ileriye dönük doğru yol, Kıbrıs’a sadece 60 km mesafede bulunan Türkiye üzerinden taşınması mümkün olan doğal kaynaklar konusunda iş birliği yapmaktır.”
Cumhurbaşkanı Tatar, birkaç gün önce Türkiye Cumhuriyeti Cumhurbaşkanı Yardımcısı Cevdet Yılmaz ile bir görüşme gerçekleştirdiğini belirterek şunları söyledi: “Cumhurbaşkanı Yardımcısı Yılmaz ile enterkonnekte konusunda önemli görüşmeler yaptık. Kıbrıs’ın hem kuzeyini hem de güneyini, zaten AB’ye bağlı olan Türkiye üzerinden birbirine bağlayabileceğimiz, Kıbrıslı Türkler ve Kıbrıslı Rumlar arasında bir köprü olabilecek ve geleceğe yönelik güveni arttıracak çok daha uygulanabilir bir proje öneriyoruz. Kıbrıs’ta ilerlemenin yolu iki devletin enerji, su, mayın temizleme ve düzensiz göç gibi Ada’nın karşı karşıya olduğu güçlüklerin ele alınması gibi farklı alanlarda iş birliği yapmasından geçmektedir. Sizlere burada, Parlamenterler Meclisinde hitap ederken, uluslararası topluma Kıbrıs Rum tarafını Kıbrıslı Türklerle iş birliği yapmaya teşvik etmeleri çağrısında bulunuyorum, zira KKTC’nin statüsünün güçlendirilmesi anlamına geleceği bahanesiyle bizimle iş birliği yapmayı reddediyorlar. Ancak, Kıbrıslı Türklerin Kıbrıs Cumhuriyeti’nin iki kurucu ortağından biri olduğu, self-determinasyon hakkına sahip olduğu, tarihi ve kültürü nedeniyle ve Ada’nın Türkiye’ye coğrafi yakınlığı nedeniyle Kıbrıs meselesinin bir tarafı olduğumuz gerçeğini kimse inkâr edemez. Ada’ya sadece 40 mil uzaklıkta bulunan ve Ada’nın refahı için bize büyük bir fırsat sunan Anavatan Türkiye ve Kıbrıs Türk halkının rızası olmadan hiç kimse Kıbrıs sorununa çözüm bulamayacaktır.”
Türkiye’nin bugün 80 km’lik deniz altı boru hattıyla KKTC’ye yılda 75 milyon m3 tatlı su taşıdığınıa değinen Cumhurbaşkanı Tatar, “Küresel ısınma ve yağışların azalması nedeniyle su kaynakları çok azalan ve kuraklığın pençesindeki ülkemize Cumhurbaşkanı Erdoğan sayesinde Türkiye’den su taşıyoruz. Bu su, Kıbrıs Adası için çok kıymetlidir. Turizm, tarım ve diğer sektörlerimiz için çok önemli. Dolayısıyla biz diyoruz ki bunu Kıbrıslı Rumlarla paylaşabiliriz. Eğer adil, pratik ve sürdürülebilir bir çözüm bulabilirsek, Türkiye limanlarını Kıbrıs Rum gemi ve deniz araçlarına ve diğer tesislere açacaktır. Türkiye’nin hava sahası da Larnaka’ya doğrudan uçuşların yapılabilmesi için açılacak, Kıbrıslı Rumlar çok daha fazla refaha ulaşabilecekler. Bu da gelecek nesillere çok daha fazla refah, barış ve işb irliği sunmamızı sağlayacaktır” dedi.
İngiliz halkının bu vizyonu destekleyeceğine inanç belirten Cumhurbaşkanı Tatar, “Kıbrıs’ta iki Egemen İngiliz Üssü bulundurmaktadır. Ortak bir tarihimiz ve kültürümüz var, İngilizlerin adalet ve herkes için eşitlik değerlerini paylaşıyoruz. Birleşik Krallık’ta yaşayan en az 350,000 Kıbrıslı Türk var, bunlar ülkede hayatın farklı alanlarında başarı elde ettiler ve Anavatanları KKTC ile de güçlü bağları vardır.. Uzun süredir sürüncemede olan Kıbrıs sorununa adil, gerçekçi ve sürdürülebilir bir çözüm bulmak gelecek nesillere borcumuzdur” dedi.
BM Genel Sekreterinin Maria Angela Holguin Cuellar’ı yeni bir süreç başlatmak üzere iki taraf arasında ortak bir zemin olup olmadığını araştırmak üzere Özel Temsilcisi olarak atadığını belirten Cumhurbaşkanı Tatar, “Egemen eşitliğimiz ve eşit uluslararası statümüzle ilgili olarak bizi tatmin edecek hususları ilettik. İki devletli çözüm için yeni bir vizyonumuz var. İki devletli çözüme giden yolda, egemen eşitliğimizin ve eşit uluslararası statümüzün kritik önemde olduğunu ve teyit edilmesi ve kabul edilmesi gerektiğini belirttik. Bunlar tarihten gelen ve Kıbrıs ortaklık Cumhuriyetini kuran 1960 anlaşmalarında yer alan doğal haklarımızdır. Kıbrıslı Türkler eşit doğal haklara sahip cumhuriyetin kurucu ortaklarıdır” dedi. Cumhurbaşkanı Tatar, Kıbrıs Türk Halkı’nın egemen eşitliği ve eşit uluslararası statüsünün teyit edilmeden yeni ve resmi müzakerelere başlanamayacağının da altını çizdi.
Kıbrıs Adası’nın tarihine de değinen Cumhurbaşkanı Tatar, Kıbrıs Türk Halkı’nın yarım asrı aşkın bir süredir çözüme ulaşmak için her zaman çetin çabalar ortaya koyduğunu belirtti.
Cumhurbaşkanı Tatar, “Uzun yıllar süren müzakerelerin ardından Nisan 2004’te Annan Planı olarak bilinen BM Kapsamlı Çözüm Planı Ada’nın her iki tarafında ayrı ayrı eş zamanlı referanduma sunuldu. Kıbrıs Rum Tarafı planı ezici bir çoğunlukla yüzde 76 oranında reddetmiştir. Kıbrıs Türk Halkı ise planı yüzde 65 oranında kabul etti. Bir hafta sonra Kıbrıslı Rumlar AB’ye üye olarak kabul edilirken, Kıbrıslı Türkler bu denklemin dışında tutuldu. Uluslararası toplum tarafından izolasyonumuzun sona erdirilmesi, yani ülkemle doğrudan uçuşların ve doğrudan ticaretin engellenmesi konusunda verilen sözlerin hiçbiri yerine getirilmedi. Sporcularımız bile önde gelen önemli uluslararası spor turnuvalarına katılamıyor. Buse Savaşkan isimli bir Kıbrıslı Türk atlet, Türkiye milli takımında yer alarak Paris Olimpiyatlarına katılabildi. Futbol kulüplerimiz ceza alacakları için başka ülkelerin kulüpleriyle uluslararası dostluk maçları bile yapamıyor. Nerede benim halkıma adalet ve eşit muamele? Uluslararası topluma ve garantör güçlerden biri olan İngiltere’ye bu politikaları gözden geçirmeleri ve izolasyonumuza son vermeleri için çağrıda bulunuyoruz. Bu ele alınması gereken bir insan hakları meselesidir” dedi. Cumhurbaşkanı Tatar, Annan Planı döneminde görev yapan İngiltere eski Dışişleri Bakanı Jack Straw’un bugün Kıbrıs’ta iki devletli bir çözümü desteklediğini ve çözümden önce Kıbrıs Rum tarafının AB üyesi olmasının hata olduğunu söylediğini vurguladı. Cumhurbaşkanı Tatar, Lord Holbeach’e, Parlamenterlere, Büyükelçilere, düşünce kuruluşu temsilcilerine ve tüm seçkin konuklara etkinliğe katıldıkları için teşekkür etti. Lord Holbeach ise Cumhurbaşkanı Tatar’a şunları söyledi:
“Cumhurbaşkanı Tatar, kendisine göre iki devletli çözümün tek yol olduğunu açıkça ifade etti. Bizim çıkarlarımızın da Kuzey Kıbrıs devletini inşa etmekte yattığını görebiliyorum. Onun gibi zeki bir adamın bu ülke için bir övünç kaynağı olduğunu ve Kıbrıs Türk halkı için çabaladığını söyleyebilirim. Birçok yönden onların Anavatanını temsil ediyor ve kendisini burada ağırlamaktan büyük mutluluk duyuyorum.”
Kuzey Kıbrıs için Özgürlük ve Adalet kampanyası eş başkanları Çetin Ramadan ve Rikki Williams da resepsiyonda, kampanyanın hedefleri ve projeleri hakkında bilgi verdiler.
Sanayi ve Teknoloji Bakanı Mehmet Fatih Kacır, “Edirne Uzunköprü Atatürk OSB ve Gaziantep Nurdağı OSB ile organize sanayi bölgelerimizin sayısını 362’ye çıkardık. 120 bin hektarlık alanda, 362 OSB ile üretim altyapımızı sağlamlaştırdık.” dedi.
Bakan Kacır, sosyal medya adresi X üzerinden yaptığı paylaşımda, “Türkiye üretiyor, güçleniyor. Edirne Uzunköprü Atatürk OSB ve Gaziantep Nurdağı OSB ile organize sanayi bölgelerimizin sayısını 362’ye çıkardık. Her yeni Organize Sanayi Bölgesi, üretim kapasitemizi artırıyor, ekonomimize katkı sağlıyor. 120 bin hektarlık alanda, 362 OSB ile üretim altyapımızı sağlamlaştırdık. Türkiye’nin her bölgesinde istihdam ve yatırım fırsatlarını büyütüyoruz. Sanayimizi daha da güçlendirecek adımlar atmaya devam ediyoruz. Yatırımlarımızla Türkiye’nin kalkınma yolculuğuna hız kesmeden devam ediyoruz.” ifadelerini kullandı.
362 OSB’YE ULAŞILDI
Sanayi ve Teknoloji Bakanlığınca, 2 yeni OSB’ye daha sicil verilerek tüzel kişilik kazandırıldı. Toplam OSB sayısı 362’ye yükseldi. Yeni kurulan 100 hektar büyüklüğündeki Edirne Uzunköprü Atatürk OSB ve 100 hektarlık Gaziantep Nurdağı OSB ile toplamda yaklaşık 120 bin hektarlık alanda kurulu 362 OSB’ye ulaşıldı.
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Anayasa Mahkemesi üyeliğine seçilen Metin Kıratlı’nın yemin törenine katıldı.
Anayasa Mahkemesi (AYM) Yüce Divan Salonu’nda gerçekleştirilen törene gelişinde Anayasa Mahkemesi Başkanı Kadir Özkaya tarafından karşılanan Cumhurbaşkanı Erdoğan, daha sonra törenin düzenlendiği salona geçti.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, törende Anayasa Mahkemesi üyeliğine seçilen Kıratlı’nın üyelik yeminini ve kisvesinin giydirilmesi töreni ile Anayasa Mahkemesi Başkanı Özkaya’nın konuşmasını takip etti.
Size daha iyi hizmet sunabilmek amacıyla çerezleri kullanıyoruz. Çerezler Hakkında Aydınlatma Metni için tıklayınız. www.kimlerburada.com Bu siteyi kullanmaya devam ederseniz, Gizlilik ve Çerez Politikamızı kabul etmiş olursunuz.
Size daha iyi hizmet sunabilmek amacıyla çerezleri kullanıyoruz. Çerezler Hakkında Aydınlatma Metni için tıklayınız. www.kimlerburada.com Bu siteyi kullanmaya devam ederseniz, Gizlilik ve Çerez Politikamızı kabul etmiş olursunuz.
Gerekli cookie, sayfa gezinmesi ve web sitesinin güvenli alanlarına erişim gibi temel işlevleri etkinleştirerek bir web sitesi kullanıma yardımcı olur. Web sitesi bu cookie olmadan düzgün çalışamaz.
Tercih cookies, bir web sitesinin, tercih ettiğiniz diliniz veya bulunduğunuz bölgeniz gibi, web sitesinin davrandığını veya görünüşünü değiştiren bilgileri hatırlamasını sağlar.
İstatistik
İstatistik cookies, web sitesi sahiplerinin anonim olarak bilgi toplayıp bildirerek ziyaretçilerin web siteleriyle nasıl etkileşimde bulunduğunu anlamalarına yardımcı olabilir.
Pazarlama
Pazarlama cookies, ziyaretçileri web sitelerinde izlemek için kullanılır. Amaç, bireysel kullanıcıya ilgi çekici ve böylece yayıncılar ve üçüncü taraf reklamverenler için daha değerli olan reklamları görüntülemektir.
Sınıflandırılmamış
Sınıflandırılmamış cookies, bireysel kurabiye sağlayıcıları ile birlikte sınıflandırma sürecinde olduğumuz cookies.