BAKAN PAKDEMİRLİ: ANKARA TİFTİK KEÇİSİNE, ANAÇ KOYUN KEÇİ DESTEĞİNE İLAVE OLARAK HAYVAN BAŞINA 20 LİRA DESTEK ÖDEYECEĞİZ
Tarım ve Orman Bakanı Dr. Bekir Pakdemirli, Ankara Tiftik Keçisi Yetiştiriciliğini Geliştirme Projesi ve tiftik keçisi dağıtım programına katıldı.
Burada bir konuşma yapan Bakan Pakdemirli, Türklerin Orta Asya’dan beri hayvancılığı sürdürdüğünü ve Anadolu’da zenginleştirip büyüttüğünü belirterek, eti, sütü, yapağısı, tiftiği ve derisi ile en temel ihtiyaçları karşılayan küçükbaş hayvancılık sektörünün katma değerinin oldukça yüksek bir alan olduğunu söyledi.
Bakan Pakdemirli, Bakanlık olarak bu kadim mirası geleceğe taşımak ve daha çok verim almak amacıyla küçükbaş hayvancılıktaki politikalarını “sürdürülebilir üretim ve katma değerli ürün” hedeflerine uygun olarak belirlediklerini dile getirdi.
Koyun ve keçinin Anadolu’daki öneminin çok iyi bilindiğini ifade eden Pakdemirli, “Bilhassa Ankara’yı da, burada ayrı bir yere koyuyorum. Çünkü Ankara sadece ülkemizin başkenti değil, tiftiğin de başkentidir. Tiftik keçisi Ankara’ya has bir zenginliğimizdir.” dedi.
Tiftiğin bütün dünyaya Anadolu’dan yayıldığını anlatan Pakdemirli, şöyle konuştu:
“Ankara keçisi ve tiftiğin sahip olduğu bu kültürel değer, Türkiye için bir gurur kaynağıdır. 19. yüzyılın ortalarına kadar Ankara ve ülkemiz, tiftik ipliği ve kumaşının üretimiyle, ihracatta daima dünyada rakipsiz olmuştur. Bugün de, dünyanın birçok ülkesinde Ankara keçisi yetiştirilmesine rağmen elde edilen tiftikler, incelik, yumuşaklık ve parlaklıkta Ankara’da üretilen tiftik seviyesine ulaşamamıştır. Ayrıca tiftiğin, sanayide aranan tüm özellikleri de, Ankara’da yetiştirilen tiftik keçilerinde görülüyor. Biz de Bakanlık olarak bu zenginliğimizi, anavatanında korumaya ve geliştirmeye çalışıyor ve yeni projeleri hayata geçiriyoruz.”
“KÜÇÜKBAŞ SAYISI SON İKİ YILDA YÜZDE 20 ARTTI”
Bakan Pakdemirli, 18 yıldır olduğu gibi, bundan sonra da, yeni projelerle küçükbaş hayvancılığı desteklemeye devam edeceklerini belirterek, şunları kaydetti:
“Küçükbaş sayımız Cumhuriyetin ilk yıllarında 21 Milyon civarındaydı. 80’lerin başına kadar da, artarak 68 Milyona kadar ulaştı. Ancak, 80’lerdeki kalkınma sürecinin etkisiyle; psikolojik, sosyolojik, ekonomik nedenlerle giderek sayısı azalmaya başladı. Tabi güvenlik nedeniyle meraların yeterince kullanılamaması da, bu azalış sürecini hızlandırdı. Kırsaldan kentlere artan göçlerle, insanlar sofralarında küçükbaş et yerine, sığır etini tercih etmeye başladılar.
2002 yılında küçükbaş sayımız yarı yarıya düşerek, 32 Milyon başa kadar geriledi. Ancak, 18 yılda küçükbaşa verdiğimiz destekler ve başlattığımız yeni projelerle bu geri gidişe, dur dedik.
2020 yılında koyun sayımızı %70 artışla, 42,7 milyon başa, keçi sayımızı %82 artışla, 12,4 milyon başa, toplam küçükbaş hayvan sayımızı %72 artışla, 55,1 milyon başa çıkardık.
Son 2 yılda ise, yakaladığımız yaklaşık %20 artışla, 9 Milyon küçükbaş hayvanı sürülere kattık.”
Küçükbaş hayvan varlığının son 18 yılda dünyada %25 arttığını, AB ülkelerinde %12 gerilediğini, Türkiye’de ise %72 artış gösterdiğini vurgulayan Pakdemirli, yaptıkları bu çalışmalarla Türkiye’nin, küçükbaş hayvan sayısında Avrupa’da 1. Sırada bulunduğunu söyledi.
“2023 yılında her bir vatandaşımız için 1 küçükbaş hayvan hedefi koyduk.” diyen Pakdemirli, bu hedef doğrultusunda, hız kesmeden, yeni stratejilerle yollarına devam edeceklerini dile getirdi.
“TİFTİK KEÇİSİ VARLIĞIMIZ SON 11 YILDA YÜZDE 64 ARTIŞLA 241 BİNE ULAŞTI”
Türkiye’de tiftik keçisi varlığının son 30 yılda azaldığını belirten Pakdemirli, “1991’de 1,2 milyon baş olan tiftik keçisi, 2009’da 147 bin başa kadar düştü. Ancak son 11 yılda sağladığımız destekler ve projeler sayesinde, bu azalışı durdurduk ve %64 artışla bu sayıyı, 241 bin başa ulaştırdık. İnşallah bu artış bundan sonra da güçlü bir şekilde devam edecek.” dedi.
Bakan Pakdemirli, tiftik üretiminin de aynı şekilde giderek artmaya başladığını ve son 10 yılda, 2 kattan fazla artışla 380 tona ulaştığını söyledi.
“TİFTİK KEÇİSİ VARLIĞININ YÜZDE 75’İ ANKARA’DA”
Türkiye’deki Tiftik keçisinin %75’i ve üretilen tiftiğin de %77’sinin Ankara’da bulunduğuna dikkati çeken Pakdemirli, “Son 18 yılda, Ankara’da tiftik keçisi sayısı 2 kattan fazla artışla 183 bin başa ulaştı. Bu dönemde verim yaklaşık %20 artışla 1,8 kilograma yükseldi.” diye konuştu.
“SON İKİ YILDA HAYVANCILIK DESTEĞİNİ 3,6 MİLYARDAN 6,6 MİLYARA ÇIKARDIK”
Üretim ve hayvan sayısındaki artışta, desteklerin önemli rolü bulunduğuna dikkati çeken Pakdemirli, şunları dile getirdi:
“Son 18 yılda; çiftçimize, yetiştiricimize, üreticimize 310 milyar lira destek ödedik. Bunun 71 milyar lirası, hayvancılık desteği. Son iki yılda, tarımsal desteği, %52 artışla, 14,5 milyardan 22 milyar liraya ulaştırdık. Bu desteğin %30’undan fazlasını da hayvancılığa ayırdık. Bugün itibariyle toplam desteğin yaklaşık %80’ini, yani 17,1 milyar lirayı üreticilerinin hesaplarına aktardık. Aynı şekilde 2 yılda hayvancılık desteğini de, 3,6 milyar liradan 6,6 milyar liraya çıkardık. Bugün itibariyle bunun 5,7 milyar liralık desteği ödedik. Kalan kısmını da yılsonuna kadar ödeyeceğiz.”
Bakan Pakdemirli, son iki yılda tarımsal hasılayı %45 artışla, 275 milyar liraya çıkardıklarını ve Türkiye’nin tarımsal hasılada Avrupa’da birinci, dünyada ilk on içinde olduğunu söyledi.
“OĞLAK TİFTİĞİNE KİLOGRAM BAŞINA 30 LİRA DESTEK VERİYORUZ”
Geçen yıl gerçekleştirdikleri 3. Tarım Orman Şûrası sonuç raporunda ve Eylem Planında küçükbaş hayvancılık sektörünün önemli bir yer tuttuğunu kaydeden Pakdemirli, verdikleri destekleri şöyle açıkladı:
“Tiftik keçisinin de içinde olduğu küçükbaş hayvancılığı planlı şekilde büyütmeyi hedefliyoruz. Burada iki konu ön plana çıkıyor. Birincisi, küçükbaş hayvan sayısını ve tiftik gibi küçükbaş ürünlerinin verimini artırmak. İkinci nokta ise küçükbaş eti tüketiminde ciddi bir farkındalık oluşturmak. Bu konuda kapsamlı çalışmalar yürütüyoruz. Kısa süre içinde, planlarımızı ve faaliyetlerimizi kamuoyu ile paylaşacağız.
Tiftik üretimi noktasında, yetiştiricilerimize çok önemli destekler sağlıyoruz. Oğlak Tiftiği için kg başına 30 lira, Anamal Tiftiğine 28 lira, Tali Tiftiğine ise 20 lira destek veriyoruz. Bu kapsamda son 10 yılda, 4.756 yetiştiricimizin 1.856 ton tiftiği için 38 Milyon TL destekleme ödemesi yaptık.
Hayvan başına 25 Lira Anaç koyun-keçi desteğimiz de devam ediyor. 5 ilimizde 2,8 milyon Lira hibe desteği ile Koç-Teke Merkezi kurduk. Bu merkezlerden koç-teke alımına %50 hibe ödüyoruz.
Çoban istihdamı yapan küçükbaş işletmelerimize de, yıllık 5.000 Lira destek sağlıyoruz.
Ormanlarda ve orman içinde bulunan otlak, yaylak ve kışlaklarda koyun ve keçilerin otlatılmasına 2012 yılında izin verdik. Bu kapsamda, orman alanımızın %53’ünün planlı bir şekilde otlatılmasını sağlıyoruz.
Yem bitki desteklerimiz, mera ıslah çalışmalarımız da hızla devam ediyor.
Tabi küçükbaş hayvancılık yatırımlarına, çok önemli kırsal kalkınma hibeleri sağlıyoruz.
Ekonomik Yatırımlar kapsamında küçükbaş hayvancılığa %50 hibe veriyoruz.
Ankara’nın da faydalandığı TKDK-IPARD hibelerinde küçükbaş hayvancılık yatırımlarında; ağıl yapımına, makine-ekipman alımına %40 ile %70 arasında hibe sağlıyoruz.
Ayrıca, Ziraat Bankası ve Tarım Kredi Kooperatifleri tarafından küçükbaş hayvancılık yetiştiriciliğine faiz indirimli kredi kullandırılabiliyor.“
TİFTİK KEÇİSİ YETİŞTİRİCİLERİNE MÜJDELER…
Tiftik keçisi yetiştiricilerine bazı müjdeler vermek istediğini dile getiren Pakdemirli, “Ankara Tiftik keçisine, Anaç Koyun Keçi Desteğine ilave olarak hayvan başına 20 TL destek ödeyeceğiz. Bunun yanında, sözleşmeli üretim kapsamında tiftik üretimi yapan yetiştiricilerimize Tiftik Desteğine ilave olarak kg başına 10 TL destek vereceğiz.” dedi.
“DİJİTAL TARIM PAZARINDA 2. FAZI DEVREYE ALDIK”
Bakan Pakdemirli, Mayıs ayında lansmanını yaptıkları Dijital Tarım Pazarında 2. Fazı devreye aldıklarını belirterek, “İnşallah önümüzdeki dönemde, tiftiğin de içinde olduğu hayvanların ve hayvansal ürünlerin DİTAP üzerinden pazar bulmasını sağlayacağız. Sistem sayesinde, inşallah yetiştiricimizin rekabet şansı daha da artacak.” diye konuştu.
“146 YETİŞTİRİCİYE 676 DAMIZLIK TEKE DAĞITIYORUZ”
Tarım ve Orman Bakanı Pakdemirli, Ankara Keçisi Yetiştiriciliğini Geliştirme Projemiz kapsamında; 146 yetiştiriciye 676 damızlık teke dağıtımı gerçekleştireceklerini söyledi.
Proje kapsamında, kırkım makası dağıtımı ile üreticilere bakım, besleme ve kırkım ile ilgili uygulamalı eğitim vererek tiftiğin kalitesini arttırmayı da hedeflediklerini dile getiren Pakdemirli, elde edilen tiftiğin mamul haline dönüştürülmesi ve ihracata konu edilmesi için gerekli çalışmaları da sürdürdüklerini belirtti.
Bakan Pakdemirli, Ankara Tiftik Keçisinin doğduğu topraklarda yeniden canlanacağını ifade ederek, Ankara tiftiğinin dünyada hak ettiği değeri yeniden alması için gerekli tüm desteği vereceklerine de sözlerine ekledi.
TBMM Başkanı Prof. Dr. Mustafa Şentop, “Bugün olduğu gibi gelecekte de gerek Türkiye ve Kazakistan arasındaki ikili ilişkilerde gerekse bağımsız Türk devletleri arasındaki çok taraflı ilişkilerde kardeşlik, işbirliği ve dayanışma irademizi her zeminde ortaya koymaya devam edeceğiz.” dedi.
Türkiye Büyük Millet Meclisi (TBMM) Başkanı Mustafa Şentop, “Bugün olduğu gibi gelecekte de gerek Türkiye ve Kazakistan arasındaki ikili ilişkilerde gerekse bağımsız Türk devletleri arasındaki çok taraflı ilişkilerde kardeşlik, işbirliği ve dayanışma irademizi her zeminde ortaya koymaya devam edeceğiz.” dedi.
Mamak Belediyesince yaptırılan Türkiye-Kazakistan Dostluk Parkı’nın açılışında konuşan Şentop, Türkiye ve Kazakistan arasında dostluğun pekiştirilmesi için atılan her adımın mutluluk verdiğini söyledi.
Kazakistan’ın bağımsızlığından beri ilerleyen ilişkilere kardeşlik bilinci ve duygusunun yol gösterdiğini belirten Şentop, “Soydaş ve kardeş bir devlet olarak Kazakistan’ın sevincini kendi sevincimiz bildik, Kazakistan’ın kederini kendi kederimiz gibi gördük ve hissettik. Dostluk ve kardeşlik ilişkilerimiz, gerçek bir bağ olduğunu kara günlerde de ispatlamıştır. Türkiye olarak yaşadığımız deprem felaketinde bize yürekten gelen, dost elini uzatan Kazakistan’ın gösterdiği dayanışma ve destek bizim için çok kıymetlidir.” diye konuştu.
Türk Devletleri Teşkilatında (TDT) somutlaştığı gibi hükümetler arasındaki ilişkilerin çok derin ve boyutlu olduğunu dile getiren Şentop, iki ülke arasında 10 yılı aşkın süredir yüksek düzeyli, stratejik işbirliği olduğu vurguladı.
İki ülke cumhurbaşkanının, devletleri ortak amaç ve istikamette beraberce ilerletmek için iradelerini her zaman açıkça ifade ettiğini anlatan Şentop, konuşmasını şöyle sürdürdü:
“Enerji ve savunma gibi alanlarda yaptığımız işbirliği, ülkelerimizin tam bağımsız duruşuna güç katmaktadır. Bu güzel parkı ziyaret eden insanlar, halkımız, Kazakistan’a ve Kazakistan halkına duyduğu kardeşlik hislerini yakından tekrar yaşayacaktır. Ankara’nın kalbinde Kazakistan’a adanmış diğer abidelerde olduğu gibi bu parkta Kazakistan’ın yüreğimiz de tuttuğu yerin nişanesi olacak, dostluğumuzu somut olarak sergileyecektir. Bugün olduğu gibi gelecekte de gerek Türkiye ve Kazakistan arasındaki ikili ilişkilerde gerekse bağımsız Türk devletleri arasındaki çok taraflı ilişkilerde kardeşlik, işbirliği ve dayanışma irademizi her zeminde ortaya koymaya devam edeceğiz.”
Programa, AK Parti Genel Başkan Yardımcısı Jülide Sarıeroğlu, AK Parti Ankara Milletvekili Yıldırım Tuğrul Türkeş, Mamak Belediye Başkanı Murat Köse, iki ülkenin diplomatik temsilcileri ve çok sayıda davetli katıldı.
сәуірде Анкарадағы Мамак муниципалитетінде Қазақстан-Түркия достық паркінің салтанатты ашылуы өтті. Аталған іс-шараға Түркі мемлекеттері Парламенттік Ассамблеясының ХІІ пленарлық отырысына қатысу үшін Түркияға жұмыс сапарымен келген Қазақстан Республикасының Парламент Мәжілісінің төрағасы Ерлан Қошанов пен Түркия Республикасы Ұлы Ұлттық Мәжілісінің төрағасы Мұстафа Шентоп, Мамақ муниципалитетінің төрағасы Мурат Көсе, Қазақстан Республикасының Түркиядағы Елшісі Еркебұлан Сәпиев, Түркия Республикасы Сыртқы істер министрінің орынбасары Мехмет Кемал Бозай, зиялы қауым және диаспора өкілдері, қала тұрғындары және бұқаралық ақпарат құралдары қатысты. Мәжіліс спикерлері парктің ашылу салтанатында сөйлеген сөздерінде осындай игі істер – түбі бір, мәдениеті мен тарихы ортақ тамырлас екі елдің достығы мен ынтымағын одан әрі нығайта түсетінін атап өтті. Саябақ Анкараның көне тарихи орталығы – Мамак ауданында орналасқан. Ауданы 14 мың шаршы метр. Онда отбасылық демалыс, жүгіру және дене шынықтырумен айналысу үшін барлық жағдай жасалған. Саябақта Күлтегін, Білге Қаған, Тоныкөк жазба ескерткіштері орнатылған. Сондай-ақ қазақтың ұлы ақыны Абай Құнанбайұлы мен дана философ Әл-Фарабидің мүсіндері бар.
Kazakistan’da 19 Mart’ta gerçekleştirilen parlamento seçimlerinden dolayı tebriklerini ileten Meclis Başkanı Şentop, “Yeni Meclisin, kardeş Kazak halkının esenliği ve refahı için faydalı çalışmalar yapacağından eminim. Yeni dönemin hayırlı olmasını diliyorum” dedi.
Meclis Başkanı Şentop, 6 Şubat depremlerinden dolayı Kazakistan’ın desteği için de teşekkür ettiği konuşmasında, “Böylesi acıların yaşandığı bir dönemde kardeşlerimizin yanımızda olduğunu bilmek bizler için en büyük teselli kaynağı oldu” diye konuştu.
İkili ilişkiler ve bölgesel sorunların da ele alındığı görüşmede Şentop, Kazakistan’ın istikrarının hem bölgesi hem bütün Türk dünyası için büyük önem taşıdığını vurguladı. Kazakistan’ın, Türk Devletleri Teşkilatı’nın (TDT) kurumsallaşmasında öncü rolü olduğunu belirten Şentop, Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti’nin gözlemci üyelik statüsü almasından duyduğu memnuniyeti dile getirdi. Şentop, “Bu kararın ardından, KKTC’nin TÜRKPA’da bulunmaması büyük bir eksiklik olurdu. Bu toplantı vesileyle, KKTC Cumhuriyet Meclisinin TÜRKPA’ya gözlemci üyeliği de inşallah tamamlanmış olur ve liderlerimizin Türk dünyası için attığı güçlü adımlara biz de ayak uydurmuş oluruz. Kuzey Kıbrıslı Türk kardeşlerimizin on yıllardır uğradığı insanlık dışı ambargo ve izolasyona Türk dünyasının razı olmadığını bundan böyle somut eylemlerimizle de göstermemiz gerektiği kanaatindeyim” dedi.
Meclis Başkanı Şentop ayrıca, parlamentolar arasında imzalanan “İşbirliği Protokolü”nün de iki ülke arasındaki temasları daha da artıracağına olan inancını dile getirdi. “Bu Protokol, iki Parlamento arasındaki dostluk ve kardeşliği güçlendirme konusunda duyduğumuz arzunun ve ortak iradenin bir göstergesidir” değerlendirmesinde bulundu.
Kazakistan Meclis Başkanı Yerlan Koşanov da konuşmasında, Türkiye’de meydana gelen deprem felaketinden dolayı üzüntülerini dile getirdi. Koşanov, ilk yurtdışı ziyaretini Türkiye’ye yaptığını vurgulayarak, bunun sembolik olarak önemine işaret etti. Kazakistan Meclis Başkanı Koşanov, Türkiye’nin izlediği dış politikayı yakından takip ettiklerini ifade eden Koşanov, özellikle Ukrayna Rusya savaşı konusunda arabulucu rolüne dikkat çekti. Koşanov, parlamentolar arasında imzalanan protokolün de iki ülke ilişkilerinin temposunu daha da yükselteceğine olan inancını dile getirerek, “Protokol, parlamentolarımız arası ilişkilere ivme kazandıracaktır” dedi.
Görüşme sonrasında iki Meclis Başkanı, Kazakistan Parlamentosu ve TBMM arasında İş Birliği Protokolü’nü imzaladı.
Meclis Başkanı Şentop, Kazakistan Meclis Başkanı Koşanov ile birlikte Mamak’ta açılışı gerçekleştirilecek olan Türkiye-Kazakistan Dostluk Parkı’na kendi kullandığı TOGG araç ile geçti.
Кеше Мәжіліс төрағасы Ерлан Қошанов бастаған депутаттар тобы Анкараға, Түркі мемлекеттері Парламенттік Ассамблеясының ХІІ пленарлық отырысына қатысу үшін арнайы келді. Ұшақтан түсе сала ресми шаралар басталып кетті. Түркия Республикасы Ұлы Ұлттық Жиналысының ғимаратында екі елдің заң шығарушы органдарының басшылары – Ерлан Қошанов және Мұстафа Шентоп бастаған делегация түбір халықтардың өзара достық, экономикалық және стратегиялық байланыстарды тереңдету жайын сөз етті. Жиын соңында екіжақты ынтымақтастық туралы хаттамаға қол қойды. Кеше Анкараның тарихы терең аудандарының бірі – Мамак муниципалитетінде Қазақстан-Түркия достық саябағы ашылды. Шараның ресми ашылуында Мәжіліс төрағасы бауырлас екі тамыры терең тарихына, дипломатиялық байланысына, екі ел басшыларының берік ұстанымдарына ерекше тоқталды. Биыл Түркия Республикасының құрылғанына – 100 жыл! Осы ғасырлық саяси жеңіс қарсаңында ашылған саябақтан түбі бір бабаларымыз Күлтегін, Білге Қаған, Тоныкөктің тасқа жазып, тарихқа қаттаған рухты сөздері орын алыпты. Сонымен бірге, ұлы данышпан Әбу Насыр әл-Фараби мен һакім Абайға саябақ аумағында арнайы бюст орнатылған. 700 мың халқы бар Мамак ауданы тұрғындарының серуеніне арналған ғажайып саябақта сейілдеген жандар Қазақ-Түрік бауырластығын ешқашан ұмытпайтыны даусыз. Бүгін Ұлы Ұлттық Жиналысы ғимаратында Түркі мемлекеттері Парламенттік Ассамблеясының Кеңесі отырысы мен Түркі мемлекеттері Парламенттік Ассамблеясының ХІІ пленарлық жиына өтеді. Сол отырысқа қатысатын боламыз.
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın eşi Emine Erdoğan, Kadın ve Demokrasi Derneği (KADEM) tarafından Anadolu Ajansının global iletişim ortaklığında düzenlenen “Kültürel Kodlar ve Kadın” temalı 5. Uluslararası Kadın ve Adalet Zirvesi’nin gala yemeğine katılarak bir konuşma yaptı.
Bahariye Mevlevihanesi’nde düzenlenen programda konuşan Emine Erdoğan, tüm katılımcıları selamlayarak, yurt dışından gelen yabancı konuklara da “Hoş geldiniz” dedi.
Zirve vesilesiyle bir araya gelmekten duyduğu memnuniyeti dile getiren Emine Erdoğan, KADEM’in farklı temalarla her yıl düzenlediği zirvelerin, kadınlara dair evrensel meseleleri mercek altına aldığını, kördüğüm hâline gelmiş sorunların çözümlerine işaret ettiğini söyledi.
KADEM’in bugüne kadar yaptığı çalışmalarla, büyük bir ihtiyacı karşıladığına değinen Emine Erdoğan, derneğin kadın çalışmaları alanındaki tek sesliliğe, kendi medeniyet ve inanç dünyalarından yaklaşımlarla güçlü bir cevap verdiğini, kadınların, ailenin, toplumun yanında durduğunu dile getirdi. Tüm KADEM ailesine teşekkür eden Emine Erdoğan, derneğin başarılı çalışmalarının devamını diledi.
“KADINI HAKİKATİNDEN KOPARARAK YENİDEN ŞEKİLLENDİRMEYE ÇALIŞAN BİR GÜNDEMİN İÇİNDEYİZ”
Kadınların tarih boyunca hep tartışma konusu olduğunu vurgulayan Emine Erdoğan, sözlerini şöyle sürdürdü: “Dünya, her dönemde kadınlara dair yeni kodlar, yeni söylemler ve yeni roller üretmiştir. Buna rağmen kadınla erkeğin birbirini tamamladığı, fıtratın adalet terazisi olduğu bir dünya hâlâ kurulamadı. Maalesef, kadını hakikatinden kopararak yeniden şekillendirmeye çalışan bir gündemin içindeyiz. Kadınlar, sınırları her gün genişleyen popüler kültürün tahakkümü altında büyük mağduriyetler yaşıyorlar. Çünkü kadınlara vadedilen tüm hak, özgürlük ve başarıların ön koşulu öz kimliklerinden vazgeçmeleri. Kadınlar ötekileştirilmemek, sosyal hayattan dışlanmamak ya da işini kaybetmemek için bu koşulu kabul etmek zorunda kalıyorlar. O nedenle küreselleşmenin ve popüler kültürün, gözlerimizin önünde inşa ettiği yeni kodları, kılı kırk yararak irdelemeliyiz. Mesela, iş, teknoloji ve sanat dünyasına ait kültür kodlarının, kadınlarla ilgili neler söylediğine kulak kabartmalıyız.”
Modern dünyanın aileye yönelik tasarımının deşifre edilmesi gerektiğini belirten Emine Erdoğan, son zamanlarda öne çıkarılan rol modellere bakıldığında kadının bir özne olarak ailenin dışında, konumlandırıldığının görüldüğünü vurguladı.
Kadının emeği ev içinde kaldıysa, emeğinin de kendinin de görünmediğini dile getiren Emine Erdoğan, şunları söyledi: “İş yerlerinde kadın başarılı sayılırken, evdeki kadın hakir görülen bir konumda kalıyor. Evi ve işi arasında savrulan kadınların, ‘eşitlik’ adı altında sarf ettikleri insanüstü efor ve yaşadıkları çelişkiler göz ardı ediliyor. Benzer olarak annelik, kadının kendini gerçekleştirmesinin önündeki bir bariyer olarak sunuluyor. Evdeki kadının nesil yetiştiren, aile hayatını organize eden, her dakikası üretim ve sorumluluk dolu yaşamına tepeden bakılıyor. İşte tüm bunlar kadınları dar kalıplara mahkûm etmektir. Hayatın zenginliklerini, terazisini ve sunduğu seçenekleri yok etmektir.”
“KADINLARIMIZIN MEDENİYETİMİZ İÇİNDEKİ GÜÇLÜ VARLIĞINI HATIRLATMAMIZ GEREKİYOR”
Gerçek eşitlik ve özgürlüğün, kadınların fıtri hasletlerini korumalarına imkân sağlayacak ekosistemi oluşturmakla başladığını ifade eden Emine Erdoğan, konuşmasını şöyle sürdürdü: “Kadınların hayatın tüm alanlarında, kendi tabiatlarıyla var olmalarını sağladığımızda adalet ve denge ekseninde bir dünya zaten oluşacaktır. Hükûmetimiz bu anlayışla kadınların çalışma, sosyal ve eğitim hayatlarına yönelik reform niteliğinde iyileştirmeler yaptı. Kamusal yasakların kaldırılması da kadın meselelerinin en başta bir insan hakları mücadelesi ölçeğinde ele alınmasıyla başarıldı. Bu tecrübe, insanlık adına büyük bir kazanım olduğu gibi, evrensel bir referans noktasıdır. O nedenle bu başarılar sadece bizim gündemimiz olmamalı. El birliğiyle kadınlar adına kazandığımız hakları ve kadını örseleyen sistemlere karşı dik duruşumuzu tüm dünyaya anlatabilmemiz lazım. Zira bugün özgürlüğü sadece kendi değerleriyle tanımlayan dünyanın en medeni sayılan ülkelerinde bile kadınlar, ideolojik kıyımların kurbanı olabiliyorlar. Kamusal yasaklarla, mahalle baskısıyla, yaşamları görünmez prangalar içinde geçiyor.”
Emine Erdoğan, “Şu bir gerçek ki ana akım söylemler artık geçerliliğini yitirmiştir. Çözüm ise kadınların, hakikatlerinden koparılmadan var olabilecekleri reçeteler üretebilmektir. Dinimizin, kadın ve erkek arasında gözettiği, hassas dengeyi unutmayalım. Bizim inancımızda kadın ve erkek bir bütünün iki yarısıdır. Farklı fıtratlar ve farklı kabiliyetlerle hayatta yer alır, iş birliği içinde var olurlar. Dinimiz, kadınların ve erkeklerin, insan onuruna yaraşır hayatlar yaşamasının yollarını net bir şekilde ortaya koyuyor. Bu noktada bizim ödevimiz, bu prensipleri hayata aktarmaktır” dedi.
Dünyanın önemli bir dönemeçten geçtiğini vurgulayan Emine Erdoğan, ailenin DNA’sını bozmaya, kadını aileden koparmaya çalışanların çocuklar üzerinden çok çirkin hesaplar yaptığını dile getirdi.
Kadın hakları her konuşulduğunda cinsiyet kavramını belirsizleştiren küresel hareketin ortaya atıldığına dikkati çeken Emine Erdoğan, konuşmasını şöyle tamamladı: “Bizler büyük bir dayanışma içinde, bu dayatmaları bertaraf edecek güçlü formüller üretmek zorundayız. En başta da kadınlarımızın kendi medeniyetimiz içindeki güçlü varlığını onlara hatırlatmamız gerekiyor. Cesareti, azmi, rikkati ve vakarıyla temayüz eden Anadolu kadını, zamanlar üstü bir rol modeldir. Topraklarımızdan geçen seyyahların tarihe bıraktığı kayıtlar, Anadolu kadınının yüzyıllar öncesinde dahi sergilediği liderliğin delilleridir. Hanım sultanların vakıf eserleri, medeniyetimizde kadınların topluma yön veren figürler olduğunu anlatır. Şifahaneler, imaretler, aşevleri, camiler ve külliyeler ile donattıkları şehirler kadının dönüştürücü gücünü gösterir. Anadolu medeniyetinde ve İslam medeniyetinde çok güçlü bir kadın tarihi var. Bu tarihin güncel söylemlerle gün yüzüne çıkarılmaması, gerçekten çok düşündürücü. Tarihimize ve medeniyetimize, mührünü vurmuş kadınların örnekliğini geleceğe aktaracak projelerin hayati olduğuna inanıyorum.”
Programa; Aile ve Sosyal Hizmetler Bakanı Derya Yanık, KADEM Yönetim Kurulu Başkanı Saliha Okur Gümrükçüoğlu, Başkan Yardımcısı Sümeyye Erdoğan Bayraktar, Azerbaycan Aile, Kadın ve Çocuk Sorunları Devlet Komitesi Başkanı Bahar Muradova, Tanzanya Toplumsal Gelişim, Toplumsal Cinsiyet, Kadın ve Özel Gruplar Bakanı Onesphoro Gwajima, Libya Sosyal İşler Bakanı Wafaa Abu Bakhr Mohamed Al Kilani’nin yanı sıra sivil toplum kuruluşlarının temsilcileri, akademisyenler ve KADEM temsilcileri katıldı.
Size daha iyi hizmet sunabilmek amacıyla çerezleri kullanıyoruz. Çerezler Hakkında Aydınlatma Metni için tıklayınız. www.kimlerburada.com Bu siteyi kullanmaya devam ederseniz, Gizlilik ve Çerez Politikamızı kabul etmiş olursunuz.
Size daha iyi hizmet sunabilmek amacıyla çerezleri kullanıyoruz. Çerezler Hakkında Aydınlatma Metni için tıklayınız. www.kimlerburada.com Bu siteyi kullanmaya devam ederseniz, Gizlilik ve Çerez Politikamızı kabul etmiş olursunuz.
Gerekli cookie, sayfa gezinmesi ve web sitesinin güvenli alanlarına erişim gibi temel işlevleri etkinleştirerek bir web sitesi kullanıma yardımcı olur. Web sitesi bu cookie olmadan düzgün çalışamaz.
Tercih cookies, bir web sitesinin, tercih ettiğiniz diliniz veya bulunduğunuz bölgeniz gibi, web sitesinin davrandığını veya görünüşünü değiştiren bilgileri hatırlamasını sağlar.
İstatistik
İstatistik cookies, web sitesi sahiplerinin anonim olarak bilgi toplayıp bildirerek ziyaretçilerin web siteleriyle nasıl etkileşimde bulunduğunu anlamalarına yardımcı olabilir.
Pazarlama
Pazarlama cookies, ziyaretçileri web sitelerinde izlemek için kullanılır. Amaç, bireysel kullanıcıya ilgi çekici ve böylece yayıncılar ve üçüncü taraf reklamverenler için daha değerli olan reklamları görüntülemektir.
Sınıflandırılmamış
Sınıflandırılmamış cookies, bireysel kurabiye sağlayıcıları ile birlikte sınıflandırma sürecinde olduğumuz cookies.