TİM BAŞKANI GÜLLE: 212,2 MİLYAR DOLARLA YILLIK HEDEFİ DE AŞTIK
Türkiye İhracatçılar Meclisi’nin (TİM) açıkladığı eylül ayı rakamlarına göre Türkiye, ihracatta tarihî bir eşiği daha geçti. Ekonomi ve ticaret diplomasisinin saha neferleri olan Türk ihracatçısı, eylül ayında ilk kez bir ayda 20 milyar doları aşarak tarih yazdı. Eylül ihracatı geçtiğimiz yılın aynı ayına göre, yüzde 30’luk artışla 20 milyar 783 milyon dolara ulaştı. Bu rakam aynı zamanda Cumhuriyet tarihinin en yüksek aylık ihracatı oldu. Yılın ilk 9 ayında, yüzde 36’lık artışla 161 milyar dolarlık ihracat gerçekleştiren Türk ihracatçısı, son 12 ayda 212,2 milyar dolarlık ihracatla da 211 milyar dolarlık yıllık hedefini aştı.
Eylülde geçtiğimiz yılın aynı ayına göre; 23 sektör ihracatını artırırken 2,6 milyar dolarlık ihracatla Çelik, sektörler arasında ilk kez zirvede yer aldı. Türk bayrağını 218 ülke ve bölgede dalgalandıran ihracat ailesi, 170 ülkeye ihracatını artırma başarısı gösterdi; aralarında ABD, İspanya, Belçika, Kolombiya ve Şili’nin de bulunduğu, 27 ülkede, aylık ihracat rekoru kırdı. 66 il ihracatını yükseltirken, 16 il tarihinin en yüksek aylık ihracat rakamlarına ulaştı. Geçtiğimiz ay 1558 firma, ilk kez ihracat yaptı. 180 ülkeye toplam 6,1 milyar TL tutarında Türk Lirası ile ihracat gerçekleştirildi.
TİM Başkanı İsmail Gülle “İhracatçılarımız sayesinde, küresel krizlerde, üretimini aksatmamayı, siparişleri yetiştirmeyi başaran tek ülke olarak öne çıktık. Dünya bunun farkında. Fuarlarımızda görüyoruz ki, yabancılar sırada bekliyor. Şu an tam kapasite çalışmamız, gelen taleplere yetişemememiz daha başlangıç… Son 12 ayda 212,2 milyar dolar ihracat gerçekleştirerek yıllık ihracat hedefimiz olan 211 milyar dolara aşmayı başardık. Böylelikle Orta Vadeli Program hedefini şimdiden yakalamış olduk. Son 13 ayın 11’inde ihracat rekorları kırdık. İnşallah 2026’da, 5 sene gibi kısa bir sürede 300 milyar dolara ulaşacağız” dedi.
Türk bayrağını dünyanın dört bir yanında dalgalandırma başarısı göstererek bu yıla da rekorlarla başlayan Türk ihracatçısı, pandemi sebebiyle küresel ticarette yaşanan talep daralmasına her ay ihracat rekorlarını yeniliyor. ‘Dış Ticaret Fazlası Veren Türkiye’ hedefi için çalışmalarını tüm hızıyla sürdüren 61 İhracatçı Birliği, 27 sektör ile 100 bin ihracatçının tek çatı kuruluşu olan Türkiye İhracatçılar Meclisi (TİM), Ticaret Bakanı Mehmet Muş’un katılımıyla eylül ayına ait dış ticaret verilerini, Ankara’da düzenlediği toplantıyla açıkladı. Rekorlara doymayan ve temmuzda son 12 aylık verilere göre 200 milyar doları geçerek tarihe adını altın harflerle yazdıran Türk ihracatçısı, her ay olduğu gibi eylülde de tarihî başarıya imza attı. İhracat ailesi, eylülde ilk defa bir ayda 20 milyar dolar eşiğini geçti. Genel Ticaret Sistemi’ne (GTS) göre; eylül ayında ihracat, bir önceki yılın aynı ayına kıyasla yüzde 30’luk artışla, 20 milyar 783 milyon dolara ulaştı. Böylelikle tüm zamanların aylık ihracat rekoru kırıldı. Yılın ilk 9 ayında, yüzde 36’lık artışla da 161 milyar dolarlık ihracat gerçekleştiren Türk ihracatçısı, son 12 ayda 212,2 milyar dolarlık ihracatla da 211 milyar dolarlık yıllık hedefini aştı.
“İhracat Geliştirme Fonu, ihracatçılarımızın gücüne güç katacak”
Eylül ayı ihracat rakamlarına değinmeden önce Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın, 18 Eylül’de katıldığı TİM 28. Olağan Genel Kurulu’nda ihracat ailesine verdiği müjdeleri değerlendiren TİM Başkanı İsmail Gülle “Ardı ardına rekorlar kıran ihracatımızla beraber ihracatçılarımızdan gelen finansman ve fuar alanı taleplerini Ticaret Bakanlığımıza iletmiştik.
Bu anlamda, müjdeler arasında yer alan ‘İhracat Geliştirme Fonu’ büyük bir ivmeyle yükselen ihracatımız için oldukça önem arz ediyor. Çünkü daha çok ihracat, finansal anlamda daha fazla ihtiyaçları da beraberinde getiriyor. Sadece ihracatçılarımızın erişimine açık olarak oluşturulacak bu önemli fon, ihracatçılarımızın gücüne güç katacak. Bu önemli adım, ihracat süreçlerini kolaylaştıracak; teminat mektubunu ortadan kaldırarak maliyet avantajı ve kredi genişlemesi sağlayacak. Eximbank’ın sermayesinin ve kaynaklarının artırılacak olması ise, ihracatçımızın kredi hacmini artıracak, krediye erişimini kolaylaştıracak, ihracat desteklerini ve finansmanını ihtiyaçlara uygun bir zemine kavuşturacaktır. Bir diğer önemli müjde fuar merkezi ile ilgili. Üretimimizle, ihracatımızla, iç ve dış pazarlardaki başarılarımızla büyüyen ihracat ailesi olarak, geldiğimiz noktada mevcut fuar kapasitemizin mevcut ekonomimizi kaldırmadığı açık olduğunu görüyoruz. Son 20 yılda ekonomimizi 4 kat büyütmeyi, dış ticaret hacmimizi 5 katına çıkarmayı hep beraber başardık.
Bu dönemde, İstanbul’daki fuar alanlarının kapasitesi ise sadece yüzde 20 arttı. Büyüyen ve gelişen ihracat ailemizin kaydettiği başarıların, daha büyük bir fuar merkezi vitriniyle taçlandırılmasına yönelik atılan bu adımın çok önemli bir gelişme olduğuna inanıyoruz. Cumhurbaşkanımız, bu husustaki taleplerimizi de Genel kurulumuzda müjdeledi” dedi.
“Müjdeler, ihracatımızın önemli kilometre taşları olacak”
Asya, Avrupa ve Afrika’nın buluşma noktası olan İstanbul’u, küresel bir fuarcılık merkezine dönüştürecek projenin süratle Türkiye’ye kazandırılacağına vurgulayan Gülle “TİM olarak biz de sürece gerekli katkıyı sağlayacağız. İhracatçılarımıza modern, ferah ve geniş fuar merkezleri kazandıracağız. Bu üç önemli müjde, iİnşallah, 300 milyar dolara giden ihracat yolculuğumuzda önemli kilometre taşları olacak. Bu vesileyle, ihracatçıları yol ve kader arkadaşı olarak addeden Cumhurbaşkanımıza, bizleri her zaman destekleyen Ticaret Bakanımıza ve Hükümetimize şükranlarımızı sunuyoruz.
Eylül ayı içerisinde gerek ekonomik güven endeksi verilerinde gerekse Meclisimizin görev gücü içerisinde olduğu Küresel İnovasyon Endeksi sıralamalarında oldukça sevindirici haberler aldık. Cumhurbaşkanımız liderliğinde, Sanayi ve Teknoloji Bakanlığımızın destekleri ve kurumlarımızın katkılarıyla Türkiye bu yıl 10 basamak sıçrayarak tarihî zirveye çıktı. TİM olarak hazırladığımız Türkiye Yol Haritası ve Eylem Planı’nın bu başarıya sağladığı katkılardan gurur duyuyoruz. Bu yıl 41. sıraya yükseldiğimiz endekste, en büyük sıçrama kaydeden ülkeler arasında da ikinci olduk. Bu başarıyla orta-üst gelir grubunda 4. sıraya yükseldik. TİM olarak geçmişte olduğu gibi bundan sonrasında da ülkemiz endekste hak ettiği yere gelene kadar ihracatı ve ihracatımızın tüm paydaşlarını inovasyonla buluşturmaya gururla devam edeceğiz” ifadelerini kullandı.
İsmail Gülle, İmalat Sanayi Kapasite kullanım oranının 78,1 puanla son 39 ayın, ekonomik güven endeksinin ise 102,4 puanla son 41 ayın en yüksek seviyesine geldiğini hatırlatarak şunları söyledi: Endekslerdeki bu yükseliş; ihracatta, istihdamda ve yatırımlarda da yükselişe işaret ediyor. Üretiyoruz, ihracat yapıyoruz, istihdam sağlıyoruz, değer üzerine değer inşa ederek, bu topraklarda yeni yatırımlara zemin hazırlıyoruz.
“İnşallah 2026’da 300 milyar dolara ulaşacağız”
Pandeminin dünyada milyonlarca cana mal olmasının yanı sıra, küresel ticaretin dengelerini de alt üst ettiğinin altını çizen TİM Başkanı Gülle “İhracatçılarımız sayesinde, küresel krizlerde üretimini aksatmamayı, siparişleri yetiştirmeyi başaran tek ülke olarak öne çıktık. Dünya bunun farkında. Fuarlarımızda görüyoruz ki, yabancılar sırada bekliyor. Şu an tam kapasite çalışmamız, gelen taleplere yetişemememiz daha başlangıç. Kritik 200 milyar dolar eşiğini aştıktan sonra ihracat artışında vites yükselteceğimizi birçok mecrada, defaatle dile getirdik. İnşallah 2026’da 5 sene gibi kısa bir sürede 300 milyar dolara ulaşacağız. Bu rakamı, ekonomik verilere, dünyadaki gelişmelere dayanarak rasyonel bir zeminde ifade ediyoruz. İhracat ailesi olarak, bu badirelerin sonunda aydınlık bir geleceğe ulaşacağımızın farkındalığıyla, üretime ve ihracata ara vermeden, katma değere, markaya, teknolojiye, inovasyona odaklanarak yarınlara hazırlanıyoruz. Yarınlara dair umudumuz yüksek. Çünkü biliyoruz ki; Türkiye ihracatla yükselecek” şeklinde konuştu.
İhracatçılar ve lojistik sektörü arasında köprü görevi görecek olan Türkiye Lojistik Portalı çalışmaları ile ilgili de bilgiler veren Gülle “Türkiye İhracatçılar Meclisi olarak, ana pazarımız olan Avrupa’nın yanında, diğer pazarlarda da etkinliğimizi artırmak adına var gücümüzle çalışıyoruz. Küresel navlun fiyatları tüm ihracatçılarımızın malumu. Bizler, küresel ölçekte yaşanan lojistik sorunlarına çözüm bulmak üzere ihracatçılarımız ile lojistik sektörü arasında dijital bir köprü vazifesi görecek olan Türkiye Lojistik Portalı çalışmalarımızı tamamladık. İnşallah, 11 Ekim’de portalımızı ihracatçılarımızın kullanımına sunarak bu küresel sorunla mücadelede yeni bir dönemi başlatmış olacağız” dedi.
“Aylık 20 milyar dolar sınırını aştık”
Eylül ayı ihracatının geçtiğimiz yılın aynı ayına göre, yüzde 30’luk artışla 20 milyar 783 milyon dolar olduğuna dikkat çeken Gülle, şöyle devam etti: Bu rakamla beraber tarihimizin en yüksek aylık ihracat rakamına imza atttık; 20 milyar dolar sınırını da aşarak ihracatta yeni bir lige çıktığımızı bir kez daha tescilledik. Yılın ilk 9 ayında ihracatımız, yüzde 36 artışla 161 milyar dolar oldu. Son 12 ayda ise 212,2 milyar dolar ihracat gerçekleştirerek yıllık ihracat hedefimiz olan 211 milyar dolara aşmayı başardık.
Son 13 ayın 11’inde ihracat rekorları kırdık. Böylelikle, Orta Vadeli Program hedefini şimdiden yakalamış olduk. Eylülde, miktar bazında ihracatımız geçen yılın aynı ayına göre yüzde 23,7 artarak 17,5 milyon ton şeklinde gerçekleşti. İlk 9 ayda, yüzde 19,5 artışla 131,7 milyon ton ihracata imza attık. Bununla birlikte ihracat birim fiyatımızda da oldukça pozitif bir ivme görmekteyiz. Birim ihracat değerimiz Ocak-Eylül döneminde yüzde 14 artışla 1,22 dolara yükseldi.
Çelik sektörü 2,6 milyar dolarla zirvede
Bu ay, birim ihracat değerini en çok artıran sektörlerimiz, yüzde 102 artışla Gemi ve Yat, yüzde 71 artışla Çelik ve yüzde 27 artışla Kimyevi Maddeler oldu. Katma değerli ve markalı ihracatımız arttıkça, ürünlerimizin değeri daha da katlanacak. Tam 23 sektörümüz ihracatını artırdı. Ayrıca Çelik, Hazırgiyim, Tekstil, Makine, Hububat, Mobilya, Madencilik ve Meyve-Sebze Mamulleri sektörlerimizin dahil olduğu toplam 8 sektörümüz tarihlerinin en yüksek aylık ihracat rakamına erişti. Bu ay 2,6 milyar dolarlık ihracat gerçekleştiren Çelik sektörümüz ilk sırada yer alırken, 2,5 milyar dolara yaklaşan Otomotiv sektörümüz ikinci, ve 2,3 milyar dolara ulaşan Kimyevi Maddeler sektörümüz üçüncü oldu. Çelik sektörümüz, geçtiğimiz yılın eylül ayına göre ihracatını 1,5 milyar dolar artırarak tarihinde ilk kez zirvede yer aldı. Diğer dikkat çekici artışlar ise, geçtiğimiz yıla göre ihracatını 677 milyon dolar artıran Kimyevi Maddeler, 401 milyon dolar artıran Demir ve Demirdışı Metaller ile 257 milyon dolar artıran Tekstil sektörlerimizde yaşandı.
170 ülkeye ihracat arttı
Türk bayrağını 218 ülke ve bölgede dalgalandırdık. 170 ülkeye ihracatımızı artırdık. Aralarında ABD, İspanya, Belçika, Kolombiya ve Şili’nin de bulunduğu 27 ülkede, aylık ihracat rekoru kırdık. Bu ay ihracatçılarımızın en çok ihracat gerçekleştirdiği ilk 3 ülke; 1,7 milyar dolarla Almanya (%12 artış), 1,4 milyar dolarla ABD ve (%48 artış), 1,3 milyar dolarla Birleşik Krallık oldu. (%11 artış)… İhracatımızı tutar bazında en çok artırdığımız ülkeler; 450 milyon dolarlık artışla ABD, 278 milyon dolarlık artışla Belçika ve 257 milyon dolarlık artışla İspanya oldu. Ülke gruplarına göre ihracata baktığımızda, en büyük pazarımız olan Avrupa Birliği’ne (AB-27) ihracatımızın yüzde 26 artışla, 8,5 milyar dolarlık bir hacme ulaşarak yüzde 41 pay aldığını görüyoruz. AB haricindeki diğer Avrupa ülkelerini de topladığımızda, Avrupa kıtasının eylül ayı ihracatımızdaki payı yüzde 55 oldu.
Bu ay diğer ülke gruplarında, Yakın ve Orta Doğu ülkelerine 3,4 milyar dolar (%21 artış), Afrika kıtasının tamamına 1,9 milyar dolar (%42 artış), Kuzey Amerika ülkelerine 1,6 milyar dolar (%55 artış) ve Uzak Doğu’ya 1,5 milyar dolar (%24 artış) ihracat gerçekleştirdik.
66 il ihracatını artırdı, 16 ildan aylık en yüksek ihracat
Eylülde 66 ilimiz ihracatını artırdı. 16 ilimiz; İstanbul, Kocaeli, Gaziantep, Hatay, Kayseri, Adana, Samsun, Kahramanmaraş, Tekirdağ, Eskişehir, Zonguldak, Karabük, Balıkesir, Uşak, Aksaray ve Edirne tarihlerinin en yüksek aylık ihracatını gerçekleştirdi. Bu başarılı performans için tüm illerimizi tebrik ediyorum. Bu ay en çok ihracat gerçekleştiren ilk 3 ilimiz sırasıyla; 8,5 milyar dolarla İstanbul (%34 artış), 1,7 milyar dolarla Kocaeli (%38 artış) ve 1,3 milyar dolarla Bursa (%1 artış) oldu. İlk 3 ilimiz dışında en dikkat çekici artışlara imza atan illerimiz, ihracatını 343 milyon dolar artıran Hatay (%212 artış) ve 239 milyon dolar artıran İzmir (%28 artış) oldu.
1558 firma ‘ihracata merhaba’ dedi
İhracata duyulan yoğun ilgi, eylül ayında ihracatçı firma sayımıza da yansıdı. Tam 1.558 firmamız bu ay ilk kez ihracat yaparak ihracat ailemize katıldı. Yeni firmalarımız, eylül ayında 83,6 milyon dolarlık ihracat gerçekleştirdi. Yılbaşından bu yana ihracat yapan firma sayısı 13 bin 600’ü ilk defa olmak üzere toplam 84 bin oldu. Eylül ayında Euro/dolar paritesinde yaşanan düşüşün ihracata etkisi negatif yönlü 55 milyon dolar oldu. Ancak yılın geneline bakıldığında, pozitif yönlü 3,9 milyarlık dolarlık bir etki olduğunu görüyoruz.
180 ülkeye TL ile ihracat
Türk lirası ile açılan beyannamelere göre, 180 ülkeye toplam 6,1 milyar TL tutarında Türk Lirası ile ihracat gerçekleştirildi. TL ile ihracat eylül ayında yüzde 24 arttı. 7 bin 521 firma ihracat işlemlerinde Türk Lirası’nı tercih etti. TİM, ikili ticarette yerli para birimlerinin kullanılmasını desteklemeye devam edecek.
Türk Hava Yolları, DP World Tour’un Antalya’da düzenlenecek olan prestijli golf turnuvasına yeniden ev sahipliği yapacak.
Dünyanın en çok ülkesine uçan havayolu Türk Hava Yolları, Türkiye Golf Federasyonu ile yaptığı sponsorluk anlaşmasıyla Turkish Airlines Open’ın bir kez daha isim sponsoru oldu. Turkish Airlines Open altı yıl aranın ardından DP World Tour’un Race to Dubai takviminde yeniden yer alacak. Turnuva 8-11 Mayıs 2025 tarihleri arasında Antalya’da yer alan Regnum Carya Golf & Spa Resort’ta gerçekleştirilecek.
Sponsorluk imza töreni, Türk Hava Yolları Genel Yönetim Binası’nda Türk Hava Yolları Genel Müdürü Bilal Ekşi, Türkiye Golf Federasyonu Yönetim Kurulu Başkan Vekili Nihat Özdemir ve DP World Tour Turnuva İş Birlikleri Direktörü Mark Casey ve diğer üst düzey yöneticilerin katılımlarıyla gerçekleşti.
İmzalanan Sponsorluk anlaşmasıyla ilgili açıklamalarda bulunan Türk Hava Yolları Genel Müdürü Bilal Ekşi, “Türk Hava Yolları olarak biz, misyonumuzu yolcu taşımacılığının çok ötesinde görüyoruz. İnsanları ve kültürleri buluşturmak misyonuyla spora ve sporculara verdiğimiz desteğin yeni bir adımı olan Turkish Airlines Open turnuvamızın golf sporu, markamız ve ülkemiz için hayırlı olmasını diliyorum.” ifadelerini kullandı.
Türkiye Golf Federasyonu Yönetim Kurulu Başkan Vekili Nihat Özdemir, sponsorluk anlaşması ile ilgili, “Mayıs ayında düzenlenecek Turkish Airlines Open turnuvası ile Avrupa’nın en büyük profesyonel golf turunun bir bacağı ülkemize geri gelmiş oluyor. Bu noktaya gelmemizde en büyük katkıyı sağlayan, turnuvanın ana sponsoru Türk Hava Yolları’na teşekkürlerimizi sunmak istiyorum.” dedi.
DP World Tour Turnuva İş Birlikleri Direktörü Mark Casey ise anlaşmaya dair, “Türk Hava Yolları’nın bu sezon Race to Dubai’ye geri dönen Turkish Airlines Open’ın isim sponsoru olmasından mutluluk duyuyoruz. Bir kez daha golfün merkezi Antalya’ya gelmeyi, Türk Hava Yolları, Türkiye Golf Federasyonu ve tüm turnuva ortaklarıyla birlikte çalışarak unutulmaz bir hafta geçirmeyi dört gözle bekliyoruz.” açıklamasında bulundu.
Türk Hava Yolları’nın 2013 yılında isim sponsorluğunu üstlendiği Turkish Airlines Open, 2019 yılına kadar Tiger Woods, Sergio Garcia, Tyrrell Hatton, Justin Rose ve Rory Mcllroy gibi dünyadaki öncü profesyonel golf oyuncularını Antalya’da ağırlamıştı. Ayrıca Türk Hava Yolları’nın 2013’ten beri düzenlediği, dünyanın en büyük amatör golf turnuvası olma özelliğini taşıyan Turkish Airlines World Golf Cup bu yıl 73 ülkede 117 destinasyonda gerçekleştiriliyor.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, Sağlık Çalışanları ile İftar Programı’nda yaptığı konuşmada, “Her alanda olduğu gibi, sağlıkta da şiddete asla müsamahamız yoktur. Bu konuda ilkemiz sıfır toleranstır” dedi.
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Başakşehir Çam ve Sakura Şehir Hastanesi’nde Sağlık Çalışanları ile İftar Programı’na katılarak bir konuşma yaptı.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, konuşmasında, sofralarını sağlık çalışanlarıyla paylaşmanın memnuniyeti içerisinde olduğunu söyledi.
Türkiye’nin 81 vilayetinde millete fedakârca hizmet eden, toplam sayısı 1,5 milyonu bulan sağlık ordusunun her bir mensubuna ayrı ayrı şükranlarını sunan Cumhurbaşkanı Erdoğan, bugün aynı zamanda 14 Mart Tıp Bayramı’nın idrak edildiğini, hekimlerle birlikte tüm sağlık çalışanlarının bayramını gönülden kutladığını belirtti.
Tıp Bayramı’nın ülke, millet ve sağlık çalışanları için hayırlara vesile olmasını yüce Allah’tan niyaz ettiğini söyleyen Cumhurbaşkanı Erdoğan, programı düzenleyen Sağlık Bakanı Kemal Memişoğlu ve ekibine teşekkür etti.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, konuşmasını şöyle sürdürdü: “Malumunuz 14 Mart, tıp tarihimizde iki önemli vakanın yıl dönümüdür. Bunlardan ilki tıp eğitimiyle ilgilidir. Bundan tam 198 yıl önce 14 Mart 1827’de ordumuza hekim yetiştirmek üzere Tıphane-i Amire ve Cerrahhane-i Amire kurulmuştur. Böylelikle ülkemizde modern tıp eğitimi resmen başlamıştır. 14 Mart’ın tekabül ettiği diğer bir hadise ise tıbbiyelilerin beyaz önlüklerini bayrak yaparak başlattıkları muhteşem kıyamdır. İstanbul’un ve okullarının işgal edilmesine itiraz eden tıbbiyeliler, 14 Mart 1919’da okulun iki kulesi arasına astıkları büyük bir Türk bayrağı ile tüm öğrencileri toplantıya çağırmışlardır.”
Direnişin önderlerinden Dr. Memduh Necdet’in duygu ve cesaret yüklü cümlelerinin bugün bile herkes için ilham verici olduğuna dikkati çeken Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Memduh Necdet, tıbbiyenin salonunu dolduran genç hekimlere şöyle seslenmiştir; ‘İtiraf ediyoruz ki vatan, bilhassa onun kalbi, beyni olan İstanbul, bu dakikada korkunç bir buhran geçiriyor ama korkmuyoruz, buradayız, burada kalacağız. İstanbul bizimdir çünkü halife ve hakan yatağıdır. İstanbul bizimdir çünkü şehitler ve tarih buradadır. İstanbul bizimdir çünkü istiklal buradadır.’ Bu muazzam ve muhteşem sözler sadece tıbbiyenin salonunda değil adeta tüm İstanbul’da yankılanmış, işgalciler neye uğradığını şaşırmış, toplantıyı şiddet kullanarak dağıtmaya çalışmışlardır” diye konuştu.
“TÜM SAĞLIK PERSONELİMİZE, ÜLKEM VE MİLLETİM ADINA TEŞEKKÜR EDİYORUM”
Cumhurbaşkanı Erdoğan, tıbbiyelilerin İstiklal Harbi’nde hem cephe hattında hem cephe gerisinde hayatlarını riske atarak, kahramanca mücadele ederek şehit düştüklerini ve gazilikle müşerref olduklarını anımsattı.
Hekimlerin ve sağlık çalışanlarının, genç Cumhuriyet’in büyümesi ve güçlenmesinde de hep önde yer aldıklarını vurgulayan Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Son olarak Kovid-19 salgınına karşı yürüttüğümüz savaşın ilk safında yine sağlık çalışanlarımız bulunuyordu. Hocasından doktoruna, hemşiresinden teknik personeline kadar sağlık ordumuzun tüm neferlerinin gayretine ve özverisine hem salgında hem de 6 Şubat depremlerinde milletçe hep beraber şahitlik ettik. Günlerce hatta haftalarca evlerinden, evlatlarından uzakta kalan, bir cana şifa olmak için gerektiğinde kendi canını tehlikeye atan, hekim olmanın, sağlık çalışanı olmanın omuzlarına yüklediği ağır mesuliyetle ülkesine ve milletine sevda ile hizmet eden siz kardeşlerimizin çabalarını, emeklerini asla ve asla unutamayız. Rabb’im sizlerden, tüm sağlık camiamızdan razı olsun diyorum. Sizlerin şahsında tüm sağlık personelimize, ülkem ve milletim adına bugün bir kez daha teşekkür ediyorum” ifadelerini kullandı.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, sağlık çalışanlarının zor günlerde gösterdikleri fedakârlıkların millet tarafından her zaman şükranla yâd edileceğini söyledi.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, vazife esnasında vefat edenler başta olmak üzere dar-ı bekaya uğurladıkları tüm sağlık çalışanlarına rahmet diledi.
Bir gerçeği hatırlatmakta fayda gördüğünü kaydeden Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Salgınla mücadeleyi Amerika ve Avrupa’sı dâhil imkân bakımından bizden ileri düzeyde olan ülkelerden daha iyi yönetmemizde, şu an çatısı altında bulunduğumuz Başakşehir Çam ve Sakura Şehir Hastanesi gibi sağlık tesislerimiz de oldukça kritik roller oynamışlardır. Ülkemizdeki muhalefetin ‘israf’ dediği, engellemek için her yolu denediği hatta akla ziyan mazeretler üreterek bağlantı yollarını dahi yapmadığı bu hastaneler, binlerce insanımızın hayatının kurtulmasına vesile olmuştur. Tabii, sel gider ama balçığı kalırmış. Her ne kadar salgını atlatmış olsak da olumsuz etkilerini hâlen müşahede ediyoruz” ifadesini kullandı.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, salgının ardından toplumun ertelenmiş sağlık hizmeti talebinde çok ciddi artışlar yaşandığını, tüm dünya gibi Türkiye’nin de bu yeni durumla sınandığını belirtti.
Son 2 yılda sağlık sisteminde ilave bir yük oluşturan bu talebin doğru dağıtılması ve karşılanması amacıyla farklı adımlar attıklarını anlatan Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Vatandaşın sağlık hizmetlerine ilk başvuru kapısı olan aile hekimliğinin yeniden yapılandırılması ve koruyucu hekimliğin ön plana çıkartılması bunlardan sadece bir tanesidir. Her iki çalışmamızın da müspet neticelerini sahada görmeye başladık. Hekimlerimizin de çabalarımızı sahiplenmesiyle birlikte insanımızın doğru yerde, doğru zamanda etkin tedaviye ulaşmasını sağlayacak, inşallah hastanelerimizdeki yoğunluğun da azaltılmasını temin edeceğiz” dedi.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, göreve geldiklerinde önem ve öncelik vereceklerini ilan ettikleri alanlardan bir tanesinin de sağlık olduğunu anımsatarak, sözlerine şöyle devam etti: “İnsanı merkeze alan, insan hayatına ve sağlığına değer veren bir anlayışla sağlık alanında 22 yıl boyunca pek çok reforma imza attık. Üniversite ve özel hastane kapılarının bütün vatandaşlarımıza açılmasını sağladık. Hastane, poliklinik, sağlık ocağı sayılarının arttırılmasından sağlık kuruluşlarımızdaki şartların ve teçhizatın modernleştirilmesine, sağlık alanında hizmet veren personelimizin sayı, özlük ve imkânlarının iyileştirilmesinden şehir hastaneleri gibi özgün projelerin sağlık sistemine kazandırılmasına kadar geniş bir yelpazede çok önemli işler yaptık. Çam ve Sakura’nın da içinde olduğu toplamda 37 bin 367 yataklı 25 şehir hastanemiz hamdolsun hizmete girdi. Hâlen toplam 13 bin 950 yataklı 11 şehir hastanesinin yapımı sürüyor. İhale, proje ve arsa süreci devam edenlerle birlikte hepsi tamamlandığında, toplamda 57 bin yatak kapasiteli 45 şehir hastanemiz olacak. Tomografi, MR, diyaliz cihazı, ambulans, hava ambulansı gibi birçok alanda geçmişle kıyaslanamayacak seviyelere ulaştık. İlk defa dönemimizde uygulamaya aldığımız evde sağlık hizmetleriyle bugün 2 milyon 753 bin insanımızın ayağına sağlık hizmetini götürüyoruz. Sağlıkta yaptığımız devrimleri burada tek tek anlatmaya kalksak değil iftarı, sahuru da herhalde burada yaparız.”
“SAĞLIK PERSONELİMİZE EL KALDIRILMASINI ASLA KABUL ETMEYİZ”
Cumhurbaşkanı Erdoğan, İstanbul’dan Hakkari’ye, Van’dan Muğla’ya, Antalya’dan Trabzon’a, ülkenin dört bir yanındaki vatandaşların sağlık hizmetlerinin son 22 yılda nereden nereye geldiğini zaten çok iyi bildiğini belirtti.
“Halk içinde muteber bir nesne yok devlet gibi. Olmaya devlet cihanda bir nefes sıhhat gibi” düsturuyla emanetini taşıdıkları millete en kaliteli sağlık hizmetini sunabilmek için gece-gündüz demeden koşturduklarını ifade eden Cumhurbaşkanı Erdoğan, sözlerini şöyle sürdürdü: “Değerli dostlar, değişen ihtiyaçlara ve beklentilere cevap verebilmek amacıyla inşallah önümüzdeki dönemde kamunun sağlık alanında üstlendiği öncü rolü güçlendirmeyi, vatandaşın acil sağlık hizmet talebinde ambulanstan taburcu olduğu aralığa kadar sağlık hizmet sunumunun kalitesinin artırılmasını, kronik hastalıkların erken teşhisi, takibi ve tedavisinin yanı sıra gereksiz ilaç kullanımının önlenmesini, aşırı kilo ve hareketsizlik yanında madde, tütün ve teknoloji bağımlılığıyla mücadeleyi daha etkin bir şekilde yürütmeyi hedefliyoruz. Her alanda olduğu gibi sağlıkta da şiddete asla müsamahamız yoktur. Bu konuda ilkemiz sıfır toleranstır. Hayat kurtaran, insanın en değerli nimeti olan sağlığına kavuşmasına yardımcı olan hekimlerimize ve sağlık personelimize el kaldırılmasını asla kabul etmeyiz. Sağlık çalışanlarına yönelik şiddet konusunda zaten en üst düzeyde olan hassasiyetimizin değişmeyeceğini tekrar altını çizerek söylüyorum.”
“2025’TE SAĞLIK TEŞKİLATIMIZI 37 BİN YENİ PERSONEL İLE DAHA DA GÜÇLENDİRECEĞİZ”
Cumhurbaşkanı Erdoğan, 22 sene boyunca ne yaptılarsa, başta doktorlar olmak üzere sağlık çalışanlarıyla birlikte dayanışma içinde yaptıklarını kaydederek, “Neyi başardıysak, hekimlerimizle, hemşirelerimizle, sağlık çalışanlarımızla birlikte omuz omuza vererek başardık. İnşallah bu şekilde de yola devam edeceğiz” dedi.
Sağlık camiasının beklediği önemli bir müjdeyi sağlık çalışanları ve aziz milletiyle paylaşmak istediğini söyleyen Cumhurbaşkanı Erdoğan, “İnşallah 2025 senesi içinde sağlık teşkilatımızı, istihdam edeceğimiz 37 bin hekim dışı yeni personelle daha da güçlendireceğiz. Hayırlı uğurlu olsun diyorum. Bu düşüncelerle, hekimlerimiz başta olmak üzere ülkemizin dört bir ucunda sabır, şefkat ve metanetle insanımıza hizmet etmeyi görev bilen tüm sağlık çalışanlarımızın 14 Mart Tıp Bayramı’nı tekrar tebrik ediyorum” diye konuştu.
SABUNCUOĞLU ŞEREFEDDİN ÖDÜLLERİ SAHİPLERİNİ BULDU
Sağlık Bakanı Kemal Memişoğlu, Cumhurbaşkanı Erdoğan’a, Hazreti Muhammed’in tüm insanlığa rahmet olarak gönderildiğini ve ahlaki mükemmelliğini anlatan “kâinatın iftihar tablosu”nu günün anısına takdim etti.
Konuşmaların ardından 14 Mart Tıp Bayramı kapsamında düzenlenen Sabuncuoğlu Şerefeddin Ödülleri törenine geçildi. Törende, ödülleri Cumhurbaşkanı Erdoğan takdim etti.
Yaptırdığı normal doğum oranı yüksek, sezaryen doğum oranı düşük olan kadın hastalıkları ve doğum uzmanı Sevdenur Su “hizmet ödülleri” kategorisinde, Konya-Ankara yolundaki trafik kazasında yaralanan 8 yaşındaki Eymen’e kendi çorabını giydiren acil tıp teknisyeni Aysen Göçer “vefa ödülü” kategorisinde ödül aldı.
Kovid-19 nedeniyle Haziran 2020’de vefat eden hemşire Dilek Akçabelen’in eşi Tansu Akçabelen ve oğlu Tunç Akçabelen’e de özel plaket verildi.
Cumhurbaşkanı Erdoğan ile Sağlık Bakanı Memişoğlu, ödüle değer görülenlerle hatıra fotoğrafı çektirdi.
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Türkiye’ye çalışma ziyaretinde bulunan Polonya Başbakanı Donald Tusk ile Cumhurbaşkanlığı Külliyesinde bir araya geldi.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, Polonya Başbakanı Tusk’ı Cumhurbaşkanlığı Külliyesinde resmî törenle karşıladı.
Türkiye ve Polonya bayrakları önünde basın mensuplarına poz veren Cumhurbaşkanı Erdoğan ile Polonya Başbakanı Tusk, daha sonra baş başa görüşmeye geçti.
Size daha iyi hizmet sunabilmek amacıyla çerezleri kullanıyoruz. Çerezler Hakkında Aydınlatma Metni için tıklayınız. www.kimlerburada.com Bu siteyi kullanmaya devam ederseniz, Gizlilik ve Çerez Politikamızı kabul etmiş olursunuz.
Size daha iyi hizmet sunabilmek amacıyla çerezleri kullanıyoruz. Çerezler Hakkında Aydınlatma Metni için tıklayınız. www.kimlerburada.com Bu siteyi kullanmaya devam ederseniz, Gizlilik ve Çerez Politikamızı kabul etmiş olursunuz.
Gerekli cookie, sayfa gezinmesi ve web sitesinin güvenli alanlarına erişim gibi temel işlevleri etkinleştirerek bir web sitesi kullanıma yardımcı olur. Web sitesi bu cookie olmadan düzgün çalışamaz.
Tercih cookies, bir web sitesinin, tercih ettiğiniz diliniz veya bulunduğunuz bölgeniz gibi, web sitesinin davrandığını veya görünüşünü değiştiren bilgileri hatırlamasını sağlar.
İstatistik
İstatistik cookies, web sitesi sahiplerinin anonim olarak bilgi toplayıp bildirerek ziyaretçilerin web siteleriyle nasıl etkileşimde bulunduğunu anlamalarına yardımcı olabilir.
Pazarlama
Pazarlama cookies, ziyaretçileri web sitelerinde izlemek için kullanılır. Amaç, bireysel kullanıcıya ilgi çekici ve böylece yayıncılar ve üçüncü taraf reklamverenler için daha değerli olan reklamları görüntülemektir.
Sınıflandırılmamış
Sınıflandırılmamış cookies, bireysel kurabiye sağlayıcıları ile birlikte sınıflandırma sürecinde olduğumuz cookies.