Kültür ve Turizm Bakanı Mehmet Nuri Ersoy, bu yıl 25 milyon turist hedefini de geçmeyi amaçladıklarını belirterek, “Şu anda iyi gidiyor. Geçen seneden çok fazla iç turizm hareketi var. Rezervasyonlardan gözlemliyoruz. Yurt dışından da gelmeye başladı.” dedi.
Bazı temaslar için Antalya’ya gelen Bakan Ersoy, Serik ilçesindeki arıtma tesislerinde gazetecilere yaptığı açıklamada, kentte incelemelerde bulunduklarını söyledi.
Bir gazetecinin “Kurban Bayramı’nda hareketlilik nasıl olacak?” sorusuna Bakan Ersoy, şu yanıtı verdi:
“Şu anda iyi gidiyor. Geçen seneden çok fazla iç turizm hareketi var. Rezervasyonlardan gözlemliyoruz. Yurt dışından da gelmeye başladı. Takip ediyorum. Özellikle tatil noktalarında Kuzey Ege’den Mersin’e kadar olan hattı değerlendiriyorum. Otellerin çok büyük bir kısmı açıldı. Yüzde 96’sı, 97’si açıldı. Bizim açımızdan sevindirici. Yeni açılan oteller de var, hizmete giren. Tatil bölgelerinde küresel salgın sebebiyle kapanan otellerin büyük kısmı açıldı. İnşallah sezonun da uzayacağını düşüyorum. Kurban Bayramı diye bakmıyoruz, çok fazla yatak kapasitemiz olduğu için.”
Bu sene geç başlayan sezonun uzayarak kasım ve aralık aylarına kaymasını, turizmcilerin de verimli bir sezon geçirmesini umduklarını söyleyen Bakan Ersoy, yıllık turist hedeflerini revize ettiklerini, bu yıl için yurt dışı ziyaretçi sayısını 25 milyon olarak öngördüklerini belirtti.
Rakamların iyi gittiğini ve net sayıların TÜİK tarafından açıklanacağını vurgulayan Bakan Ersoy, “7 milyon 250 bin civarında yurt dışı ziyaretçi sayısını Türkiye yakaladı. Temmuz çok iyi gidiyor, ağustosun daha iyi gideceğini düşünüyoruz. Temmuz, ağustos ve eylülde inşallah 15 milyonluk bir sayıyı yakalarız diye düşünüyorum.” dedi.
Sonrasında da 25 milyon turist hedefine ulaşılacağını belirten Bakan Ersoy, şöyle devam etti:
“İşin matematiği nedir, derseniz 25 milyon turist hedefini bu matematikle yakalarız gibi gözüküyor. Sevindirici olan her gün havalimanlarındaki sayının artarak devam etmesi. Bu açıdan güzel. Karantina kapsamında tutan bazı ülkeler vardı, onlarla da tek tek görüşüyoruz. Bu hafta da bazı ülkelere ziyaretlerim olacak. Onların da karantina kapsamından, tekrar Türkiye yavaş yavaş çıkarılıyor. İnşallah 25 milyonu da geçeriz diye düşünüyorum ama şu anki hedefimiz 25 milyon turist 20 milyar dolar gelir elde etmek.”
Uluslararası Hava Trafiği Her Geçen Gün Artıyor
Antalya’nın Manavgat ilçesi Ulualan mevkisindeki 700 metre sahil uzunluğuna sahip, 43 bin 607 metrekare alanda toplam 5 bin şezlong kapasiteli halk plajı ve mesire alanında incelemelerde bulunan Bakan Ersoy, alandaki Ekolojik Araştırmalar Derneğinin ofisini de ziyaret ederek, bölgedeki caretta caretta yuvaları için nöbet tutan gönüllü öğrencilerle sohbet etti, fotoğraf çektirdi.
Serik ilçesi Kadriye bölgesinde Kültür ve Turizm Bakanlığı tarafından geçen yıl açılışı yapılan ücretsiz halk plajını da inceleyen Bakan Ersoy, ardından Bakanlığın yatırımlarından olan ve yapımı devam eden Serik 2 Atık Su Arıtma Tesisi ve Bağlantılı Altyapı Tesislerine geldi.
Projeyi inceleyen Bakan Ersoy, tesisin tüm ünitelerini gezerek, çalışmalar hakkında bilgi aldı.
Kültür ve Turizm Bakanı Ersoy, gazetecilere yaptığı açıklamada, turizm sezonunun başladığını, uluslararası hava trafiğinin de her geçen gün artarak devam ettiğini söyledi.
Hava hatlarının devreye girmeye başladığını belirten Bakan Ersoy, “Hem Avrupa’dan hem Orta Doğu’dan hem yakın Asya’dan hava trafiğinin olması bizi sevindiriyor. Antalya Havalimanı günlük girişlerde hemen hemen 2019 seviyelerine gelmek üzere.” dedi.
Bakanlığının açtığı ücretsiz halk plajları sayısının 7’ye ulaştığını aktaran Bakan Ersoy, ilkini Muğla Bodrum ve İzmir Çeşme’de açtıklarını, geçen sene Antalya’nın Kadriye ve Serik bölgesinde de 4’er binlik halk plajlarının açılışını yaptıklarını anlattı.
Bakanlığın Ücretsiz Halk Plajı Sayısı 15’e Çıkarılacak
Bu sezona da 3 halk plajını yetiştirdiklerini vurgulayan Bakan Ersoy, “Manavgat’ta 5 bin kişilik, Kemer Çamvuya’da bin kişilik, Marmaris’te 2 bin kişilik halk plajları devreye girdi. Halk plajları çok talep görüyor. Onun için biz de bu sayıları artırma kararı verdik. Önümüzdeki sene bunlara 8 tane daha ilave edip, Türkiye genelinde ücretsiz halk plajlarının sayısını 15’e çıkaracağız. Antalya bölgesinde Kemer, Lara başta olmak üzere birçok noktada ücretsiz halk plajları açmaya, yatırım yapmaya devam edilecek.” diye konuştu.
Kültür ve Turizm Bakanlığının arıtmayla ilgili de yatırımlarının olduğuna dikkati çeken Bakan Ersoy, 2018’de Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın belediye başkanlarıyla yaptığı toplantıda, finansal olarak yeterli olmayan belediyelerin, Bakanlık tarafından özellikle turizm bölgelerinde arıtma altyapısı konusunda desteklenmesiyle ilgili talimatı olduğunu hatırlattı.
Bu bağlamda 2019’un başında yasada değişiklik yapılarak, Kültür ve Turizm Bakanlığına bu tarz yatırımları yapma yetkisi verildiğine dikkati çeken Ersoy, hızlı şekilde bu yatırımlara başladıklarını ifade etti.
Arıtma Tesisinde Koku Önleyici Yatırım Kararı Aldık
İlk etapta Antalya’da bu yatırımı hayata geçirmeye başladıklarını açıklayan Bakan Ersoy, şunları kaydetti:
“İlk yatırım olarak burası mevcutta 25 bin metreküplük bir arıtma tesisiydi. Yeterli olmuyordu artık bölgeye, şu anda ilave 65 bin metreküplük tesis yapılıyor ve kapasitesi 90 bine çıkarılıyor. Su alma havzası ise 130 bin metreküp olarak hazırlanıyor. Buranın diğer arıtmalardan farkı ileri derece biyolojik arıtma olması. Yani gelecek 50-60 yıl boyunca herhangi bir sorun yaşanmayacak ve suyun en iyi derecede, kalitede arıtılıp hizmete alınacağı bir nokta. O açıdan da çok faydalı. Burada son iki tane daha karar aldık, gelen talepler doğrultusunda projeyi biraz büyüttük. Terfi noktalarında turistik bölge olduğu için koku önleyici yatırım kararı aldık. Onu da yatırım kapsamına dahil ettik, koku bacaları oluşturuyoruz. Bu sayede bölgede koku oluşmayacak. Özellikle temmuz, ağustosta sıcaklığın çok yoğun olduğu dönemlerde.”
Bakan Ersoy, Boğazkent bölgesine de boru hattıyla sistemi dahil ettiklerini, toplamda 25 kilometrelik kanalizasyon boru hattına 5-6 kilometre daha ekleneceğini ve 31 kilometrelik bir hat haline geleceğini vurguladı.
Boğazkent’in arıtmasının da tesiste temizleneceğine işaret eden Bakan Ersoy, sözlerini şöyle sürdürdü:
“Bölgenin tamamında sahil kesiminde 2050 ve sonrası için de gerekli altyapı oluşturuluyor. Bir daha artık kanalizasyon sıkıntısı olmayacak. Hem ileri derece kanalizasyon. Yine bu arıtmaya devam ederken Muğla Belediyesi ile de bir anlaşmamız oldu. Onlardan da Torba-İçmeler hattını devreye aldık, onunla ilgili yatırım da başladı. Serik’te yatırımı kasım sonunda bitireceğiz. Son kalan Boğazkent’i de önümüzdeki sezon başında hattı bağlayarak, burayı tamamen bitirmiş olacağız. Bodrum’daki çok hızlı ilerliyor, tahminen yıl sonuna, sezon başına kadar da kalan arıtma ünitelerini dahil ederek, hizmete almış olacağız ve 2022 itibarıyla en sıkıntılı iki noktamızı en temiz hale getirmiş olacağız.”
Bakan Ersoy, üçüncü altyapı yatırımı için Antalya Belediyesi ile görüştüklerini, Kemer Çamyuva hattıyla ilgili sona gelindiğini, fizibilite çalışmalarının bittiğini aktardı.
Yıl sonuna kadar Kemer’de temel atacaklarını dile getiren Bakan Ersoy, “2022 sezonuna yetişmezse bile 2023 sezonuna orayı hazır hale getireceğiz. Antalya’daki, özellikle turizm bölgelerindeki altyapıyla ilgili sorunları tamamen çözmüş olacağız diye düşünüyoruz.” ifadesini kullandı.
Bakan Ersoy’a, ziyaretlerde, Vali Ersin Yazıcı, Kültür ve Turizm Bakan Yardımcısı Nadir Alpaslan, İl Kültür ve Turizm Müdürü Candemir Zoroğlu da eşlik etti.
BAKAN TUNÇ: TÜRK DÜNYASI OLARAK DAİMA HAKKI, HAKKANİYETİ VE ADALETİ SAVUNACAĞIZ
Türk Devletleri Teşkilatı (TDT) Adalet Bakanları Konseyi toplantısında konuşan Adalet Bakanı Yılmaz Tunç, “Türk dünyası olarak nerede olursa olsun daima hakkı, hakkaniyeti ve adaleti savunacağız.” dedi.
Kazakistan’ın başkenti Astana’da Bağımsızlık Sarayı’nda düzenlenen toplantıya katılan Bakan Tunç, ‘Birliğimiz gücümüzdür’ şiarıyla Türk dünyasını her alanda kuvvetli kılmayı, daha dirençli ve dayanıklı hale getirmeyi hedefliyoruz.” diye konuştu.
İNSANLIK İÇİN BARIŞ VE HUZURA KATKI VEREN ADIMLARI ATMAKTA KARARLIYIZ
Asya’nın parlayan yıldızı Astana’da bulunmaktan büyük memnuniyet duyduğunu dile getiren Adalet Bakanı Yılmaz Tunç, “Bu güzel birlikteliğin devamını sağlayacak istişarelerin, ülkelerimizin yargı kurulları arasındaki iletişim bağlarını daha da güçlendireceğine yürekten inanıyorum.” İfadelerini kullandı.
Bakan Tunç, “Geçmişte olduğu gibi bugün de tam bir kardeşlik içerisinde yan yana ve omuz omuzayız. Cumhurbaşkanı’mız Sayın Recep Tayyip Erdoğan’ın ‘Daha adil bir dünya mümkün’ düsturuyla insanlık için barış ve huzura katkı veren adımları atmakta kararlıyız.” dedi.
Bu amaçla kardeş ülkeler olarak birlikteliği ve dayanışmayı güçlendirmeye devam edeceklerini vurgulayan Adalet Bakanı Tunç, “Bizler, aynı kökten gelen ulu bir çınarın geniş bir coğrafyaya yayılan kollarıyız. Bu temeli unutmadan birliğimizi pekiştirdiğimiz takdirde dünyadaki gücümüzü hiç şüphesiz daha da artıracağız.” değerlendirmesinde bulundu.
Adalet Bakanı Tunç, TDT üyesi ülkeler arasında siyasi, kültürel, ekonomik, ticari ve askeri alanların yanında, adalet ve yargı konularındaki işbirliğinin de derinleştirilmesine ve geliştirilmesine önem verdiklerini vurguladı.
İŞBİRLİĞİMİZİ ARTIRACAK ÖNEMLİ ÇALIŞMALAR YAPTIK
İstanbul’da 2021 yılında düzenlenen ve Türk devletlerinin bağımsızlığının 30. yıl dönümünün kutlandığı TDT 8. Zirvesi’nde “Türk Dünyası-2040 Vizyon Belgesi”ni birlikte kabul ettiklerini hatırlatan Bakan Tunç, “Bu vizyon doğrultusunda son 10 yılda Türk Devletleri Teşkilatı bünyesinde yüksek yargı kurullarına, yüksek mahkemelere, başsavcılara, adalet akademilerine, avukatlara ve noterlere ilişkin işbirliğimizi artıracak önemli çalışmalar yaptık.” diye konuştu.
Türk dünyası olarak uluslararası adli işbirliğini daha da ilerletmelerinin gerektiğine dikkati çeken Adalet Bakanı Tunç, “Birazdan imzalayacağımız ortak bildiriyle adli işbirliğimizin daha da ileriye taşınacağına yürekten inanıyorum.” dedi.
Terörle mücadeleye de değinen Bakan Tunç, FETÖ’nün 15 Temmuz 2016’daki darbe girişiminin Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan liderliğinde ve milletin onurlu direnişiyle başarısızlığa uğratıldığını anımsattı.
TERÖR İNSANLIK SUÇUDUR
Terör konusuna da değinen Adalet Bakanı Yılmaz Tunç, konuşmasını şu şekilde sürdürdü;
“Terör, insanlık suçudur. Terörle mücadelenin hukuk zeminindeki önemli bir boyutunu da hiç şüphesiz ülkeler arasındaki iade talepleri yani adli yardımlaşma oluşturmaktadır. Biz, adli işbirliği konusunda uluslararası hukuktan doğan yükümlülüklerimize şimdiye kadar samimiyetle uyduk. Bundan sonra da aynı ciddiyet ve kararlılıkla bu yükümlülüğümüze uymaya devam edeceğiz fakat aynı bakış açısını tüm dünyadan beklediğimiz gibi, tarihi, kültürel birçok ortak ve akrabalık bağımızın olduğu Türk dünyası ülkelerinden özellikle beklediğimizi altını çizerek vurgulamak istiyorum.”
ULUSLARARASI İNSANCIL HUKUKUN, YA HİÇE SAYILDIĞINI YA DA ÇİFTE STANDARDA TABİ TUTULARAK İŞLETİLDİĞİNİ GÖRÜYORUZ
Adalet Bakanı Yılmaz Tunç, Gazze’deki insanlık felaketine dikkati çekerek, “1917’ye kadar özenle korunan, her dinden insanın barış ve esenlik içerisinde yaşadığı Filistin, maalesef günümüzde kanla, gözyaşıyla, zulümle yıkanmaktadır. İşgalci İsrail, hastaneleri, okulları, camileri, kiliseleri, mülteci kamplarını bombalayarak tarihte eşi benzeri görülmemiş bir katliam, soykırım gerçekleştiriyor.” ifadelerini kullandı.
İsrail’in Gazze’de gerçekleştirdiği saldırılarda 40 binden fazla kardeşlerinin şehit olduğunu anlatan Bakan Tunç, sözlerini şöyle sürdürdü:
“Bunların en az 16 bini çocuk, 10 bini kadın. Maalesef geçmişte olduğu gibi bugün de uluslararası insancıl hukukun, güç sahipleri tarafından ya hiçe sayıldığını ya da çifte standarda tabi tutularak işletildiğini görüyoruz. Türkiye olarak Cumhurbaşkanı’mız Sayın Recep Tayyip Erdoğan’ın liderliğinde Filistin’de akan kanın durması için yoğun bir diplomasi trafiği yürütüyoruz. Gecikmeli de olsa Uluslararası Ceza Mahkemesi Başsavcısı harekete geçmiş, İsrail Başbakanı (Binyamin) Netanyahu ve İsrail Savunma Bakanı (Yoav Gallant) için işledikleri savaş ve insanlık suçları nedeniyle ‘yakalama kararı başvurusunda’ bulunmuştur. Bir an önce yakalama kararının icra edilmesini bekliyoruz. Bu davanın yanında, Güney Afrika’nın soykırım suçlamasıyla Uluslararası Adalet Divanında açtığı davayı ayrıca çok değerli buluyor ve destekliyoruz.
İSRAİLLİ YETKİLİLER HAK ETTİKLERİ CEZAYI ALANA KADAR MÜCADELEMİZİ SÜRDÜRECEĞİZ
“Türkiye olarak bu soykırım davasına müdahil olmak için 7 Ağustos 2024 tarihinde resmi başvuruda bulunduk. Türkiye olarak, İsrailli yetkililer hak ettikleri cezayı alana kadar mücadelemizi sürdüreceğiz” diyen Adalet Bakanı Yılmaz Tunç, ‘Türk dünyası olarak nerede olursa olsun daima hakkı, hakkaniyeti ve adaleti savunacağız.” diye konuştu.
Bakan Tunç, Türkiye Cumhuriyeti Adalet Bakanlığı olarak yargıyı ilgilendiren tüm alanlarda her türlü işbirliğine hazır olduklarını dile getirerek “‘Birliğimiz gücümüzdür’ şiarıyla Türk dünyasını her alanda kuvvetli kılmayı, daha dirençli ve dayanıklı hale getirmeyi hedefliyoruz.” ifadelerini kullandı.
Kazakistan Adalet Bakanı Azamat Yeskarayev’in ev sahipliğinde düzenlenen toplantıya Türkiye Cumhuriyeti Adalet Bakanı Yılmaz Tunç, Azerbaycan Adalet Bakanı Farid Ahmedov, Kırgızistan Adalet Bakanı Ayaz Baetov, Özbekistan Adalet Bakanı Akbar Taşkulov ile TDT Genel Sekreteri Kubanıçbek Ömüraliyev katıldı.
TDT Adalet Bakanlıkları arasında işbirliğinin geliştirilmesi için perspektiflerin belirlenmesi ve sistemlerinin dijitalleştirilmesi konularının masaya yatırıldığı toplantıda bakanlar, TDT Adalet Bakanları 1. Konseyinin Astana Bildirisi’ni imzaladı.
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın eşi Emine Erdoğan, İstanbul Valiliğince düzenlenen İstanbul Çocukları Vakfı Koruyucu Aile Şenliği’nde koruyucu aileler ve çocuklarla bir araya geldi.
Emine Erdoğan, konuşmasında şenlik vesilesiyle çocuklar ve koruyucu aileleriyle bir araya gelmekten memnuniyet duyduğunu belirtti.
Aileleri bir araya getiren, birbirilerini tanıma ve yakınlaşma imkânı sunan etkinliklerin yapılıyor olmasını çok kıymetli bulduğunu söyleyen Emine Erdoğan, “Yavrularımızın ve ailelerinin bugün buradan yüzlerinde tebessüm, kalplerinde neşe ile ayrılmasını temenni ediyorum” diye konuştu.
Emine Erdoğan, çocukluğun, geleceğin ekildiği bir toprak gibi olduğunu vurgulayarak, “Çocukluk; cesaret, doğruluk gibi erdemlerin, merhamet, sevgi gibi güzel duyguların ruha işlendiği ömrün en kıymetli dönemidir. Merak ve keşfetme duygusuna güçlü bir vicdanın eşlik ettiği her çocuk, yetişkinliğinde çevresini güzelleştiren birer iyilik pınarına dönüşür. Çocuklarımızın içindeki bu potansiyel, ancak sevgi ve güven ortamında köklenip yeşerebilir. Bu imkana sahip olmayan çocuklarımıza gönüllü aile olan koruyucu anne ve babalarımız, yalnızca bir çocuğun geleceğini değil, toplumdaki huzuru da inşa eder” ifadelerini kullandı.
“KORUYUCU AİLELER ÇOCUKLARIN HAYAT HİKAYESİNİ ADETA BAŞTAN YAZDI”
Koruyucu ailelerin, çocukların hayat hikayesini adeta baştan yazdığını dile getiren Emine Erdoğan, şöyle konuştu: “Her biriniz bu hikâyenin başkahramanısınız. Koruyucu aileleri olduğunuz günden itibaren çocuklarımızın ilk öğretmeni, can yoldaşı, rol modellerisiniz. Sunduğunuz himayeyle onlara yaşamları boyunca yüreklerinde taşıyacakları mutlu bir çocukluk hediye ediyorsunuz. Gönüllülüğünüzle acının yerini sevinç, yalnızlığın yerini muhabbet, kimsesizliğin yerini güven duygusu alıyor. Rengarenk boyadıkları resimleri, uyumadan önce kurdukları hayalleri, evi şenlendiren neşeleri sizlerin eseri. Bu anlamlı yolculukta kazandığınız deneyimlerinizi paylaşarak başka gönüllü anne babalara da ilham olmanızı diliyorum.”
Emine Erdoğan, Türk toplumunda açığı kapatma, eksiği tamamlama ve boşu doldurmanın adeta bir refleks gibi olduğunu kaydederek, “Bu topraklar, kökleri eskilere dayanan, kadim bir dayanışma ve vakıf kültürü ile bilinir. Eytam Nezareti, Darülaceze, Darüşşafaka gibi tarihi asırlar öncesine uzanan kurumlar, kültürümüzdeki ötekine karşı merhamet temelli bakışın eserleridir” dedi.
“DEVLETİMİZ TÜM İMKANLARI SEFERBER ETMEYE DEVAM EDİYOR”
Bugün Gönül Elçileri Projesi ile muhafaza etmeye ve yaygınlaştırmaya çalıştıkları koruyucu ailelik müessesinin de bu geleneğin bir mirası olduğunu dile getiren Emine Erdoğan, şöyle devam etti: “2002 yılında koruyucu aile yanındaki çocuk sayımız, ülke genelinde 515 iken, bugün ne mutlu ki yalnızca İstanbul’da 1263’e ulaştı. Türkiye genelinde koruyucu aile yanında yaşayan 10 bin 266 çocuğumuzun 1132’si ise özel gereksinimli. Bu özel çocuklarımıza, tüm zorluklara rağmen gönüllü anne babalık yapan ailelerimiz, hayatta karşılıksız sevginin aşamayacağı engel olmadığının birer ispatı. Bu süreçte devletimiz de koruyucu ailelerimize, çocuklarımızın ihtiyaçlarını karşılarken, sunabileceği tüm imkanları seferber etmeye devam ediyor. Farklı beklentilere hitap edecek, ‘akraba ve yakın çevre’, ‘süreli’, ‘geçici’ ve ‘uzmanlaşmış’ olmak üzere 4 farklı model ile koruyucu aileliği teşvik ediyor ve kolaylaştırıyor.”
Emine Erdoğan, 12. yılını tamamlayan Gönül Elçileri Projesi’nin küresel ölçekte ilgi ve takdir görmeye başlamasını da memnuniyet verici bir gelişme olarak ifade etti.
Gönül Elçileri Projesi ve Koruyucu Ailelik modellerinin, Birleşmiş Milletler Çocuk Programı UNICEF’in raporlarında, “Dünya için umut vaat eden proje” olarak değerlendirildiğini aktaran Emine Erdoğan, “Diğer çalışmalarımızda olduğu gibi, koruyucu ailelik konusunda da edindiğimiz bilgi ve tecrübeleri, projemizi uygulama örneği olarak ele alan ve iş birliği yapmak isteyen her ülke ile paylaşmaya hazırız” dedi.
“ÇOCUKLAR İNSANLIĞIN ORTAK EMANETİDİR”
Emine Erdoğan, bu çerçevede, Azerbaycan ve Özbekistan ile Türkiye’nin Aile Bakanlıkları arasında ortak çalışmalar yürütüldüğünü aktararak, “Aynı şekilde, UNICEF ile kimsesiz çocuklara yönelik iş birliğimizi artırma gayretinde olduğumuzu da ifade etmek isterim. Çünkü inanıyoruz ki çocuklar uğruna savaşılacak yegâne hazine, insanlığın ortak emanetidir. Bombalar altında hayatta kalmaya çalışan Gazze’nin çocuklarına, açlıkla mücadele eden Yemen’in çocuklarına, evini defalarca terk etmek zorunda kalan Kırım’ın, Ukrayna’nın çocuklarına, dünya bir gelecek borçlu” diye konuştu.
Bugün Gazze’de, ailesinden hiçbir üyenin sağ kalmadığı ve yaralı olarak kurtarılan çocuk sayısının çok yüksek olduğunu ve bu nedenle onlara özel bir tanım geliştirildiğini vurgulayan Emine Erdoğan, “İsimleri yok, hepsi ‘Ailesi Hayatta Kalmayan Yaralı Çocuk’. Oysa tıpkı tüm kimsesiz kalmış çocuklar gibi savaş hayatlarını gölgelemeden önce onların da bir ismi, hayatı, hayali ve ailesi vardı. Kalıcı bir barış ve adaletin, ancak dünyanın tüm çocuklarına adil bir gelecek vaat edebildiğinde mümkün olduğuna yürekten inanıyorum” ifadelerini kullandı.
Emine Erdoğan, organizasyona ev sahipliği yapan İstanbul Valisi Davut Gül ve eşi Gülden Gül ile Aile ve Sosyal Hizmetler Bakanlığı’na teşekkür ederek, “Koruyucu ailelerimiz ve çocuklarımız arasında yeni dostlukların filizlenmesine imkân verecek böylesi buluşmaların, bütün illerimize örnek olmasını diliyorum” dedi.
KORUYUCU AİLE YANINDA BÜYÜYEN HATİCE KAYA MÜZİK DİNLETİSİ SUNDU
Programda, koruyucu aile yanında büyüyen ve konservatuarı bitirmesinin ardından müzik öğretmeni olarak atanan görme engelli Hatice Kaya’nın müzik dinletisi ile halk oyunları ekibinin gösterisini ilgiyle izleyen Emine Erdoğan, “Gerçekleştirdiği müzik dinletisiyle yüreklerimize şifa olan Hatice kızımızı ve özel gösterileri için halk oyunları ekibini tebrik ederim” dedi.
Emine Erdoğan, konuşmasının ardından katılımcılarla “Biz büyük bir aileyiz” fotoğrafı çektirdi, etkinlik alanındaki çocukları ziyaret etti.
Çocuklara patlamış mısır, patates kızartması ve kâğıt helva dağıtan Emine Erdoğan, çocukların halat çekme yarışmasını izledi.
İstanbul Valiliğinin ev sahipliğindeki programa Emine Erdoğan’ın yanı sıra Aile ve Sosyal Hizmetler Bakanı Mahinur Özdemir Göktaş, İçişleri Bakanı Ali Yerlikaya’nın eşi Hatice Nur Yerlikaya, İstanbul Valisi Davut Gül ve eşi Gülden Gül, İstanbul Çocukları Vakfı’nın Mütevelli Heyeti ile yönetim kurulu üyeleri, milletvekilleri, koruyucu aileler ve yanlarında kalan çocuklar katıldı.
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Türkiye’ye resmî ziyarette bulunan Mısır Cumhurbaşkanı Abdülfettah es-Sisi ile Cumhurbaşkanlığı Külliyesinde bir araya geldi.
Mısır Cumhurbaşkanı es-Sisi, Cumhurbaşkanlığı Külliyesine gelişinde Cumhurbaşkanı Erdoğan tarafından resmî törenle karşılandı. İki ülke millî marşlarının çalınmasının ardından Mısır Cumhurbaşkanı es-Sisi, tören kıtasını selamladı.
Türkiye ve Mısır bayrakları önünde basın mensuplarına poz veren Cumhurbaşkanı Erdoğan ve Mısır Cumhurbaşkanı es-Sisi, daha sonra baş başa görüşmelerini gerçekleştirmek ve Yüksek Düzeyli Stratejik İşbirliği Konseyi Toplantısı’na başkanlık etmek üzere Cumhurbaşkanlığı Külliyesine geçti.
Size daha iyi hizmet sunabilmek amacıyla çerezleri kullanıyoruz. Çerezler Hakkında Aydınlatma Metni için tıklayınız. www.kimlerburada.com Bu siteyi kullanmaya devam ederseniz, Gizlilik ve Çerez Politikamızı kabul etmiş olursunuz.
Size daha iyi hizmet sunabilmek amacıyla çerezleri kullanıyoruz. Çerezler Hakkında Aydınlatma Metni için tıklayınız. www.kimlerburada.com Bu siteyi kullanmaya devam ederseniz, Gizlilik ve Çerez Politikamızı kabul etmiş olursunuz.
Gerekli cookie, sayfa gezinmesi ve web sitesinin güvenli alanlarına erişim gibi temel işlevleri etkinleştirerek bir web sitesi kullanıma yardımcı olur. Web sitesi bu cookie olmadan düzgün çalışamaz.
Tercih cookies, bir web sitesinin, tercih ettiğiniz diliniz veya bulunduğunuz bölgeniz gibi, web sitesinin davrandığını veya görünüşünü değiştiren bilgileri hatırlamasını sağlar.
İstatistik
İstatistik cookies, web sitesi sahiplerinin anonim olarak bilgi toplayıp bildirerek ziyaretçilerin web siteleriyle nasıl etkileşimde bulunduğunu anlamalarına yardımcı olabilir.
Pazarlama
Pazarlama cookies, ziyaretçileri web sitelerinde izlemek için kullanılır. Amaç, bireysel kullanıcıya ilgi çekici ve böylece yayıncılar ve üçüncü taraf reklamverenler için daha değerli olan reklamları görüntülemektir.
Sınıflandırılmamış
Sınıflandırılmamış cookies, bireysel kurabiye sağlayıcıları ile birlikte sınıflandırma sürecinde olduğumuz cookies.