BU TARİHİ KONGREDE TÜRK TARİHİ VE KÜLTÜRÜ ÜZERİNE ÇALIŞMALARI İLE GÖZ DOLDURAN PROF. DR. İLBER ORTAYLI VE NOBEL KİMYA ÖDÜLÜNÜN SAHİBİ PROF. DR. AZİZ SANCAR DA GERÇEKLEŞECEK PANELE ÇEVİM İÇİ OLARAK KATILACAK.
Bilindiği gibi 1. Maarif Kongresi büyük önder Mustafa Kemal Atatürk önderliğinde Kurtuluş Savaşı devam ederken Ankara’da toplanmış; ülkemizin en seçkin aydınları, akademisyenleri, idarecileri ile öğretmenleri bu kongreye katılarak Türk eğitiminin geleceğine dair tespit ve çözüm önerileri içeren çalışmalar yürütmüştü.
“Bir millet, irfan ordusuna sahip olmadıkça savaş meydanlarında ne kadar parlak zaferler elde ederse etsin, o zaferin köklü sonuçlar vermesi ancak irfan ordusuyla mümkündür. Bu ikinci ordu olmadan birinci ordunun elde ettiği kazanımlar sönük kalır. ” diyen Atatürk, Kongre’ye bizzat katılarak, notlar almış, Türk devletinin 1923 ve sonrasına uzanan cumhuriyet yolun kaldırım taşlarının döşenmesine kılavuzluk etmiştir.
Cumhuriyetin 100. Yılında başlayacak olan yeni Türk asrında devlet ve millet olarak hedeflediğimiz noktalara ulaşabilmenin yolunun eğitimden geçtiğini çok iyi bilen Türk Eğitim-Sen; 2023’e bir hazırlık yapmak, yol haritası belirlemek amacıyla 13-18 Temmuz 2021 tarihleri arasında 2. Maarif Kongresi’ni topluyor.
Türk Eğitim-Sen olarak 2. Maarif Kongresi kapsamında ocak ayından beri Türkiye’nin en yetkin akademisyenleri ile on adet çalıştay düzenledik. Çalıştaylarda tespit edilen sorunlar, sunulan öneriler rapor haline getirilerek ülkemiz eğitiminin geleceğine dair bir külliyat halini aldı. Bu çalıştaylar 14 Temmuz tarihinde Gazi Mustafa Kemal Atatürk oturumuyla başlayacak 2. Maarif Kongresi’nin eğitimin önemli sorunlarına odaklanan dosya çalışmaları oldu. Bu çalıştaylarda bize ulaşan tespit ve öneriler ile kongrenin tematik panelleri ve oturumları şekillendi.
Maarif Kongresi 14 Temmuz tarihinde bugün Cumhuriyet Müzesi olarak faaliyette bulunan 2. TBMM Genel Kurul Salonunda saat 10.00’da saygı duruşunda bulunulması ve İstiklal Marşı’nın okunmasıyla başlayacaktır. Toplantının açılış konuşmasını Türk Eğitim-Sen Genel Başkanı Talip Geylan yapacak ardından kongremizi onurlandıran Milli Eğitim Bakanı Sayın Prof. Dr. ZİYA SELÇUK bir konuşma gerçekleştirecektir.
Kongremiz “Gazi Mustafa Kemal Atatürk” adıyla düzenlenecek açılış oturumu ile devam edecektir. Gazi Mustafa Kemal Açılış Oturum Başkanı MEB Öğretmen Yetiştirme ve Geliştirme Genel Müdürü Sayın Prof. Dr. Adnan BOYACI iken, davetli konuşmacılar Prof. Dr. Hilmi DEMİR, Prof. Dr. Selahiddin ÖĞÜLMÜŞ, Prof. Dr. İRFAN Erdoğan ve Ali BALTACIOĞLU’DUR.
Açılış oturumunun ardından “Atatürk, Türk Eğitim Tarihi ve Maarif Kongresi Sanal Sergi” açılışı gerçekleştirilecektir. Sergi açılışı yerini “İsmail Hakkı Baltacıoğlu Koleksiyonu” açılışına ve söyleşine bırakacaktır. Türk Eğitim-Sen aynı gün kongre katılımcılarıyla birlikte 15.15’de Anıtkabir ziyareti gerçekleştirecektir.
14 Temmuz tarihinde akşam saat 20.00’de ünlü tarihçi Prof. Dr. İLBER ORTAYLI, Nobel Kimya ödülü sahibi Prof. Dr. AZİZ SANCAR, Doç. Dr. YALÇIN BAY, Prof. Dr. TİMUR KOCAOĞLU ve Uzman GÜLNARA SEİTVANİYEVA’nın konuşmacı olarak katılacağı 2023’e Doğru Maarif Kongresi “Dilde, Fikirde, İşte ve Eğitimde Birlik” konulu panel düzenlenecek, bu panel sosyal medya üzerinden canlı yayınlanacaktır.
Kongremizde her oturum birinci maarif kongresine katılarak ülkemize hizmet eden zirve şahsiyetlere ithaf edilerek onların aziz hatıralarının da yad edilmesi sağlandı. 2. Maarif Kongresi’nde 15 ve 16 Temmuz tarihlerinde Hamdullah Suphi Tanrıöver Oturumu, Ziya Gökalp Oturumu, Reşit Galip Oturumu, İsmail Hakkı Baltacıoğlu Oturumu, Halide Edip Adıvar Oturumu, Yakup Kadri Karaosmanoğlu Oturumu, Nafi Atıf Kansu Oturumu, Adnan Adıvar Oturumu, Veled Çelebi Efendi Oturumu olmak üzere 9 ayrı ana oturum düzenlenecek.
9 ana oturumun her biri kendi içinde eş zamanlı oturumlarla gerçekleştirilecek. Bu eş zamanlı oturumlar toplam 54 oturumdan oluşacak. 54 oturum ise; 1. Maarif Kongresi’ne katılan zirve şahsiyetler, öğretmenlik görevini icra ederken PKK terör örgütü tarafından katledilen şehit öğretmenlerimiz ve tarihi isimler anısına düzenlendi.
Maarif Kongresi kapsamında “BÜYÜK ÖĞRETMEN KURULTAYI” da gerçekleştirilecektir. Büyük Öğretmen Kurultayı hazırlıkları kapsamında şubelerimiz tarafından 25 Mayıs-5 Haziran 2021 tarihlerinde İlçe komisyon çalışmaları, 10-20 Haziran 2021 tarihlerinde ise il komisyon çalışmaları yapılarak 52 başlık altında okul öncesinden, yükseköğretime kadar Türk milli eğitimi masaya yatırılmış ve il raporları oluşturulmuştur. İllerden seçilen temsilciler 15-16 Temmuz 2021 tarihlerinde Ankara’da toplanarak BÜYÜK ÖĞRETMEN KURULTAYI’nı gerçekleştirip il raporlarından faydalanarak 52 başlıkta TÜRKİYE RAPORU’NU hazırlayacaklardır.
Öte yandan 15-16 Temmuz tarihlerinde sırasıyla; 2023’e Doğru Türk Eğitim Sisteminde Sosyal Alanlar Eğitimi Üzerine Öneriler, 2023’e Doğru Türk Eğitim Sistemi Açısından Okulların Finansmanıyla Ekonomi ve Finans Eğitimi, 2023’e Doğru Türk Yükseköğretimine İlişkin Görüş ve Öneriler, 2023’e Doğru Türk Eğitim Politikasına İlişkin Görüş ve Öneriler, Kültürel Eğitim Modeli Işığında Türk Eğitim Sisteminde Yeni Yaklaşımlar, Milli Mücadelede Maarif Kongresi, 2023’e Doğru Türk Eğitiminde Fen ve Matematik Alanları Eğitimi, 2023’e Doğru Türk Eğitiminde Okul Öncesi ve Temel Eğitime İlişkin Görüş ve Öneriler, 2023’e Doğru Türk Eğitiminde Mesleki Yöneltme, Ölçme ve Değerlendirme, 2023’e Doğru Türk Eğitiminde Yabancı Dil Eğitimi Üzerine Değerlendirmeler, 2023’e Doğru Türk Eğitim Sistemi Açısından Türkçe ve Türk Dili, 2023’e Doğru Türk Eğitim Sisteminde Müzik ve Sanat Eğitimi konulu tematik ve Türk eğitiminin geleceğine dair öneriler içeren paneller gerçekleştirilecektir.
16 Temmuz akşam 20.00’de Genel Başkan Talip Geylan kapanış konuşması yapacak. Kapanış konuşmasının ardından Kongre Sonuç Bildirgesi okunacak, Atatürk’ün sevdiği ezgiler ve Türk müziği konseri ile kongre sona erecektir.
Türk Eğitim-Sen tarafından UNESCO Türkiye Milli Komisyonu’nun desteği ile düzenlenen; Türk eğitimine, Türk bilim hayatına ve 2023 sonrasında Türk devletine insan kaynağının niteliğini artırmak amacıyla eğitim alanında yol haritası belirlemek için düzenlediğimiz 2. Maarif Kongresi’ne varlığıyla, çalışmalarıyla destek verecek tüm katılımcılara şimdiden teşekkürü bir borç biliriz. Bu kongrede alınan kararların tarihe yön vereceğine inanıyor ve on yıllar boyunca referans alınmasını bekliyoruz
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın eşi Emine Erdoğan, Kadın ve Demokrasi Derneği (KADEM) tarafından Anadolu Ajansının global iletişim ortaklığında düzenlenen “Kültürel Kodlar ve Kadın” temalı 5. Uluslararası Kadın ve Adalet Zirvesi’nin gala yemeğine katılarak bir konuşma yaptı.
Bahariye Mevlevihanesi’nde düzenlenen programda konuşan Emine Erdoğan, tüm katılımcıları selamlayarak, yurt dışından gelen yabancı konuklara da “Hoş geldiniz” dedi.
Zirve vesilesiyle bir araya gelmekten duyduğu memnuniyeti dile getiren Emine Erdoğan, KADEM’in farklı temalarla her yıl düzenlediği zirvelerin, kadınlara dair evrensel meseleleri mercek altına aldığını, kördüğüm hâline gelmiş sorunların çözümlerine işaret ettiğini söyledi.
KADEM’in bugüne kadar yaptığı çalışmalarla, büyük bir ihtiyacı karşıladığına değinen Emine Erdoğan, derneğin kadın çalışmaları alanındaki tek sesliliğe, kendi medeniyet ve inanç dünyalarından yaklaşımlarla güçlü bir cevap verdiğini, kadınların, ailenin, toplumun yanında durduğunu dile getirdi. Tüm KADEM ailesine teşekkür eden Emine Erdoğan, derneğin başarılı çalışmalarının devamını diledi.
“KADINI HAKİKATİNDEN KOPARARAK YENİDEN ŞEKİLLENDİRMEYE ÇALIŞAN BİR GÜNDEMİN İÇİNDEYİZ”
Kadınların tarih boyunca hep tartışma konusu olduğunu vurgulayan Emine Erdoğan, sözlerini şöyle sürdürdü: “Dünya, her dönemde kadınlara dair yeni kodlar, yeni söylemler ve yeni roller üretmiştir. Buna rağmen kadınla erkeğin birbirini tamamladığı, fıtratın adalet terazisi olduğu bir dünya hâlâ kurulamadı. Maalesef, kadını hakikatinden kopararak yeniden şekillendirmeye çalışan bir gündemin içindeyiz. Kadınlar, sınırları her gün genişleyen popüler kültürün tahakkümü altında büyük mağduriyetler yaşıyorlar. Çünkü kadınlara vadedilen tüm hak, özgürlük ve başarıların ön koşulu öz kimliklerinden vazgeçmeleri. Kadınlar ötekileştirilmemek, sosyal hayattan dışlanmamak ya da işini kaybetmemek için bu koşulu kabul etmek zorunda kalıyorlar. O nedenle küreselleşmenin ve popüler kültürün, gözlerimizin önünde inşa ettiği yeni kodları, kılı kırk yararak irdelemeliyiz. Mesela, iş, teknoloji ve sanat dünyasına ait kültür kodlarının, kadınlarla ilgili neler söylediğine kulak kabartmalıyız.”
Modern dünyanın aileye yönelik tasarımının deşifre edilmesi gerektiğini belirten Emine Erdoğan, son zamanlarda öne çıkarılan rol modellere bakıldığında kadının bir özne olarak ailenin dışında, konumlandırıldığının görüldüğünü vurguladı.
Kadının emeği ev içinde kaldıysa, emeğinin de kendinin de görünmediğini dile getiren Emine Erdoğan, şunları söyledi: “İş yerlerinde kadın başarılı sayılırken, evdeki kadın hakir görülen bir konumda kalıyor. Evi ve işi arasında savrulan kadınların, ‘eşitlik’ adı altında sarf ettikleri insanüstü efor ve yaşadıkları çelişkiler göz ardı ediliyor. Benzer olarak annelik, kadının kendini gerçekleştirmesinin önündeki bir bariyer olarak sunuluyor. Evdeki kadının nesil yetiştiren, aile hayatını organize eden, her dakikası üretim ve sorumluluk dolu yaşamına tepeden bakılıyor. İşte tüm bunlar kadınları dar kalıplara mahkûm etmektir. Hayatın zenginliklerini, terazisini ve sunduğu seçenekleri yok etmektir.”
“KADINLARIMIZIN MEDENİYETİMİZ İÇİNDEKİ GÜÇLÜ VARLIĞINI HATIRLATMAMIZ GEREKİYOR”
Gerçek eşitlik ve özgürlüğün, kadınların fıtri hasletlerini korumalarına imkân sağlayacak ekosistemi oluşturmakla başladığını ifade eden Emine Erdoğan, konuşmasını şöyle sürdürdü: “Kadınların hayatın tüm alanlarında, kendi tabiatlarıyla var olmalarını sağladığımızda adalet ve denge ekseninde bir dünya zaten oluşacaktır. Hükûmetimiz bu anlayışla kadınların çalışma, sosyal ve eğitim hayatlarına yönelik reform niteliğinde iyileştirmeler yaptı. Kamusal yasakların kaldırılması da kadın meselelerinin en başta bir insan hakları mücadelesi ölçeğinde ele alınmasıyla başarıldı. Bu tecrübe, insanlık adına büyük bir kazanım olduğu gibi, evrensel bir referans noktasıdır. O nedenle bu başarılar sadece bizim gündemimiz olmamalı. El birliğiyle kadınlar adına kazandığımız hakları ve kadını örseleyen sistemlere karşı dik duruşumuzu tüm dünyaya anlatabilmemiz lazım. Zira bugün özgürlüğü sadece kendi değerleriyle tanımlayan dünyanın en medeni sayılan ülkelerinde bile kadınlar, ideolojik kıyımların kurbanı olabiliyorlar. Kamusal yasaklarla, mahalle baskısıyla, yaşamları görünmez prangalar içinde geçiyor.”
Emine Erdoğan, “Şu bir gerçek ki ana akım söylemler artık geçerliliğini yitirmiştir. Çözüm ise kadınların, hakikatlerinden koparılmadan var olabilecekleri reçeteler üretebilmektir. Dinimizin, kadın ve erkek arasında gözettiği, hassas dengeyi unutmayalım. Bizim inancımızda kadın ve erkek bir bütünün iki yarısıdır. Farklı fıtratlar ve farklı kabiliyetlerle hayatta yer alır, iş birliği içinde var olurlar. Dinimiz, kadınların ve erkeklerin, insan onuruna yaraşır hayatlar yaşamasının yollarını net bir şekilde ortaya koyuyor. Bu noktada bizim ödevimiz, bu prensipleri hayata aktarmaktır” dedi.
Dünyanın önemli bir dönemeçten geçtiğini vurgulayan Emine Erdoğan, ailenin DNA’sını bozmaya, kadını aileden koparmaya çalışanların çocuklar üzerinden çok çirkin hesaplar yaptığını dile getirdi.
Kadın hakları her konuşulduğunda cinsiyet kavramını belirsizleştiren küresel hareketin ortaya atıldığına dikkati çeken Emine Erdoğan, konuşmasını şöyle tamamladı: “Bizler büyük bir dayanışma içinde, bu dayatmaları bertaraf edecek güçlü formüller üretmek zorundayız. En başta da kadınlarımızın kendi medeniyetimiz içindeki güçlü varlığını onlara hatırlatmamız gerekiyor. Cesareti, azmi, rikkati ve vakarıyla temayüz eden Anadolu kadını, zamanlar üstü bir rol modeldir. Topraklarımızdan geçen seyyahların tarihe bıraktığı kayıtlar, Anadolu kadınının yüzyıllar öncesinde dahi sergilediği liderliğin delilleridir. Hanım sultanların vakıf eserleri, medeniyetimizde kadınların topluma yön veren figürler olduğunu anlatır. Şifahaneler, imaretler, aşevleri, camiler ve külliyeler ile donattıkları şehirler kadının dönüştürücü gücünü gösterir. Anadolu medeniyetinde ve İslam medeniyetinde çok güçlü bir kadın tarihi var. Bu tarihin güncel söylemlerle gün yüzüne çıkarılmaması, gerçekten çok düşündürücü. Tarihimize ve medeniyetimize, mührünü vurmuş kadınların örnekliğini geleceğe aktaracak projelerin hayati olduğuna inanıyorum.”
Programa; Aile ve Sosyal Hizmetler Bakanı Derya Yanık, KADEM Yönetim Kurulu Başkanı Saliha Okur Gümrükçüoğlu, Başkan Yardımcısı Sümeyye Erdoğan Bayraktar, Azerbaycan Aile, Kadın ve Çocuk Sorunları Devlet Komitesi Başkanı Bahar Muradova, Tanzanya Toplumsal Gelişim, Toplumsal Cinsiyet, Kadın ve Özel Gruplar Bakanı Onesphoro Gwajima, Libya Sosyal İşler Bakanı Wafaa Abu Bakhr Mohamed Al Kilani’nin yanı sıra sivil toplum kuruluşlarının temsilcileri, akademisyenler ve KADEM temsilcileri katıldı.
TÜRKSOY’un seçme eserlerinin yer aldığı 2000 adet kitap Almatılı okurlara hediye edildi.Hediye edilen eserlerin arasında 3 dilde hazırlanan Abay, Üç Arıs, Oljas Süleymanov, Cengiz Aytmatov gibi prestij eserler de yer aldı.
Etkinliğe Kazakistan Yazarlar Birliği Başkanı Ulugbek Esdaulet, TÜRKSOY Kazakistan Ülke Temsilcisi Bakıtjan Omarov, Daire Başkanı Sancar Mülazımoğlu ve Kazakistan edebiyat camiasının temsilcileri katıldı.
Kazakistan Cumhuriyetinin bağımsızlığının 30. yılı anısına düzenlenen etkinlikte, TÜRKSOY tarafından hediye edilen eserler Kazakistan’ın Almatı şehrinde bulunan farklı kütüphanelere dağıtılacak.
Etkinliği takiben, Karabağ’ın düşman işgalinden kurtarılması mücadelesini dünya kamuoyuna çalışmalarıyla duyuran Kazakistan medyasının temsilcilerinden Nurgali Jusipbay ile Serik Maleyev’e TÜRKSOY Basın Ödülü takdim edildi. Medya çalışanlarına ödüllerini TÜRKSOY Kazakistan Ülke Temsilcisi Bakıtjan Omarov takdim etti.
SOCAR Türkiye, 8 Kasım Karabağ Zaferi’ni ve şehitlerin hatırasını ölümsüzleştirmek üzere İzmir’in Aliağa ilçesinde ‘Azerbaycan Karabağ Hatıra Ormanı’ kurdu. 20 bin ağaçlık hatıra ormanının fidan dikim töreni, SOCAR Türkiye CEO’su Zaur Gahramanov’un ev sahipliğinde, Aliağa Kaymakamı Ömer Kocaman, Aliağa Belediye Başkanı Serkan Acar ve İzmir Orman Bölge Müdürü Zafer Derince’nin katılımlarıyla gerçekleşti.
Azerbaycan Cumhuriyeti Devlet Petrol Şirketi SOCAR’ın iştiraki olan SOCAR Türkiye, 30 yıldır işgal altında olan Karabağ’ın 8 Kasım 2020’de yeniden Azerbaycan topraklarına katılması zaferini ölümsüzleştirmek ve 44 gün süren mücadelede şehit olanların anısını yaşatmak üzere ‘Azerbaycan Karabağ Hatıra Ormanı’ kurdu. SOCAR’ın Türkiye’deki en büyük yatırımlarının konuşlandığı İzmir’in Aliağa ilçesinde kurulan hatıra ormanı için 22 Kasım’da fidan dikim töreni gerçekleştirildi.
SOCAR Türkiye CEO’su Zaur Gahramanov’un ev sahipliğinde ve SOCAR Türkiye çalışanlarından oluşan SOCAR Gönüllüleri’nin de katılımıyla gerçekleşen törene, Aliağa Kaymakamı Ömer Kocaman, Aliağa Belediye Başkanı Serkan Acar ve İzmir Orman Bölge Müdürü Zafer Derince katıldı. Samurlu mevkiinde bulunan 55 dönümlük alana dikilmek üzere Orman Genel Müdürlüğü’ne 20 bin adet kızılçam ve sedir ağacı fidanı bağışlanırken, törene katılan konuklar sembolik olarak fidan dikimi gerçekleştirerek, Karabağ Zaferi’ni ve şehitlerini andı.
“İKİ KARDEŞ ÜLKE OLARAK AZİZ ŞEHİTLERİMİZİ BİRLİKTE ANIYORUZ”
SOCAR Türkiye CEO’su Zaur Gahramanov, törende yaptığı konuşmada Karabağ Zaferi’ni iki devlet tek millet ülküsüyle kutladıklarını belirterek şunları söyledi: “SOCAR Türkiye olarak Azerbaycan Karabağ Hatıra Ormanımızı, bu zaferi ve şehitlerimizin hatırasını ölümsüzleştirmek için kurduk. İki kardeş ülke olarak, Karabağ’ı yeniden Azerbaycan toprağı yapan ve bize büyük bir zafer armağan eden aziz şehitlerimizi birlikte anmaktan gurur ve mutluluk duyuyorum.