Bizimle iletişime geçin

GÜNCEL

Yeşilay’ın 5. Uluslararası Teknoloji Bağımlılığı Kongresi Uzman İsimleri Buluşturdu

Haberler

on

Yeşilay’ın bu yıl 5’inci kez düzenlediği Uluslararası Teknoloji Bağımlılığı Kongresi’ne yurtdışından 16, toplamda 36 konuşmacı katıldı. Teknoloji bağımlılığının ekran kullanımından sosyal medyaya, çevrim içi oyunlardan kumara ve pandeminin etkilerine kadar pek çok farklı açıdan ele alındığı kongre 2 gün sürdü. Kongre kapsamında konuşan 4 ana konuşmacı COVID-19 ve oyun oynama bozuklukları, sağlıklı oyun oynama alışkanlıkları ve bağımlılıklar, teknoloji bağımlılığını önlemenin yolları ve oyun içi harcamaların bağımlılıklara etkisi i konularını ele aldı. Teknoloji kullanımının bir noktaya kadar ihtiyaç olduğunu belirten Yeşilay Genel Başkanı Prof. Dr. Mücahit Öztürk, “Biz çocuk ayaklandığı andan itibaren onu ekranla, telefonla, tabletle tanıştıran bir nesil görüyoruz. Dolayısıyla da özellikle 2 yaşından itibaren çocuklar ve 30 yaşa kadarki genç yetişkinlerin risk altında olduğunu söyleyebiliriz” ifadelerini kullandı.

Yeşilay, 5. Uluslararası Teknoloji Bağımlılığı Kongresi’ni dünyadan ve Türkiye’den alanında uzman isimlerin katılımıyla gerçekleştirdi. Dijital bağımlılıklar, COVID-19 döneminin etkileri, oyun ve kumar bağımlılıkları arasındaki ilişki, sosyal medyanın ve akıllı telefonların aşırı kullanımı gibi temaların ele alındığı kongrede 16 ülkeden 16 yabancı konuşmacının yanı sıra; toplamda 36 konuşmacı yer aldı. Açılış konuşmasını Yeşilay Genel Başkanı Prof. Dr. Mücahit Öztürk’ün yaptığı kongrenin ana konuşmalarını Queensland Üniversitesi Gençlerde Madde Kullanımı Araştırmaları Ulusal Merkezi’nden Prof. Dr. John B. Saunders, Lausanne Üniversitesi Psikoloji Enstitüsü’nden Prof. Dr. Joel Billieux, Kore Katolik Üniversitesi Uijongbu St.Mary’s Hastanesi’nden Prof. Dr. Hae Kook Lee ve Flinders Üniversitesi’nden Doç. Dr. Daniel King gerçekleştirdi.

Kongrenin açılış konuşmasında Yeşilay’ın teknoloji bağımlılığı konusundaki çalışmalara ve araştırmalara öncülük ettiği ve bu alandaki çalışmaları yakından takip ederek gelişen riskleri erken fark ettiğini ve bu kapsamda 5. kez Uluslararası Teknoloji Bağımlılığı Kongresi’ni düzenlemekten mutluluk duyduklarını belirten Yeşilay Genel Başkanı Prof. Dr. Mücahit Öztürk şunları söyledi:

“Teknoloji bağımlılığı söz konusu olduğunda farklı bir durumla karşı karşıyayız. Tütün, alkol, madde ve kumar bağımlılıklarıyla ilgili; bağımlılık yapıcı nesne ya da durumdan kesinlikle uzak durulmasını söyleyebiliyoruz ancak teknoloji söz konusu olduğunda durum değişiyor. Hepimiz haberleşme teknolojilerini kullanmak, araştırma yapmak ve eğlenmek istiyoruz. Bunda yanlış bir şey yok. Teknoloji kullanımı bir noktaya kadar ihtiyaç; bu nedenle de tümden reddetmek akıl dışı bir yaklaşım olur. Ancak ‘onsuz yapamam’ demeye başlandığında bağımlılık riski ortaya çıkıyor. Üstelik doğumdan değil belki ama 2 yaşından itibaren 80’li yaşlara kadar herkes risk altında; çünkü biz çocuk ayaklandığı andan itibaren onu ekranla, telefonla, tabletle tanıştıran bir nesil görüyoruz. Dolayısıyla da özellikle 2 yaşından itibaren çocuklar ve 30 yaşa kadarki genç yetişkinlerin risk altında olduğunu söyleyebiliriz. Bu yaş grubunda akademik başarıda ve iş başarısında düşüş, sosyal ilişkilerden kaçma, hareketsiz yaşam, sanatsal faaliyetleri sürdürememe gibi pek çok sorun yaşanıyor. O kadar çok değer kaybediyoruz ki, sonra telafisi mümkün olmayabiliyor.”

“İletişimde ve duygularını ifade etmede sorunlu bir nesille karşı karşıyayız”

Kendilerine sosyal alan olarak sanal âlemi seçen çocuk ve gençlerin buradaki riskleri fark etme konusunda da çok yetkin olmadığının altını çizen Öztürk, “Ebeveynlerin içerik ve süreyi mutlaka kontrol altına alması gerekiyor; bu şekilde riski minimize etmek mümkün. Bugün tüm dünyanın risk altında olduğunu söyleyebiliriz. İlişkileri sanal ortamda kuran çocuklar nedeniyle iletişim becerilerinde problem yaşayan, konuşma ve duygularını ifade etmekte sorun olan bir nesille karşı karşıyayız. Sosyal medyanın kullanım şekli de bunun en güzel örneklerinden biri, öfke boşaltma aracı olarak kullanılıyor. Günlük hayatta gördükleri bir kişiye söyleyemeyecekleri sözleri ekran aracılığıyla aktarıyorlar. Bu riskleri yönetmenin yolu bilinçli internet kullanımıdır” dedi.

Yeşilay Türkiye Bağımlılıkla Mücadele Eğitim Programı (TBM) kapsamında her yıl 8 milyon öğrenciye ve 3 milyon yetişkine teknoloji bağımlılığı konusunda farkındalık kazandırırken, Sağlıklı Nesil Sağlıklı Gelecek Yetenek Yarışması ile öğrencilerde küçük yaşlardan itibaren bağımlılıklarla ilgili farkındalık oluşturulması hedefleniyor. Yeşilay Danışmanlık Merkezi (YEDAM) çatısı altında da bağımlılara ve ailelerine ücretsiz psikososyal destek sunuluyor.

Günde 3-4 saatten fazla çevrim içi oyun oynamak bağımlılık riski taşıyor

Queensland Üniversitesi Gençlerde Madde Kullanımı Araştırmaları Ulusal Merkezi’nden Prof. Dr. John B. Saunders kongrede “Oyun oynama bozukluğu: Pandemi çağının zorluklarıyla karşılaşma” başlıklı bir sunum gerçekleştirdi. Günümüzde oyun oynama bozukluğunda dijital devrimin ve COVID-19 pandemisinin 2 önemli etken olduğunu belirten Saunders şunları söyledi:

“COVID-19 tüm dünyada yaşamı etkiledi, koruyucu tedbir olarak kapanmalar yaşandı. Sosyal izolasyon özellikle gençler ve yaşlıları çok etkiledi. Anksiyete bozuklukları, depresyon, travma sonrası stres bozukluğu yaşayanlar oldu. Oyun endüstrisi bu dönemde ‘farklı yerlerde ama birlikte oynama’ gibi söylemlerle faaliyetlerini sürdürdü. Mart 2020’den itibaren oyun kullanıcılarının Amerika’da 28 milyon, İngiltere’de 8,6 milyon arttığını görüyoruz. Mobil oyun kullanıcılarına baktığımızda ise Amerika’da yüzde 28, İngiltere’de yüzde 50, Güney Kore’de yüzde 34 ve Almanya’da yüzde 25 artış var. Üstelik kullanıcıların yarısından fazlası daha sonra da oyun oynamaya devam edeceğini söylüyor; yani bu artış dönemsel bir artış değil; ancak burada önemli olan bu aktivitenin ne zaman tehlikeli ve riskli hale geldiği. Araştırmalar günde 3-4 saatten fazla çevrim içi oyun oynamanın risk taşıdığını gösteriyor. Bunun dışında akademik performans, anksiyete, depresyon, otizm spekturum bozukluğu, ebeveyn ilişkilerinde bozulmalar gibi belirtiler de ortaya çıkabiliyor. Oyun oynama üzerinde kontrol kaybolduğunda, oyuna verilen önem arttığında ve kişi negatif sonuçlarına rağmen oyun oynamaya devam ettiğinde biz bunu artık oyun oynama bozukluğu olarak tanımlıyoruz.”

Tedavide amacın oyun dışı internet kullanım alışkanlığını sürdürmek olduğuna değinen Saunders, COVID-19 döneminde aktivite planı yapmak, düzenli uyku ve sağlıklı beslenme, düzenli egzersiz, stres azaltma tekniklerini öğrenme, çocukların elektronik aletlere erişimini planlama, çevrim içi oyun sürelerini sınırlama gibi tekniklerin önleyici çalışmalar açısından önemli olduğunu vurguladı.

Uzaktan eğitim döneminde öğrencilerin yüzde 65,5’inin dijital medya kullanımı arttı

COVID-19 pandemisinin ruh sağlığı üzerindeki etkilerini “COVID-19 ve aşırı dijital kullanım: Mevcut durum ve önleme stratejisi” başlıklı sunumunda anlatan Kore Katolik Üniversitesi Uijongbu St. Mary’s Hastanesi’nden Prof. Dr. Hae Kook Lee şöyle konuştu:

“COVID-19 hastalığına yakalanma endişesi zamanla düşüyor ancak depresyon, anksiyete ve intihar eğiliminin zamanla arttığını görüyoruz. Kore’de yapılan bir araştırmaya göre 2018 yılına oranla depresyonda 6 kat ve intihar eğiliminde 3,5 kat artış var. Bu durum yakın ilişkilerin kurulamamasından ve sosyal hayatın bitmesinden kaynaklanıyor. Bireyler hazzı çevrim içi alanlarda aramaya başlıyor ve burada da bağımlılık riski ortaya çıkıyor. Yine Kore’de yapılan bir araştırmada akıllı telefon kullanıcılarının yüzde 44,3’ü ve çevrim içi oyun oynayanların yüzde 24,4’ü bu aktivitelere ayırdıkları zamanın arttığını belirtiyor. Bu artışın özellikle 20’li yaşlardaki bireylerde meydana geldiği görülüyor. Uzaktan eğitim nedeniyle öğrencilerin bilgisayar karşısında daha uzun zaman geçirmesi, onlar açısından da riski artıyor. Öğrencilerin yüzde 65,5 dijital medya kullanımının arttığını ifade ediyor. Kız öğrenciler akıllı telefon ve alışverişe yönelirken, erkek öğrenciler ise çevrim içi oyunlar ve yetişkin içerikleriyle daha fazla zaman geçiriyor.”

Ruhsal problemleri olan bireylerin teknoloji bağımlılığı riski geliştirme riskinin de daha fazla olduğunu vurgulayan Lee, “Teknoloji bağımlılığını önlemek için dijital hayatla gerçek hayat arasında denge kurulması, bireylerin ve endüstrilerin çıkarlarının bir denge içinde gözetilmesi ve bu bağımlılık alanına özel stratejilerle hem önleyici hem de tedavi edici alanda adımlar atılması gerekiyor” ifadelerini kullandı.

Oyun içi harcamalar oyun oynama bozukluğunun bir parçası olabilir

“Çevrim içi oyunlarda yağmalayarak para kazanma” başlıklı konuşmasına COVID-19 pandemisinin oyun sektörünü büyüttüğünü belirterek başlayan Flinders Üniversitesi’nden Doç. Dr. Daniel King, oyun içi harcamalarla ilgili konuşmasında şunları söyledi:

“Geleneksel oyunlara baktığımızda etkileşime dayalı, karar vermeyi destekleyen, gerçek bir ödülün olduğu, belli yetenekler gerektiren bir mekanizma görüyoruz. Kumarın tanımında ise değerli bir şeyi riske atma, yarış ya da şans unsuru ve belirli bir değerde kazanç elde etme durumu söz konusu. Bugün en çok oynanan dijital oyunlara baktığımızda hem oyunların hem de kumarın belli özelliklerini taşıdıklarını görüyoruz; ancak oyun içi harcama mekanizması kumardan çok daha karışık şekilde işliyor. Oyun endüstrisi oyun içi harcamaları teşvik etmek amacıyla farklı stratejiler kullanıyor. Üstelik kullanıcı ile oyun endüstrisi arasında ciddi bir bilgi eşitsizliği söz konusu. Endüstri kullanıcının oyun alışkanlıklarını, harcadığı zamanı, genel olarak oyun içi harcama trendini biliyor ve buna göre yönlendirmeler yapıyor. Ve buralarda harcanan çok ciddi miktarlar söz konusu. Örneğin, bir kullanıcı oyundaki liderliğini koruyabilmek için 2 milyon dolar harcamıştı. Gençler de ailelerinin kredi kartlarıyla harcama yaparak onları çok ciddi borçlar altına sokabiliyor. Avustralya’da 8-17 yaş arası her 3 gençten 1’i oyun içi harcama yapıyor.”

Oyun içi harcamaların oyun oynama bozukluğunun bir parçası olabileceğine değinen King, “Oyun oynama bozukluğuna sahip kullanıcılar, tedavi olduklarında oyun oynamayı durdurmak değil kontrol altına almak istiyorlar. Yüzde 30’u ise tedaviyi sürdürmüyor. Bu bozukluğa sahip olanların tedavi sürecinde depresif hislerinde de artış olduğunu görüyoruz; çünkü oyunlar dışında bir duygusal dengelenme kaynakları bulunmuyor” dedi.

2 gün boyunca 7 farklı oturumda her yönüyle teknoloji bağımlılığı konuşuldu

Kongrenin ilk günü Hindistan Ülke Yeşilayı Başkanı Saiju Hameed başkanlığında gerçekleşen oturumda Matthew Browne  “SF-D6 eğilim puanı ağırlıklandırma paradigması kullanarak kumar sorunları ve zararları için sağlık fayda ölçümleri”, Sally Gainsbury “Web sitesi tasarım özellikleri: Riskli çevrim içi kumarda sosyal ipuçları, düzenleyici ipuçları, kumar etkinliği ve tüketici koruma uygulamalarının rolü”, Atul Ambekar “COVID-19 ve bağımlılık tedavisi: Hindistan’dan bakış” başlıklı sunumlarını gerçekleştirdi.

T.C. Cumhurbaşkanlığı Sosyal Politikalar Kurulu Üyesi ve Türkiye Yeşilay Cemiyeti Bilim Kurulu Üyesi Prof. Dr. Vedat Işıkhan başkanlığında gerçekleşen ikinci oturumda, Zsolt Demetrovics “Oyun oynama ve Dikkat Eksikliği ve Hiperaktivite Bozukluğu (DEHB): İki geniş ölçekli araştırmadan sonuçlar”, Yankı Yazgan “Otizm Spektrum Bozukluğu (OSB) ve dijital oyunlar” ve Daria Kuss “Daima çevrim içi – Bir varoluş biçimi olarak sosyal ağ kurma” başlıklarıyla sunum yaptı.

İlk günün Nijerya Ülke Yeşilayı Başkanı AlHaji Audi Kongila Mohammed başkanlığında yapılan son oturumunda ise Marc Potenza “COVID-19 sırasında oyun oynama, pornografi izleme ve internet kullanımının problemli biçimleri”, David Hodgins “Ne kadarı çok! Uluslararası verileri kullanarak düşük riskli kumar oynama kuralları oluşturma” ve Daniel Spritzer “Oyun oynamada mikro hareketler” konularını ele aldı.

Kongrenin ikinci günü Malezya Ülke Yeşilayı Başkanı Ahmad Mohammed Fairuz’un başkanlığını üstlendiği oturumla başladı. Oturumda Dünya Sağlık Örgütü’nden Natacha Carragher “COVID-19’un problemli oyun ve kumar oynama üzerindeki etkisini değerlendirme: Uluslararası bir kilit bilgi kaynağı anketinin sonuçları”, Sophia Achab “Oyun oynama bozukluğunun yol açtığı halk sağlığı sorunlarını hafifletme” ve Jiang Long “Oyun oynama bozukluğuna dair Çin Ulusal Sağlık Komisyonu tarafından yakın zaman önce yayımlanan ulusal klinik kılavuzlar ve uzman konsensüsü” başlıklı sunumlarını yaptı.

Türkiye Yeşilay Cemiyeti Bilim Kurulu Başkanı Prof. Dr. Peyami Çelikcan başkanlığındaki oturumda Cam Adair  “Ready Player 2021: Oyun oynama bozukluğu, akış ve elektronik sporlar”, Prof. Dr. Kemal Sayar ve Berna Yalaz “Sanal yorgunluk”, Doç Dr. Orhan Gürsu “Teknoloji bağımlılığı ile mücadelede din” konularını ele alırken; başkanlığını Türkiye Yeşilay Cemiyeti Bilim Kurulu Üyesi Prof. Dr. Murat Balcı’nın üstlendiği oturumda Prof. Dr. Kültegin Ögel “İnternet bağımlılığının tedavisinde iyi ve kötü haberler”, Prof. Dr. Gül Karaçetin “İnternet oyun oynama bozukluğu olan çocuk ve ergenlerde ebeveyn tutumları” ve Dr. Mehmet Dinç “Çocuk ve gençlerin sanal dünyası: Ebeveynler ve eğitimciler için bir rehber” konularında konuştu.

Kongrenin Türkiye Yeşilay Cemiyeti Bilim Kurulu Üyesi Prof. Dr. Osman Tolga Arıcak başkanlığındaki son oturumda ise Dr. Şahin Bayzan “Aşırı sosyal medya kullanımı: Türkiye’de ve dünyada mevcut durum”, Hakan Çetin ve Melike Şimşek “Yeşilay’ın teknoloji bağımlılığını önleme ve müdahale çalışmaları”, Dilan Dolan ve Nisa Nur Peker “Teknoloji bağımlılığına genç bakış” başlıklı sunumlarını yaptı.

2 gün boyunca devam eden kongrede ayrıca İstanbul, İzmir ve Bolu’’da farklı liselerde öğrenim görmekte olan beş lise öğrencisi internet ve teknolojiyle ilgili davranışsal bağımlılıkların özgül yüzlerine ilişkin çeşitli sunumlar yaptılar. Ahmet Keçeci “Oyun oynama bozukluğuna genç bakış”, Asude Güvener ve Zehra Miray Özge Türkmen “Sosyal medya kullanımına genç bakış”, Ertuğrul Tunç “Teknoloji bağımlılığıyla teknoloji yoluyla mücadele” ve Özge Türkmen “Okul öncesi dönem çocuklarında teknoloji kullanımı” başlıklı sunumlarını gerçekleştirdiler.

DÜNYA

Emine Erdoğan, Kadın ve Adalet Zirvesi’nin gala yemeğine katıldı

Haberler

on

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın eşi Emine Erdoğan, Kadın ve Demokrasi Derneği (KADEM) tarafından Anadolu Ajansının global iletişim ortaklığında düzenlenen “Kültürel Kodlar ve Kadın” temalı 5. Uluslararası Kadın ve Adalet Zirvesi’nin gala yemeğine katılarak bir konuşma yaptı.

Bahariye Mevlevihanesi’nde düzenlenen programda konuşan Emine Erdoğan, tüm katılımcıları selamlayarak, yurt dışından gelen yabancı konuklara da “Hoş geldiniz” dedi.

Zirve vesilesiyle bir araya gelmekten duyduğu memnuniyeti dile getiren Emine Erdoğan, KADEM’in farklı temalarla her yıl düzenlediği zirvelerin, kadınlara dair evrensel meseleleri mercek altına aldığını, kördüğüm hâline gelmiş sorunların çözümlerine işaret ettiğini söyledi.

KADEM’in bugüne kadar yaptığı çalışmalarla, büyük bir ihtiyacı karşıladığına değinen Emine Erdoğan, derneğin kadın çalışmaları alanındaki tek sesliliğe, kendi medeniyet ve inanç dünyalarından yaklaşımlarla güçlü bir cevap verdiğini, kadınların, ailenin, toplumun yanında durduğunu dile getirdi. Tüm KADEM ailesine teşekkür eden Emine Erdoğan, derneğin başarılı çalışmalarının devamını diledi.

“KADINI HAKİKATİNDEN KOPARARAK YENİDEN ŞEKİLLENDİRMEYE ÇALIŞAN BİR GÜNDEMİN İÇİNDEYİZ”

Kadınların tarih boyunca hep tartışma konusu olduğunu vurgulayan Emine Erdoğan, sözlerini şöyle sürdürdü: “Dünya, her dönemde kadınlara dair yeni kodlar, yeni söylemler ve yeni roller üretmiştir. Buna rağmen kadınla erkeğin birbirini tamamladığı, fıtratın adalet terazisi olduğu bir dünya hâlâ kurulamadı. Maalesef, kadını hakikatinden kopararak yeniden şekillendirmeye çalışan bir gündemin içindeyiz. Kadınlar, sınırları her gün genişleyen popüler kültürün tahakkümü altında büyük mağduriyetler yaşıyorlar. Çünkü kadınlara vadedilen tüm hak, özgürlük ve başarıların ön koşulu öz kimliklerinden vazgeçmeleri. Kadınlar ötekileştirilmemek, sosyal hayattan dışlanmamak ya da işini kaybetmemek için bu koşulu kabul etmek zorunda kalıyorlar. O nedenle küreselleşmenin ve popüler kültürün, gözlerimizin önünde inşa ettiği yeni kodları, kılı kırk yararak irdelemeliyiz. Mesela, iş, teknoloji ve sanat dünyasına ait kültür kodlarının, kadınlarla ilgili neler söylediğine kulak kabartmalıyız.”

Modern dünyanın aileye yönelik tasarımının deşifre edilmesi gerektiğini belirten Emine Erdoğan, son zamanlarda öne çıkarılan rol modellere bakıldığında kadının bir özne olarak ailenin dışında, konumlandırıldığının görüldüğünü vurguladı.

Kadının emeği ev içinde kaldıysa, emeğinin de kendinin de görünmediğini dile getiren Emine Erdoğan, şunları söyledi: “İş yerlerinde kadın başarılı sayılırken, evdeki kadın hakir görülen bir konumda kalıyor. Evi ve işi arasında savrulan kadınların, ‘eşitlik’ adı altında sarf ettikleri insanüstü efor ve yaşadıkları çelişkiler göz ardı ediliyor. Benzer olarak annelik, kadının kendini gerçekleştirmesinin önündeki bir bariyer olarak sunuluyor. Evdeki kadının nesil yetiştiren, aile hayatını organize eden, her dakikası üretim ve sorumluluk dolu yaşamına tepeden bakılıyor. İşte tüm bunlar kadınları dar kalıplara mahkûm etmektir. Hayatın zenginliklerini, terazisini ve sunduğu seçenekleri yok etmektir.”

“KADINLARIMIZIN MEDENİYETİMİZ İÇİNDEKİ GÜÇLÜ VARLIĞINI HATIRLATMAMIZ GEREKİYOR”

Gerçek eşitlik ve özgürlüğün, kadınların fıtri hasletlerini korumalarına imkân sağlayacak ekosistemi oluşturmakla başladığını ifade eden Emine Erdoğan, konuşmasını şöyle sürdürdü: “Kadınların hayatın tüm alanlarında, kendi tabiatlarıyla var olmalarını sağladığımızda adalet ve denge ekseninde bir dünya zaten oluşacaktır. Hükûmetimiz bu anlayışla kadınların çalışma, sosyal ve eğitim hayatlarına yönelik reform niteliğinde iyileştirmeler yaptı. Kamusal yasakların kaldırılması da kadın meselelerinin en başta bir insan hakları mücadelesi ölçeğinde ele alınmasıyla başarıldı. Bu tecrübe, insanlık adına büyük bir kazanım olduğu gibi, evrensel bir referans noktasıdır. O nedenle bu başarılar sadece bizim gündemimiz olmamalı. El birliğiyle kadınlar adına kazandığımız hakları ve kadını örseleyen sistemlere karşı dik duruşumuzu tüm dünyaya anlatabilmemiz lazım. Zira bugün özgürlüğü sadece kendi değerleriyle tanımlayan dünyanın en medeni sayılan ülkelerinde bile kadınlar, ideolojik kıyımların kurbanı olabiliyorlar. Kamusal yasaklarla, mahalle baskısıyla, yaşamları görünmez prangalar içinde geçiyor.”

Emine Erdoğan, “Şu bir gerçek ki ana akım söylemler artık geçerliliğini yitirmiştir. Çözüm ise kadınların, hakikatlerinden koparılmadan var olabilecekleri reçeteler üretebilmektir. Dinimizin, kadın ve erkek arasında gözettiği, hassas dengeyi unutmayalım. Bizim inancımızda kadın ve erkek bir bütünün iki yarısıdır. Farklı fıtratlar ve farklı kabiliyetlerle hayatta yer alır, iş birliği içinde var olurlar. Dinimiz, kadınların ve erkeklerin, insan onuruna yaraşır hayatlar yaşamasının yollarını net bir şekilde ortaya koyuyor. Bu noktada bizim ödevimiz, bu prensipleri hayata aktarmaktır” dedi.

Dünyanın önemli bir dönemeçten geçtiğini vurgulayan Emine Erdoğan, ailenin DNA’sını bozmaya, kadını aileden koparmaya çalışanların çocuklar üzerinden çok çirkin hesaplar yaptığını dile getirdi.

Kadın hakları her konuşulduğunda cinsiyet kavramını belirsizleştiren küresel hareketin ortaya atıldığına dikkati çeken Emine Erdoğan, konuşmasını şöyle tamamladı: “Bizler büyük bir dayanışma içinde, bu dayatmaları bertaraf edecek güçlü formüller üretmek zorundayız. En başta da kadınlarımızın kendi medeniyetimiz içindeki güçlü varlığını onlara hatırlatmamız gerekiyor. Cesareti, azmi, rikkati ve vakarıyla temayüz eden Anadolu kadını, zamanlar üstü bir rol modeldir. Topraklarımızdan geçen seyyahların tarihe bıraktığı kayıtlar, Anadolu kadınının yüzyıllar öncesinde dahi sergilediği liderliğin delilleridir. Hanım sultanların vakıf eserleri, medeniyetimizde kadınların topluma yön veren figürler olduğunu anlatır. Şifahaneler, imaretler, aşevleri, camiler ve külliyeler ile donattıkları şehirler kadının dönüştürücü gücünü gösterir. Anadolu medeniyetinde ve İslam medeniyetinde çok güçlü bir kadın tarihi var. Bu tarihin güncel söylemlerle gün yüzüne çıkarılmaması, gerçekten çok düşündürücü. Tarihimize ve medeniyetimize, mührünü vurmuş kadınların örnekliğini geleceğe aktaracak projelerin hayati olduğuna inanıyorum.”

Programa; Aile ve Sosyal Hizmetler Bakanı Derya Yanık, KADEM Yönetim Kurulu Başkanı Saliha Okur Gümrükçüoğlu, Başkan Yardımcısı Sümeyye Erdoğan Bayraktar, Azerbaycan Aile, Kadın ve Çocuk Sorunları Devlet Komitesi Başkanı Bahar Muradova, Tanzanya Toplumsal Gelişim, Toplumsal Cinsiyet, Kadın ve Özel Gruplar Bakanı Onesphoro Gwajima, Libya Sosyal İşler Bakanı Wafaa Abu Bakhr Mohamed Al Kilani’nin yanı sıra sivil toplum kuruluşlarının temsilcileri, akademisyenler ve KADEM temsilcileri katıldı.

OKUMAYA DEVAM ET

GÜNCEL

Techxtile Start-Up Challenge ödülleri sahiplerini buldu

Haberler

on

Bu yıl üçüncüsü düzenlenen TechXtile Start-Up Challenge, genç girişimcileri sektöre kazandırırken, Türkiye genelindeki sektör paydaşları ve ihracatçı birlik başkanlarını da bir araya getirerek, sektörün “güçbirliği” oluşturmasını sağladı.

Uludağ Tekstil İhracatçıları Birliği ve Uludağ Hazır Giyim ve Konfeksiyon İhracatçıları Birliği’nin bu yıl üçüncüsünü gerçekleştirdikleri girişimcilik programı Techxtile Start-Up Challenge, tekstil ve hazır giyim sektörünü buluşturan zirveye dönüştü. UTİB Başkanı Pınar Taşdelen Engin ve UHKİB Başkanı Nüvit Gündemir’in ev sahipliğinde; TİM Başkanı İsmail Gülle ve BTSO Başkanı İbrahim Burkay’ın yanı sıra Türkiye genelindeki Tekstil ve Hazır Giyim İhracatçı Birliklerinin başkanlarının yer aldığı gecede dereceye girenler ödüllerine kavuştular.

İnovasyon Ligi’nin şampiyonu Sun Tekstil

Gecenin ilk ödül töreninde; 8 yıldır firmaların katılarak inovatif çalışmalarını sergilediği İnovasyon Ligi’nin kazananları ödüllerini aldılar. T.C. Ticaret Bakan Yardımcısı Rıza Tuna Turagay’ın video konferans yoluyla bağlanarak girişimcilere başarılar dilediği ödül töreninde kazanan firmaların ödüllerini UTİB Başkanı Pınar Taşdelen Engin ile Birlikte TİM Başkanı İsmail Gülle, BTSO Başkanı İbrahim Burkay, UHKİB Başkanı Nüvit Gündemir, İHKİB Başkanı Mustafa Gültepe birlikte verdiler. Geceye katılan GAİB Başkanı Ahmet Fikret Kileci, İTHİB Başkanı Ahmet Öksüz, ATHİB Başkanı Fatih Doğan, AHKİB Başkanı Gürkan Tekin, DENİB Başkanı Hüseyin Memişoğlu, EİB Koordinatör Başkanı Jak Eskinazi, EHKİB Başkanı Recep Burak Sertbaş ve BEBKA Genel Sekreteri M. Zeki Durak, İnovasyon Ligi kazananları ile birlikte aile fotoğrafında yer aldılar.

İnovasyon Ligine katılan firmalar arasında Ar-Ge ve İnovasyona yaptıkları yatırımlar ve sektöre katkıları nedeniyle ilk 10 sırayı Almaxtex Yeşim Tekstil, Berteks Tekstil, Bossa, Elyaf Tekstil, FG Tekstil Konfeksiyon, Kipaş Mensucat, Polyteks Tekstil, Sun Tekstil, Tepar Tekstil ve Yünsa Yünlü Sanayi firmaları paylaşırken, En Sürdürülebilir Proje Ödülünü FG Tekstil, En İnovatif Projesi ile gecenin şampiyonluğunu ise Sun Tekstil kazandı. Gecede ayrıca Akbaşlar Tekstil, Bursalı Tekstil, Ebruzen Tekstil, Gamateks Tekstil, Işıksoy Tekstil, İskur Tekstil, Maritaş Denim, Ozanteks firmaları mansiyon ödülü aldılar.

On iki yıldır genç girişimcilerin kariyerlerine yön vermesine destek olduklarını belirten UTİB Başkanı Pınar Taşdelen Engin, “Techxtile Start-Up Challenge, gelecek güzel günler için tohumları toprağa ektiğimiz bir platform. Toprağın veriminden hiç şüphemiz yok. Eğer hava şartları da uygun olur, üzerine bir de sulamasını iyi yaparsak bu tohumlardan nefis çiçekler açacağına yürekten inanıyorum” dedi. Törende konuşan BTSO Başkanı İbrahim Burkay, BEBKA bünyesinde oluşturulacak fon ile girişimcilere destek olacaklarını açıklarken, TİM Başkanı İsmail Gülle ise Girişimcilerin projelerini sanayiciler ile buluşturma ve ortak bulmaları açısından destek vereceklerini vurguladı.

Bahar Korçan adına özel ödül

Gecede yakın zamanda hayatını kaybeden Moda Tasarımcısı Bahar Korçan adına verilen “Sürdürülebilirlik Özel Ödülü’nü Greensus Projesi ile Emrah Özbakır kazanırken, bu yıl ikinci kez verilen Kadın Girişimci Özel Ödülünü kazanan Reyhan Miray Reyhan’a ise ödülünü UTİB Başkanı Pınar Taşdelen Engin, TİM Kadın Konseyi Başkan Yardımcıları, Adalet İnanç, Jale Tunçel, Nilgün Özdemir, Sultan Tepe ve TOBB Kadın Girişimciler Kurulu Bursa Şube Başkanı Sevgi Saygın birlikte verdiler.

Level-Up birincisi Bora Mert Tığlı ve ekibi

İki kategoride toplam 16 projenin yarıştığı finalde, girişimleri henüz fikir aşamasında olan projelerin yarıştığı Fikir Aşaması Girişimci Kategorisi’nin (Level-Up) birincisi On Of Out isimli projesiyle Bora Mert Tığlı ve ekibi oldu. Bu kategoride ikinciliği SES (Sustainable Energy Services) isimli proje ile Göksel Güler ve ekibi kazanırken, üçüncülüğü ise Robocam Textile projesiyle Doğa Nalcı ile Yama isimli projesiyle Mahmure Nur Bayram ve ekibi paylaştı.

Scale-Up Birincisine iki ödül birden

Girişimleri fikir aşamasını geçmiş, ticarileşme ve ölçeklenme potansiyeline sahip ürün veya hizmeti geliştirmiş girişimcilerin yarıştığı Hizmet Geliştirmiş Girişimci Kategorisi’nin (Scale- Up) galibi ise En Güzel Günüm Her Günüm isimli projesi ile Reyhan Miray Reyhan oldu. İş ve akademi dünyasının önemli isimlerinden oluşan jürinin değerlendirmesi sonucunda Yapay Zeka Tabanlı Desen ve Doku Yazılım Teknolojisi isimle proje ile Özgecan Üstgül ikinci sırada yer alırken, Virtual Try isimli projesi ile Melih Ünsal ve Nazife Nur Köksal üçüncülük ödülünü kazandı.

OKUMAYA DEVAM ET

DÜNYA

TÜRKSOY’un seçme eserlerinin yer aldığı 2000 adet kitap Almatılı okurlara hediye edildi.

Haberler

on

TÜRKSOY’un seçme eserlerinin yer aldığı 2000 adet kitap Almatılı okurlara hediye edildi.Hediye edilen eserlerin arasında 3 dilde hazırlanan Abay, Üç Arıs, Oljas Süleymanov, Cengiz Aytmatov gibi prestij eserler de yer aldı.

Etkinliğe Kazakistan Yazarlar Birliği Başkanı Ulugbek Esdaulet, TÜRKSOY Kazakistan Ülke Temsilcisi Bakıtjan Omarov, Daire Başkanı Sancar Mülazımoğlu ve Kazakistan edebiyat camiasının temsilcileri katıldı.

Kazakistan Cumhuriyetinin bağımsızlığının 30. yılı anısına düzenlenen etkinlikte, TÜRKSOY tarafından hediye edilen eserler Kazakistan’ın Almatı şehrinde bulunan farklı kütüphanelere dağıtılacak.

Etkinliği takiben, Karabağ’ın düşman işgalinden kurtarılması mücadelesini dünya kamuoyuna çalışmalarıyla duyuran Kazakistan medyasının temsilcilerinden Nurgali Jusipbay ile Serik Maleyev’e TÜRKSOY Basın Ödülü takdim edildi. Medya çalışanlarına ödüllerini TÜRKSOY Kazakistan Ülke Temsilcisi Bakıtjan Omarov takdim etti.

OKUMAYA DEVAM ET

DÜNYA

DÜNYA5 ay önce

Emine Erdoğan, Kadın ve Adalet Zirvesi’nin gala yemeğine katıldı

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın eşi Emine Erdoğan, Kadın ve Demokrasi Derneği (KADEM) tarafından Anadolu Ajansının global iletişim ortaklığında düzenlenen “Kültürel...

GÜNCEL1 sene önce

Techxtile Start-Up Challenge ödülleri sahiplerini buldu

Bu yıl üçüncüsü düzenlenen TechXtile Start-Up Challenge, genç girişimcileri sektöre kazandırırken, Türkiye genelindeki sektör paydaşları ve ihracatçı birlik başkanlarını da...

DÜNYA1 sene önce

TÜRKSOY’un seçme eserlerinin yer aldığı 2000 adet kitap Almatılı okurlara hediye edildi.

TÜRKSOY’un seçme eserlerinin yer aldığı 2000 adet kitap Almatılı okurlara hediye edildi.Hediye edilen eserlerin arasında 3 dilde hazırlanan Abay, Üç...

ENERJİ1 sene önce

2018 yılında bin 541 olan kadın çalışan sayısını 3 binin üzerine çıkarmayı başardık

OPET Yönetim Kurulu Üyesi Filiz Öztürk, “2018 yılında bin 541 olan kadın çalışan sayısını 3 binin üzerine çıkarmayı başardık. ”...

DÜNYA1 sene önce

SOCAR Türkiye, Karabağ Şehitleri Anısına ‘Azerbaycan Karabağ Hatıra Ormanı’ Kurdu.

SOCAR Türkiye, 8 Kasım Karabağ Zaferi’ni ve şehitlerin hatırasını ölümsüzleştirmek üzere İzmir’in Aliağa ilçesinde ‘Azerbaycan Karabağ Hatıra Ormanı’ kurdu. 20...

İŞ DÜNYASI1 sene önce

ATO BAŞKANI BARAN ANTOD’UN TOPLANTISINA KATILDI

ATO’DAN SAĞLIK TURİZMİ İÇİN HİSER PROJESİ BARAN: “ANKARA SAĞLIK TURİZMİNDE DE BAŞKENT OLMAYA ADAY” 27 KASIM 2021-Ankara Ticaret Odası (ATO)...

EĞİTİM1 sene önce

CW Enerji’nin Geleneksel Bayi Buluşmasında Gövde Gösterisi

Türkiye’nin ve Avrupa’nın en büyük güneş paneli üreticisi CW Enerji, Türkiye’nin dört bir yanında hizmet veren bayilerini ağırladı. Sektörün öncüsü...

DÜNYA1 sene önce

Kazakistan Senfoni Orkestrası,CSO ADA Ankara’da konser verecek.

Kazakistan’ın bağımsızlığının 30. yıl dönümü dolayısıyla 27 Kasım Cumartesi günü saat 20.00’de CSO ADA Ankara’da Avrasya Senfoni Orkestrası konser verecek. ...

GÜNCEL1 sene önce

´33 Kadın Belgeseli´nde güçlü bir kadın Hüsniye MİRİOĞLU

Aralarında Hatay da İşletmeciliği yanında iyi bir Anne olması ile Hüsniye Mirioğlu’ un bulunduğu Hatay´ın girişimci güçlü kadınlarından oluşan ´33...

DÜNYA1 sene önce

Rixos Premium Belek

Türkiye Antalya Turizm Otelleri Yazı Dizimiz Rixos Premium Belek, Akdeniz’in kıyısında, çam ve ceviz ağacı ormanlarının arasında yer alır. Belek’in...

EN ÇOK OKUNAN HABERLER

tr_TRTurkish