Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın eşi Emine Erdoğan, Beyoğlu Refia Övüç Olgunlaşma Enstitüsü bünyesinde hayata geçirilen, enstitülerin ortak markası “Bohça” mağazası ile enstitülerin dönüştürülmesi vizyonu kapsamında kurulan Olgunlaşma Akademisi’nin açılışını gerçekleştirdi.
Sınırlı sayıda katılımla gerçekleştirilen açılışta; Millî Eğitim Bakanı Ziya Selçuk ve eşi Rana Selçuk, TBMM Başkanı Mustafa Şentop’un eşi Sabriye Şentop, Kültür ve Turizm Bakan Yardımcısı Ahmet Misbah Demircan, Ticaret Bakan Yardımcısı Rıza Tuna Turagay, Beyoğlu Belediye Başkanı Haydar Ali Yıldız, İstanbul Valisi Ali Yerlikaya’nın eşi Hatice Nur Yerlikaya ve TİM Başkanı İsmail Gülle yer aldı.
Emine Erdoğan, açılışı yapılan Bohça mağazasını gezerek el emeği ürünleri inceledi ve yetkililerden bilgi aldı. Daha sonra enstitünün Sanat ve Tasarım Kütüphanesi ile El Nakışları Atölyesi ve Geleneksel Sanatlar Atölyesi’ni ziyaret eden Emine Erdoğan, usta öğreticilerle sohbet ederek çalışmalarıyla ilgili bilgi aldı.
1945’te Beyoğlu Olgunlaşma Enstitüsü’nün kapısının büyük bir rüyaya açıldığını, o dönemde âdeta millî bir dava gibi sahiplenildiğini belirten Emine Erdoğan, el sanatlarının dünyada bir Türk etkisi yaratacağından emin olarak bir yola çıkıldığını anlattı.
“GELENEKSEL İLE MODERN BURADA BULUŞACAK”
Enstitülerin “Türk iğnesinin mucizesi” olarak hafızalarda yer ettiğini dile getiren Emine Erdoğan, “Şimdi aynı yolda, yenilenen bir kurumsal kimlik ve yepyeni bir marka ile ilerliyoruz. Binlerce yıllık bohçayı açıyoruz. Bohça markası, el sanatlarımızın, desenlerimizin, kumaşlarımızın ve özgün tasarımlarımızın korunup, yeniden üretileceği önemli bir misyona sahip. Markamızın, hem yurt içinde hem de yurt dışında büyük bir ilginin odağı olacağına yürekten inanıyorum” ifadelerini kullandı.
Emine Erdoğan, “Bu tarihî binada Olgunlaşma Akademisi, konusunda mahir zanaatkârlar ve ustaların yetişmesine vesile olacak. Tasarımcılarla yeni iş birlikleri yapılacak. Geleneksel ile modern burada buluşacak. Bu akademinin, olgunlaşma enstitülerinin kurumsal dönüşümünü arzuladığımız noktaya getireceğine, böylelikle enstitülerinin tamamen yerli ve millî markaların doğumhanesi olacağına yürekten inanıyorum” diye konuştu.
Dönüşüm sürecini yürüten Millî Eğitim Bakanlığına, büyük bir yüce gönüllülükle birlikte çalıştıkları tasarımcılara teşekkür eden Emine Erdoğan, Bohça markasının ve Olgunlaşma Akademisi’nin büyük başarılara imza atması temennisinde bulundu.
Açılışa; Demet Sabancı, Nilüfer Bulut, Arzu Kaprol, Ferhan Geylan, Banu Yentür, Suzan Toplusoy gibi iş ve tasarım dünyasından ünlü isimler ile geçmişte olgunlaşma enstitüleri ile adı özdeşleşmiş mankenler Nedret Taciroğlu ve Başak Gülsoy da katıldı.
Açılış töreninin ardından, Bohça markasının uluslararası tanınırlığını artırmak üzere Ticaret Bakanlığı ile Millî Eğitim Bakanlığı arasında, protokol imzaladı. İmza törenin ardından Emine Erdoğan ve Millî Eğitim Bakanı Ziya Selçuk ile diğer katılımcılar toplu fotoğraf çektirdi.
İlki, 1945’te Beyoğlu İstiklal Caddesi’nde açılan olgunlaşma enstitülerinin, yıllar içinde çeşitli illerde sayıları 24’e yükseldi, zaman içinde kurumsal kapasiteleri düştü.
El sanatlarının çağdaş tasarımlarla buluşarak kendini yenilemesi amacıyla iki yıl önce Emine Erdoğan’ın himayesinde kurumsal dönüşüm çalışmaları başlatıldı. Tasarımcı, akademisyen ve moda dünyasından isimlerden oluşan bir danışma kurulu, enstitülerin durumunu yakın izlemeye aldı ve ihtiyaçlar tespit edildi.
Banu Yentür, Suzan Toplusoy, Büşra Cebeci, Rümeysa Kış, Prof. Dr. Hülya Tezcan, Serap Ekizler Sönmez, Özen Çopuroğlu gibi alanında uzman isimler danışma kurulunda yer aldı. Değerlendirmeler neticesinde, olgunlaşma enstitüleri için bir kurumsal dönüşüm manifestosu belirlendi.
Çeşitli eğitim programları düzenlenip, tasarımcı iş birlikleri yapıldı. Bu iki yıl süren kurumsal dönüşüm sürecinde üretilen ürünler, “Bohça” adıyla bir markaya dönüştürüldü.
Ürünler “Olgunlaşma Enstitüleri Kurumsal Dönüşüm Manifestosu”nda belirlenen sadeleşme, derinleşme, nitelikli özgünlük, gelenekli yenilikçilik ve kültürel temsile uygunluk ölçülerine göre hazırlandı. Türk el zanaatları kullanılarak geliştirilen ürünlerdeki motif ve desenlerin Türk desenleri olmasına özen gösterildi.
Olgunlaşma enstitülerinde yıllardır tutulan desen arşivlerinden yararlanılarak hazırlanan eserler, çağdaş yorumlarla daha kullanışlı ve pazar değeri yüksek ürünlere dönüştürüldü.
Bohça markası müşterilerine, başta giyim olmak üzere ev aksesuarları ve tekstili, takı ve aksesuar gibi gruplarda farklı ürün gamları sunuyor. Bu ürün gamları belirlenirken gerek enstitülerdeki öğretmen ve ustaların yetkinlikleri dikkate alındı gerek sektörel ihtiyaçların neler olduğu değerlendirildi.
Geliri, olgunlaşma enstitülerinin eğitim kapasitelerinin artırılması ve genç tasarımcıların eğitiminde kullanılacak Bohça markasının, aynı zamanda Türk el sanatları ve zanaatlarının yurt dışına açılmasında da önemli bir rol üstlenmesi bekleniyor. Böylelikle, Cumhuriyet tarihinde olgunlaşma enstitüleri ilk kez, kendi markasıyla ürünlerini ulusal ve uluslararası pazarlara sunabilecek konuma gelecek.
Olgunlaşma enstitülerinin kurulduğu ilk günden itibaren özellikle gençlerin el sanatları ve tasarım alanında yetiştirilmesi ve sektörün saygın kuruluşlarında istihdamlarının sağlanması enstitülerin temel amaçlarının başında geliyor. Markalaşma sürecinde de benzer motivasyonla tasarım eğitiminde sürdürülebilirliğin sağlanması ve enstitülerden daha fazla gencin mezun olarak alanında öncü markalarda istihdam edilmesini sağlamak hedefleniyor.
Bu kapsamda, Bohça markasından elde edilecek gelirin bir kısmı, enstitülerde eğitim görmekte olan gençlerin tasarım eğitimlerini gerek yurt içinde gerek yurt dışındaki moda ve tasarım merkezlerinde güçlendirmeleri için kullanılacak, ayrıca mezunların Bohça markasında istihdam edilmeleri için değerlendirilecek. Bu sayede, hem Bohça markası nitelikli iş gücü ile ürün çeşitliliğini ve kalitesini artıracak hem de gençlerin katma değeri yüksek alanlarda eğitimleri ve istihdamları sağlanacak.
Enstitülerin dönüşüm hikâyesi hâlen devam eden dinamik bir süreçken, her daim dönüşüm içinde kalmak da sürecin temel prensiplerinden biri. Dönüşümün yapılandırılması ve ihtiyaca uygun hâle getirilmesi için olgunlaşma enstitülerinin yeni vizyonu kapsamında “Olgunlaşma Akademisi” kuruldu ve Beyoğlu Olgunlaşma Enstitüsü’ne akademi hüviyeti kazandırıldı.
Olgunlaşma Akademisi, bu dönüşümün Ar-Ge temelli yapılandırılması için tüm enstitülere, enstitü öğretmenlerine, öğrencilerine ve ustalarına yeni bir vizyon ve çalışma standartları sunuyor ve insan kaynaklarının niteliğinin artırılmasında kaldıraç vazifesi görüyor. Bu kapsamda, enstitü çalışanları ve öğrencileri, ünlü tasarımcılardan ve alanında uzman akademisyenlerden çeşitli branşlarda eğitimler alabilecekler, özel atölye programlarına katılabilecekler.
Akademi bünyesinde ayrıca, enstitülerdeki eğitim programlarının güncellenmesi ve sektörel ihtiyaçlara uygun hâle getirilmesi için de çalışmalar başladı. Öncü çalışmalarını Beyoğlu Olgunlaşma Enstitüsü’nde giyim ve aksesuar üzerine başlatan Olgunlaşma Akademisi’nde enstitü dışından hâlen güzel sanatlar, tasarım, moda gibi alanlarda başka kurumlarda eğitim alan öğrenciler için de özel eğitim ve atölye programları gerçekleştirilecek. Akademi faaliyetleri kapsamında bir diğer önemli adım, Beyoğlu Olgunlaşma Enstitüsü çatısı altında özel kurulan Sanat ve Tasarım Kütüphanesi.
Kütüphanede ulusal ve uluslararası alanlarda birbirinden değerli eserler yer alıyor. Kütüphanenin kapıları bu alanlarda eğitim alan tüm öğrenci ve araştırmacılar için açık tutuluyor.
Ulaştırma ve Altyapı Bakanı Abdulkadir Uraloğlu, Türkiye’nin ilk yerli ve milli elektrikli ana hat lokomotifi ESKİŞEHİR-5000 projesinde sona yaklaştıklarını duyurarak, Ekim 2024 itibarıyla başlanan yol testlerinde lokomotifin saatte 140 kilometre hıza ulaştığını açıkladı. Bakan Uraloğlu, 2025 yılı Eylül ayında raylara inmesi beklenen ESKİŞEHİR-5000 projesi kapsamında 95 adet lokomotifin seri üretimine de devam ettiklerinin altını çizdi.
Ulaştırma ve Altyapı Bakanı Abdulkadir Uraloğlu, Türkiye Raylı Sistem Araçları Sanayii A.Ş. (TÜRASAŞ) tarafından üretilen Türkiye’nin ilk yerli ve milli elektrikli ana hat lokomotifi ESKİŞEHİR-5000 projesinin test sürecinin devam ettiğini belirtti. Bakan Uraloğlu, “Yerli ve milli imkanlarla geliştirdiğimiz lokomotifimizin yol testlerine Ekim 2024 itibarıyla TCDD Hasan Bey depo sahası içinde başladık. Lokomotifimiz bu testlerde saatte 140 kilometre hıza ulaşarak büyük bir eşiği aştı. İnşallah 2025 yılı Eylül ayı içerisinde lokomotifimizi raylara indirmeyi planlıyoruz.” dedi.
Türkiye’nin İlk Yerli Elektrikli Ana Hat Lokomotifi
Bakan Uraloğlu, TÜRASAŞ’ın Eskişehir fabrikasında geliştirilen 5 megavat gücündeki lokomotifin hem yük hem de yolcu taşımacılığı yapabileceğini ve Avrupa Birliği Demiryollarında Karşılıklı İşletilebilirlik (TSI) sertifikasına sahip olacağını belirtti. Uraloğlu, “Türk mühendisliğiyle tasarlanan ESKİŞEHİR-5000 projemizde 115 yerli firma ile iş birliği yaparak yüzde 65 yerlilik oranına ulaştık. Seri üretimde bu oran yüzde 80’e ulaşacak. Bu sayede demiryolu sektöründeki dışa bağımlılığın önüne geçeceğiz.” ifadelerini kullandı.
İlklerin ve Enlerin Projesi
ESKİŞEHİR-5000 projesinin birçok ilki barındırdığına dikkat çeken Bakan Uraloğlu, “Lokomotifin cer motorları, her biri bin 280 kilovat gücünde olup Türkiye’de bugüne kadar tasarlanan en yüksek güçlü cer motorlarıdır. Ayrıca, 2.5 megavat gücündeki cer konvertörleri de ülkemizde tasarlanan en güçlü yüksek gerilim cer konvertörleridir. Ana hat lokomotifler için ilk defa araç gövdesi, boji ve Tren Kontrol Yönetim Sistemi de tamamen yerli tasarımla üretildi. ESKİŞEHİR-5000 ile elde ettiğimiz bilgi birikimi, diğer projelerimizde de kullanılacak. Bundan sonra ihtiyaca uygun lokomotiflerin üretiminde yurtdışına bağımlılık kalkacak ve ihracat imkanlarına kavuşacağız.” şeklinde konuştu.
Üniversite ve Sanayi İş Birliğiyle Geliştirilen Teknoloji
ESKİŞEHİR-5000 projesinin Türkiye’deki üniversiteler ve sanayi kuruluşlarının ortak çalışmasıyla hayata geçtiğini belirten Uraloğlu, “Projemiz üniversite ve sanayi iş birliğinin en güzel örneklerinden biri. TÜRASAŞ, TÜBİTAK RUTE, ASELSAN ve İstanbul Teknik Üniversitesi gibi önemli paydaşlar bu projede yer aldı. Türkiye’nin raylı sistemlerdeki yerlilik oranını artırmak adına önemli bir dönüm noktası yaşanıyor.” açıklamasında bulundu.
TÜRASAŞ, 95 Lokomotifin Seri Üretimine Son Hız Devam Ediyor
Proje kapsamında TCDD Taşımacılık A.Ş.’ye teslim edilecek 95 adet ESKİŞEHİR-5000 lokomotifin seri üretimine son hız devam ettiklerini belirten Uraloğlu sözlerini şöyle sürdürdü:
“ESKİŞEHİR-5000 lokomotif için geliştirilen tüm ana bileşenler ayrı birer ürün olarak ihraç edilebilir kritik teknolojiye sahip ürünlerdir. Bu ürünler, TCDD Taşımacılık bünyesindeki mevcut lokomotiflerde de hem yedek parça hem de modernizasyonları kapsamında kullanılabilecektir.”
Teknoloji girişimciliğinin ülkemizdeki gelişim hızının artırılarak küresel boyutta lider bir teknoloji girişimciliği ekosistemi inşa etmek amacıyla yürürlüğe konulan Ulusal Teknoloji Girişimciliği Stratejisi kapsamında kurulan Teknogirişim Konseyi, beşinci toplantısını Sanayi ve Teknoloji Bakan Yardımcısı Zekeriya Çoştu başkanlığında gerçekleştirdi.
Bakanlık binasında gerçekleştirilen toplantıda; girişim finansmanı konusunda önemli görülen Girişim Sermayesi Yatırım Fonları (GSYF) Tebliğindeki gelişmeler, halka arzlarda teknoloji şirketlerine sağlanan kolaylıklar, melek yatırımcılığın geliştirilmesine yönelik atılan adımlar, teknogirişim şirketlerinin çalışanlarına yönelik hisse verilmesine yönelik vergisel teşvikler görüşüldü. Aynı zamanda teknogirişim şirketi tanımını ortaya koyan Teknogirişim Rozeti taslağı, yeni uygulamaya alınan Türkiye Tech Visa Programı, özel sektör ve kamuda deneyimli kişilerin girişimci olmasına imkan sağlayan ücretsiz izin uygulaması, uygulamalı girişimcilik eğitimleri, teknoloji girişimciliği ekosistemine yönelik iletişim çalışmaları gibi bir çok konu da Teknogirişim Konseyi 5. toplantısında ele alındı.
Konseyin beşinci toplantısına; Hazine ve Maliye Bakan Yardımcısı Osman Çelik, Ticaret Bakan Yardımcısı Mahmut Gürcan, Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakan Yardımcısı Lutfihak Alpkan, Kalkınma Ajansları Genel Müdürü Ahmet Şimşek, Ar-Ge Teşvikleri Genel Müdür V. Coşkun Çekiciler, TÜBİTAK Başkanı Orhan Aydın, KOSGEB Başkanı Ahmet Serdar İbrahimcioğlu, Gelir İdaresi Başkan Yardımcısı Mahmut Sütçü, SPK Başkan Yardımcıları Ali İhsan Güngör ile Ali Erdurmuş, Türkiye Sermaye Piyasası Birliği Başkanı Pamir Karagöz, TTGV Genel Sekreteri Mete Çakmakçı, GİRVAK Genel Sekreteri Mehru Aygül, TOBB Girişim Sermayesi Meclisi Başkanı Altan Küçükçınar, Bilkent Cyberpark Genel Müdürü Faruk İnaltekin, ODTÜ Teknokent Genel Müdürü Serdar Alemdar, Yıldız Teknopark Genel Müdürü Muhammet Garip, T-Gate TEKMER Yönetim Kurulu Başkan Vekili Hüseyin Karslıoğlu, Ankara TEKMER CEO’su İmran Gürakan, Fark Labs CEO’su TEKMER Haluk Akçalı katıldı.
Konsey toplantılarının üç aylık periyotlarla düzenli olarak gerçekleştirilmeye devam edilmesi bekleniyor.
TEKNOLOJİ VE İNOVASYON TABANLI GİRİŞİMCİLİK
Ulusal Teknoloji Girişimciliği Stratejisi’nde yer alan eylemlerin hayata geçirilebilmesi için yüksek düzeyli bir karar ve yönlendirme mekanizması olarak kurulan ve 2023 yılından beri toplantıları süren Teknogirişim Konseyi, teknoloji ve inovasyon tabanlı girişimcilik faaliyetlerine etki eden kamu kurum ve kuruluşlarının üst düzey yöneticileri ile girişimcilik ekosisteminin temsilcilerinden oluşuyor. Konsey, Strateji kapsamında yürütülecek çalışmaları yönlendirmede, ekosistemin ihtiyaçları doğrultusunda çevik politikaların hayata geçirilmesinde ve ulusal düzeyde etki oluşturacak program ve projelere öncülük etmede aktif rol alıyor. Bu zamana kadar ekosistemi ilgilendiren birçok konuda yenilikçi adımlar atıldı.
Ulaştırma ve Altyapı Bakanı Abdulkadir Uraloğlu, AJET’in Bosna-Hersek’in Tuzla kentine başlattığı ilk seferine katıldı. Bakan Uraloğlu Tuzla’daki açılış töreninde yaptığı konuşmada, bu yeni seferin iki ülke arasında olan ilişkileri ve ticareti geliştireceğini vurgulayarak, “Elbette ki Bosna Hersek’in Tuzla Kentini ihmal edemezdik buraya da mutlaka gelmeliydik. Yakın coğrafyamıza değil dünyada ulaşmadığımız hiçbir nokta kalmayacak yaklaşımıyla dünyanın her tarafına ulaşıyoruz. AJET 1 Ekim itibariyle 7 yeni dış hatta devreye girdi. Bugün de 8’incisini Tuzla’ya düzenlemiş olduk.” dedi.
Bakan Uraloğlu, konuşmasına başlamadan önce 4 Ekim’de yaşanan yoğun yağışlar nedeniyle meydana gelen sel felaketinde hayatlarını kaybeden Bosnalı vatandaşlara Allah’tan rahmet yakınlarına sabır ve başsağlığı, afet sırasında yaralananlara acil şifalar diledi.
Ulaştırma ve Altyapı Bakanı Abdulkadir Uraloğlu, AJET’in Bosna Hersek’in Tuzla Kentine başlattığı ilk seferin açılış törenine katıldı. Burada yaptığı konuşmada, Türkiye’nin en genç hava yolu şirketi AJET’in; Bosna-Hersek’in tarihi kenti Tuzla’ya başlattığı seferlerin ilki vesilesiyle bir araya gelmekten büyük memnuniyet duyduğunu ifade eden Bakan Uraloğlu, Türkiye ve Bosna Hersek’in tarihin her döneminde olduğu gibi bu afette de hem iyi gün hem kötü gün dostu olduğunu birbirine gösterdiğini belirterek, “Türkiye’de en son geçen sene yaşanan 6 Şubat Depremlerinde Bosnalı Kardeşlerimiz arama kurtarma çalışmalarında bizlere destek vermişti. Bugün bizler de sel felaketinin ilk anı itibarıyla TİKA, Türk Kızılayı ve AFAD başta olmak üzere birçok kurum ve yardım derneklerimiz vesilesiyle Bosna halkına gıda ve temiz su gibi temel ihtiyaçlar başta olmak üzere yardım malzemelerini ulaştırmayı sürdürüyoruz.” diye konuştu.
“Saldırıların Bir An Önce Bitmesi İçin Cumhurbaşkanımız Sayın Recep Tayyip Erdoğan Her Platformda Gerekli Girişimlerde Bulundu ve Bulunmaya Devam Ediyor”
Bir yıl önce İsrail’in çoğu bebek, çocuk ve masum sivillerden oluşan binlerce Filistinliyi şehit ederek Gazze’de gerçekleştirdiği insanlık dışı saldırıları şiddet ve nefretle kınayarak başlayan Bakan Uraloğlu, “Bunu en iyi sizler anlarsınız. Maalesef 1992-1995 yılları arasında gerçekleşen Bosna Savaşı’nda yaklaşık 100 bin Bosnalı kardeşimiz şehit olmuş, 2 milyonu ise göç etmeye zorlanmıştı. Bu saldırıların bir an önce bitmesi için Cumhurbaşkanımız Sayın Recep Tayyip Erdoğan her platformda gerekli girişimlerde bulundu ve bulunmaya da devam ediyor. Nasıl Srebrenitsa Soykırımı’nın failleri uluslararası mahkemelerde nasıl hüküm giydilerse, Gazze’de yaşananların failleri de uluslararası hukuk karşısında hesap vereceklerdir. Bilindiği gibi Türkiye ile Bosna Hersek’in bir birlikteliği ve dostluğu var bundan sonra da daimî olarak devam edecektir. Gelecekteki ilişkilerimizi anlamak için sadece geçmişe bakmamız yeterlidir.” dedi.
“Bugün Türkiye’den 131 Ülkede 347 Farklı Noktaya Uçuş Gerçekleştiriyoruz”
AJET’in 31 Mart’ta seferlerine başladığını anımsatan Bakan Uraloğlu, “Elbette ki Bosna Hersek’in Tuzla Kentini ihmal edemezdik buraya da mutlaka gelmeliydik. Türkiye’nin bulunduğu coğrafya 4 saatlik süresiyle 67 ülkeye ulaşabilmektedir. Yakın coğrafyamıza değil dünyada ulaşmadığımız hiçbir nokta kalmayacak yaklaşımıyla dünyanın her tarafına ulaşıyoruz. Bugün Türkiye’den 131 ülkede 347 farklı noktaya uçuş gerçekleştiriyoruz. Sene sonunda bu sayıyı 349’a yükselteceğiz. Geçtiğimiz günlerde ülkenin iç hat seferlerinde de 12 hattı devreye aldık. AJET 1 Ekim itibariyle 7 yeni dış hatta devreye girdi. Bugün de 8’incisini Tuzla’ya düzenlemiş olduk. İstanbul-Tuzla seferlerinin her iki ülke arasında olan ilişkileri ve ticareti geliştireceğine inanıyorum.” diye konuştu.
Size daha iyi hizmet sunabilmek amacıyla çerezleri kullanıyoruz. Çerezler Hakkında Aydınlatma Metni için tıklayınız. www.kimlerburada.com Bu siteyi kullanmaya devam ederseniz, Gizlilik ve Çerez Politikamızı kabul etmiş olursunuz.
Size daha iyi hizmet sunabilmek amacıyla çerezleri kullanıyoruz. Çerezler Hakkında Aydınlatma Metni için tıklayınız. www.kimlerburada.com Bu siteyi kullanmaya devam ederseniz, Gizlilik ve Çerez Politikamızı kabul etmiş olursunuz.
Gerekli cookie, sayfa gezinmesi ve web sitesinin güvenli alanlarına erişim gibi temel işlevleri etkinleştirerek bir web sitesi kullanıma yardımcı olur. Web sitesi bu cookie olmadan düzgün çalışamaz.
Tercih cookies, bir web sitesinin, tercih ettiğiniz diliniz veya bulunduğunuz bölgeniz gibi, web sitesinin davrandığını veya görünüşünü değiştiren bilgileri hatırlamasını sağlar.
İstatistik
İstatistik cookies, web sitesi sahiplerinin anonim olarak bilgi toplayıp bildirerek ziyaretçilerin web siteleriyle nasıl etkileşimde bulunduğunu anlamalarına yardımcı olabilir.
Pazarlama
Pazarlama cookies, ziyaretçileri web sitelerinde izlemek için kullanılır. Amaç, bireysel kullanıcıya ilgi çekici ve böylece yayıncılar ve üçüncü taraf reklamverenler için daha değerli olan reklamları görüntülemektir.
Sınıflandırılmamış
Sınıflandırılmamış cookies, bireysel kurabiye sağlayıcıları ile birlikte sınıflandırma sürecinde olduğumuz cookies.