Nursultan Nazarbayev, zirvenin tüm Türk halklarının kutsal mekânı olan Türkistan’da yapılmasının planlandığını ancak son dönemde epidemiyolojik durum nedeniyle birçok uluslararası etkinliğin video konferans formatında gerçekleştirildiğini söyledi. Bundan ötürü, bu toplantının video konferans formatında yapılmasına karar verildiğini belirtti.
Türk Dili Konuşan Ülkeler İşbirliği Konseyi Onursal Başkanı, zirvenin “Türk Dünyasının Manevi Başkenti Türkistan” başlığıyla yapılacağını söyledi.
Kazakistan’ın Kurucu Cumhurbaşkanı, 2018 yılında “Güney Kazakistan İli”nin adının “Türkistan İli” olarak değişmesi ve il merkezinin Çimkent’ten Türkistan’a taşınmasından itibaren tüm bölgenin yeni bir tarihinin başladığını kaydetti.
Nursultan Nazarbayev, “İki yıl içinde şehir çehresi tamamen değişti ve bu çalışmalar devam edecek. Şehrin gelecekteki mimari görünümünü oluştururken, tabii ki tarihi süreklilik dikkate alınmaktadır.” dedi.
Elbaşı, koronavirüs salgınıyla ilgili durumun düzelmesinin ardından katılımcıları Türkistan’ı ziyaret etmeye davet etti.
Kazakistan’ın Kurucu Cumhurbaşkanı, gayri resmî zirvenin Türk Konseyi’ne üye kardeş ülkeler arasındaki dostluğun ve işbirliğinin daha da güçlendirilmesine yeni bir ivme kazandıracağına olan güvenini ifade etti.
Konuşmasında Nazarbayev, geçen senenin Türk Dünyası için önemli yıl olduğunu belirttikten sonra şöyle açıklama yaptı: “Bu vesileyle, Azerbaycan Cumhurbaşkanı İlham Aliyev’i ülkesinin toprak bütünlüğünü sağladığı için en kalbi duygularımla bir kez daha tebrik ediyorum. Bu bağlamda geçen seneki zor dönemde Azerbaycan’ı bütün olanaklarıyla destekleyen Türkiye’nin önemli rolünün altını çizmek istiyorum. Biz hepimiz başarılı ve adil sonucu bekledik. O beklentimiz gerçekleşmiş oldu.”
Nursultan Nazarbayev, 2020 yılında başlayan küresel salgının insanlık için büyük bir meydan okuma olduğunu belirttikten sonra, “Uluslararası toplumda oluşan bu zor zamanlarda, biz Türk Ata’nın evlatları olarak, insanlık değerlerden vazgeçmeden, birliğimizi koruyabildik diye düşünüyorum.” diye vurguladı.
Elbaşı konuşmasında Türk Dünyası ile ilgili beş konuya dikkat çekti.
Birincisi, Nazarbayev ortak geleceği tasavvur eden “Türk Dünyası Vizyonu – 2040” belgesinin öneminin altını çizdi. Nazarbayev, “Benim önerim üzerine “Türk Dünyası Vizyonu – 2040” belgesinin doğru zamanda geliştirildiğine inanıyorum. Bu belgeyi bu sene sonbaharda Türkiye’de yapılacak olağan zirvede kabul edeceğiz.” dedi.
İkincisi, Elbaşı Türk Dünyası bütünleşme sürecinin daha da kurumsallaşmasına dikkat çekti. Nazarbayev, “Bakü’deki zirvede, Konseyi Teşkilat seviyesine yükseltmeyi teklif etmiştim. Bu önemli öneriyi desteklediğiniz için hepinize teşekkür ederim.” dedi ve “Ben Onursal Başkan olarak yeni örgütü desteklemeye her zaman hazırım.” diye ekledi
Üçüncüsü, Nazarbayev ekonomik alanda karşılıklı ticareti ve yatırımı artırmak için büyük potansiyeli vurguladı. Nursultan Nazarbayev, “Azerbaycan’ın toprak bütünlüğünün sağlanması ve Bakü ile Erivan arasındaki barış anlaşmaları Büyük İpek Yolu’nu canlandıracak ve Hazar Denizi’nin rolünü artıracaktır. Bu durum, Çin’in “Tek Kuşak, Tek Yol” girişiminin faydalarını ülkelerimiz tarafından etkin bir şekilde kullanmaları için yeni fırsatlar doğuracaktır. Trans-Hazar Uluslararası Ulaşım Koridoru veya diğer adıyla Turan Koridoru, Avrupa ile Asya’yı birbirine bağlayan en güvenli ve en kısa ticaret yolu haline gelmektedir.”
Dördüncüsü, Türk Konseyi Onursal Başkanı COVID-19 ile ilgili krizin devam ettiğini ve dolayısıyla aşılama konusuna önem verilmesi gerektiğine değindi.
Beşincisi, Nazarbayev Türk devletleri arasındaki kültürel ve insani işbirliğini geliştirmenin önemini bir kez daha belirterek, “ortak enformasyon alanı”nın oluşturulmasını önerdi. Elbaşı’na göre “Latin alfabesine geçiş sürecindeki ortak sistem ve onun kullanışı ile ilgili aynı tutum, bilgi alışverişimizdeki olanaklarımızı arttırmış olurdu.”
Türklük bilincine dikkat çeken Nazarbayev “Küreselleşme etkisinden dolayı gençlerimizin manevi öz değerlerimizden uzaklaşmasını önlemek amacıyla onları yeni ruhta ve Türklük bilincine göre yetiştirmemiz gerekmektedir.” dedi. Birlik konusundaki görüşünü Onursal Başkan, “Bugünkü çalkantılı dönemde, güçlü olmamız için Türk Entegrasyonu çerçevesinde birleşmemiz önemlidir.” diye ifade etti.
Konuşmasında Elbaşı, ayrıca tüm insanlığın karşı karşıya olduğu yeni zorluklara dikkat çekti. Nursultan Nazarbayev, Türk devletlerinin liderlerini mevcut zorlu uluslararası durumda Washington, Moskova, Pekin ve Brüksel arasında geniş çaplı bir müzakere süreci başlatma önerisini desteklemeye çağırdı.
Kazakistan’ın Kurucu Cumhurbaşkanı, “Söz konusu dört tarafın insanlığın geleceği, uluslararası güvenlik ve istikrar bağlamında sahip oldukları özel sorumluluklarının tamamen farkındadır diye düşünüyorum. Türk dili konuşan ülkelerin liderlerinin beni destekleyeceklerinden ve bu konuyla ilgili aklıselim görüş bildireceklerinden eminim. Bizim ortak görüşümüzün büyük güçlerin başkentlerine ulaşmasını ümit ediyorum.” dedi.
Sonuç olarak Cumhurbaşkanı, Türk devletleri liderlerini ortak bayram Nevruz dolayısıyla tebrik etti ve kardeş halklara barış ve refah diledi.
Zirveye ayrıca Kazakistan Cumhurbaşkanı Kassym-Jomart Tokayev, Türkiye Cumhuriyeti Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Azerbaycan Cumhurbaşkanı İlham Aliyev, Özbekistan Cumhurbaşkanı Şavkat Mirziyoyev, Kırgızistan Cumhurbaşkanı Sadır Caparov, Türkmenistan Cumhurbaşkanı Gurbanguli Berdimuhamedov, Macaristan Başbakanı Viktor Orban ve Türk Dili Konuşan Ülkeler İşbirliği Konseyi Genel Sekreteri Bağdat Amreyev katıldı.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, Danıştay’ın 157. Kuruluş Yıl Dönümü Töreni’nde yaptığı konuşmada, “Adaletin tecellisi için uğraşan yargı mensuplarımızın, kimi zaman ailelerini ve çocuklarını da işin içine katarak hedef gösterilmesi, hele hele meydanlarda yuhalatılması yanlış olduğu kadar büyük bir sorumsuzluktur. Nezaket kuralları korunarak eleştiriler yapılabilir ama eleştiri bahanesiyle kimse yargı mercilerine parmak sallayamaz” dedi.
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Danıştay Konferans Salonu’nda düzenlenen, “Danıştay’ın 157. Kuruluş Yıl Dönümü Töreni”ne katılarak bir konuşma yaptı.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, binlerce yıllık devlet geleneklerinin en önemli prensibinin “devlet ebed müddet” olarak tarif ettikleri devamlılık olduğunu söyledi.
Devlet anlayışının bu devamlılığının, iki ilke üzerine bina edildiğini vurgulayan Cumhurbaşkanı Erdoğan, şöyle konuştu: “Bunlardan ilki eşref-i mahlukat olan insana atfedilen önemdir. Şeyh Edebali’nin ‘İnsanı yaşat ki devlet yaşasın’ sözü işte bu hakikatin altını çizmektedir. İkincisi ise hiç şüphesiz, mülkün temeli olarak gördüğümüz adalettir. Çünkü bizim inancımızda varlık, adalet üzere yaratılmıştır. Bu yönüyle adalet, hikmeti ilahinin yeryüzünde tecelli etmesi, dirlik ve düzenin ancak bu ölçü ekseninde tesis edilmesidir. Adalet terazisindeki en küçük bir sapma, Allah muhafaza, tamiri de telafisi de mümkün olmayan yıkıcı sonuçları her zaman gebedir.”
“HUKUK DEVLETİNİN EN TEMEL İLKELERİNDEN BİRİ İDARENİN DENETİMİDİR”
Cumhurbaşkanı Erdoğan, her bir vatandaşın hak ve hukukunun korunup gözetilmesi, güçsüzün güçlüye asla ezdirilmemesinin son derece önemli olduğunu belirtti.
“Zor kapıdan girerse töre bacadan çıkar” sözünü anımsatan Cumhurbaşkanı Erdoğan, sözlerini şöyle sürdürdü: “Divanu Lugati’t-Türk’te yer alan bu söz, toplumdaki nizam ve intizamın, adalete duyulan güvenin, kıyamet kopsa dahi adaletin tecelli etmesinin ancak ve ancak hukuk devletiyle sağlanabileceğini ifade eder. Hukuk devletinin en temel ilkelerinden biri ise idarenin denetimi, yani idari eylem ve işlemlerin tamamının yargısal denetime açık olmasıdır. İşte, Danıştayımız tam 157 yıldır böylesine hayati bir görevi ifade etmektedir. İnceleme, danışma ve karar organı olarak idareyi yargı yoluyla denetlemekte, temyiz merci sıfatıyla kamu ile vatandaş arasındaki uyuşmazlıkları çözüme kavuşturmaktadır. Diğer yüksek mahkemelerimiz gibi Anayasa ve kanunları uyulmasını, meri hukukun titizlikle uygulanmasını sağlamaktadır. Bu itibarla milletimiz adına karar verme sorumluluğunu yüksek bir vazife şuuruyla yerine getiren Danıştay Başkanlığımızın tüm mensuplarına bir kez daha teşekkür ediyorum.”
Cumhurbaşkanı Erdoğan, devletin ancak adaletle hükmettiği takdirde devlet olabileceğini dile getirdi.
Devletin alameti farikasının adalet olduğunu vurgulayan Cumhurbaşkanı Erdoğan, şunları söyledi: “Haksızlığa yol veren, mağduriyetleri gideremeyen, haklıya hakkını teslim edemeyen hiçbir otorite varlığını sürdüremez. Adalete olan inancın temelinden sarsıldığı bir ülkede ne yaparsanız yapın, huzuru, güveni, barışı, demokrasi ve istikrarı tesis edemezsiniz. Gerek adli gerekse idari yargıda görev yapan hâkim ve savcılarımız, milletimizin geleceği, huzuru ve esenliği adına çok önemli bir mesuliyeti yerine getirmektedir. İbn-i Haldun, ‘Basiret gözüyle bakan kimse adaletli ölçüyü bulur’ diyor. Anayasa’ya, kanuna ve hukuka uygun olarak vicdani kanaatleri doğrultusunda karar veren yargı mensuplarımızın bu bilinçle vazifelerini icra etmelerini bekliyoruz.”
Cumhurbaşkanı Erdoğan etkin, güçlü, hızlı ve erişilebilir bir adaletin hükûmetlerinin önceliklerinin en başında olduğunu, göreve geldikleri ilk günden beri hep bunun için çalıştıklarını vurguladı.
Yargı sisteminin güçlendirilmesi ve daha işlevsel bir zemine oturtulması için bugüne kadar pek çok düzenlemeyi hayata geçirdiklerini hatırlatan Cumhurbaşkanı Erdoğan, yasa ve anayasa değişikliklerini reform ve strateji belgeleriyle desteklediklerini dile getirdi.
Adalet hizmetlerinin vatandaşlara en üst seviyede sunulması için tüm imkânları seferber ettiklerini belirten Cumhurbaşkanı Erdoğan, şunları kaydetti: “Vesayet dönemlerinin acı bir hatırası olarak yıllarca insanımızı bizar eden üstünlerin hukukunu milletimizin de desteğiyle geride bıraktık, yerine hukukun üstünlüğü ilkesini bu ülkede egemen kıldık. Geçmişte, adalet dairesinin merkezi bazılarına daha yakındı. Hamdolsun biz bunu herkese eşit mesafeye getirmeyi başardık. Darbeleri ayakta alkışlayan yargı yerine, 15 Temmuz ihaneti sonrası olduğu gibi milletin iradesine kasteden darbecilere hak ettikleri hükmü giydiren adil ve demokratik bir yargı rejimini kurduk. Yargının bağımsızlığına tarafsızlık ilkesini ekledik. Hak arama yollarını alabildiğine genişlettik, yeni kurumlar ihdas ettik.”
“YAPANIN YANINA KAR KALIYOR TÜRÜ ÖN KABULLERİN TOPLUMDA YERLEŞMESİNE MÜSAADE ETMEYECEĞİZ”
Cumhurbaşkanı Erdoğan, son 23 yılda fiziki ve teknik altyapıdan temel hak ve özgürlüklere, temel kanun ve mevzuat değişikliklerinden ceza infaz sistemine, alternatif uyuşmazlık çözüm yöntemlerinden kurumsal değişikliklere, icra ve iflas sisteminden adli sicil işlemlerine, yargıda hedef sürelerden özlük haklarına çok geniş bir yelpazede adalet hizmetlerini günden güne geliştirdiklerini, iyileştirdiklerini ve tahkim ettiklerini belirtti.
Danıştayın üye sayılarını artırdıklarını, hâkim ihtiyacını karşıladıklarını ve yardımcı personel sorununu çözdüklerini anımsatan Cumhurbaşkanı Erdoğan, Danıştayı 2012’de yeni hizmet binasına, 2023’te yeni sosyal tesisine kavuşturduklarını söyledi.
İdari yargıdaki mahkeme sayısını yüzde 60 oranında artırarak önemli bir eşiği daha geride bıraktıklarını dile getiren Cumhurbaşkanı Erdoğan, 2002’de 146 olan idari yargıdaki faal ilk derece mahkemelerinin sayısını 233’e yükselttiklerini aktardı.
Hataları asgari seviyeye indirecek ve temyiz mahkemelerindeki yığılmayı önleyecek şekilde istinaf incelemesi yapmak üzere bölge idare mahkemelerini 9 bölgede faaliyete geçirdiklerini anımsatan Cumhurbaşkanı Erdoğan, böylece Danıştayın iş yükünü önemli ölçüde azaltırken uyuşmazlıkların daha kısa sürede çözülmesini temin ettiklerini kaydetti.
“VATANDAŞLARIMIZIN HAK VE HUKUKUNUN KORUNMASI NOKTASINDA KARARLIYIZ”
İdari yargı teşkilatını güçlendirmek için daha pek çok yeniliği, değişikliği ve düzenlemeyi hayata geçirdiklerini, 23 Ocak’ta açıkladıkları 4. Yargı Reformu Strateji Belgesi ile tüm çalışmaları bir adım daha öteye taşıdıklarını belirten Cumhurbaşkanı Erdoğan, şunları ifade etti: “Son dönemde milletimizi en fazla rahatsız eden cezasızlık algısının önüne geçecek kapsamlı düzenlemeleri kamuoyumuzla paylaştık. Şu konuda son derece kararlıyız. ‘Yapanın yanına kar kalıyor’ türü ön kabullerin her ne sebeple olursa olsun toplumda yerleşmesine müsaade etmeyeceğiz. Hukuka, nizama, kanunlara uyan vatandaşlarımızın hak ve hukukunun korunması noktasında kararlıyız. Bundan en küçük bir taviz vermeyeceğiz. Suç işleyenlerin, suçtan kibirlenenlerin, kendini yasadan, devletten üstün görenlerin tepelerine binmeye devam edeceğiz. Yine bu süreçte ortaya çıkan onca ihanetten sonra bile devlete, millete ve demokrasimize pusu kurmaktan vazgeçmeyen FETÖ ile mücadelemiz güçlenerek devam edecektir. ‘Su uyur ama FETÖ’nün sinsi hücreleri uyumaz’ gerçeği örgüte yapılan her operasyonla kendisini bir kez daha hatırlatıyor. FETÖ ile mücadelede yaşanacak herhangi bir zafiyetin Allah korusun ülkemize, özellikle de devletimize çok ağır bedelleri olacaktır.”
“YARGI MENSUPLARIMIZIN HEDEF GÖSTERİLMESİ, BÜYÜK BİR SORUMSUZLUKTUR”
Yargının, FETÖ’nün nasıl büyük bir tehdit, nasıl habis bir yapı olduğunu en iyi bilen devlet organlarından biri olduğuna işaret eden Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Unutmayalım ki tarih, ibret alınmazsa tekerrür eder. Yakın geçmişte yaşadığımız acıların ve ihanetlerin tekrarının önüne ancak akılla, dirayetle, tecrübeyle ve tarihten ibret alarak geçebiliriz. Diğer türlü milletimize, devletimize ve umudunu Türkiye’nin güçlenmesine bağlamış 100 milyonlarca mazluma karşı görevlerimizi ihmal etmiş oluruz” diye konuştu.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, bu konuda güvenlik ve istihbarat birimleri gibi yargının da gereken dikkat, teyakkuz ve hassasiyeti göstermeyi sürdüreceğine inandığının altını çizerek, şunları kaydetti: “Adaletin tecellisi için uğraşan yargı mensuplarımızın kimi zaman ailelerini ve çocuklarını da işin içine katarak hedef gösterilmesi, hele hele meydanlarda yuhalatılması yanlış olduğu kadar büyük bir sorumsuzluktur. Yargı mercilerinin baskı altına alınmasının hiçbir haklı gerekçesi yoktur. İster siyasetçi ister gazeteci olsun halkın huzuruna herkes, Anayasa ve yasalar çerçevesinde hukukun sorunsuz işlemesine, suç varsa hesabının mutlaka sorulmasına yardımcı olmalıdır. Elbette nezaket kuralları korunarak eleştiriler yapılabilir ama eleştiri bahanesiyle kimse yargı mercilerine parmak sallayamaz.”
Bugüne kadar hükûmetin tasarrufları konusunda yargı organlarıyla aralarında ortaya çıkan görüş ayrılıklarında tavırlarının hep bu yönde olduğunu belirten Cumhurbaşkanı Erdoğan, kararlarını tenkit etseler dahi yargı mensuplarını ve organlarını daima ayrı bir yerde tuttuklarını, güncel tartışmalarla ilgili aynı özeni gösterdiklerini söyledi.
“TÜRKİYE YÜZYILI’NDA, TECRÜBESİNDEN EN FAZLA İSTİFADE EDECEĞİMİZ KURUMLARIMIZDAN BİRİ DANIŞTAYIMIZ OLACAKTIR”
Kamuoyunun gözünü ve kulağını çevirdiği herkesin aynı itinalı üslupla hareket etmesini ümit ve arzu ettiklerini dile getiren Cumhurbaşkanı Erdoğan, “İçinde bulunduğumuz 21. Asrı Türkiye Yüzyılı yapmak hedefiyle yürüttüğümüz çalışmalarda birikiminden, tecrübesinden, vizyonundan ve rehberliğinden en fazla istifade edeceğimiz kurumlarımızdan biri Danıştayımız olacaktır. Özellikle iç kalemizin güçlendirilmesine yönelik attığımız adımlarda devletimizin tüm birimleri gibi sizlerin de desteğine güvendiğimizi, sizlerin de yapıcı katkılarınızı beklediğimizi vurgulamak istiyorum” ifadelerini kullandı.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, konuşmasının sonunda Danıştayın 157. Kuruluş yıl dönümünün ülke, millet, hukuk ve yargı camiası için hayırlara vesile olmasını temenni etti.
Törene, TBMM Başkanı Numan Kurtulmuş, Cumhurbaşkanı Yardımcısı Cevdet Yılmaz, Adalet Bakanı Yılmaz Tunç ile yüksek yargı kurumlarının başkanları ve davetliler katıldı.
Başta aziz şehitlerimizin emanetleri olan annelerimiz olmak üzere evlatlarını vatanına, milletine ve insanlığa hizmet yolunda yetiştiren tüm annelerimizin Anneler Günü’nü kutluyoruz.
“Anneler toplumun vicdanıdır. Onların şefkati, duası ve fedakârlıkları hayatımıza anlam katar. Sevgi, merhamet ve mücadele duygularının kaynağı olan anneler, evlatlarına umut verir ve değer kazandırırlar. Sadece ailelerini değil, içinde yaşadıkları toplumu da şekillendirirler.
Dünyamızı şefkatiyle, sevgisiyle güzelleştiren annelerimiz. İyi ki varsınız.
Size daha iyi hizmet sunabilmek amacıyla çerezleri kullanıyoruz. Çerezler Hakkında Aydınlatma Metni için tıklayınız. www.kimlerburada.com Bu siteyi kullanmaya devam ederseniz, Gizlilik ve Çerez Politikamızı kabul etmiş olursunuz.
Size daha iyi hizmet sunabilmek amacıyla çerezleri kullanıyoruz. Çerezler Hakkında Aydınlatma Metni için tıklayınız. www.kimlerburada.com Bu siteyi kullanmaya devam ederseniz, Gizlilik ve Çerez Politikamızı kabul etmiş olursunuz.
Gerekli cookie, sayfa gezinmesi ve web sitesinin güvenli alanlarına erişim gibi temel işlevleri etkinleştirerek bir web sitesi kullanıma yardımcı olur. Web sitesi bu cookie olmadan düzgün çalışamaz.
Tercih cookies, bir web sitesinin, tercih ettiğiniz diliniz veya bulunduğunuz bölgeniz gibi, web sitesinin davrandığını veya görünüşünü değiştiren bilgileri hatırlamasını sağlar.
İstatistik
İstatistik cookies, web sitesi sahiplerinin anonim olarak bilgi toplayıp bildirerek ziyaretçilerin web siteleriyle nasıl etkileşimde bulunduğunu anlamalarına yardımcı olabilir.
Pazarlama
Pazarlama cookies, ziyaretçileri web sitelerinde izlemek için kullanılır. Amaç, bireysel kullanıcıya ilgi çekici ve böylece yayıncılar ve üçüncü taraf reklamverenler için daha değerli olan reklamları görüntülemektir.
Sınıflandırılmamış
Sınıflandırılmamış cookies, bireysel kurabiye sağlayıcıları ile birlikte sınıflandırma sürecinde olduğumuz cookies.