Cumhurbaşkanı Erdoğan, Ford Otosan Gelecek Vizyon Toplantısı’nda yaptığı konuşmada, yeni kurulacak tesiste dizel ve benzinli araçların yanı sıra elektrikli araçlar ile batarya üretiminin de yapılacağını belirterek, “Bu şekilde 130 bin adetlik bir batarya kapasitesi ülkemize kazandırılacak. Yatırım sayesinde geleceğin otomotiv sanayisinde, elektrikli ve bağlantılı ticari araçların da en büyük üretim merkezi Türkiye olacaktır” dedi.
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Cumhurbaşkanlığı Külliyesinde gerçekleştirilen Ford Otosan Gelecek Vizyon Toplantısı’na katıldı.
Programda konuşan Cumhurbaşkanı Erdoğan, Ford Otosan ile Ford Avrupa arasında yapılacak satın alma sözleşmesinin imza törenine şahitlik edeceklerini belirterek, böylece Türkiye’yi küresel rekabette ileriye taşıma, teknoloji ve üretim üssüne dönüştürme yolunda önemli bir adım daha atılacağını kaydetti.
“ÜRETİM YAPAN, İSTİHDAM SAĞLAYAN TÜM YATIRIMCILARA SAHİP ÇIKIYORUZ”
Ford Otosan’ın, 2020 Aralık ayında 2 Milyar Avroluk yatırım planını kamuoyu ile paylaştığını anımsatan Cumhurbaşkanı Erdoğan, bu stratejik yatırım planını “Proje Bazlı Devlet Yardımı” kapsamına alarak, her türlü desteği verdiklerini söyledi.
“Bu topraklarda üretim yapan, istihdam sağlayan, ülkemizin gücüne ve potansiyeline inanan tüm yatırımcılara sahip çıkmaya devam ediyoruz” diyen Cumhurbaşkanı Erdoğan, sözlerini şöyle sürdürdü: “Bugünkü imza töreni, devletimizin yatırımlarla ilgili kuşatıcı ve destekleyici tavrının en güzel örneğidir. Ford Otosan hâlihazırda Türkiye’deki otomotiv üretiminin ve ihracatının yüzde 25’ini gerçekleştirerek, 12 bin 500 insanımıza istihdam sağlıyor. Yüzde 70’i bulan yerlilik oranı, yüzde 90’a varan ihracat oranı ile firmamız, ülkemizin kalkınmasında çok kritik rol oynuyor. Türkiye otomotiv sanayinin, elektrikli ve bağlantılı araçlarla dönüşmesini sağlayacak bu yatırımla Ford Otosan; Araştırma-Geliştirme, ihracat, üretim ve katma değer etkisi 10 yıla yayılacak büyük bir vizyon ortaya koymaktadır. Proje tamamlandığında Ford Otosan’ın 440 bin olan üretim kapasitesi 650 bine yükselecek; Kocaeli’de üretilip Avrupa’ya ihraç edilen ticari araçlarda Türkiye’nin liderliği daha da perçinlenecektir. Projenin devreye alınmasıyla Ford dışında Volkswagen firması için de 1 tonluk ticari araç üretimi gerçekleştirilecek.”
Cumhurbaşkanı Erdoğan, kurulacak tesiste dizel ve benzinli araçların yanı sıra elektrikli araçlar ile batarya üretiminin de yapılacağı bilgisini paylaşarak, “Bu şekilde 130 bin adetlik bir batarya kapasitesi ülkemize kazandırılacak. Yatırım sayesinde geleceğin otomotiv sanayisinde; elektrikli ve bağlantılı ticari araçların da en büyük üretim merkezi Türkiye olacaktır” dedi. Yatırımla bölgede ilave 3 bin kişilik doğrudan istihdam oluşacağını, Ford Otosan’ın toplam istihdam sayısının 15 bini aşacağını aktaran Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Bu yatırımın, yan sanayiye ciddi katkılar yapmasını, burada ilave 15 bin kişilik dolaylı istihdam gerçekleştirmesini beliyoruz. Ford Otosan, yeni yatırımlarıyla ihracatını yıllık 5,9 milyar dolardan 13 milyar dolara çıkartacak” diye konuştu.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, Ford Avrupa Başkanı Stuart Rowley’in kurulacak tesiste üretilecek araçları Avrupa pazarında satmak üzere alım taahhüdü verdiğine dikkati çekerek, sahip olduğu ihracat kapasitesi ile bu yatırımın, cari dengede çok ciddi katkı sağlayacağını kaydetti.
Yatırımın aynı zamanda Türk mühendislerine elektrikli araçlar ve batarya konusunda tasarım, geliştirme ve yazılım gibi alanlarda ciddi kabiliyetler de kazandıracağına inandığını dile getiren Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Otomotiv sektörünün geleceğine Türkiye’de yatırım yapan Ford Otosan’ı yürekten tebrik ediyorum” ifadesini kullandı.
“HERKES İÇİN CAZİP BİR YATIRIM İKLİMİ OLUŞTURDUK”
Cumhurbaşkanı Erdoğan, Türkiye’de yatırım yapan yerli ve uluslararası şirketlere her gün yenilerinin eklenmesinin gerisinde, son 18 yılda uygulanan girişimci dostu politikalar bulunduğuna vurgu yaparak, şöyle devam etti: “Hayata geçirdiğimiz reformlarla, yatırımcılar arasındaki yerli yabancı ayrımını ortadan kaldırarak, herkes için cazip bir yatırım iklimi oluşturduk. Özel sektörü kalkınma çabalarımızın lokomotifi hâline getirmek için firmalarımıza gereken her türlü teşviki sağladık. Yurt dışı seyahatlerimizde düzenlediğimiz iş forumlarında girişimcilerimizi buluşturarak, yeni ortaklıkların, iş birliklerinin kurulmasına vesile olduk. Hiçbir ayrım yapmadan, sınırlarımız içinde ve dışında firmalarımızın meseleleriyle bizzat ilgilendik, sorunlarının çözülmesi için çaba harcadık. Hamdolsun bu emeklerimizin meyvesini de savunma sanayinden ihracata, müteahhitlik hizmetlerinden turizme kadar her alanda fazlasıyla topladık. Çok değil, daha 10-15 yıl öncesine kadar son derece sınırlı ticaretimizin olduğu ülkelerde, hamdolsun bugün ‘Türk Malı’ ürünler kullanıyor. Savunma sanayii ürünlerimize yönelik rağbet giderek artıyor.”
Cumhurbaşkanı Erdoğan, ihracatın miktarı, kalitesi ve ihraç edilen ülke sayısının günden güne yükseldiğini anlatarak, “Ülkemiz; güçlü sanayi alt yapısı, teknolojik yetkinlikleri, nitelikli iş gücü, tedarik zincirlerindeki avantajlı konumu ve kapsamlı teşvik sistemiyle dünyanın her yerinden yatırımları cezbediyor” dedi.
Geçen 18 yılda 79 binin üzerinde yatırım projesi için teşvik belgesi düzenlendiğini, bu belgelerden 136 tanesinin, motorlu kara taşıtları imalatı sektöründe faaliyet gösteren yerli ve uluslararası firmalarla ilgili olduğunu aktaran Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Kovid-19 salgınında birçok ülke ekonomik bakımdan daralma yaşarken, Türk ekonomisi toparlama sürecini başarıyla yürütüyor. Ülkemiz aleyhine yapılan onca propagandaya rağmen, 2020 yılını yüzde 1,8’lik bir büyüme oranıyla kapattık. Bu oranla, Çin’in ardından G-20 içerisinde en yüksek büyümeyi kaydeden ülke olduk” diye konuştu.
“TÜRKİYE, YENİDEN ŞEKİLLENECEK KÜRESEL SİSTEMDE HAK ETTİĞİ YERİ MUHAKKAK ALACAK”
Cumhurbaşkanı Erdoğan, ekonomideki bu başarının kahramanlarının en başında imalat sanayisinin geldiğine vurgu yaparak, şu bilgileri paylaştı: “İmalat sektörümüz geçen yılın dördüncü çeyreğinde kaydettiği yüzde 10,5’lik büyüme ile Gayri Safi Yurtiçi Hasıla’ya en çok katkı sağlayan sektör oldu. Yine bu dönemde G-20’de sanayi üretimi en çok artan devletlerarasında yer aldık. Sanayi sektörümüz, salgın şartlarında 337 bin ilave istihdam oluşturarak, başarısını daha da perçinledi. Bu süreçte otomotiv sektörümüz de 25 milyar doların üzerinde ihracat yaparak, dış ticaretimizdeki lider konumunu sürdürdü. Geçen yıl 5 kıtada 180 ülkeye 900 binin üzerinde taşıtın ihracatını yaptık. Salgının sebep olduğu sıkıntılara rağmen 2020’de yakaladığımız bu ivme 2021 senesine güçlü bir başlangıç yapmamızı sağladı. Ocak 2021 döneminde sanayi üretim endeksimiz yıllık bazda yüzde 11,9; aylık bazda ise yüzde bir arttı. Benzer şekilde ihracatımız da aynı dönemde, yıllık bazda yüzde 2,3; aylık bazda yüzde 1,6 yükseldi.”
Cumhurbaşkanı Erdoğan, 2021 senesini salgınla mücadelenin zafere taşındığı ve orta vadede nitelikli büyüme dönemine girilecek bir yıl olarak değerlendirdiklerinin altını çizerek, “Coğrafi konumu, güçlü altyapısı, şoklara karşı kazandığı dirençle Türkiye’nin, Kovid-19 sonrası yeniden şekillenecek küresel sistemde hak ettiği yeri muhakkak alacağına inanıyoruz” ifadelerini kullandı.
Teknolojide yaşanan hızlı değişimle birlikte rekabet ortamının da yeniden şekillendiğini ifade eden Cumhurbaşkanı Erdoğan, yapay zekâ, makine öğrenmesi, büyük veri, nanoteknoloji, biyoteknoloji, robotik gibi alanlarda kaydedilen ilerlemelerin; üretimi, tüketimi, sosyal dokuyu ve politikaları süratle dönüştürdüğünü anlattı.
Yakın bir gelecekte akıllı otonom araç teknolojilerinin yaygın şekilde kullanılmaya başlanacağını kaydeden Cumhurbaşkanı Erdoğan, bu değişim sürecinin Türkiye için pek çok fırsatı ve tehdidi birlikte barındırdığına dikkati çekti.
“ELEKTRİKLİ, BAĞLANTILI VE OTONOM TİCARİ ARAÇ ÜRETİMİNDE DÜNYADA İLK BEŞTE OLMAYI HEDEFLİYORUZ”
“Geleneksel motorlu araç teknolojilerinin baskın olduğu dönemlerde yeni bir marka ile sektöre girmek zor iken, artık şartlar eşitlenmiş durumdadır” diyen Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Bu durum, mevcut otomotiv üreticilerini de geleceğin teknolojilerini içeren yeni yatırımlara zorlamaktadır. Ford Otosan’ın Kocaeli’ndeki yatırımı, işte bu dönüşümün en güzel örneklerinden birini teşkil ediyor. Biz de bir taraftan bu yatırımları teşvik ederken, diğer taraftan da yerli markamızı geliştirerek, ülkemizde rekabetçi bir iklim oluşturmak istiyoruz” değerlendirmesinde bulundu.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, Türkiye’nin Otomobili projesinin de tüm hızıyla devam ettiğine işaret ederek, ilk seri üretim araçları 2022 yılı sonunda banttan indirmeyi arzu ettiklerini söyledi.
Elektrikli, bağlantılı ve otonom ticari araç üretiminde gelecek 10 yılda Avrupa’da lider, dünyada ise ilk beşte olmayı hedeflediklerini vurgulayan Cumhurbaşkanı Erdoğan, batarya modül, paket ve hücre yatırımlarına da ayrıca ağırlık verdiklerini, Türkiye’yi dünyanın önemli batarya üretim merkezlerinden biri yapmakta kararlı olduklarını kaydetti.
Yatırımların yanı sıra bilim insanlarının Türkiye’deki faaliyetlerine de çok büyük önem verdiklerini ifade eden Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Uluslararası Lider Araştırmacılar Programı ile tersine beyin göçünü destekliyoruz. Buradan bir kez daha yerli veya yabancı bilim insanlarını, araştırmalarına Türkiye’de devam etmeye, açtığımız çağrılara başvurmaya, ülkemizin sunduğu fırsatlardan istifade etmeye davet ediyorum” açıklamasında bulundu.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, Ford Otosan’ı aldığı bu stratejik yatırım kararı dolayısıyla tekrar tebrik ederek, Türkiye’yi küresel rekabette bir üst lige taşıyacak yatırımın hayırlı olmasını diledi.
Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın konuşmasının ardından, Ford Otosan Yönetim Kurulu Başkanı Ali Koç ve Ford Avrupa Başkanı Stuart Rowley satın alma protokolüne imza attılar.
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Türkiye’ye resmî ziyarette bulunan Slovak Cumhuriyeti Başbakanı Robert Fico’yu Cumhurbaşkanlığı Külliyesinde resmî törenle karşıladı.
Slovak Cumhuriyeti Başbakanı Fico, Cumhurbaşkanlığı Külliyesine gelişinde Cumhurbaşkanı Erdoğan tarafından resmî törenle karşılandı. İki ülke millî marşlarının çalınmasının ardından Slovak Cumhuriyeti Başbakanı Fico, tören kıtasını selamladı.
Türkiye ve Slovakya bayrakları önünde basın mensuplarına poz veren Cumhurbaşkanı Erdoğan ve Slovak Cumhuriyeti Başbakanı Fico, daha sonra baş başa ve heyetler arası görüşmelerini gerçekleştirmek üzere Cumhurbaşkanlığı Külliyesine geçti.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, AK Parti Mersin 8. Olağan İl Kongresi’nde yaptığı konuşmada, “’Böl, parçala, yönet’ politikasıyla son bir asırdır bu bölgede diledikleri gibi cirit atanların devri bitmiştir. Kim ne derse desin, yüz yıllık oyun bozuluyor. Coğrafyamızda kardeşliğin, barışın ve istikrarın rüzgârı esiyor, kalkınma ve refahın egemen olacağı yeni bir dönemin kapıları aralanıyor” dedi.
Cumhurbaşkanı ve AK Parti Genel Başkanı Recep Tayyip Erdoğan, Servet Tazegül Kapalı Spor Salonu’nda düzenlenen AK Parti Mersin 8. Olağan İl Kongresi’ne katılarak bir konuşma yaptı.
Konuşmasında, Mersin’in hiç kimseyi “Yörük” diyerek küçüksemediğini, “Kürt” diyerek ötekileştirmediğini, “Arap” diyerek dışlamadığını, “Suriyeli” diyerek hakir görmediğini belirten Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Mersin, insanları ‘şu şehirden bu şehirden’ diyerek sınıflaştırmamıştır. Çünkü burası medeniyetler yatağı, coğrafyamızın kadim halklarının ve inançlarının tamamının bakiyesine ev sahipliği yapan bir şehirdir. Mersin’in göz alıcı tablosuna kimse helal getirmez. Allah’ın izniyle bu şehir dünyaya kardeşlik hukuku dersi veriyor, vermeye de devam edecek” dedi.
“DAHA ÇOK ÇALIŞMAMIZ, DAHA ÇOK GÖNÜLE GİRMEMİZ GEREKİYOR”
Mersin’in Doğu Akdeniz’in en stratejik liman şehri olarak ekonomiye can katmaya devam edeceğini vurgulayan Cumhurbaşkanı Erdoğan, şöyle konuştu: “Bereketli topraklarıyla sadece kendi vatandaşımızı değil tüm insanlığı beslemeye devam edecek. Velhasıl beşeri zenginliğiyle fiziki coğrafyasının güzelliğiyle, muhteşem potansiyeliyle Mersin Türkiye Yüzyılı’nda adından daha çok söz ettirecek. Mersin’deki bu güzel iklimi bozmayı Allah’ın izniyle kimse başaramayacak. Hiçbir siyasi çıkar, hiçbir sosyal ve kültürel farklılık, hiçbir şahsi hesap, Mersin’i Akdeniz’in örnek şehri yapan bu vasfına zarar vermenin gerekçesi olamaz.”
Cumhurbaşkanı Erdoğan, AK Parti’nin iktidarında Mersin’in 22 yılda nereden nereye geldiğini akıl ve vicdan sahibi herkesin kabul edeceğini ifade ederek, şunları kaydetti: “Bu şehrin siyasi, etnik, mezhebi fanatizme değil, zengin potansiyeli harekete geçirecek vizyona, esere, hizmete ve yatırıma ihtiyacı var. Mersin’e bu gözle bakıyoruz, Mersinliye bu hissiyatla sahip çıkıyoruz. Mersinlilerin de bizim bu hasbi yaklaşımımıza, samimi yürek açışımıza karşılık vereceğinden şüphe duymuyorum. Bugüne kadar seçim sonuçlarını Mersinlide değil, kendimizde arıyoruz. Suç varsa bizim, yanlış varsa bizim. Ama bunu hep beraber telafi edeceğiz. Demek ki daha çok çalışmamız, daha çok gönüle girmemiz, daha çok emek vermemiz, ter dökmemiz gerekiyor. Kongremiz böyle bir dönemin, yeni bir heyecanın, yeni bir atılımın miladı olacaktır.”
“TÜRKİYE’NİN BÜYÜMESİNİ İSTEMEYEN EMPERYALİSTLER BOŞ DURMADI”
“Ülkemizin 80 yılına, asırların yorgunluğuyla 1. Dünya Savaşı’nın yükü altında kalan Osmanlı’dan Cumhuriyete geçisin sancıları damga vurmuştur” diyen Cumhurbaşkanı Erdoğan, tek parti faşizminin milletin inancına, tarihine, kültürüne yönelik tahrip edici ve baskıcı politikalarının, ağır bedellerinin ödendiğini söyledi.
Türkiye’nin Adnan Menderes ile başlayan demokrasi ve kalkınma hamlesinin önünün kesilmeye çalışıldığını belirten Cumhurbaşkanı Erdoğan, sözlerini şöyle sürdürdü: “Türkiye’nin büyümesini, güçlenmesini, kendi ayakları üzerine dikilmesini istemeyen emperyalistler de boş durmadı. Ülkemizi, darbeler, cuntalar, ideolojik kavgalar, ekonomik çöküşler, sosyal çalkantılarla dolu bir döneme soktular. Bu sancılı yıllar darbelerin ardından ‘bizim çocuklar başardı’ mesajını kulaktan kulağa fısıldayanların eseridir. Eski Türkiye artık bitti. Bu kaos fırtınası, Türkleri sadece sokaklarını temizleyecek, fabrikalarında çalışacak işçiler olarak görenlerin adımıdır. Rahmetli Özal bu oyunu fark edip siyasi ve ekonomik reformlarla ülkemizi asli istikametine çevirmek istediyse de kirli oyunlarla başa çıkamadı. Merhum Özal’a neler yapıldığını, hangi iftiraların atıldığını hiçbir zaman unutmadık.”
Cumhurbaşkanı Erdoğan, AK Parti’nin 80 yıllık sancılı sürecin ardından adeta bir Anadolu ihtilaliyle iktidara geldiğini dile getirerek, şunları kaydetti: “Tabii ki bu devrim öyle kolay gerçekleşmedi. Devrin müesses nizamı ve arkalarındaki güç odakları, AK Parti’nin öncülüğündeki Anadolu ihtilaline karşıda büyük bir direnç gösterdi. Siyasi ve toplumsal provokasyonlardan, hukukun ayaklar altına alındığı Cumhurbaşkanlığı seçimi krizlerine kadar nice senaryolar devreye alındı. Yetmedi bölücü örgütünden FETÖ’süne hatta sınırlarımıza dayanan DEAŞ’ına kadar envaiçeşit cinayet şebekesini harekete geçirdiler. Bölücü örgütün hiçbir ahlaki ve akılcı gerekçesi olmayan çukur eylemlerini hatırlayın. FETÖ’nün önce 17-25 Aralık, ardından 15 Temmuz darbe girişimlerini hatırlayın. Ekonomimize yönelik aleni saldırıları, tehditleri, ambargoları, tuzakları hatırlayın.”
“Muhalefetin gönüllü figüranlığını yaptığı, Türkiye’ye diz çöktürme senaryolarının tekmili birden üzerimize boca edildi” ifadesini kullanan Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Hani Mehmet Akif, Çanakkale Savaşı’nı anlatırken diyor ya, ‘Çehreler başka, lisanlar, deriler rengârenk, sade bir hadise var ortada, vahşetler denk.’ Bizim de istiklalimize ve istikbalimize yönelen saldırılar rengârenktir. Sadece sinsi niyetleri ortaktır” diye konuştu.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, milletle kafa kafaya, kol kola, kalp kalbe verip bu alçak hesapları hep birlikte boşa çıkardıklarını söyleyerek, “Yine Akif’in diliyle ifade edersek, ‘Asım’ın nesli diyordum ya, nesilmiş gerçek. İşte çiğnetmediği namusunu, çiğnetmeyecek.’ Gerçekten bu millet üzerine akın akın gelen saldırılar karşısında gösterdiği asil duruşla, kadınıyla, erkeğiyle, genciyle, yaşlısıyla, her bir ferdiyle, namusunu çiğnetmemiş, Asım’ın nesli olduğunu ispatlamıştır” değerlendirmesinde bulundu.
Milletin güçlü desteğinin AK Parti ve Cumhur İttifakı’nın mesuliyetini arttırdığını dile getiren Cumhurbaşkanı Erdoğan, daha fazla çalışarak, Türkiye Yüzyılı’nın önündeki tüm engelleri tek tek kaldırmak zorunda olduklarını ifade etti.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, Mersin’in beşeri zenginliğinin ülkesi ve bölgesindeki her gelişmeyle yakından ilgilenmesini mecburi kıldığını ifade ederek, Suriye’deki 61 yıllık Baas rejiminin yıkılması ve ülkede kuşatıcı yeni bir yönetimin iş başına gelmesinin Mersin’e etkisi olacağını kaydetti.
Mersin’in 183 bin geçici koruma statüsündeki Suriyeli muhaciri misafir eden ensar ruhlu bir şehir olduğunu belirten Cumhurbaşkanı Erdoğan, şunları söyledi: “Ülkelerindeki evlerini, işlerini yeniden ayağa kaldıracak Suriyeli kardeşlerimizden bir kısmı şüphesiz vatanlarına geri dönecektir. Suriye toparlandıkça, zulmün ve yıkımın izleri silindikçe inşallah ülkemizle birlikte tüm dünyadan muhacirler dönüş yoluna girecektir. Ama hep söylediğimiz gibi kalanlara kapımız da gönlümüz de daima açık olacaktır. Biz, zalimler gibi kimseyi zorla yerinden etmeyiz. Kimsenin hayatını keyfi yere zindana çevirmeyiz. Kendini bilmez üç beş ırkçı fanatiğin Türkiye-Suriye dayanışmasına gölge düşürmesine göz yummayacağız. Suriye’nin siyasi birliğini, toprak bütünlüğünü, sosyal barışını, imarını sağlamaya yönelik her gayrete destek vereceğiz.”
“SURİYE ÜZERİNDE YENİ SENARYOLAR UYGULANMASININ ÖNÜNE GEÇMEKTE KARARLIYIZ”
Cumhurbaşkanı Erdoğan, Türkiye’ye büyük bir teveccüh ve güven söz konusu olduğunu anlatarak, “Suriyeli kardeşlerimizin Türkiye deyince yüzü gülüyor” ifadesini kullandı.
Bu durumu gelecek adına çok değerli bir kazanım olarak değerlendirdiklerini belirten Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Suriye’nin topraklarını işgal eden terör örgütlerini ya silah bıraktırarak ya bertaraf ederek Suriye üzerinde yeni senaryolar uygulanmasının önüne geçmekte kararlıyız. Ülkenin 3’te 1’ini işgal altında tutan YPG terör örgütüne karşı en küçük bir müsamahamız yoktur. Yakında bu meseleyi kökten çözecek adımları atacağız” diye konuştu.
Örgütün, çok güvendiği güçlerin bölgedeki çıkar ve hesapları değiştiği için gölgesine sığınarak küstahlaşacakları kimseyi bulamayacağını ifade eden Cumhurbaşkanı Erdoğan, şöyle devam etti: “Avrupa’dan yükselen çatlak seslere ise aldırış etmiyoruz. Avrupalılar önce kendi meselelerini çözsünler. Ondan sonra gelip bölgemize nizam vermeye kalksınlar. ‘Böl, parçala, yönet’ politikasıyla son bir asırdır bu bölgede diledikleri gibi cirit atanların devri bitmiştir. Kim ne derse desin 100 yıllık oyun bozuluyor. Coğrafyamızda kardeşliğin, barışın ve istikrarın rüzgârı esiyor. Kalkınma ve refahın egemen olacağı yeni bir dönemin kapıları aralanıyor. Artık bölgenin geleceğini bölgenin kadim halkları belirleyecek, doğal kaynaklar üzerindeki her türlü tasarruf da bölgenin asıl sahiplerinin uhdesinde olacak. Allah’ın izniyle kimse bunun önüne geçemeyecek.”
Bir süre önce Suriye’nin Dışişleri ve Savunma bakanlarının kendisini ziyaret ettiğini söyleyen Cumhurbaşkanı Erdoğan, Suriyeli heyetin daha sonra ise Dışişleri Bakanı, Savunma Bakanı ve İstihbarat Başkanı ile ayrıca toplantı yaptığını ifade etti.
“GAZZE ÖRNEĞİ, ZULÜMLE ABAD OLUNAMAYACAĞININ ÇARPICI BİR İSPATIDIR”
Suriye’nin geleceğine hazırlık yaptıklarını belirten Cumhurbaşkanı Erdoğan, bu yeni dönemin Mersin’in önünde de büyük fırsat pencereleri açacağını ve şehrin şimdiden buna kendisini hazırlaması gerektiğini vurguladı.
Aynı şekilde Gazze’de ateşkesle sağlanmaya çalışılan barışın da bölgenin siyasi ve sosyal atmosferini değiştireceğini söyleyen Cumhurbaşkanı Erdoğan, sözlerini şöyle sürdürdü: “Gazze örneği, zulümle abad olunamayacağının çarpıcı bir ispatıdır. İsrail, Gazze’de ve diğer Filistin şehirlerinde uyguladığı zulümle dünyanın farklı yerlerinde yaşayan Musevilere de zarar vermiştir. Çünkü İsrail’in yaptığı kadın, çocuk, masum katliamlarından sonra artık hiç kimse bu topluma İkinci Dünya Savaşı’nda maruz kaldıkları soykırımın getirdiği mahcubiyet duygusuyla bakamayacaktır. Herkesin zihninde İsrail’in fırsatını bulduğunda kendi mensuplarından başka tüm insanları katledebileceği düşüncesi yer etmiştir. Nitekim fanatik Siyonistler bu düşünceyi destekleyecek görüşlerini dini ve ideolojik argümanlarla pervasızca dile getirmekten çekinmiyor. En çok hedef aldıkları ülkenin Türkiye, toplumun da Türk milleti olması bizim bu zulme karşı sesini en çok yükselten devlet ve millet olmamızdan kaynaklanıyor. Kimseden korkmadan, çekinmeden, sözümüzü sakınmadan, hakkı ve hakikati haykırdık. Bizim için dünyanın neresinde bir mazlum, bir mağdur, bir garip varsa yardımına koşmak, zulme karşı elimizde dilimizle, kalbimizle mücadele etmek, hem dinî bir vecibe hem de millî bir vazifedir. Rabbim bizlere ecdattan miras aldığımız bu hasletin yeni nesillere daha da güçlü bir şekilde aktarmayı nasip etsin diyorum.”
Cumhurbaşkanı Erdoğan, bölücü terör örgütü PKK’nın feshedilmesi, silahlarının teslim edilmesi ve militanlarının dağıtılmasını hedefleyen çalışmaları anımsattı.
Terör meselesinin suhuletle çözülmesinden yana olduğunu belirten Cumhurbaşkanı Erdoğan, şunları söyledi: “Cumhur İttifakı ortağımız Sayın Bahçeli’nin konuyu gündeme getirmesiyle başlayan gelişmeler, nihai aşamasına yaklaşmaktadır. Bölücü örgüt şayet elebaşının çağrısını dinleyip gereğini yerine getirirse, siyasi uzantısı da üzerine düşenleri yaparsa bunun kazananı 81 vilayeti ve 85 milyon ferdiyle tüm Türkiye olacaktır. Eğer örgüt çağrıya uymayı reddeder, siyasi uzantısı da ipe un sermeye kalkarsa, biz zaten başarıyla yürüttüğümüz operasyonlarımızla meseleyi kendi mecrasında çözeriz. Tercihimiz ülkemizin 40 yılına, on binlerce canına, yüzlerce milyar dolar kaynağının heba olmasına yol açan bu meselenin suhuletle, samimiyetle, kalıcı ve kati bir şekilde tarihe karışmasından yanadır.”
İstiklal Şairi Mehmet Akif Ersoy’un “Yumuşak başlı isen kim dedi uysal koyunum? Kesilir belki fakat çekmeye gelmez boynum” mısralarını hatırlatan Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Bölücü terör belası öyle veya böyle bertaraf edilecektir. Elbette kahraman şehitlerimiz her türlü hesabın üzerindedir. Herkesin takip ettiği üzere tüm çalışmalar, şehitlerimizin aziz hatıralarına, şehit yakınları ve gazilerimizin hassasiyetlerine en küçük bir halel getirmeyecek şekilde yürütülmektedir” diye konuştu.
“TÜRKİYE YÜZYILI KERVAN OLARAK, YOLA REVAN OLMUŞTUR”
Cumhurbaşkanı Erdoğan, gerek ülke içinde, gerek bölgede, gerekse de dünyada atılan her adımın bir gayesinin bulunduğunu belirterek, “Bu da ülkemizin Türkiye Yüzyılı’na, geçmişin tüm sorunlarından arınmış, yüklerinden kurtulmuş, mevcut imkânlarını en üst düzeyde kullanan hedeflerine kararlılıkla yürüyen bir devlet olarak girmesidir” ifadelerini kullandı.
Türkiye’nin bölgesinde istikrar istediğine işaret eden Cumhurbaşkanı Erdoğan, şöyle devam etti: “Artık yeni hayaller kurma, yeni projeler hayata geçirme, yeni şeyler söyleme, yeni adımlar atma vaktinin geldiğine inanıyoruz. Biz bölgede istikrar istiyoruz, güvenlik istiyoruz, huzur ve refah istiyoruz. Biz Türkler, Araplar, Kürtler olarak hep beraber kazanalım, hep beraber kalkınalım istiyoruz. Bizimle bu yolda yürüyecek herkese kollarımız da kapımız da, yüreğimiz de açıktır. Zihinlerinin gerisinde başka hesaplar olanlar da hiç kusura bakmasınlar, artık kimseye bunları yutturamazlar. Kimseyi kandıramazlar, kimsenin zihnini ve kalbini bulandıramazlar. Dünya düzeni, siyasi ve ekonomik olarak yeniden kurulurken Türkiye’yi bunun dışında tutmaya kimsenin gücü yetmeyecektir. Türkiye Yüzyılı kervan olarak, yola revan olmuştur. Bu kutlu yürüyüşe katılan katılır, katılmayanın yolu açık olsun. Biz ülkemizi en güçlü devletler, milletimizi güvenli, huzurlu, müreffeh toplumlar seviyesine çıkarmadan durmayacağız, dinlenmeyeceğiz, geriye dönüp bakmayacağız. Yüzümüz hep geleceğe, ileriye, ufka dönük olarak mücadelemizi sonuna kadar sürdüreceğiz.”
“MERSİN’E 624 MİLYAR LİRA YATIRIM YAPTIK”
Cumhurbaşkanı Erdoğan, iş yapmanın, sorun çözmenin, dertlere deva olmanın peşinde olduklarını, bu anlayışla son 22 yılda Mersin’e 624 milyar lira tutarında yatırım yaptıklarını söyledi.
Adalette 5 milyar lira, eğitimde 39 milyar lira, gençlik ve sporda 9 milyar lira, sosyal yardımda 128 milyar lira, sağlıkta 19 milyar lira, çevre ve şehircilikte 66 milyar lira yatırım yaptıklarını aktaran Cumhurbaşkanı Erdoğan, ayrıca 14 milyar lira tutarındaki yatırımların da sürdüğünü söyledi.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, ulaştırmada 142 milyar lira, tarım ve ormancılıkta 83 milyar lira, sanayi ve teknolojide 5 milyar lirası yatırım 8 milyar lirası destek olmak üzere 13 milyar lira, enerjide 102 milyar lira, kültür ve turizmde 3 milyar lira, çalışma ve sosyal güvenlikte teşviklerle birlikte 14 milyar lira yatırım yapıldığını bildirdi.
Eğitim alanında Mersin’e ikinci devlet üniversitesi Tarsus Üniversitesinin kurulduğunu vurgulayan Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Türkiye’nin ilk engelsiz gençlik merkezini Mersin’e kazandırdık. Şehir hastanemiz başta olmak üzere toplam 3 bin 260 yataklı 17 hastane dâhil 50 sağlık tesisi inşa ettik.150 yataklı Mezitli Yeni Devlet Hastanemiz ile 50 üniteli ağız ve diş sağlığı merkezini yıl sonuna kadar tamamlayıp 2026 yılı başında hizmete açacağız” dedi.
Mersin’deki 7 millet bahçesi projesinden 3’ünü tamamladıklarını anlatan Cumhurbaşkanı Erdoğan, diğerleriyle ilgili projelendirme çalışmalarının devam ettiğini söyledi.
“MERSİN-ADANA-OSMANİYE-GAZİANTEP HIZLI TREN PROJEMİZİ BAŞLATTIK”
Mersin’i bölünmüş yollarla çevre bölgelere bağladıklarını kaydeden Cumhurbaşkanı Erdoğan, şöyle devam etti: “Antalya ile Mersin’i birleştirecek Akdeniz Sahil Yolu Projesi’ni hayata geçiriyoruz. Şu ana kadar yolumuzun 404 kilometresini tamamladık. Mevcut 483 kilometrelik güzergâhta 10 saatlik seyahat süresini 7 saate düşüreceğiz. Çeşmeli-Kızkalesi Otoyol Projemizi de süratle tamamlayarak 2,5 saatlik seyahat süresini 18 dakikaya indireceğiz. Mersin-Adana-Osmaniye-Gaziantep Hızlı Tren Projemizi başlattık, yapımına hızla devam ediyoruz. Mersin-Adana-Osmaniye-Gaziantep arası 6,5 saat süren seyahat süresini 2 saat 15 dakikaya düşüreceğiz. Ayrıca Çukurova Uluslararası Havalimanı bağlantısını hayata geçiriyoruz.”
Cumhurbaşkanı Erdoğan, Anamur feribot ve deniz uçağı iskelesini 2024 yılı içerisinde hizmete alarak, Türkiye’nin KKTC’ye en kısa yoldan ulaşım sağlayan beşinci kapısını açtıklarını belirterek, 150 yat kapasiteli Aydıncık yat limanının da altyapı çalışmalarını bu yıl içerisinde tamamlayarak üstyapı işlerine başlayacaklarını dile getirdi.
Çukurova Uluslararası Havalimanı’nı 10 Ağustos 2024’te hizmete açtıklarını anımsatan Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Havalimanımız açıldığı günden bu yana yaklaşık 2 milyon 100 bin yolcuya hizmet verdi. Tarım ve Ormanda, Değirmençay Barajı’nın Alaköprü ve Pamukluk sulaması ikinci etabının yapımına devam ediyoruz. Mersin’de teşviklerimizle tamamlanan 1185 özel sektör projesinde 93 milyar lira yatırım gerçekleşti. 23 bin kişilik istihdam sağladık. Enerjide yılda 35 milyar kilovatsaat elektrik üretecek Akkuyu Nükleer Güç Santralimizin yapımı devam ediyor. Santralin tüm reaktörleri kısım kısım 2028’e kadar hizmete girecek. Rabbim ömür verdikçe Mersin için çok daha fazlasını yapacağız” ifadelerini kullandı.
Sanayi ve Teknoloji Bakanı Mehmet Fatih Kacır, “Yeşil dönüşüm yatırımlarını, öncelikli teşvik uygulamamız çerçevesinde destekliyoruz. İstiyoruz ki, adeta sıfırdan inşa ettiğimiz Ar-Ge ve inovasyon ekosistemimiz bu alanda da özgün ve yenilikçi çözümler geliştirsin. Yeşil dönüşüm yatırımlarını teknoloji geliştirme ve üretme kabiliyetlerimizi geliştirme adına fırsata dönüştürelim.” dedi.
Bakan Kacır ile Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanı Murat Kurum, Sanayide Yeşil Protokol İmza Töreni ve Tanıtım Toplantısı’na katıldı. İklim değişikliğiyle mücadelede uluslararası ölçekte atılan yapıcı adımların öncüsü ve etkin bir parçası olmaktan da geri durmadıklarını belirten Kacır, şunları söyledi:
KALKINMA ÖNCELİKLERİMİZ: İlan ettiğimiz 2053 Net Sıfır Emisyon hedefimiz ve kalkınma önceliklerimiz doğrultusunda sanayimizin tüm alanlarında yeşil dönüşümü sağlayacak çalışmaları gerçekleştiriyoruz. Sanayimizin sürdürülebilirlik esaslı dönüşümü sürecinde ülkemizin en büyük ticaret ortağı konumunda olan Avrupa Birliği’nin yeşil dönüşüme yönelik attığı adımları da dikkatle takip ediyoruz.
YEŞİL DÖNÜŞÜM YATIRIMLARI: Özellikle Avrupa Yeşil Mutabakatı ve Sınırda Karbon Düzenlemesi Mekanizması, Avrupa değer zincirlerinin önemli halkası konumundaki Türk sanayisi için yeşil dönüşümü bir tercihten öte zorunluluk kılıyor. Fakat bu süreçler, uzun vadeli ve doğru adımlar attığımız takdirde aynı zamanda sanayimizin küresel rekabet gücünü artırmak ve daha sürdürülebilir bir üretim modelini devreye almak için önemli bir fırsat penceresi de sunuyor. Elbette burada kilit unsur sanayicimizi yeşil dönüşüm yatırımları için gerekli finansmanla buluşturmak.
YEŞİL DÖNÜŞÜM: Bu doğrultuda Avrupa İmar ve Kalkınma Bankası ile iş birliği içinde “Düşük Karbon Yol Haritaları”nı hazırladık. Sınırda Karbon Düzenleme Mekanizması’na tabi olan çelik, alüminyum, gübre ve çimento sektörlerinin yeşil dönüşüm ve karbon emisyonu azaltımı için ihtiyaç duydukları teknolojileri, yatırım gereksinimlerini ve uygulayacağımız politika adımlarını belirledik ve kamuoyuyla paylaştık. Gerçekleştirdiğimiz bu çalışma doğrultusunda; ülkemizin 2053 yılına kadar net sıfır emisyon hedefine ulaşabilmesi için yalnızca çelik, çimento, alüminyum ve gübre sektörlerinde öngördüğümüz yatırım ihtiyacı 71 milyar dolardır.
NET SIFIR EMİSYON: Yatırım ihtiyacının niteliği ve büyüklüğü itibarıyla; Türk sanayisi ile uluslararası finans kuruluşlarının net sıfır emisyon hedefine yönelik çabalarını birleştirmeyi ve bu kuruluşların finansal kaynakları, uzmanlığı ve bilgi birikiminden istifade eden çalışma modellerini hayata geçirmeyi sanayimizin yeşil dönüşümü başarıyla gerçekleştirmesinin anahtarı olarak görüyoruz.
TÜRKİYE ENDÜSTRİYEL KARBONSUZLAŞTIRMA YATIRIM PLATFORMU: Sanayi ve Teknoloji Bakanlığı olarak bu anlamda son yıllarda önemli adımlar attık. Geçtiğimiz aylarda Avrupa İmar ve Kalkınma Bankası (EBRD), Uluslararası İmar ve Kalkınma Bankası (IBRD) ve Uluslararası Finans Kurumu (IFC) iş birliğinde Türkiye Endüstriyel Karbonsuzlaştırma Yatırım Platformu’nu kurduk. Bu platform aracılığıyla kamu kurumlarını, uluslararası finans kuruluşlarını, bankaları ve sanayi paydaşlarını bir araya getirerek, öncelikli dört sektörde karbonsuzlaştırmayı sağlayacak yatırımlara 2030’a kadar 5 milyar avro finansman sağlayacağız.
İKİ ÖNEMLİ PROGRAMI DEVREYE ALDIK: Dünya Bankası iş birliğiyle geçtiğimiz yıllarda iki önemli programı da devreye aldık. Dünya Bankası finansmanlı, Türkiye Organize Sanayi Bölgeleri Projesi kapsamında yeşil dönüşüm projeleri için OSB’lerimize 250 milyon avroluk finansman temin ettik. Sürdürdüğümüz proje kapsamında bu yıl OSB’lerimizin 6 milyar 300 milyon liralık atıksu arıtma tesisi, yenilenebilir enerji ve döngüsel ekonomi yatırımlarında yeşil altyapı yatırımlarını destekleyeceğiz. Dünya Bankası iş birliğinde yürüttüğümüz 450 milyon dolar bütçeye sahip diğer bir program olan “Türkiye Yeşil Sanayi Projesi” ile sanayimizin yeşil dönüşümde teknoloji ve kapasite geliştirme sürecini hızlandıracak adımlar atıyoruz.
KAYNAK VERİMLİLİĞİ: Bakanlık koordinasyonunda yürüttüğümüz projenin KOSGEB’e ayrılan 250 milyon dolarlık kısmını KOBİ’lerin karbon ayak izlerini azaltmaya ve kaynak verimliliğini artırmaya yönelik yeşil dönüşüm planlarını gerçekleştirme yatırımları için tahsis ettik. Projenin TÜBİTAK’a ayrılan 175 milyon dolarlık kısmıyla da yeşil üretim ve kaynak verimliliğine yönelik Ar-Ge ve inovasyon çalışmaları için destek sağlıyoruz. Proje kapsamında bakanlık olarak da teknik yardım ve kapasite geliştirme faaliyetlerini sürdürüyoruz. Ülkemizin sahip olduğu imkânları ve kaynakları adeta bir millî seferberlik ruhuyla bu hedefler doğrultusunda harekete geçiriyoruz.
YEŞİL DÖNÜŞÜM DESTEK PROGRAMI: Şüphesiz, yeşil dönüşüm yolculuğunu mali zorlukların yanında, yetkinlik eksikliği ve yeşil dönüşüme nereden ve nasıl başlanacağı konusundaki belirsizlikler de firmalarız için karmaşık hâle getirebiliyor. Yeşil dönüşümde firmalarımızın karşılaştığı bu güçlükleri bertaraf etmek adına Yeşil Dönüşüm Destek Programı’nı geçtiğimiz aylarda hayata geçirdik. Programımızın ilk aşamasında, firmaların ihtiyaç ve ölçeklerine uygun olarak kapsamlı bir yol haritası oluşturmalarını hedefliyoruz. İşletmelerimizin en az 5 yıllık bir dönemi kapsayan yol haritasına uygun şekilde yatırım ihtiyaçlarını tespit etmelerini bekliyoruz. Kapsamı, hedefi ve niteliği açısından uygun bulduğumuz projelerin devreye alınacağı tesislere, yol haritasının uygulama süresi boyunca, “Yeşil Dönüşüm Merkezi” unvanı veriyoruz. Yeşil dönüşüm yatırımlarını, öncelikli teşvik uygulamamız çerçevesinde destekliyoruz.
YERLİ VE MİLLİ TEKNOLOJİLER: Elbette, yeşil dönüşüm yatırımlarının yerli ve millî teknolojilerle gerçekleştirilmesi de bizim için çok kıymetli. İstiyoruz ki 22 yılda, adeta sıfırdan inşa ettiğimiz Ar-Ge ve inovasyon ekosistemimiz bu alanda da özgün ve yenilikçi çözümler geliştirsin. Yeşil dönüşüm yatırımlarını teknoloji geliştirme ve üretme kabiliyetlerimizi geliştirme adına fırsata dönüştürelim. Bu doğrultuda teknoparklarımızda sürdürülebilirlik alanında faaliyet gösteren 346 teknoloji girişimini ve yeşil dönüşüm alanında proje yürüten 8 Ar-Ge merkezini destekledik.
YOL HARİTASI: TÜBİTAK burs ve destek programları kapsamında da son 22 yılda yeşil dönüşüm ve iklim değişikliği alanlarında 3 bin 434 projeye ve 3 bin 746 bilim insanına 22 milyar lira destek sağladık. TÜBİTAK eliyle Yeşil Mutabakata uyum kapsamındaki öncelikli Ar-Ge ve yenilik konuları ile doğrudan ilişkili projeleri öncelikli olarak destekliyoruz. Karbon emisyonu açısından öncelikli ve ekonomimiz için kritik önem taşıyan 6 sektöre odaklandığımız Yeşil Büyüme Teknoloji Yol Haritası’nı da TÜBİTAK eliyle ilan ettik. Yol haritamızda demir-çelik, alüminyum, çimento, kimyasallar, plastik ve gübre sektörlerinde sanayi kuruluşlarımızın teknolojik ihtiyaçlarını tespit ettik. Tüm paydaşlarımızın katkısıyla, çığır açıcı Ar-Ge ve yenilik temelli çözümler için 2026, 2030 ve 2035 yıllarına ilişkin hedefleri belirledik.
EŞGÜDÜM İÇİNDE ÇALIŞMA: Sanayi ve Teknoloji Bakanlığı olarak yeşil dönüşümü gerçekleştirme adına ilgili bakanlıklarımız, kurumlarımız ve paydaşlarımız ile eşgüdüm içinde çalışmaya devam edeceğiz. Sanayicimizin uygun finansmana erişimi için, gerek Bakanlığımız gerekse de Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığımız eliyle yürütülen çalışmalarda imalat sanayi şirketlerimizin AB Yeşil Taksonomisindeki; iklim değişikliği düzenlemelerine uyum, iklim değişikliğinin etkilerinin azaltımı, su ve deniz kaynaklarının sürdürülebilir kullanımı, döngüsel ekonomiye geçiş, kirlilik önleme ve kontrol, biyolojik çeşitliliğin ve ekosistemlerin korunması başlıklarındaki faaliyetlerini birlikte değerlendirip takip edeceğiz.
REHBER OLACAK: Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığımızın düzenlemeleri çerçevesinde, imalat sanayi şirketlerimizin yeşil taksonomiye uyum dereceleri ve yine bu kapsamda Mevcut En İyi Teknikleri hangi ölçüde uyguladıklarının tespiti; bizler için destek programlarımızın değerlendirme aşamasında rehber olacak. Sanayi ve Teknoloji Bakanlığı olarak uygulamakta olduğumuz Yeşil Dönüşüm Destek Programında, şirketlerimize yatırım teşvikleri ve finansman kolaylıkları sağlamayı sürdüreceğiz.
EKSTRA FİNANSMAN: Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığımızın endüstriyel emisyonlara dair düzenlemesi çerçevesinde mevcut en iyi tekniklerin ne kadar uygulanmakta olduğuna bağlı olarak şirketlerimiz ekstra finansman desteği de alabilecek. Yine süreç içinde Bakanlık olarak, Yeşil Dönüşüm Destek Programı’ndan faydalanmaya hak kazanan şirketlerin beş yıllık performansını da Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığımız ile beraber, doğrulayıcı kuruluşlar eliyle takip edeceğiz.
Size daha iyi hizmet sunabilmek amacıyla çerezleri kullanıyoruz. Çerezler Hakkında Aydınlatma Metni için tıklayınız. www.kimlerburada.com Bu siteyi kullanmaya devam ederseniz, Gizlilik ve Çerez Politikamızı kabul etmiş olursunuz.
Size daha iyi hizmet sunabilmek amacıyla çerezleri kullanıyoruz. Çerezler Hakkında Aydınlatma Metni için tıklayınız. www.kimlerburada.com Bu siteyi kullanmaya devam ederseniz, Gizlilik ve Çerez Politikamızı kabul etmiş olursunuz.
Gerekli cookie, sayfa gezinmesi ve web sitesinin güvenli alanlarına erişim gibi temel işlevleri etkinleştirerek bir web sitesi kullanıma yardımcı olur. Web sitesi bu cookie olmadan düzgün çalışamaz.
Tercih cookies, bir web sitesinin, tercih ettiğiniz diliniz veya bulunduğunuz bölgeniz gibi, web sitesinin davrandığını veya görünüşünü değiştiren bilgileri hatırlamasını sağlar.
İstatistik
İstatistik cookies, web sitesi sahiplerinin anonim olarak bilgi toplayıp bildirerek ziyaretçilerin web siteleriyle nasıl etkileşimde bulunduğunu anlamalarına yardımcı olabilir.
Pazarlama
Pazarlama cookies, ziyaretçileri web sitelerinde izlemek için kullanılır. Amaç, bireysel kullanıcıya ilgi çekici ve böylece yayıncılar ve üçüncü taraf reklamverenler için daha değerli olan reklamları görüntülemektir.
Sınıflandırılmamış
Sınıflandırılmamış cookies, bireysel kurabiye sağlayıcıları ile birlikte sınıflandırma sürecinde olduğumuz cookies.