GÜNCEL
20. Vehbi Koç Ödülü’nün Sahibi Prof. Dr. Hüseyin Vural Oldu
Haberler
2 sene önceon
By
Gul Alcansoy

KOÇ HOLDİNG YÖNETİM KURULU BAŞKANI ÖMER M. KOÇ:
“SALGINLA BİRLİKTE EĞİTİMDE FIRSAT EŞİTSİZLİĞİ DAHA DA DERİNLEŞMİŞ GÖRÜNÜYOR. BİZİM EN BÜYÜK SORUMLULUĞUMUZ, ÇOCUKLARIMIZI HIZLA DEĞİŞEN DÜNYAYA, BUGÜNDEN ÇOK FARKLI BİR GELECEĞE HAZIRLAMAKTIR. BU MEMLEKETİN MÜREFFEH VE AYDINLIK YARINLARI İÇİN EĞİTİMİ EN ÖNEMLİ, EN ÖNCELİKLİ MESELEMİZ OLARAK GÖRMELİYİZ.”
Vehbi KOÇ VAKFI tarafından, insanların yaşam kalitesinin artırılmasına katkıda bulunan kişi ve kurumları teşvik etmek amacıyla her yıl; kültür, eğitim ve sağlık alanlarından birine verilen Vehbi Koç Ödülü, bu yıl eğitim alanındaki öncü nitelikteki çalışmalarından dolayı İlköğretim Okullarına Yardım (İLKYAR) Vakfı ve vakfın kurucusu Prof. Dr. Hüseyin Vural’a verildi. Pandemi şartları nedeniyle dijital platformda gerçekleştirilen ve Arter’in ev sahipliği yaptığı törende konuşan Koç Holding Yönetim Kurulu Başkanı Ömer M. Koç, “Özgür düşüncenin temeli olan eleştirel okuma, analitik düşünme ve sentezleme becerilerini henüz okul yıllarında kazanan, donanımlı, bilim, kültür ve sanat alanlarında bilgi ve ilgi sahibi bireyler yetiştirmek, hepimizin ortak sorumluluğudur. Bu memleketin müreffeh ve aydınlık yarınları için eğitimi en önemli, en öncelikli meselemiz olarak görmeliyiz. Başka türlü, Mustafa Kemal Atatürk’ün, ‘Fikri hür, vicdanı hür, irfanı hür’ nesillerini nasıl yetiştirebiliriz? Ne mutlu ki bu bilinci haiz, elini taşın altına koyan, koşullar ne olursa olsun herkesten evvel koşan, topluma liderlik eden vatansever insanlarımız var. Bu akşamki ödülümüzün sahibi de, işte böyle değerli bir kişi ve hikâyesi de kendisi kadar özel” dedi.
Prof. Dr. Hüseyin Vural ise İLKYAR ile yurdun dört bir yanında dokundukları çocukların ve gençlerin öykülerine yer verdiği konuşmasında “Çocuklara dokunduğunuz zaman çocuklar kendi kapasitelerini ortaya çıkarabiliyor. Her şeyin başı öz güven. Köy çocukları, eğitimde bu ülkenin en şanssız olan çocukları. Taşımalı eğitimle başka merkeze güzel okullara gidiyorlar, ancak okulun kaynaklarından pek faydalanamıyorlar. Hâlbuki bu ülkenin Edison’u büyük şehirlerden çıkacak diye bir şart yok. O köylerde belki de Edison’lar gizli. Bu köy çocuklarından bazılarını Bilim Elçimiz olarak belirledik. Kendilerine çeşitli kaynaklar ilettik. Onlarla tablet üzerinden konuşuyor, deneyler yapıyoruz. Hayattaki en büyük yaşam motivasyonum, o çocukların güzel yerlere geldiklerini, ülkesine, milletine, insanlığa katkı sağladıklarını görmektir. Yaz Bilim Okulumuz 19 yıldır sürüyor. Kendi konusunda en iyi bilim insanları çocuklar ile buluşuyor. Yaz Bilim Okulu senede sadece 8-9 gün. Bunu yıl boyunca yapalım arzusundayız. Onun için de bir rüyamız var, köylerden ve şehirlerden çocukların geleceği, en güzel şekilde altyapısını kuracağımız ve sürekli güncelleyeceğimiz laboratuvarlar ile tüm çocuklara, anne ve babalara hitap edecek Bilim Sanat Köyü’nü kurmak istiyoruz” dedi.
Türkiye’nin ilk özel vakfı olarak 52 yıl önce kurulan Vehbi Koç Vakfı’nın her yıl sırasıyla kültür, eğitim ve sağlık alanlarında verdiği Vehbi Koç Ödülü’nün bu yıl “eğitim” alanındaki sahibi, pandemi şartları nedeniyle dijital platformda gerçekleştirilen ve Arter’in ev sahipliği yaptığı törende açıklandı. Vehbi Koç Vakfı Yönetim Kurulu; Prof. Dr. Mehmet Ali Alpar’ın başkanlığını yaptığı, Prof. Dr. Petek Aşkar, Prof. Dr. İpek Gürkaynak, Prof. Dr. Hasan Şimşek ve Işık Tüzün’den oluşan Seçici Kurul’un önerdiği 3 aday arasından, “eğitim” alanındaki öncü nitelikteki çalışmaları ile 20. Vehbi Koç Ödülü’ne “İlköğretim Okullarına Yardım (İLKYAR) Vakfı” ile vakfın kurucusu Prof. Dr. Hüseyin Vural’ı lâyık gördü.
Tören, bir Vehbi Koç Vakfı Kuruluşu olan ve sanatın tüm disiplinlerini kapsayan programıyla herkes için erişilebilir, canlı ve sürdürülebilir bir kültür ve yaşam platformu sunan Arter’de düzenlendi. 2019 yılında Dolapdere’deki yeni binasına taşınan Arter’de iki adet performans salonu bulunuyor. Törenin gerçekleştirildiği Sevgi Gönül Oditoryumu, film programları, konuşma ve söyleşilerin yanı sıra performans sanatından örneklere, dans ve devinim çalışmalarına ve küçük akustik dinletilere de ev sahipliği yapıyor.
Törenin sunuculuğunu ise İLKYAR gönüllüsü olarak 3 yıldır görev yapan ve bu süreci “hayatımı değiştiren, köyümün sınırlarını aşmamı sağlayan yolculuğum” olarak anlatan Karadeniz Teknik Üniversitesi yüksek lisans öğrencisi Fatma Yıldırım yaptı.
Prof. Dr. Hüseyin Vural, İLKYAR Vakfı’nın ilk tohumlarını 1977 yılında Amerika’da doktora eğitimi sırasında attı. Vakıf, Vural’ın Türkiye’ye dönmesinin ardından çocukların hayal güçlerini desteklemek, özgüvenlerini geliştirmek ve her türlü yeteneklerinin ortaya çıkmasına olanak tanımak amacıyla Prof. Dr. Vural Altın, Prof. Dr. Sıddık Yarman ve Prof. Dr. Mahir Arıkol ile birlikte 1998 yılında kuruldu. Çocukları ilgi alanları doğrultusunda motive etmek, yatılı okullara kitap, eğitim, spor, oyun materyali sağlamak, köy okullarındaki çocuklara okuma zevki aşılamak ve kitap yardımı ulaşmamış okul bırakmamak hedefiyle uzun yıllardır karınca kararınca adımlar atan İLKYAR Vakfı’nda, çalışmalar gönüllülük esasıyla yürütülüyor. Gönüllüler ulaştıkları köy okullarında edebiyattan resme, matematikten fiziğe kadar birçok alanda eğlenceli etkinlikler düzenliyor, ihtiyaç sahibi öğrencilere burs veriyor, hediyeler dağıtıyor, etkinliklerde başarılı olan çocukları Orta Doğu Teknik Üniversitesi ve Boğaziçi Üniversitesi’ndeki yaz okullarında ağırlıyor.
Vehbi Koç Vakfı ve Koç Holding’in Youtube kanallarında yayınlanan törende konuşan Koç Holding Yönetim Kurulu Başkanı Ömer M. Koç, “Pandemi nedeniyle online olarak düzenlediğimiz bu ödül töreni, Vehbi Koç’u, vefatının 25’inci yılında bir defa daha anmak, hayatını adadığı değerleri hatırlatmak için bize kıymetli bir imkân sunuyor. Vehbi Koç’un ‘Ülkem varsa ben de varım’ sözü, tüm paydaşlarımızla kader birliği yaptığının ve zamanının çok ötesindeki vizyonunun göstergesidir. Bu sorumluluk duygusuyla eğitim, sağlık ve kültür alanlarında ülkemize çok değerli kurumlar kazandırmıştır. Onun ideallerini yaşatmak bizim için büyük bir gurur kaynağı ve onurlu bir vazifedir” dedi.
Ömer M. Koç: “Salgınla birlikte eğitimde fırsat eşitsizliği daha da derinleşmiş görünüyor.”
“Bu akşam sadece çok değerli bir kuruluşumuzu ve insanımızı ödüllendirmekle kalmayıp azimle çalıştığımız takdirde neleri başarabileceğimize bir defa daha şahit oluyoruz” diyerek sözlerini sürdüren Ömer M. Koç şöyle devam etti: “Hiç şüphe yok ki, içinden geçtiğimiz Covid-19 salgınının pek çok konuda menfi etkileri oldu. Ancak eğitim alanındaki sonuçları özellikle dikkat çekici ve üzücü. Milli Eğitim Bakanlığımızın web sitesinde yayımladığı ‘Sayılarla Uzaktan Eğitim’ istatistiklerine baktığımızda, yaklaşık 2,5 milyon öğrencinin Eğitim Bilişim Ağı’na erişemediğini görüyoruz. Devletimizin sahadaki durumu yakından izliyor olması, eminim alınan önlemlere de ışık tutuyordur. Her hâlükârda öğrencilerimizin yüzde 15, yüzde 16’sının sistemin dışında kalması vahim bir tabloya işaret ediyor. Korkarım, bu durum bilhassa sosyoekonomik bakımdan geri kalmış yörelerimizdeki evlatlarımızı daha da olumsuz etkiliyor. Özetle, salgınla birlikte süregelen sorun daha da büyümüş, eğitimde fırsat eşitsizliği daha da derinleşmiş görünüyor. Bizim en büyük sorumluluğumuz çocuklarımızı hızla değişen dünyaya, bugünden çok farklı bir geleceğe hazırlamaktır. Onları 21. yüzyılın yetkinlikleriyle donatmalı, gerekli meziyetleri kazandırmalıyız ki; yarının dünyasında kendilerine yer bulmanın ötesinde, söz sahibi de olabilsinler. Özgür düşüncenin temeli olan eleştirel okuma, analitik düşünme ve sentezleme becerilerini henüz okul yıllarında kazanan, donanımlı, bilim, kültür ve sanat alanlarında bilgi ve ilgi sahibi bireyler yetiştirmek hepimizin ortak sorumluluğudur. Bu memleketin müreffeh ve aydınlık yarınları için eğitimi en önemli, en öncelikli meselemiz olarak görmeliyiz. Başka türlü, Mustafa Kemal Atatürk’ün, ‘Fikri hür, vicdanı hür, irfanı hür’ nesillerini nasıl yetiştirebiliriz? Ne mutlu ki bu bilinci haiz, elini taşın altına koyan, koşullar ne olursa olsun herkesten evvel koşan, topluma liderlik eden vatansever insanlarımız var. Bu akşamki ödülümüzün sahibi de işte böyle değerli bir kişi ve hikâyesi de kendisi kadar özel” dedi.
Prof. Dr. Hüseyin Vural: “Bu ülkenin Edison’u büyük şehirlerden çıkacak diye bir şart yok. Bu bilinçle Türkiye’nin 81 ilindeki 81 köyüne kitap, bilgisayar ve internet bağlantısı sağladık. Böylece öğrencilerin EBA’ya erişimi mümkün oldu…”
Ödülünü Ömer M. Koç’un elinden alan Prof. Dr. Hüseyin Vural, İLKYAR’ın yurdun dört bir yanında dokunduğu çocukların ve gençlerin öykülerine değindiği konuşmasında şu ifadelere yer verdi: “Bu çocukların hepsini güzel etkinliklerle bir araya getirebilmek ülkemizin geleceği için çok yararlı olacaktır, diye düşünüyorum. Çocuklara dokunarak önemli olduklarını hissettirirseniz, onlar da kapasitelerini ortaya çıkarmak için büyük bir heyecanla çalışıp, her yere ulaşabiliyor. Şu anda teknoloji ilerlerken bir sürü caydırıcılar ortaya çıkıyor. 2 terabaytlık bellekler satılıyor. 4 terabaytlık olanlar da yakında satılmaya başlar. 4 terabaytlık bir bellekte 500 bin kitabı saklayabilirsiniz, yani insanlığın bütün birikimini cebinize koyabilirsiniz. Bu birikimi özümseyerek çok güzel şeyler yapabiliriz. Ama yanlış amaçlara doğru yönlenirsek, teknoloji fayda değil, uyuşturan bir rol oynamaya başlar. Sosyal medyadan o kadar ilginç bilgi ve görüntüler akıyor ki; o mükemmellikler karşısında hayran oluyoruz, ama yavaş yavaş çocuklar da, bizler de uyuşmaya başlıyoruz. ‘Biz yapamayız, onlar yapmış hepsini’ diye bir psikoloji içerisine giriyoruz. Ancak bilgiyle beslenmiş özgüvenle insanlığa yenilikler sunabiliriz.”
Başlattıkları Bilim Elçisi projesini anlatan Prof. Dr. Hüseyin Vural şöyle devam etti: “81 ildeki 81 köy çocuğunu kütüphaneci olarak belirledik. Hep birlikte bilgisayarın başına toplanıp EBA derslerini izleyebiliyorlar. Köy çocukları eğitimde bu ülkenin en şanssız olan çocukları. Çünkü taşımalı eğitimle başka il, ilçe, taşıma merkezindeki güzel okullara gidiyorlar. Orada dersler saat iki, iki buçuk civarı bitince hemen servise binip geri dönüyorlar. Okullarındaki kaynaklardan yeterince yararlanamıyorlar. Köylerinde hayat neyi gerektiriyorsa onu yapıyorlar, ya hayvanların altını temizliyorlar, ya da analarına yardım ediyorlar. Eğitimden uzaklaşıyorlar. Hâlbuki bu ülkenin Edison’u büyük şehirlerden çıkacak diye bir şart yok. O köylerde belki de pek çok Edison gizli. Okuma heyecanının sürmesi gerekir. Milli Eğitim Bakanlığımızın çok güzel bir sloganı var, ‘Eğitimde ihmal edilecek tek birey bile olamaz.’ ‘Bilim Elçilerimiz’ kütüphaneci gibi çalışıp, çocuklara kitapları dağıtıyorlar. Onlarla internet üzerinden konuşuyoruz, deneyler yapıyoruz. Bilim Elçilerimiz ile büyük bir yolculuğa başladık. Çok güzel çocuklar ve çok iyi yerlere geleceklerine inanıyorum. Onların insani değerlerini, sevgilerini, saygılarını, gülümsemelerini koruyup, milletimize hizmet edecekleri günleri görmek için yaşıyorum.”
Prof. Dr. Hüseyin Vural, TÜBİTAK’ın desteklediği Yaz Bilim Okulu’nun 19 yıldır sürdüğünü de anlatırken, “Bilim Okulumuz ODTÜ kampüsünde gerçekleşiyor. ODTÜ’nün bilim insanları çocuklar ile buluşuyor. Çocuklar kendi deney setlerini geliştiriyor ve birçok etkinlik gerçekleştiriyorlar. Böylesine dolu dolu geçen bir Yaz Bilim Okulu’nda söz veriyorlar, ‘Biz de sizin gibi olacağız, ülkemize, milletimize faydalı bireyler olacağız’ diyorlar. Yaz Bilim Okulu her sene 8-9 gün kadar sürüyor. Bunu yıl boyunca yapalım arzusundayız. Onun için de bir rüyamız var, köylerden ve şehirlerden çocukların geleceği, en güzel şekilde altyapısını kuracağımız, sürekli güncelleyeceğimiz laboratuvarlar ile tüm çocuklara, anne ve babalara hitap edecek Bilim Sanat Köyü’nü kurmak istiyoruz” dedi.
Prof. Dr. Hüseyin Vural, “İyi ki Vehbi Koç bu vakfı kurmuş. İyi ki sizler böyle güzel şeylere devam ediyorsunuz. Vehbi Koç’u rahmetle anıyor, hepinize çok teşekkür ediyorum” diyerek sözlerini tamamladı.
Prof. Dr. Hüseyin Vural Hakkında:1951 yılında Sarayköy-Denizli’de dünyaya gelmiştir. 1973 yılında İstanbul Teknik Üniversitesi’nden mezun olan Vural, 1976 yılında Boğaziçi Üniversitesi’nde yüksek lisansını, 1982’de ise Rutgers University’de doktora eğitimini tamamlamıştır. Prof. Dr. Hüseyin Vural, 1987 yılında Orta Doğu Teknik Üniversitesi’nde Makina Mühendisliği bölümünde öğretim üyesi olmuş, ODTÜ Sürekli Eğitim Merkezi’nin başkanlığını da yürütmüş ve 2018 yılında ODTÜ’den emekli olmuştur. Prof. Dr. Hüseyin Vural, İLKYAR Vakfı’nın başkanlığını kuruluşundan beri sürdürmektedir.
İLKYAR Vakfı Hakkında:İlköğretim Okullarına Yardım (İLKYAR) Vakfı, 1998’de Prof. Dr. Vural Altın, Prof. Dr. Sıddık Yarman, Prof. Dr. Mahir Arıkol ve Prof. Dr. Hüseyin Vural tarafından kurulmuştur. İLKYAR’ın temeli, destek verilmemiş köy okulu bırakmamak amacıyla EFES olarak adlandırılan Educational Funds for Elementary Schools’a dayanmaktadır. EFES, 1978 yılında Amerika’da doktorasını yapmakta olan Hüseyin Vural tarafından hayata geçirilmiştir. İLKYAR, özellikle köy çocuklarına okuma heyecanı ve eğitimlerini daha ileri düzeyde sürdürme motivasyonu kazandırmak ve eğitimlerine katkıda bulunmak için insanların eşit olduğu ilkesinden yola çıkarak faaliyetlerini sürdürmektedir.
Vehbi Koç Vakfı Hakkında:
Türkiye’nin sanayi duayeni merhum Vehbi Koç tarafından 17 Ocak 1969’da kurulan Vehbi Koç Vakfı, kuruluşunun 52. yılında Türkiye’ye kazandırdığı onlarca eserin ve on binlerce öğrenciye verdiği desteğin haklı gururunu yaşıyor. Türkiye’nin ilk özel vakfı olarak kurulduğu günden itibaren çağdaş ve gelişen bir Türkiye’ye katkı sağlamak amacıyla; eğitim, sağlık ve kültür alanlarında toplumun yaşam kalitesini yükseltecek öncü ve örnek hizmetler sunmaktır. Bugüne kadar Türkiye’ye eğitim, sağlık ve kültür alanlarında birçok kurum kazandırmış ve yüzlerce projeye destek vermiş olan Vehbi Koç Vakfı’nın 52 yılda burs vererek destek olduğu öğrenci sayısı 50 bini aştı. Vehbi Koç Vakfı’na ilişkin tüm gelişmeleri www.vkv.org.tr adresinden takip edebilirsiniz.
Vehbi Koç Ödülü Hakkında:
Vehbi Koç Ödülü, 2002 yılından bu yana eğitim, sağlık ve kültür alanlarında verilmekte; topluma değer katan, örnek olan hizmetleri tanıtmayı ve ödüllendirmeyi amaçlamaktadır.



SİZİN İÇİN SEÇTİKLERİMİZ
-
Türkiye-Kazakistan Dostluk Parkı açıldı
-
TBMM-KAZAKİSTAN PARLAMENTOSU ARASINDA İŞ BİRLİĞİ PROTOKOLÜ İMZALANDI
-
Emine Erdoğan, Kadın ve Adalet Zirvesi’nin gala yemeğine katıldı
-
Techxtile Start-Up Challenge ödülleri sahiplerini buldu
-
TÜRKSOY’un seçme eserlerinin yer aldığı 2000 adet kitap Almatılı okurlara hediye edildi.
-
2018 yılında bin 541 olan kadın çalışan sayısını 3 binin üzerine çıkarmayı başardık



TBMM BAŞKANI ŞENTOP, KAZAKİSTAN MECLİS BAŞKANI KOŞANOV İLE BİRLİKTE, “TÜRKİYE-KAZAKİSTAN DOSTLUK PARKI”NIN AÇILIŞINI GERÇEKLEŞTİRDİ
TBMM Başkanı Prof. Dr. Mustafa Şentop, “Bugün olduğu gibi gelecekte de gerek Türkiye ve Kazakistan arasındaki ikili ilişkilerde gerekse bağımsız Türk devletleri arasındaki çok taraflı ilişkilerde kardeşlik, işbirliği ve dayanışma irademizi her zeminde ortaya koymaya devam edeceğiz.” dedi.
Türkiye Büyük Millet Meclisi (TBMM) Başkanı Mustafa Şentop, “Bugün olduğu gibi gelecekte de gerek Türkiye ve Kazakistan arasındaki ikili ilişkilerde gerekse bağımsız Türk devletleri arasındaki çok taraflı ilişkilerde kardeşlik, işbirliği ve dayanışma irademizi her zeminde ortaya koymaya devam edeceğiz.” dedi.
Mamak Belediyesince yaptırılan Türkiye-Kazakistan Dostluk Parkı’nın açılışında konuşan Şentop, Türkiye ve Kazakistan arasında dostluğun pekiştirilmesi için atılan her adımın mutluluk verdiğini söyledi.
Kazakistan’ın bağımsızlığından beri ilerleyen ilişkilere kardeşlik bilinci ve duygusunun yol gösterdiğini belirten Şentop, “Soydaş ve kardeş bir devlet olarak Kazakistan’ın sevincini kendi sevincimiz bildik, Kazakistan’ın kederini kendi kederimiz gibi gördük ve hissettik. Dostluk ve kardeşlik ilişkilerimiz, gerçek bir bağ olduğunu kara günlerde de ispatlamıştır. Türkiye olarak yaşadığımız deprem felaketinde bize yürekten gelen, dost elini uzatan Kazakistan’ın gösterdiği dayanışma ve destek bizim için çok kıymetlidir.” diye konuştu.
Türk Devletleri Teşkilatında (TDT) somutlaştığı gibi hükümetler arasındaki ilişkilerin çok derin ve boyutlu olduğunu dile getiren Şentop, iki ülke arasında 10 yılı aşkın süredir yüksek düzeyli, stratejik işbirliği olduğu vurguladı.
İki ülke cumhurbaşkanının, devletleri ortak amaç ve istikamette beraberce ilerletmek için iradelerini her zaman açıkça ifade ettiğini anlatan Şentop, konuşmasını şöyle sürdürdü:
“Enerji ve savunma gibi alanlarda yaptığımız işbirliği, ülkelerimizin tam bağımsız duruşuna güç katmaktadır. Bu güzel parkı ziyaret eden insanlar, halkımız, Kazakistan’a ve Kazakistan halkına duyduğu kardeşlik hislerini yakından tekrar yaşayacaktır. Ankara’nın kalbinde Kazakistan’a adanmış diğer abidelerde olduğu gibi bu parkta Kazakistan’ın yüreğimiz de tuttuğu yerin nişanesi olacak, dostluğumuzu somut olarak sergileyecektir. Bugün olduğu gibi gelecekte de gerek Türkiye ve Kazakistan arasındaki ikili ilişkilerde gerekse bağımsız Türk devletleri arasındaki çok taraflı ilişkilerde kardeşlik, işbirliği ve dayanışma irademizi her zeminde ortaya koymaya devam edeceğiz.”
Programa, AK Parti Genel Başkan Yardımcısı Jülide Sarıeroğlu, AK Parti Ankara Milletvekili Yıldırım Tuğrul Türkeş, Mamak Belediye Başkanı Murat Köse, iki ülkenin diplomatik temsilcileri ve çok sayıda davetli katıldı.

сәуірде Анкарадағы Мамак муниципалитетінде Қазақстан-Түркия достық паркінің салтанатты ашылуы өтті.
Аталған іс-шараға Түркі мемлекеттері Парламенттік Ассамблеясының ХІІ пленарлық отырысына қатысу үшін Түркияға жұмыс сапарымен келген Қазақстан Республикасының Парламент Мәжілісінің төрағасы Ерлан Қошанов пен Түркия Республикасы Ұлы Ұлттық Мәжілісінің төрағасы Мұстафа Шентоп, Мамақ муниципалитетінің төрағасы Мурат Көсе, Қазақстан Республикасының Түркиядағы Елшісі Еркебұлан Сәпиев, Түркия Республикасы Сыртқы істер министрінің орынбасары Мехмет Кемал Бозай, зиялы қауым және диаспора өкілдері, қала тұрғындары және бұқаралық ақпарат құралдары қатысты.
Мәжіліс спикерлері парктің ашылу салтанатында сөйлеген сөздерінде осындай игі істер – түбі бір, мәдениеті мен тарихы ортақ тамырлас екі елдің достығы мен ынтымағын одан әрі нығайта түсетінін атап өтті.
Саябақ Анкараның көне тарихи орталығы – Мамак ауданында орналасқан. Ауданы 14 мың шаршы метр. Онда отбасылық демалыс, жүгіру және дене шынықтырумен айналысу үшін барлық жағдай жасалған. Саябақта Күлтегін, Білге Қаған, Тоныкөк жазба ескерткіштері орнатылған. Сондай-ақ қазақтың ұлы ақыны Абай Құнанбайұлы мен дана философ Әл-Фарабидің мүсіндері бар.







DÜNYA
TBMM-KAZAKİSTAN PARLAMENTOSU ARASINDA İŞ BİRLİĞİ PROTOKOLÜ İMZALANDI
Haberler
1 ay önceon
28 Nisan 2023

Kazakistan’da 19 Mart’ta gerçekleştirilen parlamento seçimlerinden dolayı tebriklerini ileten Meclis Başkanı Şentop, “Yeni Meclisin, kardeş Kazak halkının esenliği ve refahı için faydalı çalışmalar yapacağından eminim. Yeni dönemin hayırlı olmasını diliyorum” dedi.
Meclis Başkanı Şentop, 6 Şubat depremlerinden dolayı Kazakistan’ın desteği için de teşekkür ettiği konuşmasında, “Böylesi acıların yaşandığı bir dönemde kardeşlerimizin yanımızda olduğunu bilmek bizler için en büyük teselli kaynağı oldu” diye konuştu.
İkili ilişkiler ve bölgesel sorunların da ele alındığı görüşmede Şentop, Kazakistan’ın istikrarının hem bölgesi hem bütün Türk dünyası için büyük önem taşıdığını vurguladı. Kazakistan’ın, Türk Devletleri Teşkilatı’nın (TDT) kurumsallaşmasında öncü rolü olduğunu belirten Şentop, Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti’nin gözlemci üyelik statüsü almasından duyduğu memnuniyeti dile getirdi. Şentop, “Bu kararın ardından, KKTC’nin TÜRKPA’da bulunmaması büyük bir eksiklik olurdu. Bu toplantı vesileyle, KKTC Cumhuriyet Meclisinin TÜRKPA’ya gözlemci üyeliği de inşallah tamamlanmış olur ve liderlerimizin Türk dünyası için attığı güçlü adımlara biz de ayak uydurmuş oluruz. Kuzey Kıbrıslı Türk kardeşlerimizin on yıllardır uğradığı insanlık dışı ambargo ve izolasyona Türk dünyasının razı olmadığını bundan böyle somut eylemlerimizle de göstermemiz gerektiği kanaatindeyim” dedi.
Meclis Başkanı Şentop ayrıca, parlamentolar arasında imzalanan “İşbirliği Protokolü”nün de iki ülke arasındaki temasları daha da artıracağına olan inancını dile getirdi. “Bu Protokol, iki Parlamento arasındaki dostluk ve kardeşliği güçlendirme konusunda duyduğumuz arzunun ve ortak iradenin bir göstergesidir” değerlendirmesinde bulundu.
Kazakistan Meclis Başkanı Yerlan Koşanov da konuşmasında, Türkiye’de meydana gelen deprem felaketinden dolayı üzüntülerini dile getirdi. Koşanov, ilk yurtdışı ziyaretini Türkiye’ye yaptığını vurgulayarak, bunun sembolik olarak önemine işaret etti. Kazakistan Meclis Başkanı Koşanov, Türkiye’nin izlediği dış politikayı yakından takip ettiklerini ifade eden Koşanov, özellikle Ukrayna Rusya savaşı konusunda arabulucu rolüne dikkat çekti. Koşanov, parlamentolar arasında imzalanan protokolün de iki ülke ilişkilerinin temposunu daha da yükselteceğine olan inancını dile getirerek, “Protokol, parlamentolarımız arası ilişkilere ivme kazandıracaktır” dedi.
Görüşme sonrasında iki Meclis Başkanı, Kazakistan Parlamentosu ve TBMM arasında İş Birliği Protokolü’nü imzaladı.
Meclis Başkanı Şentop, Kazakistan Meclis Başkanı Koşanov ile birlikte Mamak’ta açılışı gerçekleştirilecek olan Türkiye-Kazakistan Dostluk Parkı’na kendi kullandığı TOGG araç ile geçti.

Кеше Мәжіліс төрағасы Ерлан Қошанов бастаған депутаттар тобы Анкараға, Түркі мемлекеттері Парламенттік Ассамблеясының ХІІ пленарлық отырысына қатысу үшін арнайы келді.
Ұшақтан түсе сала ресми шаралар басталып кетті.
Түркия Республикасы Ұлы Ұлттық Жиналысының ғимаратында екі елдің заң шығарушы органдарының басшылары – Ерлан Қошанов және Мұстафа Шентоп бастаған делегация түбір халықтардың өзара достық, экономикалық және стратегиялық байланыстарды тереңдету жайын сөз етті.
Жиын соңында екіжақты ынтымақтастық туралы хаттамаға қол қойды.
Кеше Анкараның тарихы терең аудандарының бірі – Мамак муниципалитетінде Қазақстан-Түркия достық саябағы ашылды. Шараның ресми ашылуында Мәжіліс төрағасы бауырлас екі тамыры терең тарихына, дипломатиялық байланысына, екі ел басшыларының берік ұстанымдарына ерекше тоқталды.
Биыл Түркия Республикасының құрылғанына – 100 жыл! Осы ғасырлық саяси жеңіс қарсаңында ашылған саябақтан түбі бір бабаларымыз Күлтегін, Білге Қаған, Тоныкөктің тасқа жазып, тарихқа қаттаған рухты сөздері орын алыпты.
Сонымен бірге, ұлы данышпан Әбу Насыр әл-Фараби мен һакім Абайға саябақ аумағында арнайы бюст орнатылған.
700 мың халқы бар Мамак ауданы тұрғындарының серуеніне арналған ғажайып саябақта сейілдеген жандар Қазақ-Түрік бауырластығын ешқашан ұмытпайтыны даусыз.
Бүгін Ұлы Ұлттық Жиналысы ғимаратында Түркі мемлекеттері Парламенттік Ассамблеясының Кеңесі отырысы мен Түркі мемлекеттері Парламенттік Ассамблеясының ХІІ пленарлық жиына өтеді.
Сол отырысқа қатысатын боламыз.




DÜNYA
Emine Erdoğan, Kadın ve Adalet Zirvesi’nin gala yemeğine katıldı
Haberler
7 ay önceon
8 Kasım 2022



Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın eşi Emine Erdoğan, Kadın ve Demokrasi Derneği (KADEM) tarafından Anadolu Ajansının global iletişim ortaklığında düzenlenen “Kültürel Kodlar ve Kadın” temalı 5. Uluslararası Kadın ve Adalet Zirvesi’nin gala yemeğine katılarak bir konuşma yaptı.
Bahariye Mevlevihanesi’nde düzenlenen programda konuşan Emine Erdoğan, tüm katılımcıları selamlayarak, yurt dışından gelen yabancı konuklara da “Hoş geldiniz” dedi.
Zirve vesilesiyle bir araya gelmekten duyduğu memnuniyeti dile getiren Emine Erdoğan, KADEM’in farklı temalarla her yıl düzenlediği zirvelerin, kadınlara dair evrensel meseleleri mercek altına aldığını, kördüğüm hâline gelmiş sorunların çözümlerine işaret ettiğini söyledi.
KADEM’in bugüne kadar yaptığı çalışmalarla, büyük bir ihtiyacı karşıladığına değinen Emine Erdoğan, derneğin kadın çalışmaları alanındaki tek sesliliğe, kendi medeniyet ve inanç dünyalarından yaklaşımlarla güçlü bir cevap verdiğini, kadınların, ailenin, toplumun yanında durduğunu dile getirdi. Tüm KADEM ailesine teşekkür eden Emine Erdoğan, derneğin başarılı çalışmalarının devamını diledi.
“KADINI HAKİKATİNDEN KOPARARAK YENİDEN ŞEKİLLENDİRMEYE ÇALIŞAN BİR GÜNDEMİN İÇİNDEYİZ”
Kadınların tarih boyunca hep tartışma konusu olduğunu vurgulayan Emine Erdoğan, sözlerini şöyle sürdürdü: “Dünya, her dönemde kadınlara dair yeni kodlar, yeni söylemler ve yeni roller üretmiştir. Buna rağmen kadınla erkeğin birbirini tamamladığı, fıtratın adalet terazisi olduğu bir dünya hâlâ kurulamadı. Maalesef, kadını hakikatinden kopararak yeniden şekillendirmeye çalışan bir gündemin içindeyiz. Kadınlar, sınırları her gün genişleyen popüler kültürün tahakkümü altında büyük mağduriyetler yaşıyorlar. Çünkü kadınlara vadedilen tüm hak, özgürlük ve başarıların ön koşulu öz kimliklerinden vazgeçmeleri. Kadınlar ötekileştirilmemek, sosyal hayattan dışlanmamak ya da işini kaybetmemek için bu koşulu kabul etmek zorunda kalıyorlar. O nedenle küreselleşmenin ve popüler kültürün, gözlerimizin önünde inşa ettiği yeni kodları, kılı kırk yararak irdelemeliyiz. Mesela, iş, teknoloji ve sanat dünyasına ait kültür kodlarının, kadınlarla ilgili neler söylediğine kulak kabartmalıyız.”
Modern dünyanın aileye yönelik tasarımının deşifre edilmesi gerektiğini belirten Emine Erdoğan, son zamanlarda öne çıkarılan rol modellere bakıldığında kadının bir özne olarak ailenin dışında, konumlandırıldığının görüldüğünü vurguladı.
Kadının emeği ev içinde kaldıysa, emeğinin de kendinin de görünmediğini dile getiren Emine Erdoğan, şunları söyledi: “İş yerlerinde kadın başarılı sayılırken, evdeki kadın hakir görülen bir konumda kalıyor. Evi ve işi arasında savrulan kadınların, ‘eşitlik’ adı altında sarf ettikleri insanüstü efor ve yaşadıkları çelişkiler göz ardı ediliyor. Benzer olarak annelik, kadının kendini gerçekleştirmesinin önündeki bir bariyer olarak sunuluyor. Evdeki kadının nesil yetiştiren, aile hayatını organize eden, her dakikası üretim ve sorumluluk dolu yaşamına tepeden bakılıyor. İşte tüm bunlar kadınları dar kalıplara mahkûm etmektir. Hayatın zenginliklerini, terazisini ve sunduğu seçenekleri yok etmektir.”
“KADINLARIMIZIN MEDENİYETİMİZ İÇİNDEKİ GÜÇLÜ VARLIĞINI HATIRLATMAMIZ GEREKİYOR”
Gerçek eşitlik ve özgürlüğün, kadınların fıtri hasletlerini korumalarına imkân sağlayacak ekosistemi oluşturmakla başladığını ifade eden Emine Erdoğan, konuşmasını şöyle sürdürdü: “Kadınların hayatın tüm alanlarında, kendi tabiatlarıyla var olmalarını sağladığımızda adalet ve denge ekseninde bir dünya zaten oluşacaktır. Hükûmetimiz bu anlayışla kadınların çalışma, sosyal ve eğitim hayatlarına yönelik reform niteliğinde iyileştirmeler yaptı. Kamusal yasakların kaldırılması da kadın meselelerinin en başta bir insan hakları mücadelesi ölçeğinde ele alınmasıyla başarıldı. Bu tecrübe, insanlık adına büyük bir kazanım olduğu gibi, evrensel bir referans noktasıdır. O nedenle bu başarılar sadece bizim gündemimiz olmamalı. El birliğiyle kadınlar adına kazandığımız hakları ve kadını örseleyen sistemlere karşı dik duruşumuzu tüm dünyaya anlatabilmemiz lazım. Zira bugün özgürlüğü sadece kendi değerleriyle tanımlayan dünyanın en medeni sayılan ülkelerinde bile kadınlar, ideolojik kıyımların kurbanı olabiliyorlar. Kamusal yasaklarla, mahalle baskısıyla, yaşamları görünmez prangalar içinde geçiyor.”
Emine Erdoğan, “Şu bir gerçek ki ana akım söylemler artık geçerliliğini yitirmiştir. Çözüm ise kadınların, hakikatlerinden koparılmadan var olabilecekleri reçeteler üretebilmektir. Dinimizin, kadın ve erkek arasında gözettiği, hassas dengeyi unutmayalım. Bizim inancımızda kadın ve erkek bir bütünün iki yarısıdır. Farklı fıtratlar ve farklı kabiliyetlerle hayatta yer alır, iş birliği içinde var olurlar. Dinimiz, kadınların ve erkeklerin, insan onuruna yaraşır hayatlar yaşamasının yollarını net bir şekilde ortaya koyuyor. Bu noktada bizim ödevimiz, bu prensipleri hayata aktarmaktır” dedi.
Dünyanın önemli bir dönemeçten geçtiğini vurgulayan Emine Erdoğan, ailenin DNA’sını bozmaya, kadını aileden koparmaya çalışanların çocuklar üzerinden çok çirkin hesaplar yaptığını dile getirdi.
Kadın hakları her konuşulduğunda cinsiyet kavramını belirsizleştiren küresel hareketin ortaya atıldığına dikkati çeken Emine Erdoğan, konuşmasını şöyle tamamladı: “Bizler büyük bir dayanışma içinde, bu dayatmaları bertaraf edecek güçlü formüller üretmek zorundayız. En başta da kadınlarımızın kendi medeniyetimiz içindeki güçlü varlığını onlara hatırlatmamız gerekiyor. Cesareti, azmi, rikkati ve vakarıyla temayüz eden Anadolu kadını, zamanlar üstü bir rol modeldir. Topraklarımızdan geçen seyyahların tarihe bıraktığı kayıtlar, Anadolu kadınının yüzyıllar öncesinde dahi sergilediği liderliğin delilleridir. Hanım sultanların vakıf eserleri, medeniyetimizde kadınların topluma yön veren figürler olduğunu anlatır. Şifahaneler, imaretler, aşevleri, camiler ve külliyeler ile donattıkları şehirler kadının dönüştürücü gücünü gösterir. Anadolu medeniyetinde ve İslam medeniyetinde çok güçlü bir kadın tarihi var. Bu tarihin güncel söylemlerle gün yüzüne çıkarılmaması, gerçekten çok düşündürücü. Tarihimize ve medeniyetimize, mührünü vurmuş kadınların örnekliğini geleceğe aktaracak projelerin hayati olduğuna inanıyorum.”
Programa; Aile ve Sosyal Hizmetler Bakanı Derya Yanık, KADEM Yönetim Kurulu Başkanı Saliha Okur Gümrükçüoğlu, Başkan Yardımcısı Sümeyye Erdoğan Bayraktar, Azerbaycan Aile, Kadın ve Çocuk Sorunları Devlet Komitesi Başkanı Bahar Muradova, Tanzanya Toplumsal Gelişim, Toplumsal Cinsiyet, Kadın ve Özel Gruplar Bakanı Onesphoro Gwajima, Libya Sosyal İşler Bakanı Wafaa Abu Bakhr Mohamed Al Kilani’nin yanı sıra sivil toplum kuruluşlarının temsilcileri, akademisyenler ve KADEM temsilcileri katıldı.
DÜNYA


Türkiye-Kazakistan Dostluk Parkı açıldı
TBMM BAŞKANI ŞENTOP, KAZAKİSTAN MECLİS BAŞKANI KOŞANOV İLE BİRLİKTE, “TÜRKİYE-KAZAKİSTAN DOSTLUK PARKI”NIN AÇILIŞINI GERÇEKLEŞTİRDİ TBMM Başkanı Prof. Dr. Mustafa Şentop,...


TBMM-KAZAKİSTAN PARLAMENTOSU ARASINDA İŞ BİRLİĞİ PROTOKOLÜ İMZALANDI
Kazakistan’da 19 Mart’ta gerçekleştirilen parlamento seçimlerinden dolayı tebriklerini ileten Meclis Başkanı Şentop, “Yeni Meclisin, kardeş Kazak halkının esenliği ve refahı...


Emine Erdoğan, Kadın ve Adalet Zirvesi’nin gala yemeğine katıldı
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın eşi Emine Erdoğan, Kadın ve Demokrasi Derneği (KADEM) tarafından Anadolu Ajansının global iletişim ortaklığında düzenlenen “Kültürel...


Techxtile Start-Up Challenge ödülleri sahiplerini buldu
Bu yıl üçüncüsü düzenlenen TechXtile Start-Up Challenge, genç girişimcileri sektöre kazandırırken, Türkiye genelindeki sektör paydaşları ve ihracatçı birlik başkanlarını da...


TÜRKSOY’un seçme eserlerinin yer aldığı 2000 adet kitap Almatılı okurlara hediye edildi.
TÜRKSOY’un seçme eserlerinin yer aldığı 2000 adet kitap Almatılı okurlara hediye edildi.Hediye edilen eserlerin arasında 3 dilde hazırlanan Abay, Üç...


2018 yılında bin 541 olan kadın çalışan sayısını 3 binin üzerine çıkarmayı başardık
OPET Yönetim Kurulu Üyesi Filiz Öztürk, “2018 yılında bin 541 olan kadın çalışan sayısını 3 binin üzerine çıkarmayı başardık. ”...


SOCAR Türkiye, Karabağ Şehitleri Anısına ‘Azerbaycan Karabağ Hatıra Ormanı’ Kurdu.
SOCAR Türkiye, 8 Kasım Karabağ Zaferi’ni ve şehitlerin hatırasını ölümsüzleştirmek üzere İzmir’in Aliağa ilçesinde ‘Azerbaycan Karabağ Hatıra Ormanı’ kurdu. 20...


ATO BAŞKANI BARAN ANTOD’UN TOPLANTISINA KATILDI
ATO’DAN SAĞLIK TURİZMİ İÇİN HİSER PROJESİ BARAN: “ANKARA SAĞLIK TURİZMİNDE DE BAŞKENT OLMAYA ADAY” 27 KASIM 2021-Ankara Ticaret Odası (ATO)...


CW Enerji’nin Geleneksel Bayi Buluşmasında Gövde Gösterisi
Türkiye’nin ve Avrupa’nın en büyük güneş paneli üreticisi CW Enerji, Türkiye’nin dört bir yanında hizmet veren bayilerini ağırladı. Sektörün öncüsü...


Kazakistan Senfoni Orkestrası,CSO ADA Ankara’da konser verecek.
Kazakistan’ın bağımsızlığının 30. yıl dönümü dolayısıyla 27 Kasım Cumartesi günü saat 20.00’de CSO ADA Ankara’da Avrasya Senfoni Orkestrası konser verecek. ...
EN ÇOK OKUNAN HABERLER
-
GÜNCEL2 sene önce
İyi ki varsın Mustafa ÇITAK
-
DÜNYA2 sene önce
Suna Kıraç’ın Vefatının Birinci Yıl Dönümünde Kızı İpek Kıraç’tan Yeni Bir Eğitim Yolculuğu: “Suna’nın Kızları”
-
DÜNYA3 sene önce
Ankara’da Moda ve İş Dünyası Buluştu.
-
DÜNYA3 sene önce
TÜRK KAZAK DÜNYASININ SEVİLEN SİMASI ;GÜL ALCANSOY
-
İŞ DÜNYASI3 sene önce
Sanat alanında , Türkiye ve Özbekistan arasında bir köprü Ataberk Otabek Ruzmatov
-
GÜNCEL2 sene önce
İyi ki Varsın Nadire Yetiş
-
DÜNYA3 sene önce
Kazakistan Ulusal Dombıra Günü Ankara’da kutlanıyor
-
GÜNCEL2 sene önce
İyi ki varsın Fatma Gülşah Güzel