Bizimle iletişime geçin

İŞ DÜNYASI

Ulaştırma ve Altyapı Bakanı Adil Karaismailoğlu, Kayseri’de iki dev projenin temel atma törenlerine katıldı

Haberler

on

KAYSERİ’Yİ HIZLI DEMİRYOLU İLE TANIŞTIRIYORUZ

Ulaştırma ve Altyapı Bakanı Adil Karaismailoğlu, ulaşım ağının gücüne güç katacak olan Kayseri Havalimanı’nın yeni terminal binası ve Anafartalar-YHT Tramvay hattının temel atma törenlerine katılmak için bugün Kayseri’deydi.

Bakan Karaismailoğlu, “Kayseri’nin ulaşım ağının gücüne güç katacak iki dev projeyi hayata geçiriyoruz. Son 18 yılda Kayseri’nin ulaşım ve iletişim altyapısı için 6 milyar 346 milyon liranın üzerinde yatırım yaptık. Kayseri’yi hızlı demiryolu ile tanıştıracağız” dedi.

Bakan Karaismailoğlu, bugün bir dizi ziyarette bulunmak için Kayseri’deydi. İlk olarak projesi tamamlandığında 8 milyon yolcuya hizmet verecek olan Kayseri Havalimanı’nın yeni terminal binasının temel atma törenine katılan Karaismailoğlu, daha sonra yüzde 60 yerlilik oranıyla üretilecek 5 adet tramvay aracını da temin edileceği Anafartalar-YHT Tramvay hattının temel atma törenine katıldı.

“Kayseri’yi hızlı demiryolu ile tanıştıracağız”

Kayseri Havalimanı yeni terminal binasının temel atma töreninde konuşan Bakan Karaismailoğlu, son 18 yılda Kayseri’nin ulaşım ve iletişim altyapısı için 6 milyar 346 milyon liranın üzerinde yatırım yaptıklarını söyledi. Karaismailoğlu, “Kayseri’nin 2003 yılına kadar sadece 83 kilometre bölünmüş yolu vardı, 18 yılda 647 kilometreye çıkardık. Şu anda yaklaşık 1,5 milyar lira bedel ile 15 ayrı karayolu projemiz de devam ediyor. Karayollarında olduğu kadar Kayseri’nin demiryolu ulaşımının gelişmesi içinde birçok yatırım gerçekleştiriyoruz. Kayseri’yi hızlı demiryolu ile tanıştıracağız. Yerköy-Kayseri Yüksek Hızlı Demiryolu Projesi ile Ankara – Sivas YHT hattına bağlantılı olarak 142 km uzunluğundaki Yerköy-Şefaatli-Kayseri arasına inşa edeceğiz” açıklamasında bulundu.

“Yeni terminal binası yılda 8 milyon yolcuya hizmet verecek”

Kayseri’de 2003 yılında 3 bin 197 ulan uçuş trafiğinin, 2019 yılında 15 binin üzerine çıktığını belirten Bakan Karaismailoğlu, “325 bin olan yolcu sayısı ise 2 milyon 326 bini aştı. 2003 yılından bu yana uçuş trafiğinde yaklaşık 4 kat, yolcu sayısında ise 6 kat artış oldu. Yeni bir iç hatlar terminali yapma ihtiyacı doğdu. Hava Kuvvetleri Komutanlığına ait 250 bin metrekarelik arazinin de Devlet Hava Meydanları İşletmesine tahsisi ile birlikte, çağa uygun, modern ve estetik bir mimariye sahip, yeni bir terminal binası inşa edeceğiz. Mevcut dış hat ve iç hat terminal binalarını da birleştirip, restore ederek, daha büyük ve modern bir Dış Hatlar Terminal binasına dönüştüreceğiz” dedi. Karaismailoğlu, projenin tamamlanmasıyla birlikte Kayseri’nin yılda 8 milyon yolcuya hizmet vereceğini söyledi.

“Tramvay hattı tamamlandığında taşınan yolcu sayısı günlük 50 bin artacak”

Bakan Karaismailoğlu, daha sonra Anafartalar-Şehir Hastanesi-YHT Gar Tramvay Hattının temel atma törenine katıldı. Proje bedelinin 376 milyon 493 bin lira olacağını belirten Karaismailoğlu, “Projeyi 2 yılda tamamlamayı hedefliyoruz. Proje güzergahı boyunca, 14 kilometre ray döşeyeceğiz. Hattın kazısı, rayların montajı, durak donatıları, yaya geçitleri ve kavşak düzenlemeleri gibi işlerin tümü günlük hayatın sürdüğü mekânlarda icra edilecek. Proje kapsamında ayrıca yüzde 60 yerlilik oranıyla üretilecek 5 adet tramvay aracını da temin edeceğiz. Hattımız tamamlandığında, mevcut tramvaylarla taşınan yolcu sayısının günde 50 bin artacağını öngörüyoruz. Proje tamamlandığında toplam 1milyar 452 milyon TL fayda sağlanması öngörülmektedir” diye konuştu.

DÜNYA

Ticaret Bakanı Ömer Bolat, İhracatta 2025 Yılı Eylem Planı’nı Açıkladı

Haberler

on

Ticaret Bakanı Ömer Bolat, reeskont kredilerinin maliyetinin yeni yıla girerken 6 puan düşürüldüğünü belirterek, “İhracat reeskont kredi finans maliyeti yüzde 29,9’a düşürülmüştü. İhracat finansmanındaki maliyet önümüzdeki ay da inşallah yeniden düşürülecek, finansman maliyetinde yeni bir indirim müjdesini alacağız.” dedi.

Bakan Bolat, Türkiye İhracatçılar Meclisi (TİM) Dış Ticaret Kompleksi’nde düzenlenen toplantıda 77 maddelik İhracatta 2025 Yılı Eylem Planı’nı açıkladı

İhracatın Türk ekonomisi için öneminden, yatırım, üretim, istihdam ve döviz getirisi açısından ülke ekonomisine büyük katkılar sağladığından bahseden Bolat, bu nedenle kırmızı çizgilerinin, “mal ve hizmet ihracatını her hal ve şartta artırmayı başarmak” olduğunu söyledi.

Ticaret Bakanı Bolat, ihracatı artırırken ithalatı azaltmak için çalışmaları sürdürdüklerini kaydederek, dış ticaret açığını azaltarak cari işlemler açığını düşürmeyi, bu sayede döviz kuru piyasalarında istikrar sağlamayı, öngörülebilirliği artırmayı, fiyatlama noktasındaki belirsizliği ortadan kaldırmayı hedeflediklerini anlattı.

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın 2025 yılı için 390 milyar dolarlık mal ve hizmet ihracatı hedefi koyduğunu anımsatan Bolat, bunu başaracaklarının altını çizdi.

“Enflasyonda birkaç ay içinde yüzde 30’lu rakamları konuşuyor olacağız”
Bakan Bolat, geçen yıl 375 milyar dolarlık mal ve hizmet ihracatı sağladıklarını, mal ihracatında yüzde 2,5’lik artışla 262 milyar dolara ulaştıklarını ve Cumhuriyet rekorunu kırdıklarını ifade ederek, sözlerini şöyle sürdürdü:

“Mal ithalatında da yüzde 5’e yakın azalışla 344,1 milyar dolara geriledik. Böylece dış ticaret açığımızı 82,2 milyar dolara geriletmiş olduk. Bu önemli bir hamle çünkü 2023’te 106,4 milyar dolardı. Toplamda dış ticaret açığımızı 24,2 milyar dolar azalttık. İhracatın ithalatı karşılama oranı da yüzde 76,1 seviyesinde gerçekleşti. Orada da 5,5 puanlık artış sağladık.”

Enflasyondaki gerilemeye işaret eden Bolat, enflasyonun yokuş aşağı inmeye başladığını belirtti.

Bolat, “İnşallah birkaç ay içinde yüzde 30’lu rakamları TÜFE enflasyonunda konuşuyor olacağız. Yani yüzde 40’ın altına gerileyeceğiz. Yıl sonunda da hedef biliyorsunuz yüzde 21 TÜFE enflasyonu. Fiyatlamada istikrar sağlandıkça büyüme hızı artacaktır.” diye konuştu.

“Hizmetler ihracatında 61 milyar dolarlık dış ticaret fazlamız var”
Ticaret Bakanı Bolat, hizmet ihracatında aralıkta yıllıklandırılmış olarak 113,6 milyar dolara ulaştıklarını belirterek, “2024’ü 114 milyar dolarlık hizmet ihracatıyla kapatacağız. Yaklaşık 8 milyar dolarlık artış sağlamış olacağız. Hizmetler ticaretinde 61 milyar dolar dış ticaret fazlamız var. Bununla mal dış ticaretindeki 82 milyar dolarlık açığımızı kapatmaktan istifade ediyoruz.” ifadelerini kullandı.

Cari işlemler açığındaki düşüşe, dezenflasyon programının çıktısına, kur artışının sınırlı kalmasına, küresel pazarlardaki daralma ve durgunluğa, batı pazarlarındaki ithalatın düşüşüne ve uluslararası korumacılık eğiliminin hız kazanmasına dikkati çeken Bolat, gelecek hafta göreve başlayacak ABD’nin seçilmiş başkanı Donald Trump’ın uluslararası ticarette ve ithalatta alacağı kararların merakla beklendiğini söyledi.

Bakan Bolat, 2025 yılına ilişkin ihracat eylem planını tüm sektör paydaşları ve ülkenin önde gelen STK’leri ile istişare ederek ve koordineli bir şekilde hazırladıklarını, onların görüşlerini aldıklarını, mal ve hizmet ihracatını artıracak yeni destek mekanizmaları hazırladıklarını ifade etti.

İhracatta 2025 Yılı Eylem Planı’nın 77 eylem maddesinden oluştuğunu vurgulayan Bolat, bunlar arasında projeler, ticaret diplomasisinin güçlendirilmesi, gümrük süreçlerinin kolaylaştırılması ve ihracat finansmanının uygun hale getirilmesinin bulunduğunu bildirdi.

Bakanlık bütçesinden ihracatçılara 33 milyar liralık destek ayrıldı
Bakan Bolat, eylem planlarındaki ilk bölümün Destekleme ve Fiyat İstikrar Fonu (DFİF) desteklerini, ikincisinin mal ihracatına yönelik destek mekanizmaları ile iyileştirmeleri, üçüncüsünün hizmet ihracatına ilişkin destekleri, dördüncüsünün ticaret diplomasisi ve çok taraflı bölgesel ikili ilişkileri, beşincisinin gümrüklerde alınacak ve ihracatı kolaylaştıracak tedbirleri, altıncısının ise ihracatın finansmanını içerdiğini söyledi.

Türkiye Yüzyılı’nı ihracatın yüzyılı yapmak için çalıştıklarını vurgulayan Bolat, Türkiye’nin 9 aylık büyüme rakamlarına ihracatın sunduğu katkılara dikkati çekti.

Ticaret Bakanı Bolat, 2024’te DFİF desteklerini iki kat artırarak 17,6 milyar liraya yükselttiklerini, toplamda 23 bin 215 ihracatçı firmanın bu desteklerden faydalandığını kaydederek, hizmetler ihracatında da DFİF desteklerinin 3 kat artışla 7,1 milyar liraya ulaştığını, toplam 2 bin 240 hizmet ihracatçısı firmanın bu destekden faydalandığını söyledi.

Bakanlığın bütçesinin 2025’te 56 milyar liraya çıkarıldığını anımsatan Bolat, “Bunun içinde 33 milyar lira mal ve hizmet ihracatçılarına DFİF destekleri olarak ayrılmıştır. Tahminimiz 27 bin 700-28 bin civarında ihracatçımız bu desteklerden faydalanacak. İhracatçılarımızın en büyük sıkıntısı olan finansmana erişim noktasında gerçekten bütün imkanlarımızı kullandık. 13,5 milyar lira olan Eximbank sermayesi 18 ayda tam 4 katı artışla 55 milyar liraya yükseltildi.” şeklinde konuştu.

Reeskont kredilerinin maliyetinin yeni yıla girerken 6 puan düşürüldüğünü hatırlatan Bolat, “İhracat reeskont kredi finans maliyeti yüzde 29,9’a düşürülmüştü. İnşallah bir hayırlı haber de önümüzdeki ay bu müjdeyi almak için çalışıyoruz. İhracat finansmanındaki maliyet önümüzdeki ay da yeniden düşürülecek, finansman maliyetinde yeni bir indirim müjdesini alacağız. Bu konuda Merkez Bankamız, Hazine ve Maliye Bakanlığımız ve Ticaret Bakanlığı olarak ortak bir çalışma yürütüyoruz.” ifadelerini kullandı.

“Bu yıl 8 bin 500 yeni ihracatçımıza yeşil pasaport vermeyi hedefliyoruz”
Ticaret Bakanı Bolat, bu yıl 269 ticaret heyeti programı yapacaklarını, 85 alım heyeti organizasyonu gerçekleştireceklerini belirterek, şu değerlendirmelerde bulundu:

“65 yurt içi fuara, 330 yurt dışı fuara, 1650 bireysel fuar katılımı destekleriyle ihracatçılarımızın yanında olacağız. 50 adet UR-GE projesini hayata geçireceğiz ve küresel tedarik zinciri (KTZ) programı çerçevesinde 40 adet yeni KTZ projesini hayata geçireceğiz. 12 bin adet de pazara giriş belgesine yönelik yeni ve genç ihracatçılara destek vereceğiz. Bunun dışında 61 yeni şirketin 63 markasını da bunları şu anda projelendirilen başvurular kapsamında bu rakamları veriyorum, marka ve Turquality kapsamına alacağız.

Böylece yeni 61 şirket ve 63 markayla birlikte toplamda 355 şirketin 380 markasını desteklemeyi hedefliyoruz. Bu yıl 8 bin 500 yeni ihracatçımıza yeşil pasaport vermeyi, bilgilendirme faaliyetlerimizde 30 bin kişinin katılmasını hedefliyoruz. Yurt dışındaki ticaret ataşelerimiz ve ticaret müşavirlerimizle bilgilendirme faaliyetlerini eksiksiz sürdüreceğiz. Bunun yanında teknoloji ve yeni pazar odaklı faiz ve kar payı desteğimizi de ihracatçılarımızla buluşturacağız.”

Bakan Bolat, AB’nin Sınırda Karbon Düzenlemesi’ne firmaların hazır olması için verecekleri desteklere vurgu yaparak, şu ifadeleri kullandı:

“Buradaki amacımız sürdürülebilir odaklı, yeşil ekonomiye uyumlu, uluslararası rekabetçiliği yüksek firmalarımızın sayısını artırmaktır. Yurt içi fuarların destek kapsamına alınmasının şartlarını hafifletiyoruz. Prestijli fuar imkanı statüsünü yurt içi fuarlara da sağlayacağız. Bunlar uluslararası nitelikteki yurt içi fuarlar. Böylece prestijli fuar uygulaması ile yurt içi fuarlarda da desteğe esas tutar uygulamasını yüzde 50’den yüzde 70’e yükseltmiş olacağız. Kolay İhracat Platformumuzun ikinci fazını şubatta bir lansmanla faaliyete geçireceğiz ve platformumuzu güncelleyeceğiz. Küresel perakende zincirlerine yönelik özel nitelikli alım heyetleri düzenleyeceğiz. Küresel büyük perakende zincirlerinin ülkemize gelerek ihracatçılarımız ile tedarik noktasında görüşmelerini organize edeceğimiz programlarımızı artıracağız.”

Ticaret Bakanı Bolat, özellikle Dahilde İşleme Rejimi (DİR) kapsamında ithal edilmek istenen ürünleri üreten yurt içi üreticilere ilişkin verilerin kullanıcılar ile paylaşılması ve yurt içinden girdi teminini teşvik etmek amacıyla bir rehber çıkaracaklarını, böylece yerli tedarik sistemini devreye alacaklarını vurguladı.

Ticaret Bakanı Ömer Bolat, “2025 yılı için ümitliyiz. Tepenin büyük bölümü aşılmış durumda ve 2025 yılı baharından itibaren ekonomimizdeki büyüme de hızlanmaya başlayacak.” dedi.

Ticaret Bakanlığının destek yönetim sistemi süreçlerini sadeleştireceklerini belirten Bolat, gıda ve tarım ihracatındaki teknik engellerin aşılması amacıyla yapılacak çalışmalar hakkında bilgi verdi.

Hizmetler ihracatına yönelik programlardan bahseden Bolat, hizmetler ihracatında ABD, Avrupa, Körfez ülkeleri, Türk cumhuriyetleri, Afrika ülkeleri olmak üzere 42 yurt dışı etkinlik organizasyonu yapacaklarını, 1200 bireysel katılımlı yurt dışı fuar desteği vereceklerini, 20 de bireysel katılımlı yurt içi etkinlik gerçekleştirmeyi planladıklarını anlattı.

Bakan Bolat, ihracatçılara yönelik hususi damgalı pasaport uygulamasını geliştirmek üzere çalışmalara devam edeceklerine işaret ederek, şunları kaydetti:

“Turizm, kara, hava, deniz, demir yolu, lojistik sektörleri, sağlık turizmi, eğitim turizmi, yazılım danışmanlık hizmetleri, yazılım programları ve dizi, film ihracatı gibi birçok alanda 114 milyar dolarlık ülkemize döviz kazandıran hizmetler sektörünü ihracatta destekliyoruz. Yurtdışı Lojistik Dağıtım Ağları projemiz için Türk Eximbank prefinansman imkanını genişletti. Fuar Alanı Yapım Desteği ile yüksek standartlara haiz olacak uluslararası fuar alanlarının yapılmasına imkan sağlayacağız.

Sağlık turizminde 2 milyon sağlık turistini ağırlayarak 3,5 milyar dolarlık bir hizmet ihracatı orada kazanmayı hedefliyoruz. Nisan ayında Uluslararası Sağlık Turizm Zirvesi’ni gerçekleştireceğiz. Eylem Planı’mızın bir önemli ayağı da ticaret diplomasisi, çok taraflı ve bölgesel ikili ilişkiler. Ticaret diplomasi faaliyetlerimiz çok yoğun bir şekilde devam ediyor. Göreve geldiğimizden bu yana neredeyse 200’e yakın diğer ülkelerin bakanlarıyla, heyetleriyle, Türkiye’de ve bizim gittiğimiz programlarda yurt dışında görüşmeler yaptık.”

Gerçekleştirilen toplantılara değinen Bolat, planlanan diğer toplantı takvimleriyle ilgili katılımcıları bilgilendirdi.

Bolat, “Bütün bunlar ticaret diplomasisi faaliyetleri. Sayın Cumhurbaşkanımız bizim önümüzde, bütün dünya ülkeleriyle kuzey-güney, doğu-batı demeden yoğun şekilde ‘Türkiye’nin mal ve hizmet ihracatını daha fazla ne kadar artırabiliriz, üretime, yatırıma, döviz kazandırmaya faydası olacak hangi faaliyetleri yapabiliriz, bunun koşturmacasını yapıyoruz, sıkıntılı durumlar varsa onları çözmeye çalışıyoruz.” ifadelerini kullandı.

“Geçen yıl 71 ülke ile temas, 14 ülke ile KEK ve 8 ülke ile JETCO toplantısı yaptık”
Bakan Bolat, 23 ülke ile serbest ticaret anlaşması (STA) olduğuna işaret ederek, şu an 13 ülke grubuyla devam eden STA müzakereleri bulunduğunu bildirdi.

Bu alanda yapılan çalışmalar ve devam eden süreç hakkında bilgi veren Bolat, şunları kaydetti:

“Japonya ile ekonomik işbirliği anlaşması müzakeresi devam ediyor. Geçen yıl başlattığımız Körfez İşbirliği Konseyi ile STA müzakerelerimiz olumlu yönde ilerliyor, Endonezya ile görüşmeler devam ediyor. Birleşik Krallık ile devam eden, son derece başarılı şekilde ilerleyen mal ticareti bazındaki STA’mızı hem tarım hem hizmetlere genişletme anlamında müzakerelerimiz bir tur yapıldı. İngiltere’de yeni hükümet kuruldu, yakında zamanda müzakere turları başlayacak. İran, Azerbaycan, Pakistan, Özbekistan, D-8 ülkeleri ve TPS-OIC olmak üzere yürürlükte 6 Tercihli Ticaret Anlaşmamız (TTA) bulunmaktadır. Maldivler ile ise TTA müzakereleri tamamlanmış olup İstanbul’da imzalanmıştır.

Cezayir ile TTA müzakere sürecimiz ve Özbekistan ile de ürün listelerinin genişletilmesine dönük müzakerelerimiz devam etmektedir. Geçen yıl 71 ülke ile temas, 14 ülke ile KEK ve 8 ülke ile JETCO toplantısı yaptık. Ayrıca, OECD Bakanlar Konferansı, D-8 Ticaret Bakanları Toplantısı, Balkan Yatırım ve İş Forumu ve Türkiye-AB Yüksek Düzeyli Ticaret Diyaloğu gibi 203 üst düzey temas ve 25 uluslararası toplantıya katılım sağladık. Dün AB Ankara Büyükelçisi ziyaretimize geldi ve Gümrük Birliği’nin genişletilmesi, hizmetler sektörünü kapsaması noktasındaki müzakereler noktasında AB’nin olumlu görüşe sahip olduğunu bir kez daha ifade etti.”

Bakan Bolat, 2025 yılında yapılması planlanan toplantılar hakkında da bilgi verdi.

“2024 yılı itibarıyla etkilendirilmiş Yükümlü Statüsüne sahip firma sayısı 754”
Bakan Bolat, eylem planının son ayağı olan “Gümrüklerde İhracatı Kolaylaştırıcı Faaliyet ve Projeler” konusuna da değindi.

Gümrüklerin modernize edilmesi, iyileştirilmesi noktasındaki çalışmaların tam gaz devam ettiğini belirten Bolat, yılın yarısında Ağrı-Gürbulak’taki gümrük modernleştirme çalışmalarının tamamlanacağını ve bütünüyle hizmete açılacağını bildirdi.

Ticaret Bakanı Bolat, “Bunun yanında Suriye ile olan ticaretimizde önemli bir gümrük kapımız olan Şanlıurfa Akçakale Gümrük Kapımızı modernleştirme çalışmalarımızı devam ettiriyoruz, alanı genişletiyoruz.” dedi.

Genişletme iyileştirme çalışmalarının devam ettiği diğer gümrük kapıları hakkında bilgi veren Bolat, “2024 yılı itibarıyla etkilendirilmiş Yükümlü Statüsü (YYS) sahibi firma sayısı 754. Ayrıca, Gümrüklerde İhracat Taşımalarını Kolaylaştıran İzinli Gönderici Uygulaması’na sahip taşımacı firma sayımız 69’a yükselmiştir. İlaveten, İhracatta Yerinde Gümrükleme yetkisine sahip firma sayısı 70 olarak gerçekleşmiştir. Gümrüklerde dijitalleşme çalışmalarımız da hızla devam ediyor.” ifadelerini kullandı.

Bakan Bolat, Havayolu İşlemlerinin Dijitalleştirilmesi Projesi’ni Türkiye’deki tüm hava yollarında uygulamayı planladıklarını anlattı.

“Hedefimiz 2030’a kadar e-ihracatın toplam ihracat içindeki payını yüzde 10’lara yükseltmek”
E-ihracatın dev adımlarla ilerlediğini belirten Bolat, “2022’de toplam ihracatımızın sadece yüzde 0,9’u olan e-ihracatta 2024 yılını yüzde 2,7’lik payla kapattık, 2 yılda 3 kat arttı. Hedefimiz 2030’a kadar e-ihracatın toplam ihracat içindeki payını yüzde 10’lara yükseltmek.” dedi.

“2025 yılı için ümitliyiz.” diyen Bolat, konuşmasını şöyle tamamladı:

“Tepenin büyük bölümü aşılmış durumda ve 2025 yılı baharından itibaren ekonomimizdeki büyüme de hızlanmaya başlayacak ve 2025 yılında depremin kamu bütçesindeki yükünün azalmaya başlamasıyla 2025’in ikinci yarısında ve özellikle 2026’da hem toplumumuzum tüm kesimleri hem de iş dünyamız, üreticilerimiz, ihracatçılarımız iyi bir rahatlama yaşayacaklar. Hükümet olarak bu anlamda gereken kararlılığa, cesarete, vizyona, iradeye sahibiz. Cumhurbaşkanımızın liderliğinde ihracatımızı mal ve hizmet bazında artırarak, Ticaretin Yüzyılı hedeflerine sizlerle birlikte koşmaya devam edeceğiz.”

GENÇ GAZETECİLER İSTANBUL

OKUMAYA DEVAM ET

DÜNYA

Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Aile yapımızı korumak, tahkim etmek hepimizin görevidir”

Haberler

on

Cumhurbaşkanı Erdoğan, Aile Yılı Tanıtım Programı’nda yaptığı konuşmada, “Güçlü fertlerin güçlü aileye, güçlü ailenin güçlü millete, güçlü milletin de güçlü devlete giden yolun taşlarını döşediği yalnızca sosyolojik bir tespit değil aynı zamanda tarihî bir hakikattir. Bu hakikatin ışığında aile yapımızı korumak, tahkim etmek ve bizden sonraki kuşaklara zengin bir miras bırakmak hepimizin görevidir” dedi.

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Beştepe Millet Kongre ve Kültür Merkezi’nde düzenlenen Aile Yılı Tanıtım Programı’na katılarak bir konuşma yaptı.

Cumhurbaşkanı Erdoğan, burada yaptığı konuşmada, son kabine toplantısında 2025 senesini “Aile Yılı” olarak ilan ettiklerini, bu önemli haberi de milletle paylaştıklarını söyledi.

Aile Yılı kapsamında, ilgili bakanlıkların koordinasyonunda aile kurumunun korunması, güçlendirilmesi ve değerlerin gelecek nesillere aktarılması amacıyla yıl boyunca çok önemli çalışmalar yapacaklarını ifade ettiklerini anımsatan Cumhurbaşkanı Erdoğan, sözlerine şöyle devam etti: “Öncelikle şu hususu net bir şekilde tekraren ifade etmek istiyorum. Aile Yılı çerçevesinde icra edeceğimiz çalışmaları, etkin ve verimli nüfus politikalarıyla destekleyip uzun vadede güçlü ve sürdürülebilir bir zemine taşımak, en büyük önceliklerimizden biridir. 25 Aralık’ta Aile Bakanlığımız bünyesinde faaliyet gösterecek iki önemli kurumu, Aile Enstitüsü ve Nüfus Politikaları Kurulu’nu ihdas ettik. Kurul, hiç vakit kaybetmeden faaliyetlerine başladı, ilk toplantısını da 9 Ocak Perşembe günü geniş bir katılımla Külliyemizde gerçekleştirdi. Bu yeni kurulumuz, sağlıklı bir nüfus yapısı için kısa, orta ve uzun vadeli stratejiler geliştirecek. Enstitümüz ise milletimizin geleceği açısından bir beka meselesi olarak gördüğümüz aileye ilişkin ilmi, akademik ve politika geliştirici faaliyetler yürütecek. Değerlerimizin ve nesillerimizin devamı için kritik bir sorumluluğu yüklenen her iki yeni oluşuma da çalışmalarında şimdiden başarılar diliyorum.”

“AİLE KURUMU MİLLÎ MANEVİ DEĞERLERİMİZİN MUHAFAZASINDA BİZLER İÇİN VAZGEÇİLMEZ BİR ÖNEME SAHİPTİR”

Cumhurbaşkanı Erdoğan, Anayasa’nın 41’inci maddesinde açıkça zikredildiği üzere ailenin toplumun temeli olduğunu vurguladı.

Bir başka ifadeyle “Aile küçük bir toplumdur, toplum da büyük bir ailedir” ifadesini kullanan Cumhurbaşkanı Erdoğan, şunları söyledi: “Aile, bizim en kadim, en köklü müesseselerimizden biridir. Sosyal ve kültürel dokumuzun örülmesinde, asırlar ötesinden süzülüp gelen değerlerimizin bugüne ulaşmasında aile daima hayati rol oynamıştır. Toplumun özünü, cevherini, çekirdeğini teşkil eden aile kurumu, millî manevi değerlerimizin muhafazasında, bizler için vazgeçilmez bir yere ve öneme sahiptir. Tarihimize göz attığımızda, aile kurumu etrafında şekillenen toplumsal bilincin yüksek olduğu dönemlerde, devletin de milletin de güçlü bir konumda olduğunu görürüz.”

Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Güçlü fertlerin güçlü aileye, güçlü ailenin güçlü millete, güçlü milletin de güçlü devlete giden yolun taşlarını döşediği yalnızca sosyolojik bir tespit değil aynı zamanda tarihî bir hakikattir. Bu hakikatin ışığında aile yapımızı korumak, tahkim etmek ve bizden sonraki kuşaklara zengin bir miras bırakmak, hepimizin görevidir. Tabii eğer aileyi güçlü kılmak istiyorsak, işe evvela aile fertlerinden başlamamız gerektiği de açıktır” diye ekledi.

“ÇOCUKLARIMIZI VE GENÇLERİMİZİ AİLE VE TOPLUM YAPIMIZI TEHDİT EDEN SAPKIN İDEOLOJİLERDEN KORUMAK HEPİMİZİN ORTAK SORUMLULUĞUDUR”

Cumhurbaşkanı Erdoğan, temel ne kadar sağlam atılırsa, binanın da o kadar kuvvetli, dayanıklı olacağını dile getirdi.

Bilinçli anne babaların yetiştireceği evlatların, geleceğin mimarları olarak millî kimliğin yanı sıra, aile kurumunu da koruyacağını, yaşatacağını, yarınlara taşıyacağının altını çizen Cumhurbaşkanı Erdoğan, şunları kaydetti: “Çocuklarımızın gerek aile içinde gerekse eğitim kurumları bünyesinde bilgiyle, görgüyle, güzel ahlakla yetişmeleri son derece mühimdir. Millî şairimiz Mehmet Akif Ersoy, bu gerçeği, ‘Bu cehalet yürümez, asra bakın asr-ı ulum, başlasın terbiyeniz ailelerden oğlum” ifadeleriyle dile getirmektedir. Evet, merhum Mehmet Akif’in bu veciz dizelerle ifade ettiği üzere, eğitim, ahlak, terbiye ve şahsiyet inşası, önce ailede başlar. Bilinçli bir ana babanın elinde, huzurlu bir yuvanın çatısı altında büyüyen çocuklar evvela ailelerine, daha sonra da milletlerine ve insanlığa faydalı, örnek kişiler hâline gelir. Vatanına, milletine, bayrağına, mukaddesatına bağlı; tarihini, köklerini ve kim olduğunu bilen, bilgisi ve vizyonuyla çağı iyi okuyabilen bir gençlik hepimizin arzusudur, hedefidir, muradıdır. Çocuklarımızı ve gençlerimizi zararlı akımlardan, zehirli düşüncelerden, aile ve toplum yapımızı tehdit eden sapkın ideolojilerden korumak da hepimizin ortak sorumluluğudur.”

Cumhurbaşkanı Erdoğan, konuşmasında kelimenin tam anlamıyla tuhaf zamanlarda yaşandığını, neo-liberal kültür akımlarının sınırları aşarak dünyanın dört bir yanına nüfuz ettiğini ve toplumsal dokuyu şekillendirdiğini söyledi.

“CİNSİYETSİZLEŞTİRME POLİTİKALARININ ÖNCELİKLİ HEDEFİ AİLEDİR”

Dijital platformlardaki yayınlara işaret eden Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Dijital platformlarda yer bulan diziler, filmler, yayınlar ve daha pek çok içerik, çoğu zaman kültür erozyonu ve kimlik aşınması gibi telafisi zor süreçlere sebep oluyor. Bilinçli, kasıtlı, ısrarlı ve sistematik bir şekilde servis edilen bu içerikler; başta cinsiyetsizleştirme politikaları olmak üzere, LGBT ve diğer gayri fıtri akımların da alan kazanmasına yol açıyor. Gelinen noktada şunu çok net bir şekilde görebiliyoruz; LGBT’nin ‘koçbaşı’ olarak kullanıldığı cinsiyetsizleştirme politikalarının öncelikli hedefi ailedir ve aile kurumunun kutsiyetidir” diye konuştu.

Daha önce de bu konuyu defalarca vurguladığını anımsatan Cumhurbaşkanı Erdoğan, ilk etapta “kişisel tercih” denilerek meşrulaştırılmak istenen bu anomalinin bugün faşizan bir dayatmaya dönüştüğünü ifade etti.

Cumhurbaşkanı Erdoğan, “LGBT eleştirisi, tıpkı siyonizme yönelik getirilen haklı eleştiriler gibi anında susturulmaktadır. Fıtratı, ahlakı ve aileyi savunan herkes ağır bir baskıya maruz kalmakta, küresel kültürün silahşorları tarafından yokluğa mahkûm edilmektedir. Bunun siyasetteki örneklerini hepimiz biliyoruz” diye konuştu.

“KÜRESEL CİNSİYETSİZLEŞTİRME POLİTİKALARI KARŞISINDA KAZANILACAK HER MEVZİ, İNSANLIĞIN GELECEĞİ ADINA TARTIŞMASIZ BÜYÜK BİR BAŞARIDIR”

Bu zorbalığın sadece siyasetle de sınırlı olmadığını ifade eden Cumhurbaşkanı Erdoğan, iş dünyasından medyaya, sinema sektöründen spora, oyunlardan dijital mecralara kadar hemen her alanda daha nobran, daha baskıcı, daha ürpertici bir gerçeklikle karşı karşıya olunduğuna dikkati çekerek, şunları kaydetti: “Henüz 2-3 yaşındaki masum sabiler bile oyunlar ve çizgi filmler üzerinden çok erken yaşlarda bu ‘şenaate’ muhatap oluyor. Birkaç ay evvel, tedbir uyguladığımız dijital bir oyun platformunda tespit edilen ahlaksızlıklar, bunun en çarpıcı örneğidir. Günden güne kesifleşen bu iklime, Birleşmiş Milletler Genel Kurulu dâhil her platformda cesaretle itiraz eden nadir ülke ve liderlerden biriyiz. Önümüzdeki dönemde bu duruşumuzu daha da sağlamlaştıracağız. Sırasıyla bireyi, aileyi, toplumu ifsat eden cinsiyetsizleştirme politikalarına tepki göstermeye kararlılıkla devam edeceğiz. Kim ne derse desin, bu konuda Türkiye’nin tavrı bellidir, bundan geri adım asla söz konusu olmayacaktır.”

Birleşmiş Milletler bünyesinde verdikleri mücadelenin herkesin malumu olduğunu dile getiren Cumhurbaşkanı Erdoğan, bu çabaları, İslam İşbirliği Teşkilatı ve Türk Devletleri Teşkilatı başta olmak üzere diğer uluslararası kuruluşlara da teşmil ettiklerini söyledi.

Cumhurbaşkanı Erdoğan, sözlerini şöyle sürdürdü: “Bugün bir kez daha tüm kalbimle ifade etmek isterim; küresel cinsiyetsizleştirme politikaları karşısında kazanılacak her mevzi, insanlığın geleceği adına tartışmasız büyük bir başarıdır. İlgili kurumlarımızla birlikte akademi, medya, kültür sanat ve sivil toplum camiamızın bu konuda daha aktif sorumluluk alacağına inanıyorum. Yerel yönetimlerin, millî varlığımızın taşıyıcı kolonlarına hamle yapan bu akımlara prim vermemesi gerektiğini tekrar hatırlatmak istiyorum.”

“TÜRKİYE, GENÇ VE NİTELİKLİ NÜFUS BAKIMINDAN KAN KAYBETMEKTEDİR”

Cumhurbaşkanı Erdoğan, bir diğer önemli hususun, genç ve nitelikli nüfusun devamı olduğunu belirterek, her şeyden önce bunun demografik bir sınamadan öte, varoluşsal bir tehdit niteliğinde olduğuna işaret etti.

Bin yıldır bu topraklara mührünü vurmuş bilgisi, erdemi ve müktesebatıyla medeniyet coğrafyasını karış karış yeşertmiş güçlü nesillerin devamının, gelinen aşamada ülke için “hayat-memat meselesine” dönüştüğünü aktaran Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Şayet büyük ve güçlü bir Türkiye iddiasını taşıyorsak, Türkiye Yüzyılı vizyonumuzu hayata geçirmek istiyorsak, yarınlarımızı güvence altına almayı arzu ediyorsak, hâsılı, yakın gelecekte hem hedeflerimize ulaşmayı hem de beka sorunu yaşamamayı temenni ediyorsak şimdiden harekete geçmek zorundayız. Bunu hamaset yapmak için değil, bazı acı gerçeklerle yüzleştiğimiz için söylüyorum” dedi.

Cumhurbaşkanı Erdoğan, doğurganlık oranı ve nüfus artış hızının alarm verdiğine dikkati çekerek, şu bilgileri verdi: “2001 yılında toplam doğurganlık hızımız 2,38 iken, bugün bu rakam 1,51’e düşmüştür. Nüfusun yenilenme düzeyinin 2,1 olduğu dikkate alındığında, durumun vahameti daha iyi anlaşılacaktır. Yıllık nüfus artış hızımız ise 2022 yılında binde 7 iken, 2023’te binde 1,1’e gerilemiştir. Çocuk ve genç nüfusumuz azalırken, yaşlı nüfusumuz tarihimizde ilk defa yüzde 10’un üzerine çıkmış, ortalama yaşımız da 34 sınırına dayanmıştır.”

Cumhurbaşkanı Erdoğan, açıklamalarını şöyle sürdürdü: “Tüm bunlarla birlikte evlenme yaşı önemli ölçüde yükselmiş, boşanma oranları ise aynı nispette artmıştır. Evlenme hızı 2023’te binde 6,63 olarak gerçekleşti. 1000 nüfus başına düşen boşanma sayısını ifade eden ‘kaba boşanma hızı’ ise 2,01’e çıktı. Boşanmaların yüzde 33,4’ünün evliliğin ilk 5 yılı içinde, yüzde 21,7’sinin ise evliliğin 6 ila 10’uncu yılları arasında meydana geldiği göze çarpıyor. Ülkemizde ilk evlenme yaşının kadınlar için 26’ya, erkekler için ise 28’e yükseldiğini görüyoruz. İlk anne olma yaşı, geçmişte görülmemiş biçimde, 29’u aşmış vaziyette. Bütün bu verilerin, oranların ve istatistiklerin anlattığı şudur; Türkiye, genç ve nitelikli nüfus bakımından, üzülerek söylüyorum, kan kaybetmektedir. Gerekli önlemleri bir an önce almaz, ihtiyaç duyulan politikaları kısa sürede uygulamazsak sorun telafi edilemez boyuta varacaktır. Allah korusun böyle bir durumda yalnızca nüfus değil, nüfuz kaybı da yaşamamız kaçınılmazdır.”

Cumhurbaşkanı Erdoğan, karşılarına dikilen bu tehlikeyi yaklaşık 20 sene evvel sezdiklerini, 2007’de doğurganlık ve nüfus artış hızındaki gerilemeye dikkat çekme adına “en az üç çocuk” çağrısı yaptıklarını anımsattı.

“BÜYÜK VE GÜÇLÜ TÜRKİYE İDEALİMİZİ GÜÇLÜ AİLE VE GÜÇLÜ NÜFUS YAPISIYLA GERÇEĞE DÖNÜŞTÜRECEĞİZ”

Bu çağrıdan dolayı hem şahsen hem de hükûmet olarak ciddi baskı gördüklerini, itibar suikastlerine uğradıklarını kaydeden Cumhurbaşkanı Erdoğan, sözlerini şöyle sürdürdü: “Muhalefetin kışkırttığı birçok grup, yazar-çizer, sanatçı, sözüm ona aydın taifesi, bizi özel hayata müdahaleyle suçladı. Soruna her dikkat çektiğimizde ise bu saldırıların ve ithamların dozu daha da arttı. Şimdi geriye doğru baktığımızda ne kadar haklı olduğumuz, bize yönelik bühtanların da ne kadar mesnetsiz olduğu ortaya çıkıyor. Türkiye’nin güvenliğine, geleceğine, kalkınmasına ve huzuruna dair her konuda çuvallayanlar, burada da aynı yanlışı tekrarlamışlardır. Tabii bunun sadece bir öngörüsüzlük mü, yoksa arkasında çok daha sinsi emellerin mi olduğunun takdirini milletimizin yapacağına inanıyorum. Şahsi fikrim, nüfus planlaması kisvesi altında yürütülen çalışmaların kesinlikle art niyet taşıdığı şeklindedir. Zamanın, bu konuda da bizi teyit edeceği kanaatindeyim. Tabii biz, doğru bildiğimiz yolda sabırla yürümekten asla vazgeçmedik. Her fırsatta en az üç çocuk çağrımızı tekrarladık.”

Milletin istikbalini garanti edecek çalışmalara devam ettiklerini belirten Cumhurbaşkanı Erdoğan, 10’uncu Kalkınma Planı’na “Ailenin ve Dinamik Nüfus Yapısının Korunması” başlıklı dönüşüm programını ekleyerek, doğurganlık hızının artırılmasını nüfus politikasının öncelikli hedefi hâline getirdiklerini söyledi.

Cumhurbaşkanı Erdoğan, 12’nci Kalkınma Planı ile doğurganlık oranının nüfusun kendini yenileme seviyesinin üzerine çıkarılmasını kendilerine gaye edindiklerini vurgulayarak, “Politikalarımızı destekleyici düzenlemeleri, projeleri, reform ve hizmetleri tek tek hayata geçirdik. Hak ve özgürlükleri genişlettik, eksiklikleri giderdik, kadın hakları ve aile yapısının iyileştirilmesini merkeze alan devrim niteliğinde adımlar attık. İnşallah bundan sonra da büyük ve güçlü Türkiye idealimizi güçlü aile ve güçlü nüfus yapısıyla gerçeğe dönüştüreceğiz” ifadelerini kullandı.

Cumhurbaşkanı Erdoğan, 2025 yılını “Aile Yılı” ilan ettiklerini, bu kapsamda birçok yeni projeyi de hayata geçirdiklerini belirtti.

“AİLE KURMAYI TEŞVİK EDECEK MADDİ DESTEKLER, DANIŞMANLIK HİZMETLERİ VE GENÇ ÇİFTLER İÇİN KONUT DESTEKLERİ GİBİ UYGULAMALARI DEVREYE ALACAĞIZ”

14-28 Mayıs seçim sürecinde millete söz verdikleri “Aile ve Gençlik Fonu”nu geçen sene deprem bölgesinde başlattıklarını anımsatan Cumhurbaşkanı Erdoğan, bu fonla evliliğe ilk adımını atan gençlere 48 ay vadeli, 2 yıl geri ödemesiz, 150 bin lira tutarında faizsiz kredi desteği sunulduğunu söyledi.

Bunu bir adım daha öteye taşıdıklarını ifade eden Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Yeni evlenecek gençlerimize Aile ve Gençlik Fonu dâhilinde verdiğimiz faizsiz kredi desteğini 81 ilimizin tamamında uygulamaya alıyoruz. Aile ve Gençlik Fonundan artık 81 vilayetimizdeki tüm gençlerimiz istifade edebilecek. Dünya evine girecek gençlerimiz bu imkândan faydalanmak üzere bugün itibarıyla başvurularını yapabilirler. Yuva kuracak tüm gençlerimiz için şimdiden hayırlı uğurlu olsun, diyorum” şeklinde konuştu.

Bu yıl doğum yardımlarını da önemli ölçüde artırdıklarını dile getiren Cumhurbaşkanı Erdoğan, şöyle devam etti: “Bu kapsamda, yeni doğacak ilk çocuk için verdiğimiz tek seferlik doğum yardımını bundan sonra 5 bin liraya yükseltiyoruz. Ayrıca, ikinci çocuk için her ay bin 500 lira, üçüncü ve sonraki çocuklar için de her ay 5 bin lira olacak şekilde çocuk yardımlarını devreye alıyoruz. Yeni doğacak ikinci ve sonraki çocuklar için hiçbir şart gözetmeksizin vereceğimiz çocuk yardımlarını her ay annelerimizin hesabına yatıracağız. Bu müjdemizin de ailelerimize hayırlı uğurlu olmasını diliyorum. Aile kurmayı teşvik edecek maddi destekler, danışmanlık hizmetleri ve genç çiftler için konut destekleri gibi uygulamaları devreye alacağız. Esnek ve uzaktan çalışma modelleriyle kadınların, ev ve iş hayatlarını rahatlatacak yeni imkânları hayata geçireceğiz.”

Cumhurbaşkanı Erdoğan, çalışan anne babalar için ücretsiz veya düşük maliyetli çocuk bakım hizmetlerini güçlendireceklerini belirterek, çocuk sahibi olmayı teşvik edecek veya kolaylaştıracak tıbbi imkânları ailelerin istifadesine sunmayı da önemsediklerinin altını çizdi.

Cumhurbaşkanı Erdoğan, bunun haricinde geniş bir alanda faaliyetleri, projeleri ve müjdeleri de yıl boyunca ailelerle paylaşacaklarını bildirdi.

“ÖYLE TALEPLER ÖNE SÜRÜLÜYOR Kİ GENÇLERİMİZ YUVA KURMAKTAN KORKUYOR”

Kanayan bir yaraya da dikkati çekmek istediğini ifade eden Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Peygamber Efendimiz, aile kurarken bakınız bizlere neyi öğütlüyor. ‘En bereketli nikâh, külfeti en az olanıdır’ buyuruyor. Dolayısıyla nikâh merasimlerinin sade, gösteriş, aşırılık ve israftan uzak olması Efendimiz tarafından bizlere tavsiye ve telkin ediliyor. Ancak, son yıllarda bu alanda sorunlarımız katlanarak artıyor” diye konuştu.

Cumhurbaşkanı Erdoğan, özellikle sosyal medya platformlarının yaygınlaşmasıyla birlikte ataların tabiriyle “Eski köye yeni adetlerin” geldiğini gördüklerini söyledi.

“Öyle talepler, öyle listeler öne sürülüyor ki açık söylüyorum, gençlerimiz yuva kurmaktan korkuyor, çekiniyor, ürküyor, daha yolun başındayken umutları kırılıyor” diyen Cumhurbaşkanı Erdoğan, evlenenlerin ise ödemesi en az 4-5 yıl süren ağır faturalarla karşılaştığını kaydetti.

Cumhurbaşkanı Erdoğan, genç çiftlerin, aynı çatı altında beraberce yaşamayı öğrendikleri hassas dönemde, mevcut sıkıntılara ilaveten popüler kültürün veya geleneğin dayatması sebebiyle yüklendikleri maddi külfetlerle uğraştığı değerlendirmesinde bulunarak, sözlerini şöyle sürdürdü: “Erken dönemde yaşanan boşanmaların ana nedenlerinden biri, ‘olmasa da olur’ diyebileceğimiz aşırı talepler dolayısıyla ortaya çıkan işte bu masraflardır. Gençlerimiz bundan fevkalade mustariptir, şikâyetçidir. Aileye, ahlaka, fıtrata, çocuklara yönelik saldırıların arttığı ve medeniyet değerlerimize uygun hayat sürmenin zorlaştığı günümüzde, yuva kurmak isteyen gençlerimize yardımcı olmak mecburiyetindeyiz. İster kız tarafı ister erkek tarafı olsun her kim bunu zorlaştırıyorsa, gençlerin dünya evine girmesine engelliyorsa, büyük bir vebal altındadır. Toplumun bilinçlendirilmesi noktasında Diyanet İşleri Başkanlığımıza ve sivil toplum kuruluşlarımıza gerçekten önemli görevler düşmektedir. İnşallah ‘2025 Aile Yılını’ vesile kılarak, bu sorunların da üzerine kararlılıkla gideceğimize inanıyorum. Rabb’im, evlenecek tüm gençlerimizin yardımcısı olsun diyorum.”

Cumhurbaşkanı Erdoğan, 2025 Aile Yılı’nın ülke, milleti ve tüm aileler için hayırlı uğurlu olmasını temenni etti.

GENÇ GAZETECİLER ANKARA

OKUMAYA DEVAM ET

DÜNYA

“Devlet anlayışımızın öznesi insandır”

Haberler

on

Cumhurbaşkanı Erdoğan, İdareciler Günü Programı’nda yaptığı konuşmada, “Bizim devlet tasavvurumuz hiçbir zaman maddeye dayalı bir anlayış üzerine inşa edilmedi. Tam aksine mana ve muhtevaya önem veren adalet ve vicdan üzerine bina edilen bir değerler silsilesinin tezahürü oldu. Merhum Aliya İzzetbegoviç, ‘İnsan şahsiyetini alçaltan, onu eşya ile bir tutan her şey gayri insanidir’ diyor. Bizim de devlet anlayışımızın öznesi insandır, insanlık onurudur” dedi.

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Cumhurbaşkanlığı Külliyesi’nde düzenlenen İdareciler Günü Programı’na katılarak bir konuşma yaptı.

Fedakârca görev yapan mülki idare amirlerinin 10 Ocak İdareciler Günü’nü tebrik eden Cumhurbaşkanı Erdoğan, valilere, vali yardımcılarına ve kaymakamlara bugüne kadarki hizmetleri için teşekkür etti. Cumhurbaşkanı Erdoğan, görevi başında şehit olan veya vefat eden mülki idare amirlerine rahmet diledi.

Devletin, ortak hedefler etrafında kenetlenen milletlerin akıl ve iradesinin tecessüm ettiği bir teşkilat olduğunu ifade eden Cumhurbaşkanı Erdoğan, Türk devlet geleneğinin; binlerce yıllık bir aklın, birikimin, tecrübenin ürünü olduğunu belirtti.

“DEVLET TASAVVURUMUZ HİÇBİR ZAMAN MADDEYE DAYALI BİR ANLAYIŞ ÜZERİNE İNŞA EDİLMEDİ”

Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Bizim devlet tasavvurumuz hiçbir zaman maddeye dayalı bir anlayış üzerine inşa edilmedi. Tam aksine mana ve muhtevaya önem veren, adalet ve vicdan üzerine bina edilen bir değerler silsilesinin tezahürü oldu” dedi.

Merhum Aliya İzzetbegoviç’in, “İnsan şahsiyetini alçaltan, onu eşya ile bir tutan her şey gayri insanidir” sözlerini hatırlatan Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Bizim de devlet anlayışımızın öznesi insandır, insanlık onurudur. İşte bu yüzden insanlık ittifakı diyoruz. Bu yüzden mazlumların derdine derman olmaya çalışıyoruz. Bu yüzden ‘Türkiye, umudun adıdır.’ diyoruz. Mülki idaremiz işte bu geleneğin bir devamıdır. Orhun Yazıtları’nda geçen şu söz bu tasavvurumuzun güçlü bir yansımasıdır. ‘Üstte mavi gök çökmedikçe, altta yağız yer delinmedikçe Türk milleti ilini ve töresini koruyacaktır.’ Bu inançla yoğrulan Türk mülki idaresi halkın huzurunu, refahını ve güvenliğini tesis eden köklü bir müessesedir” diye konuştu.

Vilayetlerde Reis-i Cumhuru temsil eden valilik makamının ise devletin milletle bütünleştiği yegâne nokta olduğunu vurgulayan Cumhurbaşkanı Erdoğan, devletin dininin adalet olduğunu kaydetti.

Cumhurbaşkanı Erdoğan, şöyle devam etti: “Tarih boyunca adaleti esas alan bir devlet anlayışının bugünkü müntesipleri olarak şunu hiçbir zaman unutmayınız. Valilik milletin derdine derman olma makamıdır. Valilik devletin halka uzanan elidir. Vicdan ve merhamet mevkiidir. Bu düstur valilik makamının nüvesidir. Burada şunu da özellikle vurgulamak isterim. Sizler halkımızın gönlünde yer bulan onların talep ve ihtiyaçlarını merkeze taşıyan köprüler konumundasınız. Daima ulaşılabilir, çözüm odaklı ve samimi bir yaklaşım sergilemek valilik makamının temel ilkelerindendir. Unutmayınız ki milletin hayır duası devletin en güçlü hazinesidir. Allah korusun, milletin bedduasını alan ise ne bu dünyada ne de ahirette iflah olur. Bir diğer husus şudur, sadece günlük hesaplar peşinde koşmak bize yakışmaz. Devletimizin kurucu kodlarında buna hoş bakılmaz.”

Devlet geleneğinin geleceği inşa eden bir anlayış üzerine kurulu olduğunu dile getiren Cumhurbaşkanı Erdoğan, Türkiye Yüzyılı vizyonunun da işte bu geleneğin bir tezahürü olduğunu belirtti.

Binlerce yıllık kadim devlet anlayışının tıpkı askeriye gibi idarecilik ve teşkilatlanma alanında da dünyaya örnek olacak bir birikiminin taşıyıcısı olduğuna işaret eden Cumhurbaşkanı Erdoğan, Türkiye’nin hem merkezi yönetim anlayışı hem de mahallî idare teşkilatı bakımından önemli bir müktesebatın ve tecrübenin sahibi olduğunu söyledi.

“KÖKENİNE, MEZHEBİNE BAKMADAN VATANDAŞIMIZA EŞİT MUAMELE ETMENİZ ŞÜPHESİZ VAZGEÇİLMEZ YAŞAM TARZIMIZ OLMALI”

Adil, müessir, müşfik, emin ve istikrarlı bir idare kabiliyetinin Türk milletinin adeta doğuştan gelen özelliği olduğunu ve tarihin bu gerçeğin sayısız örnekleriyle dolu olduğunu ifade eden Cumhurbaşkanı Erdoğan, şöyle konuştu: “İdare kabiliyetimiz teşkilatlanma boyutuyla sınırlı kalmamış, milletimize ve şehirlerimize de önemli değerler kazandırmıştır. Türkistanlı büyük mütefekkir Farabi, Medinetü’l Fazıla isimli eserinde şöyle diyor, ‘En üstün iyilik ve en büyük mükemmelliğe ilişkin ancak şehirde ulaşılabilir, şehirden daha eksik olan bir toplulukta ulaşılamaz.’ Eğer doğudan batıya, kuzeyden güneye, ülkemizin tamamında iyiliği, refahı, kalkınmayı, kardeşliği ve adaleti hâkim kılmak istiyorsak, işe önce şehirlerimizden başlamamız gerekiyor. Üstelik bu denli zengin bir medeniyete güçlü tarihi ve beşeri bağlarımızın olduğu bu kadar geniş bir gönül coğrafyasına sahip bir ülke olarak bu bizler için ihtiyaçtan öte bir zorunluluktur.”

Mülki idare amirlerine çok önemli görevler düştüğünün altını çizen Cumhurbaşkanı Erdoğan, valilerden öncelikli beklentilerinin devletin kendilerine olan emaneti, imkân ve kaynaklarını şehirlerin faydasına olacak biçimde kullanmaları olduğunu kaydetti.

“MİLLETE KARŞI EFENDİLİK TASLAMANIN MEŞRU SAYILDIĞI GÜNLER ARTIK GERİDE KALMIŞTIR”

Valilerden görev, yetki ve sorumluluk alanlarında bulunan işleri hızlı, etkin ve verimli bir şekilde ifa etmelerini beklediklerini dile getiren Cumhurbaşkanı Erdoğan, sözlerini şöyle sürdürdü: “Yetim, öksüz ve kimsesizler başta olmak üzere devletin şefkatine ihtiyaç duyan tüm kesimlerin yanında olmanızı istiyoruz. Daha önce de farklı vesilelerle dile getirdim. Mülki idare amirliği sabah 8, akşam 6 arasında yapılacak bir görev değildir. Sizin vatandaşla hemhâl, hemdert ve hem dem olmanız da beklenir. Her birinizden makam odalarınıza sıkışıp kalmamanızı, gönlünüzü de kapılarınızı da telefonlarınızı da vatandaşlarımıza açık tutmanızı özellikle rica ediyorum. Hizmet ettiğiniz şehirlerde hak ve hukuku gözetmeniz, inancına, hayat tarzına, kökenine, mezhebine bakmadan vatandaşımıza eşit muamele etmeniz şüphesiz vazgeçilmez yaşam tarzımız olmalıdır.

Ne tek parti faşist zihniyetinin ne de hafızalarımızda derin yaralar açan 28 Şubat dönemi uygulamalarının günümüz Türkiye’sinde yeri yoktur. Baskının, ayrımcılığın, millete karşı efendilik taslamanın meşru sayıldığı günler artık geride kalmıştır. Allah’ın izniyle biz bu makamlarda bulunduğumuz müddetçe kimse o kötü günleri geri getiremeyecektir. Kerim devlet anlayışımızı hakkıyla tatbik eden personeline ve vatandaşlarımıza tepeden bakmayan, ilçe, köy ve mahalleleriyle şehrinin tamamını kucaklayan valiler, bizim görmek istediğimiz idarecilerdir.”

Bir anekdota dikkati çeken Cumhurbaşkanı Erdoğan, şunları kaydetti: “Hazreti Ali Efendimiz Mısır’a atadığı Vali Eşter en-Neha-i’ye yazdığı mektupta bakınız hangi nasihatlerde bulunuyor. ‘Bil ki ey malik, sen daha önceki yöneticilerin durumlarına baktığın gibi insanlar da senin durumuna bakacaktır. Halka karşı merhametli olmayı, sevgi ve iyilikte bulunmayı kendine şiar edin. Kesinlikle onların malını ganimet bilen yırtıcı bir canavar olma. O insanlar iki sınıftır. Birincisi dinde kardeşin, ikincisi ise yaratılışta senin eşindir. İnsanlara, yakınlarına, ailene ve insanlar arasında özel sevgi beslediğin kimselere karşı adaletli davran. Böyle yapmadığın takdirde zulmetmiş olursun. Allah’ın nimetini tahrif eden şeyler içinde zulümden daha güçlüsü yoktur. Kuşkusuz Allah, mazlumların ahını duyandır, zalimleri de gözleyendir. Sana en sevimli gelen şeyler şunlar olsun; Hak hususunda orta yolu tutmak, adaleti herkese yaymak ve halkın rızasını kazanmak. Şüphesiz ki çoğunluğun öfkesi azınlığın rızasıyla azınlığın öfkesi de çoğunluğun rızasıyla kaybolup gider.’ Kıymetli valilerimiz, çağları aşan hikmet dolu bu sözler, bizim pusulamız olduğu gibi işlerinizde size de rehberlik etmelidir. Bizim ve milletimizin idealindeki mülki idare amiri işte bu hasletlerle mücehhez yöneticilerdir.”

Cumhurbaşkanı Erdoğan, eğitim ve gençlik projelerini hayata geçirerek, sosyal yardım faaliyetlerini aksatmayarak, teknolojiyi ve iletişim araçlarını etkin bir şekilde kullanarak şehirlere yeni ufuklar, yeni alanlar açmanın mülki idare amirlerinin görevi olduğunu hatırlattı.

Türkiye’nin deprem başta olmak üzere doğal afet riskiyle yaşayan bir ülke olduğunu anımsatan Cumhurbaşkanı Erdoğan, en son 6 Şubat’ta asrın en büyük tabii afetlerinden biriyle yara alındığını, kriz ve afet yönetiminin ne kadar mühim olduğunu net biçimde gördüklerini söyledi.

Bir daha benzer durumlarla karşılaşmamak için hükümet olarak gereken her türlü tedbiri aldıklarını aktaran Cumhurbaşkanı Erdoğan, bu sürecin aynı zamanda hızlı karar alabilen, çok boyutlu düşünebilen, elini taşın altına koyabilen idarecilerin değerini de gösterdiğini dile getirerek, sözlerini şöyle sürdürdü: “Bir adım atmadan önce merkezden talimat bekleyen, gönüllere, hanelere, kalplere giremeyen kimi yöneticiler maalesef devletimizin çabalarına da gölge düşürdü. Bu hakikati İbn-i Firuz, beş asır evvel şu cümlelerle dile getirmiştir, ‘Gerçekte işe yaramaz kötü memurların yaptıkları zarar, vücutta insana yaramayan gıdaya benzer. İnsan bu gıdadan azar azar yer ve midesinde zararlı bir karışım meydana gelir. Zamanla artan bu madde sinirlere, damarlara da tesir ederek insanı hasta eder. Kuvvetten düşen kişi doktora gitmeye mecbur kalır fakat doktor da buna çare bulamaz ve kişi bir türlü rahat yüzü göremez. Belki uzun süren bir ilaç ve tedavi sürecinden sonra kişi iyileşebilir.’ Buradan anlaşılmalıdır ki görevini doğru yapmayan memurların halka bir günde verdikleri zararı adaletli bir sultanın belki de uzun süren adaletli yönetimi bile gideremez. Sizin sorumluluğunuz işte bu derece önemli, kritik ve hassastır. Dolayısıyla illerimizde şahsımı temsilen görev yapan siz valilerimize çok hayati vazifeler düştüğünü bugün bir kez daha hatırlatmak istiyorum.”

Cumhurbaşkanı Erdoğan, valilerden rehberlik, teftiş ve denetim faaliyetlerinin yerine getirilmesine dair genelgenin gereklerini yakından takip ve koordine etmesini de beklediğini söyledi.

Bölgede çok önemli gelişmelerin yaşandığı bir süreçten geçildiğini dile getiren Cumhurbaşkanı Erdoğan, Türkiye’nin 910 kilometrelik sınırı olduğu Suriye’de meydana gelen hadiselerin ülkeyi her açıdan ilgilendirdiğini vurguladı.

Suriye’de 61 yıllık Baas diktatörlüğünün çökmesinin ve 13 yıl süren katliamın sona ermesiyle artık yeni bir döneme girildiğini hatırlatan Cumhurbaşkanı Erdoğan, şunları kaydetti: “Sednaya Hapishanesi’nden yansıyan vahşet görüntüleri, Suriye’de yıllardır nasıl insanlık dışı bir zihniyetin hüküm sürdüğünü göstermiştir. Azgın ve zorba bir azınlığın mazlum çoğunluğa karşı uyguladığı baskının, kanlı ve çirkin yüzü ortaya çıkmıştır. Gün geçmiyor ki ülkenin bir şehrinden toplu mezar çıkmasın. Gün geçmiyor ki Baas rejiminin barbarlığına dair bir delil bulunmasın. Hemen her gün insanlık adına, insani değerler adına gerçekten utanç ve dehşet verici haberlerle karşılaşıyoruz. İnsani kayıpları bir tarafa bırakıyor sadece 13 yıllık katliam politikasının bu ülkeye verdiği zarar 500 milyar doları aşıyor. Suriye’yi ziyaret eden ekiplerimiz de sahadaki tablonun tahmin edilenden çok daha kötü olduğunu ifade ediyor.”

Suriye’nin yeniden inşası için fiziki altyapının, ekonomik ve sosyal düzenin kapsamlı bir şekilde ıslah edilmesi gerektiğine işaret eden Cumhurbaşkanı Erdoğan, ekonomik kalkınma projeleri, sağlık ve eğitim altyapısının oluşturulması, tarım ve sanayinin canlandırılması gibi uzun vadeli stratejilerin bu sürecin olmazsa olmazları olduğunu söyledi.

“İNSANİ POLİTİKAMIZA ZARAR VERECEK YAKLAŞIMLAR İÇİNDE OLMAYACAĞIZ”

Cumhurbaşkanı Erdoğan, Suriye’nin kendini toparlayabilmesi için Arap ve İslam âleminin destekleri yanında belli bir zamana da ihtiyaç duyduğunun dile getirerek, “Uluslararası toplumun bu sürece daha fazla katkı sağlaması mühimdir. Türkiye olarak, biz de tüm planlarımızı bu gerçekler ekseninde yapıyoruz. Ana muhalefet partisi genel başkanının, ‘Esed gitti, sığınmacılar da gitsin’ ifadesi vicdansızlıktan öte bir kara cehalet örneğidir. Biraz dış politika, biraz ekonomi, biraz savaş tarihi okuyan bir kişi açık söylüyorum, böyle bir cümle kurmaktan utanır, hicap duyar” ifadelerini kullandı.

Savaşın ve zulmün pençesinden kaçan Suriyeli mazlumlara 13 yıl boyunca kol kanat gerdiklerinin, şefkat ve merhametle kucak açtıklarının altını çizen Cumhurbaşkanı Erdoğan, ana muhalefetin, onları geldikleri yere kovmanın hep gayreti içerisinde olduğunu belirterek, “Biz ensarız, onlar muhacirdir’ dedik. Dolayısıyla ‘Bizim medeniyetimizde ensar olarak muhacirleri kovmak asla yer etmez’ dedik” ifadelerini kullandı.

Milletin asil karakterine uygun şekilde büyük bir alicenaplık göstererek, ensar şuuruyla Suriyeli muhacirlere destek olduğunu, insanlık tarihine altın harflerle geçen bir dayanışma seferberliğine hep birlikte imza attıklarını hatırlatan Cumhurbaşkanı Erdoğan, şunları kaydetti: “Hatta bu uğurda şahsım, siyasi bedel ödemeyi dahi göze aldım. 14-28 Mayıs seçimleri döneminde karşımızdaki adayın ırkçı siyasetini hepimiz çok iyi hatırlıyoruz. Tüm bunlara rağmen bize canlarını, namuslarını ve onurlarını emanet eden mazlumlara sırtımızı dönmedik. Kimsesizlerin kimsesi olan bu necip millete, ‘Boraltan Köprüsü faciası utancını bir kez daha yaşatmayacağız’ dedik ve hamdolsun yaşatmadık. Suriyeli kardeşlerimize 13 yıl boyunca nasıl samimi ev sahipliği yaptıysak bundan sonraki süreçte de aynı hassasiyetle hareket edeceğiz. Gönüllü, güvenli ve düzenli geri dönüşleri yine bize yakışan, tarihimize, inancımıza ve kültürümüze yakışan bir anlayışla yöneteceğiz.

“SURİYELİLERİN EVLERİNE HUZURLA DÖNEBİLMELERİ BİZİM İÇİN İNSANİ BİR GÖREV”

Muhalefet veya ırkçı çevreler ne derse desin, ekonomimize, ticaretimize, üretimimize ve 13 yıllık insani politikamıza zarar verecek yaklaşımlar içinde olmayacağız. Bir defa şunun bilinmesini isterim, Türkiye’nin en kritik seçimlerinde, siyasi geleceğimizi riske atma pahasına sergilediğimiz duruşa kimsenin leke bulaştırmasına müsaade etmeyiz. Sahadaki aksaklıklar, kasıtlar ve hatalar sebebiyle böyle bir durumun yaşanmasına da asla müsamahayla bakmayız. Bu meseleye dair yaklaşımımız açık söylüyorum, sıfır toleranstır. Her insan kendi vatanında kök salar ve elbette orada yaşamak ister.”

Cumhurbaşkanı Erdoğan, Suriyelilerin evlerine huzurla dönebilmelerinin kendileri için hem insani bir görev hem de bölgesel istikrar açısından stratejik bir öncelik olduğunu söyledi.

Gönüllü olarak yurtlarına dönmek isteyen Suriyelilere her türlü kolaylığı sağladıklarını belirten Cumhurbaşkanı Erdoğan, kimseyi zorla göndermek gibi bir yanlışa da düşmeyeceklerinin altını çizdi.

Türkiye’ye katkı yapmak isteyen, ekonomik, sosyal ve kültürel olarak zenginlik katan Suriyelilerin elinden tutmaya devam edeceklerini aktaran Cumhurbaşkanı Erdoğan, bu süreçte attıkları her adımın hem Suriyelilerin haklarını hem de milletin çıkarlarını koruma hedefine mahsus olduğunu vurguladı.

Cumhurbaşkanı Erdoğan, Suriye’de artık yeni bir yönetimin olduğuna, Suriye’nin geleceğinin bu yönetimin ortaya koyacağı kurucu irade etrafında şekilleneceğine işaret etti.

Suriye ile ilişkilerin karşılıklı saygı ilkesi çerçevesinde sürdürüleceğini, Suriye’nin toprak bütünlüğü ve siyasi birliğinin sağlanmasında komşuluk hukuku bir gereği olarak üzerlerine düşen tüm sorumlulukları yerine getireceklerini dile getiren Cumhurbaşkanı Erdoğan, devletin ilgili kurumlarıyla işbirliği içinde bu yeni sürecin başarıyla yönetilmesinde mülki idare amirlerine önemli vazifeler düştüğünü söyledi.

Özellikle sınır bölgelerindeki valilerden çok dikkatli olmalarını, süreci sahiplenmelerini ve adımlarını buna göre atmalarını beklediğini belirten Cumhurbaşkanı Erdoğan, şunları kaydetti: “Gerek bizleri bu makamlara getiren milletimize hizmet, gerekse bu sürecin incelikle yürütülmesi noktasında hiçbir aksaklığın hiçbir nahoş durumun yaşanmaması için her birinizin özenli davranacağınıza inanıyorum. Ülkemizde ve bölgemizde terörün hiçbir çeşidine yer olmadığını her fırsatta vurguluyoruz. Bir süredir uyguladığımız ‘terörü kaynağında bertaraf etme’ stratejimizin meyvelerini içeride ve dışarıda toplamaya başladık. Şimdi bunu yeni araçlar ve yeni yöntemlerle devam ettiriyoruz. Amacımız ülkemizin sırtına vurulan 40 yıllık o kamburunu ilanihaye ortadan kaldırmaktır.”

Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Suriye devrimi ile birlikte hem ülkemizin hem de bölgemizin önünde tarihi bir fırsat penceresi açılmıştır. Devletimizin uhdesinde bulunan her türlü vasıtayı her türlü imkânı kullanarak terörsüz Türkiye idealimizi inşallah gerçekleştireceğiz. Türkiye Yüzyılını kardeşliği kalkınmanın huzurun yüzyılı yapıncaya kadar sizlerle birlikte canla başla çalışacağız” ifadelerini kullandı.

Cumhurbaşkanı Erdoğan, Vali Galip Demirel Sosyal Hizmet Ödülü’nü Ankara Vali Yardımcısı Elif Nur Bozkurt Tandoğan’a, Celalettin Tüfekçi Meslek Ödülü’nü Diyarbakır Eğil Kaymakamı Volkan Hülür’e, Şehit Kaymakam Muhammet Fatih Safitürk Üstün Hizmet Ödülü’nü Hatay Vali Yardımcısı Cafer Ekinci’ye, Şehit Kaymakam Ersin Ateş Üstün Hizmet Ödülü’nü Kilis Vali Yardımcısı Hamza Özbilgi’ye, Vali Dr. Mehmet Vecdi Gönül Güvenlik Hizmet Ödülü’nü İstanbul Esenyurt Kaymakamı Fatih Çobanoğlu’na takdim etti.

OKUMAYA DEVAM ET

DÜNYA

DÜNYA16 saat önce

Ticaret Bakanı Ömer Bolat, İhracatta 2025 Yılı Eylem Planı’nı Açıkladı

Ticaret Bakanı Ömer Bolat, reeskont kredilerinin maliyetinin yeni yıla girerken 6 puan düşürüldüğünü belirterek, “İhracat reeskont kredi finans maliyeti yüzde...

DÜNYA3 gün önce

Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Aile yapımızı korumak, tahkim etmek hepimizin görevidir”

Cumhurbaşkanı Erdoğan, Aile Yılı Tanıtım Programı’nda yaptığı konuşmada, “Güçlü fertlerin güçlü aileye, güçlü ailenin güçlü millete, güçlü milletin de güçlü...

DÜNYA5 gün önce

“Ulaştırma alanında tarihimizin en büyük atılımlarını gerçekleştirdik”

Cumhurbaşkanı Erdoğan, Aydın-Denizli Otoyolu Açılış Töreni’nde yaptığı konuşmada, “Siyasette bizim tek bir gayemiz vardır. O da işte bugün burada olduğu...

DÜNYA1 hafta önce

“Devlet anlayışımızın öznesi insandır”

Cumhurbaşkanı Erdoğan, İdareciler Günü Programı’nda yaptığı konuşmada, “Bizim devlet tasavvurumuz hiçbir zaman maddeye dayalı bir anlayış üzerine inşa edilmedi. Tam...

DÜNYA1 hafta önce

Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Enflasyonda düşüş trendi 2025 senesinde daha da hızlanacak”

GENÇ GAZETECİLER ANKARA

DÜNYA2 hafta önce

“2024 yılı ihracat rakamlarında Cumhuriyet tarihinin rekoruna imza attık”

GENÇ GAZETECİLER İSTANBUL

DÜNYA2 hafta önce

Cumhurbaşkanı Erdoğan, Darülaceze sakinlerini ziyaret etti

GENÇ GAZETECİLER İSTANBUL

DÜNYA2 hafta önce

Cumhurbaşkanı Erdoğan’dan yeni yıl mesajı

“Terörsüz Türkiye ve terörsüz bölge vizyonumuzu gerçeğe dönüştüreceğiz” Cumhurbaşkanı Erdoğan, yeni yıl dolayısıyla yayımladığı mesajında, “Önümüzdeki dönemde terörsüz Türkiye ve...

DÜNYA3 hafta önce

Cumhurbaşkanı Erdoğan, Ekonomiye Değer Katanlar 49. Ödül Töreni’nde konuştu

Cumhurbaşkanı Erdoğan, Bursa Ticaret ve Sanayi Odası Ekonomiye Değer Katanlar 49. Ödül Töreni’nde yaptığı konuşmada, “Yıllık 37 milyar dolar ihracatımız...

DÜNYA3 hafta önce

Cumhurbaşkanı Erdoğan, KKTC Cumhurbaşkanı Tatar ile görüştü

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti (KKTC) Cumhurbaşkanı Ersin Tatar ile Cumhurbaşkanlığı Külliyesinde bir araya geldi. Görüşmede, Cumhurbaşkanı...

EN ÇOK OKUNAN HABERLER

seers cmp badge
tr_TRTurkish