Bizimle iletişime geçin

GÜNCEL

Özdebir: Ülkemizin İhtiyacı Olan Dönüşümü Sağlayacak Tek Çare Üretimdir

Haberler

on

Ankara Sanayi Odası Eylül ayı olağan Meclis Toplantısı Meclis Başkanı Celal Koloğlu başkanlığında video konferans yöntemiyle yapıldı. ASO Başkanı Nurettin Özdebir toplantıda 2021-2023 orta vadeli program ile gündemdeki ekonomik gelişmeleri değerlendirdi. Özdebir’in toplantıda yaptığı konuşma şöyle:
“Dünya genelinde hem sağlık krizi hem de bu durumun yarattığı ekonomik krizle mücadele devam ederken, ekonomik krizin uzun vadede ülkelerin politika tercihlerinde ulusal üretim kapasitelerini artırma yönünde bir dönüşüme neden olacağı öngörülmektedir. Bu durum; ülkelerin mevcut ekonomi politikası uygulamalarının incelenmesi ve özellikle gelişmekte olan ülkelerin politika tasarımını sınırlayan faktörlerin araştırılmasını gerektirmektedir. Pandemi sürecindeki belirsizlikler ve yurtiçinde düşük talep seviyesi, büyüme dinamiklerini olumsuz yönde etkilemektedir. Son aylardaki toparlanmaya ve 2019’un çok iyi bir yıl olmamasına rağmen Türkiye ekonomisi hala pandemi öncesi seviyeye gelememiştir. Hem dış talep, hem de iç talepte beklenen artışın ortaya çıkmaması, ekonomik dengelenme sürecini yavaşlatmaktadır. Belirsizlikler risk algısını artırmakta ve her geçen gün yatırım iştahı azalmakta, sağlık sorunu ortadan kalkmadan ekonominin tam olarak normalleşmesi mümkün gözükmemektedir. Buna rağmen virüsle yaşamayı öğrenmeli ve bu doğrultuda işlerimize devam etmeyi başarabilmemiz gerekir. Bazı makroekonomik göstergeler ekonomik direnci desteklese de, ülkenin yüklü dış finansman ihtiyacı ve ekonomi dışı belirsizlikler, TL üzerindeki baskının devam etmesine neden olmakta, kırılganlıklar varlığını korumaktadır. 
Bütün bunlara rağmen mevcut durumda en önemli sorunumuz kendi para bilimimize karşı olan güven sorunudur. Güven sorunu sürekli kur ataklarına neden olmaktadır. Kalıcı bir çözüm önerisi ortaya koyamadığımız sürece TL’ye karşı güven algısını oluşturmak zorlaşmaktadır. Bu şekilde devam ettiği sürece ülke ekonomimiz sürekli kur ataklarına maruz kalacak ve her atağın ardından kur daha yüksek bir seviyede dengelenecektir. Başka ülkelerin bastığı parayı, farklı ülkelerden ödünç aldığın parayla dizginlemek yerine kendi bastığın parayı güçlendirecek ve yönlendirecek bir politika tercihi ortaya koymamız gerekmektedir. Döviz kurundaki artışlar hem fiyat üzerinde hem de refah üzerinde olumsuz etkileri beraberinde getirmektedir. Üretimimiz yüksek oranda ithalata bağlı olduğu için, kur artışı ithal edilen ara malı ve sermaye malı fiyatlarının TL karşılığının artmasına, üretim maliyetlerinin yükselmesine ve tekrar fiyatların artmasına neden olarak enflasyon beklentilerinin artmasına neden olmaktadır. Öte yandan son dönemlerde pandemiye bağlı olarak ulusal tasarrufa aktaracak yeterli gelir yaratamıyoruz. Gelir seviyesi düşük olduğundan tasarruflarımız da düşük seviyede kalıyor. Gerek üretimin, gerekse ihracatın katma değeri düşük ürünlerden oluşması, ekonomide bir kısır döngünün ortaya çıkmasına da neden olmaktadır. Dün Hazine ve Maliye Bakanımız Sayın Albayrak 2021-2023 orta vadeli programı açıkladı. Sayın Albayrak’ın “büyümeye ulaşmak için ihracat, katma değerli üretim ve istihdama daha çok yoğunlaşılacak” ifadesi önemli bir vurgudur. Özellikle son dönemde pandemi süreci ile bozulan dengenin yeniden sağlanması için belirlenen stratejik adımlar ekonominin dengelenmesini sağlamada önemli katkılar sağlayacaktır. 
Son dönemde tasarruf seviyemiz oldukça düşmüştür. Tasarrufların artırılmasında öncelik, kamuda yapılacak olan tasarrufla mümkün olacaktır. Planda, kamu tasarruflarında ciddi bir artış göze çarpmaktadır. Kamu tüketiminin 2021 yılında 2,2 oranında azalması ve sabit sermaye yatırımlarının 2021 yılı itibariyle 6,2, sonraki yıllarda 7 ve 7,1 oranında artış beklentisi, ekonomide üretimin devamlılığı ve artışı açısından büyük önem taşımaktadır. Artan tasarrufların, özel sektörün yatırımlarında finansman kaynağı olarak kullanılabilecek olması büyük önem arz etmektedir. Dış ticarette ortaya çıkan dengelenme süreci ekonominin dinamizmini bozmaktadır. Bu sıkıntılı dönemde dahi ithal lüks tüketim mallarına talep artışı hala devam etmektedir. Bize düşen görev, ithal ikameci bir politika tercihi ile ithalatımızı azaltıp ihracatımızı arttırmaktır. Planda 2023 yılında 1,3 milyar dolar cari fazla veren bir ekonomi hedefimiz bulunmaktadır. Ülkemizin cari fazla verebilmesi için, üretim gücünün, katma değerli üretimin ve verimliliğin artması gerekmektedir. Bunu gerçekleştirmek zor ama yapabilecek güç bizlerde bulunmaktadır. Ülke olarak ciddi bir dönüşüme ihtiyacımız var. Bu dönüşümü sağlayabilmek için tek çare üretmektir. Üretimi artıracak olana güç de sanayi sektörüdür. Tüm mekanizmalarımızı, desteklerimizi bunun üzerine kurgulamak zorundayız. 
Makroekonomik verilerle ilgili de kısa bir değerlendirme yapmak istiyorum.  
İkinci çeyrek, Covid-19 virüsünün yaşandığı ve birçok sektörde üretim ve hizmetlerin durduğu ya da yavaşladığı bir dönemdi. Hem talep hem de arz şokunun aynı anda yaşandığı bu çeyrekte, küresel ekonomilerde olduğu gibi ülke ekonomimiz de olumsuz yönde etkilendi. Ancak geldiğimiz noktada ekonominin beklenenden daha hızlı toplandığı görülmekte ve üçüncü çeyrekle birlikte, ekonomimiz yeniden pozitif büyüme rakamlarına ulaşması muhtemeldir. Sanayi üretimi üçüncü çeyrekle birlikte Ocak-Şubat ayları ortalamasını yakaladı. Ekonominin arz tarafı olan sanayi üretiminde bir toparlanma mevcut iken,  talep tarafı olan perakende satışlarda daha yüksek bir ivmelenme gerçekleşti. Bu rakamlar son dönemde ortaya çıkan kredi hacmindeki artışın, üretimden daha çok tüketime yansıdığını gösteriyor. Tüketim artışına rağmen, bu artış maalesef üretime değil,  ağırlıklı olarak ithalata gidiyor, bu da ithalat yoluyla enflasyonun yukarı yönlü hareket etmesine neden oluyor. Yüksek miktarda bir parasal genişlemeye şahit olduk lakin bu parasal genişleme, üretimden daha çok tüketime gitti. Artan kredi hacmindeki genişlemeyi yeterince sanayiye yönlendiremedik. Enflasyonda yukarı yönlü beklentiler artıyor. Özellikle kur ataklarının enflasyon üzerindeki geçişkenlik etkisi ile enflasyon beklentilerin yukarı yönlü hareketini güçlendiriliyor. Enflasyonla mücadelede, Merkez Bankası’nın kararlı bir şekilde parasal sıkılaştırmaya gitmesi, beklentilerin yönetimi açısından olumlu sonuçlar verecektir.  Merkez Bankası’nın son dönemde atmış olduğu adımlar önemli ve yerinde olup, piyasa güvenini tam olarak sağlayana kadar bu tür adımlara devam etmesi daha faydalı olacaktır. 


Fiyat istikrarının sağlanmasında verimlilik hayati öneme sahiptir. Sanayi sektörü, diğer sektörlere göre daha yüksek verimlilik artış oranlarına sahiptir. Özellikle imalat sanayisinin geliştirilmesi, ekonominin genelinde verimliliği artırarak, uzun vadeli reel büyüme ve refah beklentilerini yükseltmektedir. Verimliliği arttırmak için, yaratıcı düşünmeyi teşvik edecek, teknoloji çağına uyum sağlayabilecek, nitelikli iş gücünün arttırılması ve dijitalleşmeye yönelik adımları atabilmemiz gerekmektedir.  Bizler de sanayi odası olarak verimlilik artışının sağlanmasında model fabrika uygulamasıyla yol göstermeye devam ediyoruz. Enflasyonda kalıcı bir düşüşün sağlanması için, sanayi hammadde maliyetlerinde ithal ikamesine bağlı kalarak, yüksek teknoloji ve katma değer odaklı yerli üretim şarttır. Son dönemde, cari dengede bir bozulma söz konusudur.  Turizm net gelirlerindeki düşüş ve altın ithalatındaki artış, cari açığın artmasının iki önemli nedenidir.  Bu tablonun geçici olduğunu düşünüyorum. Pandeminin ortaya çıkardığı belirsizlik ortadan kalktıkça cari denge sağlanacaktır. Diğer taraftan cari dengenin sürdürülebilirliği açısından yabancı sermaye yatırımlarının ülkeye kazandırılması için etkin politika tercihlerinin ortaya konulması gerekmektedir. Pandeminin en önemli olumsuz etkisini istihdam piyasası üzerinde görüyoruz. Son dönemde işgücü piyasasında dikkat çeken nokta istihdam kaybının yüksek seviyede olmasıdır. Tarım dışı istihdam kaybı 2 milyonun üzerine çıkmıştır. İstihdam kaybı yüksek olmasına rağmen iş aramayan insanlar işsiz sayılmadığı için, işsizliğin beklenin altında artmasına neden olmaktadır. Ekonomide canlanma ile birlikte potansiyel işsizlerin tekrar işgücüne katılmak istemesi, işsizliğin önümüzdeki dönemde daha da artma eğilimine girmesine neden olabilecektir.  
Jeopolitik ve politik risklerin daha da yoğunlaştığı bir dönemde büyüme dinamikleri de olumsuz yönde etkileniyor. Yaşadığımız birçok sorunun altında makro çerçevede öngörülebilirlik yatmaktadır. Ekonomide öngörülebilirlik arttıkça, belirsizlikler ortadan kalkacak ve ekonomi yeniden dengelenme süreci ile birlikte büyüme dinamikleri yukarı yönlü revize edilecektir” 

DÜNYA

Cumhurbaşkanı Ersin Tatar İngiliz Parlamentosu’nda düzenlenen resepsiyona katıldı

Haberler

on

Cumhurbaşkanı Ersin Tatar, parlamenterler, büyükelçiler, düşünce kuruluşu temsilcileri, Birleşik Krallık basın mensupları, iş dünyası ve sivil toplum temsilcilerinin katıldığı bir resepsiyonda konuşma yaptı.
“Kıbrıs Sorununun 60 Yılı” başlıklı etkinlik, Holbeach’li Lord Taylor ve Kuzey Kıbrıs için Özgürlük ve Adalet kampanyası tarafından Parlamento Binası’ndaki The Pavilion’da gerçekleşti.

Cumhurbaşkanı Tatar burada yaptığı konuşmasında şunları söyledi:

“Kıbrıslı Türklerin Cumhurbaşkanı olarak, halkımın gelişimini olumsuz etkileyen izolasyon ve kısıtlamaların kaldırılmasını talep ediyorum. Halkımın izole edilmesinin bu çağda yeri yoktur, çünkü halkım Kıbrıs sorununa kapsamlı bir çözüm bulunması için tüm müzakere süreçlerinde yoğun çabalar ortaya koydu. Kıbrıs Türk halkı, Kıbrıs sorununa adil, pratik ve sürdürülebilir olacak müzakere edilmiş bir çözüm bulunmasını istemektedir”.

Cumhurbaşkanı Tatar konuşmasını şöyle sürdürdü:

“Kıbrıs’ta iki Devlet arasında istikrar ve iş birliği istiyoruz. Kıbrıs’ta son 60 yıldır fiilen iki devlet bulunmaktadır ve ileriye dönük doğru yol, Kıbrıs’a sadece 60 km mesafede bulunan Türkiye üzerinden taşınması mümkün olan doğal kaynaklar konusunda iş birliği yapmaktır.”

Cumhurbaşkanı Tatar, birkaç gün önce Türkiye Cumhuriyeti Cumhurbaşkanı Yardımcısı Cevdet Yılmaz ile bir görüşme gerçekleştirdiğini belirterek şunları söyledi:
“Cumhurbaşkanı Yardımcısı Yılmaz ile enterkonnekte konusunda önemli görüşmeler yaptık. Kıbrıs’ın hem kuzeyini hem de güneyini, zaten AB’ye bağlı olan Türkiye üzerinden birbirine bağlayabileceğimiz, Kıbrıslı Türkler ve Kıbrıslı Rumlar arasında bir köprü olabilecek ve geleceğe yönelik güveni arttıracak çok daha uygulanabilir bir proje öneriyoruz. Kıbrıs’ta ilerlemenin yolu iki devletin enerji, su, mayın temizleme ve düzensiz göç gibi Ada’nın karşı karşıya olduğu güçlüklerin ele alınması gibi farklı alanlarda iş birliği yapmasından geçmektedir. Sizlere burada, Parlamenterler Meclisinde hitap ederken, uluslararası topluma Kıbrıs Rum tarafını Kıbrıslı Türklerle iş birliği yapmaya teşvik etmeleri çağrısında bulunuyorum, zira KKTC’nin statüsünün güçlendirilmesi anlamına geleceği bahanesiyle bizimle iş birliği yapmayı reddediyorlar. Ancak, Kıbrıslı Türklerin Kıbrıs Cumhuriyeti’nin iki kurucu ortağından biri olduğu, self-determinasyon hakkına sahip olduğu, tarihi ve kültürü nedeniyle ve Ada’nın Türkiye’ye coğrafi yakınlığı nedeniyle Kıbrıs meselesinin bir tarafı olduğumuz gerçeğini kimse inkâr edemez. Ada’ya sadece 40 mil uzaklıkta bulunan ve Ada’nın refahı için bize büyük bir fırsat sunan Anavatan Türkiye ve Kıbrıs Türk halkının rızası olmadan hiç kimse Kıbrıs sorununa çözüm bulamayacaktır.”

Türkiye’nin bugün 80 km’lik deniz altı boru hattıyla KKTC’ye yılda 75 milyon m3 tatlı su taşıdığınıa değinen Cumhurbaşkanı Tatar, “Küresel ısınma ve yağışların azalması nedeniyle su kaynakları çok azalan ve kuraklığın pençesindeki ülkemize Cumhurbaşkanı Erdoğan sayesinde Türkiye’den su taşıyoruz. Bu su, Kıbrıs Adası için çok kıymetlidir. Turizm, tarım ve diğer sektörlerimiz için çok önemli. Dolayısıyla biz diyoruz ki bunu Kıbrıslı Rumlarla paylaşabiliriz. Eğer adil, pratik ve sürdürülebilir bir çözüm bulabilirsek, Türkiye limanlarını Kıbrıs Rum gemi ve deniz araçlarına ve diğer tesislere açacaktır. Türkiye’nin hava sahası da Larnaka’ya doğrudan uçuşların yapılabilmesi için açılacak, Kıbrıslı Rumlar çok daha fazla refaha ulaşabilecekler. Bu da gelecek nesillere çok daha fazla refah, barış ve işb irliği sunmamızı sağlayacaktır” dedi.

İngiliz halkının bu vizyonu destekleyeceğine inanç belirten Cumhurbaşkanı Tatar, “Kıbrıs’ta iki Egemen İngiliz Üssü bulundurmaktadır. Ortak bir tarihimiz ve kültürümüz var, İngilizlerin adalet ve herkes için eşitlik değerlerini paylaşıyoruz. Birleşik Krallık’ta yaşayan en az 350,000 Kıbrıslı Türk var, bunlar ülkede hayatın farklı alanlarında başarı elde ettiler ve Anavatanları KKTC ile de güçlü bağları vardır.. Uzun süredir sürüncemede olan Kıbrıs sorununa adil, gerçekçi ve sürdürülebilir bir çözüm bulmak gelecek nesillere borcumuzdur” dedi.

BM Genel Sekreterinin Maria Angela Holguin Cuellar’ı yeni bir süreç başlatmak üzere iki taraf arasında ortak bir zemin olup olmadığını araştırmak üzere Özel Temsilcisi olarak atadığını belirten Cumhurbaşkanı Tatar, “Egemen eşitliğimiz ve eşit uluslararası statümüzle ilgili olarak bizi tatmin edecek hususları ilettik. İki devletli çözüm için yeni bir vizyonumuz var. İki devletli çözüme giden yolda, egemen eşitliğimizin ve eşit uluslararası statümüzün kritik önemde olduğunu ve teyit edilmesi ve kabul edilmesi gerektiğini belirttik. Bunlar tarihten gelen ve Kıbrıs ortaklık Cumhuriyetini kuran 1960 anlaşmalarında yer alan doğal haklarımızdır. Kıbrıslı Türkler eşit doğal haklara sahip cumhuriyetin kurucu ortaklarıdır” dedi.
Cumhurbaşkanı Tatar, Kıbrıs Türk Halkı’nın egemen eşitliği ve eşit uluslararası statüsünün teyit edilmeden yeni ve resmi müzakerelere başlanamayacağının da altını çizdi.

Kıbrıs Adası’nın tarihine de değinen Cumhurbaşkanı Tatar, Kıbrıs Türk Halkı’nın yarım asrı aşkın bir süredir çözüme ulaşmak için her zaman çetin çabalar ortaya koyduğunu belirtti.

Cumhurbaşkanı Tatar, “Uzun yıllar süren müzakerelerin ardından Nisan 2004’te Annan Planı olarak bilinen BM Kapsamlı Çözüm Planı Ada’nın her iki tarafında ayrı ayrı eş zamanlı referanduma sunuldu. Kıbrıs Rum Tarafı planı ezici bir çoğunlukla yüzde 76 oranında reddetmiştir. Kıbrıs Türk Halkı ise planı yüzde 65 oranında kabul etti. Bir hafta sonra Kıbrıslı Rumlar AB’ye üye olarak kabul edilirken, Kıbrıslı Türkler bu denklemin dışında tutuldu. Uluslararası toplum tarafından izolasyonumuzun sona erdirilmesi, yani ülkemle doğrudan uçuşların ve doğrudan ticaretin engellenmesi konusunda verilen sözlerin hiçbiri yerine getirilmedi. Sporcularımız bile önde gelen önemli uluslararası spor turnuvalarına katılamıyor. Buse Savaşkan isimli bir Kıbrıslı Türk atlet, Türkiye milli takımında yer alarak Paris Olimpiyatlarına katılabildi. Futbol kulüplerimiz ceza alacakları için başka ülkelerin kulüpleriyle uluslararası dostluk maçları bile yapamıyor. Nerede benim halkıma adalet ve eşit muamele? Uluslararası topluma ve garantör güçlerden biri olan İngiltere’ye bu politikaları gözden geçirmeleri ve izolasyonumuza son vermeleri için çağrıda bulunuyoruz. Bu ele alınması gereken bir insan hakları meselesidir” dedi.
Cumhurbaşkanı Tatar, Annan Planı döneminde görev yapan İngiltere eski Dışişleri Bakanı Jack Straw’un bugün Kıbrıs’ta iki devletli bir çözümü desteklediğini ve çözümden önce Kıbrıs Rum tarafının AB üyesi olmasının hata olduğunu söylediğini vurguladı.
Cumhurbaşkanı Tatar, Lord Holbeach’e, Parlamenterlere, Büyükelçilere, düşünce kuruluşu temsilcilerine ve tüm seçkin konuklara etkinliğe katıldıkları için teşekkür etti.
Lord Holbeach ise Cumhurbaşkanı Tatar’a şunları söyledi:

“Cumhurbaşkanı Tatar, kendisine göre iki devletli çözümün tek yol olduğunu açıkça ifade etti. Bizim çıkarlarımızın da Kuzey Kıbrıs devletini inşa etmekte yattığını görebiliyorum. Onun gibi zeki bir adamın bu ülke için bir övünç kaynağı olduğunu ve Kıbrıs Türk halkı için çabaladığını söyleyebilirim. Birçok yönden onların Anavatanını temsil ediyor ve kendisini burada ağırlamaktan büyük mutluluk duyuyorum.”

Kuzey Kıbrıs için Özgürlük ve Adalet kampanyası eş başkanları Çetin Ramadan ve Rikki Williams da resepsiyonda, kampanyanın hedefleri ve projeleri hakkında bilgi verdiler.

OKUMAYA DEVAM ET

DÜNYA

OSB SAYISI 362’YE ULAŞTI

Haberler

on

Sanayi ve Teknoloji Bakanı Mehmet Fatih Kacır, “Edirne Uzunköprü Atatürk OSB ve Gaziantep Nurdağı OSB ile organize sanayi bölgelerimizin sayısını 362’ye çıkardık. 120 bin hektarlık alanda, 362 OSB ile üretim altyapımızı sağlamlaştırdık.” dedi.

Bakan Kacır, sosyal medya adresi X üzerinden yaptığı paylaşımda, “Türkiye üretiyor, güçleniyor. Edirne Uzunköprü Atatürk OSB ve Gaziantep Nurdağı OSB ile organize sanayi bölgelerimizin sayısını 362’ye çıkardık. Her yeni Organize Sanayi Bölgesi, üretim kapasitemizi artırıyor, ekonomimize katkı sağlıyor. 120 bin hektarlık alanda, 362 OSB ile üretim altyapımızı sağlamlaştırdık. Türkiye’nin her bölgesinde istihdam ve yatırım fırsatlarını büyütüyoruz. Sanayimizi daha da güçlendirecek adımlar atmaya devam ediyoruz. Yatırımlarımızla Türkiye’nin kalkınma yolculuğuna hız kesmeden devam ediyoruz.” ifadelerini kullandı.

362 OSB’YE ULAŞILDI

Sanayi ve Teknoloji Bakanlığınca, 2 yeni OSB’ye daha sicil verilerek tüzel kişilik kazandırıldı. Toplam OSB sayısı 362’ye yükseldi. Yeni kurulan 100 hektar büyüklüğündeki Edirne Uzunköprü Atatürk OSB ve 100 hektarlık Gaziantep Nurdağı OSB ile toplamda yaklaşık 120 bin hektarlık alanda kurulu 362 OSB’ye ulaşıldı.

OKUMAYA DEVAM ET

DÜNYA

Cumhurbaşkanı Erdoğan, Anayasa Mahkemesi Üyesi Kıratlı’nın yemin törenine katıldı

Haberler

on

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Anayasa Mahkemesi üyeliğine seçilen Metin Kıratlı’nın yemin törenine katıldı.

Anayasa Mahkemesi (AYM) Yüce Divan Salonu’nda gerçekleştirilen törene gelişinde Anayasa Mahkemesi Başkanı Kadir Özkaya tarafından karşılanan Cumhurbaşkanı Erdoğan, daha sonra törenin düzenlendiği salona geçti.

Cumhurbaşkanı Erdoğan, törende Anayasa Mahkemesi üyeliğine seçilen Kıratlı’nın üyelik yeminini ve kisvesinin giydirilmesi töreni ile Anayasa Mahkemesi Başkanı Özkaya’nın konuşmasını takip etti.

OKUMAYA DEVAM ET

DÜNYA

DÜNYA3 gün önce

Cumhurbaşkanı Ersin Tatar İngiliz Parlamentosu’nda düzenlenen resepsiyona katıldı

Cumhurbaşkanı Ersin Tatar, parlamenterler, büyükelçiler, düşünce kuruluşu temsilcileri, Birleşik Krallık basın mensupları, iş dünyası ve sivil toplum temsilcilerinin katıldığı bir...

DÜNYA4 gün önce

OSB SAYISI 362’YE ULAŞTI

Sanayi ve Teknoloji Bakanı Mehmet Fatih Kacır, “Edirne Uzunköprü Atatürk OSB ve Gaziantep Nurdağı OSB ile organize sanayi bölgelerimizin sayısını...

DÜNYA4 gün önce

Cumhurbaşkanı Erdoğan, Anayasa Mahkemesi Üyesi Kıratlı’nın yemin törenine katıldı

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Anayasa Mahkemesi üyeliğine seçilen Metin Kıratlı’nın yemin törenine katıldı. Anayasa Mahkemesi (AYM) Yüce Divan Salonu’nda gerçekleştirilen...

DÜNYA7 gün önce

Türk Devletleri Teşkilatı Adalet Bakanları Konseyi’nin ilk toplantısı Kazakistan’ın Astana şehrinde yapıldı.

Kazakistan Astana

DÜNYA1 hafta önce

Emine Erdoğan, İstanbul Çocukları Vakfı Koruyucu Aile Şenliği’ne katıldı

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın eşi Emine Erdoğan, İstanbul Valiliğince düzenlenen İstanbul Çocukları Vakfı Koruyucu Aile Şenliği’nde koruyucu aileler ve çocuklarla...

DÜNYA2 hafta önce

Mısır Cumhurbaşkanı es-Sisi Cumhurbaşkanlığı Külliyesinde

“Türkiye’ye Hoş Geldiniz”

DÜNYA2 hafta önce

30 Ağustos Zafer Bayramı: Cumhurbaşkanı Erdoğan, Anıtkabir’de düzenlenen törene katıldı

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, 30 Ağustos Zafer Bayramı ve Türk Silahlı Kuvvetleri Günü nedeniyle Anıtkabir’de düzenlenen törene katıldı. Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın,...

DÜNYA2 hafta önce

Cumhurbaşkanı Erdoğan’dan ’30 Ağustos’ mesajı

“Büyük Zafer, milletimizin Anadolu topraklarındaki varlığını ebediyen tescil etmiştir”Cumhurbaşkanı Erdoğan, 30 Ağustos Zafer Bayramı dolayısıyla yayımladığı mesajda, “Gazi Mustafa Kemal...

DÜNYA3 hafta önce

Türk Hava Yolları, Türkiye Milli Paralimpik Komitesi Ana Sponsoru Oldu

Türk Hava Yolları

DÜNYA3 hafta önce

Cumhurbaşkanı Ersin Tatar, Ulaştırma ve Altyapı Bakanı Abdulkadir Uraloğlu’nu kabul etti

Kabulde, TC Lefkoşa Büyükelçisi Yasin Ekrem Serim ile Bayındırlık ve Ulaştırma Bakanı Erhan Arıklı da hazır bulundu. Bakan Uraloğlu’nu, Cumhurbaşkanlığı’na...

EN ÇOK OKUNAN HABERLER

seers cmp badge
tr_TRTurkish