Cumhurbaşkanı Erdoğan, YKS’ye girecek öğrencilerle video konferans aracılığıyla yaptığı görüşmede, “Sınavın sağlıklı ve huzurlu bir şekilde geçmesi için gerekli tüm tedbirler alınmıştır. Gençlerimizden yarın ve öbür gün sadece önlerindeki sorulara ve hedeflerine odaklanmalarını istiyorum” dedi.
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Yükseköğretim Kurumları Sınavı’na (YKS) girecek öğrencilerle video konferans aracılığıyla buluştu.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, gençlerle bir araya gelmekten duyduğu memnuniyeti dile getirerek sınava girecek tüm öğrencilere başarılar diledi.
Video konferansa Muğla’dan bağlanan Kardelen Büyükavcu’nun sınavın önce ileri bir tarihe ertelenip, ardından ilk belirlenen tarihinden bir hafta sonra yapılmasının nedenini sorması üzerine Cumhurbaşkanı Erdoğan, bu tür sınavların tarihlerinin aylar öncesinden ilan edildiğini ancak koronavirüs salgını nedeniyle sınav takvimlerinde değişikliğe gidildiğini söyledi.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, “ÖSYM ve YÖK salgının tüm hızıyla devam ettiği dönemde tedbir amacıyla yeni bir sınav tarihi belirledi. Dünyanın ve ülkemizin önündeki belirsizlikler sebebiyle her alanda olduğu gibi sınav tarihlerinde de bu tarz tedbirli davranışlar kaçınılmaz bir durumdu. Yeni tarih, belirsizliğe karşı bir tedbir olarak tespit edilmiştir” dedi.
“TÜRKİYE, DÜNYADA SALGINLA MÜCADELEYİ EN BAŞARILI YÜRÜTEN ÜLKELER ARASINDA YER ALDI”
Türkiye’nin dünyada salgınla mücadeleyi en başarılı yürüten ülkeler arasında yer aldığının altını çizen Cumhurbaşkanı Erdoğan, salgının kontrol altına alınmasıyla birlikte 11 Mayıs tarihinden itibaren normalleşme takviminin açıkladığını hatırlattı.
Bu çerçevede sınav tarihleri konusunda da hassas bir çalışma yürüttüklerini vurgulayan Cumhurbaşkanı Erdoğan, Millî Eğitim Bakanlığı ve YÖK’te yapılan hazırlıkların yanında, pedagoglar, öğrenciler ve velilerle birlikte yoğun istişareler gerçekleştirdiklerini anlattı.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Tüm bu çalışmalar sonunda sınavın asıl tarihine en yakın zamanda yapılmasının öğrencilerimiz için daha doğru, daha hayırlı olacağı görüşü ortaya çıktı. Bunun üzerine sınav tarihi ilk açıklanan tarihe en yakın zaman olan 27 ve 28 Haziran olarak belirlendi. Böylece yıllardır zaten ilk tarihe göre hazırlık yapan öğrencilerimizin gereksiz yere yaklaşık bir ay daha sınav stresi yaşamalarının önüne geçildi” diye konuştu.
Sınavdan sorumlu olunacak konuların azaltılmasından sınav süresinin uzatılmasına kadar gençlere pek çok ilave avantaj sağladıklarını ifade eden Cumhurbaşkanı Erdoğan, sınavdaki baraj puanlarını düşürerek daha çok gencin cazip bölümlere girebilmesini temin ettiklerini söyledi.
“Bazılarının bu tarihin turizm sektörünü canlandırmak amacıyla belirlendiğini iddia etmesi tamamıyla spekülasyondur” diyen Cumhurbaşkanı Erdoğan, şöyle konuştu: “Gençlerimizin geleceğinin böylesine basit bir tercihe kurban edileceğinin düşünülmesi dahi sağlıksız bir zihniyetin ifadesidir. Her birini kendi evlatlarımla eş gördüğüm tüm öğrencilerimize, gençlerimize sınavda başarılar diliyor, her birinin gözlerinden öpüyorum. Sınavın sağlıklı ve huzurlu bir şekilde geçmesi için gerekli tüm tedbirler alınmıştır. Gençlerimizden yarın ve öbür gün sadece önlerindeki sorulara ve hedeflerine odaklanmalarını istiyorum.”
“KREDİ VEYA BURS ALAN ÖĞRENCİ SAYISI BU YIL 1 MİLYON 600 BİNİ BULDU”
Video konferansa Van’dan katılan Fatmanur Bildirici’nin yurtlar ve burslar konusunda atılacak yeni adımları sorması üzerine Cumhurbaşkanı Erdoğan, görevde bulunduğu süre içerisinde burslar noktasında Türkiye’nin çok farklı bir noktaya geldiğini kaydetti.
Lisans öğrencilerine 550 lira, lisans üstü öğrencilere bin 100 lira, doktora öğrencilerine ise bin 650 lira kredi veya burs imkânı verdiklerini vurgulayan Cumhurbaşkanı Erdoğan, başvuran her öğrencinin kredi veya burs alabildiğini, kredi veya burs alan öğrenci sayısının bu yıl 1 milyon 600 bini bulduğunu açıkladı.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, öğrencilerin büyük sıkıntı çektiği öğrenci harçlarının da kaldırıldığına dikkati çekerek, “Öğrenci harçlarını da kaldırdık. Artık harç diye bir durum söz konusu değil. Öğrencilerimiz artık harç ödemiyor. Barınma konusuna gelince bu konuda da önemli projeler hayata geçirdik. Yılsonuna kadar 17 bin 450 yeni yurt yatağını daha hizmete alacağız. 2021 yılı sonuna kadar 72 bin yeni yurt yatağını daha hizmete sunmayı planlıyoruz. Bu yurtların bir kısmı kamu yatırımı olarak inşa edilecek, bir kısmı da kiralama yoluyla hizmete açılacak” bilgisini paylaştı.
“BÜYÜYEN, GELİŞEN, KALKINAN TÜRKİYE’NİN YETİŞMİŞ İNSAN İHTİYACI HER YIL KATLANARAK ARTACAKTIR”
Amaçlarının; her genci eğitim öğretimini rahatça sürdürebilmesini sağlayacak barınma, beslenme ve gelir imkânlarına kavuşturmak olduğunun altını çizen Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Büyüyen, gelişen, kalkınan Türkiye’nin yetişmiş insan ihtiyacı her yıl katlanarak artacaktır. Eğitimi diğer kademeleriyle birlikte yükseköğretimde de altyapıyı sürekli güçlendirerek bu potansiyeli desteklemekte kararlıyız. Sizlerden tek isteğim, bütün enerjinizi ve vaktinizi kendinizi daha iyi yetiştirmeye vermenizdir. Onun dışındaki tüm sorunları çözmek, zaten bizim görevimizdir. Bu da milletin bize verdiği görevdir” dedi.
Rize’de yaşayan Umut Çorbacı da Cumhurbaşkanı Erdoğan’dan üniversite mezunu işsizlere bir mesajı olup olmadığını sordu. Cumhurbaşkanı Erdoğan, işsizliğin genç ya da ileriki yaşta olsun herkes için ciddi bir sıkıntı olduğunu söyledi.
Şehirleşmenin artmasıyla tarım kesiminde gizlenen gerçek işsizliğin kendini göstermeye başladığını aktaran Cumhurbaşkanı Erdoğan, son 18 yılda yapılan çalışmalarla ilk ve orta öğretim ile yükseköğrenimde altyapıyı güçlendirerek nüfusun genel eğitim seviyesini yükselttiklerini anlattı.
Üniversite eğitimi alan kişi sayısı arttıkça gençlerin hayata atılma yaşının da yükseldiğini belirten Cumhurbaşkanı Erdoğan, lisansın ardından yüksek lisansına devam eden bir kişinin 30 yaşına ulaştığını, mesleki eğitimin 28 Şubat döneminde imam hatip okullarının önünü kesmek için getirilen engeller sebebiyle cazibesini yitirmesinin de hayata atılma yaşının yükselmesinde etkili olduğunu ifade etti.
“TÜRKİYE’NİN ÖNÜNDE ÇOK BÜYÜK BİR POTANSİYEL VAR”
Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Bir tarafta sanayide çok ciddi bir tekniker, teknisyen, usta, tarım kesiminde çalışacak insan açığımız var, diğer tarafta ciddi bir genç işsizlik var. Bu çarpık tabloyu değiştirmemiz gerekiyor. Tabii hepsinden önemlisi gençlerimize, eğitimlerine, birikimlerine, kabiliyetlerine, hedeflerine uygun iş alanları oluşturmaktır. Bu da ülkenin genel ekonomik ve sosyal gelişmişliğiyle ilgilidir” diye konuştu.
Türkiye’nin son yedi yılda yaşadığı onca badireye rağmen hedeflerine sıkı sıkıya bağlı olduğunun altını çizen Cumhurbaşkanı Erdoğan, şöyle konuştu: “Ekonomide hem dış saldırılara karşı aldığımız tedbirlerin hem de büyümeyi ve kalkınmayı hızlandırmak için attığımız adımların meyvelerini yavaş yavaş alıyoruz. Salgın dönemi tarım başta olmak üzere temel üretim alanlarında öncelikle kendi kendine yeterli olmanın, onun ötesinde dünyanın taleplerine cevap verebilmenin ne derece önemli olduğunu gösterdi. Bu bakımdan Türkiye’nin önünde çok büyük bir potansiyel var. Önümüzdeki bu fırsatı değerlendirerek kendilerini geliştiren, birikimi ve yeteneğiyle öne çıkan her gencimize gönül huzuruyla çalışabileceği iş alanı sağlama konusunda kararlıyız. Ancak her üniversite mezununun kamuda istihdam edileceği gibi bir yanlışa da düşülmemesi gerekiyor. Kamunun görevi iş yapmak, üretmek, kazanmak isteyen herkese ön açmak, destek vermek, yol göstermektir. Asıl istihdam özel sektörde, üretimde, sanayide, yüksek teknolojide, ticarette, tarımda olacaktır.”
Cumhurbaşkanı Erdoğan, gençlerden kendilerine ve kabiliyetlerine güvenerek geleceklerini özel sektörde aramalarını isteyerek, “Kaldı ki dünyanın hiçbir yerinde her üniversite mezununa hemen iş hazırlığı diye bir şey de söz konusu değildir. Örneğin, dünyanın değişik ülkelerinde ara eleman diye bir konu söz konusudur. Özellikle ara elemanlar daha çok da tabii ki bu teknik liseler buralar ara elemanları yetiştirir ve bu ara elemanlarda kamuda görev almaktan çok, özel sektörde görev alabilme, oralarda bu imkânı yakalayabilme şansına sahiptir” diye konuştu.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, bazı illerde ara eleman bulmakta çok ciddi sıkıntılar yaşandığını bildirerek, “Yani bu konuda bizler yeter ki kararlı olalım, biz kendi mesleğimizle bir ara eleman olarak iş bulmada adımı attığımız zaman iş var. Kamuda da yine aynı şekilde lisansüstü, yüksek lisans bu alanlarda açılan imtihanlarla bizler bütün evlatlarımıza inşallah iş bulma noktasında imkânları hazırlıyoruz” ifadelerini kullandı.
“SALGINLA MÜCADELEDE MESLEK LİSELERİNİN BÜYÜK DESTEĞİ OLDU”
Görüşmeye Kayseri’den katılan Ahmet Can Erdoğan da meslek lisesi öğrencisi olduğunu belirterek koronavirüsle mücadele kapsamında meslek liselerinin dezenfektan, kolonya, siperlik gibi malzemeler ürettiğini hatırlatarak, Cumhurbaşkanı Erdoğan’dan meslek liselilere sahip çıkmasını istedi.
Cumhurbaşkanı Erdoğan da salgınla mücadelede meslek liselerinin maske, dezenfektan, tulum üretimi konusunda büyük desteği olduğuna işaret ederek meslek liselerine teşekkür etti.
Meslek liselerinin mobilya sektöründe de âdete tahrik gücü olduğunu söyleyen Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Bu ülkenin tüm çocukları, gençleri, hangi okullarda okurlarsa okusunlar benim şahsen evladım. İnsan evlatlarını birbirinden ayırt edebilir mi? Benim için de imam hatipli neyse, meslek liseli de, Anadolu liseli de, diğer okullarda okuyan çocuklarımız da hep birdir” değerlendirmesinde bulundu.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, sözlerine şöyle devam etti: “İmam hatip meselesini çok fazla dile getirmemin sebebi 28 Şubat döneminde âdeta bu okulları kökünden kazımak için girişilen haksız, hukuksuz, adaletsiz saldırılara dikkat çekmektir. Sayıları 60 bine kadar düşen imam hatip okulu öğrencileri bugün 1 milyon 270 binlere kadar çıkmışsa burada gerçekten kasıtlı bir ön kesme gayreti var demektir. Aynı şekilde meslek liselerinin öğrenci sayısını 800 binlere kadar geriletmişlerdi. Biz bunu da 1 milyon 400 binin üzerine çıkardık. Fen lisesinde bu sayıyı 12 binden 123 bine, Anadolu liselerinde 218 binden, 1 milyon 585 bine yükselttik. Tüm okullarda hem sayıyı hem kaliteyi yükselterek evlatlarımızın tamamına yapılan haksızlıkları giderdik. Kat sayı gibi suni engelleri kaldırarak tüm gençlerimizin yarışa eşit şartlarda girmelerini sağladık. Üniversite kontenjanlarını sınava girenlerin 10’da birine yetecek seviyeden neredeyse sınava giren herkesin talebini karşılayacak düzeye çıkardık. Bunların hepsi burada bir baba şefkatiyle evlatlarına eşit mesafede bulunmanın bir gereğidir, bundan sonra da bu yine böyle olacaktır.”
“SOSYAL MEDYANIN ASLA İHMAL EDİLEMEYECEK DERECEDE ÖNEMLİ BİR MECRA OLDUĞUNU BİLİYORUZ”
Diyarbakır Güzel Sanatlar Lisesi öğrencisi Ozan Ferhat Aktaş’ın, “Siz aslında sosyal medyayı aktif kullanan bir siyasetçisiniz, ama bazı açıklamalarınızdan ve tepkilerinizden sosyal medyayı sevmediğiniz veya mesafeli olduğunuz sonucu çıkıyor, gerçekten bu böyle mi? Bunun sebebi sosyal medyada sizi eleştiren kesimlerin olması mı?” sorusuna Cumhurbaşkanı Erdoğan, şu cevabı verdi: “Özellikle gerçeklere gözümü kapatacak veya sırtımızı dönecek kadar hayattan kopuk değiliz. Her şeyden önce ben bir siyasetçiyim, bir siyasetçi olarak da gerçeklere gözümü kapamam veyahut da sesleri duymamam söz konusu değil hem göreceğim hem de bu sesleri duyacağım. Günümüz dünyasında dijital platformların ve sosyal medyanın asla ihmal edilemeyecek derecede önemli bir mecra olduğunu biliyoruz. Sosyal medyadan nefret etsek böylesine yaygın ve etkin şekilde kullanmazdık. Ülkemizde 16,2 milyonu bulan takipçiyle Twitter’da en çok izlenen kişi olduğumu burada hatırlatmak isterim. Buradaki asıl mesele, sosyal medyanın ve internet platformlarının her türlü yalanın, iftiranın, sapkınlığın serbestçe dolaşabildiği bir mecra hâline getirilmesidir. Yanlış içeriği kaldırmadığı gibi düzeltilmesine de izin vermeyen internet mecralarının mahkeme kararlarını dahi hiçe saymasını görmezden mi geleceğiz? Sizlerden birinin telefonuna sızılsa, kendinizin veya kardeşinizin mahrem görüntüleri çalınıp Twitter’da, Facebook’ta veya benzeri yerlerde yayınlansa ne olacak biliyor musunuz? Çaresiz kalacaksınız. Çünkü bu mecralar bazı ülkelerde yaptıklarının aksine Türkiye’de mali ve hukuki muhataplıklarını sağlayacak temsilcilik açmaktan ısrarla kaçınıyorlar. Hâlbuki her vatandaşımızın ve kurumumuzun tıpkı gerçek hayatta olduğu gibi sosyal medya ve dijital platformlarda da maddi ve manevi itibarlarını koruma hakkı olmalıdır. Gençlerimiz başta olmak üzere tüm vatandaşlarımızın sosyal medyayı etkin ve aynı zamanda ahlaki zeminde kullanabilmelerini sağlamak Devlet Başkanı olarak görevimdir. Bu konuda güçlü bir hukuki altyapı oluşturmanın hazırlıkları içindeyiz. Milletimizi sadece içeriğiyle zengin değil, aynı zamanda güvenilir bir internet mecrasına inşallah yapacağımız yasal düzenlemelerle kavuşturacağız.”
“GENÇLERİMİZİN HAYALLERİNİ HAYATA GEÇİRMEYE GAYRET GÖSTERİYORUZ”
Cumhurbaşkanı Erdoğan, Tekirdağ Güzel Sanatlar Lisesi’nden bu yıl mezun olan Sude Beyazova’nın, “2023 seçimlerinde ben ve benim gibi ilk defa oy kullanacak gençlerin desteğini almayı nasıl planlıyorsunuz?” sorusu üzerine siyasette gençlere güvendiğini belirterek, seçilme yaşını 30’dan önce 25’e, ardından da 18’e indirenin AK Parti olduğunu hatırlattı.
“Eğitimden sağlığa, haberleşmeden spora kadar her alanda yaptığımız hizmetlerin, ortaya koyduğumuz eserlerin amacı sizin için en mükemmel altyapıyı oluşturmaktır” ifadesini kullanan Cumhurbaşkanı Erdoğan, siyasette hep gençlerle yol yürümeye özen gösterdiğini, şu anda da yakın çalışma ekibinin çok büyük bir bölümünün genç denilebilecek kişilerden oluştuğunu söyledi.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, her fırsatta gençlerle yüz yüze görüştüğüne işaret ederek, “Yeni yönetim yapımızı oluştururken Gençlik ve Spor Bakanlığını kurmuş olmamız gençlerimize verdiğimiz özel önemin ispatıdır. Gençlerimizin enerjilerinin ve dünyalarının büyüklüğünün gayet iyi farkındayım. Gençlerimizin dünyalarına girmeye, onları anlamaya, hayallerini hayata geçirmeye gayret gösteriyoruz. İnşallah sizlerle birlikte bunu başaracak ve geleceğimizi birlikte inşa edeceğiz. Biz ülkemizi 2023 hedeflerine ulaştırmaya çalışırken, sizlere de 2053 ve 2071 vizyonlarını emanet ediyoruz” dedi.
“SALGININ BELİRLİ BİR SEVİYENİN ALTINA DÜŞMESİYLE ALDIĞIMIZ TEDBİRLERİN BİR KISMINI GEVŞETTİK”
Görüşmeye Antalya’dan katılan Alara Şişmanoğlu ise koronavirüs salgını sürecinde normalleşme adımları sonrasında sosyal hayatta ve ekonomide eski seviyeye ne zaman gelineceğini sordu.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, soru üzerine, Türkiye’nin koronavirüs salgınına karşı dünyaya örnek teşkil eden bir mücadele yürüttüğünü yineleyerek şu değerlendirmelerde bulundu: “Dünyada salgın sürecini en şeffaf yöneten ülkelerden biri olarak ne milletimizden ne de uluslararası kamuoyundan hiçbir şeyi gizlemedik. Gelişmiş ülkelerin dahi çaresiz kaldığı veya vatandaşlarını çaresiz bıraktığı tüm sınamalardan Türkiye olarak alnımızın akıyla çıktık. Salgının belirli bir seviyenin altına düşmesiyle birlikte aldığımız sıkı tedbirlerin bir kısmını gevşettik. Günlük vaka ve ölüm sayısının henüz istediğimiz seviyelere düşmemiş olması, dikkati ve tedbiri elden bırakmamız gerektiğine işaret ediyor. Bu konuda en büyük görev gençlerimize düşüyor. Esasen gençlerimiz yaşları ve sağlık durumları itibariyle salgından en az etkilenen kesimdir. Bununla birlikte gençlerimizin, aile büyüklerinin ve genel olarak toplumun yararı için özellikle, temizlik, mesafe, maske, yani T-M-M, TMM dediğimiz ilkelere sıkı sıkıya uyması gerekiyor.”
“HEP BİRLİKTE KURALLARA UYMAYA DEVAM EDECEĞİZ”
Cumhurbaşkanı Erdoğan, dünyanın pek çok ülkesinde yaşlıların bakım evleri veya kendi evlerinde âdeta ölüme terk edilirken, Türkiye’de yaşlıların üzerine titrediklerini anlatarak, gençlere ve 65 yaş üstü vatandaşlara uygulanan sokağa çıkma sınırlamasını hatırlattı.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Başımızın tacı, gönlümüzün sultanı olan büyüklerimiz, kronik hastalarımız ve genel olarak toplum sağlığımız için hep birlikte kurallara uymaya devam edeceğiz ve buradan da asla taviz vermeyeceğiz. Çünkü vereceğimiz taviz şunu bilmemiz gerekir ki; bu büyüklerimizi Allah göstermesin kaybetme gibi bir durumla bizi karşı karşıya getirebilir” diye konuştu.
Mesire yerlerinde, piknik alanlarında salgınla mücadelede açıklanan tedbirlere dikkat edilmemesinden duyduğu endişeyi dile getiren Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Tüm milletime sesleniyorum; gelin, maske, mesafe ve temizlik kuralını her yerde uygulayalım” dedi.
Hafta sonu sınava girecek tüm öğrencilere başarılar dileyen Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Aman heyecanlanmayın, aman sakin olun ve sakinlikle, sükûnetle ben inanıyorum ki sizler büyük bir başarıyla bu sınavlardan çıkacaksınız. Rabbim zihninizi ve bahtınızı açık etsin. Sizlerle bir sonraki buluşmamızı üniversite öğrencisi sıfatıyla yapacağımıza inanıyorum. Ailelerinize ve arkadaşlarınıza da sevgilerimi, selamlarımı iletin” sözlerine yer verdi.
Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın, YKS’ye girecek öğrencilerle görüşmesi, Diyarbakır Güzel Sanatlar Lisesi öğrencisi Ozan Ferhat Aktaş’ın seslendirdiği “Fincanın Etrafı Yeşil” türküsünü söylemesiyle sona erdi.
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Türkiye’ye resmî ziyarette bulunan Japonya Veliaht Prensi Akishino Fumihito ile Cumhurbaşkanlığı Külliyesinde bir araya geldi.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, Japonya Veliaht Prensi Akishino’yu Cumhurbaşkanlığı Külliyesi’ne gelişinde giriş kapısında karşıladı. Cumhurbaşkanı Erdoğan ve Japonya Veliaht Prensi Akishino, Türkiye ve Japonya bayrakları önünde tokalaşarak poz verdi.
Daha sonra Cumhurbaşkanı Erdoğan ve Japonya Veliaht Prensi Akishino heyetleri eşliğinde görüşmeye geçti.
Görüşmede, Cumhurbaşkanı Erdoğan tarafından Japonya Veliaht Prensi Akishino’ya, Osmanlı Generali Pertev Paşa’nın İmparator Mutsuhito tarafından ödüllendirildiğini gösteren belge hediye edildi.
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan ile eşi Emine Erdoğan, resmî ziyarette bulunmak üzere Türkiye’ye gelen Japonya Veliaht Prensi Akishino ve Prenses Kiko ile aile fotoğrafı da çektirdi.
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Türkiye’ye ziyarette bulunan Karadağ Cumhurbaşkanı Jakov Milatoviç’i Cumhurbaşkanlığı Külliyesinde resmî törenle karşıladı.
Karadağ Cumhurbaşkanı Milatoviç, Cumhurbaşkanlığı Külliyesine gelişinde Cumhurbaşkanı Erdoğan tarafından resmî törenle karşılandı. İki ülke millî marşlarının çalınmasının ardından Karadağ Cumhurbaşkanı Milatoviç, tören kıtasını selamladı.
Türkiye ve Karadağ bayrakları önünde basın mensuplarına poz veren iki lider, daha sonra baş başa görüşmelerini gerçekleştirmek üzere Cumhurbaşkanlığı Külliyesine geçti.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, Engelsiz Türkiye Programı’nda yaptığı konuşmada, “Milletimizin farklı kesimlerine yönelik ayrımcı uygulamalara son vermeyi nasıl görev biliyorsak, engelli vatandaşlarımıza yönelik adaletsizliklerin ortadan kaldırılmasını da devletimizin asli vazifesi olarak görüyoruz. Bir yandan toplumun temeli olan, aile kurumunu güçlendirmeye çalıştık; diğer yandan yaşlılarımızın, bakıma muhtaç ve engelli kardeşlerimizin geniş bir sosyal hizmet havuzundan yararlanmalarını sağladık” dedi.
Cumhurbaşkanı ve AK Parti Genel Başkanı Recep Tayyip Erdoğan, AK Parti Kongre Merkezi’nde düzenlenen Engelsiz Türkiye Programı’na katılarak bir konuşma yaptı.
Ülkenin ve dünyanın dört bir yanındaki tüm engellilerin 3 Aralık Dünya Engelliler Günü’nü tebrik eden Cumhurbaşkanı Erdoğan, Birleşmiş Milletler öncülüğünde tüm dünyada kabul görmüş bu günün engellilerin sorunlarıyla ilgili farkındalığın artmasına, engelli insanların hayatlarını kolaylaştıracak yeni adımların atılmasına vesile teşkil ettiğini belirtti.
“ENGELLİ KARDEŞLERİMİZİN GÜNDEMİNE SAHİP ÇIKMAMIZ, BU YÖNDE ATILAN ADIMLARA İŞTİRAK ETMEMİZ GEREKİYOR”
Cumhurbaşkanı Erdoğan, engellilerin sorunlarının çözümü noktasında en önemli hususun bu konuyu her fırsatta gündeme taşımak suretiyle toplumsal hassasiyetin gerilemesine izin vermemek olduğunu ifade etti.
Engellilerle ilgili ne kadar farkındalık oluşturabilir, mesuliyet duygusu ne kadar yaygınlaştırabilirse bu süreçte o kadar fazla yol alınabileceğine, o derece başarılı olunabileceğine dikkati çeken Cumhurbaşkanı Erdoğan, sözlerini şöyle sürdürdü: “Bu bakımdan siyaset, sivil toplum ve hükûmet olarak sosyal aktivitelerle, kültürel projelerle, toplumsal bilinci artıran kampanyalarla hep beraber engelli kardeşlerimizin gündemine sahip çıkmamız, bu yönde atılan adımlara iştirak etmemiz, samimi destek vermemiz gerekiyor. 22 yıldır Türkiye’de değişimin ve dönüşümün öncülüğünü yapan AK Parti, toplumun her kesimini bu mücadeleye dahil etmek için öncü, örnek ve sürdürülebilir politikalar oluşturmaya devam ediyor. Partimizin düzenlediği bu programın da engelli kardeşlerimizin hayatlarını daha da kolaylaştırma ve toplumla bütünleşmelerini sağlama çabalarımıza katkı sunacağına inanıyorum. Bu anlamlı programı tertipleyen AK Parti Sosyal Politikalar Başkanlığımıza teşekkür ediyor, Rabbimden üstün başarılar temenni ediyorum.”
“UZAK COĞRAFYALARA İYİLİĞİ, MERHAMETİ VE ŞEFKATİ TAŞIDIK”
Cumhurbaşkanı Erdoğan, gölgesinde yaşamaktan bahtiyarlık duyulan medeniyet çınarının köklerinin yüzlerce yıl ötesine uzandığını ifade etti.
Merkezine insanı ve insanlık değerlerini alan medeniyet çınarıyla farklı coğrafyalara iyiliği, adaleti, şefkat ve merhameti taşıdıklarını vurgulayan Cumhurbaşkanı Erdoğan, şu değerlendirmelerde bulundu: ‘İnsan insanın kurdudur’ yerine, ‘İnsan insanın yurdudur’ dedik ve ‘İnsanı yaşat ki devlet yaşasın’ anlayışıyla hareket ettik. Bugün gönül coğrafyamızda hangi evi ziyaret etseniz orada mutlaka Türkiye’ye dua eden, bu millete selam gönderen, bizleri ve ecdadı hayırla yad eden insanlarla karşılaşırsınız. Türk beklenendir, Türk yolu gözlenendir tespitinin kuru bir hamaset değil tam aksine güçlü bir hakikat olduğuna pek çok yerde şahitlik edersiniz. Biz de buna yurt dışı ziyaretlerimizde defalarca şahitlik ettik. Bu elbette ki parayla, güçle, zorla elde edilebilecek bir paye değildir. Kalplerin kilidini açmak iyiliğe giden yolu bulmak ve tertemiz bir mazinin taşıyıcısı olmak, inanın ki her millete nasip olacak bir onur değildir. Türkiye adına, Türkiye’nin istiklal ve istikbal mücadelesi adına, Türkiye Yüzyılı’nın inşası adına çok büyük bir kazanımdır, önemli bir referanstır.”
Cumhurbaşkanı Erdoğan, ecdadın engelli konusuna yaklaşımını hatırlatarak, Selçuklu döneminde sultanların Darüşşifa kurumlarıyla, Ahi Teşkilatı’nın orta sandıklarıyla, vakıfların Hankah ve şifahanelerle engellilerin ve hastaların daima yanında olduğunu dile getirdi.
Engellilerin askerî ve idari görevlere getirildiklerine, titizlikle himaye edildiklerine, sosyal hayata katılımlarının teşvik edildiğine dikkati çeken Cumhurbaşkanı Erdoğan, şunları kaydetti: “Bir vakıf medeniyeti olan Osmanlı’da, engellilere dönük hizmet ve faaliyetler devletin siyasetinde önemli bir yer tutmuştur. Padişah müşavirliği dahil engellilerin Osmanlı Devleti’nin farklı kademelerinde büyük vazifeler üstlendiği çoğu zaman göz ardı edilen bir gerçektir. Hırka-i Saadet Dairesi’nde görev alan Darul-Huffaz gibi kurumlarda yetişip hafızlık yapan, farklı din hizmetlerinde bulunan nice engellinin hayatın her alanında güçlü bir şekilde var olduğunu biliyoruz. Ecdat, vakıflar, eğitim ve sağlık kurumları, bimarhaneleriyle engellilerin topluma kazandırılmasına müthiş bir hassasiyet göstermiştir.”
Cumhurbaşkanı Erdoğan, Türkiye’de kimi marjinal çevrelerin bitmeyen bir kinle özellikle hedef aldığı Sultan 2. Abdülhamit Han’ın, 1889’da açtırdığı bir mekteple işitme ve konuşma engelli kişilerin çağın üzerinde bir eğitim almalarını sağladığını söyledi.
Bu okulun öğrencilerinin, at arabalarının ve diğer araçların kendilerini fark etmeleri için kırmızı renkli bir kıyafet giydiklerini, Sultan Abdülhamit Han’ın bu öğrencilere özel bir ihtimam gösterdiğini anlatan Cumhurbaşkanı Erdoğan, şöyle devam etti: “Bir gün dönemin Maarif Vekaleti bu talebeler için bir talimatname hazırlamış ve mahallî idarelere göndermiştir. Bu talimatnamede kırmızı renkli elbise giyen öğrencilere dikkat etmeyen tüm arabacıların amirleri tarafından uyarılmaları, gerekirse cezai işleme tabi tutulmaları emredilmiştir. Yine o günlerde işitme ve görme engelliler okulu talebeleri Abdülhamid Han’a bir mektup yazarak kendilerine yönelik hizmetlerinden ötürü Sultan’a şükranlarını ifade etmişlerdir. İşte biz böyle bir geçmişten, böyle bir devlet geleneğinden, hamdolsun böyle erdemli ve kapsamlı bir sosyal politika tecrübesinden geliyoruz. Bundan da iftihar etmemiz, gururlanmamız gerekiyor. Başkaları gibi devletimizin ve milletimizin tarihini bir asır öncesinden başlatıp, geçmişi reddetmek yerine, tarihimizi bir bütün olarak kucaklıyor, maziden bugüne ve geleceğe güçlü köprüler kurmaya gayret ediyoruz.”
Ecdattan miras kalan ne kadar değer ve ne kadar uygulama varsa hepsini muhafaza etmenin, daha ileri seviyelere taşımanın çabasında olduklarını belirten Cumhurbaşkanı Erdoğan, sosyal adaleti güçlendirmeyi, eşitsizliği gidermeyi hedefleyen, kuşatıcı insan odaklı yaklaşımların gerisinde işte bu tasavvurun bulunduğunu söyledi.
“TÜRKİYE CUMHURİYETİ’NDE HANGİ SEBEPLE OLURSA OLSUN KİMSE DIŞLANAMAZ”
Cumhurbaşkanı Erdoğan, şunları kaydetti: “Biz her zaman şunu savunduk. Bugün de aynı hassasiyeti taşıyoruz. Türkiye Cumhuriyeti Devletinin sahibi millettir. 85 milyonun tamamıdır. İnanç, mezhep, meşrep ayırmaksızın milletimizin tüm fertleri, devletimizin nazarında aynı derecede hizmete ve hürmete layıktır. Tek parti faşizmi ve darbe dönemlerindeki gibi makbul olan ve olmayan vatandaş ayrımını asla tasvip etmiyoruz. Sırf inancından, başörtüsünden, sakalından dolayı insanların kamusal hayatın dışına atıldığı o kara günler artık geride kalmıştır. Türkiye Cumhuriyeti’nde hangi sebeple olursa olsun kimse dışlanamaz, ikinci sınıf vatandaş olarak görülemez, sosyal, siyasal ve iktisadi noktada kesinlikle geri görülemez. Bunların en başında da engelli vatandaşlarımız yer almaktadır. Biz engelli vatandaşlarımızla güçlüyüz ve 21. yüzyılı Türkiye Yüzyılı yapma hedefine giden yolda engellilerimizle kol kolayız, omuz omuzayız. Milletimizin farklı kesimlerine yönelik ayrımcı uygulamalara son vermeyi nasıl görev biliyorsak, engelli vatandaşlarımıza yönelik adaletsizliklerin ortadan kaldırılmasını da devletimizin asli vazifesi olarak görüyoruz.”
Cumhurbaşkanı Erdoğan, 2002’den beri aile ve sosyal hizmetler sahasının bu konuda titizlikle eğildikleri alanların başında geldiğini, bir yandan toplumun temeli olan aile kurumunu güçlendirmeye çalıştıklarını, diğer yandan yaşlıların bakıma muhtaç ve engellilerin geniş bir sosyal hizmet havuzundan yararlanmalarını sağladıklarını anlattı.
Engellilere dönük hizmetleri, lütfeden, bahşeden, üstenci bir tarzda değil, geç kalmış hakların teslimi yaklaşımıyla hayata geçirdiklerini dile getiren Cumhurbaşkanı Erdoğan, 2005’te çıkardıkları ve temel politikayı ortaya koydukları Engelliler Hakkında Kanun’un, bunun en açık göstergelerinden biri olduğunu ifade etti.
“WEB SİTELERİ VE MOBİL UYGULAMALARIN ERİŞİLEBİLİRLİĞİ GENELGESİNİ YAKINDA YAYINLAYACAĞIZ”
Cumhurbaşkanı Erdoğan, Türkiye’nin 2008’de Birleşmiş Milletler Engellilerin Haklarına İlişkin Sözleşmeyi (EHS) imzalayan ilk ülkelerden biri olduğunu anımsatarak, engellilerin hak ve hizmetlere doğrudan ulaşabilmeleri adına erişilebilirlik ilkesini kendilerine rehber edindiklerini vurguladı.
Bu kapsamda kamu kullanımına açık binaların, kaldırım, yaya geçidi ve park gibi açık alanların, toplu ulaşım araçları ile bilgi ve iletişim sistemlerinin erişilebilir olmasını zorunlu hâle getirdiklerini anlatan Cumhurbaşkanı Erdoğan, engellilerin yoğun şekilde kullandıkları 3 bin 500’ün üzerinde bina, açık alan ve toplu taşıma aracına, erişilebilirlik belgesi verdiklerini söyledi.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, 2020 yılını “Erişilebilirlik Yılı” ilan ederek bu alandaki çalışmalara daha da hız kazandırdıklarını dile getirerek, sözlerini şöyle sürdürdü: “Erişilebilirlik yalnızca fiziki yapılarla sınırlı değil, teknolojinin tüm unsurlarıyla hayatımızı hem de doğrudan etkilediği bugünlerde çoğu ürün ve hizmete erişim dijital yollarla sağlanıyor. Buradan bir müjdeyi tüm engellilerimizle paylaşmak istiyorum. Engelli kardeşlerimizin dijital temelli hizmetlere daha kolay ulaşabilmeleri amacıyla web siteleri ve mobil uygulamaların erişilebilirliği genelgesini inşallah yakın zamanda yayınlayacağız. Genelgemiz tüm engelli kardeşlerimiz için şimdiden hayırlı, uğurlu olsun.”
“ENGELLİ ÖĞRENCİLERİMİZ, EV, OKUL ARASI ULAŞIMLARINI HİÇBİR ÜCRET ÖDEMEDEN YAPABİLİYORLAR”
Cumhurbaşkanı Erdoğan, şunları kaydetti: “İşitme engelli kardeşlerimizin, tüm işaret dili tercümesinden yararlanabilecekleri engelsiz iletişim merkezimizi 2022 yılında kurduk. 2013 yılında hayata geçirdiğimiz ücretsiz seyahat uygulamasına devam ediyoruz. Bu çerçevede engelli bireyler ve refakatçileri için belediyeciler aracılığı ile yaptığımız gelir desteği ödemelerimizi sürdürüyoruz. Bugüne kadar yaklaşık 1,5 milyar liralık ücretsiz seyahat gelir desteği ödemesi gerçekleştirdik. Engelli öğrencilerimiz, ev, okul arası ulaşımlarını hiçbir ücret ödemeden yapabiliyorlar.”
Erişilebilirlik bilincinin toplumun tüm kesimlerinde yaygınlaşması adına 2011’den beri bilgilendirme ve farkındalık çalışmaları yürüttüklerini bildiren Cumhurbaşkanı Erdoğan, bugüne kadar 28 bini aşkın kamu personelinin erişilebilirlik eğitimlerine katıldığını belirtti.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, engellilerin çalışmak ve üretmek için istekli ve azimli olduğuna yıllardır bizzat şahitlik ettiğini vurgulayarak, “İş yerlerine engelli personel çalıştırma zorunluluğu getiren kota sistemini devreye aldık. Engelli Kamu Personeli Seçme Sınavı ile kamuda engelli memur atamalarının önünü yine biz açtık. Böylece son yıllarda kamudaki engelli memur sayısında önemli artış sağladık. 2002 yılında 5 bin 772 olan engelli memur sayımız şu an 71 bine yaklaşmış durumda” diye konuştu.
Kamuda çalışan engelli memurların verimliliğinin artırılmasına büyük önem verdiklerini aktaran Cumhurbaşkanı Erdoğan, engellilerin özel sektörde istihdam edilmelerini de güçlü şekilde desteklediklerini vurguladı.
Bu kişilerin becerilerinin dikkate alınarak istihdam edilmeleri için iş koçluğu uygulamasını 2014’te başlattıklarını anımsatan Cumhurbaşkanı Erdoğan, şöyle konuştu: “Bu uygulamayı iş ve meslek danışmanlığı sistemi olarak yaygınlaştırmaya ve güçlendirmeye devam ediyoruz. İş bulmakta zorlanan zihinsel engelli vatandaşlarımızı ücret desteği, vergi indirimleri ve çeşitli muafiyetler sağladığımız korumalı iş yerlerinde istihdam ediyoruz. Hâlihazırda bu yardımdan 17 korumalı iş yerinde 333 engelli kardeşimiz çalışmaya, üretmeye devam ediyor” dedi.
“2002’DE 21 OLAN ENGELLİ BAKIM MERKEZLERİMİZİN SAYISINI 106’YA ÇIKARDIK”
Cumhurbaşkanı Erdoğan, erken teşhis ve müdahalenin birçok alanda olduğu gibi engellilikle mücadelede de önemli bir yer tuttuğunu belirterek, “0-8 yaş aralığındaki özel gereksinimli evlatlarımızın ihtiyaç duydukları hizmetleri etkili bir şekilde alabilmeleri için aile temelli, ulusal erken müdahale sistemimizi yıl bitmeden pilot olarak hayata geçireceğiz” dedi.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, şu anda 2 ilde uygulanan otizmli bireylerin ailelerine yönelik Bireysel Sosyal Hizmet Danışmanlığı’nı da yakın zamanda 16 ile daha taşıyacaklarını bildirerek, sözlerini şöyle sürdürdü: “Üzerinde önemle durduğumuz bir diğer konu ise engelli vatandaşlarımızın ailelerinin yanında sosyal çevrelerinden kopmadan bağımsız bir biçimde yaşamlarını sürdürebilmeleridir. Bunun için Evde Bakım Yardımı, Gündüzlü Bakım Hizmetleri ve Umut Evleri gibi toplum temelli bakım hizmetlerini önceliyor ve yaygınlaştırıyoruz. 2007 yılında yaklaşık 29 bin vatandaşımız evde bakım yardımı alıyordu. Hâlihazırda bu yardımdan yaklaşık 547 bin vatandaşımız yararlanıyor. Engellilerimizin kültürel ve sportif faaliyetlere katılabildiği gündüz bakım evlerimizin sayısını 137’ye yükselttik. Ülkemizin dört bir yanındaki 145 Umut Evi’nde engelli vatandaşlarımıza ev ortamında hizmet sunmaya devam ediyoruz. 2002 yılında 21 olan engelli bakım merkezlerimizin sayısını 106’ya çıkardık. Bu merkezlerdeki 6 bin 832 vatandaşımızın her türlü ihtiyacı ücretsiz karşılanıyor. 2024 yılı Ekim ayı itibarıyla farklı şehirlerdeki 317 özel bakım merkezinde hizmet alan 30 bin 165 engelli vatandaşımızın yüzde 94’ünün bakım maliyetlerini devlet olarak biz karşılıyoruz.”
“ENGELSİZ BİR TÜRKİYE İSTİYORSAK TÜM KURUMLARIMIZIN UYUM VE İŞ BİRLİĞİ İÇİNDE BUNA KATKI SAĞLAMASI ŞARTTIR”
Cumhurbaşkanı Erdoğan, otizm alanında ihtisaslaşmış, gündüzlü ve yatılı bakım merkezlerinin de yaygınlaştırılmasının önceliklerinin arasında yer aldığını belirtti.
Otizm spektrum bozukluğu olan bireylere İkinci Ulusal Eylem Planı’nın uygulanmaya başladığını aktaran Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Engelli kardeşlerimizin hiçbir zorlukla karşılaşmadan hayatın her alanında güçlü şekilde var olabildiği bir ülke Türkiye Yüzyılı’nda ulaşmak istediğimiz hedeflerden biridir. Türkiye Yüzyılı sadece barışın, huzurun, kardeşliğin değil, engellilerin de yüzyılı olacaktır” dedi.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, 2030 Engelsiz Vizyon Belgesi’ni 3 yıl önce yine Dünya Engelliler Günü’nde ilan ettiklerini, vizyon belgesinin 3 yıllık uygulama aracı olan Engelli Hakları Ulusal Eylem Planı’nın ilk 2 yılının geride kaldığını söyledi.
Eylem planının hedeflerine tam anlamıyla ulaşabilmesi için herkesin daha gayretli, hevesli ve özverili çalışması gerektiğini vurgulayan Cumhurbaşkanı Erdoğan, şöyle devam etti: “Engelsiz bir Türkiye istiyorsak tüm kurumlarımızın uyum ve iş birliği içinde buna katkı sağlaması şarttır. Bu noktada sorumluluk üstlenen tüm birimlerimizin gereken özeni, titizliği, hassasiyeti göstereceğine yürekten inanıyorum. Burada şu gerçeği tekrar hatırlatmak durumundayım. Gerçek manada engellilik hâli, azmini ve idealini kaybetmişler içindir. Azmini ve idealini kaybetmemiş olanlar için engel yoktur. Azim varsa, hedef varsa, inanç varsa, ülkü varsa başarı vardır, zafer vardır, galibiyet vardır, hedeflere ulaşmak vardır. Bir başka engellilik hâli de zihinlerde ve yüreklerde olandır. Yani asıl engellilik kendine engel olmaktır. Kendini sınırlamak, hayatın içerisinden geri çekmektir. Davası, hedefi, gayesi ve azmi olan parmağıyla mermeri deler, tırnağıyla kale surlarında gedik açar.”
“ENGELLİ KARDEŞLERİMİZLE EL ELE, GÖNÜL GÖNLE VERDİK”
Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Spordan siyasete, iş dünyasından hayatın diğer alanlarına kadar engelli kardeşlerimizin hepimizi gururlandıran, hepimize umut ve ilham veren başarılarının gerisinde zihinlerdeki engelleri yıkmaları vardır. Engelli kardeşlerimizle el ele, gönül gönle verdik. Hamdolsun bugün 22 sene önce hayal dahi edilemeyen seviyelere geldik ama önümüzde daha gitmemiz gereken çok ciddi mesafe olduğunun da farkındayız. Engelli kardeşlerimizin hayatın her safhasında daha fazla görünür olmaları, daha fazla yer almaları için çalışmalarımıza devam edeceğiz. Başta mahallî idareler olmak üzere kamu yahut özel her kurum ve kuruluşun engellilerin hayatına olumlu manada dokunmak noktasında elini taşın altına koymasını özellikle beklediğimizi burada vurgulamak istiyorum” diye ekledi.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, tüm engellilerin 3 Aralık Dünya Engelliler Günü’nü tebrik ederek, erişilebilirlik ödüllerine layık görülen kurumları ve temsilcileri kutladı.
Size daha iyi hizmet sunabilmek amacıyla çerezleri kullanıyoruz. Çerezler Hakkında Aydınlatma Metni için tıklayınız. www.kimlerburada.com Bu siteyi kullanmaya devam ederseniz, Gizlilik ve Çerez Politikamızı kabul etmiş olursunuz.
Size daha iyi hizmet sunabilmek amacıyla çerezleri kullanıyoruz. Çerezler Hakkında Aydınlatma Metni için tıklayınız. www.kimlerburada.com Bu siteyi kullanmaya devam ederseniz, Gizlilik ve Çerez Politikamızı kabul etmiş olursunuz.
Gerekli cookie, sayfa gezinmesi ve web sitesinin güvenli alanlarına erişim gibi temel işlevleri etkinleştirerek bir web sitesi kullanıma yardımcı olur. Web sitesi bu cookie olmadan düzgün çalışamaz.
Tercih cookies, bir web sitesinin, tercih ettiğiniz diliniz veya bulunduğunuz bölgeniz gibi, web sitesinin davrandığını veya görünüşünü değiştiren bilgileri hatırlamasını sağlar.
İstatistik
İstatistik cookies, web sitesi sahiplerinin anonim olarak bilgi toplayıp bildirerek ziyaretçilerin web siteleriyle nasıl etkileşimde bulunduğunu anlamalarına yardımcı olabilir.
Pazarlama
Pazarlama cookies, ziyaretçileri web sitelerinde izlemek için kullanılır. Amaç, bireysel kullanıcıya ilgi çekici ve böylece yayıncılar ve üçüncü taraf reklamverenler için daha değerli olan reklamları görüntülemektir.
Sınıflandırılmamış
Sınıflandırılmamış cookies, bireysel kurabiye sağlayıcıları ile birlikte sınıflandırma sürecinde olduğumuz cookies.